HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Yeni İpek Yolu olarak anılan Kalkınma Yolu Projesi'nin hızlandırılması için adımlar sıklaştırılıyor. Basra Körfezi'nde inşaatı devam eden Al Faw Limanı'ndan başlanıp, Bağdat ve Musul şehirlerini kapsayan bir güzergah izlenerek Türkiye'deki demiryolu ve karayolu gibi ulaşım ağları üzerinden kıta Avrupası başta olmak üzere uluslararası ulaşım ve lojistik ağına bağlanılacak Kalkınma Yolu Projesi'nde, paydaşların mutabık kalacağı bir yönetim ve finansman modelinin belirlenmesi ve Irak tarafıyla Kalkınma Yolu Projesi anlaşması imzalanması hedefleniyor. Küresel ticaretin yeni rotası olarak ifade edilen Kalkınma Yolu Projesi'nin hayata geçirilmesiyle, başta Irak ve Türkiye olmak üzere Orta Doğu, Asya ve Avrupa ülkelerinde ticaret yolları ve lojistik merkezlerinin yeniden tasarlanarak geliştirilmesi bekleniyor. Projenin, projeye taraf ülkelerde yerel, bölgesel ve küresel ticaretin gelişmesine katkı sağlaması öngörülüyor. Proje ile küresel ticaretin hızlanması, maliyetlerin azaltılması, Orta Doğu'nun zengin enerji kaynakları ve Uzak Doğu tedarikçileri ürünleri ile Avrupa ülkelerindeki tedarikçilerin ürünlerinin ekonomik koridorun her iki tarafına hızlı ve sürdürülebilir taşınması hedefleniyor. Projenin enerji arz güvenliğine, ürün maliyetlerinde indirime, fiyat istikrarına katkıda bulunması bekleniyor. Kalkınma Yolu Projesi'nin yatırım ayağı büyük iş fırsatı doğururken, hem yerel hem de uluslararası yatırımcılar için cazip bir pazar oluşturuyor. Kalkınma Yolu kapsamında Türkiye'den geçen 2 bin 92 km demiryolu bağlantısı için 727 km yeni hat, bin 923 km karayolu koridoru içinse 331 km yeni otoyol yatırımı planlanırken, 19.9 milyar dolarlık bir yatırımın hayata geçirilmesi öngörülüyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte, bölgedeki ulaşım ve lojistik sektörünün büyük bir ivme kazanması, bunun da ekonomik büyümeyi desteklemesi bekleniyor. Türkiye'nin "ticaret koridoru" olma konumunu daha da güçlendirecek Proje'nin, Türkiye, Irak ve diğer bölge ülkeleri için ekonomik entegrasyonu ve bölge ülkeleri arasındaki ticareti artırması öngörülüyor. Kalkınma Yolu Projesi'nin istihdamı artırması, ekonomik kalkınmayı teşvik etmesi, yeni yatırım olanakları oluşturması öngörülüyor. Kalkınma Yolu'nun, Türkiye'nin uluslararası lojistik merkezlerinden biri olmasına zemin hazırlaması, bölgesel sanayi ve ticaret alanlarına da doğrudan katkı sağlaması bekleniyor.
İLK FAZ 2025'TE TAMAMLANACAK
Covıd-19 pandemisi, Süveyş Kanalı'ndaki kaza, Rusya-Ukrayna savaşı, Kızıldeniz'deki güvenlik riskleri ve Panama Kanalı'ndaki kuraklık gibi gelişmeler, ulaşım koridorlarının yalnızca ekonomik bir zorunluluk değil, aynı zamanda stratejik bir gereklilik olduğunu ortaya koyuyor. Günümüz dünyasında alternatif rotalar oluşturmak, ulaşım modlarını çeşitlendirmek ve ulaştırma ağlarını daha dayanıklı hale getirmek kaçınılmaz bir öncelik haline geliyor. Yeni İpek Yolu olarak ifade edilen Kalkınma Yolu Projesi de bu rotalardan biri. Kalkınma Yolu Projesi ile Basra Körfezi'nde inşaatı devam etmekte olan Al Faw Limanı'ndan başlanıp, Bağdat ve Musul şehirlerini kapsayan bir güzergah izlenerek Türkiye'deki demiryolu ve karayolu gibi ulaşım ağları üzerinden kıta Avrupası başta olmak üzere uluslararası ulaşım ve lojistik ağına bağlanılacak.
PARA Dergisi'ne açıklamalarda bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kalkınma Yolu Projesi'nin ortaya çıkışında Basra Körfezi'ndeki Faw Limanı'nın yapılmaya başlanmasının süreci tetikleyen bir argüman olduğuna dikkat çekti. 22 Nisan 2024'te Irak, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri Ulaştırma Bakanları ile 'Kalkınma Yolu Projesi Mutabakat Zaptı'nı imzaladıklarını vurguladı.
Uraloğlu'nun açıklamalarına göre, Kalkınma Yolu Projesi kapsamında şu ana kadar biri yalnızca Irak ile ikili mutabakat zaptı, biri de diğer tüm paydaşlarla dörtlü mutabakat zaptı olmak üzere iki mutabakat zaptı imzalandı. 29 Ağustos ve 31 Ekim tarihlerinde 1. ve 2. Bakanlar Konseyi gerçekleştirildi. 2. Bakanlar Konseyi'nde, Bakanlar Deklarasyonu imzalandı. Projede demiryolu ve karayolunun ön tasarımı tamamen bitti, nihai tasarım için ise bazı zemin örnekleri alınması ve bazı ölçümler gerekiyor. Ondan sonra nihai tasarım da tamamlanacak. Bununla birlikte projenin kalplerinden biri olan Faw Limanı'nda Proje'nin ilk fazı kapsamında beş ana rıhtımın inşaatının da bittiğini vurgulayan Uraloğlu, "Ana rıhtımın ve Khor Al-Zubair suyoluyla Um-Kasr Limanı'na bağlantıyı sağlayacak tünel ve yolların inşaatlarına da başlandı. İlk fazın 2025 yılında tamamlanması öngörülüyor" dedi.
FİNANSMAN MODELİ BELİRLENECEK
Türkiye'de ise demiryolu koridorunun belirli kısımlarında hızlı tren hattı, belirli kısımlarında ise elektrifikasyon ve sinyalizasyon yapım çalışmalarına devam ettiklerini belirten Uraloğlu, Koridor kapsamında, proje çalışmalarının büyük ölçüde tamamlanan yeni demiryolu hattında ise yapıma yönelik planlama çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Uraloğlu'nun açıklamalarına göre, Kalkınma Yolu kapsamında Türkiye'den geçen 2 bin 92 demiryolu bağlantısı için 727 km yeni hat, bin 923 km karayolu koridoru içinse 331 km yeni otoyol yatırımı planlandı. Öte yandan Kalkınma Yolu Projesi'nin en önemli güzergahlarından birisi olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçecek 120 km uzunluğundaki Kuzey Marmara Hızlı Tren Hattı hayata geçirilerek 2028 yılında açılacak.
Uraloğlu, "Önümüzdeki takvimde, projenin paydaşlarının mutabık kalacağı bir yönetim modelinin belirlenmesi, nihai fizibilite ve teknik detaylar üzerinde mutabık kalınması ile birlikte finansman modelinin belirlenmesi, Irak tarafıyla imzalamayı umduğumuz Kalkınma Yolu Projesi anlaşması var" diye konuştu.
"YATIRIM AYAĞI İŞ FIRSATI DOĞURUYOR"
Bakan Uraloğlu, Kalkınma Yolu Projesi'nin hızla ilerlemesi için gerekli tüm çalışmaları titizlikle planladıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yatırımlarımız bölgesel kalkınmayı teşvik etmek, ticaretin önündeki engelleri kaldırmak ve projeyi daha sürdürülebilir kılmak adına büyük bir öneme sahip. 229 kilometrelik Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Hattı'nda da çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kapıkule-Çerkezköy, Çerkezköy-Ispartakule ve Ispartakule-Halkalı etaplarından oluşan bu hattın, 153 kilometrelik Kapıkule-Çerkezköy arasındaki bölümünü bu yıl tamamlayarak hizmete açmayı planlıyoruz. Yük taşıma kapasitesini de artırdığımız hat ile Türkiye'nin yüksek standartlı demiryolu hattıyla Avrupa Birliği'ne bağlanmasını sağlamış olacağız. Projenin yatırım ayağı, yatırım büyüklüğü açısından gerçekten büyük bir iş fırsatı doğuruyor. Hem yerel hem de uluslararası yatırımcılar için cazip bir pazar oluşturuyor. Kalkınma Yolu Projesi kapsamında yapılacak yatırımlar, altyapı ve ulaştırma sektörü için ciddi bir büyüklüğe ulaşacak. Projenin tamamlanmasıyla birlikte, bölgedeki ulaşım ve lojistik sektörü büyük bir ivme kazanacak, bu da ekonomik büyümeyi destekleyecek. Projemizin yerel istihdamı artıracağını ve ekonomik kalkınmayı teşvik edeceğini de öngörüyoruz. Kalkınma Yolu, Türkiye'nin uluslararası lojistik merkezlerinden biri olmasına zemin hazırlayacak, bölgesel sanayi ve ticaret alanlarına da doğrudan katkı sağlayacak."
