Yapay zeka devrimi’ne hazır mıyız? -1-

Bundan bir yıl önce yapay zeka asistanı ChatGPT’nin halkın kullanımına açılması dünyayı değiştirdi. Yapay zeka, hem bireylerin hem kurumların hem de ülkelerin gündeminde… Bu gündemin insanların kullanımı ve yaygınlaşmasıyla ortaya çıkacak sosyolojik ve ekonomik etkilerinden ötürü bir devrime dönüşeceği düşünülüyor. Peki bu devrim, bize hangi fırsat ve riskleri sunuyor ve biz, bu dönüşüme hazır mıyız? (Birinci Bölüm)
08.12.2023 16:12 GÜNCELLEME : 21.12.2023 11:56

PARA YAPAY ZEKA/ ŞULE GÜNER Yapay zeka devrimi… Bu teknoloji yeni değil. 1990'lardan itibaren kullanılmaya başlandı. 2000'li yıllarda endüstrilerde, 2000'li yıllarda kurumsal-kişisel uygulamalarda kendi gösterdi. Ve 30 Kasım 2022.

Bu tarih, dünyanın şimdiye kadar yaşadığı en büyük milat olabilir. Zira önce küçük bir girişim olarak 2015'te yola çıkan OpenAI, 2022'de "kamuoyunun kullanımına açacak kadar" olgunlaşan ChatGPT asistanını dünyaya duyurdu. İlk dokuz ayda 100 milyon kullanıcıya ulaştı. Ve böylece Üretken Yapay Zeka, lügatımıza ve hayatımıza girdi. Artık ne insan hayatı ne iş hayatı aynı olacaktı. Ve aradan bir yıl geçti. Biz yapay zekanın hayatımızı tümüyle değiştireceğini anlamış durumdayız. Şu veri bile yapay zekanın gücünü gösteriyor; Bloomberg'de belirtildiğine göre 2022'de 40 milyar dolar olan yapay zeka pazarının 2032'de 1,4 trilyon dolarlık pazara sahip olması bekleniyor.

Bu gelişme, yapay zekanın şimdiye kadar insan hayatının her alanına dahil olmasından çok daha fazla şey ifade ediyor. Artık sadece teknolojik olarak tanımlayamayacağımız yapay zekanın etkisi, elektriğin bulunmasından da sanayi devrimin de büyük olacak. Tüm uzmanlar bu konuda hemfikir. Bu devrimin özeti şu aslında: "İnsan hayatının her alanında insana yardımcı olacak ve böylece yapay zekanın insana, insan gibi cevap veren ve dolayısıyla genel yapay zekaya ulaşma…"

Dijitalleşme kavramının başından bu yana dile getirilen, insanın "yaratıcılık, üretkenlik" üzerine kurulu daha "sofistike işlerle" uğraşacağı tarifine" de böylece geçiş yapıyoruz. Biyoteknoloji, insan hayatını uzatma, açlığa çare olma ve doğal afetleri tahmin etme-önleme gibi insanı ilgilendiren müthiş çözümler vaat ediyor yapay zeka…

Ancak binlerce uzmanın yanı sıra, "yapay zekanın babası" olarak kabul edilen ve ChatGPT'nin dünyanın kullanımına açılmasından sonra Google Başkan Yardımcılığı görevinden istifa eden Geoffrey Hinton'ın da uyarısında olduğu gibi "kontrolsüz ve regüle edilmeyen" yapay zeka çalışmalarının insanın varlığını tehlikeye atacağı düşünülüyor.

Yapay zekaya liderlik eden, ekosistemi şekillendiren insanlar olumlu-olumsuz düşüncelerini bildirirken, ChatGPT'nin misenformasyon ve halüsinasyona dönük yanlışları, insanların riskli alanlarda kullanımı gibi "uyarıcı" vakalar yaşanmaya başlandı. En geniş kitleli olumsuz tepki ise entelektüel haklara sahip olan sanatçılar ve yazarlardan geldi. Metinden görsel geliştiren araçların sanatçıların haklarını ihlal ettiği argümanıyla bir yılda yüzlerce dava açıldı.

BİLDİĞİMİZ SİSTEMLER RAFA KALKIYOR

Peki, şu anda hem küresel ekosistem hem de risklerin regüle edilmesinde hangi noktadayız? Dev teknoloji şirketleri ve hisselerini devretmek için yatırım şirketleriyle görüştüğü haberleri gelen OpenAI, "yeni internette" LLM modeli temelli, kapalı yapay zeka modeli merkezinde müşterilerine arayüzün yanı sıra, eklentiler sunarak platform kavramını değiştirmek istiyor. Rakipleri de… Artık bildiğimiz bilişim sistemleri, veri mimarileri rafa kalkıyor. Büyük markalar, yapay zekalı çözümlerini hizmetlerine entegre etme ve böylece yeni yapay zeka yarışında pazarda büyük paya sahip marka olma peşinde…

Bu arada yeni dönemde pek çok alanda yeni teknoloji devlerinin de ortaya çıkacağı tahmin ediliyor.

