Japonya yılı olsun

GİRİŞ TARİHİ: 03.04.2025 GİRİŞ TARİHİ: 13:17 SON GÜNCELLEME: 03.04.2025 13:17
Ticaret Bakanlığı’nın Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında yer alan Japonya, iş dünyasının da radarına girdi. Öyle ki, ticaret heyetlerinin biri gidip, biri geliyor. Japonlar, 13 Nisan’da Osaka’da başlayacak Dünya Expo Fuarı’nda Türkiye’ye geniş yer ayırdı. Gıdadan mobilyaya, makine parçalarından halıya birçok firma, 750 milyar doların üzerinde ithalatı olan bu ülkeye mal satmak için kolları sıvadı…

ÖZBEY MEN/ Tarihsel olarak derin bir geçmişe sahip olan Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin geçen yıl 100'üncü yılı kutlandı. Kadim bir geçmişe sahip olan iki toplum, her ne kadar coğrafi olarak uzak olsalar da ekonomik ilişkilerini güçlendiren önemli "köprüler" var. Dünya devi Japon firmalar da iki toplumu yakınlaştıran bu köprülerden. 3.5 milyar doları bulan toplam doğrudan yatırım miktarıyla Toyota, Isuzu, Mitsubishi, Itochu, Panasonic'in de aralarında bulunduğu 257 Japon firma Türkiye'de üretim yapıyor. Türk firmaların Japonya'da gerçekleştirdikleri yatırım miktarı ise 217 milyon dolar düzeyinde.

Özellikle pandemi sonrası ivme kazanan Türkiye'nin Japonya'ya ihracatı 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 11.3 oranında artarak 718.4 milyon dolara çıktı. 2015 yılında 3.5 milyar dolar olan iki ülke ticaret hacmi ise, 2024 yılına gelindiğinde yüzde 55.3 artışla 5.4 milyar dolara ulaştı. Beş yılda bir düzenlenen Dünya Expo fuarı, bu yıl 13 Nisan-13 Ekim 2025 tarihleri arasında Osaka'da gerçekleştirilecek. Türkiye'nin de geniş bir katılımla yer alacağı Expo Osaka'da 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda da Türkiye tanıtımı yapılacak.

2022 yılında 55 ülkeden oluşan Uzak Ülkeler Stratejisi başlatan Ticaret Bakanlığı, bu ülkeler arasında yer alan Japonya'ya büyük önem veriyor. Klasik pazarlara ihracatta yaşanabilecek daralmayı alternatif pazarlarla aşmayı planlayan Ticaret Bakanlığı, 2 trilyon dolarlık ithalatı olan Japonya'nın bu dev pastasından Türkiye'nin aldığı yüzde 0.13 oranındaki payı yüzde 1'e çıkarmayı hedefliyor. Bunun en önemli yollarından biri de Japonya ile 2014 yılında başlatılan Ekonomik Ortaklık Anlaşması (EOA) müzakereleri. Son olarak 19-20 Eylül 2024 tarihlerinde Ankara'da Japon heyeti ile bir görüşme gerçekleştirildi. Türkiye tarım ürünlerinin ihracatında, AB'ye verilen tavizlerin kendisine de tanınmasını istiyor. Mevcut durumda Türkiye'nin Japonya ile ticaretinin 1'e 8 oranında aleyhine işlediğini de hatırlatalım. Yaklaşık 33 bin dolar kişi başı milli geliri ve 124 milyon nüfusu bulunan Japonya'yı, Uzak Ülkeler Stratejisi ve Expo fuarı nedeniyle ele almak istedik.

REKABET EDEBİLECEK ÜRÜNÜMÜZ ÇOK

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Uzak Doğu ülkelerinin doğası itibarıyla ihracatta yüksek taşıma maliyetleri ve uzun transit sürelerinin söz konusu olduğu pazarlardan oluştuğunu vurguluyor. Bunun yanında Japonya'nın yüksek kalite standartları, sıkı regülasyonları ve gıda güvenliği gibi alanlardaki katı denetimleri gibi ihracatı zorlaştıran faktörlere sahip olduğunu belirten Bolat, buna rağmen, Türk ihracatçıların Japon pazarına yüksek düzeyde ilgi duyduklarını, özellikle zeytinyağı, salça ve taze veya kurutulmuş üzüm ile turunçgil ürünlerinde bu ülkenin başlıca tedarikçisi konumunda bulunduklarının altını çiziyor. Japonya pazarına ağırlıklı olarak tarım ürünleri ihraç edildiğini kaydeden Bolat, ancak sanayi ürünlerinde de Türkiye'nin ihraç potansiyeli geniş bir ürün yelpazesine sahip olduğunu ifade ediyor. Nitekim, 2024 yılında Japonya'ya gerçekleştirilen 718.4 milyon dolar düzeyindeki ihracatın, 386.4 milyon dolar ile yüzde 54'ünün tarım ürünlerinden, 332 milyon dolar ile yüzde 46'sının ise sanayi ürünlerinden oluştuğuna işaret ediyor. Bolat, "Tarım ürünlerinde ülkemizin geleneksel ihraç ürünleri olan dondurulmuş veya soğutulmuş ton balığı ile alabalık, makarna, zeytinyağı, kuru üzüm, meyve suyu, salça, kuru incir, turunçgiller ve kakao veya çikolatalı ürünler Japonya pazarında öne çıkıyor. Sanayi ürünlerinde ise sıvı pompaları, halı, karbonat, çimento, mücevherat, hazır giyim ve mobilya başlıca ihraç ürünleri arasında yer alıyor" diyor.