19.9 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM ÖNGÖRÜLÜYOR
Bakan Uraloğlu, Kalkınma Yolu Projesi'nin, inşa aşamasında dahi çok büyük bir ekonomik ivme ve istihdam oluşturacağını vurguladı. İnşaat sektörünün istihdam oluşturması ve ihracatı artırması ile kalkınma sürecindeki ülkelerin lokomotif sektörlerinden biri olduğuna işaret eden Bakan Uraloğlu, "Çimento, demir-çelik, seramik, mobilya, cam sanayi ve lojistik gibi örneklendirilebilecek 150 yan sektörü besliyor. Bu nedenle doğrudan ve dolaylı olarak ekonomiye katkı sağlayan inşaat sektörü projeye paydaş ülkelerin ekonomisi açısından da stratejik bir öneme sahip. Örneğin biz Kalkınma Yolu kapsamında ülkemizden geçen 2 bin 92 km demiryolu bağlantısı için 727 km yeni hat, bin 923 km karayolu koridoru içinse 331 km yeni otoyol yatırımı planladık. 19.9 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı öngörüyoruz. Burada bir de Türkiye olarak biz biraz daha şanslıyız. Türk Müteahhitlerinin son 23 yılda kamu özel işbirliği kapsamında hayata geçen ya da yüklenici oldukları nice büyük projelerin yapımı sırasında kazandıkları deneyimleri ülkemizde hayata geçen diğer yeni projelerin çok daha kısa zamanda ve başarılı bir şekilde inşa edilmesine fayda sağlıyor. Hatta bugün Türk müteahhitlik firmalarının hem yurt içi hem yurt dışında inşa ettiği yapılar, ülkemizi dünyaya mühendislik ihraç edecek seviyeye yükseltti. Bugün Avrupa'dan Afrika'ya, Türk Cumhuriyetleri'nden Arap Yarımadası'na birçok ülkede Türk müteahhitleri tarafından inşa edilen yolları, havalimanlarını, metro hatlarını görüyoruz. Kalkınma Yolu Projesi kapsamında da bu işi dünyada bizden daha hızlı yapacak olan yok. Ayrıca projeye özellikle daha çok dahil olmamız, birincil derecede taraf olmamız mutlaka bu işlerin Türk firmaları tarafından yapılması noktasında fayda sağlayacak. Ama elbette Irak başta olmak üzere diğer paydaşlarında kapasitelerine göre bu işi yapabilecek olan yerli firmaları da bu işin içerisinde olacak."
KAZANIMLARI İKİ KATINA ÇIKARABİLECEK
Bakan Uraloğlu, Kalkınma Yolu'nun hem üç şerit gidiş üç şerit geliş otoyol ve çift hat yüksek hızlı demiryolu ile hizmete sunulması hem de Irak ile Türkiye arasında sınır geçişinin en hızlı ve kolay şekilde tesis edilmesi durumunda, sadece Kalkınma Yolu'nun altyapı yatırımından elde edilen GSYH (Gayrisafi Yurt İci Hasıla) kazanımlarını iki katına çıkarabileceğini kaydetti. Uraloğlu, "Irak'ın dahil olduğu bölge olarak Orta Doğu ve Kuzey Afrika incelendiğinde, altyapının GSYİH üzerindeki tek başına etkisinin ortalama yüzde 3.82 olduğu ve sınır geçişleri ve tariflerdeki iyileştirmeler ile bu etkinin 3.8 katına yani yüzde 14.6'ya ulaştığı görülmekte olup Kalkınma Yolu için bu etkinin ortalama değer üzerinden yaklaşık dört katına erişebileceği söylenebilir. Bu sebeple, Kalkınma Yolu'nun işletilmesi esnasında sağlanacak iyileştirmelerin en az yeni bir yol inşa etmek kadar önemli olduğu da dikkate alınmalıdır" diye konuştu.
YEREL, BÖLGESEL VE KÜRESEL TİCARETE KATKISI
Şimdi de Kalkınma Yolu Projesi'nin ekonomiye, dış ticaret ve sektörlere etkisine göz atıyoruz. Bakan Uraloğlu, Kalkınma Yolu Projesi'nin taraf olan ülkelerde yerel, bölgesel ve küresel ticaretin gelişmesine katkı sağlamasının yanı sıra ülkelerin uluslararası yatırımlardan alacakları katkılar ile tarım, hizmet ve turizm sektörlerinin gelişmesine de yardımcı olacağını kaydetti. Projenin hayata geçirilmesiyle birlikte başta Irak ve Türkiye olmak üzere Orta Doğu, Asya ve Avrupa ülkelerinde ticaret yolları ve lojistik merkezlerinin yeniden tasarlanarak geliştirilmesinin kaçınılmaz olacağını belirten Uraloğlu şunları söyledi:
"Küresel ticaretin hızlanması ve maliyetlerin azaltılması, Orta Doğu'nun zengin enerji kaynakları ve Uzak Doğu tedarikçileri ürünleri ile Avrupa ülkelerindeki tedarikçilerin ürünlerinin Orta Doğu ve Asya pazarlarına veya tersine Avrupa pazarlarına daha güvenli, hızlı ve sürdürülebilir yollarla taşınmasını sağlayacak. Bunun yanı sıra enerji arz güvenliğine, ürün maliyetlerinde indirimlere ve fiyat istikrarına katkıda bulunulacak. Öte yandan projemizin hayata geçmesiyle birlikte Türkiye, Irak ve diğer bölge ülkeleri için ekonomik entegrasyonu artırılmasına katkı sağlayacağız. Böylece bölge ülkeleri arasındaki ticaretin artırılarak geliştirilmesine de katkı sağlayacağız:"
"TÜRK FİRMALARI KRİTİK ROLLER ÜSTLENEBİLECEK"
PARA Dergisi'ne açıklamalarda bulunan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Kalkınma Yolu Projesi'nin Türkiye'nin ekonomik ve ticari entegrasyonuna katkı sağlayarak dış ticarete önemli yansıyacağını kaydetti. 17 milyar dolarlık bir yatırım bütçesi öngörülen, Irak'ın güneyindeki Faw Limanı'ndan başlayıp, Basra, Bağdat ve Musul şehirlerini geçerek demiryolu ve karayolu ağlarına bağlanacak FişHabur sınırına kadar yapılması planlanan bir otoyol ve iki demiryolu hattını içeren bu ekonomik koridorun, Türkiye ile Irak başta olmak üzere bölge ülkeleri ve bölgenin hinterlandı arasındaki ekonomik ve ticari bağlantılarının geliştirilmesini amaçlayan önemli bir girişim olduğunu vurguladı.
Proje kapsamında, ticari ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi, ticaretin kolaylaştırılması ve gümrük işlemlerinin hızlandırılmasının öncelikli hedeflerin arasında olduğunu vurgulayan Bolat, "Projeyi, ticari iş birliklerini geliştiren, lojistik ve altyapı yatırımlarını teşvik eden ve serbest ticareti kolaylaştıran stratejik bir girişim olarak görmekteyiz. Aynı zamanda, ülkemizin bölgesel ticaret merkezi rolünü güçlendirecek adımlar atmaya devam ediyoruz. Türk müteahhitlik firmalarının dünyada en fazla proje üstlendiği üçüncü ülke konumundaki Irak'ta, Kalkınma Yolu Projesi'nin inşaat sürecinde hem karayolu hem de demiryolu yapımında, ayrıca proje sonrasında müteahhitlik ve teknik müşavirlik alanlarında Türk firmalarının kritik roller üstlenebileceği değerlendirilmekte. Kasım 2024'te Bağdat ve Basra'ya yönelik gerçekleştirilen genel ticaret ve müteahhitlik heyeti programı kapsamında yapılan üst düzey görüşmelerde, Kalkınma Yolu Projesi'ni 'kazan-kazan' vizyonuyla ele aldığımız ve Türkiye Hükümeti, müşavirleri ve müteahhitleri olarak projede yer almaya hazır olduğumuz açıkça ifade edildi. Görüşmelerde Irak makamları da Türk firmalarını bu projelerde görmekten memnuniyet duyacaklarını dile getirdi. Türkiye olarak projenin başarılı olması için bölge ülkeleri ile yakın iş birliği içerisinde çalışmalarımıza devam ediyoruz" diye konuştu.
