Gıdası ve suyu kendi kendine yeten 11 ülke

Yerel savaşların, yüksek fiyatların, bulaşıcı hastalıkların dayanılmaz olduğu bir dünyada, sadece 11 ülkenin, yiyecek ve içecek su açısından kendi kendine yeterli olduğu belirlenmiş. Ancak bu ülkelerde her şeyin toz pembe olduğunu ya da ekonominin iyi durumda bulunduğunu düşünmeyin…
06.10.2023 15:33 GÜNCELLEME : 06.10.2023 15:33

PARA DÜNYA/ ALEV RİGEL Tarihte, yeteri kadar besin maddesi, içecek suyu, ekecek toprağı bulunmayan ülkelerin, hatta imparatorlukların, düşüşlerinde önemli rol oynadığı bir sır değil. Bugün de aynı gerçeklerden söz etmek mümkün. ABD, Kanada ve Fransa gibi enflasyon ve yüksek vergilerin bunalttığı ülkelerin halkları, daha iyi şartlarda yaşayacak topraklar arayışı içinde. Yerel savaşların, yüksek fiyatların, bulaşıcı hastalıkların dayanılmaz olduğu bir dünyada, sadece 11 ülkenin, yiyecek ve içecek su açısından kendi kendine yeterli olduğu belirlenmiş. Çalışmayı yapan kuruluş Birleşmiş Milletler'e bağlı Gıda ve Tarım Teşkilatı FAO (Food and Agriculture Organization). Ancak bu ülkelerde her şeyin toz pembe olduğunu ya da ekonominin iyi durumda bulunduğunu düşünmeyin:

(1) Brezilya

Latin Amerika'nın en büyük ülkesi. Çok değişken bir ekonomiye sahip olmakla övünüyorlar. Gıda maddeleri üretimi, doğal kaynakların kullanımı açısından son yılların en şanslı ülkesi Brezilya. Bunu büyük ölçüde, yaklaşık yedi milyon kilometrekarelik alanı sulayan Amazon Nehri'ne borçlular. Bereketli topraklar ve bol su, her tür ürünün yetiştirilmesine ve hayvancılığa fazlasıyla yetiyor. Öyle ki Brezilya, en çok gıda maddesi ihraç eden ülkelerin başında geliyor. Zengin doğal kaynakları sayesinde halkı, orta üst gelir diliminde, karma piyasa ekonomisi içinde yaşıyor. Gayrısafi iç hasıla açısından dünya onuncusu, kişi başına düşen gelir açısından da dokuzuncusu. Küresel olarak döviz rezervi en yüksek onuncu ülkesi. Halkın yüzde 2'si günde 2.2 dolara, yüzde 19'u da günde 6.9 dolara yaşamını sürdürüyor. Şeker, kahve, portakal, pamuk, limon, tütün, ananas, muz, fasulye, kavun, pirinç, domates, kırmızı et, beyaz et, süt ve onlarca kalem üründe dünyanın ilk beş ülkesi arasına rahatlıkla girebiliyor.

(2) Uruguay

Bu ülkenin, Brezilya ve Arjantin'den sonra üçüncü sırada olması gerekiyor. Tabii ki kendi kendine yeterlilik açısından. Ama FAO'ya göre Uruguay, ikinci sırada. Bu değerlendirme yapılırken her şeyi rakamlara göre belirlemiyorlar. Uruguay, Güney Amerika'nın, iş çevrelerine en büyük kolaylığı sağlayan ülkelerinin başında geliyor. Hükümetler, son derece sağlıklı ekonomi politikaları belirliyor. İhracatının büyük bölümünü gıda maddeleri oluşturuyor. Oysa bu ülke, 1990'lı yıllarda tam bir kaos içindeydi. Grevler yaygındı, özelleştirmeler büyük tepki topluyordu, ticaret açıkları her yıl büyüyordu. 1999-2002 arası, hayli sıkıntılı bir dönem yaşadılar. Bu dönemde ekonomi yüzde 11 geriledi, işsizlik yüzde 20'leri geçti. Aşırı yoksul 100 bin hane halkına ayda 75 dolar yardım yapıldı. Bütün çocukların okula gitmesi sağlandı ve hepsi sağlık taramasından geçirildi. Yoksulluk yüzde 33'ten yüzde 20'ye düşürüldü.

