Cari açıkta daralma devam ediyor

Türkiye’nin yıllıklandırılmış cari açığı Şubat’ta bir önceki aya göre 5.8 milyar dolar azalışla 31.8 milyar dolara geriledi. Bu gerilemede, dış ticaret dengesindeki olumlu gelişmeler ve turizm gelirlerindeki artış etkili oldu. Piyasaların bu hafta gözü kulağı TCMB’nin bugün gerçekleşecek Para Politikası Kurulu toplantısında…
25.04.2024 12:13 GÜNCELLEME : 25.04.2024 12:13

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye'nin cari işlemler dengesindeki iyileşme devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, cari işlemler dengesi Şubat'ta 3 milyar 265 milyon dolar açıkla beklentilerin altında kalırken, yıllıklandırılmış cari açık bir önceki aya göre 5 milyar 772 milyon dolar azalışla 31 milyar 839 milyon dolara geriledi. Cari denge 2023 Şubat'ta 9 milyar 37 milyon dolar açık vermiş, yıllıklandırılmış cari açık ise 60.1 milyar dolarla Mayıs 2023'te zirveyi görmüştü. Cari denge 2024 yılının ilk iki ayında ise yıllık 13 milyar 674 milyon dolar azalışla 5 milyar 787 milyon dolar açık verdi. Her ne kadar geçen yılın aynı dönemine göre cari açıkta iyileşme görülse de, Şubat ayı gerçekleşmesi son yedi ayın en yüksek cari açığı olarak kayda girdi. Şubat'ta Türkiye'nin altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı 2.1 milyar dolar fazla verdi. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı Şubat'ta 4.75 milyar dolar oldu. Hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 2.38 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 1.96 milyar dolar oldu. Şubat'ta doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net çıkışlar 142 milyon dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımlarında 4.4 milyar dolar net giriş yaşandı. Şubat'ta resmi rezervlerde 6.2 milyar dolar net azalış oldu. Net hata noksan kaleminde ise Şubat'ta 4 milyar 982 milyon dolar çıkış kaydedildi.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat yaptığı açıklamada dış ticarette yaşanan olumlu gelişmeler neticesinde cari işlemler açığındaki azalmanın devam ettiğini vurguladı. Bolat, 2023 Mayıs-2024 Şubat arasında yıllıklandırılmış cari açığın 28.3 milyar dolar azalışla 31.8 milyar dolara, dış ticaret açığının ise 29.4 milyar dolar azalışla 92.9 milyar dolara gerilediğinin altını çizdi. Yılın ilk çeyreğinde dış ticaret açığının yüzde 41.2 azalışla 20.5 milyar dolara gerilediğine dikkat çeken Bolat, bu verilere göre yıllıklandırılmış cari işlemler açığındaki düşüşün 2024 yılı ilk çeyreği itibarıyla devam etmesinin beklendiğini kaydetti.

"DEZENFLASYONA DESTEK OLACAK"

Uluslararası Para Fonu (IMF)-Dünya Bankası Bahar Toplantıları ile G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantılarına katılmak için geçen hafta ABD'ye giden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, cari açığın Şubat'ta beklentilerin altında gerçekleştiğini, 2023 yılı Mayıs ayı zirvesine göre yıllık 28.3 milyar dolar iyileşme gösterdiğine işaret etti. Şimşek, "Cari açıktaki düşüş orta vadeli programımızın çalıştığını gösteriyor. Dezenflasyon için uyguladığımız politikaların etkisi ile bu düşüşün önümüzdeki aylarda kademeli olarak devam etmesini bekliyoruz. Bu eğilim yıl sonunda cari açığın milli gelire oranının yüzde 2.5'in altında gerçekleşebileceğine işaret ediyor. Cari açıktaki azalma döviz rezervi birikimine destek olurken, makro finansal istikrar kanalıyla da dezenflasyona destek olacak" ifadesini kullandı.

Bu arada Ulusları Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen Küresel Görünüm Forumu'nda Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, enflasyonun düşürülmesinin öncelikli hedefleri olduğunu belirterek, Maliye politikasıyla Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele çabalarını desteklemeye devam edeceklerinin altını çizdi. Aylık enflasyonun yavaşladığını ve yıllık enflasyonun bu yılın ikinci yarısından itibaren düşmeye başlayacağını vurguladı.