Bu işin ticari tarafı… Regülasyon ve uluslararası yansımalara gelince… AB ilk adımı atarak en kapsamlı yapay zeka kanununu hazırladı. Taslak bu yıl sonu resmen son şeklini alacak, AB Komsiyonu'nca onaylanacak ve 2024'te uygulamaya geçilecek.

Geçen zamanda G7 ülkeleri de yapay zekayla ilgili "gelişiminin çok önemli olduğu ancak risklerin de bulunduğu" ortak düşüncesini açıkladı. Birleşmiş Milletler (BM) acilen genel kurulu toplayarak bir danışma kurulu kurulmasını ve bu kurulun 2024'te görüş bildirmesini istedi. Çin, Genel Kurul'da "Ben kendi yapay zeka çalışmalarıma devam ederim" muhalif tavrını belli etti. ABD, ekim ayı sonunda geliştiricileri ilgilendiren "yapay zeka modellerin şeffaf olması gerekliği" merkezinde riskler önlemek adına temel kurallar getirdi.

Ve kasım ayı başında İngiltere'de Türkiye dahil 28 ülke, AB, ABD, BM ve Çin'in temsilcilerinin katıldığı dünyanın ilk yapay zeka güvenliği zirvesi düzenlendi. Zirveye katılan 28 ülke de risklere ilişkin uyarılarda bulunan Bletchley Park deklarasyonuyla "acil önlem alınmalı" çağrısı yaptı. Top şimdi BM'de.

Fayda çok, riskler çok… Süreçler çok hızlı. Ve insanı merkezde tutması beklenen küresel adımlar, alınacak önlemler, insanlığın gidişatını da belirleyecek nitelikte olacak.

Bu gelişmelerden yola çıkarak PARA Dergisi olarak: Türkiye'deki akademi, dernek, iş ve girişim dünyasından uzmanlara; yapay zeka devrimini, insanlığı olumlu-olumsuz nasıl etkileyeceğini sorduk.

HRPeak CEO'su Burhan KOCA

"Eğitim ve teknolojik altyapıya odaklanmalıyız"

HRPeak CEO'su Burhan Koca günümüzdeki teknolojik ilerlemenin, iş yapma şekillerini temelden değiştirdiğini, yapay zekanın artık sadece belirli sektörlerde değil, günlük yaşantımızda da belirleyici bir rol oynadığını belirtiyor. Koca, "Örneğin, sağlık sektöründe teşhislerde, üretimde otomasyonda, müşteri hizmetlerinde ve finansal analizlerde kullanılıyor. HRPeak olarak biz de özellikle işe alım süreçlerinde yapay zekanın etkin kullanımı açısından önemli yatırımlar yaparak yapay zekanın İK alanındaki kullanımında yenilikler getiriyoruz. Akademik ve teknik birikimimizle geliştirdiğimiz 'online değerlendirme araçlarımızda' yapay zeka desteğini artırarak hem işe alım süreçleri yönetiminde verimlilik artışı hem de doğru adayların seçilmesi başarısında ciddi oranda artış sağlıyoruz" diyor.

Koca, tüm bu değişimlerin beraberinde bazı endişeleri de getirdiğini, toplumsal ve iş yaşamındaki dönüşümlerin, bazı geleneksel iş ve sektörlerin yerini yapay zeka ve otomasyon sistemlerine bırakmasına neden olabileceğinin altını çizerek, Türkiye'nin bu yapay zeka ve teknolojik altyapıya odaklanması gerektiğini ifade ediyor. Yapay zekayla beraber yaşanacak gelişmelerin belirli kesimler için işsizlik riski doğurabileceğine dikkat çeken Burhan Koca, şöyle konuşuyor:

"İnsanların bu değişime adapte olmaları ve yeni beceriler kazanmaları için destek sağlanması gerekiyor. Türkiye, bu yeni dünyada yerini alabilmek için eğitimde ve teknolojik altyapıda önemli adımlar atmaya odaklanmalı."

