Risklerin düşük tutulması gereken dönem

Risklerin düşük tutulması konusunda yatırımcıları uyaran borsa uzmanları, içinde bulunduğumuz konjonktürde bilanço beklentilerine de paralel 37 hissenin uygun seviyelerde portföylere dahil edilmek üzere takip edilebileceğini söylüyor…
08.05.2025 11:35 GÜNCELLEME : 08.05.2025 11:35

İDİL TARAKLI/ABD – Çin çekişmesinde ılımlı adım beklentileri, Fed'den Haziran'da faiz indirim fiyatlamasının sürmesi, Avrupa ve Asya'da teşvik ve harcama paketlerinin verdiği moral ile küresel borsalar geçen haftaya pozitif başladı. Özellikle ABD Başkanı Trump'ın otomotiv sektöründe gümrük tarifelerini yumuşatabileceği beklentilerinin temkinli bir iyimserlik getirdiği görüldü.

Borsa İstanbul'da ise bir önceki hafta 9.500 direnci yine aşılamadı. Ancak para girişinin devam etmesi TCMB verilerine göre 14 - 18 Nisan haftasında 269 milyon dolar net yabancı alışının gerçekleşmesi önemli bir veri olarak ön plana çıktı. Borsa İstanbul geçen haftaya bu verinin devamı gelir mi beklentisi ile başlasa da açıklanan zayıf bilançolar, yüksek fonlama maliyetleri ve siyasi gündemin baskısı etkili oldu. Borsanın haftaya düşüş ile başlamasına paralel negatif bölgelere yönelim dikkat çekti.

Borsa İstanbul'da hafta boyunca zayıf bilançolar ve devam eden riskler 9.250 – 9.500 bandında bir aydır devam eden sıkışmanın da devam etmesine neden oldu. Bu arada 1Ç25 finansal sonuçlarının yoğunlaştığı haftada banka ve sigorta şirketlerinin genel olarak beklentilerin üzerinde sonuçlar açıkladığı görüldü. Ancak borsa uzmanları, 2Ç'ye yönelik zayıf beklentilerin özellikle bankalar için yükseliş potansiyelini kısıtlamasından endişe ediyor. Sanayi ve hizmet kesiminde ise analistler, sezona parlak bir başlangıç yapamadığımızı, sezon genelinin zayıf geçmeye devam ettiğini hatırlatıyor.

Borsa İstanbul'daki şirketlerin yaklaşık üçte biri 1Ç25 sonuçlarını açıklarken, 12 aylık ortalama endeks hedefinin de bilançolarla beraber kısmi aşağı revizyonlar ile gerilemesi bekleniyor. Borsa uzmanları, buradaki gerilemenin sürmesini, ancak yine de endeks bazında getiri potansiyelinin beklenen enflasyon üzerinde kalmaya devam edeceğini öngörüyor.

Analistler, hem teknik hem de temel tarafta zayıf görünüm nedeniyle Borsa İstanbul'da defansif kalınması ve risklerin düşük tutulması konusunda yatırımcıları uyarıyor. İçerde ve dışarıda haber akışının çok volatil olmasına paralel yatırımcıların iskontolu hisseleri çok daha fazla önemsediğini de hatırlatan borsa uzmanları, bu noktada karşılaştırmalı rasyo açısından en fazla Firma Değeri/FAVÖK ve Fiyat/ Kazanç oranının ön plana çıktığını belirtiyor.

Analistler, içinde bulunduğumuz konjonktürde bilanço beklentilerine de paralel 37 hissenin uygun seviyelerde portföylere dahil edilmek üzere takip edilebileceğini söylüyor.

"PİYASALARIN YAKIN TAKİBİNDE OLACAK"

Bu haftanın (5 Mayıs haftası) veri yoğunluğu açısından görece sakin olduğunu belirten Tera Yatırım Araştırma direktörü Mehmet Bilal Bircan,

ancak yine de küreselde ve yerelde takip edeceğimiz önemli veriler bulunduğunu hatırlatıyor. Küresel tarafta Euro Bölgesi'nden ÜFE, Almanya'dan dış ticaret ve sanayi üretimi ile İngiltere Merkez Bankası BoE'nin faiz kararının yanı sıra Çin'den dış ticaret verilerinin ön plana çıktığını ifade eden Bircan, "Ayrıca Trump her ne kadar geçtiğimiz hafta Powell ve Çin'e karşı daha yumuşak açıklamalarda bulunmuş olsa da, Trump ve Trump yönetiminden gelecek olası Fed ve tarife açıklamaları da yine piyasaların yakın takibinde olacak. İçeride ise Nisan ayı enflasyon verisi, hazine nakit dengesi ile sanayi üretimi verilerini izleyeceğiz" diyor.

Endeksin mevcut seviyeleri düşünüldüğünde, yukarı yönlü hareketlerin desteklenmesi için CDS'lerin geri çekilmesi, enflasyon ve enflasyon beklentilerinde düşüş eğiliminin sürmesi, jeopolitik risklerin azalması gibi etkenlerin orta ve uzun vadede endeksi destekleyebilecek faktörler arasında sıralanabileceğini düşünen Bircan, "Buna bağlı olarak BİST-100 endeksine yönelik 12 aylık dönemde 14.300 seviyesindeki beklentimizi sürdürüyoruz. Ancak diğer yandan, önümüzdeki süreç için küreselde tarifeler, enflasyon ve resesyon endişeleri ile Fed'den gelecek adımlar, lokalde ise enflasyondaki seyir ve yüksek faize rağmen TCMB rezervlerinin artmaması durumu gibi çok fazla değişken masada durmaya devam ediyor. Dolayısıyla olası kötümser bir senaryoda BİST-100 endeksi için 8.500 seviyesinin altı test edilebilir" yorumunu yapıyor.

"RİSKLERİ MİNİMİZE ETMEK AÇISINDAN ÖNEMLİ"

Şu ana kadar yaklaşık 200 şirketin 2025 yılı ilk çeyreğine dair finansallarını açıkladığını ve 2025 yılının ilk çeyrek finansallarını takip etmeye başladığımızı da hatırlatan Bircan, sanayi ve finansal kesim birlikte ele alındığında ana ortaklık net dönem karının yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın ayını dönemine göre yaklaşık yüzde 35 düşüş gösterdiğinin altını çiziyor. 2025 yılı ilk çeyrek bilançolarının, şirketlerin yüksek enflasyon ve ekonomik belirsizlikler karşısında farklı performanslar sergilediğini gösterdiğini ifade eden Bircan "Güçlü döviz geliri, düşük borçluluk oranı ve operasyonel verimlilik gibi faktörler, şirketlerin ciro ve kârlılıklarını olumlu yönde etkilerken, enflasyon muhasebesinin de finansallar üzerindeki etkisinin devam ettiği görülüyor. Yatırımcılar için, bu dönemde finansal yapısı sağlam, döviz geliri yüksek ve borçluluk oranı düşük şirketlere odaklanmak, riskleri minimize etmek açısından önem arz ediyor" açıklamasını yapıyor.

