TCMB’den güçlü sıkılaştırma

TCMB seçim öncesi politika faizini 500 baz puan artıırarak yüzde 50’ye çıkardı. Operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının politika faizine kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdi. TCMB, enflasyonun seyrine göre sıkı para politikası duruşunun korunacağını ve sıkılaşmaya devam edileceğini açıkladı.
28.03.2024 11:39 GÜNCELLEME : 28.03.2024 11:39

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Geçen haftaya artan faiz kararı damga vurmuştu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 500 baz puan artışla yüzde 45'ten yüzde 50'ye yükseltti. Haziran 2023'ten bu yana toplam 41.5 baz puanlık faiz artıran TCMB, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdi. Böylece faiz koridorunu 150 baz puandan 300 baz puana genişleten TCMB, gecelik fonlamada faiz oranını yüzde 53'e kadar çıkarabilecek alan yarattı. PPK sonrasında yayımlanan karar metinde, enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak politika faizinin artırılmasına karar verildiğini belirten TCMB, aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğini kaydetti. TCMB, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunun sıkılaştırılacağını vurguladı. Para politikasındaki kararlı duruşun; yurtiçi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceğini kaydeden TCMB, dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğini dile getirdi.

YURTİÇİ TALEPTE DİRENÇLİ SEYİR SÜRÜYOR

Şubat'ta aylık enflasyonun ana eğiliminin, hizmet enflasyonu öncülüğünde, öngörülenden yüksek gerçekleştiğine dikkat çeken TCMB, yakın döneme ilişkin diğer göstergelerin yurtiçi talepte dirençli seyrinin sürdüğüne işaret ettiğini vurguladı. Hizmet enflasyonundaki katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatlarının enflasyon baskılarını canlı tuttuğunu dile getiren TCMB, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu ve ücret artışlarının enflasyon üzerindeki etkilerinin yakından takip edildiğini kaydetti.

Makroihtiyati politikaların piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte sürdürüldüğüne dikkat çeken TCMB, bu çerçevede, ay içinde yapılan düzenlemelerle finansal koşulların sıkılaştırıldığını, para politikası aktarımının desteklendiğini kaydetti. Kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasının desteklenmeye devam edileceğini vurgulayan TCMB, "Lkidite gelişmeleri yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılması sürdürülecek" ifadelerini kullandı.

KKO TÜKETİM MALLARINDA GERİLEDİ

Şimdi de öne çıkan yurt içi verilere bir bakalım. İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı Mart'ta bir önceki aya göre 0.2 puan artarak yüzde 77.2 seviyesinde gerçekleşti. TCMB'nin imalat sanayinde faaliyet gösteren bin 731 iş yeri tarafından iktisadi yönelim anketine verilen yanıtları toplulaştırarak elde ettiği sonuçlara göre, mevsimsel etkilerden arındırılmamış kapasite kullanım oranı ise Mart'ta bir önceki aya göre 0.2 puan azalarak yüzde 76.2 seviyesinde gerçekleşti. Mal grupları itibarıyla KKO, Mart'ta bir önceki aya göre yatırım mallarında 0.1 puan artışla yüzde 76.5, ara mallarında 0.2 puan azalışla yüzde 76.5, tüketim mallarında ise 0.3 puan azalışla yüzde 73.3 oldu.

REEL KESİM İYİMSER

Şimdi de TCMB'nin iktisadi yönelim anketi sonuçlarından elde ettiği reel kesim güven endeksi (RKGE) verilerine bir göz atalım. TCMB verilerine göre; Mart'ta mevsimsellikten arındırılmış RKGE, bir önceki aya göre 1.5 puan artarak 103.5 seviyesinde gerçekleşti. Bilindiği üzere endeksin 100'ün üzerinde olması, anketin kapsadığı reel kesim temsilcilerinin ekonomik faaliyetlere ilişkin güveninin arttığı (iyimser) görünüme işaret ediyor. Mevsimsellikten arındırılmamış RKGE bir önceki aya göre 2.9 puan artarak 104.4 seviyesinde gerçekleşti.

Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, imalat sanayi KKO oranları ve RKGE verilerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Enflasyonun yarattığı reel gelirde tahribat, yatırım iklimi açısından uzun dönemli yatırım iştahında bir azalma var. Diğer taraftan enflasyon bir yekilde tüketiciler açısından sıcak paranın el yaktığı bir durum olduğu için parayı elden çıkarmaya çalışıyorlar. Bu da güçlü talep yaratıyor. Beraberinde kısa ve orta vadeli üretim artışını destekliyor. Bunu hem kapasite kullanım oranları, hem de reel kesim güven endeksleri teyit ediyor. İç talebin ne kadar kısılacağı, üretim iştahının ne yönte seyredeceği seçim sonrası izlenecek mali politikaya bağlı olacak" dedi.