YAPAY ZEKA MÜHENDİSLİĞİ ÖNEM KAZANACAK

Peki, yapay zekayla hangi meslekler ortaya çıkacak? Bu soruyu ise HRPeak COO'su Safa Zengin, cevaplıyor: "Veri bilimcileri, yapay zeka mühendisleri ve analistler, büyük veri setlerini yönetmek, analiz etmek ve yapay zeka sistemlerini geliştirmek için önemli olabilir.

Sanat, tasarım, film yapımı gibi alanlarda insan yaratıcılığının ve duygusal zeka gerektiren işlerin önemi artabilir. Özellikle yaratıcılığın ve insan dokunuşunun ön plana çıktığı alanlarda talep artabilir. Eğitim sektöründe, öğrenme teknolojileri, çevrimiçi eğitim platformları, uzaktan eğitim gibi alanlar, yenilikçi ve katma değerli iş fırsatları sunabilir.

Ayrıca, uluslararası alanda yapay zeka yarışı devam ediyor. Ülkeler ve teknoloji şirketleri, yapay zeka konusundaki liderliklerini sağlamlaştırmak ve rekabet avantajı elde etmek için stratejiler geliştiriyor. Bu süreç uluslararası ilişkileri ve rekabeti etkileyebilirken, aynı zamanda etik ve regülasyon konularını da gündeme getiriyor. Özellikle yapay zekanın savunma, siber güvenlik ve ulusal güvenlik gibi alanlarda kullanımı, uluslararası rekabeti etkileyebilir. Ülkeler, teknoloji ve veri üstünlüğü için rekabet ediyor ve bunun sonucunda uluslararası ilişkilerde değişimler oluşabilir."

ULUSLARARASI ETİK KLAVUZLAR OLUŞMALI

Otomasyonun insan işgücü yerine kullanımı ve yapay zekanın insan kararlarını etkileme potansiyelinin etik tartışmalara neden olduğunu da hatırlatan Zengin, "Yapay zeka teknolojisinin hızlı ilerlemesi, henüz tam anlamıyla belirlenmemiş yasal ve regülasyon eksikliğine yol açıyor. Ülkelerin ve teknoloji şirketlerinin iş birliği yapmalarını gerektirir. Uluslararası etik kılavuzlar ve standartlar oluşturmak, YZ'nin insanlığa yarar sağlayacak şekilde gelişmesini sağlayabilir" değerlendirmesini yapıyor.

Yapay zeka sanatçısı Alper YEŞİLTAŞ

"Elektriklerin kesilmemesi gerek"

Aslında avukat. Fotoğrafçılığa ilgisiyle beraber Alper Yeşiltaş için üretken yapay zekalı araçlara uzanan bir yolculuk başlamış. Onu geçen yıl yapay zeka tabanlı koleksiyonlarının PetaPixel, Bored Panda, Euronews, Daily Mail gibi uluslararası yayınlarda yer almasıyla tanıdık. Alper Yeşiltaş, kat ettiği yolu ve yapay zekayla nasıl buluştuğunu şu sözlerle anlatıyor:

"Pandemi sonrası daralan hareket alanımda fotoğrafik düzlemle kesişen yapay zeka araçları ile ilgilenmeye başladım. Çünkü pandemide dışarıya çıkamadığımız için kendimi ifade etmemin yolu, yapay zekalı araçlara yönlenmek oldu. Bilgi kazandıkça ve bu alanın sınırsızlığını keşfettikçe kişisel merakım ve hissettiklerim, gördüğünüz çalışmalara dönüştü."

ONUNLA KONUŞACAĞIZ VE BİZE CEVAP VERECEK

Üretken Yapay Zeka araçları hayatımıza girdikçe hayata dair her şey nasıl gelişecek? Yeşiltaş'ın görüşleri şöyle: "Benim açımdan bu süreç ChatGPT ile başlamadı. Daha öncesinde ortaya çıkmış olan ve yapay zekanın daha çok görsel kısmı ile ilgili kullandığım çokça tool'lar mevcuttu ancak ChatGPT ile bu araçlardan daha da iyi faydalanma imkanı ortaya çıktı. ChatGPT çok büyük bir yazılım elbette, basitçe ifade etmek gerekirse gerçek manada 'tasarlayabiliyor' ve 'hayal edebiliyor'. Aklınıza gelen bir fikri geliştirmek ve örneklendirmek için eşsiz bir araç. Bana kalırsa, bu devrimin bir sonraki aşamasında yapay zeka ile sürekli konuşacağız; bize cevap verecek, fikrimizi geliştirecek ve örneklendirecek. Humane gibi yakamıza takacağımız basit bir aygıt bunu sağlayacak. Bilim kurgu eserlerinde hayal edildiği gibi insanı robotlaştırmaya gerek bile yok. Mevcut yapay zeka gelişmeleri büyük bir kırılma noktası ortaya çıkaracak. Her şey çocukluktan itibaren hemen öğrenilebiliyor olacağından 'bilmeye' gerek kalmayacak. Fakat elektriklerin kesilmemesi gerekiyor."