"POZİTİF AYRIŞABİLİR"

2025 yılı ilk çeyrek bankacılık sektörü bilançolarının, genel olarak beklentilerle uyumlu ve sınırlı bir kâr artışı gösterdiğini de kaydeden Bircan, sektör, yüksek enflasyon ve sıkı para politikasının etkisiyle zorlu bir dönem geçirse de bazı bankaların yılın ilk çeyreğinde güçlü performans sergilediğini belirtiyor. Ancak yine de Mart ayının ikinci yarısından itibaren yaşanan gelişmeler ve TCMB'den gelen faiz artırım kararı sonrasında bankacılık sektörüne dair ikinci çeyrek beklentilerinin olumsuz etkilendiğinin altını çiziyor. 2025 yılı ilk çeyrek bilançolarında genel olarak enflasyonist baskılar, yüksek faiz ortamı ve küresel talep daralması gibi etkenlerle birlikte, sektörel ayrışmanın daha da belirginleşeceğini düşünen Bircan, kur etkisi ve yüksek faiz ortamının, finansallar üzerinde bu çeyrekte önemli bir belirleyici olduğunu hatırlatıyor.

Diğer yandan yüksek maliyetlerin, iç talebe dayalı sektörlerde marjları baskıladığını ifade eden Bircan, "Bu çeyrek özelinde bankacılık tarafında mevduat ve maliyet yönetiminde başarılı olan bankaların artan faiz gelirlerinden olumlu etkilenmesi; yüksek faiz ortamının sigorta şirketlerinin yatırım gelirlerini artırması; ihracat odaklı sanayi şirketlerinin döviz bazlı gelirleriyle kur avantajı sağlayarak, iç piyasadaki durgunluğunu telafi edebilmesi nedeniyle bu şirket ya da sektörlerin öne çıkması ya da pozitif ayrışması beklenebilir" diyor.

"YABANCI İLGİSİNİN ARTMASI BEKLENEBİLİR"

18 Nisan haftasında yabancı yatırımcıların 269.1 milyon dolarlık net hisse alımı yapmasının, orta vadeli yabancı davranışlarını anlamak açısından önemli olduğunu da belirten Bircan, TCMB'nin sıkı para politikası kararlılığını, piyasalarda kurumsal güveni desteklemesi açısından önemli buluyor. Özellikle enflasyonla mücadeleye yönelik kararlı duruşun, yabancıların ekonomi yönetimine olan güveninin göstergesi olduğunu dile getiren Bircan, "Bu kapsamda yabancı yatırımcı, TL varlıklarda, makro istikrar ve reel getiri beklentileriyle yeniden pozisyon alabilir. Ancak bu süreç ani değil; kademeli ve seçici bir şekilde ilerleyecektir. Orta vadede özellikle büyük ölçekli, döviz geliri olan ve düzenlemeye maruz kalmayan sektörlerde yabancı ilgisinin artması beklenebilir" yorumunu yapıyor.

"HİSSENİN İSKONTOLU OLMASI YETERLİ DEĞİL"

Borsada özellikle volatiletenin yüksek olduğu dönemlerde iskontolu hisse seçiminin önemine de değinen Bircan, bu noktada şirketin mali performansı, piyasa koşulları karşısındaki dayanıklılığı ve gelecekteki performansına dair beklentiler, iskontolu hisseler için bazı değerlendirme kriterleri olduğunu hatırlatıyor. Her şirketin finansal durumu, gelecekteki kazanç beklentileri, sektörel konumu gibi faktörlere bağlı olarak bir değer biçilebileceğini de kaydeden Bircan, bir şirket hissesinin iskontolu ya da primli olup olmadığını belirlemenin diğer bir yolu da ilgili hisse senedi için piyasa çarpanlarına bakmaktır diyor.

Bircan, enflasyon muhasebesinin uygulanmaya devam ediyor olması, birçok şirket için piyasa çarpanlarının hesaplanmasını zorlaştırsada, bir şirket hisse senedinin iskontolu olup olmadığını tespit etmede Piyasa Değeri/Defter Değeri (PD/DD), Fiyat/Kazanç Oranı (F/K) ve Hisse Başına Kar çarpanlarının tercih edilebileceğini söylüyor.

Bircan söz konusu oranlar üzerinden konuya yönelik şu bilgilendirmeyi yapıyor: "Bilindiği üzere PD/DD, bir şirketin piyasa değerinin (yani hisse senedinin borsadaki fiyatının toplamı) defter değerine (yani şirketin muhasebe kayıtlarına göre özkaynaklarına) oranıdır. Bu oran, şirketin piyasa değeri ile varlıklarının ne kadar örtüştüğünü gösterir. Eğer bir şirketin PD/DD oranı 1'in altında ise bu genellikle piyasanın şirketin aktiflerine düşük bir değer verdiğini, yani şirketin piyasa değerinin defter değerinin altında olduğunu gösterir. Bu durum, şirketin potansiyel olarak değer kazanabileceğini veya piyasanın şirketin gelecekteki büyüme potansiyelini zayıf gördüğünü gösterebilir.

F/K oranı ise bir şirketin piyasa değerinin, o şirketin yıllık net karına oranını ifade etmektedir. Yüksek bir F/K oranı, yatırımcıların o şirketin gelecekteki kazançlarından yüksek beklentiler içinde olduğunu gösterir, ancak aynı zamanda aşırı değerlenmiş bir hisseyi de işaret edebilir. Düşük F/K oranı potansiyel bir değer yatırımını gösterebilir. Ancak bu oranın tek başına değil, sektör ortalamalarıyla ve şirketin büyüme potansiyeliyle birlikte değerlendirilmesi önemlidir.

Bir şirketin net karının, o şirketin toplam hisse sayısına bölünmesiyle elde edilen Hisse Başına Kar (EPS) da yine portföylerini revize ederken yatırımcıların tercih edebileceği göstergelerden biridir Yüksek EPS, şirketin karlı olduğunu ve dolayısıyla yatırımcılar için değerli olabileceğini gösterir. Bu oran, yatırımcıların bir şirketin finansal performansını değerlendirirken önemli bir gösterge olabilir, özellikle büyüme potansiyeli olan şirketleri seçerken tercih edilen bir göstergedir.

Diğer yandan yukarıda belirtilen çarpanların tek başına hisse tercih etmede yeterli olmayabileceği unutulmamalıdır. Şirket seçerken, piyasa çarpanlarının yanı sıra şirketin bulunduğu sektör, makroekonomik ve politik ortamın şartları ve şirketin finansal gücü de dikkate alınmalıdır. Ayrıca iskontolu hisse senetleri yatırımcılar için fırsat olabilir, ancak bazen hisse iskontolu görünse de altta yatan ciddi riskler olduğu için (örneğin kötü yönetim, azalan pazar payı) değer kaybı söz konusu olabilir. Bu yüzden sadece "iskonto var" diye bir şirkete yatırım yapmak değil, arkasındaki sebepleri de analiz etmek önem arz etmektedir."

