HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Konut satışları, yılın ilk yarısında güçlü toparlanmaya işaret etti. Türkiye genelinde 2025'in Ocak-Haziran döneminde yıllık yüzde 26.9 artışla 691 bin 893 konut satıldı. Bu performans, son üç yılın en yüksek 6 aylık konut satışı olarak kayda geçti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Haziran'da 107 bin 723 konut satışı gerçekleşti. Konut satışları Haziran'da aylık yüzde 17.2 azalırken, yıllık yüzde 35.8 artış gösterdi. Haziran ayı konut satışlarının ise son bir yılın en düşük aylık performansına işaret ettiğini hatırlatalım. Haziran'da Türkiye genelinde konut satış sayısının en fazla oldu iller sırasıyla 17 bin 656 ile İstanbul, 9 bin 428 ile Ankara, 5 bin 987 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 38 ile Ardahan, 62 ile Bayburt, 81 ile Hakkari olarak gerçekleşti.
İPOTEKLİ KONUT SATIŞLARINDA ARTIŞ SÜRDÜ
Haziran'da, ipotekli konut satışları yıllık yüzde 112.6 artarak 14 bin 484 düzeyinde gerçekleşirken, toplam konut satışları içindeki payı yüzde 13.4 olarak hesaplandı. Ocak-Haziran döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise yıllık yüzde 100.4 oranında artarak 103 bin 90 oldu. Diğer konut satışları Haziran'da yıllık yüzde 28.6 artışla 93 bin 239, Ocak-Haziran döneminde yüzde 19.3 artarak 588 bin 803 düzeyinde gerçekleşti.
İlk el konut satış sayısı Haziran'da yıllık yüzde 32 artarak 33 bin 569, yılın ilk yarısında yüzde 19.8 artarak 207 bin 624 oldu. İkinci el konut satışları ise Haziran'da yıllık yüzde 37.6 artarak 74 bin 154, Ocak-Haziran döneminde yıllık yüzde 30.3 artarak 484 bin 269 olarak gerçekleşti.
Bu arada yabancılara yapılan konut satışları Haziran'da yıllık yüzde 8.7 artarak bin 565, Ocak-Haziran döneminde yıllık yüzde 10.6 azalarak 9 bin 354 oldu.
Haziran'da ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 326 ile Rusya Federasyonu, 111 ile Ukrayna ve 109 ile İran vatandaşlarına yapıldı.
Konut satış verilerini değerlendiren KONUTDER Başkanı Ziya Yılmaz, 2025'in ilk yarısındaki Türkiye geneli satışların toplamda 691 bin 893 ile son 3 yılın en büyük artışı olduğunu belirterek, "2024'teki 1 milyon 478 binlik toplam satışın enflasyonun düşmesi ve faizlerin inmesiyle birlikte bu yıl 1.5 milyonun üzerine çıkacağını düşünüyoruz" dedi.
TÜİK verilerine göre, geçen yıl 1 milyon 478 bin 25 konut satışı gerçekleştirildi. Geçmişe dönük verilere bakıldığında, en yüksek satış rakamına 2020 yılında 1 milyon 499 bin 316 konut ile ulaşılmıştı.
KONUT FİYAT ENDEKSİ REEL OLARAK GERİLEDİ
Şimdi de kısaca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) açıkladığı konut fiyat endeksi verilerine bir göz atalım. Türkiye'deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan konut fiyat endeksi (KFE) Haziran'da aylık yüzde 2 artarak 186 seviyesinde gerçekleşti. Yıllık bazda yüzde 32.8 oranında artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 1.7 oranında azalış gösterdi.
Geçen hafta inşaat üretim endeksi verileri de açıklandı. TÜİK verilerine göre, inşaat üretimi Mayıs'ta yıllık yüzde 20.3, aylık yüzde 4.8 arttı. İnşaatın alt sektörleri incelendiğinde Mayıs'ta aylık bazda inşaat sektörü endeksi yüzde 5.6, bina dışı yapıların inşaatı sektörü endeksi yüzde 2.7 ve özel inşaat faaliyetleri sektörü endeksi yüzde 3.4 artış gösterdi.