"NE GEREKİYORSA YAPACAĞIMIZIN SİNYALİNİ VERDİK"

Öte yandan, IMF-Dünya Bankası toplantılarında Bakan Şimşek'e TCMB Başkanı Fatih Karahan da eşlik etmişti. Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü (PIIE) ve Dış İlişkiler Konseyi (CFR) tarafından düzenlenen "Gelişmekte Olan Piyasalarda Merkez Bankası Yönetimi" başlıklı etkinlikte konuşan Karahan, "Ne gerekiyorsa yapacağımızın sinyalini her zaman verdik. Piyasaların beklediğinden çok daha fazla miktarda sıkılaştırma yaptık ve dezenflasyon konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu gösterdik" dedi.

Karahan, bundan sonraki stratejilerinin ve en büyük önceliklerinin, enflasyonla mücadele ve piyasa koşullarına bağlı olarak mümkün olduğu kadar rezerv biriktirmek olduğunu söyledi.

Bilindiği üzere TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı 25 Nisan'da (bugün) gerçekleştirilecek. Mart ayı toplantısında politika faiz oranını 500 baz puan artışla yüzde 50'ye çıkaran TCMB, gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar vermişti. TCMB, 9 Mayıs'ta ise yılın ikinci enflasyon raporunu açıklayacak.

Bu arada TCMB'nin 31 Aralık 2023'te sona eren 92. Hesap dönemi bilançosu 15 Nisan'da Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre TCMB 2023 yılını 818 milyar 182.9 milyon lira zararla kapattı.

TOPLAM CİRO YILLIK YÜZDE 85.1 ARTTI

Şimdi de bu haftanın öne çıkan diğer verilerine kısaca bir göz atalım. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen hafta ticaret sektöründe faaliyet gösteren farklı tür ve büyüklükteki girişimlerin satış hacimlerini aylık olarak ölçen ticaret satış hacim endeksi verilerini açıkladı. TÜİK verilerine göre, Şubat'ta ticaret satış hacmi yıllık yüzde 11.3, perakende satış hacmi yıllık yüzde 25.1 artış gösterdi. Şubat'ta bir önceki aya göre ticaret satış hacminde yüzde 2.3, perakende ticaret satış hacminde ise yüzde 3.5 artış yaşandı. Açıklanan bir diğer veri ise ciro endeksleri oldu. TÜİK verilerine göre sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi 2024 yılı Şubat'ta yıllık yüzde 85.1, aylık yüzde 6.3 arttı.

Verileri değerlendiren Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, Şubat ayı ciro rakamları ve ticaret satış hacminin yine öne çekilmiş talep olduğunu gösterdiğini söyledi. Seçim sonrasında taksit sınırlaması geleceğine ve sıkılaşmanın etkisinin artacağına ilişkin beklentilerin özellikle elektronik ürünlerdeki satışları artırdığını vurgulayan Arzova, "Bir diğer taraftan sıkılaşma adımlarının geç gelmesi hala talebin yüksek seyrine neden oluyor. Talepte ılımlı bir düşüşü önceki aylarda gözlemlemiştik ancak hala yüksekti. Hatta Merkez Bankası'nın faiz kararı toplantı özetinde de bu konuya dikkat çekilmişti. Gelen bu veri hala yeterince sıkı olunmadığının da bir göstergesi. TCMB, elindeki imkanlarla daha da sıkılaşabilir ancak kur politikasının ne olduğunu bilemiyoruz. Kurun hala kontrol altında tutuluyor olması ithal ürünlere yönelik talebi de artırıyor" diye konuştu.

BÜTÇE İLK ÇEYREKTE 513.5 MİLYAR LİRA AÇIK VERDİ

Merkezi yönetim bütçesi Mart'ta 208 milyar 965 milyon lira, yılın ilk çeyreğinde 513 milyar 482 milyon lira açık verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre Mart'ta bütçe gelirleri yüzde 68.7 artışla 483.8 milyar lira, bütçe giderleri yüzde 107.4 artışla 692.8 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Mart'ta vergi gelirleri yüzde 111.7 artışla 420.5 milyar lira oldu. Mart'ta faiz dışı denge 134.4 milyar lira, yılın ilk çeyreğinde 263 milyar lira açık verdi.

Bütçe verilerini değerlendiren TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Dr. Cahit Sönmez, maliyede önemli bir görevi yerine getiren "faiz dışı bütçe fazlasının" nominal çıpasının işlevsiz kaldığı görüşünde. Enflasyonla mücadelede TCMB'nin Haziran'dan bu yana uyguladığı sıkı para politikalarının hedefe ulaşabilmesi için mali disiplinin bir an önce sağlanması gerektiğini belirten Sönmez, bunun için ek vergiler yerine etkin vergi toplanması ve kamuda ciddi tasarruf sağlanmasının hayati önemde olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Burak Arzova ise bütçe verilerinde harcama bacağının hala kuvvetli gittiğini, gelir yaratmada ise ağırlıklı olarak dolaylı vergilere dayanıldığının çok net görüldüğünü kaydetti. Arzova, "Maalesef para politikası ve maliye politikası bir bütün olarak seyretmiyor. Maliye politikasında sıkılaşma gelir bacağı ile olacak gibi duruyor. Bu da yeni vergi salınımı anlamına gelir ki halkın bu yükü kaldırabilecek gücü de kalmadı. Kamunun harcama iştahını küçültmedikçe enflasyonla mücadelenin kalıcı olarak başarılabilmesi ve sürdürülebilir bir enflasyona ulaşabilmek çok mümkün gibi durmuyor" dedi.