"NET KARDAN NET ZARARA DÖNÜŞ DİKKAT ÇEKİYOR"

Bu hafta (5 Mayıs) içerde en önemli gündem maddesinin Tüketici Fiyatları Endeksi (Nisan) ve Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Nisan) olduğunu belirten

Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Kerim Akkoyunlu ise ilerleyen günlerde ise sırasıyla Euro Bölgesi Üretici Fiyat Endeksi (Mart), ABD Ticaret Dengesi (Mart), Fed faiz kararı, Almanya Sanayi Üretimi (Mart), İngiltere faiz kararı, TR Hazine Nakit Dengesi (Nisan), TR Aylık ve yıllık (Mart) sanayi üretimi ve genel olarak döviz rezervlerini gün gün takip etmeye devam edeceğimizi söylüyor.

"Halihazırda endeks adil değerimiz 13.200" diyen Akkoyunlu, ancak Mart ayında başlayan volatilite, faizlerdeki yükseliş ve ekonomideki muhtemel yavaşlama ilk ve ikinci çeyrek kar açıklamaları akabinde bu hedefte revize yapabileceklerini ifade ediyor. Şu aşamada endekste minimum hedef seviyelerinin ise 8.000 olduğunun altını çizen Akkoyunlu, yılın ilk çeyreğine yönelik açıklanan bilançolarda segment bazında bakıldığında sanayii şirketlerinde yüzde 47'lik bir FAVÖK daralması görüldüğünü net kar açısından ise geçen senenin aynı dönemine göre net kardan net zarara dönüş bulunduğuna dikkat çekiyor.

Bankacılık sektöründe ise şimdiye kadar açıklanan bilançolar arasında Akbank, Yapı Kredi ve Garanti BBVA'nın finansallarının konsensus beklentilerinin biraz üzerinde göreceli olumlu sonuçlar bildirdiğini de dile getiren Akkoyunlu, "Fakat Mart'ın sonlarından itibaren artan fonlama maliyetleri sebebiyle sektörün 2.çeyrek görünümündeki bozulma ve tahvil faizlerindeki yukarı yönlü trendin devamı hisseler üzerinde herhangi olumlu bir etki yaratmadı. Genel olarak 1.çeyrek finansallarda TL kredi-mevduat makası gelişimi ve net ücret komisyon gelirlerinin desteğini gördük. Olumsuz tarafta ise NPL'lerdeki artış dikkat çekici oldu. Sektörün toplam karı da geçen sene aynı döneme göre yüzde 20 düşmüş durumda" yorumunu yapıyor.

"KISA VADELİ PORTFÖY HAREKETLERİ"
Önceki hafta yabancı yatırımcıların hisse alımına da değinen Akkoyunlu, (18 Nisan haftasında 269.1 milyon dolar net hisse alışı yaptı) bu hareketlerin kısa vadeli portföy hareketinden daha fazla bir anlam içermediğini düşünüyor. Orta vadede ise ekonomik öngörülebilirlik artana kadar yabancılardan para girişi beklemediğini belirten Akkoyunlu, bu kapsamda faizlerin düşüş trendine geçme beklentisi ve döviz rezervlerindeki trendin belirleyici olacağını öngörüyor.

İçerde ve dışarıda haber akışının çok volatil olmasına paralel yatırımcıların iskontolu hisseleri çok daha fazla önemsediğini de hatırlatan, Akkoyunlu bu noktada karşılaştırmalı rasyo açısından en fazla Firma Değeri/FAVÖK ve Fiyat/ Kazanç oranını kullandıklarını söylüyor.
Akkoyunlu, içinde bulunduğumuz konjonktürde bilanço beklentilerine de paralel Arçelik, Mavi Giyim, Goodyear, Orge Enerji, Enka İnşaat, TAB Gıda, TSKB, Garanti BBVA, THY, Pegasus, Migros, BİM, Turkcell, Türk Telekom, Ülker, Coca Cola İçecek, Anadolu Efes, Yapı Kredi hisselerinin uygun seviyelerde portföylere dahil edilmek üzere takip edilebileceğini söylüyor.

Ancak beklenen karları da göz önünde bulundurduklarında bu listeden Enka İnşaat, TAB Gıda, Orge Enerji, Türk Telekom ve Turkcell'in ön plana çıkmasını beklediklerini sözlerine ekliyor.

"KÜRESELDE FED FAİZ KARARI TAKİP EDİLECEK"

Bu haftanın (5 Mayıs) veri akışına baktığımızda yurt içinde 5 Mayıs günü saat 10:00'da açıklanacak Nisan ayı TÜFE verisinin ön plana çıktığını belirten İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Yusuf Kemal Erdekli de küresel tarafta ise 6-7 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek FOMC toplantısının ardından ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz oranı kararının önemli olacağını hatırlatıyor. Ayrıca, yurt içinde BİM, Sabancı Holding ve Turkcell gibi endeks ağırlığı yüksek şirket bilançolarının da hisse fiyatlamaları ve endeks üzerinde etkisinin hissedileceğini söylüyor.

Orta vadede BİST-100 endeksi için yukarı yönlü potansiyel öngörmeye devam ettiklerini de kaydeden Erdekli, şu değerlemeyi yapıyor: "Son haftalarda 250 doların altında seyreden BİST-100 endeksi 2024 yılında görmüş olduğu 345 dolar seviyesinin yaklaşık yüzde 30 aşağısında bir seyir izliyor. TL bazlı grafiklerde ise bu yıl gördüğümüz 10.900 seviyesinin 1.700 puan altında fiyatlanmaya devam ediyoruz. Orta vadede endeksteki ucuzluk tek başına bir hikaye oluşturmuyor. Daha öncede belirttiğimiz gibi Merkez Bankası'nın Haziran toplantısında veya yılın ikinci yarısında takip eden toplantılarda faiz indirimlerine kaldığı yerden devam etmesi endeksi yukarı taşıyabilecek en önemli beklenti diyebiliriz. Ayrıca, iyi gelebilecek şirket bilançoları ile hisse bazlı yükselişlerin katkısı da endeksi yukarı taşıyabilir. Öte yandan para piyasası fonlarında biriken büyük likiditenin bir kısmının hisse senedi tarafına kayması ile oluşacak para girişi beklentisi de borsada yabancı yatırımcının para girişinden daha olası görünüyor. Ocak ayında yayınlamış olduğumuz strateji raporumuzda 2025 yılı için BİST-100 endeks hedefimizi 13.800 puan olarak belirlemiştik. Tüm bu beklentiler ışığında Mart ayında yurt içinde yaşanan olağanüstü gelişmelerin yarattığı satış baskısına rağmen endeks için verdiğimiz hedef fiyatı koruyor ve önemli bir yükseliş potansiyeli öngörüyoruz. Aşağı yönde oluşabilecek hareketlerde ise endekste 9.000 seviyesinin altında kalıcı bir seyir beklemiyoruz. 9.000 seviyesinin altında oluşabilecek fiyatlamaların hisse bazlı alım fırsatları doğurabileceğini düşünüyoruz."