TİCARET ROTALARI GÖZDEN GEÇİRİLİYOR
Son yıllarda pandemi, sıcak savaş da dahil artan jeopolitik gerilimlerin, dış ticarette artan korumacılık eğilimlerinin ve küresel değer zincirlerindeki tedarik güvenliği kaygılarının uluslararası ticaret rotalarını gözden geçirmeyi zorunlu hale getirdiğini kaydeden Bolat, bu bağlamda, günümüzde ticaret ve ulaşım yollarının güvenli ve istikrarlı bir şekilde çeşitlendirilmesinin önem kazandığını dile getirdi. Bolat, entegre ulaşım ağlarının bireylerin, mal ve hizmetlerin mobilitesini kolaylaştırarak ekonomik ve ticari entegrasyonda kilit bir rol oynadığını kaydetti. Bolat, coğrafi konum olarak Avrupa, Asya ve Afrika'nın kesişim noktasında bulunan Türkiye'nin, büyük pazarlara erişim noktasında önemli avantajlar ve fırsatlar sunduğunu, yeni ticaret rotalarının oluşmasında stratejik bir konuma sahip olduğunu vurguladı. Bolat, "Türkiye'nin ticaret rotalarında ve küresel ulaşım ağlarındaki ağırlığının artması ve ulaşım ve lojistik altyapısının daha da güçlendirilmesi, dış ticaret açısından büyük fırsatlar yaratacak ve toplumsal refaha katkı sunacak. Bunun yanında ülkelerin entegre ulaşım ağları ile birbirine entegrasyonun güçlendirilmesi, özellikle jeopolitik risklerin yüksek olduğu bölgemizin barış ve istikrarına da katkı sağlayacak. Dünya'nın ticaret merkezinin doğuya kaymasıyla birlikte Türkiye, Asya ve Avrupa arasındaki stratejik konumu sayesinde önemli bir rota ve lojistik hub olma potansiyeline sahip. Yeni ve gelişmiş ulaşım ağları, Türkiye'nin dış pazarlara daha kolay erişmesini sağlayarak yeni ihracat fırsatları ortaya çıkaracak. Lojistik ağlarına yönelik yatırımlar, Türkiye'nin ihracatını artırırken dış ticaretini daha dengeli ve sürdürülebilir hale getirecek. Hem maliyet avantajı hem de pazar çeşitliliği sağlayarak Türkiye'nin uluslararası ticaretteki rekabet gücünü artıran bu çalışmaların, uzun vadede ekonomik büyümeye ve toplumsal refaha önemli katkılar sunacağını düşünüyoruz" dedi.
TİCARET HACMİNİ ARTIRACAK
Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Yergin, Kalkınma Yolu'nun ekonomik ve sektörel etkilerinin kısa, orta ve uzun dönemde incelenebileceğini vurguladı. Kalkınma Yolu'nun inşası sürecinde yapılacak yatırımlardan elde edilecek kazanımların "kısa dönem" etkisi olarak ele alınabileceğini vurgulayan Yergin, orta dönem etkilerine ilişkin ise şunları söyledi:
"Proje ile birlikte özellikle Türkiye ve Irak arasındaki ticari ilişkilerde önemli bir ilerleme sağlanacaktır. Hali hazırda 20 milyar dolar civarında seyreden ticaret hacmi, güneyden kuzeye, kuzeyden güneye ticaret akışının kolay, hızlı ve güvenli olmasını sağlayacak bu gelişmeler, ticaret hacmini daha da arttıracaktır. Zamanla bölge ülkeleri de projeye katıldıkça ticaret ağının genişlemesiyle katma değer artışı görülecektir. Ülkelerin katılımı, genişlik sağlarken ticari ürünlerin çeşitliliği ve başka sektörlerin katılımıyla derinlik sağlanacaktır. Özellikle, taşımacılık, lojistik sektörleri ve hizmet sektörü için önemli olanaklar yaratılacaktır."
"DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARI TEŞVİK EDECEK"
Projenin uzun dönem etkilerine de değinen Prof. Dr. Yergin, zaman içinde, bölge ülkeleri dışında kalan ülkelerin de bu projeye entegre olacaklarını belirterek açıklamalarına şöyle devam etti:
"Çin'den başlayan ve Pakistan'ın Gwadar Limanı'na kadar uzanan Güney Koridor, Basra Körfezi'nden Kalkınma Yolu ile birleştiğinde Avrupa'ya kadar uzanan güvenli, nispeten daha az maliyetli ve zaman tasarrufu sağlayan bir hat oluşturacaktır. İnşa sürecinde yaratılan katma değer projenin işlevli hale gelmesiyle doğrudan ve dolaylı olarak başka sektörler için de olanak sağlayacaktır. 23 Nisan 2024'te, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak gezisinde Kalkınma Yolu Projesini de içeren 26 anlaşma imzalandı. Yapılan anlaşma maddelerinin bir bölümü Kalkınma Yolu güzergahında yapılacak sanayi ve üretim yatırımları ile ilgilidir. Sadece petrol gelirine bağlı kalmayarak ekonomisini çeşitlendirmesi bakımından Irak, önemli bir değişim ve dönüşüm yaşayacaktır. Güzergah boyunca, yeni yerleşim birimlerinin kurulması ile alışveriş merkezleri, inşaat sektörü, sanayi, lojistik, hizmetler ve turizm sektörlerinde önemli gelişmeler beklenmektedir. Bu gelişmeler, bölgeye doğrudan yabancı yatırımların gelmesini de teşvik edecektir. Türkiye'de Kalkınma Yolu, gelir dağılımı olarak nispeten daha geri kalmış bölgelere uzandıkça gelir dağılımındaki dengesizliğin iyileşmesine katkıda bulunacaktır. Bu durum, ekonomik olduğu kadar sosyal değişimlere de yol açacaktır. Sosyal boyutta meydana gelecek bu değişim ve dönüşüm, 'kaderci yoksulluk' döngüsünün de ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Sonuç olarak ekonomik gelişmeler sosyal boyutta meydan gelecek iyileşmelerle ülkelerin kalkınmasına katkıda bulunacaktır."
"IRAK'A İHRACATIMIZ 20 MİLYAR DOLARA ÇIKACAK"
Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Koordinatör Başkanı, TİM Başkanvekili Fikret Kileci, Kalkınma Yolu Projesi'nin başarıyla tamamlanmasının, Türkiye'nin geleneksel ihracat pazarlarının yanı sıra yeni pazarlar ve sektörler açısından da erişim imkanlarını artıracağını kaydetti. Bu projeyle birlikte, özellikle tarım ve gıda sektöründe bozulabilir ürünlerin daha güvenli ve hızlı bir şekilde taşınmasının sağlanacağını vurgulayan Kileci, "Diğer sektörlerimiz için de Körfez pazarlarına daha hızlı erişim imkanı doğacak, bu da ticaretin daha verimli hale gelmesini sağlayacak. Yetkililer, proje tamamlandığında Basra Körfezi'nden Avrupa'ya yönelik ticaret süresinin 12 ila 15 gün kısalmasını bekliyor. Tüm bu gelişmelerin neticesinde ise 2030 yılında Irak'a olan ihracatımızın 20 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor" dedi.
TOBB Gıda Sanayi Meclisi Başkanı Necdet Buzbaş ise, geçen sene Türkiye'nin Irak'a gıda ihracatının 3.4 milyar dolar olduğuna dikkat çekerek, "Bu rakam, Türkiye'nin toplam gıda ihracatının 12.3'üne denk geliyor. Kalkınma Yolu Projesi'nin 2030'da lojistik kısmı tamamlandığında, Türkiye'nin Irak'a gıda ihracatının 10 milyar dolara yükseleceği kanaatindeyim. Diğer proje ülkelerini de bu hesaba dahil edersek, lojistik kısmı tamamlandığında, gıda ihracatında 10 milyar dolar yerine 20 milyar dolara ulaşabiliriz diye düşünüyorum" dedi.
