Hisse fon zamanı…

Uzmanlar borsadaki volatiliteye karşı hisse senedi fonlarını öneriyor. Analistler, tek bir hisseye yatırım yapmak yerine birçok farklı şirketin payına yatırım yapan fonların, sektörel ve şirket bazlı riskleri dengelediğine dikkat çekiyor…
23.10.2025 11:44 GÜNCELLEME : 23.10.2025 11:44

İDİL TARAKLI/ Menkul Kıymet Yatırım fonlarının büyüklüğü 6.8 trilyon lira seviyelerinde bulunuyor. Bunun yaklaşık 4.6 trilyon lirası serbest şemsiye fonları, 1.2 trilyon lirası para piyasası fonları, 286 milyar lirası katılım fonları, 162 milyar lirası hisse senedi fonları, 159 milyar lirası kıymetli maden, 157 milyar lirası borçlanma araçları ve 71 milyar lirası da değişken fonlardan oluşuyor.

Portföy yöneticileri, borsadaki volatiliteye karşı hisse fonlarını öneriyor. Son bir yılda enflasyonun üzerinde kazandıran fonlar bulunduğuna dikkat çeken uzmanlar, hisse senedi fonlarda stopaj muafiyetinin cazibeyi arttırıp sektörel ve şirket bazlı risklere karşı bu fonları ön plana çıkardığını belirtiyor.

Özellikle sermaye piyasalarında deneyimi olmayanlara yatırım fonları aracılığıyla yatırım tavsiye eden uzmanlar, uzun vadede fonların yatırımcısını enflasyona karşı da koruyacağını hatırlatıyor. Hisse fonlarının profesyonel yönetim avantajı sunmasının yanı sıra riskin yayılması imkanını da sağladığını belirten portföy yöneticileri, sektörün 2025 yılını fon büyüklüğü açısından tarihi seviyelerde kapatmasını bekliyor.

Bu noktada yatırım uzmanları hisse senedi piyasasına yatırım yapmak için hisse senedi yatırım fonlarının borsaya doğrudan yatırım yapmaktansa daha dengeli bir portföye dolaylı yoldan sahip olmak isteyen yatırımcılar için çok daha uygun olduğunun altını çiziyor. Serbest fonlar tanımı gereği çeşitli varlık sınıfları arasında kısıtlara tâbi olmadan yatırım yapma imkânı sağladığından, daha geniş bir ürün yelpazesine yatırım yapabilen fonlar, Bireysel Emeklilik yatırım fonları (BES) ise uzun vadeli düşünen yatırımcılara hitap eden fonlar olarak Borsa İstanbul'da yatırım yapmak isteyenler için ön plana çıkıyor.

Analistler tek bir hisseye yatırım yapmak yerine birçok farklı şirketin payına yatırım yapan fonların, sektörel ve şirket bazlı riskleri dengelediğine dikkat çekerek "Ayrıca piyasa koşullarına göre portföy dağılımında yapılan aktif yönetim sayesinde, yatırımcılar dalgalanmalardan önemli ölçüde korunuyor. Dolayısıyla, borsaya yatırım yapmak isteyen ama risk yönetimi konusunda profesyonel destek arayan yatırımcılar için hisse fonları önemli bir araç olarak ön plana çıkıyor" diyor.

Bu arada tüm fonları tek bir sistem üzerinden karşılaştırmaya olanak veren fon bilgilendirme platformu TEFAS verilerine göre, fon piyasasında Ekim 2025 itibarıyla toplam işlem hacmi 8.4 trilyon TL'ye ulaşmış durumda. Günlük ortalama işlem hacmi ise son olarak 43.7 milyar TL'lerde gerçekleşiyor. Merkezi Kayıt Kurulu (MKK) verilerine göre 2024 Eylül sonu itibarıyla fonların portföy değeri 4.1 trilyon iken, bu rakam 9 Ekim 2025 tarihinde 7.6 trilyon TL'yi aştı. Yatırımcı sayısı ise 5.39 milyondan 5.69 milyona yükselmiş durumda.

"DAHA GİDECEK YOLUMUZ ÇOK"

Pusula Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Ayşe Seher Aydın'a göre

hem küresel hem Avrupa ölçeğinde daha gidecek yolumuz çok.

Fonların ek gelir getirme konusunda yatırımcılar için önemli bir alternatif olduğuna da dikkat çeken Aydın'a göre, yatırım fonları, çok küçük tutarlarda bile yatırım yapma imkânı sunarak finansal piyasaları herkes için erişilebilir hale getirmesi açısından oldukça önemli bir seçenek oluşturuyor. Üstelik bu fonlar, piyasayı yakından takip eden profesyonel portföy yöneticileri tarafından yönetildiği için bireysel yatırımcılara hem zaman hem de bilgi açısından büyük kolaylık sağlıyor. Öte yandan çeşitlendirilmiş portföy yapısı sayesinde riski dağıttığını da kaydeden Aydın, "Tek bir hisseye, tahvile ya da emtiaya bağlı kalmadan; hisse senetleri, devlet tahvilleri, eurobondlar, altın ve benzeri birçok varlıktan oluşan dengeli bir portföyde yer almak mümkün. Bu da yatırımcıya, dalgalı piyasalarda daha istikrarlı bir getiri olanağı sunuyor. Sonuç olarak, yatırım fonları; uzman yönetimi, düşük başlangıç limiti ve çeşitlendirilmiş portföy avantajı sayesinde, düzenli birikim yapmak ve ek gelir elde etmek isteyen herkes için önemli bir fırsat sunuyor" diyor.