"YAPI KREDİ VE AKBANK'IN BİLANÇOLARI BEKLENENDEN İYİ"

Yapı Kredi ve Akbank'ın bilançolarının beklenenden iyi geldiğini de ifade eden Erdekli . İki bankanın da çeyreklik net faiz gelirleri ve net karında büyüme var. Ayrıca, Yapı Kredi tarafında yılın ilk çeyreğinde özkaynak büyümesi olumlu" diyor. Genel olarak ilk çeyrekte güçlü bilançolar beklemediklerini de dile getiren Erdekli, yüksek faiz ortamının devam etmesi ve finansal tablolarda enflasyon muhasebesi uygulanıyor olmasının özellikle BİST- Sınai endeksine dahil olan 200'den fazla şirketin bilançosunda baskı yaratmaya devam ettiğini söylüyor. Erdekli, gıda perakendeleri ve iletişim sektörü hisselerinin ise güçlü ciroları ile ön plana çıkmaya devam edebileceğini öngörüyor.

"YABANCI ALIMLARI SINIRLI DA OLSA DEVAM EDEBİLİR"

19 Mart tarihinde yurt içinde yaşanan olağanüstü gelişmeler sonrası yabancıların güven kaybı nedeni ile borsada satış tarafında olmayı tercih ettiğine de dikkat çeken Erdekli, "21 Mart haftasında 443.6 milyon dolar, 28 Mart haftasında 651.9 milyon dolar, 4 Nisan haftasında 445.2 milyon dolar ve 11 Nisan haftasında 293.2 milyon dolarlık net hisse satan yabancı yatırımcı 19 Mart'tan sonraki süreçte ilk kez 18 Nisan haftasında alım tarafına geçti. 269.1 milyon dolar net hisse alımı yaptı. Orta vadede yabancının borsaya güçlü bir para girişi sağlamasını beklemiyoruz. Ancak 18 Nisan haftasında yabancının yeniden alım tarafına geçmesi olumlu bir gelişme. Hisse bazlı uygun fiyatlamalara bakıldığında yabancı alımları ilerleyen haftalarda sınırlı miktarlarda devam edebilir. Haftalık bazda 500 milyon doları aşan net alımlar gelmesi halinde borsa endeksindeki fiyatlamalarda yabancının pozitif katkısı hissedilebilir" yorumunu yapıyor.

Mevcut piyasa koşullarında iskontolu hisse seçiminin önemine de değinen Erdekli, bu kapsamda ağırlıklı olarak F/K, FD/FAVÖK, PD/DD gibi rasyoları kullandıklarını belirterek şu değerlemeyi yapıyor: "Tabii sadece bir çarpan üzerinden karar vermek yatırımcılar için yanıltıcı olabilir. Örneğin, PD/DD çarpanı sektör ortalamasının çok altında olan bir şirket çok yüksek bir net borç yükü altında olabilir. Veya F/K çarpanı sektöre göre çok uygun görünen bir şirket o yıl tek seferlik yüksek bir kar yazmış ve bunun etkisi ile F/K çarpanı düşmüş olabilir. Ancak bu yüksek karlılık gelecek dönemlerde devam etmeyebilir. Bu nedenle tek bir çarpana bakarak karar vermek yerine detaylı bir temel analiz sonrası şirket finansallarına bütünsel bir bakış daha güvenilir bir sonuç verecektir."

Erdekli, içinde bulunduğumuz konjonktürde bilanço beklentilerine de paralel Akbank, Anadolu Sigorta, Afyon Çimento, Aselsan, Arçelik, BİM, Emlak Konut GYO, Ereğli, Ford Otomotiv, İş Bankası, İş GYO, Koç Holding, Migros, MLP Park, Otokar, Pegasus, Sabancı Holding, Sasa, TAV Havalimanları, Turkcell, THY, Türk Telekom, Türkiye Sigorta, Yapı Kredi, Gelecek Varlık Yönetimi, Lider Faktoring ve Ulusal Faktoring hisselerinin uygun seviyelerde portföylere dahil edilmek üzere takip edilebileceğini söylüyor.

Mehmet Bilal BİRCAN/Tera Yatırım Araştırma Direktörü

"AGESA Hayat Emeklilik cazip görünüyor"

AGESA HAYAT EMEKLİLİK: 1Ç25'te solo finansallarına göre piyasa beklentisi olan 983 milyon TL'nin biraz üzerinde 1.125 milyon TL net kâr açıkladı. Bu sonuçlara göre, net kâr yıllık bazda yüzde 89, çeyreklik bazda ise yüzde 32 artış gösterdi. Bu da yılın ilk çeyreğinde yüzde 84 oranında güçlü bir özkaynak kârlılığına (ROAE) işaret ediyor. Tüm segmentlerde teknik sonuçların güçlendiği gözlemlenirken, yatırım gelirlerinde hafif bir artış da dikkat çekiyor. Ancak, faaliyet giderlerindeki artışın, bu pozitif gelişmeleri kısmen dengelediği söylenebilir. Diğer yandan hisse, finansallarına göre son 12 ay verileriyle 7.3 F/K ve 4.5 PD/DD çarpanlarıyla işlem görüyor. Bu durum yüzde 73 ROAE ile birleşince, değerleme açısından hissenin cazip göründüğüne işaret ediyor.

GARANTİ BBVA: 1Ç25'te 23.034 milyon TL konsensüs ve 22.964 milyon TL Tera tahminlerinin biraz üstünde, 25.284 milyon TL konsolide olmayan net kar açıkladı. Garanti BBVA'nın net karı 1Ç25'te yüksek baz etkisiyle çeyreklik bazda yatay kalırken, yıllık bazda yüzde 13 artarak yüzde 30 özkaynak karlılığına tekabül etti. Beklentinin hafif üzerinde kar gerçekleşmesine ana etken olarak ticari kârlar öne çıkarken, diğer kalemlerde de küçük olumlu sapmalar gözlendi. TL kredi hacmi 1Ç25'te çeyreklik yüzde 7 büyüme kaydederek özellikle konut ve ticari taksitli kredilerde güçlü artış gösterdi; aynı zamanda döviz kredileri de çeyreklik yüzde 8 artış gösterdi. Tahminlerimize göre, hisse senedi (2025T) 0.93 PD/DD ve (2025T) 3.5 F/K ve (2026T) 0.65 PD/DD ve 2.1 F/K ile işlem görüyor. Hisse başına 173.96 TL olan 12 aylık hedef fiyatımız, yüzde 6'lık temettü verimi de dahil olmak üzere toplam yüzde 77 getiri potansiyeli sunuyor. Bu nedenle, Garanti BBVA için tavsiyemizi 'Endeks Üstü Getiri" olarak koruyoruz.

