Ruble kur riskini ortadan kaldıracak mı?

Türkiye’nin Rusya ile ticarette rublede mutabık kaldığı açıklamaları, milli paralarla ticareti yeniden gündeme taşıdı. Böylece kur riskinin ortadan kalkacağı, ticaret hacminin artacağı belirtiliyor. İki ülke arasında 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşılmasına olanak sağlanacağı vurgulanıyor.
04.09.2022 21:01 GÜNCELLEME : 05.09.2022 00:00

PARA ARAŞTIRMA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ağustos ayı başında gerçekleştirdiği Soçi ziyareti sonrasında "Ruble ile ticarette mutabık kaldık", "Ruble ile alışverişler de mali noktada ayrı bir güç kaynağı olarak Rusya'ya ve Türkiye'ye kazandıracak" açıklamaları, milli paralarla dış ticaret konusunu yeniden gündeme taşıdı. Soçi görüşmeleri sonrasında gözler bir "swap" (para takası) anlaşması yapılıp yapılmayacağına çevrilirken, ilk aşamada doğalgaz ithalatı ödemelerinin bir kısmının ruble ile yapılması, ileride ise ikili ticari ilişkilerde milli paraların kullanılmasına ağırlık verilmesine yönelik çalışmaların artacağı beklentisi güçlendi. Ruble üzerinde mutabık kalınmasının ticaret, tarım ve turizm gibi alanlarda 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşılmasına olanak sağlayacağını ifade eden iş dünyası; iki ülkenin kur riskini ortadan kaldıracak bir sistemle milli paralarla dış ticaret yapılmasının ticaretin önünü açacağı, ticaret hacmini artıracağı, ödeme işlemlerinin daha hızlı gerçekleşeceği görüşünde. Milli paralarla ticaretin gelişmekte olan ülkeler açısından ekonomik büyüme ve istihdam anlamına geleceği vurgulanırken, milli para ile ticaretin artması için ihracatın artmasının önemine dikkat çekildi.

Hatırlanacağı üzere Erdoğan'ın Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede önemli başlıklardan biri de ekonomiydi. Erdoğan, Putin ile ruble üzerinde mutabık kaldıklarını açıklamış, ruble ile alışverişin iki ülkeye de kazandıracağına işaret etmişti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez yaptığı bir açıklamada, Rusya ile karşılıklı ticaretin geliştirilmesi kapsamında milli paralarla ticaret konusuna değinmişti. Dönmez, "Ruble ilk etapta olacak. Oran konusunda henüz bir rakam telaffuz etmek istemiyoruz. Ağırlıklı olarak doğalgaz ticareti olmakla birlikte Rusya'da hem satış yönünde ihracatımız hem ithalatımız var. Bu konu liderler arasında da teyit edildi. Transferlerde Türk lirasını da konuşuyoruz. Bunlar önümüzdeki günlerde netleşecek konular. İki lider de prensipte milli paralarla ticaret konusunda mutabık kaldı" ifadelerini kullanmıştı.

"DAHA GÜVENLİ TİCARET YAPILABİLECEK"

Peki, hangi ödemeler ruble ile yapılabilir? Avantajı ne olur? Bu konu üzerinde daha önce çalıştıklarını ve kurguladıkları modeli yetkililerle paylaştıklarını dile getiren İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Karaca, şunları kaydetti:

"Şu anda ruble ve TL ile ticaretin önündeki temel engel, rublenin TCMB tarafından açıklanan konvertıbl para birimleri arasında yer almaması ve dolayısıyla iki para birimi arasında kurun net bir şekilde belli olmamasıdır. Mevcut uygulamada kur, özel bankalar tarafından her bir banka özelinde üstelik kayda değer bir ihtiyat payı bırakılarak belirlenmektedir. Bizim önerimiz Türkiye'nin özellikle Rusya'dan yoğun şekilde ithal ettiği enerji kalemlerinin en azından bir kısmının ödemesinin TL ile yapılabilmesi, buna karşılık Rusya'nın ihtiyaç duyduğu ve ülkemizin ihraç ettiği birçok kalemde enerji ithalatında belirlenecek tutar oranınca ruble ile ihracat yapılmasıdır. Bu yöntemde her iki ülkenin Merkez Bankaları garantör rol üstlenecek, TL ve ruble her iki merkez bankasınca ortaklaşa belirlenecek kur üzerinden işlem göreceği için iki ülke firmaları çok daha güvenli ve kolay şekilde ticaret yapabileceklerdir."