ÇEVRE DOSTU LOJİSTİK YAPI OLUŞTURULACAK
GAİB Başkanı Kileci, küresel ölçekte artan enerji, hammadde ve işçilik maliyetlerinin ihracatçılar için zorlayıcı hale geldiği bir dönemde, lojistik maliyetlerinde yaşanacak bir düşüşün, Türkiye'nin rekabet gücünü olumlu yönde etkileyeceğini kaydetti. Kileci, "Ulaşım sürelerinin kısalması, tedarik zinciri süreçlerinin hızlanması ve daha düşük maliyetli lojistik çözümler, Türk ürünlerinin uluslararası pazarlarda daha cazip hale gelmesine yardımcı olacak. Bu projede sadece ticari ve ekonomik faydalar sağlanmakla kalmayıp, sürdürülebilir taşımacılık açısından da önemli katkılar bekleniyor. Demiryolu taşımacılığının projeye entegre edilmesi, karbon salınımını azaltarak yeşil lojistik uygulamalarını destekleyecek. Ayrıca, multimodal taşımacılık sisteminin devreye alınmasıyla, kara, deniz ve demiryolu taşımacılığı entegre edilerek daha verimli ve çevre dostu bir lojistik yapısı oluşturulacak. Böylece hem karbon ayak izi azaltılacak hem de Türkiye'nin yeşil dönüşüm hedeflerine katkı sağlanacak" diye konuştu.
"TÜRKİYE GIDA TEDARİKİNİN HUB'I OLACAK"
TOBB Gıda Sanayi Meclisi Başkanı Necdet Buzbaş, Süveys Kanalı'ndan yaklaşık iki hafta daha kısa bir rota sunan Kalkınma Yolu Projesi'nin, doğu batı ticaretini tamamlayan, kuzey güney yönünde bağlayan bir küresel koridor olduğuna dikkat çekerek, "Kalkınma Yolu Projesi, Basra Körfezi'nden başlayıp, Londra'ya kadar kara ve demir yolu ile gidecek. Avrupa'nın her ülkesine kesintisiz ulaşım sağlayacak. Türkiye bu şartlarda gıda tedarikinin hubı olarak ön plana çıkacak" dedi.
Türkiye'nin AB'ye uyum sürecinde kabul edilen Gıda Güvenliği Müktesebatı ve uygulamalarını, üretimden tüketime kadar pek çok aşamada AB ile müzakere ederek, denetim mekanizmalarını güçlendirdiğini ifade eden Buzbaş, bunun diğer ülkeler nezdinde Türkiye'deki gıda sanayi için güçlü bir referans olduğunu kaydetti. Gıda üretimi ve tüketimini sadece insanın en doğal ve en zorunlu ihtiyacı olarak değerlendirmediklerini, ekonomik, sosyal ve çevresel etkileriyle de merkezi öneme sahip olduğunu düşündüklerini söyleyen Buzbaş, "Karayoluyla yapılacak taşımacılık/lojistik hem pahalı hem de çevre açısından sürdürülebilir değil. Demiryolu, karadan taşımacılığın en ekonomik olanı. Onun için Kalkınma Yolu Projesi'ni demiryolu ile inşa etmek öncelikli olmalıdır. Kalkınma Yolu Projesi'nin gıda ürünlerinde sağlayacağı en önemli kazanımlardan bir diğeri ise 'kalite' özelliği. Gıda ürünlerinin rafa gittiği zaman taze özelliğini muhafaza etmesi gerekiyor. Türkiye'deki zincir marketler, raf ömrü bir yıl olsa da, tüketici bu ürüne taze gözüyle bakmadığı için üretim tarihi üç aydan fazla olan malı almıyor. Aynı şey yurtdışında da geçerli. Gıda maddelerini, üreticiden tüketiciye soğuk zincir şartlarında demiryoluyla taşınması, daha az maliyetle, gıdanın kalitesini ve tazeliğini koruyarak taşınmasını sağlar. Bu da gıda fiyatlarını olumlu etkiler. Gıda enflasyonu batıda da sorun. O nedenle demiryolu taşımacılığı çare olacak" şeklinde konuştu.
"KOBİLERE CANLILIK GETİRECEK"
Gıda ürünleri açısından Türkiye'nin zengin bir coğrafyaya sahip olduğunu dile getiren Buzbaş, KOBİ'lerin ülke zenginliği olan bu ürünleri Kalkınma Yolu'nu kullanarak ekonomik koridorun her iki yönüne de lojistik imkanları kullanarak rahatlıkla ulaştırabileceğine değindi. Buzbaş, "Dolayısıyla KOBİ'ler bu anlamda şartları yerine getirmek kaydıyla, devlet destekleriyle ön planda rol oynayabilirler. Bu da gıda sanayi ihracatının artmasına olumlu etki yapar diye düşünüyorum. Örneğin; Malatya'daki kayısı kooperatifi İngiltere'ye mal gönderemiyor. Çünkü, karayoluyla gönderdiği zaman, pahalıya geliyor. Demiryolu hattı daha ucuza götürecek. Dolayısıyla Kalkınma Yolu Projesi KOBİ'lere canlılık getirecek. Ayrıca Proje kapsamında, Türkiye iki yönlü ticarette, gıda ürünlerinde önemli bir transit ticaret koridoru olabilir. Rusya-Ukrayna gibi ülkelerin emtialarının transit ticareti de Türkiye üzerinden yapılabilir" dedi.
TARIM ÜRÜNLERİ İHRACATI İÇİN YENİ FIRSAT
Kalkınma Yolu Projesi'nin bölgesel ekonomiyi canlandıracağını ve birçok sektöre doğrudan veya dolaylı katkı sağlayacağını vurgulayan Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hatip Çelik, özellikle lojistik, tarım, inşaat ve sanayi sektörlerinin projeden en çok faydalanabilecek alanlar arasında yer aldığını kaydetti. Mardin'in stratejik açıdan önemli bir yere sahip olduğuna işaret eden Çelik, şunları kaydetti:
"Mardin ve çevre illerde yaşayan tarımsal üreticiler, Irak pazarına daha hızlı ve uygun maliyetle ürün gönderecek. Buğday ve mercimek, gibi tarım ürünleri için ihracat fırsatları artacak olup ve gıda işleme tesisleri ve ambalaj sanayisi genişleyecek. Suriye yeniden yapılanmaya girdiği için; çimento, demir-çelik, seramik, cam ve izolasyon malzemeleri gibi kısacası inşaat sektörünün ihracatında artış sağlanacak. Mardin Organize Sanayi Bölgesi (OSB) gibi sanayi alanlarında üretim kapasitesi artacak. Enerji ve petrol ürünleri sektörü için proje kapsamında Irak petrol ve doğal gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınması planlandığı için, boru hatları ve enerji altyapısı gelişir. Mardin ve çevresi, enerji lojistiği açısından önemli bir transfer merkezi haline gelecek. İlimiz tarihi ve kültürel açıdan zengin olduğundan kaynaklı, daha fazla yerli ve yabancı turist çekebilecek olup otelcilik, restoran, taşımacılık ve perakende sektörleri büyüyecek. Ticaret yolları geliştiğinden dolayı bölgesel turizm hareketliliği artacak. GAP Projesi, Kalkınma Yolu Projesi ile entegre şeklinde değerlendirilirse ilimiz; hem Türkiye'nin tarım ve sanayi üssü haline gelebilir hem de Ortadoğu ile Avrupa arasında stratejik bir ticaret merkezi olabilecektir."