MESLEK DEĞİŞİMİ İÇİN SOSYAL DESTEKLER OLUŞTURULMALI

Yapay zekanın meslekleri, ekonomiyi ve toplumsal hayatı çok büyük ölçüde değiştireceğine vurgu yapan Yeşiltaş, şu yorumda bulunuyor:

"Yapay zeka bazı mesleklerin gerekliliğini azaltacak. Öğrenme ve adaptasyon kapasitesi yüksek olan yapay zeka sistemleri, uzmanlık gerektiren bazı alanlarda insanların yerini alacak. Düşük beceri gereksinimine sahip montaj hatları veri girişi gibi işler ilk olarak etkilenecek. Ancak tıp, hukuk gibi uzmanlık gerektiren sektörlerde de yer bulabilir. Yaratıcı alanlar ise şimdilik daha az etkilenecek, çünkü yapay zeka henüz insanların yaratıcılık kapasitesine ulaşamadı. Atıl kalan iş gücü bakımından meslek değişimi, eğitim ve yeniden yerleşim programları gibi sosyal destek mekanizmaları oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bu grubun yeni beceri setlerini öğrenmesini teşvik edecek programlar hayati önem taşıyor."

ÖNE ÇIKMAK İÇİN CİDDİ YATIRIMLAR YAPILIYOR

Yapay zeka yarışında hem ülkelerin hem şirketlerin birbirinden farklı stratejiler benimsediğine de değinen Alper Yeşiltaş, dünyadaki gelişmeleri şöyle özetliyor:

"Ülkeler, yapay zeka kapasitelerini artırmak için devlet destekli araştırma laboratuvarları kuruyor, üniversiteleri finanse ediyor ve yetenekli insan kaynakları için eğitim programları oluşturuyor. Aynı zamanda, uluslararası iş birlikleri ve yasal çerçeveler de geliştiriliyor. Teknoloji şirketleri ise, bu yarışta öne çıkmak için kendi Ar-Ge departmanlarına ciddi yatırımlar yapıyor. Uzman kişileri işe alarak yapay zeka konusunda daha fazla yetenek kazanıyor ve stratejik ortaklıklar/satın almalar yoluyla hızlı bir şekilde kapasitelerini artırıyorlar. Ayrıca geniş ve detaylı veri setleri oluşturarak yapay zeka algoritmalarını daha etkin bir şekilde eğitebiliyorlar. Farklı ürün ve hizmet kategorilerine yapay zeka teknolojilerini entegre ederek pazar paylarını da genişletiyorlar."

ONLİNE EĞİTİM VE MESLEKİ KURSLAR ARTACAK

Yeşiltaş yapay zekanın Türkiye üzerindeki etkileri içinse şu öngörülerde bulunuyor:

"Türkiye'de ise dijital altyapı ve e-devlet uygulamaları daha da gelişerek, birçok iş ve hizmet dijitalleşecek. Yüksek teknoloji gereksinimine sahip tarım ve sanayi işleri, katma değeri yüksek ürünlerle dikkat çekecek. Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik, Türkiye'nin turizm sektöründe de farklı nişlerin ve deneyimlerin ortaya çıkmasını sağlayacak. Online eğitim ve mesleki kurslar daha fazla önem kazanacak, uzaktan eğitim yaygınlaşacak. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin dijitalleşmesi ve yerel üretim, ekonomiye yeni dinamizm kazandıracak."

TRAI Kurucusu Halil AKSU

"Yeni, ilginç fikirlerle gelen girişimler devleşecek"

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) ülkemizin en kıdemli yapay zeka oluşumu ve Halil Aksu, hem danışmanlık hem de bu oluşumun kurucusu olması nedeniyle yapay zeka ekosistemine hakim bir isim. Ve ona da sorduk; bu yapay zeka devrimi, daha doğrusu Üretken Yapay Zeka Devrimi gerçek mi, diye… Aksu, bize şunları söyledi:

"Evet kesinlikle bir devrim. Aynı internet öncesi ve sonrasını net bir şekilde ayırabiliyorsak, elektrik öncesi ve sonrası ayırabiliyorsak, bu cin şişeden çıktı. Pandora'nın kutusu açıldı ve biz bu teknolojiyle yaşamayı öğreneceğiz, alışacağız ve diğer teknolojilerde başardığımız gibi, 'Üretken Yapay Zeka' ile medeniyetimizi ilerletmeyi başaracağız.

