Parasal sıkılaşma hızı yavaşlayacak

TCMB, politika faiz oranını 500 baz puan artışla yüzde 40’a çekti. Parasal sıkılaşma hızının yavaşlatılacağını ve sıkılaştırma adımlarının kısa zamanda tamamlanacağını açıkladı. İhracat reeskont kredisinde faizi sabitleyen TCMB, yatırım taahhütlü avans kredisi uygulama çerçevesini yeniledi. Kredi programı için yıllık 100 milyar lira tahsis etti…
30.11.2023 13:23 GÜNCELLEME : 30.11.2023 13:23

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 500 baz puan artışla yüzde 40'a yükseltti. TCMB, böylece politika faiz oranında Haziran'dan bu yana 31.5 puan artışa gitti. Dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendiren TCMB, bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızının yavaşlatılacağını ve sıkılaştırma adımlarının kısa bir zaman diliminde tamamlanacağını açıkladı. TCMB, fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceğini kaydetti. Ağırlıklı beklenti 250 baz puan artış şeklindeydi.

TCMB, 23 Kasım'daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonrasında yayımladığı karar metninde, yurtiçi talepte dengelenmenin başladığına işaret etti. TCMB, "Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında sınırlı bir iyileşmenin başladığını da değerlendirmekte. Dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, talepteki dengelenmenin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurtiçi ve yurtdışı talebin artması, döviz kuru istikrarı ve para politikasının etkinliğine güçlü katkıda bulunmakta. Bu çerçevede, aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlenmekte" ifadelerini kullandı.

Kredi faizlerinin hedeflenen finansal sıkılık düzeyiyle uyumlu olduğunu değerlendiren TCMB, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemelerin ve parasal sıkılaşmanın, aktarım mekanizmasını güçlendirmeye ve bankacılık sisteminin fonlama kompozisyonunu iyileştirmeye devam edeceği öngörüsünde bulundu. TCMB, faiz kararlarının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek miktarsal sıkılaştırma kararları alınmaya devam edileceğini vurguladı.

TCMB'DEN ÜÇ YENİ KARAR

TCMB faiz kararının hemen ardından üç yeni karar açıkladı. Bu kararlardan ilki, yatırım taahhütlü avans kredisi (YTAK) uygulama çerçevesinin yeniden yapılandırılması oldu. Yatırım taahhütlü avans kredisi yeni uygulama çerçevesine göre; firmaların yatırım projeleri için alacakları teknoloji/strateji puanı dikkate alınarak, toplam yatırım tutarı en az 1 milyar Türk lirası olan yatırım projelerine aracı bankalar kanalıyla YTAK tahsis edilebilecek. Azami 10 yıl vadeli olarak kullandırılacak kredilerin faiz oranı; teknoloji/strateji puanı, yatırım kapsamında yurtdışından sağlanan finansman oranı, finansal sağlamlık değerlendirmesine bağlı olarak yüzde 30 ile yüzde 15 aralığında belirlenecek. Yeni YTAK programına yıllık 100 milyar lira limit tahsis edildi. Program kapsamında 3 yıl boyunca toplam 300 milyar lira limit tahsis edilmesi planlanıyor.

TCMB, ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredilerinde toplam faiz maliyetine üst sınır getirdi. TCMB'den yapılan açıklamaya göre; ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredilerinde iskonto oranı azami yüzde 25.93'te sabit tutuldu. TCMB'nin aldığı bir diğer karara göre; kredi kartı azami faiz oranları ve üye işyeri azami komisyon oranlarında Aralık'ta değişiklik olmayacak.

