Türk firmalar Orta Lojistik Koridoru’nu yapay zeka ile geçiyor -1-
PARA LOJİSTİK/ ŞULE GÜNER Lojistik; yani malzeme veya ürünlerin kaynağından varış noktasına ulaşması için gereken fiziksel akışı sağlamak üzere gereken karmaşık iş ve görevlerin yönetimi. Pandemiyi hatırlayalım… İnsanlar hareket halinde değilken bile, malzeme ve ürünler sürekli hareket halindeydi. Yani hayat durdu, lojistik durmadı. (Birinci Bölüm)
Şimdi bir de lojistikle ilgili kavramsal ilişkilendirme yapalım: Ticaret, e-ticaret, ihracat, ithalat, gümrük, depo, ulaşım, müşteri memnuniyeti… Liste uzar gider, çünkü bu sektör, insan hayatının her alanına giriyor. Önemli olan, dijitalleşmeyle birlikte bu merkezi sektör ne kadar hızlanıyor, kolaylaşıyor, ucuzluyor ve verimliliğini arttığı…
İşte bu çalışmada, lojistikle dijitalleşmenin özellikle de yapay zekanın, yani katma değeri en yüksek ileri teknolojinin ilişkisini ele alıyoruz. Dosyada yer alan şirket ve uzmanlar, bu ilişkinin önemini ayrı ayrı ele alırken ve rakamlarla ortaya koyarken, biz giriş yazımızda birkaç noktanın altını çizelim. Öncelikle yine pandemiden edindiğimiz deneyimle Çin'den malzeme ve ürünlerin aylarca Avrupa'ya ulaşamadığına, sonra da bölgemizdeki siyasi-ticari gelişmelere bağlı olarak karşılıklı ambargoların uygulandığına şahit olduk. 2020-2021'de yaşadığımız bu kriz döneminde Türkiye, hem üretim hem de lojistik bakımından ihracatının yüzde 55'ini gerçekleştirdiği Avrupa'nın tüm ihtiyaçlarını karşıladı. Bu, lojistiğin ve ülkemizin jeopolitik değerini fazlasıyla gösteriyor. Batı Trakya'dan başlayıp Çin'e uzanan Orta Lojistik Koridoru, ülkemiz için çok önemli.
İkincisi, 2021 Türkiye E-Ticaret Ekosistemi raporunda sektörün 2020'den 2021'e geçişte e-ticaret satışlarındaki büyümenin yüzde 69'a ulaştığı ve toplam satış hacminin 382 milyar TL seviyesinde olduğunu hatırlatalım.
Üçüncü ve diğer önemli nokta ise lojistiğin konvansiyonel olarak insan merkezli bir sektör olması. Otomasyon ve yapay zekayla ilintili tüm teknolojilerin bu önemli faktörü göz önüne alarak geliştirilmesi gerekliliği…
İkinci Dünya Savaşı'nda ABD'nin önemli saha komutanlarından biri olan General Omar Bradley'in "Amatörler strateji, profesyoneller lojistik konuşur" sözü, hala tartışılıyor. Dünya dijitalleştikçe bu sözün ne anlama geldiğini ve önemini bir kez daha tartışmaya açmak gerekecek.
TIRPORT
İki uygulama ile dev operasyon
Dünya ticaret hacminin neredeyse 1/3'ü doğrudan lojistikle bağlantılı. Küresel lojistik pazarı, yaklaşık 8 trilyon dolar. Eğer evinize bir ürün geliyor ya da marketten/mağazadan bir ürünü satın alıyorsanız, o ürünü oraya mutlaka bir kamyon getirmiştir. Türkiye gibi yük taşımacılığının yüzde 90'ının karayollarıyla yapıldığı ülkemizde, her gün 450 binin üzerinde kamyon yeni yük alıyor. Ayrıca 930 bini bulan 16 ton ve yukarısı kamyon ile Türkiye, Avrupa'nın en büyük kamyon pazarı durumunda. Bu kamyonların 550 bini doğrudan yük taşımacılığı yapıyor.
