Ülkemizde 5G ihalesinin bu yıl içinde yapılması ve 2026 yılında 5G'ye geçilmesi bekleniyor. 5G, Türkiye için bir dönüm noktası olacak. Bu nedenle "5G" ve "fiber" bu senenin en önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. 5G ihalesinin ardından, 2026'da yapılması ön görülen fiber imtiyaz sözleşmesi de Türkiye'nin dijitalleşme yolculuğunda çok kritik bir rol oynayacak. 2,5 milyar dolar seviyesinde olması beklenen bu ihaleye de gerek kaliteli insan kaynağı, gerek teknolojisi gerekse de finansal gücüyle hazır ve talip olduklarını belirten Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, "Herkesin, her şeyin, her an ve her yerde birbiriyle bağlantılı olduğu bir çağdayız. Bu çağın en önemli teknolojilerden biri de şüphesiz 5G. 5G teknolojisi, sıradan bir mobil şebeke yükseltmesi değil; yeni bir dijital ekonomi altyapısı anlamına geliyor" dedi.
5G'ye geçişte iki ana unsurun hazır olması gerekiyor; Cihazların (cep telefonlarının) 5G uyumlu olması ile baz istasyonlarının ve altyapının 5G'ye uygun hale getirilmesi. Mevcut durumda Türkiye'deki cihazların yalnızca yüzde 17'si 5G uyumlu. Buna çözüm getirmek için Mart ayında Barcelona'da düzenlenen Mobile World Congress'te önemli bir anlaşmaya imza attıkları bilgisini veren Dr. Koç, "Baz istasyonlarının ve altyapının 5G'ye uygun hale getirilmesi başlığı altında da gerekli tüm adımları hızla atıyoruz. Bu kapsamda bir yandan 5G uyumlu yeni baz istasyonları kurarken, diğer yandan mevcut 4.5G altyapımızı 5G'ye dönüştürmeye yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz" açıklamasında bulundu.
İzmir'den Girit'e, oradan da İtalya'ya uzanan yeni denizaltı fiber kablo projesiyle de, 'Dijital İpek Yolu'na yeni bir otoban ekleyerek veri taşımacılığında güçlü bir alternatif yarattıklarını hatırlatan Dr. Koç, "Süveyş Kanalı üzerinden Avrupa'ya uzanan mevcut rotalara stratejik bir seçenek sunan bu proje, internet erişiminde daha hızlıve güvenli bir bağlantı sağlayacak" bilgisini verdi.
Turkcell'in kurulduğu günden bugüne toplam yatırım tutarı 28 milyar dolar. Bu yatırımların hepsi ülkemizin teknolojik altyapısına, Türkiye'nin dijital dönüşümüne yönelikti. 2025'i "yatırım yılı" olarak ilan ettiklerini aktaran Dr. Koç, gelirlerinin yüzde 24'ünü yatırımlara ayıracaklarını ifade ederek, "Bu Turkcell tarihindeki en yüksek oranlardan biri. 2025 yılında da, başta 5G ve fiber altyapı olmak üzere, yapay zekâdan veriye kadar tüm stratejik odak alanlarımızda yapacağımız yatırımlarla, hedeflerimize kararlılıkla yürüyeceğiz. 2025'i 5G yılı olarak görüyoruz" açıklamasını yaptı.
Aynı zamanda Dünya GSM Birliği GSMA'in yönetim kurulunda da yer alan Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç ile kısa dönem yatırım hedeflerini ve Turkcell'in 5G yolculuğunu konuştuk…
Turkcell olarak 2025 hedeflerinizden kısaca bahseder misiniz?
