ALEV RİGEL/ Sağlıklı yaşamak herkesin amacı. Ama ne yazık ki sağlığımızı tehdit eden 210'dan fazla hastalık var. Her ülkenin sağlık sistemi mükemmel değil elbette. Üstelik Covid-19 sonrası, pek çok ülkenin sağlık sisteminin adeta çöktüğüne tanık olduk. Bu hastalığın önü hala kesin olarak alınabilmiş değil. Salgın sırasında hastane ve klinikler, savaşın ön saflarındaydı. Bütün dünya, sağlıkçılarına çok şey borçlu. Türkiye son yıllarda sağlık sektöründe çok ciddi büyük yatırımları peş peşe devreye aldı. Bu dönemde sürdürülebilir sağlık için dünyanın en başarılı ülkeleri arasına girdi. Hemen belirtelim bu haftaki yazı konumuz Türkiye dışı ülkeler özelinde hazırladı. 200 yıla yakın bir zaman dilimi özelinde sürdürülebilir, sağlam bir sağlık sistemi olan ülkeleri kaleme aldık… Sağlık sistemleriyle "geçer not" alan ülkeler şöyle. Alfabe sırasına göre yayınlıyoruz.
* Almanya
Almanya, Covid salgını sırasında, en az kayıp veren Avrupa ülkesiydi. Son derece modern ve kapsamlı tıbbi hizmetleri, yeterli doktor ve yatak sayısı sayesinde salgının önünde oldular ve hastaları da, Alman deyimiyle, "ormanın dışında kalan ağaçlar" olmayı (tehlike dışında kalmayı) başardılar. Almanlar, bilinçliydi. Piyasaya henüz maske bile çıkmadan kendi maskelerini yaptılar. Almanların salgınları ucuz atlatmasının altında yatan sebep, neredeyse Ortaçağ'dan kalan hastane sistemini aynen sürdürüyor olmaları. "Krankenhaeuser" adı verilen hastane sisteminin yanı sıra universal halk sağlığı sistemi de 1880'lerden kalma. 1815-1898 arasında yaşamış olan ve bağları kuvvetli olmayan Alman Konfederasyonu'nu bir devlet çatısı altında toplamayı başaran şansölye Otto von Bismarck, ülkede sağlık sistemini kuran ilk devlet adamı. Dolayısıyla dünyanın en eski sağlık sistemi, Almanlar'ın.
* Avustralya
Sağlık sistemi, devletin ve özel sektörün imkanlarının karması. Ülke; altı eyaletten (Batı Avustralya, Güney Avustralya, Kuzey Toprakları, Queensland, Yeni Güney Galler ve Victoria) oluşuyor. Her eyalet, acil olmayan ameliyatları erteleme yetkisine sahip. Nitekim covid döneminde yüzlerce ameliyat, ileri bir tarihe bırakıldı. Ülke yeteri kadar ICU (Intensive Care Unit - Yoğun Bakım Ünitesi) yataklarına sahip. Coğrafyasından dolayı deri kanseri ve sigaradan kaynaklanan hastalıklar yaygın. Bu hastalıkları daha sonra hipertansiyon ve obezite izliyor. Nüfusun yüzde 63'ü obez. Avustralya, gayri safi iç hasılasının yüzde 10'dan daha azını sağlık sektörüne ayırıyor.
* Çin
Ülkenin sağlık sistemi, 1950'lerden itibaren gelişmeye başladı. Eskiden sık görülen kolera, tifo ve sarı humma gibi hastalıkların, sağlık kampanyalarıyla neredeyse kökü kazındı. 1978'de halkın daha iyi beslenmesiyle ilgili programlar başlatıldı. Ancak küçük köylere kadar uzanan sağlık hizmetleri azaldı. Sağlık kuruluşlarının çoğu özelleştirildi. 2011 yılı itibariyle halkın (1 milyar 412 milyon kişinin) yüzde 95'i sağlık sigortası kapsamına alındı. Ülke 2017 yılında ilaçların yüzde 40'ını üretecek, hatta ihraç edecek kapasiteye ulaştı. 2021'de ortalama ömür (kadın erkek ortalamasıyla) 78 yıla çıktı. Sağlıkta grafikler iyi yönü göstermekle birlikte 2019 aralık ayında patlak veren Covid, ülkenin sağlık notunu hayli düşürdü.