Bugün fon piyasasında daha çok yerlilerin yoğun olduğunu da ifade eden Aydın yabancı yatırımcıların özellikle Türkiye'nin potansiyel getiri sunduğu dönemlerde hisse bazlı fonlara ve kur avantajlı alanlara ilgi gösterebildiğini; fakat sürekli ve kesintisiz talepten söz edemediğimizi söylüyor. 5 milyon 623 bin yatırımcının sadece 47 bin 922'sinin yabacı uyruklu olduğunu belirten Aydın, "Böyle olunca portföyleri de sınırlı tabii. Nitekim Eylül ayı itibarıyla 7.4 trilyon TL'lik portföyün 238 milyar TL'lik kısmı yabancılarda görünüyor" bilgisini paylaşıyor.

"SEKTÖREL VE ŞİRKET BAZLI RİSKLERİ DENGELİYOR"

Tek bir hisseye yatırım yapmak yerine birçok farklı şirketin payına yatırım yapan fonların, sektörel ve şirket bazlı riskleri dengelediğinin altını çizen Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Müge Peker ise ayrıca piyasa koşullarına göre portföy dağılımında yapılan aktif yönetim sayesinde, yatırımcıların dalgalanmalardan önemli ölçüde korunduğunu da hatırlatıyor. Dolayısıyla, borsaya yatırım yapmak isteyen ama risk yönetimi konusunda profesyonel destek arayan yatırımcılar için hisse fonlarının önemli bir araç olarak ön plana çıktığını söylüyor.

Dijitalleşen finansal sistem sayesinde yatırım fonlarına erişimin artık son derece kolay olduğunu da belirten Peker, "Yatırımcılar, bankalarının mobil uygulamaları üzerinden fon alım-satım işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebilir. TEFAS'a açık tüm yatırım fonları, yatırımcının müşterisi olduğu bankalar aracılığıyla satın alınabilir. Nitekim Yapı Kredi Portföy olarak sunduğumuz fonlara, hem Yapı Kredi'nin kapsamlı dijital kanalları üzerinden birkaç adımda ulaşabilir, hem de farklı banka ve aracı kurumlar aracılığıyla da yatırım yapabilirsiniz. Yatırım fonlarında alım-satım masrafı da bulunmaz. Ancak her fonun stratejisine göre farklılaşan yönetim ücretleri mevcuttur ve bu oranlar, fonun elde tutulma süresine bağlı olarak fiyatlara yansır. Tüm ücret ve koşullar, ilgili fonların izahnamelerinde şeffaf biçimde yatırımcılara sunulmaktadır" şeklinde konuşuyor.

"FONLARIMIZ AKTİF BİR ŞEKİLDE YÖNETİLİYOR"

Fonların portföy içeriğinin, piyasa koşulları ve yatırım stratejisine bağlı olarak aktif şekilde yönetildiğini de ifade eden Peker, bu nedenle fon içeriğinde günlük olarak dahi değişiklikler olabildiğini hatırlatıyor. Yatırımcıların, ilgili fon sayfasında yer alan portföy dağılım raporuna KAP üzerinden aylık olarak erişebileceğini de dile getiren Peker, "Nitekim Yapı Kredi Portföy web sitesinde yer alan fon bültenlerinden bizim fonlarımızın en fazla taşıdığı ilk 10 varlık bilgisi de aylık olarak görüntülenebilir. Fon yöneticilerimiz, piyasadaki gelişmelere göre sektörel dağılım ya da hisse tercihlerinde düzenlemeler yapıyor. Yapı Kredi Portföy olarak, yatırımcılarımızın fonlarımızın güncel durumunu şeffaf ve anlaşılır biçimde izleyebilmeleri için tüm kanallarımızı aktif olarak kullanıyoruz" diyor.

Peker de fon piyasasını, yerli yatırımcıların domine ettiğini ve yabancı yatırımcıların limitli talep gösterdiğini belirterek, veri analizi platformu (VAP) Uyruk Bazında Yatırımcı Sayıları sayfasında yer alan verilere göre Eylül 2025'te tekil yerli yatırımcı 5.6 milyon kişi iken yabancı yatırımcının 238 milyar TL ile yaklaşık 48 bin kişi olduğunu söylüyor. Geçen yıl Aralık sonunda aynı rakamın 93 milyar TL ile tekil yerli yatırımcılarda 5.4 milyon iken yabancı yatırımcının 41 bin olduğunun altını çiziyor.

"HİSSE SENEDİ FONLARINDA STOPAJ MUAFİYETİ VAR"

Yatırımcıların fonu elde tutma süresine karar verirken yalnızca endeksin seyrine odaklanmalarının yeterli olmadığını da belirten Peker "Bu süreçte yatırımcının risk profili, yatırım hedefleri, ekonomik koşullar ve fonun stratejisi gibi unsurlar da belirleyici rol oynar. Endeksin yönü önemli bir gösterge olsa da profesyonel fon yönetimi sayesinde yöneticiler piyasa dalgalanmalarına karşı proaktif önlemler alabilir. Bu nedenle yatırımcıların sabırlı olması ve fonu uzun vadeli bir perspektifle değerlendirmesi büyük önem taşır. Öte yandan, yatırımcılar hedef fiyat belirleyerek, yatırımda ulaşmak istedikleri getiri düzeyine göre elde tutma süresini belirleyebilir" diyor.