Teknolojilerin gelişimi benzer bir seyir izler. 'Erken Benimseyen Kitle' bu tür yenilikleri hemen bağrına basar, kullanır, iyisiyle kötüsüyle dener, yanılır, düşer kalkar, ama yol alır. Bu tecrübeleri izleyen diğerleri arasında 'katılım bariyerleri' düşük olanlar 'Hızlıca Takip Edenler' olurlar. Bunlar sayesinde belli başlı kullanım senaryoları şekillenir. Metin tabanlı çözümleri nasıl kullanacağımızı son bir yıl içinde öğrendik. Yazılım programları geliştiricileri bu çözümleri epeyce sevdi, tahminlere göre verimlilik ve kalite yüzde 30-40 oranında arttı. Görsel üretme, müzik üretme, senaryo üretme, oyun üretme, film üretme, avatar üretme ve daha pek çok başka alanda bu çözümler kendini kanıtladı.

Şimdi bu furya ile çeşitlilik patlaması yaşayacağız. Pek çok şirket, girişim; fikir, iş modeli kendini deneyecek, piyasada kabul görenler hayatta kalacak. Doğal eleme süreci sadece canlılar için değil, teknolojik gelişim ve serbest piyasada da yaşanacak."

İŞİMİZİ ELİMİZDEN ALMAYACAK

Türkiye ve yurtdışında danışmanlık veren ve profesyonel yaşamın nabzını tutan Halil Aksu, endişe edilen mesleklerin yok olmasıyla ilgili ise şu görüşleri bildiriyor:

"Yapay zeka işimizi elimizden almayacak. Ama yapay zekayı bizden daha iyi kullanan meslektaşımız işimizi elimizden alma ihtimali çok kuvvetli. 7'den 70'e herkes bu teknolojileri öğrenmesi, benimsemesi, risklerinin farkında olması, bilinçli bir şekilde kullanmayı öğrenmesi gerekecek. 'Cep telefonu, internet, sosyal medya, vb. pek çok teknoloji için, çocuklarımıza zarar verir, asosyalleşmemize sebep olur, pek çok başka olumsuzluklar doğurur' gibi pek çok söylem ortaya çıktı. Kısmen doğru, kısmen sanal/yersiz korkulardan ibaret. Tüm teknolojik devrimlerde bazı meslek gruplarında azalmalar ve yeni mesleklerin ortaya çıktığı görüldü. Bu sefer de öyle olacaktır. Doktorluk devam edecek ama yapay zeka araçlarını kullanmasını iyi bilen doktor daha çok hastaya daha çok şifa olacak. Öğretmen, savcı/hakim, mimar, polis, tüm servis veren meslekler ve çalışanları için geçerli. Meslekleri ve sektörleri ikame etmek veya ortadan kaldırmak gibi olmayacak. Daha çok iyileştirme, birleştirme, çeşitlendirme, yenileme şeklinde olacak."

ÜLKE EKONOMİLERİNİ DE BÜYÜTECEK

Son olarak Halil Aksu'dan uluslararası yapay zeka yarışında dinamiklerin nasıl ilerleyeceği konusunda da fikir alalım: "ABD ve Çin dünyanın en büyük yapay zeka güçleri, aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomileri ve muhtemelen de ne büyük askeri güçleri. Yapay zekayı hem ülke yönetiminde hem askeri alanda hem de ekonomilerini güçlendirmek için kullanacaklardır. Diğer yandan ABD merkezli Google, Apple, Facebook, Amazon, Microsoft gibi devler var. Bunların karşısında Çin'den Baidu, Alibaba, Tencent, Xiaomi, ve bu iki ülkenin dışında Huawei, Didi, DJI, ve JD gibi devler de var. Tesla ve NVIDIA gibi şirketler de bu kulübe dahil edilmelidir. Önümüzdeki aylarda ve yıllarda eminim yepyeni ilginç ve radikal işler yapan girişimler devleşecek, trilyon dolar pazar değeri olan şirketler arasına katılacaktır."

Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Gazi Yapay Zeka Merkezi Direktörü Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU

"Yapay zeka, eğitimde fırsat eşitliği sunuyor"

Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu siber güvenlik ve yapay zeka konusunda ülkemizin en önemli akademisyenlerinden biri. Özellikle siber güvenlik ve bilgi güvenliğinin gelişimine çok önemli katkıları bulunuyor. Gazi Üniversitesi Yapay Zeka Merkezi adına ulusal ve uluslararası alanda çalışmalar ve görüşmelerde bulunan Sağıroğlu da Kasım 2022'den sonra yapay zeka devriminin başladığı görüşünde. Sağıroğlu, içinde bulunduğumuz dönemi şöyle yorumluyor:

"Yüzyılın en önemli teknolojik çözümü. Doktorasını bu konuda yapmış ve 35 yıldır bu alanda çalışan ve katkı veren bir öğretim üyesi olarak bu gelişmelerden çok memnun olduğumu belirtmek isterim. Çalışmalarda temel amaç, insan beyin sistemini matematiksel olarak ifade etmek ve taklit ederek zeki modeller, sistemler, algoritmalar veya çözümler geliştirmek ve bunları insanlığın hizmetine sunmaktır. ChatGPT gibi bugün yüzün üzerinde Üretken Yapay Zeka robotlarının buna hizmet etmesi çok sevindirici. Bu devrimi riskli gören ve kullanımını yasaklayan 20'ye yakın ülke olsa da zaman içerisinde bu riskleri minimize edecek bilimsel çözümler mutlaka geliştirilecektir. Bu devrim, kullanıcının sadece bilgiye erişmesine değil; hızlı öğrenmesine, kendisini geliştirmesine ve üretmesine katkı verebilecek, yetkinliklerimizi artıracak, süreçlerimizi değiştirecek. Sonuçta toplumların kısaca insanların kendilerini herhangi bir aracı olmadan eğitmede, geliştirmede ve katkı vermede büyük bir devrimdir. Bu devrim öngörülemeyen fırsatları içerisinde barındırsa da riskleri de barındırıyor. İlerlemelerin kontrollü olacağı da aşikar."

YAKLAŞIMLARIMIZ FARKLILAŞACAK

Şeref Sağıroğlu , Üretken Yapay Zeka araçlarıyla birlikte hayatımıza "prompt'lamak" (araca bir metin girerek istenilen sonucu alma eylemi) kelimesinin girdiğini, buna bağlı olarak "prompt mühendisliği" mesleğinin oluştuğuna işaret ederek, geleceğin mesleklerinin nasıl oluşacağı konusunda şu değerlendirmede bulunuyor:

"Dil öğrenme, öğretme ve değerlendirme yapma, yazılım geliştirme, makale ve bildiri okuma ve yazma gibi katkılarının yanında yönetim ve denetim şekillerimiz, hastalıklarla, suçlarla ve işlerle uğraşma yaklaşımımız da değişecek. Hastaya, öğrencilere, çalışanlara, hayata bakış açılarımız ve yaklaşımlarımızda farklılaşmalar olacak.

Yapay Zeka Okuryazarlığı artık en önemli eğitim alanı olacak. Biz öğretim üyeleri için de ders veriş şekillerimiz, örneklendirmelerimiz, sunuş ve anlatış şekillerimiz değişecek, sınıflara gerek kalmayacak, öğrencilere ders anlatma yerine yeni nesil mentörlük veya danışmanlık yapmak, interaktif dersler vermek, avatarlarımız ile zamandan ve mekandan çalışmalar yürütebileceğiz. Pek çoğumuz da işsiz kalabilir.

İşlerini zekice yapmayı ve okumayı, bir değil birden çok dil öğrenmeyi ve kendini geliştirmeyi, farklı olmayı, entelektüel kapasiteyi artırmayı isteyenler için fırsat geldi ve her yerde. Fırsat eşitliği özellikle de 'eğitimde fırsat eşitliği' her zamankinden daha fazla."

MESLEKİ DEĞİŞİMLERE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK

Prof. Dr. Sağıroğlu, hem bir akademisyen hem de mühendislerin seslerini dile getiren bir uzman olarak şu önemli eklemeleri de yapıyor:

"Büyük yapay zeka dil modellerinin mesleklerin değişimi ve gelişimine büyük katkılar sağlayacağını değerlendiriyorum. Hızlı bir şekilde pek çok kullanıma hazır olması, çok yönlü kullanım için ideal bir ortam sağlaması, çok dilli sohbet yapma yeteneğine sahip olması, düşük güç tüketimi olması ve mobil cihazlar için ideal olması, farklı bilgi seviyesinde cevaplar üretmesi, matematik denklemleri çözebilmesi, pek çok dilden çeviri yapabilme ve sorulara cevaplar üretme, 100'ün üzerinde programlama diline destek verme, sektörel uygulamaları destekleyecek hizmetleri sunma, sanatsal tasarımları destekleme, üç boyutlu tasarım yapabilme, sesli komutlarla çalışabilme, resim ve görüntüleri kıymetlendirebilme, verileri etiketleyebilme, toplantıları tutanakları oluşturma ve bunları pek çok dile dönüştürme, mesleki standartlara uygun çok farklı dilde içerik üretme, mesleki eğitimin güncel olarak verilmesine katkılar sağlama, test raporları hazırlama, olası riskleri raporlama, mevcut verileri değerlendirerek istenilen formata uygun olarak içerikleri dönüştürme, istenilen dillerde makaleler yazma, bir mesleğin değişimi ve dönüşümü için önemli adımlar…