(3) Panama

Orta Amerika ülkesi Panama için, Amerika kıtalarının İsviçre'si benzetmesi yapılır. En büyük avantajı, Panama Kanalı'dır. Gemilerin geçiş ücretlerinden elde ettiği geliri, ülke ekonomisinin canlandırılmasında kullanmayı iyi bilmiştir. Ülkede yiyecek ticaretinde (ya da üreticiden tüketiciye akışında) kusur, sıfıra çok yakın. Bu, nüfusun neredeyse tamamının bol besin ve içme suyuna rahatlıkla ulaşabildiği anlamına gelir. Panama ekonomisinin, kanaldan başka kazançları da var. Ülkede, yabancı kaynaklı gelirlerden vergi alınmaz, iş kurmak son derece kolay. (Girişimciler kırtasiye işleriyle uğraşmaz), bankacılık işlemleri de yasalar çerçevesinde son derece gizli. Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'in kayıtlarına (World Factbook) göre işsizlik, yüzde 2.7 gibi son derece düşük bir oranda. 2008 yılından beri de nüfusun üç katına yetecek kadar gıda maddesi üretimi var. Panama, Orta Amerika'nın en hızlı büyüyen ve en iyi yönetilen ekonomisine sahip.

(4) Arjantin

FAO Arjantin'i, ekonomi mucizeleriyle tanınan bir ülke olarak göstermiştir. Bereketli toprakları, bulunduğu Güney Amerika kıtasının tamamını doyurmaya yetecek kadar geniş. Buna gerek de yok. Gıda maddeleri ve suyu kendi kendine yeterli ülkelerden Brezilya ve Uruguay, zaten bu kıtada. Sığır eti, mısır, buğday, bu ülkenin başlıca ihraç kalemlerini oluşturuyor. Para birimi peso'da yapılan devalüasyon, yabancıları bu topraklara çekmeye yetmiş. Zengin doğal kaynaklarının yanı sıra okur-yazar oranı yüksek nüfusu, değişken sanayi kolları, ihracata yönelik tarım sektörü, yüksek teknoloji ürünleri, bu ülkeyi güneyin zengin ülkelerinden biri yapmaya yetiyor. Madencilik, zenginliğinde büyük pay sahibi. Dünyanın önde gelen altın, gümüş ve lityum üreticisi (Lityum, tıp, cam ve seramik sektörlerinde kullanılmasının yanı sıra telefon ve bilgisayar bataryalarının vazgeçilmez ham maddesidir. Çünkü bataryaların uzun ömürlü olmasını sağlar). Dünyanın bir numaralı "yerba mate" üreticisi (Aslında bir çay türüdür. Fosfor, kalsiyum, manganez, potasyum, selenyum, demir, A, B1, B2, B3, B5, C, E vitaminleri ve 15 farklı protein yapıtaşı içerir. Bu içecek için "kahvenin gücü, çayın yararı ve çikolatının mutluluğu buluşmuş" tanımlaması yapılır). Buğday, üzüm, pamuk, yün, şeker, ayçiçeği, arpa, bal ve limon başta olmak üzere narenciye ürünleri satar. Ama en büyük avantajı, et ihracatçısı olması. Üç milyon tondan fazla et ihraç eder. ABD, Brezilya ve Çin'den sonra dünya dördüncüsü.