Bu ürünler dışında Bakanlığın "Uzak Ülkeler Stratejisi" kapsamında Japonya pazarında potansiyel olarak sayılabilecek ürünlere yönelik incelemeler yaptıklarını söyleyen Bolat, bu doğrultuda deri ayakkabı, inşaat malzemeleri, elektrikli ısıtıcılar, çamaşır makineleri, motor aksam ve parçaları, tütün ürünleri, pastacılık ürünleri, kanatlı eti, kiraz gibi ürünlerin belirlendiğini dile getiriyor. Japonya'nın toplam ithalatından Türkiye'nin aldığı payın yüzde 0.13 olduğuna dikkat çeken Bolat, bu oranı yüzde 1'e çıkarmayı hedeflediklerini söylüyor. Türkiye'de faaliyet gösteren 257 Japon firmasının toplam yatırımının yaklaşık 3.5 milyar doları bulduğunu kaydeden Bolat, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Japonya'nın 2 trilyon doları aşan yurt dışı doğrudan yatırımlarından aldığımız payı artırmayı öncelikli hedeflerimizden biri olarak görüyoruz. Japonya ile Afrika ve Orta Asya başta olmak üzere birçok bölgede müteahhitlik alanındaki başarılı iş birliğimizi genişletmeyi arzu ediyoruz. Japonya da belirlediğimiz 55 hedef ülke arasında. 5973 sayılı İhracat Destekleri Hakkında Karar kapsamında ihracatçılarımıza Japonya'ya yönelik giderlerinde ilave destek sağlıyoruz. Geçen yıl Japonya'da gerçekleştirilen 3 adet fuara milli katılım desteği, 19 adet fuara bireysel katılım desteği verdik. Yine geçen yıl Japonya pazarına 6 adet sektörel ticaret heyeti düzenledik. 2025 yılına ise tarım sektöründe Chiba-Japonya'da bir sektörel ticaret heyeti programı düzenleyerek başladık. Bunun yanında ihracatımızı artırmak üzere ABD, Avusturya, Brezilya, Çin, Güney Kore, Hindistan ve Japonya gibi e-ticaret alanında önemli pazarlar tespit ettik. Firmalarımızın bu pazaryerlerine yönelik danışmanlık hizmeti alabilmesi ve ürünlerini sergilemeleri için açılacak çevrimiçi mağazaların maliyetlerini destekliyoruz."


BİN 240 FİRMA İHRACAT YAPIYOR

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ise, 2024 yılında 743 milyar dolarlık ithalatı bulunan Japonya'nın, Türk ihracatçıları için arzu edilen, merak uyandıran, otantik bir pazar olarak öne çıktığını belirtiyor. Japonya'ya ihracat yapan firma sayısının 2024'te bin 240'a ulaştığını vurgulayan Gültepe, Ticaret Bakanlığı'nın Uzak Ülkeler Stratejisi ile birlikte bu ülkeye ilginin daha da artmasını beklediklerini ifade ediyor.

Türkiye'nin ortalama ihracat mesafesinin 3 bin kilometre olduğunu, Japonya'nın bunun neredeyse üç katı uzakta bulunduğunu söyleyen Gültepe, mesafenin yanı sıra kültürel farklılıkların ve yüksek tarife oranlarının da ihracatçıların rekabetçiliğini olumsuz etkilediğine işaret ediyor. Özellikle tarım ve su ürünleri sektörlerindeki firmaların bu pazara girme konusunda taleplerinin olduğunun altını çizen Gültepe, "Bu pazara girmek isteyen firmalarımızın, niş bir alan bulması ve kendilerine pazarda yer açması gerekiyor. Ayrıca iyi bir pazar araştırmasıyla ürünlerde adaptasyon çalışmaları yürütmek durumundayız. Geçen yıl 58 ülkeye 135 heyet düzenledik. Bunlardan birini de 11-15 Kasım tarihleri arasında Tokyo'da gerçekleştirdik. Japonya, önümüzdeki dönemde de uzak pazarlar heyet destinasyonlarımız arasında yer almaya devam edecek" diyor.