Reel kesimin ardından finansal kesimin beklentilerine de bir bakalım, TCMB'nin finansal sektörde faaliyet gösteren 142 kuruluşun yanıtladığı finansal hizmetler anket sonuçlarından elde ettiği verilere göre, Mart'ta finansal hizmetler güven endeksi (FHGE) bir önceki aya göre 2.4 puan artış kaydederek 153.6 oldu.

TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ ARTTI

Tüketici güven endeksi bir miktar arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve TCMB iş birliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Mart'ta bir önceki aya göre yüzde 0.02 artışla 79.3'ten yüzde 79.4'e yükseldi. TÜİK verilerine göre mevcut dönemde hanenin maddi durumu yüzde 0.7 azalışla 66.6, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi yüzde 0.9 artışla 78.9, gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde 0.4 artışla 74.9. gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi yüzde 0.5 puan azalışla 97 düzeyinde gerçekleşti. Tüketici güven endeksinin 100'den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor.

HİZMET SEKTÖRÜNDE GÜVEN ARTIŞI

Güven endeksi hizmet sektöründe artarken, perakende ticaret ve inşaat sektöründe geriledi. TÜİK verilerine göre mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Mart'ta hizmet sektöründe bir önceki aya göre yüzde 1.5 artışla 120.4 oldu. Endeksin alt kırılımlarına bakıldığında Mart'ta son üç aylık dönemde iş durumu yüzde 0.4, son üç aylık dönemde hizmetlere olan talep yüzde 1.9, gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi yüzde 1.9 artış gösterdi. Mart'ta perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1 azalışla 113.3 olurken, alt endekslere baktığımızda son üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar yüzde 0.8, gelecek üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi yüzde 2.8 azaldı. Mevcut mal stok seviyesi ise yüzde 1.1 artışla 90.9 düzeyine çıkarken, stok azalışına işaret etti.

Mart'ta bir önceki aya göre inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3.6 azalışla 88.6 düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi yüzde 1.5, gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi yüzde 5.3 azaldı.

KURULAN ŞİRKET SAYISI GERİLEDİ

Geçen hafta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Şubat ayına ilişkin kurulan ve kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. Buna göre Şubat'ta kurulan şirket sayısı bir önceki aya göre yüzde 7.5 azalışla 10 bin 1, kapanan şirket sayısı yüzde 15.9 artışla bin 949 oldu. Ocak-Şubat döneminde kurulan şirket sayısı yüzde 12.2 azalışla 20 bin 810 olurken, kapanan şirket sayısı yüzde 32.3 artışla 3 bin 631'e yükseldi. Yılın ilk iki ayında kurulan kooperatif sayısı yüzde 8.3 artışla 468, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 28.9 azalışla 2 bin 997 düzeyinde gerçekleşirken, kapanan kooperatif sayısı yüzde 1.6 artışla 129, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 7.5 azalışla 4 bin 96 oldu. Şubat'ta kurulan 232 kooperatiften 160'ının yapı kooperatifi olması dikkat çekti. Bu arada Şubat 2024'te 733 yabancı ortak sermayeli şirketin kuruluşu gerçekleşirken, bunun 438'inin Türkiye, 41'inin İran, 23'ünün Almanya ortaklı olarak kurulduğu belirlendi.

Seda YALÇINKAYA ÖZER / İntegral Yatırım Araştırma Müdürü

"Merkez Bankası elini rahatlatmış görünüyor"