BÜTÇE YILIN İLK YARISINDA 980.5 MİLYAR LİRA AÇIK VERDİ
Merkezi yönetim bütçesi Haziran'da 330.2 milyar lira açık verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Haziran'da bütçe gelirleri yıllık yüzde 53.8 artışla 909 milyar 427 milyon lira, bütçe giderleri yıllık yüzde 43.1 artarak 1.2 trilyon lira düzeyinde gerçekleşti. Faiz giderlerinin yüzde 177.7 artışla 275.7 milyar liraya ulaştığı Haziran'da faiz hariç giderler yüzde 25.6 artışla 963.9 milyar lira oldu. Haziran'da faiz dışı denge 54.5 milyar lira açık verdi.
Yılın ilk altı ayında bütçe gelirleri yüzde 46.1 artışla 5 trilyon 598.6 milyar lira, bütçe giderleri yüzde 43.7 artışla 6 trilyon 579.1 milyar lira düzeyinde gerçekleşirken, bu dönemde bütçe 980.5 milyar lira açık verdi. Faiz giderlerinin yüzde 93.5 artışla 1.1 trilyon lirayı aştığı Ocak-Haziran döneminde, faiz hariç giderler yüzde 36.5 artışla 5.47 trilyon lira oldu. Faiz dışı denge ise 130 milyar 962 milyon lira fazla verdi.
Vergi gelirleri ise Haziran'da aylık yüzde 58.3 artışla 764.9 milyar lira, Ocak-Haziran döneminde yüzde 48.5 artıyla 4.8 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.
"YIL SONU HEDEFLERİ TUTTURULABİLİR"
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Develi, vergi gelirlerindeki güçlü artış, ekonomik aktivitenin canlandığını ve vergi tahsilatında etkinlik sağlandığını gösterdiğini söyledi. Faiz dışı fazlanın varlığının, bütçe açığının yönetilebilir olduğuna, mali disiplinin korunduğuna işaret ettiğini belirten Develi, "Faiz giderlerindeki yüzde 93.5'lik artış, borçlanma maliyetlerini yansıtsa da, genel bütçe gelirlerindeki büyüme bu yükü dengelemeye yardımcı oluyor. Sermaye giderleri ve transferlerindeki artış (yüzde 50.4 ve yüzde 76.2), altyapı ve yatırım odaklı harcamaların hızlandığını gösteriyor. Orta Vadeli Program ile uyumlu olarak, ekonomik büyüme ve vergi gelirlerindeki artışın devam etmesiyle bütçe açığının genel hükümet tahminlerine yakın seyredeceği öngörülüyor. Yılın ikinci yarısında, makroekonomik istikrarın güçlenmesi, enflasyonun kontrol altına alınması ve yatırım harcamalarının artmasıyla bütçe performansı olumlu yönde ilerleyecek. Yıl sonu hedefleri, mevcut gelir artışı ve disiplinli harcama politikalarıyla tutturulabilir görünüyor" diye konuştu.
ÜCRETLİ ÇALIŞAN SAYISI YILLIK YÜZDE 1.2 ARTTI
Geçen hafta ücretli çalışan istatistikleri de açıklandı. Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Mayıs'ta yıllık yüzde 1.2 artışla 15 milyon 883 bin 683 kişi oldu. Ücretli çalışan sayısı aylık bazda ise değişim göstermedi. Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Mayıs'ta ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 3.1 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 4.6 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 2.9 arttı. Ücretli çalışanlar aylık bazda ise sanayi sektöründe yüzde 0.6 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0.1 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0.3 arttı.
FAİZ KARARI BEKLENİYOR
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 24 Temmuz'da Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını gerçekleştirecek. Piyasalarda ağırlıklı beklenti yüzde 46 düzeyinde olan politika faiz oranında 250-350 baz puan aralığında indirime gidileceği yönünde. 500, 700 baz puanlık indirimleri dile getirenlerin de olduğunu hatırlatalım.
Bu hafta gerçekleştirilecek PPK toplantısına ilişkin görüşlerini aldığımız ekonomistlerin genel beklentisi 250 baz puanlık faiz indirimi yapılacağı şeklinde.
İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, TCMB'nin Temmuz ayı toplantısıyla faiz indirim döngüsüne başlayabileceğini vurgulayarak, faiz indirimi beklentisini 250 baz puan olarak ifade etti. İş Portföy Araştırma Müdürü Hande Şekerci, politika faizinin yüzde 43.5'e ineceği, koridorun alt bandı ve üst bandının 2.5 puan olacak şekilde belirleneceği görüşünde. Şekerci, stopaj artışının ardından indirim beklentilerini 1 puan kadar azalttıklarına işaret etti. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker de Temmuz ayı PPK toplantısında 250 baz puanlık bir indirime gidileceği görüşünü paylaştı. Şeker, enflasyonda sapmalar olmazsa indirim sürecinin aşamalı ve ihtiyatlı olarak sürdürülmesini beklediğini dile getirdi. A&T Bank Baş Ekonomisti Ayşe Özden'in de, Temmuz ayı toplantısında 250 baz puanlık faiz indirimi beklentisinde olduğunu belirtelim.
"İNDİRİM İÇİN KOŞULLAR ELVERİŞLİ"
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Develi, sıkı maliye politikalarının etkisiyle enflasyonda gözlenen düşüş ve ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın, TCMB'nin faiz indirimine başlaması için elverişli koşullar sunduğunu vurguladı. Anketlere göre, ekonomistlerin çoğunluğunun da Temmuz toplantısında faiz indirimi beklediğini dile getiren Develi, "Ekonomistlerin tahminleri 250-500 baz puan (yüzde 2.5-5) arasında değişiyor. Benim beklentim, TCMB'nin temkinli bir yaklaşım benimseyeceği ve 250 baz puanlık bir indirimle başlayacağı yönünde. Bu, hem enflasyonist baskıların azalması hem de ekonomik yavaşlamayı dengeleme çabasıyla uyumlu. Daha agresif bir indirim (500 baz puan) riskli bulunabilir, çünkü hizmet sektörü enflasyonu ve asgari ücret artışının Ocak'ta tetiklediği geçici fiyat baskıları hala izleniyor" diye konuştu.
Ahlatcı Portföy Genel Müdürü Tonguç Erbaş ise, Temmuz toplantısında TCMB'nin faiz indirimine başlamasını beklediğini dile getirerek, indirim beklentisini 350 baz puan olarak ifade etti.
Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ersan Öz de, enflasyondaki yavaşlamanın önümüzdeki dönemde faiz indirimlerinin başlayabileceğine yönelik öngörüleri güçlendirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Ancak hem küresel gelişmeler hem de yurtiçindeki belirsizlikler, faiz indiriminin daha ılımlı bir hızda gerçekleşeceğine işaret ediyor. TCMB'nin politika faizinde temkinli davranarak 250-500 baz puanlık bir indirime gitmesi beklenebilir. Veya bir kesime göre 700 baz puan indirerek yüzde 40'ın altına inmek hedeflenebilir. Önümüzdeki dönemde gerçekleşmesi beklenen faiz indirimlerinin kredilerde yaşanacak büyümeyle özellikle ihracat ve sanayi sektörleri üzerinde sınırlı da olsa bir rahatlama etkisi oluşturması olası."
EN ÇOK GÖÇ VEREN DE GÖÇ ALAN DA İSTANBUL
Geçen hafta 2024 yılı iç göç istatistikleri de yayınlandı. Türkiye'de 2008'de yüzde 3.18 olan iller arası göç eden nüfus oranı, yıllar içinde inişli ve çıkışlı bir seyir izleyerek 2024'te yüzde 3.13 oldu. Diğer bir ifadeyle Türkiye'de 2024'te 2 milyon 682 bin 673 kişi iller arasında göç etti. Bu arada 2023'te iller arası göç eden nüfus oranı yüzde 4.04 ile en yüksek seviyeye çıkmıştı. 2024'te 395 bin 485 kişi ile en çok göç alan il İstanbul oldu. İstanbul'u sırasıyla 202 bin 402 kişi ile Ankara ve 117 bin 889 kişi ile İzmir takip etti. En az göç alan iller ise sırasıyla 4 bin 570 kişi ile Ardahan, 5 bin 644 kişi ile Bayburt ve 6 bin 739 kişi ile Tunceli oldu. İstanbul 369 bin 453 kişi ile en çok göç veren il olurken, onu 150 bin 373 kişi ile Ankara ve 102 bin 40 kişi ile İzmir takip etti. Türkiye'de, 2024 yılında büyüklük olarak en fazla göç hareketliliği, 549 bin 43 kişi ile 20-24 yaş grubunda gerçekleşti. Bu hareketliliğin en önemli sebebi eğitim oldu. Eğitimi işe başlamak ve iş bulmak izledi. 2024'te iller arası göç eden 2 milyon 682 bin 673 kişiden 579 bin 507'si hanedeki fertlerden birine bağımlı göç etti. Diğer göç etme nedenleri incelendiğinde; 512 bin 370 kişinin daha iyi konut ve yaşam koşulları, 479 bin 622 kişinin ise eğitim nedeniyle göç ettiği görüldü.
Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Faizlerde stabilleşme konut talebini canlı tutmaya devam eder"
Konut satış verilerinde öne çıkan en önemli unsur ipotekli satışlardaki yüksek artış oranının gözlenmesi. Hem toplam hem de ipotekli satışlarda gözlenen yükseliş, talep ivmesinin arttığını gösteriyor. Konut fiyatlarında artış devam etse de enflasyondan arındırıldığında reel bazda bir baskı olduğu anlaşılıyor. Satışlardaki ivmenin devamı ve faizlerde stabilleşme konut talebini yılın ikinci yarısında canlı tutmaya devam edecektir. Ancak enflasyon ve maliyet baskıları fiyat artışını sınırlı tutabilir, bu da reel bazda durağan veya hafif fiyat gerilemesiyle sonuçlanabilir.
Bütçe açığının devam etmesi ve yüksek faiz yükü, bütçenin sürdürülebilirliğinde riske neden oluyor. Mali disiplinin sağlanması, kamu harcamalarının önceliklendirilerek gözden geçirilmesi sonucunda ikinci yarıda açık bir nebze kontrol altına alınabilir. Ancak gerek harcama gerekse gelir tarafında kalıcı reformların hayata geçirilmemesi nedeniyle yüksek bütçe açığıyla yılın kapanması muhtemel görünüyor.
Prof. Dr. Ersan ÖZ / Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı
"Maliye politikasında ilave sıkılaştırıcı adımlar atılmalı"
Yılın ilk yarısında bütçe açığının yüksek seyrettiği görülüyor. Haziran ayı merkezi yönetim bütçe verileri ise yılın ilk yarısında en yüksek aylık bütçe açığı artışına işaret ediyor. Bu artışta belirleyici temel faktörlerden biri faiz ödemelerindeki artış. Faiz dışı dengede ise geçen döneme kıyasla nispi bir iyileşme var. Bütçe giderlerinin en büyük kalemleri arasında yer alan cari transferler, personel giderleri ile mal ve hizmet alımları bütçenin harcama tarafında baskı oluşturmaya devam ediyor. Yılın ilk yarısında bütçe gelirleri, geçen yılın aynı dönemine kıyasla giderlerden daha hızlı artarak olumlu bir görünüm sergilese de, yıllık hedefler göz önüne alındında gelirlerin harcamalara göre düşük kaldığı görülüyor. Diğer yandan mevduat ve yatırım fonlarında gerçekleşen stopaj artışı bütçe gelirleri üzerinde pozitif yönde etkisini görebileceğimiz bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Orta Vadeli Program'da öngörülen bütçe hedeflerinin aşılmaması için daha temkinli bir harcama politikası izlenmeli ve yılın diğer yarısında maliye politikasında ilave sıkılaştırıcı adımlar atılmalı. Önümüzdeki iki aylık dönemde mevsimsel etkilerle birlikte konut piyasasının yatay bir seyir izlemesi beklenebilir. Bu eğilim Eylül'den itibaren kısmi bir canlanmaya dönüşebilir. Diğer yandan sıkı parasal duruşun özellikle konut kredileri etkisiyle ipotekli satışlar üzerinde baskı oluşturmaya devam ettiği görülüyor.