Yakın zamanda yatırım fonlarının stopaj oranlarının yükseldiğini ancak hisse senedi fonlarında bu artışın yaşanmadığını da hatırlatan Peker "Fon adında 'hisse senedi yoğun fon' ibaresi olan hisse senedi fonlarında stopaj muafiyeti devam ediyor. Diğer yandan stopaj oranı değişikliği sonrasında yatırım fonlarına talebin de düşmediğini söyleyebiliriz. Vadeli mevduat müşterilerinin geçmişe nazaran daha fazla fon tercih ettiğini da söylemek mümkün. Bu arada 2025 yılında en fazla büyüyen fon türü ağırlıklı T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından halka arz edilen yurt dışı borçlanma araçlarına yatırım yapan döviz serbest fonlar oldu" bilgisini veriyor.

Müge PEKER / Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü

"Yatırımcı performansı fonun nasıl yönetildiğini 'ölçen rasyolarla' da analiz edebilir"

Yapı Kredi Portföy olarak, Ekim başı itibarıyla 117 yatırım fonunu yönetiyoruz. Ayrıca, bu fonlarımızla 1.2 milyon yatırımcıya hizmet veriyoruz. Eylül sonu itibarıyla yatırım fonlarında son 1 yılda yüzde 123 artışla 650 milyar TL'nin üzerinde büyüklüğe ulaştık.

Bugün itibarıyla 1 adedi yabancı hisse senedi olmak üzere toplam 16 adet hisse senedi fonunu yönetiyoruz. Bu fonlarımızla yatırımcılarımızın farklı risk iştahlarına ve beklentilerine belirledikleri vadeler doğrultusunda geniş bir yelpaze sunuyoruz. Hisse senedi fonlarımız arasında belirli temalara, sektörlere ya da sürdürülebilirlik kriterlerine odaklanan alternatiflerimiz bulunuyor.

Son bir yıl, hisse senedi piyasaları açısından oldukça hareketli geçti. Bu süreçte Yapı Kredi Portföy olarak yönettiğimiz hisse senedi fonları Eylül sonu itibarıyla yatırımcılarına yüzde 38'e kadar değişen oranlarda getiri sağladı. Aynı dönemde BİST- 100 endeks getirisinin yüzde 12 ile sınırlı kaldığını belirtmekte fayda var. Özellikle güçlü bilanço yapısına sahip, ihracat odaklı ve teknolojik dönüşümü yakalayabilen şirketlere yatırım yapan fonlarımız, endeksin üzerinde performans göstererek yatırımcıların beklentilerini karşılamayı başardı.

Orta ve uzun vadede Borsa İstanbul'un yukarı yönlü potansiyelini koruduğunu düşünüyoruz. Kısa vadeli dalgalanmalar her zaman mümkün olmakla birlikte, orta vadede enflasyonun gerilemesi, faizlerin düşüş döngüsüne girmesi ve uluslararası yatırımcı ilgisinin artmasıyla endeksin pozitif bir seyir izleyeceğini öngörüyoruz.

Risk yönetiminde 'çeşitlendirme' riskin azaltılması için önemli bir faktör, hisse senedi fonları ile piyasa şartlarına göre farklı yönlerde hareket edecek hisse senetlerinin bulunarak portföylere katılması hem hisse senedi fonunun hem de yatırımcının tüm portföyünün dalgalanmasını azaltabilir. Örneğin, Eylül sonu itibarıyla BİST-100 endeksinin son 1 yıldaki volatilitesi yüzde 25.62 seviyesindeyken, Yapı Kredi Portföy Katılım Hisse Senedi Fonu (HSYF) (YHK), endekse kıyasla yüzde 16 daha düşük volatilite ile işlem görmüş; endeksin yüzde 12 getiri sağladığı bu dönemde fon yüzde 21.6'lık bir performans sergilemiştir.

Öte yandan hisse senedi piyasaları doğası gereği volatilite içerir. Ancak hisse senedi fonları, profesyonel portföy yöneticilerinin bilgi birikimiyle çeşitlendirilmiş bir portföy sunarak bireysel yatırımcının riskini önemli ölçüde azaltıyor. Kısa vadeli yüksek getiriler yatırımcıların dikkatini çekebilir, ancak bu durum tek başına bir yatırım kararı için yeterli değil. Çünkü piyasalarda dönemsel olarak bazı sektörler ya da şirketler öne çıkabilir ve fon bu nedenle yüksek getiri sağlamış olabilir. Önemli olan, fonun uzun vadeli performansı, istikrarı ve risk yönetimidir. Yüksek getiri kısa vadede öne çıkan birkaç hisse senedinin etkisi ile elde edildiğinde değil, portföy çeşitlendirmesi yapılarak riskin dağıtıldığı profesyonel bir yönetimle desteklendiğinde sürdürülebilir hale gelir. Dolayısıyla yatırımcıların fon seçiminde sadece son dönem performansına değil, fonun stratejisine, yönetim ekibine ve farklı piyasa koşullarındaki başarısına bakması daha sağlıklı bir yaklaşım olur. Yatırımcılar bir fonun performansını sadece getiri ile değil, fonun nasıl yönetildiğini 'ölçen rasyolarla' da analiz edebilirler. Örneğin, fonun seçtiği karşılaştırma ölçütüne göre fazladan ne kadar getiri elde ettiği, alınan riske göre ölçümleyen 'bilgi rasyosu' gibi oranları, 6 ayda bir KAP'ta yayınlanan performans sunuş raporlarında inceleyebilirler.