İşte bu gerçekler, Dr. Akın Arslan'ı 2016'da Tırport'u kurmaya yöneltmiş. Tırport, şu anda lojistik süreçlerin tamamını dijitalleştirmeyi başaran ve yapay zekayı en çok süreçte kullanan teknoloji girişimi. Lojistik sektörüyle ilgili analizlerini ve yapay zekayı nasıl kullandıklarını Dr. Akın Arslan'dan dinleyelim: "Tırport, iki yıl içinde sadece 70 kişilik bir ekiple Türkiye'nin en büyük lojistik firmasından daha büyük bir operasyonu yönetir hale geldi. Şu anda altı dilde, yedi ülkede faaliyet gösteriyor. 100 bini aşan üye kamyoncusu var; sisteme üye olan bireylere ait kamyon sayısı ise 60 bini geçti. Her ay dört binin üzerinden yeni kamyoncuyu üye yapıyor. Üç binin üzerinde üye KOBİ'ye, önde gelen lojistik firmalarına ve üreticilere hizmet veriyor. 2023 ikinci yarısı, Avrupa-Türkiye arasında LTL (Parsiyel) çözümler de üretmeye başlayacağız. Önümüzdeki üç yıl içinde Doğu Avrupa'dan Çin'e kadar uzanan aksta bir numaralı dijital platform olmak ve 1.5 milyon kamyona hizmet vermek istiyoruz. Dünyada 200'ün üzerinde rakibimiz olsa da sahip olduğumuz ayırt edici teknolojilerle Crunchbase'de dünyadaki ilk beş lojistik teknolojisi arasında yer alıyoruz."
Lojistiğin 'Superapp'i
Tırport'un iki uygulaması var. Kamyonculara yönelik Tırport yükCEPte ve şirket/kurumlara yönelik Tırport Kurumsal. Tırport Kurumsal, günde binlerce operasyonu olan dev bir lojistik firmasından üç-beş kamyonu olan küçük bir şirkete tüm lojistik operasyonun uçtan uca yönetilmesine imkan sağlayan bir uygulama.
Peki, bu iki uygulama nasıl çalışıyor ve nasıl avantajları var?
Tırport, lojistik firmaları ve yük sahiplerine lojistik operasyonlarını uçtan uca tüm dijital platformlardan yönetebilecekleri bir ERP gibi TMS (Transport Management System) olarak çalışıyor. Bu süreçte tüm taşımaları anlık olarak izliyor, teslimat raporlarını gerçek zamanlı, konum tabanlı iletiyor. Tırport, tüm lojistik operasyonları yapay zeka destekli olarak cepteki bir süper uygulamadan (SuperApp) yönetebilen üç teknoloji markasından biri. Dünyadaki en ileri teknolojilerle kamyonlara hiçbir cihaz takılmasına gerek kalmadan sadece cep telefonu teknolojileriyle bu süreçleri yönetebiliyor. Kamyoncu teslimat performanslarını izleyebiliyor, sürüş performanslarını takip edebiliyor, entegre ödeme sistemleri sunuyor.
Diğer tarafta tıpkı Uber gibi dijital pazaryerinde yük sahipleri ile kamyoncuları platformda biraraya getiriyor. Akıllı sıralama ve önceliklendirmeler ile doğru yerde, doğru zamanda, birbirinin ihtiyaçlarına tam olarak uyan tarafları eşleştiriyor. Elektronik para altyapılı TIRPORT Kart ve ödeme sistemleri kullanıyor.
Türkiye'de taşımaların 2/3'ü, kontratlı taşıma değil. Bu nedenle kamyoncu için, "Paramı ne zaman alırım" sorusunun cevabı önemli. Spot markette yük sahipleri ile kamyoncular arasında gerçekleşiyor. Tırport, kamyoncuların yükünü teslim ettikten ve dijital olarak onaylandıktan sonra, sadece 24 saatte ödeme almasını sağlıyor.
Tırport CEO'su Dr. Akın Arslan, "Avrupa-Çin-Afrika arasındaki lojistik hareketin bölgesindeki en önemli dijital merkezi haline gelmeyi ve pazaryeriyle 1.5 milyonu aşkın uluslararası kamyoncuya ev sahipliği yapmayı hedefliyoruz." diyor. Tırport, 100 bini aşkın üye kamyoncusu ve günlük dört binin üzerinde izlenebilirlik hizmeti verdiği iş hacmiyle Türkiye'deki en büyük lojistik operasyonunu yönetiyor.
SENTE FOUNDRY
"Lojistikte değişimi fark etmeyen yolda kalır"
Bugün elimize aldığımız her emtia, mutlaka bir lojistik hikayesine sahip. Bu kadar eski ve hayatımızda öneme sahip olan bu endüstri, birçok problemin kaynağı da olabiliyor. Hem çevreyi en çok kirleten endüstrilerden biri hem de kemikleşmiş karmaşık ve zor süreçleri nedeniyle hizmet ettiği birçok sektörde tedarik zinciri problemlerine, yokluklara, üretim hatlarının durmasına, hatta market raflarının boş kalmasına neden olabiliyor.