Japonya Ticaret Müşavirliği'nin son raporunda kesme çiçek, evcil hayvan mamaları, genel gıda, hazır gıda, kuru meyve, şekerli mamuller, zeytinyağı, makarna, dondurulmuş meyve, doğal bal, reçel gibi ürünlerin potansiyel olarak önceliklendirildiğini kaydeden Gültepe, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"2024 yılında Japonya'ya 718 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Hacim düşük görünmekle birlikte bugüne kadarki en yüksek yıllık değer olduğunun altını çizmem gerekiyor. İthalatımız ise 4.7 milyar dolar oldu. Karşılıklı ticarette 10 milyar dolarlık önemli bir hedefimiz bulunuyor. Bu hedefe giderken, dış ticaret dengesinin lehimize olacak şekilde gelişmesini arzu ediyoruz."

"FOODEX JAPAN FUARINDA CİDDİ İLGİ GÖRDÜK"

Türkiye geneli hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatı 2024 yılında 11.9 milyar dolar oldu. Sektörün Japonya'ya ihracatı ise bir önceki yıla göre yüzde 12'lik artışla yaklaşık 107 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye'nin bu sektörde Japonya'ya en fazla ihracat yaptığı ürün grubu pastacılık ürünleri. Bunun yanında kakaolu mamuller, şekerli mamuller ve bitkisel yağlar da en fazla ihraç edilen ürün grupları arasında yer alıyor. Ürün bazında ise makarna ve çikolata ürünleri ön plana çıkıyor. Defne, kekik, susam ve haşhaş tohumu ihracatı da yapılıyor. TİM Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, Japonya'ya gıda ihraç etmenin önündeki temel sıkıntıların başında, ithalat vergileri ve düzenlemeleri olduğunu belirtiyor. İhraç edilecek ürünlerin, Japon Gıda Güvenliği Yasası'na uygunluk sağlanması gerektiğini ifade eden Tiryakioğlu, "Japonya pazarında başarılı olmak için süpermarketler ve online mağazalar gibi dağıtım kanallarının ve tüketici alışkanlıklarının iyi analiz edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ürünlerimizin Japon damak tadına ve tüketici beklentilerine uygun hale getirilmesi ve Japonya'nın gıda güvenliği düzenlemelerine tam uyum sağlaması firmalarımızın önünü açabilir. Türkiye Gıda İhracatçıları çatı markasıyla, 11-14 Mart 2025 tarihleri arasında Foodex Japan fuarında ülkemizi temsil ettiğimiz Japonya'da ciddi bir ilgi gördük. Japonya ile ticaret anlaşmalarının genişletilmesi ve gümrük vergilerinin azaltılması durumunda pazarda ciddi bir kazanım elde edeceğimize inanıyoruz" diyor.

EKİM'DE TİCARET HEYETİ DÜZENLEYECEKLER

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı ise, Ur-Ge projesi kapsamında Japonya'nın hedef ülkeleri arasında yer aldığını hatırlatıyor. Uzak Doğu ihracatını arttırmak amacıyla, önümüzdeki Ekim ayında Japonya'ya sektörel ticaret heyeti gerçekleştirmeyi planladıklarını söyleyen Taycı, orada Türk gıda ürünlerinin tanıtımını yapacaklarını belirtiyor. Taycı, Japon tüketicilerin sağlıklı, doğal ve fonksiyonel gıdalara ilgi gösterdiklerini belirterek, organik ve katkısız ürünlerin bu pazarda avantaj sağlayabileceğini vurguluyor. Japonya'ya gıda ihracatının, yüksek kalite standartları ve sıkı gıda güvenliği düzenlemeleri nedeniyle titizlik gerektirdiğini ifade eden Taycı, "Bazı gıda ürünleri için özel izinler ve denetimler gerekebilir. Ama asıl zorluğu prosedürleri yakından takip ediyorlar. Çok uzun süre düşünüyorlar ve karar almaları çok yavaş. Bir kere bağlantı sağlandıktan sonra güvene bağlı devamlılığı geliyor. Kültürel olarak bariyeri aşmak zor olabiliyor" diyor. Gıda sektöründe Japonya'da mağazası olan bazı Türk firmaların olduğunu belirten Taycı, "Japon firmaların, Türkiye'de yapılan gıda fuarlarına katılımı çok yoğun değil fakat birkaç Japon firması İstanbul'da düzenlenen WorldFood İstanbul Gıda Fuarı'na kendi standıyla katılmıştı. Ticari ilişkileri arttırmak amacıyla WorldFood fuar ekibinin, Japonya'da gerçekleşen gıda fuarlarını ziyaret ederek iş birliklerinin oluşmasını sağlamalı" diyor.