YAPI KREDİ: Yapı Kredi 1Ç25'te bizim ve piyasa beklentilerinin üzerinde 11.418 milyon TL solo net kâr açıkladı. Bankanın net kârı, yıllık bazda yüzde11 artarak yüzde 23 özkaynak kârlılığı (ROTE) sağladı. Beklentilerin üzerinde gelen karlılıkta, beklenenden daha yüksek ticari kârlar, ücret gelirleri ve net faiz marjı (NIM) etkili oldu. Bankanın TL kredi hacmi 1Ç25'te çeyreklik bazda yüzde 4 büyüdü. Döviz kredilerinde ise çeyreklik bazda yüzde 7 büyüme kaydedildi. Swapa göre düzeltilmiş NIM çeyreklik bazda 25 baz puan arttı; bu artış, TL mevduat maliyetlerindeki düşüş (KKM maliyetindeki artışa rağmen) ve TL kredilerde hafif yukarı yönlü yeniden fiyatlamanın etkisiyle gerçekleşti. 2025 yıl sonu hedeflerinde bir değişikliğe gitmeyen Yapı Kredi'nin orta ve uzun vade için uygun seviyelerden portföylere eklenebileceği görüşündeyiz.

Ali Kerim AKKOYUNLU/ Gedik Yatırım Araştırma Direktörü

"Enka İnşaat'ta yüzde 55 yükseliş potansiyeli öngörüyoruz"

ENKA İNŞAAT: Şirket çoğunlukla dolar bazlı gelir yapısı, Rusya'daki nakit zengini gayrimenkul işi, geçen seneye göre ilk çeyrekte ciddi anlamda iyileşen ve Kırklareli (850MW) ile Bulgaristan'daki (40MW) kapasite artışlarından sonra daha da artacak olan enerji üretimi, 5.8 milyar dolar sipariş birikimi, 5.3 milyar dolar net nakit pozisyonu, gelir üretiminin yaklaşık yüzde 75'inin yurtdışından gelmesi ve sınırlı Türkiye riski ile mevcut makro ortamda bize göre çok iyi konumlandırılmış. Güçlü 1Ç25 finansalları, birikmiş siparişlerde artış, elektrik fiyatlarında yükseliş, Rusya-Ukrayna savaşında olası bir barış ve daha yüksek dolar/TL kurlarının hisse için katalizör görevi görebileceğini düşünüyoruz. Şirketin yılın ilk çeyreğinde 7 milyar TL net kar (yıllık %49 artış) ve 6.0 milyar TL FAVÖK (yıllık %100 artış) açıklamasını öngörüyoruz. Enka İnşaat hisselerinde yüzde 55 yükseliş potansiyeli ile 94.34 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

TÜRK TELEKOM: Türk Telekom 2024 yılında reel olarak yüzde 12'lik ciro büyümesi (161.7 milyar TL) gerçekleştirirken, operasyonel kârlılıkta ise oldukça güçlü bir görünüm mevcuttu ve 59.0 milyar TL FAVÖK elde edildi (düzeltilmiş: 63.1milyar TL). Net kâr ise operasyonel olmayan kalemlerin baskısıyla yüzde 64'lük düşüşle 8.5 milyar TL oldu. Fiyat geçişlerinin ve dolayısıyla ARPU artışlarının daha belirginleştiğini son açıklanan finansallarda görüyoruz. Bu iyileşmenin 2025 yılında da devam etmesini; FAVÖK marjının şu aşamada muhafazakar bir yaklaşımla 1.5 puan iyileşmesini bekliyoruz. 1Ç25'te ise FAVÖK ve Net Kâr seviyelerinde yıllık bazda yüzde 31'lik ve yüzde 147'lik reel büyüme öngörüyoruz. Şirket; 2025 yılı beklentilerinde yüzde 8-9 seviyesinde ciro büyümesi ve yüzde 38-40 aralığında FAVÖK marjı tahmin ediyor. Hisse fiyatlaması tarafında ise; finansallardaki güçlenmenin belirginleştiği 2024 yılında, endeksten göreceli olarak yüzde 36 pozitif ayrışan Türk Telekom, 2025 yılı başından günümüze ise yüzde 32'lik oldukça güçlü bir pozitif ayrışma gösterdi. Şirket payları, borçlanma maliyeti açısından muhafazakar başladığımız 2025 beklentilerimize göre ~13.6 F/K çarpanı ile kısa vadede güçlü fiyatlansa da, ~3.0 FD/FAVÖK rasyosu ile yurtdışı benzerlerine göre uzun vadede cazip çarpanlarla işlem görüyor. 4Ç24 ve 1Ç25'te daha güçlü bilanço beklentilerimizle öne çıkardığımız Türk Telekom'un yanı sıra, Turkcell'i de güncel fiyatlardan beğeniyor ve ucuz buluyoruz. Endeks üzeri getiri beklentimizle Türk Telekom hisselerinde yüzde 21 yükseliş potansiyeli ile 65.31 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
TAB GIDA: TAB Gıda'nın büyüme modeli, hem kendi restoran açılışları hem de franchise operasyonları ile destekleniyor. Türkiye'de fast-food pazarı, günümüzdeki enflasyonist ortamda uygun fiyatlı ve hızlı servis restoranlarına olan talebin artmasıyla beraber, Tab Gıda'nın franchise modelinin genişleme potansiyeli önemli bir avantaj sağlıyor. Şirket, 2028 yılına kadar restoran sayısını yüzde 10 artırma hedefiyle uzun vadeli büyüme görünümü sunuyor. Restoran açılışları ve yeni franchise anlaşmalarının artması ve operasyonel verimliliğin korunması, hisse fiyatlamasına olumlu yansıyabilir. Ayrıca, şirketin güçlü marka portföyü, genişleyen franchise ağı ve stratejik lokasyon seçimleri, uzun vadede gelir artışını teşvik edecek unsurlar olarak öne çıkıyor. Tab Gıda'nın enflasyonist ortamda karlılığını artırmak için dinamik fiyatlama modeline ve yapay zeka destekli fiyatlandırma stratejilerine yatırım yapması, müşteri trafiğini optimize ederek gelir büyümesini sürdürülebilir kılacak bir başka önemli unsur. Şirketin güçlü nakit yaratma kapasitesi ve borçsuz bilanço yapısı, uzun vadeli büyüme stratejilerini desteklerken hisse fiyatlamasına pozitif katkı sağlayabilir. Şirketin net nakit pozisyonunun 2025 beklentilerine göre 5 milyar TL'ye ulaşması, büyüme yatırımlarına alan açarken finansal riskleri sınırlı tutuyor. Ayrıca, yabancı para cinsinden borçluluğunun olmaması ve operasyonlarının kur riskine karşı korunmuş olması, şirketin makroekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklılığını artırıyor. Tab Gıda payları, 2025 beklentilerimize göre 4.2 FD/FAVÖK çarpanı ile işlem görmekte olup, şirketin güçlü büyüme potansiyeli ve sağlam finansal yapısı göz önüne alındığında, hisse fiyatlamasının yukarı yönlü bir ivme kazanması olası. TAB Gıda hisselerinde yüzde 76 yükseliş potansiyeli ile 300 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

Yusuf Kemal ERDEKLİ/ İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı

"MLP Sağlık'ta yükselme potansiyeli 570 TL"