Bu sorunlar, geçen 10 yılda birçok işletmecinin kalıcı ve etkin değişim yaratabilecek çözümler üzerine çalışmasına ve birçok finansal yatırımcının da bu girişimcilere önemli ölçeklerde destek olmasına neden oldu.
Bunlardan biri de ABD'deki erken aşama başlangıç yatırım programı Sente Foundry. Sente Foundry'nin kurucu ortaklarından Serhat Çiçekoğlu, lojistik sektöründe hem dünyada hem de Türkiye'deki gelişmelere hakim bir isim. Çiçekoğlu'nun bu sektördeki yeniliklere ilişkin değerlendirmeleri şöyle: "ABD'deki Logiwa, QuickLoad ve Almanya'daki Gorillas gibi birçok Türk girişimci de yatırım alanlar arasında yer aldı. Bu değişim trendini etkileyen en onemli faktörlerden biri, gelişmekte olan yeni teknoloji kabiliyetlerinin lojistik sektörüne de hızla uyarlanabilmesi oldu. Bu kabiliyetler arasında yapay zeka, robot teknolojileri, yeni malzemeler, elektrikli ve otonom araçlar öne çıkanlar. Bununla birlikte kuantum bilgi işlem teknolojileri de kullanılan bu teknolojiler arasında sayılabilir.
Örneğin yapay zeka teknolojileri, lojistik servisi alan veya bu servisi veren şirketlerin talep belirleme, tedarik zincirindeki olası problemleri önceden tahmin edebilme ve önleme gibi birçok fonksiyonu mümkün ve erişilebilir kılıyor. Yine depo ve üretim alanlarında kurucusu Türk olan Stroma Vision gibi bilgisayarlı öngörü firmaları, hem çalışan güvenliğini hem de işletme verimliliğini artırıyor."
Yeni malzemeler
Robotların depolarda ve son-mil teslimatlarda servis üstünlükleri, maliyeti düşürmeleri ve personel verimliliğiyle bu sektörde büyük avantajlar sağladığını da belirten Serhat Çiçekoğlu, lojistiği ilgilendiren yepyeni bir alana şu sözlerle vurgu yapıyor:
"Yakından takip ettiğimiz alanlardan biri de yeni malzeme teknolojileri. Yeni paket formatları geliştiren ABD'deki Expandos ve yine ABD'deki Türk girişimi Tandem Repeat gibi biyoteknoloji girişimleri hem tüketicilere hem de çevre sorunlarına çözümler geliştiriyor. Elektrikli araçlar ve batarya teknolojileri de bu değişim rüzgarının arkasında önemli bir rol oynuyor. ABD'deki NiveauUp gibi batarya üretim teknolojileri ve İzmir'de kurulu bir Türk girişimi olan NiCat gibi yapay zeka tabanlı batarya endüstrisi için yeni malzemeler geliştiren girişimler, hem enerji depolama hem de lojistik alanında kullanılan birçok araç ve robot tipinin arkasındaki güç olacak"
Tüm bu girişimlere finansal yatırımcılar kadar kurumsal yatırımcılar da lojistik endüstrisinde hızlanarak gelişen değişimin arkasındaki önemli bir faktör. 2021 yılı sonu itibarıyla girişim sermayesi sektörü rekorlar kırdı. Çiçekoğlu, bu ivmenin devam edeceği öngörüsünde bulunarak şöyle devam ediyor: "2022'deki global ekonomik konjonktür biraz hız kestirse de 2018-2021 arasında gerçekleşen ivmenin etkisi kaybolmayacak. 2021'de bu yatırım, 2020'deki seviyesinden yüzde 86 artarak 33.6 milyar dolar seviyesine çıktı. Buna ek olarak hem dünyada hem de Türkiye'de birçok kurumsal girişim sermayesi fonu kuruldu ve yatırım yaptı; yapmaya da devam ediyor. Türkiye'de de 2000'li yıllarda İş Ventures ile başlayan ve ilerleyen yıllarda da Inventram ve Peran Yatırım gibi kurumsal girişim sermayesi ekiplerinin ivmelendirmeye başladığı ekosistem, geçen bir-iki yıl içinde de Yıldız Ventures ve Sabancı Ventures gibi fonlar ile artık iyice olgunlaştı. 2010'ların ortasında başlayan ve 2018'den itibaren hızla artan bu değişimi fark etmeyen kurumlar, treni daha hızlı kaçıracak."