SU ÜRÜNLERİ VE HAYVANSAL MAMULDE 4'ÜNCÜ BÜYÜK PAZAR

Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller sektörü Türkiye'nin en hızla büyüyen tarım sektörlerinin başında geliyor. Sektörün en önemli ihracat kalemini ise su ürünleri oluşturuyor. 2024 yılında su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 11 oranında artışla 3 milyar 863 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bunun 2 milyar 83 milyon dolarını su ürünleri, 675 milyon dolarını kanatlı eti, 529 milyon dolarını yumurta, 364 milyon dolarını süt ürünleri, 174 milyon dolarını da et ürünleri oluşturdu. Japonya, bu sektörün ihracatında geçen yıl 118 milyon dolar ile 9'uncu sırada yer aldı. Ancak yüzde 121 oranıyla ihracatın en çok arttığı ülkeler arasında ise ilk sıralarda bulunuyor. Japonya'nın, ortalama 30 milyar dolarlık su ürünleri ve hayvansal mamuller ithalatı ile Çin, ABD ve Almanya'dan sonra, 4'üncü ülke olduğunu vurgulayan İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) Başkanı Müjdat Sezer, bu yüzden en önemli hedef pazarlarının başında geldiğini belirtiyor. Japonya'nın uzun dönemli, sağlam ve güvenilir ticari ilişkilerin kurulabileceği, yüksek katma değerli ürünlerin ihraç edilebileceği önemli bir ihracat pazarı olduğunu ifade eden Sezer, pazarla ilgili şu değerlendirmeleri yapıyor:

"Japonya'ya ihracat yapmak isteyen firmalarımıza sabırlı olmalarını ve hemen vazgeçmemelerini tavsiye ediyoruz. Bu pazara girilmesi için Japon kültürüne hakim olunması da önem taşıyor. Japonlarla çalışmaya başlamak zor olmakla beraber bir kere ticaret yapmaya başladığınızda uzun yıllar sürecek sağlam bir ticari ilişkiyi başlatmış oluyorsunuz. Türkiye ile Japonya arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA) veya Gümrük Birliği bulunmadığından, Japonya'ya yapılan ihracatlar gümrük vergisine tabi. Türkiye ile Japonya arasında "Çifte Vergilendirmeyi Önleme" ve "Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması" ikili anlaşmaları yürürlüktedir. Görüşmelerin tamamlanması ve STA'mızın yürürlüğe girmesiyle ticaretimizin katlanarak artmasını bekliyoruz. STA ile imtiyaz verilecek ürünler listesine su ürünleri ve hayvansal mamullerin de dahil edilmesi önem arz ediyor. Özellikle ileri işlenmiş kanatlı ürünlerinde Türk firmalarının Japonya pazarında potansiyelinin yüksek olduğu öngörüyoruz. Hem kanatlı ürünleri hem de süt ürünleri sektörlerinde, ilerleyen yıllarda gerek tarafımızca Japonya'ya yönelik gerçekleştirilecek benzeri etkinliklerle, gerekse de Japon firma temsilcilerinin ülkemizi ziyaretleri ile atılacak yeni adımlarla, orta ve uzun vadede devasa büyüklükteki Japonya ithalat pazarından ülkemiz firmalarının alacağı pay büyüyecektir."

"1 MİLYAR DOLARI GEÇERİZ"

Türkiye geçen yıl 28.3 milyar dolarlık makine ihraç etti. Japonya ihracat sıralamasında 69'uncu sırada yer alıyor. Türkiye 2024 yılında bu ülkeye sadece 52.3 milyon dolar tutarında makine ihracatı gerçekleştirirken, Japonya'dan 1 milyar 436 milyon dolar tutarında makine ithal etti. Japonya 131.1 milyar dolar ihracat ve 70.8 milyar dolar ithalat ile makine sektöründe net ihracatçı. Yüksek makine sanayi standartları ile bu alanda Çin, Almanya ve ABD'den sonra dünya dördüncüsü. Toplam makine ihracatının neredeyse yarısını ABD ve Çin'e gerçekleştiriyor. Türkiye'nin 45 milyar dolara yakın makine ithalatının yarıdan fazlasının Uzak Doğu'dan geldiğini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Japonya'nın özellikle çalışma, sabır ve kararlılık gerektiren bir ülke olduğunun altını çiziyor. Karavelioğlu, "Sektörlerin bu pazara entegrasyonu Almanya kadar hızlı olmaz. AB'nin itibar ettiği yüksek kalitemizin müşteri finansmanına özel araçlarla da desteklenmesi gerekiyor. Almanya'nın makine ithalatından aldığımızın yarısı kadar payı bu pazardan alabilsek, ihracatta 1 milyar doları geçebileceğimiz bir pazar" diyor. Japonya'ya makine ihracat yapan firma sayısının geçen yıl 269'a yükseldiğini kaydeden Karavelioğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Japonya'ya en çok ihracat yaptığımız "Pompa ve Kompresörler" alt mal grubunda uluslararası şirketlerin son 3 yılda artan Türkiye bağlantılarının payının yüksek olduğunu görüyoruz. Bu durum, Türkiye'deki Japon ortaklı imalatçıların ülkelerine de mal gönderiyor olmalarının bir neticesi. Japonya'da katıldığımız fuar ve toplantılarla pazara dair bilgimizi artırıyor, edindiğimiz verileri üyelerimizle paylaşıyoruz. Pazardaki işbirliği olanaklarını yakından izleyerek, uluslararası işbirlikleriyle kalıcı ve sürdürülebilir ticari bağlar kurulabileceğine inanıyoruz. Türkiye'nin makinecileri olarak, bu sürecin gelişiminde yer almak üzere son 10 yılda Tokyo'daki farklı fuarlara katılım sağladık. Bu etkinlikler aracılığıyla JMC-Japan Machinery Center for Trade and Investment, Asya Verimlilik Teşkilatı, Japan Forming Machinery Association (JFMA), Invest in Turkey, Japan Machine Tool Importers Association (JMTIA), Japan Business Federation (KEIDANREN), Japan Plastics Machinery Association (JPM) gibi organizasyonlarla görüşerek işbirliği fırsatlarını masaya yatırdık. AB ve ABD'deki marka bilinirliğimizi ve itibarımızı bu pazara da taşımak üzere girişimlerimize devam edeceğiz."