MLP SAĞLIK: 2024 yılının genelinde güçlü finansal sonuçlar açıkladı. 4. Çeyrek bilançosunda FAVÖK'teki gerilemeye karşın reel ciro büyümesini olumlu bulduk. 2024 yılında kapasite artışını destekleyecek yatırımlarla toplam altı hastaneyi daha bünyesine katan şirketin büyüme stratejisi devam ediyor. Şirket 2025 yılı 1. çeyrekte çift haneli bir büyüme yakalayabilir. Bunda hasta sayısındaki artış etkili olabilir. Özellikle yabancı hasta kaynaklı gelirlerin TL bazında artmaya devam etmesi etkili olabilir. Yurt içi hasta segmentinde de enflasyon ortamında yapılan fiyat ayarlamaları nominal olarak ciroyu ve yüksek hasta hacmi, artan yabancı hasta gelirleri ile operasyonel verimlilik adımları FAVÖK'ü destekleyebilir. MLP Sağlık hisselerinde yüzde 75 yükselme potansiyeli ile 570 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

TURKCELL: Turkcell'in cirosunda reel büyüme devam ediyor. Yüksek faiz ortamından güçlü çıkan az sayıdaki sektör arasında iletişim sektörü bulunuyor. Şirketin son bilançosunda cirodaki reel büyümeye ek olarak satışların maliyetinin ciroya oranının azalış göstermesi de şirketin finansallarını pozitif etkilemişti. Ayrıca, Turkcell'in sahip olduğu yüksek FAVÖK marjına ek olarak reel ARPU büyümesinin devam etmesi de şirket için olumlu bulduğumuz başlıklar olarak ön plana çıkıyor. Şirketin 1Ç25 döneminde de cirosundaki reel büyümenin devam etmesini bekliyoruz. Turkcell hisselerinde yüzde 96 yükselme potansiyeli ile 176 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

ASELSAN: Aselsan'ın güçlü backlogu ve yeni iş anlaşmaları dikkat çekmeye devam ediyor. Bu da şirketin finansallarına pozitif katkı sunuyor. Şirket 2024 yılında önemli stratejik değişimlere imza attı. AselsaneXt vizyonuyla ihracat odaklı büyüme stratejisinin somut adımları şirket finansallarında ve ihracat sözleşmelerindeki artış üzerinden hissedildi. Nitekim 2024 yılında büyük projelere imza atan Aselsan, 4Ç24 finansal sonuçlarında birçok kalemde rekor seviyeye ulaştı. Şirket 1Ç25 dönemi bilançosu ile 2025 yılına da güçlü bir başlangıç yaptı. İhracat odaklı büyüme ile değişen strateji Aselsan'ın 2024 yılında kat ettiği yolun 2025 yılında da devam ettiğini gösteriyor. 2025 yılının ilk çeyreğinde açıklanan finansal sonuçlar güçlü gelmekle birlikte finansal yapı da sağlamlaşmış görünüyor. Şirket, 2025 boyunca hem iç pazarda hem ihracatta güçlü büyüme hedefliyor. Yüksek FAVÖK marjı ve güçlü nakit akışı beklentisi de korunuyor. Aselsan hisselerinde yüzde 24 yükselme potansiyeli ile 168 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

Bir hissenin iskontolu olması;

Bir hissenin adil değerinin altındaki bir fiyatla işlem görmesi 'iskontolu' olarak tanımlanır. Adil değerin hesaplanmasında çarpan analizi, gelir gibi farklı yaklaşımlar kullanılır. Ancak yatırımcılar açısından en kolay olanı şirketin çarpanlarını sektör ortalamaları ile kıyaslamak olabilir. Örneğin 7.0 F/K çarpanı ile işlem gören bir şirketin dahil olduğu sektör ortalamasının 10.0 F/K olduğu senaryoda F/K çarpanına bakıldığında sektör ortalamasına göre yüzde 30 iskontolu olduğu söylenebilir.

Bir hisse piyasa koşulları (genel ekonomik belirsizlik, sektörel sorunlar), şirkete özgü geçici sorunlar (kötü çeyrek sonuçları, yönetim problemleri) ya da yatırımcı algısı veya piyasanın şirketi yanlış fiyatlandırması gibi gerekçelerle de iskontolu olabilir.

Aselsan istikrarlı büyümesini sürdürüyor

Aselsan'ın 2025 yılı ilk çeyrek hasılatı geçen yılın aynı dönemine göre göre reel olarak yüzde 9 büyüyerek 22.8 milyar TL'ye ulaştı. Söz konusu dönemde elde edilen hasılatta Hava Savunma Sistemleri, Silah Sistemleri, Radar, Elektronik Harp, Elektro-Optik, Deniz Sistemleri ve Askeri Haberleşme Sistemlerine yönelik teslimatların önemli bir pay oluşturduğuna dikkat çekildi.

"2025 yılının ilk çeyrek finansal sonuçlarımızla ilgili söylenebilecek ilk husus, 2024'te yakaladığımız güçlü ivmeyi aynı şekilde sürdürdüğümüzdür" diyen Aselsan Genel Müdürü Ahmet Akyol, 2025'in ilk çeyrek sonuçları itibariyle başarılı performanslarının devam ettiğini belirtti. Akyol ilk çeyrek sonuçlarına yönelik şu değerlendirmeyi yaptı: "Ciromuzu reel olarak yüzde 10 civarında büyütmeye devam ettik. Nakit akışımızdaki iyileşmeyi sürdürdük. İlk çeyrek sonuçlarımız, gelecek perspektifimizin olumlu seyretmeye devam ettiğini de gösteriyor. Bir önceki yılın aynı dönemine göre; alınan siparişlerin yüzde 46 oranında artması müşterilerimizin Aselsan'a olan güvenlerinin açık bir kanıtıdır. Özellikle yurt dışından alınan işlerin yüzde 220 oranında artmış olması, ihracat odaklı büyüme stratejimizle doğru yolda olduğumuzu gösteriyor."

Geleceğe odaklanmaya devam ettiklerini de ifade eden Akyol, "İlk çeyrekte, bir önceki yıla göre, yatırım harcanmalarımızı yüzde 70 oranında, Ar-Ge harcamalarımızı ise yüzde 33 oranında artırmış durumdayız. Bu önemli artış oranlarına rağmen nakit akışımızı iyileştirmeyi ve finansal borçlarımızı da yüzde 8 oranında azaltmayı başarmamız ayrıca önemli diye düşünüyorum. Bunlar, Aselsan'ın operasyonel başarısıyla verimlilik artışı sağladığını gösteriyor. Öte yandan ilk çeyrekte, ürün ve teknolojilerimizle ilgili önemli başarılar yakaladık.

Aselsan'ın imzaladığı yeni sözleşmeler ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 46 artışla 1.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Yeni sözleşmelerin 372 milyon dolar tutarındaki kısmı ihracat sözleşmelerinden kaynaklandı. İhracat sözleşmelerindeki artış oranı yüzde 220 oldu. Aselsan'ın Bakiye Siparişleri ise 2025 ilk çeyreği sonunda 15 milyar dolar seviyesine yükseldi" dedi.