282 MİLYAR DOLARIN ÜSTÜNDE YATIRIM
Şimdi de Türkiye'nin gündeminde olan "dünyaya entegre ulaşım ağlarına" ve etkilerine kısaca bir göz atıyoruz. 21. yüzyılda Çin başta olmak üzere Güney Doğu Asya ülkelerindeki artan sanayi ve ham madde üretimlerine paralel olarak bu bölgelerin Avrupa'ya yönelik ticaret hacminde önemli bir artış oldu. Bu nedenle Asya ile Avrupa arasındaki ticaret koridoru da yeniden dünyada en önemli ticaret koridorlarından biri haline geldi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun açıklamalarına göre, bu kapsamda üç önemli ticaret rotası bulunuyor: Kuzey, Orta ve Güney Koridor. Kuzey Koridor, Uzakdoğu Asya'dan başlayıp Rusya üzerinden Avrupa'ya ulaşan ticaret rotası. Güney Koridor ise Süveyş Kanalı'nı geçerek Akdeniz üzerinden Avrupa'ya ulaşıyor. Türkiye'nin kilit noktasını teşkil ettiği Orta Koridor ise yine Güneydoğu Asya'dan başlayıp Hazar Denizi'ni geçip "Türkiye" üzerinden Avrupa'ya ulaşıyor. Ayrıca Türkiye Orta Koridor üzerinde çok önemli bir konumda olduğu gibi Güney Koridor üzerinde de yer alıyor ve Kafkas ülkelerinden Afrika'ya uzanan kuzey güney koridorlarının da tam ortasında bulunuyor. Dört saatlik bir uçuş ile yaklaşık 1.5 milyar insanın yaşadığı ve Dünya Bankası verilerine göre toplam 51.2 trilyon dolar gayri safi milli hasılaya sahip 67 ülkeye ulaşabiliyor. Bakan Uraloğlu, "Asırlar boyu tarihsel koridorların geçiş durağı olan, Orta Koridor ve Güney Koridor üzerinde yer alan ülkemizin uluslararası yük taşımacılığı ve ticaretteki önemi ortadadır. Bu coğrafi konumumuzun tüm avantajlarıyla birlikte ülkemizin politikası da hep kazan-kazan üzerine olmuştur. Bunun çok net örneklerini Afrika'da, Türk Cumhuriyetleri'nde, Orta Doğu'da görüyoruz. Bu noktada ülkemizin uluslararası ticaret açısından ne kadar önemli bir koridor olduğunun bilinciyle son 23 yılda ülkemizin ulaşım ve haberleşme altyapısına yaklaşık 282 milyar dolar üstünde yatırım gerçekleştirdik" dedi.
ORTA KORİDOR'UN ETKİNLİĞİ ARTIRILIYOR
Bakan Uraloğlu, Türkiye'de çok modlu ulaşım bağlantıları sağlamanın yanı sıra, uluslararası koridorlar oluşturarak kıtalar arasında kesintisiz ve kaliteli ulaştırma altyapıları tesis etmek üzere de çok ciddi çalışmalar yaptıklarını vurguladı. Uraloğlu, "Türkiye olarak; Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı'ndan Zengezur Koridoru'na kadar birçok projeyle Orta Koridor'un etkinliğini artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı demiryolu taşımacılığına yeni bir yön verdi. 30 Ekim 2017'de faaliyetlerine başlayan bu hat daha ekonomik, daha kısa, daha güvenli ve iklimi daha elverişli olması gibi sunduğu pek çok avantaj sayesinde Asya ve Avrupa arasındaki demiryolu yük taşımacılığı alanında yeni bir çağ başlattı.
Zengezur Koridoru'nun hayata geçirilmesiyle ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. Bu koridor ile de Orta Koridor üzerindeki taşımacılık rotalarına alternatif bir seçenek sunmayı da amaçlıyoruz. Bu sayede, hem bölgedeki ticaret hacmi artacak hem de taşımacılık güvenliği sağlanacak. Ayrıca bu projeler, Asya'dan Avrupa'ya kesintisiz bir lojistik ağı kurarak küresel pazarlara erişimi daha kolay hale getirecek. Ayrıca ülkemizdeki Orta Koridor Türkiye güzergahı kapsamında mevcut olan 2 bin 262 km demiryolu ve bu koridora bağlantı sağlayan bin 721 km'lik önemli hatlarımızı geliştirmeyi sürdürüyoruz. Ankara-İzmir ve Mersin-Adana-Antep Hızlı Tren Hatları olmak üzere 817,5 km yeni hat yapımına devam ediyoruz. Antep-Ovaköy, Sivas-Malatya, Adapazarı-Karasu ve Yenice-Ulukışla hatları olmak üzere 886 km uzunluğunda yeni hattı yapmayı da planlıyoruz. 229 km uzunluğundaki Halkalı – Kapıkule Hızlı Tren Hattı'nın yapımına devam ediyoruz.
DIŞ TİCARETTE BÜYÜK FIRSATLAR YARATACAK
Bolat, Orta Koridor'un geliştirilmesinin Türkiye'nin dış ticaretine etkilerine değindi. Türkiye'nin kıtalar ve bölgeler arasındaki stratejik konumu doğrultusunda, bölgesel ulaştırma koridorlarının geliştirilmesine yönelik çeşitli girişimleri ulusal çıkarları ve uluslararası dengeleri göz önünde bulundurarak dikkatli bir şekilde ele aldığının dile getiren Bolat, Orta Koridor'un ekonomi, ticaret ve jeopolitik gibi birçok boyutu bulunduğunu dile getirdi. Türkiye olarak Orta Koridor'un gerek yurtiçi pazara gerekse dış ticarete etkilerini dikkate alan bütüncül bir bakış açısı ile hareket ettiklerini belirten Bolat, şunları kaydetti:
"Türk Devletler Teşkilatı'nın kurulması ile birlikte Türk dünyası arasında ekonomik, ticari ve sosyal ilişkilerin gelişmesine yönelik çalışmalar hız kazandı. Çoğunluğu Orta Koridor üzerinde yer alan üye ve gözlemci ülkelerin arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin kuvvetlendirilmesi için orta koridorun geliştirilmesinin önem arz ettiği değerlendiriliyor. Özellikle Orta Koridor ile Kalkınma Yolu'nun ülkemizde birleşmesi ise gerek lojistik hizmetleri açısından gerekse ticari faaliyet açısından ülkemiz açısından fırsatlar oluşturabilecek."
TİCARET HİCMİ 16.4 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI
Dünyanın içinde bulunduğu mevcut jeopolitik sınamaların, başta gıda ve enerji güvenliği olmak üzere, ticari ve ekonomik faaliyetlerin güvenli bir şekilde sürdürülebilmesini zorlaştırdığını belirten Bolat, bu çerçevede, Orta Koridor'un (Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Güzergahı) rolü ve önemi en üst seviyeye ulaştı. Türkiye'nin Orta Asya ülkeleriyle ticari ilişkilerini güçlendirmesinde ve Orta Asya'nın dünyaya açılmasında kritik bir güzergah olan Orta Koridor'un etkinliğinin artırılmasının, hem Türkiye'nin hem de bölgedeki diğer ülkelerin dünya piyasalarındaki rekabet gücünü yükselteceğini ifade eden Bolat, "Türkiye olarak, bölge ülkeleriyle ikili ve çok taraflı platformlarda bir araya gelerek Orta Koridor'un etkin kullanımı konusunu değerlendiriyor, işbirliği alanlarımızı geliştirmek üzere görüşmeler ve anlaşmalar yapıyoruz. Bu çerçevede, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) kapsamında kabul edilen Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşması, Ulaştırma Bağlantı Programı ve Kervansaray Projesi gibi girişimler, atılan somut adımlar arasında yer alıyor.
Ayrıca, Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun kapasitesinin artırılması ve Zengezur Bağlantısı'nın açılması, Orta Koridor'un etkinliğini artırmada büyük önem taşıyor.
Yürüttüğümüz çalışmalar doğrultusunda, ülkemizin 2024 yılında Orta Asya ülkeleri (Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan) ile ticaret hacmi 16.4 milyar dolara yaklaştı ve Orta Koridor'un etkin kullanımıyla önümüzdeki dönem bu değerin daha da artacağı beklentisi içerisindeyiz" diye konuştu.