Prof. Dr. Abdulkadir DEVELİ / Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Konut sektörü olumlu bir seyir izleyecek"
2025 yılı ilk yarısında konut sektörü, güçlü bir toparlanma ve büyüme performansı sergiliyor. Haziran'da ipotekli satışlar yüzde 112.6'lık sıçramayla finansman koşullarının iyileştiğine işaret ederken, ilk el satışlar yüzde 31.2 payla talebin yeni konutlara yöneldiğini gösteriyor. İkinci el satışların yüzde 68.8'lik payı ise piyasada likiditenin yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Yabancılara satışta yüzde 8.7'lik artış, turizm ve yatırım cazibesinin devam ettiğini gösteriyor. Ancak Ocak-Haziran'da yüzde 10.6'lık düşüş, seçici talebi yansıtıyor. Orta Vadeli Program ile uyumlu olarak, makroekonomik istikrarın güçlenmesi, enflasyonun kontrol altına alınması ve finansman koşullarının iyileşmesiyle konut sektörü olumlu bir seyir izleyecek. Konut fiyatları, talep artışı ve inşaat maliyetlerindeki dengelenmeyle ılımlı bir yükseliş gösterebilir; ancak reel fiyat artışı sınırlı kalabilir. Arsa fiyatları, kentsel dönüşüm projeleri ve altyapı yatırımlarıyla desteklenerek istikrarlı bir artış sergileyebilir. İpotekli satışlardaki ivme ve inşaat üretimindeki büyüme, sektörün canlılığını koruyarak ekonomik toparlanmaya katkı sağlayacak. Yabancı talebinin de turizm bölgelerinde güçlenmesi bekleniyor. İnşaat üretim endeksi Mayıs'ta yıllık yüzde 20.3, aylık yüzde 4.8 artışla sektördeki dinamizmi gösteriyor; özellikle bina inşaatında yüzde 23.3'lük yıllık büyüme dikkat çekici.
15-34 YAŞ GRUBUNDA İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 12.7
Geçen hafta 2024 yılı işgücü piyasasında gençlere yönelik istatistikler de yayınlandı. TÜİK verilerine göre, 2024'de 15-34 yaş grubunda kurumsal olmayan nüfus 24 milyon 291 bin kişi olup bu kişilerin 14 milyon 606 bini işgücünde yer aldı. Bu yaş grubunda istihdam edilenlerin sayısı 12 milyon 744 bin kişi iken işsiz sayısı ise 1 milyon 862 bin kişi oldu. 15-34 yaş grubunda işgücüne katılma oranı yüzde 60.1, istihdam oranı yüzde 52.5 ve işsizlik oranı yüzde 12.7 olarak tahmin edildi. Eğitimleri sırasında staj veya çıraklık gibi çalışma deneyimi olanların istihdam oranı yüzde 68.6 olurken, çalışma deneyimi olmayanlarda ise bu oran yüzde 55.8 oldu. Gençlerin yüzde 17.7'si eğitimini yarıda bıraktı veya bölüm değiştirdi. Gençlerin yüzde 22.5'i ekonomik nedenler, yüzde 17.2'si eğitim programının beklentisini karşılamaması, yüzde 14.1'i ailevi nedenlerden dolayı eğitimini yarıda bıraktığını veya bölüm değişikliği yaptığını beyan etti.
YILIN İLK YARISINDA KAPANAN ŞİRKET SAYISI ARTTI
2025 yılının ilk 6 ayında kurulan şirket sayısı yıllık yüzde 0.9 azalışla 52 bin 226 olurken, kurulan kooperatif sayısı yüzde 24.9 azalışla 988, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 19.1 artışla 8 bin 261 düzeyinde gerçekleşti. TOBB verilerine göre, yılın ilk 6 ayında kapanan şirket sayısı yıllık yüzde 14.6 artarak 13 bin 677, kapanan kooperatif sayısı yüzde 6.4 artarak 415, kapanan gerçek kişi işletme sayısı yüzde 5.2 azalışla 7 bin 997 oldu. Haziran'da kurulan şirket sayısı yıllık yüzde 11 artışla 7 bin 330, kapanan şirket sayısı ise yüzde 27.1 artışla 2 bin 569 düzeyinde gerçekleşti.