Bu arada kamuda tasarruf konusunun Hükümetin öncelikli gündeminde olduğunu hatırlatalım. Kabine toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nca yürütülen kamuda tasarruf uygulamalarına yönelik yasal düzenleme çalışmalarında mesafe alındığını vurgulayarak, Bakan Şimşek'in yurtdışı programı sonrasında ilgili diğer kurumlarla birlikte çalışmayı sonuçlandıracaklarını açıkladı.

İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 8.7'YE GERİLEDİ

TÜİK'in hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre mevsim etkisinden arındırılmış verilerle 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı Şubat'ta bir önceki aya göre 109 bin kişi azalarak 3 milyon 78 bin kişi, işsizlik oranı ise 0.3 puan azalarak yüzde 8.7 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı Şubat'ta aylık 147 bin kişi artarak 32 milyon 423 bin kişi, istihdam oranı ise 0.2 puan artarak yüzde 49.3 düzeyinde gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı ise değişmeyerek yüzde 54 oldu. Genç nüfusta işsizlik oranı aylık 0.8 puan azalarak yüzde 15.6 düzeyinde gerçekleşti. Atıl işgücü oranı ise Şubat'ta aylık 1.9 puan azalarak yüzde 24.5 oldu.

İşgücü verilerinin niceliksel yaklaşımdan öte niteliksel perspektiften değerlendirilmesinin faydalı olacağını vurgulayan Dr. Cahit Sönmez, "Emek piyasasının kalitesi farklı bir kavram. Ülkemizde işgücüne katılım oranı çok düşük. AB ve OECD ortalamaları yüzde 60'lar civarında, bizde yüzde 53. Bu da işsizlik rakamının düşük çıkmasını sağlıyor. İstihdam edilenlerin ekonomiye katkıları önemli…Eğer istihdam edilenlerin yüzde 30 civarı kayıt dışı ise ve yine yaklaşık yüzde 30'u asgari ücretliyse bunların ekonomiye tüketim ve tasarruf açısından katkıları pek olmuyor. İstihdam edilenlerin mesleki eğitim, beceri ve deneyimleri ile istihdam edildikleri iş tanımlarının ne kadar uyumlu olduğu da önemli" dedi.

Geçen hafta konut satış istatistikleri de açıklandı. TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde Mart'ta 105 bin 394 konut satıldı. Konut satışları yıllık yüzde 0.1 azalırken, aylık yüzde 12.2 arttı. Yılın ilk çeyreğinde Türkiye genelinde konut satış sayısı yıllık yüzde 1.3 azalışla 279 bin 604 oldu. İpotekli konut satışı Mart'ta yüzde 49 azalışla 12 bin 880, yılın ilk çeyreğinde yüzde 53 azalışla 27 bin 622, ilk el konut satışı Mart'ta yüzde 4.6 artışla 34 bin 399, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5.2 artışla 88 bin 256 düzeyinde gerçekleşti.

Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Faiz artışı benim için sürpriz olmaz"

Cari açık Şubat'ta beklentilerin altında gerçekleşti ve geçen yıla göre 5.8 milyar dolar düştü. Ödemeler dengesi bilançosuna göre Ocak'ta 78.6 milyar olan 12 aylık dış ticaret açığı ise 2024 Şubat'ta 72.9 milyar dolara geriledi. Ancak beklentilerden kötü geldi. Şubat 2023'te 97.9 milyar dolar açık vermiştik. Turizm gelirleri önemli bir katkı sundu. Şubat'ta hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 2.4 milyar dolar fazla verdi. Turizm gelirleri: +1.96 milyar dolar ile lokomotif oldu. Bu yıl bunun devamını bekleyeceğimiz bir yıl olacak. Finansman tarafına baktığımızda Şubat'ta doğrudan yatırımlarda 142 milyon dolar net çıkış, portföy yatırımlarında ise 4.4 milyar dolar giriş görülüyor. Yabancı yatırımcılar hisse senedi piyasasında 136 milyon dolar net satış gerçekleştirmişler. Devlet iç borçlanma senetlerinde ise 98 milyon dolar civarında net alış yapmışlar. Bu kadar yüksek bir faiz ortamında devlet iç borçlanma senetlerine yöneliş normal ama hala çok ama çok az. TCMB, 25 Nisan'daki PPK toplantısında faiz artışına giderse benim açımdan hiç de şaşırtıcı olmaz. Faizi sabit tutarak koridoru da açabilir.

