Cari açık beklentilerin altında

Cari işlemler hesabı Mayıs’ta 684 milyon dolar açık verirken, yıllıklandırılmış cari açık 16 milyar doları aştı. Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi Mayıs’ta aylık yüzde 3.1, yıllık yüzde 4.9 arttı. En yüksek artış ise yüksek teknoloji ürün grubunda gerçekleşti.
17.07.2025 11:51 GÜNCELLEME : 17.07.2025 11:51

HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Cari işlemler hesabı Mayıs'ta 684 milyon dolar açık kaydetti. 900 milyon dolar civarında olan beklentilerin altında kalan Mayıs ayı cari açığı, son 7 ayın en düşük aylık seviyesini gördü. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 4 milyar 68 milyon dolar fazla verdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 4.8 milyar dolar oldu. Cari işlem hesabı Ocak-Mayıs döneminde yıllık yüzde 39 artışla 21 milyar 39 milyon dolar açık verdi. Mayıs'ta yıllıklandırılmış verilerle cari açık bir önceki aya göre 93 milyar dolar artarak 16 milyar 39 milyon dolara çıktı.

Mayıs'ta hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 5.64 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu kalem altında taşımacılık hizmetleri ve seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler sırasıyla 1.87 milyar dolar ve 4.37 milyar dolar oldu. Mayıs'ta doğrudan yatırımlar kaynaklı net girişler 702 milyon dolar, portföy yatırımları kaynaklı net girişler 2.5 milyar dolar oldu.

Mayıs'ta yıllıklandırılmış cari açığın finansmanına net doğrudan yatırımlar 4.6 milyar dolar, krediler 25.1 milyar dolar ve ticari krediler 3.4 milyar dolar katkı verirken; net portföy yatırımları 3.8 milyar dolar ve efektif ve mevduatlar ise net bazda 14.5 milyar dolar negatif yönlü etki etti. Resmi rezervler Mayıs'ta 13.47 milyar dolar artarken, yılın ilk 5 ayında 23 milyar 117 milyon dolar azaldı. Net hata ve noksan kaleminde ise Mayıs'ta 1.3 milyar dolar kaynağı belirsiz para girişi yaşanırken, 5 aylık dönemde 5.9 milyar dolarlık çıkış oldu.

SANAYİ ÜRETİMİNDE CANLANMA SÜRÜYOR

Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi Mayıs'ta aylık yüzde 3.1, yıllık yüzde 4.9 arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; sanayinin alt sektörleri incelendiğinde Mayıs'ta yıllık bazda madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi yüzde 10, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 4.6 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4.7 arttı. Aylık bazda ise madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi yüzde 5.3, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 3.2 artarken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi aynı kaldı. Mayıs'ta ara malı üretimi aylık yüzde 1.5, yıllık 3.1, sermaye malı üretimi aylık yüzde 8.6, yıllık yüzde 12 artış gösterdi. Mayıs'ta yüksek teknoloji üretimi aylık yüzde 25.3, yıllık yüzde 30.6 arttı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatin Kacır, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, en yüksek artışın yüksek teknoloji ürün grubunda gerçekleştiğine dikkat çekerek, "Türkiye, yüksek teknoloji ve katma değerli yatırımlarla yoluna devam ediyor" ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ekonomik aktivitenin ılımlı seyrini sürdürdüğünü vurgulayarak, ikinci çeyrekte sanayide güçlü bir yıllık büyüme beklediklerini kaydetti. Şimşek, "Azalan küresel belirsizlikler ve dezenflasyon sayesinde finansal koşulların iyileşmesi, önümüzdeki dönemde reel sektöre daha destekleyici bir ortam sağlayacak" dedi.

TOPLAM CİRO ENDEKSİ AYLIK YÜZDE 5.7 ARTTI

TÜİK, geçen hafta ülkede ekonomik durumun değerlendirilmesinde kullanılan önemli bir kısa dönemli gösterge olan ciro endeksleri ile ticaret sektöründe faaliyet gösteren farklı tür ve büyüklükteki girişimlerin satış hacimlerini aylık olarak ölçen ticaret satış hacmi endeksini de açıkladı. Buna göre, sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi Mayıs'ta yıllık yüzde 41.5, aylık yüzde 5.7 arttı. Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; Mayıs'ta aylık bazda sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 5.8, inşaat ciro endeksi yüzde 15.1, ticaret ciro endeksi yüzde 4.9, hizmet ciro endeksi yüzde 4 arttı.