EL HALISINDA POTANSİYEL ÇOK YÜKSEK

Japonya pazarında potansiyeli yüksek olan bir diğer sektör ise halıcılık. Özellikle el halısında Japonya'da ciddi fırsatlar var. 2024 yılında 2.8 milyar dolarlık halı ihracatı gerçekleştiren Türkiye, büyük fırsatlara rağmen bunun sadece 23.7 milyon dolarlık kısmını Japonya'ya yapabildi. Japonya'nın, ABD'nin ardından en fazla el halısı ihracatı yapılan ikinci ülke olduğunu kaydeden İstanbul Hali İhracatçıları Birliği (İHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hayri Diler, sözlerine şöyle devam ediyor:

"Japonya'ya el halısı ihracatımız 2024 yılında 19.5 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2023 yılıyla karşılaştırıldığında Japonya'ya yapılan halı ihracatımızda yüzde 100'lük, el halısı ihracatımızda ise yüzde 170'lik bir artış söz konusu. Bu artış, Japonya pazarında önemli bir potansiyel olduğunu gösteriyor. Evlerin genellikle küçük olması ve halıların genelde daha sınırlı alanlarda kullanılması, Japonya pazarının diğer ülkelerden ayrılmasına neden oluyor. Makine halıları burada pek yaygın değil; bunun yerine, geleneksel ve özgün tasarımlar, özellikle el halıları daha fazla ilgi görüyor. Türkiye'nin bu pazara sunduğu el halıları, Japon tüketicisinin ilgisini çekiyor ve bu alanda büyük bir potansiyel bulunuyor. Ancak, Japonya'daki halı kullanım alışkanlıkları farklı olduğu için, Türk firmaları pazara uygun ürünler ve pazarlama stratejileri ile giriş yapmalı. Japonya'da mağazası olan bazı Türk halı markaları mevcut. Japonya'daki tüketiciler, Türk el halılarının hem tasarım hem de işçilik kalitesine oldukça değer veriyor."

Ticaret heyetleri düzenleyerek, Türk markalarının Japonya'ya daha fazla tanıtım yapmalarını sağlayacaklarını söyleyen Diler, "2025 yılı içerisinde planladığımız Turquality tanıtım projemizle, Türk halısının Japonya'daki görünürlüğünü artırmak için çaba sarf ediyoruz. Ancak, bu alandaki destek ve teşviklerin yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Japonya gibi özel pazarlar için daha fazla destek verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bununla birlikte, doğru ürün ve pazarlama stratejileri ile Japonya'daki potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Japonya'dan Türkiye'deki halı fuarlarına katılan firma yok. Japonya'dan ziyaretçi çekmek için yoğun bir tanıtım çalışması yapıyoruz. Japon ziyaretçilerin katılımını sağlamak için fuarın uluslararası görünürlüğünü artırmaya yönelik çeşitli stratejiler geliştiriyoruz ve bu konuda Japonya'daki ilgili ticaret kuruluşları ve firmalarla iş birliği fırsatlarını da değerlendiriyoruz" diyor.