TCMB, piyasa beklentisinin önünde 500 baz puan faiz artırdı. Bununla birlikte operasyonel çerçevede değişikliğe gidildi ve faiz koridoru genişletildi. Likidite sıkılaştırılması açısından bu taraf aktif olarak kullanılabilir. Koridor daha öncesinde 2011-2012 yıllarında kullanılmıştı. Bu dövizde oluşabilecek bir volatil hareket için de önemliydi. Her yönüyle şahin bir karar metni okuduk. Biriken endişeleri gidermek ve artan spekülasyonları önlemek için mesaj dolu güçlü bir faiz kararı alındığını söylemek mümkün. Hem 500 baz puanlık faiz artırımı yapıldı hem bu +/-300 baz puanlık bant içine alındı hem de 'gerekli olması halinde para politikası duruşu sıkılaşacaktır' ifadesi korundu. Yine aynı şekilde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılacağı ifade edildi. Daha önce TCMB'nin gecelik borç verme faizi 1.5 puanla yüzde 46.5 idi. Borç alma faizi ise yüzde 43.5. Şimdi hem faiz yüzde 45'ten yüzde 50'ye yükseltildi hem de borç alma borç verme koridoru genişliği arttı. TCMB elini rahatlatmış görünüyor. TCMB son bir yıldır piyasanın önünde hareket etmeye özen gösteriyordu. Son aldığımız aylık enflasyon dinamiklerinde yaşanan bozulmayla faiz kararı vermesi tekrar piyasanın önüne geçmesini ve ne kadar kararlı olduğunu göstermesi açısından önemli bir mesaj oldu.

Ayşe ÖZDEN / A&T Bank Baş Ekonomisti

"500 baz puanlık bir artış daha görebiliriz"

Döviz piyasasında makro temellerle uyumlu olmayan sağlıksız fiyat oluşumlarını önlemek adına Merkez Bankası tedbir almaya devam ediyor. Enflasyon ve enflasyon görünümünde devam eden yükselişle birlikte faiz artırımının kur üzerindeki etkisinin geçici olacağını ve geçen hafta gördüğümüz baskı ve yükselişin yıl sonuna kadar devam edeceğini tahmin ediyorum. Seçim sonrası dönemde TCMB'nin sıkı duruşunu kararlılıkla yüzde 36 olan yıl sonu enflasyon tahminine ulaşana kadar koruyup korumayacağı takip edilecek. Olası bir diğer faiz artırımı için takip edilecek ana değişkenlerin TL'nin seyri ve oynaklığı, enflasyondaki iyileşme ve ekonomik aktivitedeki yavaşlama olduğunu düşünüyorum. Eğer TL'de görülen değer kazancı kalıcı olmaz ise ve buradan enflasyona gelecek ilave baskıyı da dikkate alırsak, önümüzdeki dönemde bir 500 baz puan faiz artışı daha görebiliriz. Fakat Dolar/TL'de ciddi bir hareketlenme olmadığı sürece ve özellikle faiz artışlarının finansal koşullarda yarattığı sıkılaşmayı da dikkate alırsak ilave bir faiz artışı olmayacağı kanısındayım. Bu karar, mevduat ve kredi faizlerini artırır. Zaten TCMB kredi büyümesinde yavaşlamayı hedefliyor. Baz senaryomuzda yer alan yüzde 45 yılsonu enflasyon ile USD/TL kuru 41.75 ve yılın son iki ayında Merkez Bankası'ndan faiz indirimi gelmesi beklentimi koruyorum.

Prof. Dr. Ersan ÖZ / Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Bankalar üzerinden piyasaya anında mesaj gönderebilecek"

TCMB piyasa beklentilerinin ötesine geçti. TCMB piyasalara, enflasyonu düşürecek ne adım varsa hepsini kararlılıkla atmaya devam edeceğim, enflasyonu takip ediyorum ve gerekli ekonomik kararları almakta tek yetkiliyim mesajını vermiş oldu. Merkez, gerektiğinde -/+300 baz puan faiz kararının esnetme imkanına sahip oldu. Böylece ihtiyaç oluşan her an bankalar üzerinden piyasaya anında mesaj gönderebilecek. Marj 300-900 arasında değişkenlik gösterebilir. Ancak dezenflasyon süreci hızlandıkça marjın yükseltilmesine olan ihtiyacın azalması beklenecektir. Bir sonraki faiz hamlesini şimdiden tahmin edebilmek güç. Ancak şu an için söylenebilecek ilk söz, olağanüstü bir durum oluşmazsa, bir sonraki toplantıda faizin sabit tutulacağı. Japonya Merkez Bankası negatif reel faizini pozitife yükselterek lig değiştirmiş oldu. FED ise faizleri 5.25-5.50 aralığında sabit tutma kararı aldı. Bu kararı alırken yıl içinde faiz indirimlerine başlayabileceğinin de bir mesajını vermiş oldu. TCMB için henüz faiz indiriminden bahsetmek mümkün değil. Bu durumda ya faiz arttırma ya da faizleri sabit tutma opsiyonu masada olmakta. Faizleri arttırması enflasyondaki düşüş eğiliminin yavaşlamasına bağlı olarak şekillenecek. Enflasyon düşmeye başladıkça faizler önce sabit sonra aşağı yönlü harekete geçecektir. Mevcut durumda, enflasyon belli bir seviyeye düşene, faiz-enfşasyon dengesi sağlanana, negatif reel faizden pozitif reel faize geçilene kadar faizleri sabit tutması en rasyonel tercih olarak karşımıza çıkmaktadır.