Yatırımcılar fonları değerlendirilirken öncelikle karşılaştırma ölçütüne bakmalı. Diğer yandan tek bir kriter değerlendirmede yeterli değildir. Global literatürde fonlar çok yönlü bir bakış açısı ile değerlendirilir. Bu doğrultuda öncelikle risk-getiri metrikleri (sharpe oranı, riske göre düzeltilmiş getiri vb), aynı tür fonlar ile karşılaştırma, farklı zaman dilimleri (1 yıl -3 yıl – 5 yıl vb), fonun yaşı, yönetim ücretleri ve maliyetler gibi farklı kriterlerin sonucunda doğru bir değerlendirme yapmak mümkün olur. Türkiye fon piyasası yurt dışına nazaran genç bir piyasa olup hızla büyümekte ve yatırımcıların en yüksek faydası için fon yönetimi ve risk süreçlerini geliştirmeye devam etmektedir.

Son dönemde gerek yurt içi gerekse yurt dışı piyasalarda belirsizliklerin yüksek olduğu ve beklenmedik haber akışları gördüğümüz bir dönemden geçtik. Altın ve gümüşün son dönemdeki performansları yatırımcıların taleplerini takiben getirilerin de etkisi ile portföydeki ağırlığın artmasına neden oldu. Nitekim YKP Altın Fonu (YKT) yılbaşından beri toplam 8.7 milyar TL büyüyerek toplam 25.9 milyar TL büyüklüğe, YKP Gümüş Fon Sepeti Fonu (YZG) 4.5 milyar TL büyüme ile toplam 7.9 milyar TL büyüklüğe ulaştı.

Önümüzdeki dönemde ise belirsizliklerin devam etme ihtimaline karşı yatırımcıların farklı piyasalardaki fırsatları dengeli olarak alan ve mutlak getiri hedefleyen yatırım fonlarını tercih edebileceklerini düşünüyoruz. Bu doğrultuda yatırımcıların risk/getiri dengelerini de gözeterek Yapı Kredi Portföy Birinci Katılım Serbest (Döviz) Fon (CKL), Yapı Kredi Portföy Birinci Değişken Fon (YDP) veya Yapı Kredi Portföy Mutlak Getiri Hedefli Hisse Senedi Serbest Fon (Hisse Senedi Yoğun Fon) (YMH) benzeri fonları tercih edebileceklerini öngörüyoruz.

Hisse senedi fonu almayı düşünen yatırımcıların birkaç temel noktaya dikkat etmesi gerekir;

*Öncelikle tüm fonları alırken olduğu gibi yatırımcı, kendi risk profili ve toleransına göre fon seçmeli. Her fon türünün kendi içerisinde farklı risk/getiri dengesi olduğu gibi genel olarak yüksek risk profilinde olsa dahi hisse senedi fonları da yatırım stratejilerine göre birbirlerinden farklılık gösterirler. Örneğin; belirli bir sektöre yatırım yapan fon, ilgili sektöre dayalı haberlerden etkilendiği için kendi içinde sektörel dağılım yapan bir fondan konsantrasyonu nedeniyle daha farklı fiyat hareketlerine maruz kalabilir.

*Fonların geçmiş performansı fonun fiyat dalgalanmasına (volatilite) dair bir bilgi verse de gelecek getiriye dair bilgi de sınırlı kalabilir. Dolayısıyla fon seçimi yapılırken geçmiş getiri tek başına yeterli bir kriter değil, gelecek dönem beklentileri seçim yaparken daha fazla dikkate alınması gereken bir unsur olarak öne çıkar. Diğer yandan bir fonun getirisinin değerlendirilmesi fonun karşılaştırma ölçütü ile kıyaslayarak yapılmalı. Fonun nihai hedefi belirlenen karşılaştırma ölçütünün üzerinde getiri elde etmektir.

*Fonun önerilen yatırım vadesi yatırımcının vadesi ile uyumlu olmalıdır. Bir fonun riski arttıkça hem getiri potansiyeli hem de önerilen yatırım vadesi uzar dolayısıyla kısa vadeli yatırımları yönlendirirken hisse senedi fonlarına dikkat edilmeli. Bu nedenle yatırımcı, kendi risk algısını ve ne kadar süre fonu elde tutmak istediğini netleştirmeli ve olası değer kayıplarında beklemeyi göze almalı. Geçmiş getiriler incelendiğinde, hisse senedi piyasalarının uzun vadede enflasyonun üzerinde yüksek getiri sağladığı açıkça görülmektedir.

*Önemli olan bir diğer unsur da şirketin güvenilirliğidir. Yatırımlar yönlendirilirken şirketin etkin risk politikası, yatırım süreçlerinin şeffaflığı ile portföy yönetimi ekibinin uzmanlığı da fon seçiminde önemli kriterler olarak öne çıkar.