Ticaret satış hacmi endeksi Mayıs'ta aylık yüzde 3.3, yıllık yüzde 19.2 artarken, perakende ticaret satış hacmi aylık yüzde 1.6, yıllık yüzde 17.7 artış gösterdi.

HAZİRAN'DA EN ÇOK DİBS KAZANDIRDI

TÜİK verilerine göre, aylık en yüksek reel getiri yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 1.73, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 2.82 oranları ile devlet iç borçlanma senetlerinde gerçekleştirdi. Haziran'da Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından euro yüzde 1.50, brüt mevduat faizi yüzde 0.98 ve külçe altın yüzde 0.62 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağladı. Amerikan doları yüzde 0.70 ve BIST 100 endeksi yüzde 2.16 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise; euro yüzde 2.59, brüt mevduat faizi yüzde 2.06, külçe altın yüzde 1.71 ve Amerikan doları yüzde 0.36 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağladı. BIST 100 endeksi ise yüzde 1.10 oranında yatırımcısına kaybettirdi. Üç aylık, altı aylık ve yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında yaşandı. Üç aylık, altı aylık ve yıllık değerlendirmede en çok kaybettiren finansal yatırım aracı ise BIST 100 endeksi oldu.

İHRACAT BEKLENTİSİ AZALDI, İTHALAT BEKLENTİSİ ARTTI

2025 yılı üçüncü çeyrekte ihracat beklentisi azalırken, ithalat beklentisi arttı. Ticaret Bakanlığı'nın üçer aylık dönemler halinde açıkladığı dış ticaret beklenti anketi, dış ticarete yön veren firmaların yaptığı değerlendirme ve beklentileri yansıtıyor. Dış ticaret beklenti anketine göre, 2025 yılı üçüncü çeyrekte ihracat beklenti endeksi bir önceki çeyreğe göre 4 puan azalarak 105.5 oldu. 2025 yılı üçüncü çeyrek ithalat beklenti endeksi ise, bir önceki çeyreğe göre 11.2 puan artarak 114.8 düzeyinde gerçekleşti.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi Haziran'da önceki aya göre yatay bir seyirle 51 düzeyinde gerçekleşti ve Türk imalatçılarının ihracat pazarlarında talep koşullarının ılımlı bir şekilde güçlenmeyi sürdürdüğüne işaret etti. Bu son veriyle birlikte ihracat iklimindeki iyileşme eğilimi 18 aya ulaştı. Endekste eşik değer olan 50'nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50'nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.

"SOLUK ALDIRACAK"

Şimdi de kısaca geçen haftanın önemli gelişmelerine bir göz atalım. KOBİ'lere uygun koşullarda finansman desteği sağlamak için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Kredi Garanti Fonu (KGF) ve bankaların imza attığı yeni bir Nefes Kredisi'ne başvurular başladı. Nefes kredisi için, TOBB'a bağlı Oda-Borsa üyesi işletmeler başvurabiliyor. TOBB Nefes Kredisi'nden bir firma azami 2.5 milyon lira kredi kullanabilecek. Kredi Garanti Fonu (KGF) öz kaynak desteğiyle kredilere kefil olacak. Krediler, 6 ay ödemesiz şekilde azami 36 ay vadeli olacak. Kredi için, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Akbank, Yapı Kredi, Denizbank ve Ziraat Katılım şubelerine başvuru yapılabilecek. Faizlerin yüksek, finansmana erişimin güç olduğu, konkordatoların çığ gibi büyüdüğü bir ortamda "Nefes Kredisi'nin" reel sektöre soluk aldıracağını söyleyen Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Cansızlar, "Toplamda 25 milyar liralık kredi kullandırılacağı ifade ediliyor. Ancak bu pakete herkes erişemedi. Kredi hacmi artırılmalı" dedi.

YATIRIM FONLARINDA TEVKİFAT ORANI ARTIRILDI

Yatırım fonlarında uygulanan tevkifat oranı yüzde 17.5'e çıkarıldı. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararı'na göre, yatırım fonlarında yüzde 15 olan tevkifat oranı yüzde 17.5'e yükseltildi. 6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli hesaplarda yüzde 15 olan oran yüzde 17.5'e, bir yıla kadar (bir yıl dahil) vadeli hesaplarda yüzde 12 olan oran yüzde 15'e çıkarıldı. Bir yıldan uzun vadeli hesaplarda yüzde 10 olan tevkifat oranında değişikliğe gidilmedi. Düzenleme, yayım tarihinden itibaren açılan veya vadesi yenilenen vadeli mevduat ve katılma hesaplarına (kur korumalı hesaplar dahil) ödenecek faiz ve kar payları için geçerli olacak. Bir diğer Cumhurbaşkanı Kararı ile vergi borçlarının taksitlendirilmesinde teminatsız tecil yapılabilecek tutar 50 bin liradan 250 bin liraya çıkarıldı.