Turkcell için 2024 yılı pek çok açıdan dönüm noktası niteliğindeydi. 30. kuruluş yılımızı kutladığımız bu özel senede, sadece finansal başarılarla değil; aynı zamanda teknoloji, sürdürülebilirlik ve altyapı yatırımlarımızla da güçlü bir büyüme performansı sergiledik. Kurulduğumuz günden bugüne toplam yatırım tutarımız 28 milyar dolar oldu. Bu yatırımların hepsi ülkemizin teknolojik altyapısına, Türkiye'nin dijital dönüşümüne yönelikti. 2025'i ise "yatırım yılı" olarak ilan ettik. Gelirlerimizin yüzde 24'ünü yatırımlara ayıracağız. Bu Turkcell tarihindeki en yüksek oranlardan biri.
Sürdürülebilir büyüme ve tüm paydaşlarımız için değer yaratma odağı çerçevesinde, geleceğin fırsatlarına yatırım yapmak önceliğimiz. Ülkemizin dijital dönüşüm yolculuğuna liderlik etmeyi hem altyapımızla hem de onun üzerinde yükselen dijital servislerle sürdüreceğiz. Bunu yaparken de dijital teknolojilerin gücünü kullanacağız. 2025 yılında da, başta 5G ve fiber altyapı olmak üzere, yapay zekâdan veriye kadar tüm stratejik odak alanlarımızda yapacağımız yatırımlarla, hedeflerimize kararlılıkla yürüyeceğiz. Sosyal fayda odaklı yatırımlarımız da artarak devam edecek.
Bu yolculukta bağlantı teknolojileri çok önemli bir yere sahip. Hep vurguladığım gibi 2025'i 5G yılı olarak görüyoruz. Türkiye için bir dönüm noktası olacak bu dönüşüm için, ülkemizin lider teknoloji markası olarak gerekli tüm yatırım ve hazırlıkları yapıyoruz. Hem yerli cihaz üretimi hem de fiber altyapı yatırımlarımızla bu alanda öncü olmaya devam edeceğiz.
5G ihalesine kısa bir zaman kaldı. Bu konuda hazırlıklarınız ne aşamada?
Herkesin, her şeyin, her an ve her yerde birbiriyle bağlantılı olduğu bir çağdayız. Bu çağın en önemli teknolojilerden biri de şüphesiz 5G. 5G teknolojisi, sıradan bir mobil şebeke yükseltmesi değil; yeni bir dijital ekonomi altyapısı anlamına geliyor. 5G, tüm iş kollarında dönüştürücü bir etki oluşturacakçapta bir teknoloji. 5G'nin sunduğu yüksek hız, kapasite ve verimliliğin, Türkiye'nin teknoloji ekosistemine de önemli katkıları olacak.
Ülkemizde 5G ihalesinin bu yıl içinde yapılmasını ve 2026 yılında 5G'ye geçilmesini bekliyoruz. 5G Türkiye için bir dönüm noktası olacak. Bu nedenle "5G" ve "fiber" bu senenin en önemli gündemi. Turkcell olarak 1994'ten beri yaptığımız her yatırımı, aynı zamanda ülkemizin dijital geleceğine de bir yatırım olarak görüyoruz. Bu 31 yılda ilk SMS'ten ilk mobil ödemeye kadar hep ilkleri gerçekleştirdik. Şimdi de aynı motivasyon ve kararlılıkla 5G'ye hazırlanıyoruz. Türkiye'nin lider operatörü olma sorumluluğuyla 5G yatırımlarını aralıksız sürdürüyoruz. Türkiye'nin Turkcell'i olarak ülkemizi yarının dünyasına hazırlamayı milli bir sorumluluk olarak görüyoruz.
Türkiye'nin 5G yolculuğu, aslında 29 Temmuz 2022'de İstanbul Havalimanı'nda 5G altyapısının hizmete açılmasıyla başladı. 5G'yi ilk olarak İstanbul Havalimanı'nda hayata geçirdik. İhale sürecinin yaklaşmasıyla birlikte 5G'yi farklı lokasyonlarda da kullanıma açtık. Geride kalan futbol sezonunda, 4 büyüklerin statlarında 5G altyapısını kurduk ve 1-1,5 gigabit hızlara ulaştık. Bunun yanı sıra TBMM çatısı altında da 5G sinyalini verdik. Geçtiğimiz yıl Adana'daki TEKNOFEST kapsamında, 800 kilometre mesafedeki bir iş makinesini, Adana'daki Turkcell standından başarı ile kontrol ettik.