Altuğ DAYIOĞLU/ RePie Portföy Genel Müdürü

"Mevzuattaki olası değişiklikler de fonların getirisini etkiler"

Gerek fon çeşitliliği ve gerekse de yüksek faiz ortamında eşik üstü getiri yaratma potansiyeli açısından sektörün başarılı olduğunu düşünüyoruz.

Cari faiz hadlerindeki değişimlerin hisse senedi fonlarına olan talebin önemli bir bileşeni olduğunu söyleyebiliriz.

Önümüzdeki dönemde ise nominal faiz hadlerinin geri gelmesiyle beraber hisse senedi fonlarının portföylerde önemli ölçüde yer almasını bekliyoruz.

RePie Portföy olarak bünyemizde toplam 24 adet yatırım fonu bulunuyor.

Bunların 9 tane serbest hisse senedi yoğun fon ve 1 tane de hisse senedi yoğun fon. Ekim 2024'ten bu yana geçen bir yıllık sürede yüzde 30-35 bandında getiri elde etti. Dezenflasyon sürecinin orta ve uzun vadede başarılı bir şekilde devam edeceğini ve manşet enflasyonun 2026 sonunda TCMB'nin tahmin aralığı içerisinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Dezenflasyon sürecinde nominal faiz hadlerinin de belirli bir patikada düşmeye devam edeceği ve Borsa İstanbul'un da bundan yararlanacağı fikrindeyiz.

Hisse senedi fonları profesyoneller tarafından yönetildiğinden, eğer sektörler arası geçişler doğru ve zamanında yapılırsa fonun kendi içerisindeki riski dağıtmak açısından yatırımcılara büyük oranda destek olur.

Ancak hisse senedi fonu alacaklar öncelikle, makro çerçevenin hisse senedi piyasasını destekleyip desteklemediğine karar vermeli ve daha sonra ilgili fonların geçmiş dönem performansının hisse senedi endeksi ile karşılaştırılmasını yapmalıdır. TEFAS'a açık olan fonların tercih edilmesi, akabinde güvenilir ve saygın portföy yönetim şirketlerinin yönettiği fonların tercih edilmesi de önemli bir faktördür. Öte yandan geçmiş dönem getirisi gelecek dönemin garantisi olmamakla beraber, fon yöneticisinin performansını görmek açısından önemli bir ölçüt olarak değerlendirilebilir. Yine de tek başına yatırım kararı vermek açısından elbette ki yeterli değildir. Fon yöneticisinin performansından bağımsız olarak, piyasa dinamiklerindeki dalgalanmalar ya da stopaj oranları gibi mevzuattaki olası değişiklikler de fonların getirisini doğrudan etkilediği unutulmamalı.

Ayşe Seher AYDIN/ Pusula Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü

"Türkiye'de bulunmayan fonları getirmek için çalışıyoruz"

Türkiye'de yatırım fonu piyasası son yıllarda önemli bir ivme yakaladı.

Ancak hem küresel hem Avrupa ölçeğinde daha gidecek yolumuz var. İlk hedefimiz olarak sektör büyüklüğünün bu noktada Türkiye GSYH'sinin yarısına ulaşacak kadar bir büyüme gerçekleştirmesi, yabancı yatırımcılar için cazibe merkezine dönüşmesi olmalı. Halen sektör büyüklüğümüzün GSYH'ye oranın yüzde 18-20'erde olduğu düşünülürse gidecek çok yol olması aslında fırsatları da barındırıyor diyebilirim. Çünkü Avrupa'da bu oranlar yüzde 110-120'lere kadar çıkıyor.

Hisse senedi yoğun fon dediğimiz yüzde 80 hisse senedine yatırım yapan fonlarda stopaj oranı 0'dır. 2025 Şubat ayında diğer yatırım fonlarında yüzde 15'e, 09.07.2025 itibari ile alınan yatırım fonlarında ise stopaj oranı yüzde 17.5'e yükseltilmiş idi. Maliye Bakanlığı'nın bunu yüzde 20'ye kadar da çıkarması Hazine gelirlerinde artış amacı ile bekleniyor. Ancak yatırım fonu sektörünün özellikle para piyasası fonları ve serbest fonlar tarafında bir küçülme yaşamadığını görüyoruz. Yatırımcı reel getiri olan para piyasası fonlarında ya da serbest fonlarda yatırım fırsatlarını aramaya devam ediyor.

Ben önümüzdeki dönemde de, para piyasası fonlarının yine emtia ürünlerine yatırım yapan fonların ayrıca düşen faiz ortamı sebebi ile de algoritmik işlem yapan fonların daha çok piyasada yer alacağını ve konuşulacağını düşünüyorum.

Bizim önümüzdeki dönemde çıkarmayı planladığımız fonlar arasında Gayrimenkul Yatırım Fonları ve Katılım Şemsiye Fonları çatısı altında Katılım Altın, Katılım Para Piyasası, Katılım Hisse, Katılım Döviz fonları bulunuyor. Bu arada yurtdışında bazı ülkelerde olup da henüz Türkiye'de bulunmayan fonları piyasalara getirmek için de ekiplerimiz çalışmalarını sürdürüyor.