TÜKETİCİ GÜVENİ TOPARLANIYOR

Şimdi de geçen hafta açıklanan yurtiçi verileri kısaca bir göz atalım. Kasım'da tüketici güven endeksinde toparlanma devam etti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve TCMB verilerine göre tüketici güven endeksi Kasım'da bir önceki aya göre yüzde 1.1 artarak yüzde 75.5 oldu. Endeksin 100'den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor. 2023 yılı Mayıs'ta 91.1 düzeyini gören tüketici güven endeksi, üç aylık düşüş serisinin ardından Ağustos'ta 68 değerini almıştı. Eylül'de 71.5'e, Ekim'de 74.6'ya yükselen endeks, Kasım'da da artış eğilimine devam ettirdi. Alt endeksler incelendiğinde; mevcut dönemde hanenin maddi durumu yüzde 2.7 artışla 61.3, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi yüzde 2.6 artışla 74.5, gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde 0.6 artışla 73.4 düzeyinde gerçekleşti.

TRAFİKTEKİ TAŞIT SAYISI ARTTI

Ekim'de 184 bin 767 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. TÜİK verilerine göre; Ekim'de trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı aylık yüzde 7 azalırken, yıllık yüzde 80.4 arttı. Ekim'de trafikteki taşıt sayısı yıllık yüzde 3.5 artışla 2 bin 580 adet oldu. Böylece Ekim'de trafikteki taşıt sayısı 182 bin 187 adet artış gösterdi. Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Ekim ayı sonu itibarıyla 28 milyon 365 bin 819 oldu. Ocak-Ekim döneminde yıllık bazda trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 89 artarak 1 milyon 908 bin 720 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı yüzde 15.2 azalarak 25 bin 80 adet oldu. Böylece Ocak-Ekim döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 1 milyon 883 bin 640 adet artış gerçekleşti.

Geçen hafta Eylül ayı uluslararası yatırım pozisyonu verileri de açıklandı. TCMB verilerine göre Eylül sonunda, Türkiye'nin yurt dışı varlıkları 2022 sonuna göre yüzde 1.4 azalışla 304 milyar dolar, yükümlülükleri yüzde 3.6 azalışla 602.4 milyar dolar oldu. Türkiye'nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışı yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net uluslararası yatırım pozisyonu (UYP), bu dönemde 18.4 milyar dolar azalışla 298.3 milyar dolar açık verdi.

YD-ÜFE EKİM'DE AYLIK YÜZDE 1.35 ARTTI

Geçen hafta açıklanan verilerden bir diğeri ise yurt dışı üretici fiyat endeksi (YD-ÜFE) oldu. TÜİK verilerine göre; YD-ÜFE, Ekim'de aylık yüzde 1.35, yıllık yüzde 57.25 arttı. Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE) ise Eylül'de yıllık yüzde 40.97, aylık yüzde 2.63 artış gösterdi.

Bu arada TÜİK Kasım ayı enflasyon verilerini 4 Aralık'ta açıklayacak. Kasım ayı piyasa katılımcıları anketine göre; katılımcıların Kasım ayı tüketici fiyat endeksinde artış beklentisi yüzde 4.07 olurken, yıl sonu tüketici enflasyonu beklentisi yüzde 68.01'den yüzde 67.23'e gerilemişti. TCMB ise yılın son enflasyon raporunda 2023 yılı enflasyon öngörüsünü (OVP hedefi olan) yüzde 65 düzeyine çekmişti. TÜİK verilerine göre; tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Ekim'de aylık yüzde 3.43 artarken, yıllık enflasyon bir önceki aya göre 0.17 puan azalışla yüzde 61.36'a gerilemişti.

İş Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Nilüfer Sezgin, Kasım'da aylık enflasyonun yüzde 4 civarında oluşabileceğini, sene sonunda ise daha önceden öngördükleri yüzde 68.5 seviyesinin altında, yüzde 65-66 civarında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini söyledi. Sezgin, "Ancak, Mayıs 2024 itibarıyla yüzde 70-75 bandında bir zirve görmeyi bekliyoruz. Yani enflasyonda henüz en kötü geride kalmadı diyebiliriz" ifadelerini kullandı.

İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer ise, Kasım ayı enflasyon rakamının Ekim ayına benzer olacağını ifade ederek, yıl sonu enflasyonun yüzde 65 seviyesinde gerçekleşmesini beklediklerini kaydetti.