Kısa süre önce KKTC'de düzenlenen TEKNOFEST'te ise bir başka ilke imza attık. Girne sahilinde yer alan yeni nesil otonom mobil deniz aracını, Lefkoşa'daki TEKNOFEST alanından yani yaklaşık 90 kilometre uzaktan 5G ile kontrol ettik. Tüm bu adımlar, 5G konusunda kat ettiğimiz mesafenin net birer kanıtı. 5G'ye geçişte iki ana unsurun hazır olması gerekiyor: Cihazların (cep telefonlarının) 5G uyumlu olması ile baz istasyonlarının ve altyapının 5G'ye uygun hale getirilmesi. Mevcut durumda Türkiye'deki cihazların yalnızca yüzde 17'si 5G uyumlu. Buna çözüm getirmek için Mart ayında Barcelona'da düzenlenen Mobile World Congress'te Samsung'la bir anlaşma imzaladık.
Samsung dünyada sadece 7 ülkede telefon üretiyor. Bu ülkelerden biri de Türkiye. Samsung'un Çorlu'daki fabrikasında, Turkcell'e özel 5G uyumlu A26 modelinin üretimine başlandı. Amacımız 5G'ye geçiş sürecini hızlandırmak ve bu teknolojinin daha geniş kitlelere ulaşmasını, müşterilerimizin bu dönüşüme uyum sağlamalarını kolaylaştırmak. Baz istasyonlarının ve altyapının 5G'ye uygun hale getirilmesi başlığı altında da gerekli tüm adımları hızla atıyoruz. Bu kapsamda bir yandan 5G uyumlu yeni baz istasyonları kurarken, diğer yandan mevcut 4.5G altyapımızı 5G'ye dönüştürmeye yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bunun yanında, ULAK'la Türkiye'nin yeni nesil iletişim teknolojileri ve 5G alanında söz sahibi olabilmesi için önemli bir adım attık. Turkcell'in Türkiye çapında toplam 3 bin 250 sahasında, yerli ve milli baz istasyonu ULAK'ın 4.5G ve 5G destekli geliştirilen yeni nesil ürünlerinin kullanılmasına yönelik iş birliği anlaşmasınıda , Barcelona'daki Mobile World Congress'te imzaladık. Turkcell olarak, 5G'ye geçiş için gerekli olan tüm hazırlıkları tamamladık ve teknik altyapımızı bu yeni nesil teknolojiye hazır hale getirdik. Bir başka deyişle Turkcell olarak yarının ağlarını inşa etmek için bugünden yatırım yapıyoruz. Bu vizyon 5G'nin ötesine de uzanıyor. 2030 sonrası hayatımıza girmesi beklenen 6G'ye de şimdiden hazırlık yapıyoruz. 6G ve yapay zeka teknolojileri üzerine çalışan son teknoloji Ar-Ge laboratuvarımızı (Turkcell 6Gen Lab) Aralık 2022'de hizmete açtık. Kısacası 5G ve ötesi yeni nesil teknolojileri de düşünerek yatırımlarımıza aralıksız devam ediyoruz. Turkcell olarak biz 5G'ye hazırız. Frekans tahsisleri tamamlandığında en kaliteli 5G deneyimini sunan operatör yine Turkcell olacak.
5G ile bağlantılı bir diğer kritik konu da fiber altyapı. Bu alanda ne gibi yatırımlarınız var?