VakıfBank'ta yönetim değişmedi

Önceki hafta yapılan VakıfBank'ın 71. Olağan Genel Kurul toplantısında Abdi Serdar Üstünsalih, yeniden Yönetim Kuruluna seçilirken Genel Müdürlük görevine de devam etmesi kararlaştırıldı.

Üstünsalih, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada köklü mirasını modern dünyanın ihtiyaçlarıyla harmanlayan VakıfBank'ın 2020 yıl sonundan bu yana aktif büyüklükte Türkiye'nin halka açık en büyük bankası olduğunun altını çizdi. Üstünsalih, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aktif büyüklüğümüz, bir önceki yıla göre yüzde 44 oranında artarak, 2024 yıl sonunda 4 trilyon TL seviyesini aştı. 40 milyar 375 milyon TL net kâr elde eden bankamız, sağlam finansal yapısı ve stratejik yönetim anlayışı sayesinde sektördeki konumunu pekiştirdi. İmalatı, ihracatı ve istihdamı öncelikleyen selektif kredi politikamızla ticari kredilerimizi yüzde 32 oranında artırarak 1.6 trilyon TL'ye yükselttik. Hane halkına olan desteğimizi bu dönemde de sürdürdük. Bireysel kredilerimizi yüzde 43 oranında artırarak 403 milyar TL seviyesine çıkardık. 2024 yılında nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığıyla milli ekonomiye sağladığımız finansman desteği ise yıllık yüzde 35 artarak 2 trilyon 687 milyar TL'ye ulaştı.

Ana fonlama kaynağımız olan mevduat tarafında da başarılı bir dönemi geride bıraktık. Toplam mevduatlarımız yıllık yüzde 29 artış ile 2.5 trilyon TL seviyesini aştı. Bir önceki yıla göre yüzde 58 oranında artışla 1.2 trilyon TL'ye ulaşan tasarruf mevduatımızın toplam mevduatlar içindeki payı ise yüzde 39'dan yüzde 48 seviyesine ulaştı. Vadesiz mevduatımızı da sektörün oldukça üzerinde yüzde 56 oranında artırarak 669 milyar TL seviyesine çıkardık. Bu dönemde sektörde vadesiz mevduatta en yüksek artış sağlayan banka olduk."

BORSA ŞİRKETLERİNDE NELER OLDU?

ASTOR ENERJİ: Astor Enerji, 2025 yılı ilk çeyrekte 907 milyon TL net kâr açıkladı. Bu rakam, yıllık bazda yüzde 15 artış gösterirken, çeyreklik bazda yüzde 39 oranında geriledi. Net satışlar yüzde 22 düşerek 6.278 milyon TL seviyesinde gerçekleşti. Yurtdışı satışlar dolar bazında yıllık yüzde 5 azaldı; ancak toplam satışlar içindeki payı yüzde 45'ten yüzde 54'e yükseldi.

BRISA: Bridgestone, 2025 yılının ilk çeyreğinde 506 milyon TL net zarar açıkladı. Şirket, geçen yılın aynı döneminde 827 milyon TL net kâr elde etmişti.

DERİMOD: Derimod, 1Ç25 finansal sonuçlarında 23 milyon TL net kar açıkladı. Aynı dönemde şirketin satış gelirleri yıllık bazda yüzde 5, çeyreklik bazda yüzde 42 iyileşerek 1.2 milyar TL oldu.

DOĞAN HOLDİNG: Doğan Holding, 1Ç25 finansallarını 8 Mayıs'ta açıklayacağını duyurdu.

EBEBEK: Ebebek, 1Ç25 finansal sonuçlarında 46 milyon TL zarar açıkladı. Şirket geçen yılın aynı döneminde 36 milyon TL kar, bir önceki çeyrekte ise 90 milyon TL zarar bildirmişti.

EDATA: Edata, "Lisans, üretim izni ve satım sözleşmesi" çerçevesinde toplam 3.7 milyon dolar tutarında sipariş aldığını açıkladı.

EUROPEN: Europen, 2023 nisan ayında yatırımına başladığı güneş enerjisi cam üretim fabrikası yatırımını devreye aldığını bildirdi.

KUZEY BORU: Kuzey Boru, 1Ç25 finansal sonuçlarında 206 milyon TL net kar açıkladı. Açıklanan net kar yıllık bazda yüzde 27 büyüdü.

KOÇ HOLDİNG: Koç Holding, 1Ç25 finansal sonuçlarında 1.4 milyar TL zarar açıkladı. Şirket geçen yılın aynı döneminde 2.7 milyar TL, bir önceki çeyrekte ise 3.3 milyar TL kar bildirmişti.

LİMAK DOĞU ÇİMENTO: Limak Doğu Çimento, 1Ç25 finansal sonuçlarında 227 milyon TL net kar açıkladı. Açıklanan net kar yıllık bazda yüzde 65 daraldı.

OYAK ÇİMENTO: Oyak Çimento, 1Ç25 finansal sonuçlarında 996 milyon TL net kar açıkladı. Açıklanan net kar geçen seneye göre yüzde 23 artış gösterdi.

ŞİŞE CAM: Şişecam, 1Ç25 finansallarını 9 Mayıs'ta açıklayacağını duyurdu.

VESTEL: Vestel, 2025 yılının ilk çeyreğinde 1.014 milyon TL net zarar açıkladı. Şirket, geçen yılın aynı döneminde 852 milyon TL net kâr elde etmişti. FAVÖK ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 72 düşüşle 701 milyon TL olarak bildirildi.

AGESA: Agesa, 1Ç25 sonuçlarında piyasa beklentisinin yüzde 14 üzerinde 1.125 milyon TL net kar ile açıkladı. 1Ç25'te net karlılık yıllık yüzde 89, çeyreksel yüzde 32 artış kaydetti.

ÇİMSA: Çimsa,1Ç25 sonuçlarında 271 milyon TL net kar açıkladı. Açıklanan net kar rakamı, yıllık bazda yüzde 46 azalırken, şirket 4Ç24'de 531 milyon TL zarar bildirmişti.

EREĞLİ DEMİR ÇELİK: Ereğli Demir Çelik 2025 ilk çeyrek sonuçlarında 426 milyon TL net kar açıkladı.

FORD OTOMOTİV: Ford Otomotiv, 1Ç25 sonuçlarında 6.487 milyon TL net kar açıkladı. Açıklanan net kar rakamı, yıllık bazda yüzde 48, çeyreksel bazda yüzde 49 azalış kaydetti.

TAB GIDA: Şirketin 2025 yılının ilk çeyreğinde net kar rakamı 310 milyon TL olarak açıklandı. Net satışlar ise sektör ortalamasına paralel 8.7 milyar TL olarak gerçekleşti. FAVÖK'ü sektör ortalamasının üstünde 1.451 milyon TL olarak bildirildi.

TEKNOSA: Teknosa, 1Ç25 finansal sonuçlarında 414 milyon TL zarar açıkladı. Şirket geçen yılın aynı döneminde 131 milyon TL, bir önceki çeyrekte ise 260 milyon TL zarar bildirmişti. Öte yandan Teknosa, Rekabet Kurumu tarafından aralarında şirketin de bulunduğu tüketici elektroniği pazarında faaliyet gösteren muhtelif sağlayıcılar hakkında soruşturma açılmasına karar verildiğini açıkladı.

