Fed faiz indirimi için eylül ayını işaret etti

Fed politika faizini yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tutarken, Fed Başkanı Powell verilere bağlı olmayı sürdürdüklerini belirtti. Powell, enflasyon konusundaki güvenin artması halinde faiz indiriminin eylül ayında masaya gelebileceğini ifade etti…
08.08.2024 12:21 GÜNCELLEME : 08.08.2024 12:21

ONURCAN BAL/ Haftanın en önemli gelişmesi olan ve çarşamba günü sonra eren Fed toplantısında genel beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında değişime gidilmedi ve politika faizi yüzde 5,25-5,50 aralığında tutuldu. (Bu yazı Para Dergisi'nin 03.08.2024 tarihli sayısına aittir) Karar metninde istihdamın yavaşladığı ancak işsizlik oranının hala düşük olduğu belirtildi. Enflasyonun geçen seneden beri yavaşlasa da hala yüksek olduğu vurgulandı. Piyasadaki beklentiler temmuz ayında faiz oranlarında bir değişimin olmayacağı ve yılın son çeyreğinde Fed'in faiz indirimlerine başlayacağı yönünde şekillenirken, özellikle Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları ve faiz indirimi için eylül ayına işaret edilip edilmeyeceği bu hususta önem taşıyordu. Fed Başkanı Powell toplantı sonrasında düzenlediği basın konferansında verilere bağlı olmayı sürdürdüklerini belirtti. Powell, eylül toplantısı için önceden alınmış bir karar olmadığını ancak faizleri düşürme noktasına doğru yaklaştıklarını söyledi. Powell, enflasyon konusundaki güvenin artması halinde faiz indiriminin eylül ayında masaya gelebileceğini ifade etti. Powell, iş gücü piyasasının daha iyi bir dengeye geldiğini, tam istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerine yönelik risklere karşı dikkatli olduklarını vurguladı. Powell, iş gücü piyasası kötüleşirse veya enflasyon hızla düşerse Fed'in yanıt vermeye hazır olduğunu da belirtti. Enflasyon, istihdam ve riskler dengesinin tamamının kararlarına yardımcı olacağını ifade eden Powell, enflasyonun hedefin bir miktar üzerinde olduğunu, faiz indirimi için enflasyonun düştüğüne dair daha fazla güven gerektiğini de sözlerine ekledi.

BoJ VE BoE'NİN FAİZ KARARLARI DA TAKİP EDİLDİ

Geçen hafta çarşamba günü Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve perşembe günü İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) toplantıları da yakından izlendi. Japonya Merkez Bankası (BoJ) çarşamba günkü toplantısında politika faizini %0 - %0,1 bandından %0,25'e yükseltti. Böylece BoJ 2007 yılından bu yana ikinci kez faiz artırımına gitti. Bir önceki faiz artırımı mart toplantısında gelmiş ve BoJ negatif faiz rejimini sonlandırmıştı. BoJ'dan yıl içerisinde faiz artırımları beklense de bu toplantı için oluşmuş bir konsensüs beklenti bulunmuyordu. BoJ ayrıca aylık tahvil alımlarının hızını azaltacağını duyururken, aylık tahvil alımlarını 2026'nın ilk çeyreğinde 6 trilyon yenden 3 trilyon yene indireceğini belirtti. İngiltere Merkez Bankası (BoE) ise perşembe günkü toplantısında 25 baz puan faiz indirimine giderek politika faizini %5,0 seviyesine çekti. BoE Başkanı Andrew Bailey dahil olmak üzere 5 üye politika faizinin 25 baz puan düşürülmesi yönünde oy kullanırken, 4 üye ise sabit tutulması yönünde oy kullandı. 2020'nin başından bu yana ilk kez faiz oranlarını düşüren BoE, temkinli bir duruşla daha fazla faiz indiriminin yapılabileceğinin sinyali verdi. BoE Başkanı Bailey, enflasyonist baskıların yeterince hafiflemesiyle faiz indirimine gidebildiklerini ancak enflasyonun düşük kalmasını sağlamaları gerektiğini ve bunun için faiz oranlarını çok hızlı veya çok fazla düşürmemeye dikkat etmeleri gerektiğini vurguladı. Önümüzdeki süreçte BoE'nin temkinli bir duruşla enflasyon başta olmak üzere ekonomik verileri yakından takip edeceğini ve bu yıl sonuna kadar en azından bir faiz indirimine daha gidebileceğini değerlendiriyoruz.