Biz mevcut durumda 12 fonumuz ve yeni kurulmuş 3+1 GSYF ve 16 fonumuz ile yatırımcılarımıza hizmet veriyoruz. Bunlardan 4 tanesi TEFAS' a açık 12 tanesi TEFAS'a kapalı fon. Şu an için fon büyüklüğümüz 34 milyar TL civarında. Yılsonunda hedefimiz bu rakamı 50 milyar TL'ye çıkarmak. Şu anda bu hedefe ulaşacak gibi görünüyoruz.

1'i PHE kodu ile işlem gören Pusula Portföy Hisse Senedi Fonu'muz TEFAS'a açık, 8'i kapalı olmak üzere toplam 9 hisse senedi fonumuz bulunuyor.

28 Mart 2024 tarihinde ihracını gerçekleştirdiğimiz TEFAS'a açık olan PHE-Pusula Porftöy Hisse Senedi Fonu'muzun yıllık getirisi Ekim 2025 tarihi itibarıyla yüzde 34.04'lerde. Aynı dönemde BİST- 100'ün yüzde 19.67 arttığı, TÜFE'nin yüzde 33.29 düzeyinde olduğu düşünüldüğünde oldukça başarılı bir performans gösterdiğimizi söyleyebilirim.

Borsa İstanbul tarafında düşen faiz ortamının seyri, reel getiri arayan yerli yatırımcıyı hisse yatırımına geri çekmesini bekliyoruz. Burada önemli olan nokta yurtdışında yaşanan gelişmelerin bizde de oynaklığı yaşatacak olmasını göz önünde bulundurmak lazım. İki büyük dev ABD ve Çin tarafındaki karşılıklı adımlara göre yılbaşında yaşanana benzer bir kafa karışıklığı olabilir. Bu noktada yaşanacak gelişmelere, piyasanın teknik seviyelere göre endeks 10.300 seviyelerine kadar geri çekilse de orta vade 11.500 seviyesini yeniden görebileceğini öngörüyoruz. Uzun vade için ise kısa vadede çok belirleyici haber akışları olması nedeni ile hem profesyonel hem küçük yatırımcıların günlük pozisyonlarını iyi bir risk analizi altında takip etmeleri gerektiğini düşünüyoruz.

Hisse Fonları temel anlamda Modern Portföy Teorisi'nin tüm temel adımlarını kullanıyor. Bunu biraz açacak olursak; bireysel yatırımcının tek yatırım ürününe tüm varlığını koymasının önüne geçmekte, her ürünü doğru risk ve sepet dağılımı ile çeşitlendirmekte. Örneğin aracı kurumda işlem yapan bir yatırımcı tek bir hisse senedi ile yatırım yaparken, hisse senedi yatırım fonuna yatırım yapması durumunda bu varlık dağılımı minimum 24-25 hisse senedinden oluşmalı. Ayrıca bireysel yatırımcı vadeli işlem gibi koruma pozisyonlarına genel olarak uzak durmakta iken profesyonel olarak fon yöneticisi pozisyonu açmakta ve piyasa dalgalanmalarına karşı pozisyon alabilmekte.

'Fon Okur Yazarlığı çok önemli"

Yatırımcıların hisse senedi fonu almaya karar verdiklerinde bu konuda mutlaka kapsamlı bir araştırma yapması gerektiğini ve 'Fon Okur Yazarlığı'nın çok önemli olduğunu belirten Pusula Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Ayşe Seher Aydın, bu kapsamda hisse senedi fonu alırken dikkat edilmesi gereken başlıkları şöyle sıralıyor;

*Geçmiş performans ve istikrar: Fonun volatilitesi ve dalgalanma geçmişi incelenmeli. Burada uzun vadeli performans daha anlamlı. Kısa vadeli olağanüstü getiri, sürdürülebilir olmayabilir. Benzer temaya sahip olan fonların getirisi, risk seviyesi karşılaştırılmalı.

*Dayanak endeks: Fon hangi endeks ya da stratejiye paralel çalışıyor ona bakılmalı. Yani BİST-100, sektörel, tematik veya büyüme odaklı mı? Fonun stratejisini, risk değerini, büyüklüğünü, hangi varlıklara yatırım yaptığını ve mevcut yatırımcı sayısını öğrenmek gerekir.

*Risk toleransı: Yatırımcının risk toleransını tanıması, risk alma kapasitesini doğru değerlendirmesi önemli.

*Gider ve masraflar: Bir diğer önemli kalem fonun gider ve masraflarının detaylı olarak araştırılması olmalı. Yatırım yapmadan önce fonun getirisinin vergilendirilmesi hakkında da bilgi edinilmeli.

*Fon yöneticisi ve yönetim ekibi: Yöneticinin geçmiş başarıları, sektör deneyimi araştırılmalı.

*Yüksek bir yıllık getiri, tabii ki dikkat çekici: Ama bu fonun 'önceki başarısının' göstergesi olduğundan alım için tek başına yeterli bir kriter oluşturmaz. Öncelikle getirinin arkasındaki nedenlere bakmak, iyi bir araştırma yapmak gerekir. Piyasadaki genel olumlu rüzgârın etkisi mi, riskli stratejiler mi fon yöneticisinin becerisi mi bunları da iyi tahlil etmek gerekir. İdeal olan yüksek getiri, istikrarlı performans, sağlam strateji ve iyi yönetici birleşimidir diyebilirim.