Ömer BOLAT / Ticaret Bakanı

"Ekonomik Ortaklık Anlaşması (EOA) müzakerelerimiz sürüyor"

2022 yılında başlattığımız Uzak Ülkeler Stratejimizi dinamik bir şekilde yürütüyoruz. Japonya dahil 18 ülkeye finanstan standardizasyona, lojistikten tanıtım ve diplomasiye kadar birçok farklı alanda kurgulanan eylemleri başarıyla yürütüyoruz. Japonya özelinde lojistikten gastronomiye, e-ihracattan fuar katılımlarına toplam 15 eylem kurguladık. Beş yılda bir düzenlenen Dünya Expolarından 13 Nisan-13 Ekim 2025 tarihleri arasında Osaka'da gerçekleştirilecek olan Expo Osaka 2025'e 880.19 metrekare alanla katılacağız. Japonya ile diplomatik ilişkilerimizin 100. yılını Expo Osaka kapsamında düzenlenecek tanıtım faaliyetleriyle ülkemizin tarihi ve kültürel mirasını en iyi şekilde yansıtmayı hedefliyoruz. Japonya ile 2014 yılında başlatılan Ekonomik Ortaklık Anlaşması (EOA) müzakereleri, son olarak Ekim 2019'da gerçekleştirilen 17. tur görüşmeleriyle önemli bir aşamaya geldi. Birçok konuda uzlaşı sağlanmış olmasına rağmen, özellikle tarım ürünlerindeki sınırlı sayıdaki açılım taleplerimizin Japonya tarafından karşılanmaması nedeniyle müzakereler henüz sonuçlandırılamadı. Son olarak 19-20 Eylül 2024 tarihlerinde Ankara'da bir görüşme gerçekleştirdik. Japonya'dan, tarım ürünlerinde belirli oranlarda taviz vermiş olsa da AB'ye sağladığı açılımlar temelinde, Türkiye'ye de nüfus oranına uygun bir açılım sağlamasını talep ediyoruz. Mevcut durumda Japonya ile ticaret hacmimiz 1'e 8 oranında Türkiye aleyhine işliyor. Bu nedenle, bazı alt sektörlerin anlaşma dışında bırakılması ve Japonya'nın tarım ürünlerinde daha geniş açılımlar sağlaması yönündeki tutumumuz korunarak süreç yürütülüyor.

Ahmet ÇALIK / DEİK/Türkiye-Japonya İş Konseyi Başkanı

"İşbirliği yapabileceğimiz sektör çok"

DEİK/Türkiye – Japonya İş Konseyi olarak yakın zamanda Tokyo'ya bir ziyaretimiz olacak. 8 Ekim'de de Japonya'daki karşı kanat kuruluşumuz Japon İş Federasyonu (Keidanren) ile 28. Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı'nı gerçekleştireceğiz. Firmalarımız için Keidanren ile birlikte düzenleyeceğimiz bu etkinlik iyi bir fırsat. Türk firmaları Japonya pazarına girmekte iş kültürü, dil gibi konular dolayısıyla biraz çekingen davranıyorlar ama son dönemde önemli girişimler oldu. THY ile birlikte All Nippon Airways'in (ANA) uçuşlarının da hizmete girmesi daha fazla kargo imkanı yarattı. Japonya ile bir Serbest Ticaret Anlaşmamız yok ancak iki ülke arasında kapsamlı bir Ekonomik Ortaklık Anlaşması (EOA) imzalanması için müzakereler devam ediyor. Anlaşma mal ticareti, hizmetler ticareti, yatırımlar, e-ticaret, fikri mülkiyet hakları ve daha birçok alanı içeriyor ve sonuçlandırılırsa, gümrük duvarlarının kalkmasının yanı sıra, ticaret, hizmet sunumu ve yatırımlar için daha şeffaf ve öngörülebilir bir ortam doğacak. Aynı şekilde Türkiye'nin Japon yatırımları açısından stratejik pozisyonunu ilgilendiren AB'ye ihracat gibi alanlarda da etkisi olacak. Ekonomik ilişkilerimizin en önemli boyutunu Türkiye'deki Japon yatırımları oluşturuyor. Japon firmaların Türkiye'de 3.47 milyar doların üzerinde yatırımı var. Türkiye'den Japonya'ya giden stok yatırım tutarı ise 217 milyon dolar seviyesinde. Beyaz eşya ve elektronik, otomotiv, mühendislik ve müşavirlik gibi alanlarda ofisler ve ortaklıklarımız bulunuyor. Sektörel olarak potansiyel sunan, otomotiv ve otomotiv parçaları alanında ortak girişimler veya üretim tesisleri kurmak avantaj sağlayabilir. Japonya, elektronik, telekomünikasyon ve robotik gibi alanlarda lider. Bu sektörlerde inovasyon ve iş birliği fırsatları çıkabilir. Sağlık sektöründe tıbbi cihazlar, sağlık teknolojileri ve biyomedikal alanları, Japonya'nın büyüyen sağlık sektörüne yönelik yatırım fırsatları sunabilir.