Özellikle elektrik, elektronik, biyomedikal, haberleşme ve kontrol mühendisliği meslekleri temel alındığında projelendirme, işlerin planlanması ve takibi, denetim süreçleri, kamuoyu adına denetim faaliyetlerinin daha yakın takip edilmesi, elektriksel risklerin önceden öngörülüp giderilmesi, iş kazalarının azaltılması, elektrik şebekelerinde oluşabilecek hata ve kesintilerin önceden öngörülmesi, kestirimci bakımın daha hızlı ve düşük maliyetlerle gerçekleştirilmesi, mesleki eğitimin daha hızlı ve kaliteli verilmesi, yangın risklerinin azaltılması veya sıfırlanması, yenilenebilir enerji kaynaklarının optimal olarak tasarlanması, izlenmesi ve yönetilmesi, siber güvenliğinin daha yüksek seviyede sağlanması, metaverse ve blokzincir gibi teknolojilerin kullanımının kolaylaşması, yeşil mutabakatı destekleyici unsurların yapılandırılması, elektrikli araçların planlı olarak yönetimi, enerji verimliliğinin artırılması, sadece şehirlerin değil araçların, binaların, sistemlerin ve yapıların akıllandırılması ve veriye dayalı olarak otomatik olarak yönetilmesi, şehir güvenliğinin ve emniyetinin artırılması, biyomedikal alanlarda ise hasta takibi, tetkik ve izlenmesinin otomatikleştirilmesi, otomatik tarama ve izleme cihazların geliştirilmesi, mevcut sistemlerin kalibrasyonlarının otomatik takibi ve güncellenmesi, sürdürülebilirlik gibi kavramların desteklenmesi bunlara verilebilecek bazı örneklerdir."

Akdeniz, Orta Asya, ve Doğu Avrupa Bölgesinden Sorumlu SalesForce Başkan Yardımcısı Sinan ERKİNER

"Sihirli Değnek: Veri+CRM+Yapay Zeka"

ABD merkezli SalesForce veri ve CRM (Costumer Relationship Management- Müşteri İlişkiler Yönetimi) odaklı yazılım şirketi, alanında dünyanın önde gelen markası. Salesforce da yıllardır yatırım yaptığı yapay zekayı bu kez üretken yapay zekaya dönüştürerek asistan ve platformlarına entegre etti ve ChatGPT'den hatırlayabileceğiniz yapay zeka modeli LLM'sini geliştirmeye başladı. Salesforce Başkan Yardımcısı Sinan Erkiner, adına "yapay zeka devrimi" denilen ekonomiyi büyük ölçüde yönlendirecek bu gelişmeyle ilgili şu yorumda bulunuyor:

"ChatGPT ve benzeri çözümlerin, bizim de şirket olarak geliştirdiğimiz 'geleneksel' B2B veya kurumsal uygulamalardan temel iki farkı var: Karmaşık bir entegrasyon veya kullanıcı eğitimi gibi süreçler gerektirmeksizin, hemencecik kullanılmaya başlayabiliyorlar ve çok çeşitli uygulama alanlarında işlev gösterebiliyorlar. Bu şekilde, her çalışanın, kendi sorumluluğundaki işler için bire bir çalıştığı bir çeşit asistanı, iş arkadaşı olmuş oluyor. Doğal olarak, ilk aşamada bunun hatırı sayılır bir verimlilik artışı sağlamasını bekliyoruz. Sonraki aşamada ise, bu yeni olanaklar özümsendikçe, iş yapma biçimleri değişecek.

Yapay zeka kullanımın sıradanlaştığı ilerleyen zamanlarda ise, hem profesyonel hem de sosyal hayatta, bir içe/öze dönme dönemi yaşayacağımızı düşünüyorum: Zamanımızın ve dikkatimizin hemen tamamını alan irili ufaklı işleri makinelere devrettiğimizde, dünyaya esas katkımızın ne olduğuna odaklanacağız.

