Powell’ın mesajları ön plandaydı

FED’in Para Politikası raporu enflasyon konusunda bir takım endişelere dikkat çekiyor. Powell, enflasyonla mücadeleyi kazandıklarına ikna olana kadar faizleri düşürmek için acele etmeyeceklerini vurguluyor.
14.03.2024 11:23 GÜNCELLEME : 14.03.2024 11:23

ONURCAN BAL/ FED, ABD Kongresi için yılda 2 kez hazırlanan yarı yıllık Para Politikası raporunda enflasyonun belirgin biçimde yavaşlamasına karşın hala yüksek olduğunu dile getirirken, ek olarak finansal sektördeki kırılganlıklara da vurgu yaptı. Ayrıca raporda, Orta Doğu'da artan jeopolitik gerilimler ve buna bağlı Kızıldeniz üzerinden gemi taşımacılığında yaşanan aksaklıkların genel olarak tüketici fiyatlarına, özelde ise küresel enerji fiyatlarına sınırlı düzeyde yansımasına rağmen gerilimin daha da artmasının enflasyonun düşürülmesine yönelik küresel ivmeyi bozabileceği uyarısında bulundu. 6 – 7 Mart tarihlerinde ABD Temsilciler Meclisi ve ABD Senato'sunda Yarıyıl Para Politikası sunumunu gerçekleştiren Fed Başkanı Powell son dönemde yaptığı yönlendirmelerle uyumlu mesajlar verdi. Çarşamba günü ABD Temsilciler Meclisi'nin Finansal Hizmetler Komitesi'ndeki konuşmasında Fed Başkanı Powell, faizleri bu yılın bir noktasında düşürmeye başlamanın muhtemelen uygun olacağını ancak henüz buna hazır olmadıkları mesajını verdi. Powell, enflasyonla mücadeleyi kazandıklarına ikna olana kadar faizleri düşürmek için acele etmeyeceklerini vurguladı. Powell para politikasının çok erken veya çok fazla gevşemesinin enflasyondaki ilerlemeyi tersine çevirebileceğini ve enflasyonu hedefe döndürmek için daha da sıkı politika gerekebileceğini söyledi. Fed Başkanı Powell, perşembe günü ABD Senatosu Bankacılık Komitesi'ndeki konuşmasında da faiz indirimine başlamak için enflasyonun hedefe düştüğünden emin olmak istediklerini vurgularken, gereken güveni kazanmaya yakın olduklarını da ifade etti. Fed Başkanı Powell'ın enflasyonun düştüğüne ilişkin güvenin sağlanmasıyla faiz indirimlerinin çok uzak olmayabileceği ve çok geç faiz indirimine gidilmesi durumunda oluşacak risklerin de farkında olduklarına dair söylemleri küresel risk iştahını ve piyasaları destekledi.

TARIM DIŞI İSTİHDAM 275 BİN ARTIŞ KAYDETTİ

Ocak ayı tarım dışı istihdam verisinin 185 bin olan piyasa beklentisinin oldukça üzerinde 353 bin olarak açıklanmasının ardından şubat ayı istihdam rakamları piyasaların yakın takibinde yer aldı. Cuma günü açıklanan şubat ayına ilişkin tarım dışı istihdam verisi piyasadaki 200 binlik artış beklentisine karşın 275 bin kişi artış kaydetti. 353 bin olarak açıklanan ocak ayı verisi ise 229 bine revize edildi. Değişimin beklenmediği işsizlik oranı şubat ayında %3,7'den %3,9'a yükseldi. Ortalama saatlik kazançlar %0,2'lik beklentiye karşın aylık bazda %0,1 oranında artış kaydettiği ve yıllık değişim %4,3 oldu. Ücret artışlarının ılımlaşması daha yumuşak bir enflasyona işaret etti. Veri sonrasında küresel hisse piyasaları ve emtialarda yükselişler yaşanırken, dolar ve tahvil faizlerinde düşüşler görüldü. Veriyle birlikte Fed'in haziran ayında 25 baz puan faiz indirimine gideceğine ilişkin beklentiler de güç kazandı. Powell'ın hafta içerisindeki söylemleri ve ücret artışlarındaki ılımlaşmayla piyasalar Fed'in haziran ayında faiz indirimlerine başlayacağına kesin gözüyle bakıyor. Yeni haftada 12 Mart Salı günü ABD'de açıklanan şubat ayı TÜFE rakamı ile 14 Mart'ta açıklanacak ÜFE verisi piyasaların yakın takibinde yer alacak ve Fed'e ilişkin beklentiler ile risk iştahının seyri üzerinde belirleyici olacaktır. Yılın ikinci yarısında Fed ve diğer büyük merkez bankalarının faiz indirimlerine başlayacak olmasının da etkisiyle pozitif beklentilerimizi koruduğumuz ons altında geçen hafta içerisinde yükselişlerin güç kazandığı ve zirve yenilemelerinin yaşandığı bir fiyatlama takip edildi. Faiz indirimlerine ilişkin beklentiler, Ortadoğu'da ve Kızıldeniz'de süregelen gerilim ile jeopolitik riskler, hisse senedi piyasalarında geri çekilme riski, Çin ekonomisindeki sorunlar, ABD'de kasım ayında gerçekleşecek başkanlık seçimi ve makro fonların alımlarını artırması gibi gelişmeler ons altında yükselişlerin güç kazanmasına katkı sağladı.