Borsadaki artıştan faydalanmak üzere alınabilecek yatırım fonları;

Hisse senedi ağırlıklı yatırım fonları: Portföyünün büyük kısmı hisse senetlerine yönlendirilmiş, piyasadaki büyüme potansiyelinden faydalanmayı hedefleyen fonlardır. Yüksek dalgalanma riski ile birlikte yüksek getiri potansiyelleri var.

Serbest fonlar: Fon yöneticisinin esnek strateji uygulayabildiği fonlar denilebilir. Hisse, borçlanma araçları, döviz, türev araçlar gibi çeşitli varlıklara yatırım yapılabilir. Burada piyasanın düşüşünü de yönetebilme kabiliyeti önemli.

Bireysel emeklilik fonları: Hem emeklilik dönemine yönelik bir güvence hem de geleceğe yatırım yapmak diye özetlenebilir. Kurucusu emeklilik şirketleri olmakla birlikte çoğu zaman bu fonlar portföy yönetim şirketleri eliyle profesyonel anlamda yönetiliyor.

"Deneyiminiz yok ise yatırım fonları aracılığıyla yatırım yapın"

Sermaye piyasasında deneyimi olmayan kişilerin yatırım fonları aracılığıyla yatırım yapmalarını öneren Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz, "Temel kural, yatırımcının risk iştahının bilincinde olması, yatırımlarını çeşitlendirmesi ve yatırımlarını uygun vadeye göre planlaması. Finansal piyasalarda kazancın garantisi yok, dolayısıyla her yatırımcı kendi risk algısına göre yatırım yapmalı ve çok kısa süre içinde büyük kâr elde etme fikrine odaklanmamalı" diyor.

Piyasa koşullarını doğru değerlendirme ve yatırımlarını yönlendirme konusunda yeterli bilgi ve tecrübe sahibi olmayan yatırımcılarımızın, yatırım kararlarını SPL lisanslı profesyonellerin rehberliğinde almalarını da tavsiye eden Karagöz, hatta sermaye piyasası ile ilk kez tanışacak yatırımcılar için en doğru başlangıcın yatırım fonları olacağını düşünüyor. Karagöz, çünkü bu fonların piyasa dinamiklerini yakından izleyen portföy yöneticileri tarafından profesyonelce yönetildiğinin altını çiziyor.

Portföy yönetim şirketleri tarafından yönetilen yatırım fonu, emeklilik fonu ve bireysel portföy yönetimi müşterilerinin toplam portföy büyüklüğünün 2024 yılı sonuna kıyasla yüzde 46 artarak Ağustos sonunda 10 trilyon liraya ulaştığının da altını çizen Karagöz, bu tablonun, yatırımcıların değişen piyasa koşullarına uyum sağlama konusunda yatırım fonlarını güvenilir bir alternatif olarak gördüklerini de ortaya koyduğunu söylüyor.

"Uzun vadede yatırımcısını enflasyona karşı korur"

BIST -100 endeksi için orta ve uzun vadeli beklentilerinin, faiz indirimleri ve enflasyonun gerilemesi sonrası pozitif bir seyir izlemesi yönünde olduğunu belirten TEB Portföy Yönetimi Hisse ve Çoklu Varlıklar Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Alen Bebiroğlu, "Biz borsada 12 aylık dönemde enflasyonun üzerinde bir getiri potansiyeli öngörüyoruz. Uzun vadede ise çevre ülkelerdeki jeopolitik gerilimin düşmesini ve Türkiye'nin bu bölgesel barıştan olumlu etkilenmesini bekliyoruz. Bu beklenti doğrultusunda yatırımlar için hisse fonları öneriyoruz. Hisse fonları, bireysel hisse seçimine kıyasla önemli ölçüde risk azaltma potansiyeli sunuyor. Dalgalanmalarının yüksek olduğu mevcut ortamda, fonlar çeşitlendirme sayesinde tek bir hisse veya sektöre bağımlılığı minimize eder. Profesyonel yönetilen bir fon, gerek temel analize dayalı hisse seçimleri, gerek piyasa zamanlaması yaparak portföy oynaklığını bir miktar azaltabilir. Ancak borsa riskini tamamen ortadan kaldırmaz, piyasa düşüşlerinden fonlar da etkilenir. Uzun dönemde ise hisse piyasası yatırımcısını enflasyona karşı koruduğunu göstermiştir" yorumunu yapıyor.

Hisse fonu alırken ise öncelikle fonun geçmiş performansının (en az 3-5 yıllık getirileri) ve risk-getiri profilinin incelenmesini öneren Bebiroğlu, bu noktada sharpe rasyosunun (getiri/risk) iyi bir gösterge olduğunu hatırlatıyor. Fon yönetim ücretleri, maksimum çekilme (zirveden dibe düşüş), endeks örtüşme oranı ve şeffaf raporlama yapmasının ayrıca göz önünde tutulması gereken faktörler olduğunu da kaydeden Bebiroğlu, "Yatırımcı fonun oynaklığının kendi risk toleransına uygunluğunu iyi değerlendirmeli. Likidite de yatırımcı için en önemli kriterlerden biri olmalı. TEFAS'da işlem gören fonlar genelde bu kriteri sağlar" diyor.