(5) Nikaragua

Büyük marketlerden küçük bakkallara kadar her yerde bol miktarda besin maddesi satılır. Çünkü halkın başka geçim kaynağı hemen hemen yok gibi. Bu da Nikaragua'yı, kendi kendine yeten ülkeler arasına sokuyor. Halkın genelde yüksek kaliteli bir yaşam beklentisi bulunmuyor. Geçim maliyeti son derece düşük. Ülke aslında sık sık doğal felaketlerle boğuşuyor. Altyapı oldukça kötü. Ama halk yine de halinden memnun. Nikaragua, Amerika kıtalarının en yoksul ülkesi konumunda. Tarım, gayrisafi iç hasılanın yüzde 16'sını oluşturuyor. Bu rakam, Orta Amerika ülkeleri arasında en yüksek oran. Nikaragua dışında çalışan halk, ülkeye her yıl bir milyar dolardan fazla döviz gönderiyor. Yüzde eksi 4 gibi negatif bir büyüme oranı, uzun yıllar pozitife geçemedi. Tam tersine Covid-19 salgını nedeniyle negatif büyüme daha da kötüleşti. Halkın yüzde 80'i, günde iki dolarlık bir gelirle geçinmek zorunda. Ülkenin Polonya'dan almış olduğu 30.6 milyon dolarlık borç silindi. 1988'de yüzde 33.500 (otuz üç bin beş yüz) olan enflasyon oranı, 2006'da yüzde 10'un altına geriledi. Dış borç da yarı yarıya azaldı. Ama bütün bunlar, ekonominin canlanması için yeteri kadar iyi haberler değil.

(6) Paraguay

Denize kıyısı olmamakla birlikte zengin içme suyu kaynakları ve bereketli topraklarıyla şanslı bir konumda olan Paraguay, sanayi etkinliklerinde fazla varlık göstermemesine rağmen kendisine yetebilen ülkelerden. Portakal, şeker, fasulye ve sığır etinde ihtiyaç fazlasını ihraç ederek ekonomisini geliştirmeye çalışıyor. Yıllardır silah ve uyuşturucu ticaretiyle anılıyordu. Son zamanlarda bu kötü şöhretini silmeye başladı. Besin maddeleri yetiştirerek legal işler yapan şirketlerin sayısı çoğaldı. Kaçakçılık, gayrısafi iç hasılanın yüzde 22'sini oluşturuyordu. Bu oran, yüzde 10'a kadar geriledi. Çin ve Brezilya ile olan ticaretini artırarak ülkede yasal paranın dönmesini sağladı. Dünyanın en büyük hidroelektrik santrallerinden Itaipu Barajı'ndan sağladığı elektriği Brezilya'ya satarak, önemli bir gelir kalemi elde etti (Aslında baraj, iki ülke sınırında). Ciudad del Este ("doğunun şehri" demek), ticaretin yapıldığı dünyanın üçüncü büyük serbest bölgesi (Diğer ikisi, Miami ve Hong Kong). 2012'de Mercosur (Güney Amerika Ortak Pazarı) sistemiyle Brezilya ve Arjantin'in ortaklığını elde ettiler. Böylece ekonominin canlanacağını umdular. Umduklarının önemli bir bölümü de gerçekleşti.