ECB FAİZ ORANLARINDA DEĞİŞİME GİTMEDİ

Avrupa Merkez Bankası (ECB) perşembe günü gerçekleştirdiği toplantısında beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında herhangi bir değişime gitmedi. Böylece ECB üst üstte dördüncü toplantısında da faiz oranlarını sabit tuttu. Karar metninde faiz seviyesinin enflasyonda yüzde 2 hedefine ulaşmasına önemli katkı vereceği belirtilirken, para politikasında uygun sıkılaştırıcı seviyeyi ve süresini belirlemek için verilere bağlı bir yaklaşım izlenmeye devam edileceği vurgusu yapıldı. Faiz kararıyla birlikte ekonomik tahminler de yayınladı. ECB, 2024 yılı enflasyon tahminini %2,7'den %2,3'e indirdi ve enflasyonda hedefe 2025'te ulaşılacağını öngördü. 2024 yılına ilişkin büyüme tahmini de %0,6 seviyesine çekildi. ECB Başkanı Lagarde toplantı sonrasında düzenlenen basın konferansında ücretlerdeki artışların ılımlı hale geldiğini, büyümeye yönelik risklerin aşağı yönlü kalmaya devam ettiğini ve jeopolitik gerilimlerin de enflasyona yönelik yukarı yönlü riskler arasında olduğunu ifade etti. Lagarde, enflasyon hedefine doğru iyi bir ilerleme kaydettiklerini belirtirken, enflasyon konusunda yeteri derecede güvenli olmadıklarını vurguladı. Lagarde nisanda bir miktar, haziranda ise daha fazla bilgi edineceklerini söyledi. Enflasyon ve ekonomik büyümeye ilişkin tahminlerin aşağı çekilmesi ECB'nin haziran ayında faiz indirimine gideceğine dair beklentileri kuvvetlendirdi. ECB Başkanı Lagarde'ın net bir yönlendirme yapmasa da haziran ayında daha fazla bilgi sahibi olacaklarına yönelik mesajı da haziranda faiz indirim sinyali olarak okundu. Almanya Merkez Bankası Başkanı ve ECB Yönetim Konseyi Üyesi Joachim Nagel yaz tatillerinden önce faiz indirimi olasılığı öngörüsünde bulundu. ECB'nin önümüzdeki toplantıları 11 Nisan, 6 Haziran ve 18 Temmuz tarihlerinde yapılacak olup, 18 Temmuz'daki toplantıdan sonra yaz tatili nedeniyle 12 Eylül'e kadar toplantı gerçekleşmeyecek.

YURT İÇİNDE YILLIK TÜFE %67,07 SEVİYESİNE YÜKSELDİ

Yurt içinde şubat ayı TÜFE verisi piyasadaki %3,98'lik artış beklentisine karşın aylık bazda %4,53 oranında artış kaydetti ve yıllık TÜFE %64,86 seviyesinden %67,07'ye yükseldi. Çekirdek TÜFE %70,48'den %72,89 seviyesine yükseldi. ÜFE rakamı da aylık bazda %3,74 oranında artış gösterdi ve yıllık ÜFE %47,29 olarak gerçekleşti. Şubat ayında gıda enflasyonu %8,3 seviyesinde gerçekleşti. Ocak ayında aylık %12,1 seviyesinde gerçekleşen hizmet enflasyonu şubat ayında da %5,7 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşirken, 2 aylık kümülatif artış %18,5'e ulaşmış oldu. Geçen hafta içerisinde TCMB taşıt kredisi hariç diğer kredilerdeki büyüme sınırını düşürürken, büyüme oranını aşan kısım için de zorunlu karşılıkların 1 yıl süreyle bloke olarak tutulacağını açıkladı. Gıda ve hizmet enflasyonlarında yüksek seyir ile birlikte gözlenen katılık ve tüketim harcamalarındaki güçlü görünüme bağlı olarak seçimden sonraki süreçte de TCMB'den ek sıkılaşma hamlelerinin gelebileceğini değerlendiriyoruz. Politika faizinde artışlar görülebileceği gibi mevduat ve kredi faiz artışını sağlayacak likidite kısıcı önlemler, kredi kartları başta olmak üzere tüketimin yavaşlatılmasını sağlayacak düzenleme adımlarının atılabileceğini düşünüyoruz. Aynı zamanda iç talebin dengeleneceğine yönelik ekonomi yönetiminden gelen kararlı açıklamalar ile mevduat faizlerinin yüksek kalmaya devam edeceği bir ortamda Borsa İstanbul'da zaman zaman dalgalanmaların yaşanabileceğini ve hisse seçimi konusunda ekstra dikkatli olunması gerektiği kanısındayız. Bu noktada iç talepteki ve büyümedeki yavaşlamadan daha az etkilenecek, fiyatlama gücü yüksek olan, yüksek faiz ortamında borçluluğu ve net işletme sermaye ihtiyacı daha düşük olan şirketlerin daha iyi bir performans ortaya koyabileceğini değerlendiriyoruz. Borsaya alternatif getirilerin olduğu (mevduat faizleri, altın gibi) mevcut konjonktürde getiri – risk tercihlerine uygun olarak portföy çeşitlendirmesinin de daha sağlıklı olacağı kanısındayız.

BİZE ULAŞIN