Dünya bir makro dönüşüm çağını yaşıyor. Herkesin, her şeyin, her an ve her yerde uyum içinde çalışması için "güçlü bir bağlantı altyapısı" şart. Fiber altyapı aynı zamanda, dijital dünyada tam bağımsız olmanın şartlarından biri. Daha yaygın fiber altyapı, daha fazla kurumun dijital dönüşümü, daha hızlı bulut erişimi ve her sektörde daha verimli süreç yönetimi demek. Tüm bu nedenlerle "5G ve fiber" bu senenin en önemli gündemi. Evet 5G için geri sayım başladı. Fiber altyapıya yönelik yatırımlar, Türkiye için bir dönüm noktası olacak 5G'ye geçiş sürecinde de kilit rol oynayacaktır. Bu anlayışla, fiber altyapı çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Yenilikçi teknolojileri ülkemize kazandırmak için fiber altyapının ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz. Dijital dönüşümün kalbi olan fiber yatırımlarımızla ülkemizi daha güçlü bir bağlantı ağına kavuşturuyoruz. Türkiye'nin dijital omurgasını güçlendiriyoruz.
Türkiye'nin en çok mobil altyapı yatırımı yapan operatörü olarak, Superonline markamızla şu anda 6 milyon haneye fiber optik hizmet ulaştırıyoruz. Bu doğrultuda global iş birliklerine de hız kesmeden devam ediyoruz. Son olarak Barselona'daki Mobil World Congress'te, İtalyan denizaltı fiber kablo şirketi TI Sparkle ile gerçekleştirdiğimiz anlaşma, Türkiye'yi küresel veri akışının merkezine dönüştürme hedefimize yönelik çok önemli bir adım. İzmir'den Girit'e, oradan da İtalya'ya uzanan yeni denizaltı fiber kablo projemizle, 'Dijital İpek Yolu'na yeni bir otoban ekleyerek veri taşımacılığında güçlü bir alternatif yaratıyoruz. Süveyş Kanalı üzerinden Avrupa'ya uzanan mevcut rotalara stratejik bir seçenek sunan bu proje, internet erişiminde daha hızlı ve güvenli bir bağlantı sağlayacak.
Turkcell'in gelecek vizyonu olarak belirlediğimiz ve ana işlerimizden biri olan fiber internet altyapısının yaygınlaşmasına olan inancımızı, kısa süre önce kazandığımız BOTAŞ ihalesi ile bir kez daha ortaya koyduk. Geçtiğimiz ay yapılan BOTAŞ Fiber Altyapı İhalesi'ni, yıllık 25.5 milyon dolarlık teklifle 15 yıllık bir süre için toplam 382,5 milyon dolarlık bedelle yine Turkcell Superonline kazandı. Söz konusu hatlar, 5G bağlantısının da ana omurgasını oluşturması nedeniyle ayrı bir öneme sahip. Bu ihale, aynı zamanda fiber konusundaki kararlılığımızın da tescili. 5G ihalesinin ardından, 2026'da yapılması ön görülen fiber imtiyaz sözleşmesi de Türkiye'nin dijitalleşme yolculuğunda çok kritik bir rol oynayacak. 2,5 milyar dolar seviyesinde olmasını beklediğimiz bu ihaleye gerek kaliteli insan kaynağımız, gerek teknolojimiz gerekse de finansal gücümüzle hazırız ve talibiz. Sürecin sonunda kazanan Türkiye olacak.
Turkcell Türkiye'nin lider veri merkezi işletmecisi konumunda. Veri neden önemli? Turkcell bu alanda ne gibi çalışmalar yürütüyor?
Veri, dijital çağın en kıymetli hammaddesi konumunda. Teknolojinin büyümesiyle doğru orantılı olarak daha fazla veri üretiliyor, depolanıyor, işleniyor ve paylaşılıyor. Dolayısıyla veri sahipliği hem kurumlar hem ülkeler nezdinde küresel anlamda en kritik meselelerden biri. Milli menfaatler noktasında stratejik konumda olan bir şirket olarak veriyi odak alanlarımızdan biri olarak belirledik. Bu alandaki çalışmalarımızı "Türkiye'nin verisinin Türkiye'de kalması" prensibiyle yürütüyoruz. Bu amaca yönelik olarak 2024 yılında TDC Veri Hizmetleri şirketimizi kurduk.