YAPI RUHSATI SAYISI ARTTI

Belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatı sayısı artarken, yapı kullanım izin belgesi sayısı azaldı. TÜİK verilerine göre yılın üçüncü çeyreğinde yapı ruhsatı verilen bina sayısı yıllık yüzde 24.9 artarak 35 bin 351, daire sayısı yüzde 35 artışla 196 bin 489 oldu. Üçüncü çeyrekte yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü yıllık yüzde 21.7 artışla 39 milyon 80.8 bin metrekare olurken, bunun 21 milyon metrekaresi konut, 10 milyon metrekaresi konut dışı ve 8.1 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti. Yılın üçüncü çeyreğinde belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen bina sayısı yıllık yüzde 13.7 azalışla 19 bin 691, daire sayısı yıllık yüzde 14.9 azalışla 117 bin 57 oldu. Belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların yüzölçümü ise yılın üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 14 azalışla 23 milyon 686.5 bin metrekare olurken, bunun 13.5 milyon metrekaresi konut, 5.1 milyon metrekaresi konut dışı ve 5.1 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

İHRACAT İSTATİSTİKLERİNDE YENİ SİSTEM

Ticaret Bakanlığı, ihracat istatistiklerinin hesaplanmasında 1 Ocak 2024 itibarıyla "şirketlerin üretim yeri bazlı" yeni sisteme geçecek. Yeni sistemde şehirlerin ihracat rakamlarında ve şehirlerin sıralamasında önemli değişiklikler bekleniyor. Hâlihazırda resmi olarak TÜİK tarafından açıklanan "illere göre dış ticaret istatistiklerinde", dış ticareti gerçekleştiren firmanın merkezinin bulunduğu il bilgisi esas alınıyor. Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre; ildeki üretim yapısından kaynaklı ihracat istatistiklerini ölçmek amacıyla yaklaşık 1 yıldır devam eden ortak çalışma sonucunda "firmaların üretim yerlerine göre İl ihracat istatistikleri" oluşturuldu. Bu istatistiklerin 2024 yılı Ocak'tan itibaren, Ticaret Bakanlığı aylık dış ticaret veri bülteninde yayımlanması planlanıyor. TÜİK tarafından ise 29 Şubat 2024'te yayımlanacak dış ticaret istatistiklerinin Ocak 2024 haber bülteniyle paylaşılması öngörülüyor.

İMALAT SANAYİ KKO ARTTI

İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) Kasım'da bir önceki aya göre 0.7 puan artarak yüzde 77.5 oldu. TCMB'nin, imalat sanayinde faaliyet gösteren bin 760 iş yeri tarafından iktisadi yönelim anketine verilen yanıtları toplulaştırılarak değerlendirdiği anket sonuçlarına göre mevsimsel etkilerden arındırılmamış KKO, bir önceki aya göre 0.6 puan artarak yüzde 78 seviyesinde gerçekleşti.

Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi Kasım'da bir önceki aya göre 1.4 puan azalarak 103.9, mevsimsellikten arındırılmamış reel kesim güven endeksi ise 3.1 puan azalarak 100.2'ye geriledi.

TCMB geçen hafta 2023 yılı güz dönemi yatırım eğilimi istatistiklerini de yayımladı. Buna göre, imalat sanayi genelinde, 2023'te şimdiye kadar yapılan ve yılın son döneminde yapılması planlanan yatırımların 2022'ye göre artacağı öngörüldü. İmalat sanayi genelinde, 2024'te yapılması öngörülen yatırımların da 2023'e göre artacağı bekleniyor. 2024'te imalat sanayi genelinde yatırımların daha çok üretimde verimliliğin artırılmasına yönelik olacağı, onu sırasıyla yıpranmış tesis ve ekipmanların değiştirilmesi, üretim kapasitesinin artırılması ve diğer yatırım hedeflerinin izleyeceği öngörüldü.