Vergi gelirlerine ek gelir yaratma noktasında böyle bir düzenlemeye gidildiğini dile getiren Prof. Dr. Doğan Cansızlar, "Bu düzenlemeyle 150-200 milyar liralık bir ek gelir hedefleniyor. Ancak, bir anlamda TL'ye yatırım yapan vatandaşların cezalandırılması gibi bir durum söz konusu. Politika faiz oranlarının azaltılmasının beklendiği bir dönemde, bu hamleler TCMB'nin elini zorlaştırıyor. TCMB'nin 24 Temmuz'daki Para Politikası Kurulu toplantısında beklentiler 3.5 puan faiz indirim üzerinde yoğunlaşıyordu. Stopajdaki artış nedeniyle, bunun pek mümkün olamayacağı gözüküyor. İlk etapta 1.5-2 puan olmak üzere, kademeli bir indirim patikası uygulanması ağırlık kazanıyor" dedi.

Prof. Dr. Doğan CANSIZLAR / Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Ekonomik program gözden geçirilsin"

Sanayi üretimi, ciro endeksleri, ticaret satış hacmi endeksi verileri Mayıs'ta olumlu geldi. Bu veriler, 19 Mart süreci ve İsrail-İran arasında yaşanan 12 gün savaşının ekonomiye etkisinin azaldığını gösteriyor. Sanayi üretiminde toparlanmanın devam etmesini bekliyorum. Küresel bazda belirsizliklerin yavaş yavaş azalacağı bir döneme giriyoruz. Yeni bir jeopolitik risk oluşmazsa, 2025 yılını yüzde 3 civarında büyüme ile kapatacağımızı düşünüyorum. Dış ticaret beklenti anketi, üçüncü çeyrekte ihracat beklentilerinde gerilemeye, ithalat beklentilerinde ise artışa işaret ediyor. İhracat beklentilerinde 4 puanlık gerilemenin temelinde, kur baskısı ve küresel piyasalarda rekabet gücünün azalması yatıyor. İzlenen kur politikasının gözden geçirilmesinde, ihracatçının kur baskısından bir ölçüde kurtulmasında yarar var. Yüksek faiz ortamında kurun baskılanması ile götürülen enflasyonla mücadele programı gözden geçirilmeli. Maliye politikalarını da kapsayan bütünleşik bir ekonomik programa ihtiyaç var. Ekonomik program gözden geçirilmeli. Cari açık Mayıs'ta 684 milyon dolarla beklentilerin altında kaldı. Orta Vadeli Program'da 2025 yılı sonu için 28.6 milyar dolar açık öngörülüyor. Mayıs'ta yıllıklandırılmış cari açık 16 milyar dolar. Enerji fiyatlarındaki belirsizlikler nedeniyle, yılı 22-23 milyar dolar civarında açıkla kapatabiliriz.

Prof. Dr. Mustafa YILDIRAN / Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Borç araçlarına dayanan sermaye girişleri devam edebilir"

Türkiye'de dış ticaretle ilgili konular son dönemde jeopolitik riskler üzerinden değerlendiriliyor. Bu değerlendirme, Türkiye ekonomisinin yapısal güçlerini açıklamada yetersiz kalıyor. Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine başlaması ve Almanya'ya hem ABD'nin hem de Çin'in ihracatının azalması da Türkiye için rekabet avantajı sağlıyor. Türkiye'nin ihracatı, ciro endeksinde artış eğiliminin azalarak da olsa devam etmesi, AB'deki faiz indirimleri ve büyüme yönelimli ekonomik müdahalelerle artacaktır. Ayrıca euro'nun diğer paralara göre TL karşısında değer kazanması da bu trendi etkiliyor. Bunun yanı sıra Körfez ülkelerindeki talep artışları da hem ciro endeksindeki artışın devam edeceğini hem de ihracat iklim endeksindeki olumlu eğilim beklentisini taşıyor. Türkiye'nin ödemeler dengesinde, dış ticaret dengesinde istikrar var, finans kaynaklarında borç araçlarına dayanan sermaye girişleri devam edebilir. Cari açıkta geçen yıla nispetle bu yıl daha fazla açık gerçekleşeceği için yılın son çeyreğinde döviz üzerinde talep yönlü bir etki yapabilir. Reel sektöre verilen kredi desteği, kısmi olarak bir rahatlama yapacaktır. Fakat bir yıldan fazla sürede devam eden reel faiz baskısı özellikle reel sektörde borçlanma maliyetlerinin etkisini artırdığı için ekonomide iç piyasada finansman yapısında bozulmalara neden oluyor. İSO 1000 firma verileri de bu gelişmenin sonuçlarını gösteriyor.