KÜRESEL RİSK İŞTAHI ZAYIF SEYREDİYOR

Geçen hafta ABD'de ekonomik veri akışları ve özellikle büyük teknoloji şirketlerinin finansal sonuçları piyasaların seyri üzerinde etkili oldu. Çarşamba günü Fed Başkanı Powell'ın faiz indirimleri için eylül ayına işaret etmesi kısa vadede ABD borsaları desteklemesine karşın perşembe günü zayıf gelen ekonomik veriler ve finansal sonuçlar ABD borsalarında satışların yeniden hız kazanmasına neden oldu. Haftanın ikinci yarısında teknoloji hisseleri öncülüğünde ABD borsalarında sert satışlar yaşandı. Çarşamba günü ABD'de açıklanan ADP istihdam değişimi temmuz ayında 122 bin kişi artış göstererek 150 bin olan piyasa beklentisinin altında kaldı. Perşembe günü açıklanan haftalık işsizlik başvuruları 27 Temmuz ile biten haftada 249 bine yükselerek piyasa beklentilerinin üzerinde ve son 11 ayın en yüksek seviyesinde gerçekleşti. ISM imalat PMI rakamı da temmuzda 48,5'ten 46,8 seviyesine geriledi ve piyasa beklentisi olan 48,8 rakamının ve eşik değer olan 50,0 seviyesinin oldukça altında kaldı. Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verisi de 175 bin artış beklentisine karşın 114 bin kişi artış gösterdi. İşsizlik oranı %4,1'den %4,3'e yükselerek son 3 yılın en yüksek seviyelerinde gerçekleşti. Bu durum, işgücü piyasasının diğer verilerin gösterdiğinden daha hızlı soğuduğuna işaret etti. Zayıf gelen istihdam rakamları ve ekonomide yavaşlamaya işaret eden veriler Fed'in eylül ayında faiz indirim ihtimalini güçlendirirken, ABD ekonomisinde yumuşak inişin başarılı olamayacağına ilişkin artan endişeler ve gündeme gelen resesyon korkuları küresel risk iştahını ve hisse piyasalarını baskıladı. Piyasalar tarım dışı istihdam verisi sonrasında Fed'in eylül ayında 50 baz puan faiz indirimine gidebileceğini %70 civarında, 25 baz puanlık faiz indirimini %30 civarında bir ihtimalle fiyatlıyor. Eylül ayının ardından piyasalar Fed'in kasım ve aralık aylarında da 25'şer baz puanlık faiz indirimlerini sürdürmesi bekliyor.

Geçen hafta açıklanan Microsoft, Meta, Apple, Amazon ve Intel gibi büyük şirketlerin finansal sonuçları da yakından takip edildi. Özellikle Amazon'un geliri beklentilerin altında kalması, dünyanın en büyük çip üreticilerinden Intel'in gelirinin ikinci çeyrekte azalması ve geçen yılın ikinci çeyreğinde 1,5 milyar dolar net kâr açıklayan şirketin bu yılın aynı döneminde 1,6 milyar dolar zarar açıklaması teknoloji hisseleri ve ABD borsaları üzerinde baskı oluşturdu. Son dönemdeki yazılarımızda ABD borsalarında artış kaydeden düzeltme riskine dikkat çekerken, son haftalarda ABD borsalarında artış kaydeden satış baskısı da öne çıkmaktadır Muhteşem Yedili (Apple, Alphabet, Amazon, Meta, Microsoft, Nvidia ve Tesla ) olarak bilinen dev teknoloji şirketlerinin bilanço sezonunun Tesla ve Alphabet'in açıkladığı zayıf rakamlarla başlaması ve devamında Intel ve Amazon'un beklentileri karşılamayan finansalları son haftalarda yapay zekâ rallisinin sonunun gelip gelmediğinin tartışılmasına ve teknoloji hisselerinde satış baskısının artış kaydetmesine neden oluyor. ABD'de yüksek seyreden bütçe açığı, seçim belirsizliği, hane halkı ile kurumsal yatırımcıların artan hisse pozisyonları ve bazı büyük ölçekli şirketlerde (özellikle teknoloji hisselerinde) ralli alanının daralmasını önemli riskler olarak takip ediyoruz. Ek olarak geçen hafta İsrail'in Lübnan'a yönelik düzenlediği saldırılar ve Hamas liderinin Tahran'da düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmesi Ortadoğu'da jeopolitik endişelerin ve tansiyonun yüksek seyretmesine neden oluyor. Jeopolitik endişelerdeki artış, İran - İsrail arasında gerilimin tırmanması ve ABD'de yeniden gündeme gelen resesyon endişeleri önemli risk başlıkları olarak izlenecektir.