Harun Türker KARA / Ankara Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Açıklanan veriler büyümeyi destekleyici görünüyor"

İstihdam rakamlarının olumlu gelmesi büyümeden taviz verilmeyeceğinin göstergesi. Buna ilaveten istihdam verileri geniş tabanlı işsizliğin azaldığını gösteriyor, kısacası istihdam rakamlarının detayları da pozitif eğilim gösteriyor. Bununla birlikte, bütçe dengesine ilişkin rakamlar da büyümeyi destekleyici. Bütçe rakamları analiz edildiğinde bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 5'i aşacağını öngörebiliriz. Bu duruma özellikle deprem harcamaları sebep olmuş gözükse de bütçede gelir ve gider arasındaki disiplinden taviz verilmemeli. Zira bütçe rakamlarının büyümeye verdiği destek kadar enflasyonu da göz ardı etmemesi gerekiyor. Son olarak ciro endeksleri de yılın ilk çeyreği için güçlü büyümeyi işaret ediyor. Düşük cari açığa rağmen güçlü olduğu iddia edilen iç talep bu dönem için enflasyonist görülüyor. Özetle, Türkiye ekonomisinin geleceğini büyüme, enflasyon ve işsizlik arasındaki etkileşim ve ödünleşim belirleyecek diyebiliriz. Bu noktada para ve maliye politikasının kredibilitesinin bu noktada yaşanabilecek geçici olumsuzlar ile mücadelede temel çıpa olduğunu söyleyebiliriz.

Dr. Cahit SÖNMEZ / TOBB ETÜ Öğretim Üyesi

"TCMB yüksek tonda mesajlar verecektir"

TCMB 25 Nisan'daki Para Politikası Kurulu toplantısında çok büyük olasılıkla politika faiz oranını yüzde 50'de tutabilir. Buna karşın iletişim tarafında şahin tonda mesajlar verecektir. Gerektiğinde daha sıkılaştırıcı yönde adımlar atılabileceği vurgusu da yapılır. Zaten Mayıs'ta enflasyonun zirveye ulaşmasından sonra büyük olasılıkla yılın ikinci yarısı itibarıyla dezenflasyonist süreç başlayacak. Eğer yabancı sermaye girişleri de olursa ve kur tarafında baskılar hafiflerse kurlardan fiyatlara geçişkenlik faktörünün de enflasyon denklemindeki ağırlığı azalabilir. Bundan sonra önemli olan parasal aktarım mekanizmasının sağlıklı çalışması ve maliye tarafından güçlü destek gelmesidir. Daha da önemlisi kapsamlı ve içsel tutarlılığı yüksek rasyonel varsayımlar içeren kapsamlı bir ekonomi programının yapılmasıdır.

Prof. Dr. Ersan ÖZ / Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Topyekun kamusal tasarruf bütçeye nefes aldıracak"

Bütçe giderlerinin yüzde 107.4 artışla 692.8 milyar lira olduğu Mart'ta, cari transferler 258.2 milyar lira ile en yüksek gider kalem oldu. Bu kalemi 203.9 milyar lira ile personel giderleri takip etti. Bütçede faiz giderleri ve sosyal güvenliğe ayrılan payların da yüksek olduğunu görmekteyiz. Ocak-Mart dönemi itibarıyla faiz harcamalarının 250 milyar 476 milyon TL'ye ulaştığı görülüyor. Program sınıflandırması bazında en fazla alanı ise Hazine varlıkları ve yükümlülüklerinin yönetimi oluşturuyor. Mart ayı itibarıyla vergi gelirlerinin 420.5 milyar lira olduğu, genel bütçe vergi dışı gelirlerinin ise 50 milyar 593 milyon liraya ulaştığı görülüyor. Vergi gelirlerinin içinde en yüksek payı ÖTV alırken, Mart'ta KDV gelirlerinin yıllık yüzde 491.7'lik artışla 49 milyar lirayı aşması dikkat çekiyor. Bütçede giderlerin gelirlere göre oransal bazda daha fazla arttığı görülüyor. Yakın zamanda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan ve tavizsiz uygulanması bütçeye de nefes aldıracak olan topyekun kamusal tasarruf seferberliğinden geri adım atılmadığı takdirde pozitif etkilerini yakın zamanda hissetmeye başlayacağız.

BİZE ULAŞIN