Erdal EREN / Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

"Japonlarda finansman ve teknoloji, bizde uzun yıllara dayanan tecrübe var"

Japonya inşaat sektörü kuruluşlarıyla 18 yılı aşkın süredir birçok kez bir araya geldik. Son olarak, 1 Ekim 2024 tarihinde İstanbul'da Ticaret Bakanlığı, MLIT, TMB ve OCAJI işbirliğinde, 7. Türkiye-Japonya Uluslararası İnşaat İşbirliği Konferansı'nı düzenledik. Bu konferans, özellikle Ukrayna ve Afrika ülkelerinde iki ülke arasındaki işbirliğini daha da ileriye taşımayı amaçlayan önemli bir platform oldu. Türk müteahhitlerinin çeşitli coğrafyalarda ve her koşulda iş yaparak edindikleri deneyimlerinin yanı sıra zamanında ve uluslararası standartlarda iş teslim edebilme kabiliyetleri var. Firmalarımız, özellikle kamu-özel işbirliği projelerinde kazandıkları büyük tecrübe sayesinde tüm dünyada aranır hale geldi. Türk-Japon işbirliğinin gücü de bu noktada devreye giriyor. Firmalarımız, finansman ve teknoloji konusunda Japon ortaklarından destek alırken, Japon firmalar da bizim sahip olduğumuz pazar bilgisi, beceri ve tecrübeden faydalanıyorlar. Bu da her iki ülke firmalarının Çin'e karşı rekabet kabiliyetlerini artırıyor. Türk ve Japon firmaları başta Türkiye olmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Türkmenistan, Rusya Federasyonu, Özbekistan, Irak, Kazakistan, ABD, Cibuti, Cezayir, İran ve Ukrayna'da başarılı projelere imza attı. Bu işbirliklerini geliştirerek sektörel bir "güç birliğine" dönüştürmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun için Sahra Altı Afrika ve Orta Asya ülkelerine yönelik faaliyetlerimizi devam ettirirken, Ukrayna'nın yeniden inşasında ve Uzak Doğu ülkelerinde de yine Japonya ile birlikte yer almayı hedefliyoruz.

Hasan Hüseyin BAYRAM / TETSİAD Yönetim Kurulu Başkanı

"Ev tekstili ürünlerinin önem kazanmasını bekliyoruz"

Ev tekstili olarak 180 ülkeye yolcu beraberinde dahil yıllık 3 milyar dolar ihracat gerçekleştiriyoruz. Ürün gruplara baktığımızda ilk iki sırada havlu bornoz, perdelik ve döşemelik kumaş yer alıyor. Sektörümüz için öncelikli ülkeler çoğunlukla Avrupa ülkeleri ama önümüzdeki dönemde Japonya'da değişen demografik yapı nedeniyle, ev tekstili ürünlerinin önem kazanacağını düşünüyoruz. Ancak Japonya'nın, pazara yeni girecek firmalar için önemli zorlukları bulunuyor. Genel olarak iletişim tarzları ve uzun vadeli güven ilişkilerine dayalı iş yapma anlayışıyla diğer ülkelerin pazarlardan farklılık gösteriyor. Yeni girecek firmalar için giriş sürecinde bürokrasi anlamında bazı karmaşık mevzuatları var. Bu ülkede faaliyet gösterecek firmalarımızın sektör bazlı kuralları detaylı incelemeleri gerekiyor. Çünkü Japonya köklü ve yerleşik kültürel markalara sahip bir ülke. Girecek markaların pazarda farklılaşması zorunlu. Küresel pazarlarda faaliyet göstermemiz, sektörel rakiplerimizin önüne geçmemiz için bir takım ekonomik çalışmaların yapılması gerekiyor. Ülkemiz sanayicisinin, ihracat yapan her firmamızın karşılaştığı en büyük sorun, kur sabitlemesi. Bu konuda devletimizden destek bekliyoruz. Neler yapılabilir dediğimizde ise, ihracatçımıza farklı bir kur politikası uygulanabilir. Ayrıca Merkez Bankası'nın ihracatçılarımıza verdiği yüzde 2'lik limitin yetersiz olduğuna dikkat çekmek isterim.

Onur Tuşa BAYKAL / Yataş Grup Uluslararası Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

"Yatak ve baza başlık satıyoruz"

Japonya dünyadaki en büyük 5 pazardan biri. Lojistik olarak Türkiye'den çok uzak olmasının yanı sıra tüketim alışkanlıklarının da Türkiye'de üretilen ürünler için çok farklı olmasından dolayı Türk mobilya, yatak ve ev tekstili üreticileri tarafından yoğun ihracat yapılan bir ülke değil. Nüfusunun yaşlanması, ekonomisindeki en büyük sorun. Ülkede başta kira olmak üzere maliyetler çok yüksek. Bu nedenle orada mağazalaşma düşüncemiz yok. Japonya'da 5 yıldır birlikte çalıştığımız bir partnerimiz var. Onun istediği standartlarda ürünler sunuyoruz pazara. Özellikle katma değerli yatak ve baza başlık konusunda partnerimiz ile sıkı çalışıyoruz. Japonya'da kalite çok önemli, o sebeple ürünlerin başka ülkelere verildiğinden daha detaylı kontrol edilmesi gerekiyor.