2016'dan bu yana toplam 530 milyon Euro yatırımla, Kocaeli Gebze, Ankara Temelli, İzmir Menderes ve Tekirdağ Çorlu'da 4 yeni nesil veri merkezi kurduk. Yıl sonu itibarıyla 41,4 MW aktif IT kapasitesine ulaşan veri merkezlerimize, 2025 yılı içerisinde yeni modüller ekleyerek, 8,4 MW değerinde ek kapasite oluşturmayı hedefliyoruz. Uptime Institute tarafından dizayn, uygulama ve operasyon alanında verilen Tier III sertifikalarını aynı anda almaya hak kazanan Türkiye'deki ilk şirket olarak, veri merkezi işletmeciliğinde standartları belirliyoruz.
Türkiye'nin en büyük veri merkezi işletmecisiyiz. Bugün itibariyle piyasanın bütün kapasitenin üçte birini tek başımıza karşılayabilecek bir kapasiteye sahibiz. Turkcell dışında onlarca farklı sektörde yaklaşık 4 bin yerli ve yabancı şirket ve kuruma bulut ve veri barındırma hizmeti veriyoruz. Hedefimiz ise Türkiye'yi bölgemizin bölgesel ve global bir dijital veri üssü haline getirmek. İtalyan TI Sparkle ile yaptığımız deniz altı fiber kablo anlaşması, aynı zamanda ülkemizi bölgenin veri üssü yapma hedefimizin de önemli bir adımı. 2025 yılı itibarıyla veri merkezi ve bulut işimiz için ilk kez gelir büyümesi hedefi açıkladık ve yılın ilk çeyreğinde bu alanda yüzde 47,5'lik bir büyüme kaydettik. Bu da attığımız adımların ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.
Tabii veriyi işlemek ve aktarmak için güçlü bir bağlantı altyapısı gerekiyor. Dolayısıyla fiber altyapı ve veri arasında çok yakın bir ilişki var. Sunduğu yüksek hız ve güvenlik, enerji verimliliği, düşük gecikme gibi avantajlarla, fiber altyapı bu anlamda çok önemli bir yere sahip. Bu gerçekten hareketle gerek veri merkezleri gerekse de fiber altyapı ve 5G konusunda yaptığımız yatırımlara kaynak yaratmak için de çok önemli girişimlerde bulunuyoruz. Yakın zamanda hem şirketimiz hem de ülkemiz için önemli bir başarıya imza atarak, toplam 1 milyar dolar değerinde, Turkcell tarihinin en büyük uluslararası tahvil ihracını gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra Dubai Islamic Bank ile varılan anlaşma kapsamında, Körfez Bölgesi'nden 150 Milyon ABD Doları tutarında murabaha finansmanı sağlandı. TDC olarak da veri merkezi yatırımlarını büyütmek ve şirketimizin pazardaki liderliğini pekiştirmek adına Emirates NBD Bankası ile 100 milyon Euro tutarında bir kredi anlaşması imzaladık. Türkiye'nin öncü teknoloji şirketi ve veri merkezi işletmecisi olarak bu alandaki yatırımlarımıza önümüzdeki dönemde de aralıksız devam edeceğiz.
Teknoloji alanında faaliyet gösteren bir marka olarak sürdürülebilirlik ve enerji yaklaşımınız nedir? Ne gibi yatırımlar yapıyorsunuz enerji verimliliği ve çevre özelinde?
Turkcell olarak yalnızca teknolojide değil, sürdürülebilirlikte de öncü rol üstleniyoruz. Enerji-yoğun bir sektörde faaliyet gösterdiğimizin bilinciyle, sürdürülebilirlik kavramı tüm iş yapış süreçlerimizin kalbinde yer alıyor. Attığımız her adımın çevreye olan etkilerini ölçümlüyor, yenilenebilir kaynak yönetimine büyük önem veriyoruz. Bu anlayıştan hareketle enerji ve sürdürülebilirliği ana odak alanlarımızdan biri olarak belirledik. Hedefimiz, Sanayi Devrimi'nin yol açtığı iklim krizini teknoloji devrimi ile yenmek. Kısa, orta ve uzun vadeli planlarımız doğrultusunda, alanında uzman kişilerden oluşan özel ekiplerimiz aracılığıyla sürdürülebilirlik çalışmalarını yürütüyoruz. Tüm bu çalışmalar yönetim kurulu düzeyinde takip ediliyor.