* Güney Kore
2015 yılında "Mers" salgınından ders alan ülke, Covid dönemini tıbbi açıdan çok iyi yönetmeyi bilmişti. Mers (Middle East Respiratory Syndrom – Orta Doğu Solunum Sendromu), Güney Kore'ye çok şey öğretti. Bu da Covid sürecinin kolay değilse bile daha az zorluklarla atlatılmasını sağladı. Bu hastalığa neden olan virüs, koronavirüs ailesinden olduğu için ülke, 2018 sonunda patlak verecek olan Covid-19'a hazırlıklıydı. Koreli doktorlar, 450 binden fazla muhtemel hastayı taramadan geçirdi. Ülke nüfusu 51 milyon. Taranan hasta oranı yüzde 1'in altında. Yine de her vatandaş, Ulusal Sağlık Sigortası kapsamında. Hükümet teknolojiyi sonuna kadar kullandı. Kamuya açık her binaya girişte, insanların ateşini ölçen sistemleri devreye soktular. Covid ya da grip olsun, her ateşi yüksek vatandaş, doğru hastaneye götürülüyordu.
* Hollanda
Yüzde 26'sı deniz seviyesinin altında olan bu ülke, 18 milyon nüfusuyla dünyanın nüfus yoğunluğu en yüksek toprakları. Kişi başına düşen gelir açısından da 11'inci sırada. 2016 yılından bu yana Euro Sağlık Tüketici Endeksi'nde (Euro Health Consumer Index), birinci İsviçre'den sonra 1.000 puan üzerinden 916 gibi oldukça yüksek bir skor elde etmiş (Endeks; hasta hakları, bilgilendirilme derecesi, hizmet alana kadar geçen bekleme süresinin uzunluğu, hastalığın giderilme oranı, hastanın aldığı ilaçlar başta olmak üzere toplam 48 kriter dikkate alınarak yapılan bir sınıflandırmadır. Ama günümüzde artık kullanılmamaktadır). HCP'ye (Health Consumer Powerhouse – Sağlık Tüketici Merkezi, İsveçli bir siyasetçinin geliştirdiği ve tüm Avrupa ülkelerinin sistemini karşılaştıran sağlık politikası) göre Hollandalı hastalar; sağlık sigortalarını, doktorları, hastaneleri seçme özgürlüğüne sahipler. Sağlık sistemi de hastaları üç gruba ayırıyor: Zihinsel hastalıklar, kısa süreli hastalıklar ve uzun süreli hastalıklar. Sağlık hizmetlerinden dört dörtlük yararlanabilmek için ayda 135 euro ödemek gerekiyor. Ödeyecek durumda olmayanlara devlet yardım ediyor.
* İsveç
Avrupa'nın en geniş ormanlarına ve en çok gölüne/akarsuyuna sahip olan İsveç, kişi başına düşen gelir açısından dünyada 14'üncü sırada. Sadece sağlık değil, hayat kalitesi, eğitim, sivil hakların korunması, ekonomide rekabet, gelir eşitliği, cinsler arasında eşitlik, refah gibi konularda da üst sıralarda. Hükümetin sağlık sisteminin yanı sıra nadiren de olsa, özel sağlık kuruluşları görülebiliyor. Fakat özel sağlık kuruluşlarının uymak zorunda olduğu kuralları da kent konseyleri belirliyor. Sağlık harcamaları, gayrısafi iç hasılanın yüzde 11'i. İsveçlilerin en büyük şanslarından biri de dünyanın en temiz içme suyuna sahip olmaları. Pek çok ülkede yaşlıların bakımı özel sektördeyken, İsveç'te bu işi de devlet kurumları üstleniyor.