Partnerimiz bizi Kayseri'deki temsilcisi aracılığıyla buldu. Japon şirketleri partner seçiminde çok titizler. Çalışmaya başlamadan önce mutlaka ziyaret edip, kendi gözleriyle görüyorlar. Sadece ziyaret ettikleri şirketlere güveniyorlar. İşe önce küçük siparişlerle başlayıp, sizi deniyorlar. Kendilerine çok yakın hissederlerse işi ilerletiyorlar. Japonya'da iş yapmak için bu pazara çok uzun soluklu bakmak gerekiyor. İletişimi hiç kesmemek de çok önemli.

İSTANBUL-TOKYO SEFERLERİNE BAŞLADI

Japonya'nın en büyük havayolu şirketi All Nippon Airways (ANA), geçen Şubat ayı itibarıyla İstanbul Havalimanı ile Tokyo Haneda Havalimanı arasında direkt uçuşlara başladı. Bu yeni rotadaki uçuşlar haftada üç kez gerçekleştirilecek. Tokyo'nun ulaşım ağına iyi bir şekilde bağlı olan Tokyo Haneda Havalimanı, şehir merkezine sadece 30 dakika uzaklıkta yer alıyor. Haneda'dan Osaka, Sapporo, Okinawa ve Fukuoka gibi Japonya'daki 40 noktaya ANA'nın iç hat uçuşları ile ulaşmanın mümkün olduğunu belirten ANA Başkanı ve CEO'su Shinichi Inoue, "Türkiye ile Japonya'yı birbirine bağlayan tek Japon havayolu olarak yolcularımızın beklentilerini karşılamak için güvenli ve yüksek kaliteli hizmetler sunmaya devam edeceğiz. 2024 yılında Japonya'ya gelen Türk ziyaretçi sayısı 62.100. Bu yeni bağlantı şüphesiz Türkiye ile Japonya arasındaki turistik, ticari ve endüstriyel ilişkileri daha da güçlendirecektir. Seyahat süresini kısaltmaktan ve İstanbul'dan (IST İGA) Tokyo Haneda'ya (HND) direkt uçuşlarla iki şehri daha erişilebilir hale getirmekten mutluluk duyuyoruz" diyor. Japonya ile Avrupa arasındaki en kapsamlı uluslararası ağa sahip olan ANA, Stockholm, Londra, Frankfurt, Brüksel, Paris, Münih, Viyana ve Milano'dan da Japonya'ya uçuşlar gerçekleştiriyor.

Türk mutfağı üniversite müfredatına girdi

Uzakdoğu'nun en büyük gıda fuarı olan Foodex Japan2025 Fuarı, 11-14 Mart 2025 tarihleri arasında Türk gıda ürünlerinin şovuna sahne oldu. Ege İhracatçı Birlikleri, Foodex Fuarı'na 25. kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu gerçekleştirirken, Japonya'nın 70 milyar dolarlık gıda ithalatından Türkiye'nin daha fazla pay alması için 42 Türk firmasının 150 Japon ithalatçı firmayla 500'ün üzerinde ikili görüşme yapmasına olanak sağladı. Ege İhracatçı Birlikleri'nin Türk gıda ürünlerinin Amerika Birleşik Devletleri'nde bilinirliğini ve tüketimini artırmak için 2019 yılında hayata geçirdiği ve Türk gıda ürünlerinin ABD'ye ihracatını 5 yılda 750 milyon dolardan 1.6 milyar dolara çıkaran Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi, Türkiye'nin Japonya'ya 370 milyon dolar olan ihracatını 1 milyar dolara çıkarmak için Türk gıda ürünlerini Japonya'da tanıtacak. Ege İhracatçı Birlikleri Başkanları, Otsuma Kadın Üniversitesi ziyaretinde Türk mutfağının Otsuma Kadın Üniversitesi müfredatına girmesi konusunda da mutabakata vardı.

Türkiye Japonya dış ticareti (milyon dolar)

-Yıllar -İhracat -İthalat

2020 441 3.743

2021 522 4.641

2022 664 4.557

2023 645 5.467

2024 718 4.737

Japonya'nın dış ticareti (milyar dolar)

-Yıllar -İhracat -İthalat

2020 641.0 634.7

2021 757.5 773.7

2022 752.1 905.1

2023 719.8 786.4

2024 707.3 742.9

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.