"KİLİT NOKTA İHRACATI ARTIRMAK"

Karaca, ruble ile ticaretin artması için Türkiye'nin Rusya'ya ihracatının artırılmasının önemine dikkat çekti. 2021 yılına bakıldığında Rusya ile ticaret hacminin 33 milyar dolar olarak gerçekleştiğini vurgulayan Karaca, "2021'de Rusya ile olan ticaretimizde yaklaşık 19 milyar dolarlık ticaret açığımız oluştu. Bu açık maalesef kısa vadede kapatılabilir gibi gözükmüyor. Ancak tarif ettiğimiz model ile ticaret yapılabilirse Türkiye deri ve deri mamulleri sektörümüz dahil birçok sektörde ihracatımızın kayda değer oranda artacağını ifade edebiliriz" dedi.

Enerji uzmanı Arif Aktürk de ihracatı kilit nokta olarak ifade ediyor. Türkiye'nin Rusya'dan ithal ettiği gazın bir bölümünü ruble ile ödeyebileceğini belirten Aktürk, bunun da Türkiye'nin Rusya'ya ihracatıyla sınırlı olacağını vurguladı. 2021 yılında Türkiye'nin Rusya'ya 5.8 milyar dolarlık ihracatına işaret eden Aktürk, "Bu ihracatın hepsini Ruslar bundan sonra ruble ödese, Türkiye Rusya ihracatını yüzde 20 artırsa bile, doğalgaz bedelinin tahminen yüzde 10-15'lik kısmını ruble ile ödeyebiliriz. Türkiye'nin Rusya ile 'ruble-TL' swap anlaşması yapması işin boyutunu değiştirir. O zaman da Ruslar TL'yi ne yapacak sorusu gündeme gelebilir. Karşı tarafın elindeki TL'nin işe yaraması için Türkiye'nin Rusya'ya ihracatını artırması gerekir. Bizim ithalatımız zaten artıyor. Gaz fiyatlarının artması dolayısıyla, geçen yıl 26.5 milyar dolar düzeyinde olan Türkiye'nin ithalatının bu yıl 28-30 milyar doları bulacağını tahmin ediyorum. Ruble ile ödeme bu noktada avantajlı olacak, ancak sınırlı kalacak. Burada kilit nokta bizim de ihracatımızı artırmak" dedi.

ÖDEMELER DENGESİNE KATKI

Botaş'ın Rusya ile yaptığı bir doğalgaz alım anlaşması olduğunu, bu anlaşmaya ek bir anlaşmanın, yazılı bir metnin şimdilik olmadığının altını çizen eski Botaş Genel Müdürü Gökhan Yardım ise şunları söyledi:

"Gaz alım anlaşmasındaki formüle TTF dahil edilmesi sonucunda artan doğalgaz fiyatını karşılayacak ruble ortada yok. O kadar büyük miktarın karşılanması da mümkün değil. Anlaşmaya ilişkin henüz hiçbir detay belli değil. Kim bu rubleyi ödeyecek? Botaş piyasadan ruble mi satın alacak? Nereden alacak? Para transferini Merkez Bankası mı yapacak, bir özel banka mı görevlendirecek" dedi. Yardım, ruble ile doğalgaz ödemelerinin olumlu yanını "Önümüzdeki kış ödemeler dengesine biraz katkı yapar" şeklinde ifade etti.

UZUN SÜREDİR GÜNDEMDE

Bir süredir Türkiye ve Rusya, ticarette milli paraları kullanıyordu. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı dış ticaret verilerine göre Türkiye'nin 2022 yılının Ocak-Haziran döneminde yaptığı ithalat 177.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken, döviz türüne göre ithalatın yüzde 24'ü euro, yüzde 71.2'si ABD doları üstünden yapıldı. TL ile ithalat sadece yüzde 3.8'lik bir pay alabildi. 2022 yılının ilk altı ayında ihracat 125.9 milyar dolara ulaşırken, euro ile ihracat yüzde 45.5 düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde ABD doları ile yapılan ihracat yüzde 48.7 pay aldı ve TL ile ihracatın payı yüzde 2.7 oldu. Bu dönemde Rus rublesi ile ithalatın payı yüzde 0.03, ihracatın payı yüzde 0.1 düzeyinde gerçekleşti. Bu arada 2021 yılında Türkiye'nin Rusya'ya ihracatı 5 milyar 774 milyon 392 bin dolar olurken, ithalatı 28 milyar 959 milyon 361 bin dolar oldu. 2022 yılının ilk altı ayında ise Türkiye'nin Rusya'ya ihracatı 2.9 milyar dolar, ithalatı 27.74 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Yılın ilk altı ayında Rusya'ya dış ticarette 24.8 milyar dolar düzeyinde açık verildi. 2021 yılında Rusya'ya 23.2 milyar dolar düzeyinde dış ticaret açığı verilmişti.