"TCMB, ücret artışları sonrası faize son şeklini verebilir"

Prof. Dr. Erhan ASLANOĞLU / Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi

TCMB'den beklenenden daha yüksek bir faiz artırımı geldi. TCMB'nin faiz artırımı döngüsüne daha ne kadar devam edeceğinin bilinmiyor olması belirsizlik yaratıyordu. Karar metninde 'sıkılaştırma adımlarının kısa bir zamanda tamamlanacağı' ifadesiyle faiz artırımlarında sona yaklaşıldığının işareti verildi. TCMB, ücret ayarlamalarının ardından enflasyon tahminini güncelleyebilir. Ona göre de faiz kararına son şeklini vermesi söz konusu olabilir. TCMB'nin Aralık veya Ocak ayında güçlü bir faiz artırımının ardından duracağını, önümüzdeki süreçte 200-300 baz puanlık bir artışa gidebileceğini düşünüyorum. Kredi faizleri hedeflenen finansal sıkılık düzeyiyle uyumlu olsa da, mevduat faizleri yeterince yükselmediği için aktarım mekanizması tam çalışmıyor görünüyor. Önümüzdeki günlerde mevduat faizlerinin de para politikasının sıkılaşmasını destekleyeceği bir boyutta olması için adımlar gelebilir. Mevduat faizlerinin biraz daha yukarı çekilmesi, talebin bastırılması için bazı kararlar alınabilir. TCMB doğru yönde gidiyor. Ama bu ekonomiye yavaşlama şeklinde yansıyacaktır. Türkiye'nin enflasyonla mücadelede başarı için bu yavaşlamaya katlanması gerekiyor.

"Aralık'ta yapılacak faiz artırım dozu 2.5 puanla sınırlı kalır"

Nilüfer SEZGİN / İş Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı

TCMB 5 puanlık artırım ile bizim ve piyasanın 2.5 puanlık faiz artırım beklentisinin çok üzerinde bir sıkılaşma gerçekleştirdi. TCMB'nin verdiği mesajlar doğrultusunda, sıkılaşmanın devam edeceğini ancak Aralık'ta yapılacak faiz artırım dozunun 2.5 puanla sınırlı kalabileceğini tahmin ediyoruz. Daha önceden yüzde 40 seviyesinde olan sene sonu politika faizi beklentimizi yüzde 42.5'e revize ediyoruz. TCMB'nin kredi faizlerinin arzu edilen sıkılaşmayı tesis edecek düzeylerde olduğunu belirtmesi önemliydi. Önümüzdeki dönemde kredi faizlerinde daha fazla yükseliş olma ihtimali de azalmış bulunuyor. Örneğin TCMB, faiz kararının hemen sonrasında açıkladığı üç yeni kararıyla, TCMB'nin bir yandan ekonominin genelini etkileyecek bir parasal sıkılaşmayı hayata geçirirken, bir yandan da ihracat ve yatırımlar gibi stratejik alanlara kaynak transferinin devam etmesini tesis edecek düzenlemelere gittiğini görüyoruz. Hatırlanacağı üzere TCMB Başkanı da bu konuya enflasyon raporu sunumunda dikkat çekmiş ve ticari kredi büyümesinde ihracat ve YTAK kredilerinin etkisinin arttığını göstermişti. Atılan adımların Türkiye'ye yönelik genel risk algısı açısından pozitif olacağını ve ileriye yönelik enflasyonla mücadele konusunda kararlılığın devam edip etmeyeceği ile ilgili soru işaretlerini azaltabileceğini düşünüyoruz. 2024 sonu için 45 seviyesinde olan dolar/TL tahminimiz ve yüzde 44 seviyesindeki 2024 sonu enflasyon tahminimiz üzerinde aşağı yönlü riskler oluşturduğunu değerlendiriyoruz. Önümüzdeki dönemde izlenecek en önemli konu ise, TCMB'nin ne zaman indirime başlayabileceği olacak. Bizim görüşümüz gelecek yılın son 3-4 ayında indirimlerin başlayacağı yönünde olmakla birlikte, enflasyonun düşeşe geçeceği Haziran ayı ile birlikte indirimlerin gündeme gelme olasılığı da bulunuyor.