YURTİÇİNDE GÖZLER ENFLASYONDA

Yurt içinde 5 Ağustos Pazartesi günü açıklanacak temmuz ayı enflasyon rakamları yakından takip edilecektir. TÜFE rakamının piyasadaki medyan beklentilere göre aylık bazda %3,38 oranında artış kaydetmesi ve yıllık TÜFE'nin %71,60'dan %62,0 seviyesine gerilemesi öngörülüyor. Bizim beklentimiz ise TÜFE'nin aylık bazda %3,60 oranında artış kaydedeceği ve yıllık TÜFE'nin %62,40 seviyesine gerileyeceği yönünde şekilleniyor. Geçen sene temmuz ayında TÜFE aylık bazda %9,50 oranında sert bir artış kaydetmişti. Ağustos ayında da %9'luk bir artış görmüştük. Bu iki verinin seriden çıkmasıyla yıllık enflasyonda baz etkisiyle düşüşü ve ağustos verisiyle birlikte %50 bandına doğru gerileyen bir yıllık TÜFE rakamı görmeyi bekliyoruz. Enflasyon verisinin ardından yurt içinde 8 Ağustos Perşembe günü TCMB Enflasyon Raporu son derece önemli olacaktır. TCMB'nin enflasyon tahminlerinde güncelleme olup olmayacağı ile verilecek mesajlar yakından izlenecektir. Yılın son çeyreğinde faiz indirimlerinin başlayabileceğine dair piyasalarda oluşan beklentilere karşın sıkı duruşunu koruyan ve erken bir faiz indirimi olmayacağı mesajını veren TCMB'nin perşembe günkü Enflasyon Raporu sunumunda bu mesajlarını güçlendireceğini değerlendiriyoruz.

BIST-100 ENDEKSİ'NDE SATIŞLAR HIZLANDI

22 Temmuz'dan itibaren psikolojik öneme sahip 11.000 seviyesinin kırılmasıyla düzeltme eğiliminin öne çıktığı BIST-100 Endeksi'nde geçen hafta satışların derinleştiği bir fiyatlama takip edildi. Son haftalardaki satışlarla teknik görünümün zayıflama kaydettiği ve önemli destek noktalarının kırıldığı BIST-100 Endeksi haftayı %3,84 oranında kayıpla 10.474 puandan tamamladı. Kritik bir ortalama olarak izlediğimiz ve sene içerisinde oldukça güçlü bir destek olarak çalışan 50 günlük basit hareketli ortalama (10.682) altında yaşanan haftalık kapanış endekste zayıf bir görünüme işaret etti. Kısa vadede yeniden 50 günlük ortalama üzerinde tutunma sağlanamazsa önümüzdeki günlerde teknik görünümdeki zayıflamanın ve satış baskısının derinleştiği bir fiyatlama takip edilebilir. 10.500 altında kalındığı sürece 10.450 – 10.390 seviyeleri kısa vadeli destek noktaları olarak izlenecektir. Bu seviyeler altında 10.320 – 10.275 aralığı ile devamında 10.200 – 10.000 bölgesine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. Tepki alımları gözlenecek olursa 10.550 - 10.600 aralığı ve 50 günlük ortalama (10.682) ilk güçlü direnç noktalarıdır. 50 günlük ortalama üzeri kapanışlarda 10.750 – 10.850 seviyeleri direnç konumunda bulunmakta olup, 10.850 üzerinde tutunmanın sağlanması toparlanma eğiliminin devamlılığı açısından önem taşımaktadır. 10.850 üzerindeki kapanışlarda 11.000 bölgesine doğru yükselişler yaşanabilir.
BİZE ULAŞIN