"HER KESİMDEN DESTEK BULUYOR"

Dış ticarette milli paraların kullanılması konusunun her kesimden destek bulduğunu söyleyen İDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Güven Karaca, Çin ile ilk para takas işleminin 30 Kasım 2016'da gerçekleştirildiğini anımsattı. Bu hamlenin finans çevrelerinde olumlu karşılandığını dile getiren Karaca, "Milli paralar ile ticaretin yapılmasının dış ticarette işlem maliyetlerinin düşürülmesi, sağlıklı risk yönetimi ve rezerv para birimlerine olan hassasiyetin azaltılması kapsamında son derece önemli. Küresel belirsizliklerin zirvede olduğu bu dönemde ortaya çıkan kur dalgalanmaları özellikle ülkelerin ikili ticaret ilişkilerinde sorun yaratma potansiyeline sahip. Mevcut durumda hem Rusya hem de Türkiye aralarında ticaret yapabilmek için büyük oranda dolara veya euro'ya ihtiyaç duymaktadır. Milli para birimlerinin devreye girmesi, tam da bu noktada hem ticaretin bozulan akışını düzeltmede hem de ülkelerin döviz rezervini korumada önemli bir rol oynamaktadır. Milli paralarla yapılacak olan ticaret ilişkilerinin normalden daha da hızlı gerçekleşeceği konusu ise ayrı bir avantaj yaratmaktadır" dedi.

Türk Dışticaret Vakfı Başkanı Ertuğrul Önen ise rezerv para niteliği olmayan paralarla uluslararası ticareti, güzel bir hayal olarak nitelendiriyor.

"100 milyar dolarlık ticaret hacmine olanak sağlayacak"

Güven KARACA / İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı

Ruble veya diğer yerel para birimleri ile uluslararası ticaret, dünyada rezerv para olarak işlev gören euro ve dolardaki dalgalanmalardan minimum seviyede etkilenmeyi, uluslararası süreçlerden önemli ölçüde korunmayı ve işlem hızlarında çok ciddi bir avantajı beraberinde getirecek. Yaşanan savaş nedeniyle Rusya pazarından çıkan birçok batılı firmadan doğan boşluk, Türkiye ve Türk ihracatçımız için avantaj sağlıyor. Ruble üzerinde mutabık kalınması ticaret, tarım ve turizm gibi alanlarda 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşmamıza olanak sağlayacak. Deri ve deri mamulleri sektörümüzün 2021'in Ocak-Temmuz döneminde Rusya'ya ihracatı 75 milyon dolar seviyesindeyken bu yılın ilk yedi ayında bu rakam, 67 milyon dolar seviyelerine kadar düştü. Elbette bu düşüşün temel sebebi Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışma. Yerel para birimleri kullanılarak ticaret yapılması mümkün hale gelebilirse öncelikle ayakkabı ve deri/kürk konfeksiyon sektörlerimizin ihracatında hızlı bir toparlanma bekliyoruz. Rusya çok uzun yıllardır bizim için geleneksel ve çok önemli bir pazar konumunda. Rusya-Ukrayna krizinin başlamasıyla azalan ihracatımız, gündeme gelen bu anlaşmayla inanıyorum ki tekrar artışa geçecek. Rusya'nın en fazla ithal ettiği ürünler makine, elektronik ürünler, ofis ürünleri, deri ve deri mamulleri ile hazır giyim ürünleridir. Rusya'nın en büyük ithalat kaynağı olan ülkeler sırasıyla Almanya, Hollanda, ABD, Japonya, Güney Kore… Bu noktada Rusya'nın mevcut ithalat taleplerinin karşılanması ülkemiz için büyük bir fırsat.