Prof. Dr. Sinan ALÇIN / Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Haziran'a kadar faiz artırım patikası devam edebilir"

TCMB'nin güçlü faiz artırımı yapmasını olanaklı kılan koşullardan biri de, bir önceki gün ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz indirimi konusunda daha yumuşak davranabilecekleri yönündeki raporu ve açıklamaları oldu. Bu da TCMB'nin elini güçlendirdi. Öte yandan Şubat'taki bütçe açığı 154 milyar lira geldi. Seçime yönelik mali genişleme nedeniyle, büyük bir ihtimalle bütçe açığındaki artış eğilimi Mart ve hatta Nisan'da devam edecek. TCMB'nin 500 baz puanlık güçlü faiz artırımı, bir anlamda Mart ve Nisan'da ortaya çıkacak bütçe açığının enflasyon üzerinde yaratabileceği bozulmayı 'önden azaltmaya' dönük bir adım olarak da görülebilir. Öte yandan TCMB, günlük repoda da geç likidite pencerisinde 150 baz puan olan artı eksi koridorunu 300 baz puana çıkardı. Bu da resmi olarak politika faiz oranı yüzde 50 olsa da, uygulamada bankaların daha çok günlük repoya yöneldikleri dikkate alındığında yüzde 53'e varan sıkılaşma olarak karşımıza çıkabilir. Bunu da seçime yaklaşılan süreçte kapalı çarşı ve bankalararası döviz kurundaki makasın açılıyor olması, enflasyon beklentilerindeki bozulmaya bağlı olarak da 'oynaklığı kontrol etmek' adına atılan bir adım olarak okuyabiliriz. Haziran'a kadar faiz artırım patikası devam edebilir. TCMB'nin karar metninde, bir önceki aydan farklı olarak mevcut fiyat artışlarının geçici değil, enflasyon beklentilerinin bozulmuş olduğu şekline dönüştüğüne dikkat çekiyor. Yılın ilk enflasyon raporunda 2024 yılı sonu enflasyon beklentisi yüzde 36'ydı. Büyük bir ihtimalle 9 Mayıs'taki yılın ikinci enflasyon raporunda bu tahminin yukarı yönlü revize edildiğini göreceğiz.

Hikmet BAYDAR / 3. Göz Danışmanlık CEO'su

"Paraya ulaşım daha maliyetli olacak"

TCMB, proaktif davrandı, Mart ayı enflasyonunu beklemeden politika faizini 500 baz puan artırdı. Demek ki elindeki veriler Mart ayı enflasyon rakamının da yüksek geleceği yönünde. TCMB'nin kararının hemen sonrasında dövizde hafif bir satış baskısı oldu. Borsada da gün içinde dalganmalar yaşadık. Ancak asıl etki vadelide görüldü. Bilindiği üzere TCMB swap işlemleri de yapıyor. Dolayısıyla Şubat 2025 vadeli kontrat 48'lere kadar yükselmişti. Öyle ki, spot fiyata göre yüzde 50 bir marj oluşmaya başlamıştı. Bu da enflasyonu riske atıyor, geleceğe yönelik beklentileri bozuyordu. Dolayısıyla şu anda 47'ye düşmesi en azından faiz kararının gelecekle ilgili döviz fiyatlarında aşağı yönlü baskılamaya yol açtığını rahatlıkla söyleyebilirilm. Tabii ki TCMB'nin faiz kararının etkisi çok uzun süreli olmayabilir. Bundan sonra uygulayacağı sıkı para politikası da burada çok daha önemli. Kredi maliyetleri artacak. Yüzde 53'lere kadar gecelik fonlamada faizin çıkma ihtimali var. Çünkü borç verme oranını yukarı çektikçe, piyasa da aşağıdan borç vermek istemeyecek. Dolalyısıyla piyasa faizleri yükselecek. Bununla beraber önümüzdeki süreçte hem paraya ulaşım biraz daha zorlaşacak hem de daha maliyetli olacak gibi görünüyor.

BİZE ULAŞIN