* İsviçre
1815'ten beri savaşmayan ve dünyanın en tarafsız devleti olarak kabul edilen İsviçre, Kızıl Haç örgütünün kurulduğu ülke. Bayrağını da bu kurumdan esinlenerek şekillendirdi (İsviçre bayrağı kırmızı zemin üzerine beyaz haçtır. Kızıl Haç bayrağında renkler tam tersidir). Her İsviçreli, özel sağlık sigortası almak zorunda. Buna karşılık, nezle bile olsanız sizi her sağlık kuruluşu kabul edip tedavi etmekle yükümlü. Bu nedenle her vatandaşı, yüzde 100'e yakın oranda sağlık hizmetlerinden memnuniyetini belirtiyor. Sağlık harcamaları, gayrısafi iç hasılanın yüzde 11.4'ünü oluşturuyor. Bu oran, Almanya ve Fransa ile hemen hemen aynı. Ortalama ömür erkeklerde 80.4, kadınlarda 84.7. Fakat sağlıkta her şey toz pembe değil. Her altı İsviçreli'den biri akıl sağlığı sorunlarıyla uğraşıyor. Uyuşturucu madde kullanımı da hayli yüksek. Kent parklarında oraya buraya atılmış uyuşturucu iğneleri görebilirsiniz.
* İzlanda
Kuzey Amerika ile Avrupa arasında kalmış, yanardağları ve gayzerleriyle (kesintili olarak sıcak su ya da sıcak su buharı püskürten kaynak) tanınan zor bir coğrafyaya sahip ada devleti. Sağlık hizmetlerinin bedeli, yüzde 85 vergilerden, yüzde 15 hastaneleri kullanan hastalardan geliyor. Ülkede özel sağlık kuruluşu bulunmuyor. Hükümet bütçesinin büyük bölümü, sağlık hizmetlerine ayrılmış. İzlanda, hükümetin sağlık masraflarının hacmi açısından dünyada 11'nci sırada. Dünya Sağlık Teşkilatı WHO'ya göre de sağlık sistemini en başarılı şekilde yürüten dünyanın 15'inci ülkesi. Bin kişiye 3.7 doktor düşüyor. OECD (Organisation for Economic Cooperation and Development – Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı) ülkelerinde bu rakam 3.1. Zaten İzlandalılar dünyanın en sağlıklı halkı. Yüzde 81'i bir ankette, kendini son derece sağlıklı hissettiğini söylemiş. Bu grup, yaşamları boyunca sadece birkaç kez doktora gitmiş ya da ilaç ihtiyacı duymuş. Ortalama ömürleri de 81.8 yıl. Bu da dünyanın dördüncü en yüksek rakamı.
* Japonya
Bu ülkede kendini iyi hissetmeyen hastalar bile, tıbbi taramadan geçirilir. Böylece hastalığı ne olursa olsun, erken teşhis konur. Covid ya da benzeri bir salgın görüldüğünde başbakan hemen acil durum ilan eder. "Hava Doktoru" adı verilen sistem sayesinde de derhal dünyanın ünlü hekimleriyle internet bağlantısı kurulur ve onlardan fikir alınır. Japonların sisteminde Türk doktorlar da yer alır. Halk da kış ve ilkbahar aylarında maske takar. Covid ya da başka bir salgın olsun, fark etmez. Halk tedbirini alır. Ülkede nüfusun yüzde 60'ı her yıl genel sağlık taramasından geçer. 1973 yılından beri, 65 yaşını geçmiş her Japon vatandaşı, hükümet sponsorluğunda, sağlık sigortası kapsamındadır.