"İhracatçı ve ithalatçının kur kaybı olmaz"

Hayrettin UÇAK / Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı

Rusya ile yapılacak tüm ihracat ve ithalat işlemleri ruble ile yapılabilir. Aradan üçüncü, ayrı bir para birimi kalkacağı için ihracatçı ve ithalatçının kur kaybı olmayacaktır. Ödeme işlemleri daha hızlı gerçekleşecektir. Milli para ile ticaretin artması için Rusya ihracatının artması çok önemlidir. Rusya, taze meyve sebze ihracatımızda ülkemizin ana pazarı konumunda. Narenciye, kiraz, üzüm, incir, şeftali, elma ihracatlarında lider konumda, fakat bu ihracatı daha da artırabileceğimizi, ihracat potansiyeli olan yeni ürünleri de bu pazara kalitemiz ve hızımızla rahatlıkla dahil edebileceğimizi düşünüyorum. İhracat, milli parayla da dövizle de yapılsa ülkeye kazandıracağı ihracat geliri açısından büyük önem taşıyor. Buradaki önemli husus, para birimi ayrımı olmaksızın istikrarın olmasıdır.

"ABD ambargoları yeni çözüm yolları aramaya itiyor"

Ertuğrul ÖNEN / Türk Dışticaret Vakfı Başkanı

Soçi'de Putin'le yapılan görüşmenin ardından her iki tarafın yetkililerince yapılan açıklamalarda başlangıçta doğalgaz bedellerinin ruble ile ödenmesinde mutabık kalındığı, ayrıca ileride ikili ticari ilişkilerde milli paraların kullanılması için de çalışmalar yapılacağı anlaşılıyor. ABD'nin her kafasının kızdığına ambargo uygulayarak o ülkeleri esas itibarıyla ABD dolarına dayanan uluslararası ödeme sisteminin dışına atması, ister istemez bu duruma maruz kalan ülkeleri yeni çözüm yolları aramaya itiyor. Nitekim Rusya, AB ülkelerine doğalgaz bedellerinin ruble ile ödenmesini dayatarak ABD ambargosuna karşı bir önlem geliştirme yolunda bir adım atmış ve benzer bir teklifi bize de yapmış bulunuyor. Rusya ile geçmişte Kliring (Clearing) sistemi adı altında iki tarafın merkez bankalarında açılan karşılıklı hesaplar ve tespit edilen mal listeleri ile benzer bir uygulamayı yapmıştık. İskenderun Demirçelik, Seydişehir Alüminyum tesisleri gibi birçok sanayi tesisi bu sayede hayata geçirildi. Yeni uygulamanın nasıl yapılacağı henüz belli değil. Merkez bankaları arasında yapılacak swap anlaşmalarından söz ediliyor. Türk lirasının bugünkü durumu itibarıyla bu sistemin işlemesi zor görünüyor. Bir diğer zorluk ise iki ülke ticaretindeki dengesizlik. 2021 verilerine göre (önceki yıllarda farklı değil) Rusya'ya ihracatımız 5.8, ithalatımız ise 29 milyar dolar. Bu dengesiz yapı, bu operasyonun önünde önemli bir engel. Rusya'nın ihracatının petrol, doğalgaz gibi uluslararası piyasalar da dövizle (hand currency) rahatça satılabilen mallar olması da ileride Rusya'nın uluslararası ilişkilerinin düzelmesi halinde bugün böyle bir yaklaşım sergilerken o günün şartlarında bu sistemin sürdürülmesine çok istekli olmayabileceği de düşünülmesi gereken bir husus.

"Ruble ile ticaret kazan-kazan olur"

Zeki KIVANÇ / Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Öncelikle biz iş dünyası olarak uzun bir süredir istediğimiz böyle bir anlaşmayı olumlu karşılarız. İki devletin kur riskini ortadan kaldıracak bir sistemi uygulamasıyla ticaretin önü açılır ve ticaret hacmi giderek yükselir. Daha büyük ticaret hacmi için bu düzenleme gerekiyor. Türkiye uzun zamandır Çin ve Rusya gibi büyük ticaret ortakları ile milli paralarla ticaret yapılmasını istiyordu. Türkiye ile Rusya arasındaki ticaretin ruble ile yapılabilmesi, iki ülke açısından da birçok soruna çözüm olabilecek. Ruble ile ticaret, kazan-kazan olur. Bizim zaten Rusya'dan çok büyük enerji ithalatımız var. Rusya'nın da ihtiyaç duyduğu başta hafif sanayi ürünleri olmak üzere tekstilden makineye, gıdadan deterjana kadar birçok tüketim ürününü karşılayabilecek durumdayız. İhracatçılarımız ürün bedelini ruble olarak almayı kabul ettiklerinde ve bu bedeller Türkiye'ye geldiğinde, rublenin Türk bankacılık sektöründe süratlice TL'ye çevrilebilmesi gerekiyor. Fakat şu anda bu sistem etkili çalışmıyor. Ödemelerde rublenin etkin bir şekilde kullanılabileceği bir sistemin, iki ülkenin Merkez Bankalarının devreye girmesiyle gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Rusya ile ticaretimizin istikrarlı şekilde sürmesi açısından milli paralarla ticaret büyük önem taşımaktadır. Bu ticaretin yürütülebilmesi için kur dalgalanmalarını minimize edecek ve ihracatçılarımızın uzun vadeli fiyat verebilmelerine imkan verecek öngörülebilir bir mekanizma planlanmasına ihtiyaç var. Bu sistem iyi kurgulandığı takdirde Rusya'ya karşı verdiğimiz dış ticaret açığını dengelememize de katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum.