SÜPER GÜÇLÜ İŞ ORTAĞI ROLÜ ÜSTLENİYOR

Yapay zekanın insana yardımcı olan süper güçlü bir iş ortağı rolünü üstlenmesine bağlı olarak kullanımına ilişkin etik ve güven açısından şirketlerin dikkat etmesi gereken unsurlar önem kazandığının altını çizen Erkiner, "Organizasyonlar, üretken yapay zekayı nasıl kullanacakları ve üretken yapay zeka hedeflerini iş gereksinimleri ve değerleri ile nasıl uyumlu hale getirebilecekleri konusunda net ve uygulanabilir bir çerçeveye ihtiyaç duyuyor. İşletmeler açısından; çalışanlarının, iş ortaklarının ve müşterilerinin sorumlu bir şekilde yenilik/inovasyon yapmalarına yardımcı olmak ve potansiyel sorunları önceden tespit edebilmek için güvenilir yapay zeka prensiplerini göz önünde bulundurmaları ve ürünlerinin her katmanına etik sınırları ve rehberlik adımlarını yerleştirmeleri çok kritik bir hal alıyor. Firmaların, güvenilir, açık, gerçek zamanlı üretken yapay zekadan fayda sağlamaları için yapay zeka, veri, analitik ve otomasyonu bir araya getirmeleri gerekir."

Salesforce, müşterilerinin gelişimine bulut, mobilite, sosyal ağlar, verinin yanı sıra son olarak yapay zeka ile destek veren bu hizmetleri, bir bütün halinde ve en önemlisi bulut ortamında ayrı ayrı segmente edecek Customer 360 platformunu açıkladı.

KİŞİSELLEŞTİRME KONUSUNDA BÜYÜK BİR POTANSİYEL

Yapay zekanın artırılan yeni rolünün işletmeler için önemine işaret eden Sinan Erkiner, açıklamasına şöyle devam ediyor:

"Yapay zekanın veri ve CRM'nin birleştirilmesiyle müşteri deneyimlerini dönüştürme potansiyeline sahibiz. Müşterilerin ihtiyaçlarını daha iyi tahmin etmek ve her benzersiz etkileşimde kişiselleştirme sunmak konusunda büyük potansiyel taşır. Ayrıca iş gücüne yapay zeka ile güçlendirilmiş özelliklerin dahil edilmesi, çalışan memnuniyetini artırabilir, verimliliği artırabilir ve karar verme süreçlerini iyileştirebilir.

Yapay zeka, gerçek zamanlı veri ve CRM'nin entegrasyonu; satış, hizmet, pazarlama, ticaret ve BT alanlarında kişiselleştirilmiş içerik üretimine ve özelleştirilmiş deneyimlere imkan tanır. Bu, işletmelerin müşteri ihtiyaçlarını tahmin etmelerine, potansiyel müşterilerle etkileşimde bulunmalarına ve işletmelerini optimize etmelerine olanak tanır, bu da verimliliği ve müşteri memnuniyetini artırır."

Geçtiğimiz günlerde Salesforce, Einstein Copilot ile her CRM uygulamasına ve müşteri Deneyimine Yapay Zeka Sohbet Asistanı getirdiğini duyurdu. Salesforce yeni Einstein1 Platformu, Einstein Copilot ve Einstein Trust Layer ile veri, yapay zeka ve CRM üçlüsü aracılığıyla müşterilerinin birleşik profilini oluşturabilmelerini sağlıyor. Böylece her müşteri deneyimine yapay zeka, otomasyon, analitik ekleyebiliyor ve müşteri verilerine dayalı olan konuşma temelli bir yapay zeka asistanı kullanılabiliyor.

GİDEREK DAHA KONUŞKAN HALE GELİYORLAR

Salesforce'un Başkan Yardımcısı Sinan Erkiner, bu yeni süreçte veri ve güvenin daha çok önem kazandığı belirterek şöyle konuşuyor:

"Diyalog bazlı yapay zeka en değerli verileri analiz edip eyleme döküyor ve böylelikle üretken yapay zeka araçları giderek daha konuşkan hale geliyor ve süper güçlü iş ortağı rolünü üstleniyor. Bu teknolojinin gerçek gücü, yapay zekanın, şirketin en güvendiği kaynağından en değerli verileri analiz etmesi ve bu verilere dayalı olarak ekiplere daha akıllı çalışma ve daha hızlı kararlar alma yeteneği sunması. Verilerin ve çıktıların doğruluğunu onaylamak ve sağlamak için tüm müşteri etkileşimlerinde bir insanın dahil edilmesi gereklidir. Yapay zeka, onu besleyen veri kadar iyi olduğundan, verileri kontrol etmek ve doğrulamak için insanları döngüde tutmak çok önemli. Güven, gelişiminin en temel unsuru olmalıdır."

BİZE ULAŞIN