Abdulkadir URALOĞLU / Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
"Bölgesel ticaret açısından yeni bir kapı aralayacak"
Dünyada gelişen ve büyüyen ticaret hacmi ile Türkiye'nin stratejik konumunu temel alarak yürüttüğümüz 'Kalkınma Yolu Projesi' ile Irak'ta inşa edilen FAW Limanı'ndan Londra'ya kadar kara ve demir yolu ile Avrupa'nın her ülkesine kesintisiz ulaşım sağlayacağız. Yeni İpek Yolu olarak nitelendirdiğimiz Kalkınma Yolu Projesi ile ülkemizin ekonomik ve jeopolitik statüsünü daha da güçlendireceğiz. Bu projenin hayata geçmesiyle Asya ile Avrupa arasındaki seyahat süresini Türkiye üzerinden önemli ölçüde azaltacağız. Bugün Ümit Burnu'ndan yaklaşık 45 ve Kızıldeniz'den yaklaşık 35 günde yapılan nakliyelerin Kalkınma Yolu'nu bitirdiğimizde sadece 25 günlük bir sürede yapılabileceğini biliyoruz. Faw Limanı'nı bin 200 km'lik demir yolu ve otoyolu ile Türkiye sınırına oradan da Avrupa'ya bağlayacak proje, bölgesel ticaret açısından yeni bir kapı aralayacak. Kalkınma Yolu, sadece uygun maliyetli ve kısa süreli bir ulaştırma koridoru sunmakla kalmıyor, aynı zamanda mevcut ulaştırma koridorlarının tamamlayıcısı da oluyor. Doğu batı yönündeki koridorları kuzey güney yönünde bağlamış olacak. Böylece, global ticaret sistemine doğrudan katkı sağlayacak. Kalkınma Yolu Projesi, katılımcı ülkelerin kalkınmasına ve gelişmesine de katkı sağlayacak. Irak bu projeyi tüm ciddiyetiyle ele alıyor. Bu proje, bölgesel bağlantısallığı sağlarken güzergahtaki bölgelere de sosyal, kültürel, ekonomik olarak gelişmeler sağlayacak. Bölgesel kalkınmayı refahı artıracak. Irak tarafı bunun bilincinde olduğu için haliyle başından beri projede istekli.
Prof. Dr. Ömer BOLAT / Ticaret Bakanı
"İhracatta maliyet avantajı sağlanacak"
Kalkınma Yolu Projesi, geliştirilecek modern lojistik altyapı ve ticaret koridorları sayesinde, ülkemizin Orta Doğu ve Körfez pazarlarına erişimi hızlanacak. Taşımacılık maliyetleri düşecek ve transit süreleri kısalacak. Bu gelişmeler, dış ticaret hacminin artmasına katkı sağlayarak özellikle sanayi, tarım ve teknoloji ürünlerinin başta Körfez ülkeleri olmak üzere geniş bir pazara daha hızlı ve verimli şekilde ulaşmasını kolaylaştıracak. Ayrıca, Kalkınma Yolu'nun çok modlu taşımacılığı destekleyen yapısı sayesinde kara, demir, deniz ve hava yolları entegre edilerek ihracatta maliyet avantajı sağlanacak. Projenin, Irak'ta Basra Körfezi'nden başlayarak çeşitli illerden geçmesi öngörülüyor. Bu doğrultuda, 2024'te 13 milyar dolarlık ihracat hacmiyle genel ihracatımızda dördüncü sırada yer alan Irak başta olmak üzere, Körfez ülkelerine yönelik ihracatımızın ve lojistik kapasitemizin olumlu yönde etkileneceği değerlendiriliyor. Ayrıca, yeni pazarlar bulma, gelişen ekonomilerle ticaret yapma imkanlarının artması ile yeni sektörlere yönelik yatırımlar ve projeler, Türkiye'nin dış ticaretini çeşitlendirerek artıracak. Kalkınma Yolu, uluslararası ticaret koridorlarının çeşitlenmesinde büyük bir potansiyele sahip bulunurken küresel ticaretin sürdürülebilirliğini de destekleyecek. Türkiye, Asya ve Avrupa arasında güvenilir ve etkin bir ticaret koridoru oluşturarak ekonomik ve stratejik avantajlarını daha da güçlendirecek. Kalkınma Yolu Projesi ticaret yolunun inşası ve ticaret yolu üzerinde bulunmak perspektiflerinden değerlendirildiğinde, ülkemize sağlaması muhtemel faydaların üretimden istihdama, hizmet ticaretinden mal ticaretine kadar geniş bir spektrumda yayılacağını söylemek mümkün. Kalkınma Yolu Projesi'nin inşası ülkemize doğrudan gelir yaratacağı gibi Proje'ye dahil ülkelerin gelirlerinde yaşanacak artışın da yine ülkemiz ihracatına olumlu katkı sağlayabileceği değerlendirilmekte.
Nail OLPAK / Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı
"Küresel ticaret güzergahlarına yeni bir alternatif"
Basra Körfezi'ni Büyük Faw Limanı'ndan Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlamayı amaçlayan Kalkınma Yolu Projesi'ni, özel sektör olarak destekliyor ve bir an önce projenin hayata geçmesini bekliyoruz. Bu proje çerçevesinde öncelikle Irak ile Türkiye arasındaki ticari ve yatırım işbirliklerinin artacağına ve farklı alanlara yayılarak da çok daha üst seviyeye çıkacağına inanıyoruz. Irak, hem bölge bazında hem de küresel olarak en çok ticaret yaptığımız ülkelerin başında geliyor. Kalkınma Yolu Projesi ile birlikte Türkiye ve Irak arasındaki ulaşımın hızlanması, ikili ilişkilerimizi daha da ileriye taşıyacaktır. Ayrıca Kalkınma Yolu, doğu ile batı arasındaki küresel ticaretin mevcut güzergahlarına yeni bir alternatif olması açısından da son derece önemli bir proje. Özellikle yakın coğrafyamızda jeopolitik risklerin arttığı dönemlerde, alternatif ticaret güzergahlarına olan talep de artıyor. Bu açıdan değerlendirdiğimizde Kalkınma Yolu'nun küresel ticaret akımlarına da pozitif katkı sunacağını öngörüyoruz. Projenin zamanlaması da oldukça önemli. Zira önce Covid-19 salgını, sonrasında yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail'in Gazze'ye saldırıları, yeni ticaret rotaları arayışlarında lojistiğin önemini bir kez daha gösterdi. Böyle bir ortamda, yeni bir ticaret rotasının geliştirilmesi ve son zamanlarda bu projenin hızlandırılması iş dünyası olarak bizleri memnun ediyor. Yapım aşamasında Türk müteahhitlik firmalarımızın da aktif olarak yer alması beklentilerimiz arasında.
Mustafa GÜLTEPE / Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı
"Orta Doğu ve Körfez bölgesi ihracatımıza pozitif katkı sağlar"
Türkiye bulunduğu coğrafyanın en önemli üretim üssü konumunda bulunuyor. Üretmek kadar, ürünlerin pazarlara hızlı, güvenli ve ekonomik yollardan ulaştırılması da büyük önem arz ediyor. Bu çerçeveden baktığımızda Kalkınma Yolu Projesi'nin işlerlik kazanması Orta Doğu ve Körfez bölgelerinin yanı sıra Güneydoğu Asya ülkelerine ihracatımıza da olumlu katkı yapacağını öngörüyoruz. Kalkınma Yolu'nun hızlandırılması elbette projeden ihracatımız açısından beklenen faydalardan daha erken aşamada yararlanmaya başlamak anlamına gelir. Ancak unutmayalım; 2050 yılında tamamlanması planlanan çok uzun soluklu ve çeşitli aşamaları olan bir projeden bahsediyoruz. Proje için öngörülen her biri yaklaşık bin 200 kilometre uzunluğundaki demiryolu ve karayolunun 2030'da işletmeye alınması planlanıyor. İhracatçılar olarak projenin katkısını da ancak o aşamadan itibaren görmeye başlayabiliriz. Kalkınma Yolu Projesi'nin özellikle Orta Doğu ve Körfez Bölgesi'ne ihracatımıza pozitif katkısı olacağını öngörüyoruz. Ayrıca Ticaret Bakanlığımızın Uzak Ülkeler Stratejisi'ne de olumlu yönde katkı sunacağını söyleyebiliriz.