(7) Bulgaristan

FAO'nun "kendi kendine yeterlilik" listesinde yedinci sırada bir Avrupa ülkesi. Nüfusu az. Tarıma uygun çok geniş arazileri var. İklimi de son derece uygun. Tahıl ürünlerinin yanı sıra sebze-meyve ve bal üretiminde kıtanın lideri konumunda. Bununla birlikte Ukrayna'daki savaş nedeniyle endişeli. Gıda güvenliğine öncelik veren Bulgar hükümeti, yerel çiftçilere 500 milyon dolarlık kredi desteğinde bulundu. Özel sektör, gayrisafi iç hasılada yüzde 70'lik bir paya sahip. 1980'lerde sanayi ekonomisine geçiş yapan ülke, 1990'larda Coımecon piyasalarının kaybı ve arkasından gelen "şok terapi" nedeniyle çok zor yıllar geçirdi (Comecon, "Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi" idi. 1949'da kurulan konseyin amacı; sosyalist ülkeler arasında ekonomik işbirliği ve dayanışmayı sağlamaktı. 1991'de faaliyetlerine son verildi). 1997'de ekonomik çöküntü yaşadı. Yine de bin levadan (615 ABD dolarından) biraz fazla olan aylık maaşlar, Avrupa Birliği'nde en düşük rakam olarak kaldı. 2017'de gelirleriyle giderlerini neredeyse eşitledi. 2000'lerden beri ekonomik performansı güçlendi. Kamu borçları, gayrısafi iç hasılasının yüzde 79.6'sından 2008'de yüzde 14'e kadar geriledi. Yine de Avrupa Birliği rakamlarının çok arkasında kalan Bulgaristan için AB kurumları, fazla önlem almaya gerek duymuyor. Çünkü Bulgaristan, pek çok konuda Brüksel'i destekleyen tek eski Doğu Bloku ülkesi. Polonya ve Macaristan böyle bir politika izlemiyor.

(8) Macaristan

Avrupa'da gıda bağımsızlığını ilan eden ülkelerden biri de Macaristan. Bunu coğrafyasına borçlular. Ülke, genelde düz ve tarıma ayrılacak alanı çok. Göz alabildiğine uzanan toprakları son derece bereketli ve küçük/büyük baş hayvan otlatmaya uygun. Bu da ülkeyi, Avrupa'nın tahıl, sebze/meyve ve sığır eti ambarı yapmaya yetiyor. Batı Avrupa ülke vatandaşlarının rağbet ettiği bir destinasyon olduğu için turizm geliri de oldukça yüksek. Gelir vergisini, yüzde 15 ile sabitlemişler. Ülke, OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü - Organization for Economic Cooporation and Development) tarafından "yüksek gelirli karma ekonomi" olarak tanımlanıyor. IMF'in (Uluslararası Para Fonu) kayda aldığı 188 ülke arasında, dünyanın en geniş 57'nci ekonomisi olmasına rağmen Macaristan, 2015'ten bu yana yılda en az dokuz milyar dolar kadar ticaret fazlası veriyor. Sanayinin önemli kalemleri; gıda işleme, ecza/kimya, motorlu araçlar, enformasyon teknolojileri ve metalürji. Başkent Budapeşte, finans ve iş merkezi konumunda. "Dünya Kentler Araştırma Ağı"na göre Alfa kent (En yüksek düzeyde kent). Ulusal gelirin yüzde 39'unu başkent oluşturuyor. Ülke ekonomisi Maastricht kriterlerine uysa da para birimi forint'i koruyorlar (Maastricht anlaşması, 1992'de imzalanan ve Avrupa Ekonomik Topluluğu AET'nin, Avrupa Birliği AB olması yolundaki son adımdır. Anlaşmanın maddeleri, yaklaşık beş telefon rehberi kalınlığında bir kitapta toplanmıştır. Maastricht, Hollanda'da küçük bir kenttir).

(9) Tayland

Bu kez Asya'nın, yiyecek güvenliği en üst düzeyde olan ülkesindeyiz. Tayland, gıda ve içme suyunun yeterli oluşu açısından çok şanslı. Diğer Asya ülkeleri öyle değil. Sebze/meyve, pirinç, balık ve deniz ürünleri ihraç ederek büyük kazançlar sağlıyor. Vergilerin ve geçinme maliyetlerinin düşüklüğü sayesinde. Zaten ekonomi, büyük ölçüde ihracata bağlı. İhracat, son on yıldan bu yana yüz milyar doların altına düşmüyor. Yetiştirdiği ürünlerin yanı sıra otomobil, bilgisayar, elektrikli aletler, tekstil ürünleri, kauçuk ve mücevher de satıyor. Yeni ortaya çıkan ekonomiler grubundan kısa zamanda yeni sanayileşmiş ülkeler grubuna yükseldi. Güneydoğu Asya'nın Endonezya'dan sonra ikinci büyük ülkesi. Singapur, Brunei ve Malezya'dan sonra dördüncü büyük ekonomi gücü. Üstelik, komşuları Laos, Myanmar ve Kamboçya'nın kalkınmasına da katkıda bulunuyor. İşsizlik oranı ise binde 8. Yüzde 8 değil.