"Milli paralarla ticaret, büyüme ve istihdam manasına gelir"

Prof. Dr. Murat YÜLEK / OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü

Ruble ile ticaretin Türk ekonomisine önemli bir faydası olmaz. İki sebeple ilki 'ruble hard currency' niteliği taşımıyor. İkincisi Türkiye Rusya'ya karşı büyük ticaret açığı veriyor. Bu açık turizm gelirleriyle kapatılamıyor. Eğer Rusya ile ticaret, TL ile yapılsa Türk ekonomisine önemli katkı sağlardı. O yüzden Rusya ile müzakerelerde ticaretin ruble değil TL üzerinden yapılması konuşulmalı. Ancak Türk Rus ikili ticaretinden öte, genel olarak dış ticaretin dolar ya da euro yerine milli paralarla yapılması, özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından faydalı. Bunun sebeplerini açıklamaya çalışayım. Dünya ticaretinin büyük kısmı 15 kadar gelişmiş ekonomi tarafından gerçekleşir. Gelişmekte olan ülkelerin ithalatlarının büyük kısmı ya gelişmiş ekonomilerden yapılan makine vs ithalatından ya da enerji ithalatında oluşur. Gelişmekte olan ülkelerin kendi aralarındaki ticaret oldukça düşük seviyelerdedir. (Yüzde 20 civarını pek aşmaz). Tüm bu ticaret, dolar ya da euro ile yapılır. Milli paralarla ticaret, bu yüzden gelişmekte olan ülkelerin birbirleriyle olan ticaretini ve dolayısıyla toplam ihracatlarını artırır. Bu da ekonomik büyüme ve istihdam manasına gelir.

"Yerli para ile ticaretin yolu, uluslararası barter sistemi"

Prof. Dr. Nevzat SAYGILIOĞLU / Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi

Dış ticarette ödemenin konvertibl para ile yapılması esas. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) de yerli veya lokal para ile dış ticareti uygun görmüyor. Eğer her ülke kendi yerli veya lokal parası ile ticaret yapmaya kalkarsa küresel ticaretin anlamı, politikaları, uygulamaları anlamını yitirir. Yine de 'sınır ticareti' diye adlandırdığımız komşu ülkelerin sınır yerleşim yerlerinin yerel ve küçük ihtiyaçları için kendi paralarıyla ticaret yaptığı biliniyor. Türkiye'nin de İran, Irak gibi komşu ülkelerle 'sınır ticaret merkezi' (STM) şeklinde sadece kapsama giren komşu illerin belli bazı ihtiyaçları için yerel ticaret yapılıyor. Söz konusu mevzuatı Ticaret Bakanlığı (İhracat Genel Müdürlüğü) düzenlemekte olup her merkez için yıllık bir rakam kotası uygulanıyor. Buna karşın iki ülke karşılıklı anlaşarak kendi milli paralarıyla ticaret yapabiliyor. Ancak DTÖ engelini de unutmamak gerekiyor. Rusya ve Çin ile yerli parayla ticaret yapılmasının yolu 'uluslararası barter' sistemidir. Bu sistemin her iki ülkenin para ve dış ticaret otoriteleri tarafından düzenlenmesi gerekiyor. Sonuç itibarıyla; özellikle ödemeler dengesi açığı bulunan ve konvertibl döviz imkanları kısıtlı olan ülkeler için yerli parayla ticaret, başlangıçta akla uygun geliyor. Ancak yıllardan beri düşünülen bu konuda ne yazık ki uygulamaya geçilemiyor. Sadece STM uygulaması çok kısıtlı uygulanabiliyor. Önemli olan, ülkelerin konvertibl parasının olması ve yeterli döviz stoklarının bulunması.

BİZE ULAŞIN