Dr. Harun Türker KARA / Ankara Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Nefes kredisi reel sektörün ihtiyacına göre sürekli güncellenmeli"

Sanayi üretiminde son üç aydır yıllık bazda bir artış görüyoruz. Bu artış ortalama yüzde 3.5 düzeyinde. Böylelikle yılın ikinci çeyreğinde önceki yıla oranla sanayi üretiminde bir miktar artış yaşanabileceğini görülüyor. Bu durum büyümeye katkı verecektir. Sanayi üretimi verilerine göre, savunma sanayi ile ilişkili yüksek teknoloji alanı, yıllık bazda yüzde 31 büyüme ile en yüksek artış gösteren alanlar arasında yer alıyor. Sanayi üretiminin artması için finansman kalitesi de oldukça önemli. Bu noktada TOBB tarafından geçen hafta açıklanan yeni Nefes Kredisi programı oldukça önemli. Bu program reel sektörün ihtiyacına göre hacim ve ödeme koşulları açısından sürekli güncellenmeli. Öte yandan, reeskont kredilerinde yapılan düzenlemeler de selektif kredi politikası açısından önemli. Büyüme açısından bir diğer önemli nokta ihracatın katkı vermesi. Bu noktada jeopolitik gelişmeler ve Trump'ın vergi politikaları yılın ikinci yarısında etkili olacak. Merkez Bankası'nın yakın dönemde başlaması muhtemel faiz indirimleri de enflasyon ve büyüme ilişkisi açısından önemli. Ödemeler dengesi rakamlarına baktığımız zaman bankacılık ve diğer sektörlerin dış borç çevirme oranında yılın başı ile kıyaslandığında artış görülüyor. Bu oran bankalar için yüzde 160'ı; diğer sektörler için yüzde 140'ı aşmış düzeyde. Rezerv ve faiz baskısı yaratmadıkça bu durumun devamı dezenflasyon sürecine katkı verebilir.

Hikmet BAYDAR / 3. Göz Danışmanlık CEO'su

"Yatırımcılar, alternatif yatırım araçlarına yönelebilir"

Önümüzdeki dönem TCMB'nin faiz indirimleriyle, bugünkü faiz seviyelerinin bir daha bulunamayacağı kaygısıyla gelen alımlar, tahvile prim yaptırıyor. TÜİK verilerine göre, Haziran'da aylık bazda getiride tahvil birinci oldu. Gerek sanayi üretiminin aylık bazda düşmesi gerekse ilk çeyrekte yüzde 1.8 daralma borsa şirketlerine alım gelmesini de engelliyor. Global piyasalarda zayıf risk iştahı nedeniyle de gelişmekte olan piyasalara kaynak gelmediği için borsada yeni bir yukarı trend hareketi de olamıyor. Tahvilin reel anlamda getiri sağlaması son derece önemli. Çünkü bu sayede dövize yönelim olmuyor. Gelen sıcak para, dolar bazında yüksek getiri sağlamak istediği için kurun yükselmesi yabancıların pek hoşuna gitmez. Yıllık enflasyon beklentisi aşağı olduğu için önümüzdeki dönemde gelecek faiz indirimleri nedeniyle özellikle tahvilde getiriler artabilir. Üçüncü çeyrekte ihracat beklentilerin azalması reel sektör için olumsuz bir haber. Dolayısıyla, durgun iç piyasaya ek olarak şartların zorlaştığı dış piyasayla beraber firmaları nakit döngüsü anlamında zor günler bekliyor. Bu durum borsaya satış dalgası olarak yansıyabilir. Külçe altın daha çok güvenli liman özelliği nedeniyle öne çıkan bir yatırım aracı ve özellikle merkez bankaları genelde alıcı konumunda. Ekonomik ve jeopolitik belirsizlikler altını yükseliş yönünde etkilerken, FED'in faizleri indirmemesi de altında aşağı yönlü baskı yapıyor. Önümüzdeki dönemde altında önemli dalgalanmalar yaşayabiliriz. Stopaj artırımları net getirileri azaltacağı için, bu getirilerden memnun kalmayan yatırımcılar alternatif yatırım araçlarına yönelebilir. Burada kurda yukarı yönlü baskı oluştuğu takdirde döviz mevduata yönelim söz konusu olabilir.

BİZE ULAŞIN