TSKB: Banka, 1Ç25 sonuçlarında piyasa beklentisinin yüzde 2 üzerinde 3.095 milyon TL net kar açıkladı. Net kar rakamı yıllık bazda yüzde 60 artış kaydederken, bir önceki çeyreğe göre paralel gerçekleşti.

AKSİGORTA: Aksigorta, 1Ç25 finansal sonuçlarında 352 milyon TL net kar açıkladı. Şirketin özkaynakları bu dönemde yüzde 50 büyürken özkaynak karlılığı yüzde 43 seviyesinde gerçekleşti.

ALCATEL TELETAŞ: Alcatel, 1Ç25 finansal sonuçlarında 68 milyon TL net kar açıkladı. Şirket geçen yılın aynı döneminde 61 milyon TL kar, bir önceki çeyrekte ise 39 milyon TL zarar bildirmişti.

GARANTİ BBVA: Garanti BBVA, 2025 yılının ilk çeyreğinde 25.3 milyar TL net kar elde etti. Bu dönemde geçen seneye göre faiz gelirleri yüzde 66 artarak 161 milyar TL seviyesinde gerçekleşirken, krediler aynı dönemde yüzde 40 artış gösterdi

İŞ FİNANSAL KİRALAMA: İş Finansal Kiralama, 1Ç25 finansal sonuçlarında 630 milyon TL net kar açıkladı, açıklanan net kar geçen sene aynı döneme göre yüzde 22 artış gösterdi.

KOLLEKSİYON MOBİLYA: Koleksiyon Mobilya, 1Ç25 finansal sonuçlarında 10 milyon TL net kar açıkladı. Şirket geçen yılın aynı döneminde 109 milyon TL kar, bir önceki çeyrekte ise 232 milyon TL kar bildirmişti. Aynı dönemde şirketin satış gelirleri yıllık bazda yüzde 39 artarken, çeyreklik bazda yüzde 18 daralarak 472 milyon TL oldu

LİLA KAĞIT: Lila Kağıt, 1Ç25 finansal sonuçlarında 1 milyon TL zarar açıkladı. Şirket geçen yılın aynı döneminde 167 milyon TL, bir önceki çeyrekte ise 133 milyon TL kar bildirmişti. Aynı dönemde şirketin satış gelirleri yıllık bazda yüzde 16 daralırken, çeyreklik bazda yüzde 12 iyileşerek 3 milyar TL oldu.

OTOKAR: 1Ç25 sonuçlarında 463 milyon TL zarar açıkladı. Şirket geçen yılın aynı döneminde de 576 milyon TL zarar bildirmişti. Şirketin yurtdışı satışları, yıllık ve dolar bazında, yüzde16 artış kaydetti ve net satışlardaki payı yüzde 53 oldu.

THY: Türk Hava Yolları, 1Ç25 sonuçlarında 1.818 milyon TL net zarar açıkladı. Şirket geçen yılın aynı döneminde, 6.931 milyon TL net kar bildirmişti. Şirket, 1Ç25'de 10.167 milyon TL FAVÖK açıkladı ve bu rakam geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 34 azalış gösterdi.

TOFAŞ OTO FABRİKALARI: Şirket, 1Ç25 sonuçlarında 140 milyon TL zarar açıkladı. Şirket geçen yılın aynı döneminde, 3.875 milyon TL net kar bildirmişti. Net satışlar 26.674 milyon TL olarak açıklandı ve geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 45 azaldı. FAVÖK marjı ise, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 1045 baz puan azalarak yüzde 2.9 oldu.

FONET BİLGİ TEKNOLOJİLERİ: Fonet, Antalya İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan "36 Ay Süreli Sağlık Bilgi Yönetim Sistemi Hizmet Alımı'' ihalesine 32.6 milyon TL ile en uygun teklifi verdiğini açıkladı.

MIA TEKNOLOJİ: Mia Teknoloji, şirketin dahil olduğu iş ortaklığı ile NATO Communication and Information Agency arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda ilk hak ediş ödemesi olan 3.3 milyon euronun tahsil edildiğini açıkladı.

AFYON ÇİMENTO: Afyon Çimento 1Ç25 finansal sonuçlarında 88 milyon TL net kar açıkladı. Açıklanan net kar çeyreksel bazda yüzde 60 daralsa da 2024 yılının ilk çeyreğine göre artış gösterdi. FAVÖK ise 239 milyon TL olarak gerçekleşti.

ANADOLU SİGORTA: Anadolu Sigorta 2025 yılının ilk çeyreğinde 17.4 milyar TL teknik gelir açıkladı. Teknik gelir yıllık bazda yüzde 31 artarken, çeyreklik bazda geçen çeyreğe paralel seyretti. Net dönem karı yıllık bazda yüzde 21, çeyreklik bazda ise yüzde 25 gerileyerek 2.3 milyar TL oldu.

ARÇELİK: Arçelik,1Ç25 sonuçlarında 1.490 milyon TL zarar açıkladı. Şirket geçen yılın aynı döneminde, 2.204 milyon TL net kar bildirmişti. Net satışlar 99.141 milyon TL olarak açıklandı ve geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 9 arttı. Şirket, 1Ç25'de 5.200 milyon TL FAVÖK açıkladı ve bu rakam geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 27 azalış gösterdi. FAVÖK marjı ise, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 266 baz puan azalarak yüzde 5.2 oldu. Şirket, 1Ç25 finansal sonuçlarının ardından 2025 yıl geneline ilişkin beklentisini korudu:

AKBANK: Banka, 1Ç25 sonuçlarında piyasa beklentisinin yüzde 6 üzerinde 13.184 milyon TL net kar açıkladı. Banka, 1Ç25 finansal sonuçlarının ardından 2025 yıl geneline ilişkin beklentisini korudu.

GARANTİ FAKTORİNG: Garanti Faktoring 2025 yılının ilk çeyreğinde 409.5 milyon TL net dönem karı açıkladı. Net dönem karı yıllık bazda yüzde 47, çeyreklik bazda ise yüzde 14.4 artış gösterdi. Krediler portföyü yıllık bazda yüzde 60.5, çeyreklik bazda ise yüzde 44.6 büyüyerek 18.8 milyar TL'ye ulaştı.

DİTAŞ: Ditaş, yüzde 200 oranında bedelli sermaye artırım kararı aldığını açıkladı.

TURKCELL: Turkcell, 1Ç25 finansallarını 9 Mayıs tarihinde açıklayacağını duyurdu.

VBT YAZILIM: VBT Yazılım, Wood Teknoloji'nin yüzde 20 payına karşılık 2 milyon dolar yatırım yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu.

NATURELGAZ: Naturelgaz, geçen hafta pay başına 0.58 TL brüt temettü dağıttı.

YÜNSA: Yünsa, geçen hafta pay başına 0.04 TL brüt temettü dağıttı.

BİZE ULAŞIN