Ya işe gelin ya da istifa edin!

Dünyanın en büyük çok uluslu teknoloji şirketlerinden IBM, başta yöneticileri olmak üzere çalışan tüm elemanlarına bir ultimatom verdi ve “Ya işe gelirsiniz ya da istifa etmiş sayılırsınız” dedi. Amazon’un CEO’su Andy Jassy de benzer bir uygulamaya gitmişti…
14.02.2024 12:24 GÜNCELLEME : 15.02.2024 09:24

PARA DÜNYA/ ALEV RİGEL Bilgisayar ve interneti kullanarak evden çalışma, başka kent ya da ülkeden çalışma gibi kolaylıkların bir sınırı olduğu ortaya çıktı. Dünyanın en büyük çok uluslu teknoloji şirketlerinden IBM, başta yöneticileri olmak üzere çalışan tüm elemanlarına bir ultimatom verdi ve "Ya işe gelirsiniz ya da istifa etmiş sayılırsınız" dedi.

Ultimatom, şirketin başkan yardımcısı John Granger'dan geldi. Granger, departman müdürlerinden en kısa zamanda cevap bekliyoruz. Aksi halde kendilerini istifa etmiş sayacağız. Yerlerine, her gün bizzat işe gelen elemanlardan seçim yapacağız" dedi.

Yöneticilerin, haftada beş gün işe gelmesi hala gerekmiyor. Ama en azından üç gün, şirkette bulunmak zorundalar. Şirket binasına 50 milden (80 km) daha uzakta oturan elemanların ise ağustos ayına kadar yakın bir adrese yerleşmeleri gerekecek. Askeri hizmette olanlar ve bulundukları yerin yakınında olan hastanelere bağımlı olanlar, bu uygulamadan muaf tutulacak.

Karara gerekçe olarak ülkenin Covid-19 pandemisinden çıkması ve şirketin bazı bürolarını kapatma kararı almasının rolü olduğu belirtiliyor. IBM'in CEO'su Arvind Krishna, yapay zeka kullanımı nedeniyle önümüzdeki beş yıl içinde şirket personelinden 7 bin 800 kişinin işten çıkarılacağını söyledi. Krishna, geçen yılın ocak ayında 3 bin 900 çalışanın iş akdinin feshedildiğini, yeni uygulamanın ise sadece IBM'e özgü olmadığını, pek çok teknoloji şirketinin yapay zekayı giderek daha büyük oranlarda iş dünyasına kattığını belirtti. IBM'in 177 ülkede 288 bin 300 personeli var. ABD'de ve dünya çapında faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 4'ünün IBM benzeri uygulamalar içinde olduğu ifade ediliyor. Bu oran, sayısal olarak binlerle ifade edilen şirket anlamına geliyor.

Amazon'un CEO'su Andy Jassy de benzer bir uygulamaya gitmişti. Şirketten yapılan açıklamada, haftada üç gün işinin başında olmayan Amazon personelinin günlerinin sayılı olacağı konusunda ikazda bulunulmuştu.

KIDEMLİLER DAHA ÇOK ŞİRKETTE

Yapılan anketlerde C süit şirket liderlerinin "full-time" uzaktan çalışma oranları 2022'de yüzde 34, 2024'te ise yüzde 1 oranlarında düştü. Bu anketten anlaşılan sonuç ise şirketlerin kıdemli çalışanlarının, şirkette daha sık bulunduğu yönünde. C süit yöneticiler; icra kurulu başkanı (chief executive officer – CEO), mali işler müdürü (chief financial officer – CFO), baş işletme görevlisi (chief operating officer – COO), bilişim kurulu başkanı (chief information officer – CIO) gibi makamları kapsıyor.