* Lüksemburg
Bu küçük ama güçlü ve zengin ülkede hükümetin sağlık bütçesi, geçen yıl 3.9 milyar euro'yu hayli aştı. Bu da hükümetin her vatandaşı için, ihtiyaç duysun duymasın, sekiz bin euro kadar parayı ayırmış olduğunu gösteriyor. Bu rakam da gayrısafi iç hasılanın yüzde 7'sine karşılık geliyor. Dünyada nüfusuna göre sağlık ve refahı için halka ayrılan en büyük bütçe. Sadece başkent Lüksemburg'da 14 devasa hastane hizmet veriyor. 1992'de yapılan sağlık reformuyla halkın yüzde 75'i istediği sağlık sigortasını seçmiş, yüzde 99'u da hükümetin sağlık şemsiyesi altında toplanmış. 30 ve 70 yaş arası kesimin sadece yüzde 11'i, kronik hastalıklara yakalanmakta.
* Norveç
Nüfusu 5.5 milyonu bile bulmayan bir ülkede sağlık hizmetleri vermek zor olmasa gerek. Birleşmiş Milletler'in Beşeri Gelişim Endeksi'nde (HDI – Human Development Index), 2013 yılından beri bir numarada olan ülke, kamu sağlığına 1900'lerden itibaren önem vermeye başladı. Aşılama, temizlik, iyi beslenme gibi faktörlere önem verildi. Doğanın temiz havası, temiz suyu da buna yardımcı oldu. Halk, bulaşıcı hastalıklardan bulaşıcı olmayan hastalıklara geçiş yaptı. Modern yaşamın göstergesi olarak kardiyovasküler hastalıklar da eskiye oranla artış gösterdi. Yine de mükemmel denecek bir sağlık sistemlerine sahip değiller. Eşitsizlikler, sosyal farklılaşmalar, Norveç gibi bir ülkede bile mevcut. Bin doğumda ve beş yaşına kadar olan sürede 2.5 olan bebek ölüm oranı, Norveç'te kaydedilen en düşük oran. Dünya ortalaması, binde 36.6.
* Singapur
Güneydoğu Asya'da bir ada ülkesi ve kent devleti. Dünyanın nüfusu en yoğun ikinci ülkesi (Kilometrekareye 8 bin 250 kişi düşüyor. Aslında tenha sayılır. Birinci Monaco. Burada rakam 18 bini geçiyor). Etkin bir sağlık sistemi var. Üstelik sağlık harcamaları düşük olmasına rağmen. En düşük bebek ölüm oranıyla dünyada bir numara. Bu unvanı, yirmi yıldan daha uzun bir süredir elinde tutuyor. Ortalama yaşam süresi kadınlarda 88, erkeklerde 76 yıl. Küresel Gıda Güvenliği Endeksi'nde de bir numara. Obezite sorun değil. Nüfusun sadece yüzde 10'u. Halkta, mikrop ve bakterilere karşı bağışıklık düzeyi çok yüksek. İngiltere'de yapılan bir araştırmada Singapur, yaşam kalitesi en yüksek ülke olarak gösteriliyor. Hükümetin sağlık sistemi 3M üzerine kurulu. Medifund; sağlık harcamalarına maddi gücü yetmeyenler için kurulan fon, Medisave; zorunlu tıbbi tasarruf hesabı sistemi ve Medishield; devletin sağlık sigortası programına olan desteği.
* Tayvan
Kısaca ROC (Republic of China) olarak bilinen Doğu Asya ülkesi. Sağlık sigortası sistemi, 1995'te kurumsallaştı. 2004'te halkın yüzde 99'u sistem kapsamına alındı. Sistem, bütün vatandaşların eşit şekilde sağlık hizmetlerine erişimi esası üzerine kurulu. Düşük gelirli aileler, savaş gazileri, üç yaş altı çocuklar, 100 yaşını geçenler, Covid gibi felaket derecesindeki hastalıklar, sağlık ödemelerinden muaf olarak tedavi ediliyor. Sağlık sistemi önceleri, "hizmet için ödeme yap" prensibine dayalıydı. 2002'de küresel bütçeye geçtiler. Sağlık hizmetlerinde tutulan istatistiklere göre hastaların sadece yüzde 4.4'ü, aldığı tedavi ve bakımdan memnun değil.