Erdal EREN / Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı
"En kritik ve en ekonomik güzergah"
Bu proje, Türkiye'nin Orta Koridor stratejisi ve Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) ile birleştiğinde Asya, Orta Doğu ve Avrupa pazarlarını birbirine bağlayan en kritik ve en ekonomik güzergah olacak. Proje kapsamında bin 190 km uzunluğunda otoyolun yanı sıra bin 176 km uzunluğunda yüksek hızlı yük ve yolcu taşımacılığı yapabilen demiryolu hattı inşa edilmesi planlanıyor. Ayrıca, güzergah boyunca sanayi bölgeleri, serbest ticaret bölgeleri, yeni yerleşim bölgeleri, alışveriş merkezleri ve lojistik merkezlerin kurulması hedeflenmekte. Nitekim, Türkiye Müteahhitler Birliği olarak, Ticaret Bakanlığımız öncülüğünde ülkeye sayısız müteahhitlik heyeti ziyareti yaptık, Irak'tan üst düzey temsilcileri ülkemizde ağırlayarak firmalarımız ile bir araya getirdik. Türk müteahhitlik firmaları tarafından Irak'ta bugüne kadar 35.3 milyar dolar değerinde toplam bin 128 proje geçekleştirilmiştir.) Yaptığımız temaslarda proje ile ilgili çok önemli bilgileri ilk elden alma fırsatı bulduk. Görüşmelerimizde müteahhitlik firmalarımızın bugüne kadar Irak'ta sayısız projeyi başarıyla gerçekleştirdiğini; ayrıca inşaat işlerinin yanı sıra enerji, turizm, sağlık ve ulaştırma gibi çeşitli alanlarda dünyanın birçok ülkesinde yatırımcı olarak da faaliyet gösterdiğimizi ve firmalarımızın Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) ve Yap-İşlet-Devret projelerinde de yatırımcı, yapımcı ve işletmeci olarak çok önemli deneyimlere sahip olduğunu dile getirdik. Bu anlamda yaptığımız tüm temaslarda edindiğimiz izlenim ile Türk firmalarına olan güvenin tam, talebin ise oldukça yüksek olduğunu gururla söyleyebiliriz. Türk müteahhitlik sektörünün yaklaşık 17-20 milyar dolarlık büyüklüğe sahip olacağı düşünülen bu büyük projenin her aşamasında etkin bir şekilde yer almasını amaçlıyoruz.
Fikret KİLECİ / Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Koordinatör Başkanı, TİM Başkanvekili
"Körfez pazarlarına daha hızlı erişim imkanı doğacak"
Kalkınma Yolu Projesi, Türkiye'nin lojistik altyapısını güçlendirmeyi ve ihracat süreçlerini daha hızlı, verimli ve rekabetçi bir hale getirmeyi hedefleyen önemli bir stratejik girişim. Bu projenin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi, Türkiye'nin Ortadoğu ile olan ticaretini daha da kolaylaştırarak, ülkemizi bölgesel bir lojistik merkezi haline getirme yolunda önemli bir adım olacak. Basra Körfezi'ni Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayacak olan bu güzergah, transit ticaretin hızlanmasına, taşımacılık maliyetlerinin düşmesine ve ülkemizin küresel tedarik zincirindeki rolünün güçlenmesine büyük katkı sağlayacak. Lojistik maliyetlerinin düşmesi ve teslimat sürelerinin kısalması, özellikle zamanın ve maliyetin kritik olduğu sektörlerde büyük bir fark yaratacak. İhracat süreçlerinin hızlanması, Türkiye'nin rekabet gücünü önemli ölçüde artıracak. Ayrıca, Ortadoğu pazarına entegrasyonun artmasıyla, Irak, Körfez ülkeleri ve Asya pazarlarındaki ticari faaliyetlerin gelişmesi de beklentilerimiz arasında. Genel olarak, Kalkınma Yolu Projesi, ihracatçılarımıza maliyet avantajları sağlayarak pazar erişimini genişletecek ve rekabet gücünü artıracak. Artan maliyetler karşısında, lojistik giderlerinde sağlanacak bu avantaj, Türkiye'nin küresel ticaretteki rekabet gücünü koruyarak daha da güçlendirecek.
Şerafettin ARAS / Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı
"Türkiye'yi küresel lojistikte öne çıkarır"
Kalkınma Yolu Projesi, Türkiye'yi Avrupa-Asya ticaretinin merkezine taşıyacak stratejik bir hamle olarak öne çıkıyor. 2030 yılına kadar yüzde 30 artması beklenen Avrupa-Asya ticaret hacmi, güvenli ve istikrarlı transit yollarına duyulan ihtiyacı artırırken, Türkiye bu büyük ticaret hareketliliğinde ana güzergah olarak konumlanıyor. Irak'ın Büyük Fav Limanı'ndan Türkiye'ye uzanacak kara ve demiryolu bağlantıları, hem transit süresini kısaltacak hem de lojistik maliyetlerini düşürecek.
Kalkınma Yolu, Türkiye için yalnızca Irak ile ticari bağları güçlendiren bir proje değil; aynı zamanda Basra Körfezi'nden Avrupa'ya en hızlı bağlantıyı sunan lojistik çözüm. Türkiye'nin bölgesel bir lojistik üssüne dönüşmesini sağlayacak olan bu proje, Orta Doğu'daki ticaret akışını daha güvenli ve verimli hale getirecek.
Kalkınma Yolu'nun tamamlanmasıyla birlikte Türkiye; Avrupa-Orta Doğu-Asya arasında ana lojistik aktarma merkezi olacak. Irak, Suriye ve Körfez ülkeleriyle ticari entegrasyonunu güçlendirecek. Transit süresini kısaltarak ihracatçı firmalara maliyet avantajı sağlayacak. Lojistik altyapısını geliştirerek yeni yatırım ve iş fırsatları yaratacak. Bu proje, sadece ticaret için değil, bölgesel istikrar ve ekonomik kalkınma açısından da kritik bir adım. Suriye'nin projeye dahil edilmesi, bölge ülkeleriyle iş birliklerini güçlendirebilir ve Türkiye'yi Avrupa'nın Ortadoğu'ya açılan kapısı haline getirebilir. Bu proje sayesinde Türkiye, bölgesel bir lojistik üssü olarak konumunu daha da güçlendirecek.
Bilgehan ENGİN / Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı
"Proje ile transit taşımacılık gelirleri artacak"
Dünyada yaşanan krizler ve lojistik sektöründe artan maliyetler karşısında Kalkınma Yolu Projesi'nin hızlandırılması yönünde atılan adımlar umut verici oldu. Kalkınma Yolu Projesi ile alternatif bir rotanın oluşturulması, sektörde yaşanan ekonomik sorunların çözüme ulaşmasında önemli bir rol oynayacak. Avrupa'dan Körfez ülkelerine kadar geniş bir bölgeyi etkileyip, ortak fayda üretecek olan Kalkınma Yolu Projesi ile Türkiye ile Irak arasında ticari ilişkilerin geliştirilmesinin yanı sıra komşu ülkelerle de ticaret hacmi artacak. Basra Körfezi'ndeki Büyük Faw Limanı'ndan, Irak ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya kesintisiz kara ve demiryolunu bağlantısının sağlanacağı Kalkınma Yolu Projesi ile nakliye süreci 25 güne düşecek. Proje ile Türkiye-Irak ticaretinde 20 milyar dolar hedefleniyor. Kalkınma Yolu Projesi, özellikle siyasi krizler sebebiyle mevcut durumda kullanılamayan Süveyş Kanalı'nın önemli bir alternatifi olacak. Proje ile transit süreleri kısalacak. Lojistik masraflar azalacak. Bölge ülkelerinin ticari rekabetçi gücü artacak. Hem Zengezur Koridoru hem de Kalkınma Yolu Projesi gibi çalışmaları ülkemizin lojistik altyapısına önemli katkılar sağlayacak planlar olarak değerlendiriyoruz.
Necdet BUZBAŞ / TOBB Gıda Sanayi Meclisi Başkanı
"Teknik zorunluluk nedeniyle aciliyet kazandı"
Kalkınma Yolu Projesi, sadece ekonomik bir karar olarak öne çıkmıyor. Aynı zamanda teknik zorunluluklar nedeniyle aciliyet kazanan bir proje. Son 10 yılda küreselleşmeden beklenen faydalar gerçekleşmedi, çok az ülke zenginleşirken, kalkınması beklenen diğer ülkeler fakirleşti. Dünyada yeni bir arayışın çıktığı dönemde, pandemi patlak verdi. Dünya ticareti durdu. Bu gelişme, dünya ticaretini globalleşmeden lokasyona zorladı. Kalkınma Yolu Projesi'nin ortaya çıkma gerekçelerinden birinin de bu gelişme olduğunu düşünüyorum. Kalkınma Yolu Projesi'nin hızlandırılmasının gerekçelerinden bir diğeri ise 2021 Mart'ta Süveys Kanalı'nda yaşanan tıkanıklık. Ever Given konteyner gemisi Süveyş Kanalı'nı tıkadı. Lojistik durdu. Tahminen dünya ticaretine 10-15 milyar dolar maliyeti oldu. Bu sorunun aşılması için rota değişikliği gündeme geldi. Gemilerin, Ümit Burnu'ndan dolaşması yolu uzatırken, yüzde 30 maliyet artışı getirdi. Bu da taşınan malların fiyatını artırdı, teslim zamanını uzattı. Ancak Ümit Burnu, özellikle taze tüketilen gıda maddelerinin taşınması için çok elverişli bir rota değil. Süveyş Kanalı'na alternatif aranmasının ikinci nedeni ise Husiler. Önceleri Yemen, sonraları İsrail Gazze Savaşı nedeniyle Kızıldeniz'den geçen gemilerin riskleri arttı. Husi militanlarının saldırısı nedeniyle, gemi ticareti ve lojistiği için rota değişikliği zorunlu oldu. Tüm bu nedenlerle, Kalkınma Yolu Projesi teknik zorunluluklar nedeniyle aciliyet kazandı.