Bilgisayarın ve on-line bağlantıların gelişmesiyle birlikte 1970'lerde ortaya çıkan evden çalışma modası, pek çok şirketin işine gelmişti. Jack Nilles'in "Telework" (Tele-çalışma) adını verdiği sistem, hem çalışanlara hem de işverenlere avantaj sağlıyordu. 1979'da ilk gerçek uygulamayı IBM başlattı. Beş elemanına evden çalışma izni verdi. 1983'te ABD'de evden çalışanların sayısı iki bini geçmişti. 1992'de Amerikalı teknoloji yazarı Carl Malamud, lap-top bilgisayarıyla dünyayı dolaşan ama her yerde işiyle ve eviyle bağlantı kurabilen kişileri "dijital nomadlar (göçebeler)" olarak adlandırdı.

1995'te uygulamaya bir slogan buldular: "İş, sizin yaptığınız bir şeydir, seyahat ettiğiniz bir şey değil". Bu slogan daha sonra şöyle değişti: "İş bizim yaptığımız bir şeydir, nerede olduğumuzla ilgili değildir."

2000'lerde uzaktan çalışma ve öğrenim için teknolojiler geliştirildi. "İşbirlikçi yazılımlar", "özel şebekeler", "konferans sistemleri", "video telefonlar", "internet girişleri", "bulut bilgisayarcılığı", "mobil telekomünikasyon" vs gibi. Laptoplar, tablet bilgisayarlar, akıllı telefonlar, masa üstü bilgisayarları, internet erişimi için Wi-Fi sistemleriyle donatıldı. İletişimi kolaylaştırmak için de Zoom, Webex, Microsoft Teams, Google Meet, Slack, WhatsApp gibi yazılımlar kullanıldı.

2003'te ABD'de dört milyon kişi evinden çalışıyordu. 2010'da bu çalışma yöntemiyle ilgili kurallar koyan bir yasa kabul edildi. 2019'un sonlarında Covid pandemisi geldi. Evden çalışanların sayısı, adeta patladı.

Avrupa'ya bakacak olursak. 2020'de AB üyesi ülkelerde, kadınların yüzde 13.2'si, erkeklerin yüzde 11.5'i evden çalıştı. Kadın/erkek ortalamasına göre rekor, yüzde 25.1 ile Finlandiya'ya aitti. Bu ülkeyi yüzde 23.1 ile Lüksemburg, yüzde 21.5 ile İrlanda, yüzde 18.1 ile Avusturya, yüzde 17.8 ile Hollanda takip etti. Evden çalışanların yaş ortalaması, 15-64 arasıydı.

Stanford Üniversitesi'nden ekonomi profesörü ve uzaktan çalışma uzmanı Nicholas Bloom 2023'te, bu yöntemin hem işçiye hem işverene avantajlarının yanı sıra sakıncaları da olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bunların ne olduğuna bakalım.

AVANTAJLARI

* İşverene maliyet azalıyor. Çalışanın otomobilini park ettiği alandan, aydınlatma, ısıtma, klima masraflarına, bilgisayar ekipmanı ve mobilyadan, öğle yemeğine kadar pek çok kalemde tasarruf sağlanıyor. Çalışanların işe gidiş geliş masrafı sıfırlanıyor.

* 1976'da ortaya çıkan "İş Karakteristiği Teorisi"ne göre çalışanlara sağlanmış olan otonomi; daha yüksek motivasyona, yaptığı işten duyduğu memnuniyete, yüksek iş performansına yol açıyor. Hastalık ve değişik ailevi sebepler ileri sürülerek işe olan devamsızlık da ortadan kalkmış oluyor.

* Uzaktan çalışma, trafikte daha az motorlu araç, daha az çevre kirliliği anlamına geliyor. Covid-19 döneminde on milyonlarca kişi evden çalışmış, bu da küresel karbondioksit salımının ciddi oranlarda düşmesini sağlamıştı.

* Üretkenlik arttı. Çalışanlar, başlarında müdür baskısı olmadan, daha sakin ortamlarda işlerini yürüttüler ve kendi performanslarının arttığına tanık oldular. Bu dönemde ev satın alırken ya da kiralarken küçük de olsa ofis yapacakları bir odanın olup olmaması büyük önem kazandı.