2050 yılında net sıfır olma hedefimiz doğrultusunda, çalışmalarımızı "daha fazla bit, daha az watt" ilkesiyle sürdürüyoruz. Tükettiğimiz elektriğin tamamını yenilenebilir enerji sertifikalı kaynaklardan karşılıyoruz. Yenilenebilir enerji kaynakları başlığı altında güneş enerjisi (GES) santralleri çok önemli bir yer tutuyor. 2024 yıl sonu itibarıyla 54 MW kapasiteye sahip arazi tipi güneş enerjisi santrallerimizin kurulumunu tamamlayarak Uşak ve Van'da 3 sahamızı devreye aldık. Toplamda 7 farklı ilde ve 11 lokasyondaki GES'lerimizin kurulu gücünü 300 MW'a çıkarmayı hedefliyoruz. Bu santrallere toplam 240 milyon dolar yatırım yapacağız. Bunun yanı sıra İzmir Karadağ'da uzun süredir faaliyet gösteren 18 MW kurulu güce sahip rüzgâr enerjisi santralimiz de sürdürülebilirlik stratejimize katkı sağlıyor.
Bir diğer çevreci projemiz de "yeşil baz istasyonları." Enerji yedekliliğine destek olabilmek için güneş panelleri koyuyoruz. Baz istasyonlarımız tükettiği elektriğin bir kısmını, gündüz saatlerinde bu güneş panellerinden sağlıyoruz. Biz bunlara "yeşil baz istasyonu" diyoruz. Geçen yıl sonu itibariyle toplam yeşil baz istasyon sayısı 2410'a ulaştı. Bu sayede 5.2 megawatt'lık enerji ürettik. 2025 hedefimiz ise 500 yeni güneş enerjili baz istasyonu daha kurmak. Sürdürülebilir bir gelecek için çevreye olan etkimizi en aza indirip, çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakmak vizyonuyla çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz.
Gerek şahsınız gerekse de kurumsal düzeyde Türkiye'yi uluslararası platformlarda temsil ediyorsunuz. Bu konuda bilgi verir misiniz?
Türkiye'nin lider teknoloji markası olarak, ülkemizi ve Turkcell markasını global çapta temsil etmeyi ve uluslararası teknoloji ekosistemine katkı sağlamayı çok önemsiyoruz. Telekomünikasyon sektörünün önde gelen kuruluşlarında ve platformlarında önemli görevler üstlenerek, Türkiye'nin yeni nesil iletişim teknolojileri alanında söz sahibi olması için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar, yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi ve Türkiye'nin yeni nesil iletişim teknolojileri alanında söz sahibi olması açısından da büyük önem taşıyor.
Hem global mobil iletişim sektörüne yön veren GSMA (Uluslararası GSM Birliği) hem de ITU (Uluslararası Telekomükasyon Birliği) bünyesinde çok değerli çalışma gruplarında yer alıyor, hatta bu grupların bazılarına liderlik ediyoruz. ITU çatısı altında kurulan Yerleşik Yapay Zekâ Odak Grubu'nun hem kurucu üyelerinden biriyiz hem de başkanlık görevini üstleniyoruz. Bu görev, küresel telekom standartlarının belirlenmesinde ve yapay zekânın mobil şebekelere entegrasyonunda söz sahibi olmamızı sağlıyor. Bunun yanı sıra ben de bu yılın başından bu yana Dünya GSM Birliği GSMA'in yönetim kurulunda yer alıyorum. Sektörümüzün en önemli iki kuruluşunda Türkiye'yi ve Turkcell'i temsil etmekten gurur duyuyoruz.