Hatip ÇELİK / Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
"Yerel üreticilere ve ihracatçılara yeni fırsat"
Kalkınma Yolu Projesi, ilimiz, bölgemiz ülkemiz için bölgesel ve yerel ticaretin gelişmesine önemli katkılar sağlayacak. Türkiye ile Irak arasında büyük bir lojistik koridor oluşturarak ve Basra Körfezi'nden başlayarak Türkiye üzerinden Avrupa'ya uzanan bir ticaret yolu açacak. Bu durum, ilimizin sınır ticaretinde doğrudan etkileyecek. Proje, sağlayacağı lojistik ve ulaşım kolaylığıyla Türkiye-Irak ticaretini hızlandırır ve maliyeti azaltır. İlimiz bu lojistik hattın önemli durakları olur. Mardin Ticaret ve Sanayi Odası olarak lojistik kent kurulması konusunda girişimlerimiz devam ediyor. Lojistik merkezinin açılması ile depolama alanları ve sanayi tesisleri için yatırım teşvikleri artacak olup yerel işletmelerin uluslararası pazara açılma potansiyeli yükselecek. Bölgede Gaziantep'ten sonra en fazla ihracatı yapan Mardin'in yıllık ihracatı 1 milyar doları aşmakta. Projenin tam olarak hayata geçilmesi ile birlikte ilimizin ihracatı katlanarak artacak. İlimizde özellikle tarım, tekstil, gıda ve inşaat malzemeleri ihracatında artış olacak. Özellikle Suriye ve Irak ile yapılan sınır ticaretini destekleyerek, hem yerel üreticilere hem de ihracatçılara yeni fırsatlar sunacak.
Mehmet KAYA / Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
"Diyarbakır, üretim ve lojistik merkez olabilir"
Kalkınma Yolu Projesi bölge ülkelere ve kentlerine çok önemli katkılar sağlayacak. Bazı kentler üretim üssü haline gelirken bazı kentler de lojistik merkezi olarak bu projeyle birlikte önemli ticaret üslerine dönüşecek.
Diyarbakır bu konuda gerek üretim merkezi olma, gerekse de lojistik merkezi olma konusunda önemli altyapılara sahip. Üç karma OSB, bir Tekstil İhtisas OSB olarak sanayisi hızla gelişmekte. 2 bin dönüm büyüklüğündeki lojistik köyümüzde yakın bir zamanda hizmete girecek. Ayrıca bölgenin genç nüfusu bu iki yapının gelişmesinde en önemli avantajımızdır. Kalkınma Yolu'nun hayata geçmesiyle mevcut yaratılan ticari potansiyelden kentimizin ve bölgemizin önemli bir pay alacağına inanıyoruz. Kentimizde ilerleyen zamanlarda gerçekleşecek olan sulama kanalları ile 400 bin hektar alan sulamaya açılacak. Bu kentimizin tarımsal anlamda önemli bir merkez olmasını sağlayıp Kalkınma Yolu üzerinden dünyaya pazarlama şansı olacak. Bu nedenlerden kaynaklı Kalkınma Yolu'nun hayata geçmesi, kentimizin ticari anlamda gelişmesine büyük bir ivme katacak.
Dr. Ahmet OSMANOĞLU / ICT Investment Yönetim Kurulu Başkanı, Orta Doğu Ticaret ve İş Adamları Derneği Genel Başkanı
"Ekonomimize yıllık 5-8 milyar dolar katkı sunması bekleniyor"
Kalkınma Yolu Projesi'nin transit geçiş gelirleri, ihracat artışı, lojistik ve taşımacılık gelirleri ile yatırımlardan sağlanacak kazançlar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye ekonomisine yıllık 5 ila 8 milyar dolar, ilerleyen süreçte ise 10 milyar doların üzerinde katkı sunması bekleniyor. Proje kapsamında, Şanghay'dan Rotterdam'a mal taşıma süresi 33 günden 15 güne düşecek, bu da tedarik zincirlerinde verimlilik sağlayarak Türkiye'nin lojistik avantajını güçlendirecek. Türkiye'nin Orta Doğu'ya yaptığı ihracatta özellikle Irak önemli bir ticaret ortağıdır. Projenin tamamlanmasıyla Türkiye'nin ihracatının yüzde 15- yüzde 20 oranında artması ve yıllık 3 ila 5 milyar dolar ek ihracat geliri sağlanması bekleniyor. Bunun yanı sıra, proje kapsamında yılda 400 bin ila 500 bin konteyner taşınması öngörülmekte olup, Türkiye'nin transit geçişlerden yıllık 200 milyon ila 500 milyon dolar gelir elde etmesi bekleniyor. Lojistik sektöründeki hareketlilik ise ek 500 milyon ila 1 milyar dolar gelir sağlayacak. Ayrıca sanayi ve yatırımlardaki artışın Türkiye'ye yıllık 1.2 milyar dolar ek ekonomik katkı sunması bekleniyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki ekonomik canlanma sağlanarak istihdam artırılacak. Uzun vadede, projenin tam kapasiteyle çalışması halinde Türkiye ekonomisine yıllık 5 ila 8 milyar dolar, ilerleyen süreçte ise 10 milyar doların üzerinde katkı sağlaması öngörülüyor.
Prof. Dr. Haluk YERGİN/ Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Türk müteahhit firmaları için yeni yatırım alanı"
Türkiye, Irak, Katar ve BAE'nin ortak kararıyla başlayan Kalkınma Yolu Projesi, başta Türkiye ve Irak olmak üzere bölge ülkeleri için büyük önem arz ediyor. Bu proje, Avrupa'dan, Basra Körfezine kadar uzanan geniş coğrafyada önemli bir katma değer yaratacak. Bu bölgede aynı zamanda işbirliği güçlenecek, ticaret ağları genişleyecek ve beşeri münasebetler daha sağlam bir zemine oturacak. Bu ve buna benzer büyük projeler (Zengezur Koridoru, enerji koridorları gibi) uzun yıllardır Türkiye için söylenegelen 'köprü ülke' kavramının hayata geçmiş olması anlamına gelmekte. Küresel ve geniş coğrafyaya hitap eden yatırımlar, uzun bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlanan aşamalardan oluşuyor. Bu zincirin gücü elbette en zayıf halkanın gücüne bağlıdır. Bu nedenle tüm aşamalar ve halkalar güçlü olmalı. Ticari bağımlılık nedeniyle, bu köprüyü kullanan ülkeler, bu koridorun sağlam olmasına yardım edeceklerdir. Ticari bağımlılık, Kalkınma Yolu'ndan faydalanacak ülkeleri (Avrupa dahil) yolun güvenliği ve işlevselliği bakımından elde edilen avantajların kaybolmaması için işbirliğine yöneltecektir. Kalkınma Yolu'nun tamamlanma süresi 2030-2031 olarak tahmin edilmektedir. Dünyada büyük bir paya sahip olan Türk müteahhit firmaları için bu süreç yatırım fırsatı yaratmıştır. Tecrübeli firmalar konsorsiyumlar aracılığı ile bu projeyi üstlenecek kapasite ve yetiye sahiptirler.
Türkiye'nin dünya ticaretindeki ağırlığı artıyor
Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre Türkiye'nin 2023 dünya mal ihracatındaki payı yüzde 1.07'ye, dünya hizmet ihracatındaki payı ise yüzde 1.35'e yükseldi. 2024'te Türkiye'nin ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 2.5 artarak 262 milyar dolar, ithalatı yüzde 5 azalarak 344 milyar dolar olarak gerçekleşti ve böylece dış ticaret hacmi 606 milyar dolara çıktı. Türkiye'nin dünya ekonomisi ve ticaretindeki ağırlığının arttığını vurgulayan Bolat, "220'den fazla ülkeye/gümrük bölgesine ihracatı olan Türkiye, ihracatında ürün ve pazar çeşitlendirmesini stratejik bir öncelik olarak göz önünde bulundururken, bu bağlamda uluslararası ticaret rotalarına olan entegrasyonunu çeşitlendirerek derinleştirmeye önem veriyor" dedi.