* 2020'de yapılan bir ankette 4.9 milyon Amerikalının, iş yerinden en az 20 mil (32 km) uzağa taşındığı ortaya çıktı. Böylece kentte ya da kente yakın yerlerde bulunan meskenlerin pahalı kiralarından kurtulmuş oldular.

DEZAVANTAJLARI

* Çalışanlar, ofis ruhundan uzak kaldılar. "Mahrum kaldılar" demek daha doğru olacak. İnsanlar, her zaman için birbirleriyle diyalog kurma, karşılıklı birer kahve içme, şakalaşma gibi etkinliklere sıcak baktılar. Psikologlar buna, yüzyüze etkileşim (face-to-face interaction) diyor. Evde bu tür sosyalleşmeler olmuyor. Tam tersi, çocuklarınızın gelip sizi meşgul etmesi, hatta eşinizin iyi niyetle bir kahve getirmesi bile dikkatinizi dağıtabilir. Yaptığınız işin üzerinden bir kez daha geçmek zorunda kalabilirsiniz. 2012'de yapılan bir ankette, evde çalışanların yüzde 54'ü, sosyal ve profesyonel etkileşimi kaybettiklerini belirtmişti.

* İş motivasyonunun da evde yüksek olduğu söylenemez. İş yerinde ekranı başında çalışanları görmek, müdürlerin/şeflerin varlığını bilmek, işin yetiştirilmesi için üzerinde baskı hissetmek, size maksimum motivasyon sunar.

* Evde çalışırken enformasyon güvenliği ile ilgili endişe duymanız normaldir. 2020'de yapılan ankette, evde çalışanların yüzde 59'u, iş yerinde çalışırken siber-güvenliği daha güçlü bir şekilde hissettiklerini açıklamışlardı.

* İş yerinde çalışırken bilgisayarınız arıza yaptığında, ilgili departmanı ararsınız. Onlar da gelir sorununuzu çözer. Evde bir arıza olduğunda tamamen tek başınızasınız. Size yardım edecek hiç kimse olmaz.

* İşte iken idari sorunlarla uğraşmazsınız. Evde, vergilendirme meselesiyle sadece siz uğraşırsınız. İş yerindeki personel servisinden yardım alamazsınız. Ne yapacağınızı bilemediğiniz zamanlarda da başınıza bela açılabilir.

* İşyerinde haftada beş gün, 35-40 saat arası mesai yaparsınız. Evde çalıştığınızda bu sürenin 55 saate kadar çıktığı tespit edilmiş. Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü, evden çalışanların bu nedenle önemli sağlık riskleri taşıdığı konusunda uyarıda bulundu. Sadece sağlığınız bozulmuyor. Kendinizi rahatsız hissediyorsunuz, uyku düzeniniz bozuluyor, yaşantınızın günlük rutinleri aksıyor, anksiyete gibi olumsuz durumlar ortaya çıkıyor, hem iş hem aile stresiniz artıyor, ekran başında gereğinden fazla kalıyorsunuz. İyisi mi, siz işinize gidin.

TEMBELLİK HAKKI

Aslında bilgisayarlarda çalışmaktan çok önce insanların çalışma hakkı olup olmadığı tartışılıyordu. Küba asıllı Fransız yazar Paul Lafargue (1842-1911), kaleme aldığı "Le Droit a la Paresse" (Tembellik Hakkı) adlı kitabında, işçilerin ücretli emeğinin, daha çok iş imkanı adına genişletmeye çalışılmasına karşıydı. Lafargue, çalışma hakkının aksine tembellik hakkını savundu. 69 yaşındayken intihar eden yazar, geride bıraktığı mektupta şöyle yazmıştı: "Yaşlılığımın beni, fiziki ve mental güçlerden soyutlamasına, enerjimi paralize edip irademi kırmasına ve bana yük olmasına izin vermeyeceğim. Hayattan ayrılmak için 70 yaşımı seçtim."

BİZE ULAŞIN