DİNÇER LOJİSTİK
Tehlikeli malzemelerden Ar-Ge merkezine dönüşüm
Dinçer Lojistik, yola 25 yıl önce nokta atışıyla çıkmış: tehlikeli madde taşımacılığı. Dinçer Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dinçer, "Üniversiteden hemen sonra bu sektöre girmeye karar verdim, ama o zaman lojistiğin adı bile lojistik değildi. Eğitim kadroları olmayan bir sektördü" diyerek fırsatı, incelikli bir araştırma yaptıktan sonra stratejiyi Avrupa madde taşıma regülasyonunun (ADR-Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması) Avrupa Birliği üzerinden Türkiye'ye geleceği öngörüsü üzerine kurduklarını belirtiyor.
Dinçer, kuruluş hikayesine şöyle devam ediyor: "ADR, Türkiye'ye gelmeden önce altyapımızı hazırlamak istedik. Çünkü stratejimizi ADR geldiğinde kimsenin hazır olmayacağı öngörüsüyle kurguladık. Haklı da çıktık. Türkiye'nin tek ADR'li nakliye ağı olan lojistik şirketi, halen Dinçer Lojistik. O kırılamadı çünkü biz bunun için 10 yıl uğraştık. Eğitimler, ürünlere aşinalık, dijitalleşme, risklerin sigortalanması, depolama maliyetleri… Örneğin bir kimyasalı depolama maliyeti, normal bir depolamanın iki katıdır. Bu gibi süreçleri yönetmek, çok uzun süreler gerektirir. İlk 15 yılımızda tehlikeli madde taşımacılığının ürün deposundan gümrüğüne, elleçlemesinden nakliyesine ve parsiyeline kadar her modunda olalım istedik. Bugün tehlikeli maddelerin Türkiye genelindeki tüm il ve ilçelere dağıtımını yapabiliyoruz. Bugün e-ticaretin Dinçer Lojistik'in iş hacmi içindeki payının yüzde 30 kadar olduğunu söyleyebilirim."
Verimliliği artıracak yapay zekÂya yatırım
Lojistik süreçlerinin dijitalleştirilmesinin bir standart haline geldiğini, öte yandan pandemiyle dijital dönüşümün hız kazandığını belirten Mustafa Dinçer, bu durumun lojistik şirketlerini aynı zamanda birer "teknoloji şirketi" olmaya teşvik ettiğini belirterek, şunları söylüyor:
"Dört yıl önce hayata geçirdiğimiz Dinçer Lojistik Ar-Ge Merkezi'nde pandemi öncesinde çoklu kanal ve e-ticaret teknolojilerine yönelik çalışmalarımız başlamıştı. Şimdiyse verimliliği artıracak yapay zekâ kullanan sistemlere de tam entegrasyon sağlamak için çalışıyoruz.
Müşteri ihtiyaçlarına en uygun çözümü sunabilmek adına farklılaştırılmış hizmetleri, iş birimlerini ve verileri tek platformda sunan güçlü bir CRM altyapısına sahibiz. Bu altyapı sayesinde anlık olarak portala yansıyan müşteri taleplerine de hızla dönüş yapıyor, gerekli iyileştirmeleri çok hızlı şekilde gerçekleştiriyoruz.
Son olarak devreye aldığımız RPA (Robotic Process Automation - Robotik Süreç Otomasyonu) belli süreçlerde olası insan hatalarını en aza indirmemizi sağlıyor. Özellikle müşterilerimizden gelen talepleri işleme alma konusunda yapay zekadan faydalanıyoruz. Tek bir yazılım hiçbir zaman işimizi çözmüyor. RPA ile iş süreçlerimizde yüzde 80 verimlilik artışı sağladı. Üstelik RPA kullanılan projelerde hata oranı da yüzde sıfır olarak gerçekleşti. Çünkü RPA ile iş süreçleri daha belirgin hale geliyor. Yazılı olmayan süreçler yazılı hale geliyor, tüm işlemler kayıt altında tutulabiliyor, hata tespiti kolaylaşıyor. İnsan kaynakları hataları minimize oluyor."
Dinçer Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dinçer, "Avrupa'da son 1.5 yıldır yedi ülkede 12 depo açtık. 2021 yılından bu yana Türkiye ve yurtdışında toplam 190 bin metrekare yeni depo alanını devreye aldık. Öte yandan son dört yılda 25 milyon liralık bütçe ayırdığımız Ar-Ge'yi bu yılki yatırım planlarımıza aldık." diyor.