(10) Kosta Rika

"Zengin Sahil" anlamına gelen bu küçük Orta Amerika ülkesi, sadece turistlerin değil, iş yapmaya çalışan girişimcilerin de gözdesi. Ülkede yaşam standardı yüksek, sağlık harcamaları makul düzeyde, siyaset son derece istikrarlı. Tarımı sürdürülebilir. Su kaynaklarına erişim kolay. Halkı da son derece uygun vergi kolaylıklarından yararlanıyor. Son 15 yıldır enflasyon oranı yüzde 3-4 arası seyrediyor. Kişi başına düşen gelir 19 bin dolara yakın. İki sıkıntısı; borçların kabarması ve bütçe açığı. Yabancı şirketlerin çoğu, ülkenin Serbest Ticaret Bölgeleri'nde faaliyet gösteriyor. Gayrısafi iç hasılada tarımın payı yüzde 5, sanayinin yüzde 20, hizmet sektörünün de yüzde 75. Ancak işsizlik oranı, IMF'e göre yüzde 8. Eğitim sisteminin kalitesi, hem Orta hem Güney Amerika'da en yüksek. Ülkenin gelir kalemlerinden biri de ne, biliyor musunuz? Kurslar. İngilizce, Portekizce, Çince, Fransızca, Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Matematik alanlarındaki kurslar.

(11) Ekvador

Ekvator çizgisinin üzerinde olduğu için küçük bir değişiklikle "Ekvador" adını alan ülke, coğrafyasının çeşitliliği sayesinde kendi gıda maddelerini üretiyor ve kendine yetiyor. Bereketli vadiler, sayısız aktif yanardağ (lavlar toprağı, tarıma elverişli hale getirir), oldukça uzun sahil şeridi, bu ülkenin şanslı olmasını sağlayan faktörler. Halkın büyük bölümü tarım ve balıkçılıkla uğraşınca, gıdada kendi kendine yeterli olabiliyorsunuz. Muz, kakao ve deniz ürünleri başlıca ihraç kalemleri. Yaşam çok ucuz, enflasyon düşük, ikamet vizesi almak çok kolay. Yabancı kaynaklardan elde edilen gelir, vergisiz. Ama hala gelişmekte olan bir ekonomi. 2000-2006 arası yüzde 4.6 civarında bir kalkınma oranı yakalamış olan ülkenin enflasyon oranı, yüzde 1.14 oldu. 2000 öncesi yüzde 40 olan yoksulluk oranı, son yıllarda mucizevi bir şekilde yüzde 16'ya düşürüldü. İhracatının yüzde 40'ını petrol oluşturması, pozitif bir ticaret dengesi sağlıyor. Geçtiğimiz yıllarda petrol boru hatlarından birinde meydana gelen erozyon, hükümetin "force majeure" ilan etmesine neden olmuş, ekonomik dengeler bozulmuştu. Üç hafta sürdü ve 500 milyon dolarlık bir kayba neden oldu (Force majeure; ticari anlaşmalarda, tarafların kendi iradeleri ve kontrolleri dışında oluşan şartlar altında, anlaşmanın tek taraflı veya çift taraflı feshedilmesini sağlayan maddeye denir. Bu şartlar; savaş, grev, doğal afet veya yeni hükümet kararları olabilir).

BİZE ULAŞIN