"Merkez Bankası yılı yüzde 45 seviyesinde kapatır"

Seda YALÇINKAYA ÖZER / İntegral Yatırım Araştırma Müdürü

TCMB, beklentilerin üstünde 500 baz puan artırım ile politika faizini yüzde 40'a yükseltti. Açıklanan seviyeyi sıkılaşma politikasının kararlılığı anlamında oldukça değerli buluyoruz. Metinde geçen 'sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır' ifadesinden, yılın son toplantısında 500 baz puanlık artırım ile Banka'nın bekle gör stratejisine geçeceğini düşünüyoruz. Verilen mesajlara baktığımızda ana unsur olarak görülen faiz artırımı dışında sadeleşme ve miktarsal sıkılaşmanın önemi vurgulanmakta. Sıkılaşma sürecinin, miktarsal sıkılaşma ve TL'nin cazibesini artıracak şekilde destekleneceği ifade ediliyor. Gerçekleşen son artırım ile yüzde 8.50 seviyesinden başlayan sıkılaşma sürecinde, bu yılın son toplantısı yapılmadan önce yüzde 40 seviyesine ulaşılmış oldu. TCMB'nin yılı yüzde 45 seviyesinde kapatacağını ve 2024 yılı için dezenflasyon sürecinin takip edileceğini düşünüyoruz.

"TCMB 2024'ü sıkı para politikasıyla karşılayacak"

Tonguç ERBAŞ / Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı

TCMB, Başkan Hafize Gaye Erkan öncülüğünde enflasyonla mücadele kapsamında başlatılan başarılı sözlü yönlendirme, iletişimin güçlü tutulması ve kararlılık ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmaya devam ediyor. 23 Kasım PPK toplantısından çıkan karar ve toplantı metninde ortaya konulan ifadeler bu vizyonun devam ettiğine işaret ediyor. TCMB bu bağlamda piyasanın genel beklentisinin aksine fakat kurum olarak bizim beklentimize paralel şekilde 500 baz puan artırım yaparak politika faizini yüzde 40'a yükseltti. Toplantı metninde ön plana çıkan durum ise TCMB'nin bundan sonraki süreçte artık 500 baz puan artış yapmayacağı, henüz faiz artırımlarını sonlandırmasa da daha yavaş bir hızda (büyük ihtimalle bir 250 baz puan daha artış) artış yaparak faiz artırım sürecini sonlandıracağı oldu diyebiliriz. TCMB, bundan sonraki süreçte bir ya da iki 500 baz puanın altında faiz artırım hamlesinin ardından 2024'ü sıkı para politikasıyla karşılayacak ve devamında talepteki daralma sayesinde dezenflasyonist sürecin başlamasını izleyecek gibi duruyor. Son enflasyon raporunda da ortaya konulduğu gibi TCMB, Mart 2024'ten sonra çıktı açığının negatif tarafa geçeceği ve Eylül 2026'ya kadar negatif bölgede kalacağını öngörmüştü. Temmuz raporunda ise çıktı açığına ilişkin projeksiyonlar Eylül 2026'ya kadar sıfır seviyesinde öngörülmüştü. Çıktı açığı tahminlerindeki bu revizyon TCMB'nin enflasyonla mücadele sürecinde büyümenin potansiyelinin altına ineceği beklentisinde olduğunu gösteriyor. Bu anlamda TCMB'nin bundan sonra yapacağı daha düşük faiz artırımlarının ardından, çıktı açığını hedef olarak belirleyeceğini ve mevcut faiz seviyesini koruyarak dezenflasyonist sürecin başlamasını izleyeceğini söyleyebiliriz.

BİZE ULAŞIN