"Hisse fonları riskin dağıtılmasına imkan sağlar"

Orta ve uzun vadede borsa görünümü açısından temkinli iyimser bir duruşun korunduğunu ifade eden Gedik Yatırım Sabit Getirili Menkul Kıymetler Araştırma Uzmanı Burak Pırlanta, faiz indirim döngüsünün devam etmesi, iç talep koşullarının dengelenmesi ve şirket kârlılıklarındaki toparlanma işaretlerinin, endeksi destekleyecek unsurlar olarak ön plana çıktığını söylüyor. Yılın ikinci yarısından itibaren ekonomik aktivitede kademeli bir canlanma ve kârlılıklarda baz etkisinin olumlu yansımalarının beklendiğini de vurgulayan Pırlanta, "Bu süreçte özellikle politik istikrarın korunması, öngörülebilir ekonomi politikalarının sürmesi ve küresel risk iştahında ciddi bir bozulma yaşanmaması halinde, endeksin orta vadede yukarı yönlü trendini sürdürmesi mümkün görünüyor. Uzun vadede ise Türkiye varlıklarının benzer ülkelere göre görece iskontolu işlem görmesi ve potansiyel kârlılık artışlarının değerlemelere yansımaya başlamasıyla birlikte, borsanın yukarı yönlü potansiyelini koruması bekleniyor. Ancak bu görünüm, ekonomik veriler kadar politik ve jeopolitik gelişmelere de bağlı olmaya devam edecek" yorumunu yapıyor.

Hisse fonlarının, bireysel yatırımcının tek başına hisse seçimi yapmasının getirdiği riskleri azaltmak için profesyonel yönetim ve portföy çeşitlendirmesi imkânı sunduğunun da altını çizen Pırlanta, şu değerlemeyi yapıyor: "Fon yöneticileri, sektörler ve şirketler arasında dengeli bir portföy oluşturarak, belirli bir hisse veya sektörün olumsuz performansının tüm portföye etkisini sınırlar. Bu sayede, borsadaki dalgalanmalar sırasında portföy daha dirençli hale gelir.

Özellikle volatilitenin yüksek olduğu dönemlerde, hisse fonları yatırımcılara riskin yayılması avantajını sunar. Örneğin, belirli bir sektörde yaşanan olumsuz gelişmeler fon portföyündeki diğer sektörler ve güçlü şirketlerin performansı ile dengelenebilir. Fon yöneticileri ayrıca kısa vadeli piyasa hareketlerini değil, orta ve uzun vadeli trendleri dikkate alarak strateji geliştirir; bu da yatırımcıların ani fiyat düşüşlerinden kaynaklanan kayıpları minimize etmesine yardımcı olur.

Bununla birlikte, yatırımcıların unutmaması gereken bir nokta vardır: Hisse fonları borsanın genel trendlerinden bağımsız değildir. Endeks düşüşleri veya ekonomik belirsizlikler fon performansını da etkileyebilir. Ancak profesyonel yönetim ve çeşitlendirme sayesinde, doğrudan hisse yatırımı yapan bir yatırımcıya kıyasla risk daha kontrollü bir şekilde dağıtılmış olur.

Ek olarak, hisse fonları farklı risk profillerine uygun stratejiler geliştirebilir. Örneğin, bazı fonlar daha temkinli ve değer odaklı yatırımlara yönelirken, bazıları yüksek büyüme potansiyeline sahip hisse senetlerine yoğunlaşabilir. Bu esneklik, yatırımcıların kendi risk iştahına uygun fonları seçmesini sağlar. Sonuç olarak, hisse fonları borsa riskini tamamen ortadan kaldırmasa da, portföy çeşitlendirmesi, profesyonel yönetim ve stratejik seçimler sayesinde dalgalı piyasalarda yatırımcılara ciddi bir destek sunar."

"Hisse fonları, profesyonel yönetim avantajı sunar"

Yatırımcıların, fon seçimi sırasında strateji, çeşitlilik, maliyet ve likidite konularına dikkat ederek bilinçli kararlar almaları gerektiğini ifade eden Gedik Yatırım Sabit Getirili Menkul Kıymetler Araştırma Uzmanı Burak Pırlanta, hisse fonu alacak yatırımcılara şu önerilerde bulunuyor;

Fonun Stratejisi ve Yönetim Yaklaşımı: Fon yöneticisinin geçmiş performansı, portföy oluşturma stratejisi ve risk yönetimi metodolojisi incelenmeli.

Portföy çeşitliliği: Fonun hangi sektör ve şirketlere yatırım yaptığı, portföy çeşitliliği ve yoğunlukları gözden geçirilmeli. Aşırı konsantrasyon riskleri volatiliteyi artırabilir.

Maliyetler ve ücretler: Fon yönetim ücreti, giriş-çıkış maliyetleri ve performans ücretleri yatırımın net getirisini etkiler.

Likidite: Fonun günlük alım-satım kolaylığı ve nakde dönüş süresi, yatırımcıların likidite ihtiyaçlarına uygun olmalıdır.

Piyasa ve ekonomik riskler: Yurtiçi ve küresel politik gelişmeler, faiz ve enflasyon trendleri gibi makro riskler fon performansını etkileyebilir.

Uzun vadeli perspektif: Hisse fonları, kısa vadeli spekülatif kazanç yerine orta ve uzun vadeli yatırım hedefi olan yatırımcılar için daha uygundur.

Fon yatırımcısına yapay zeka destekli hizmet!...

TEFAS fonlarıyla birlikte, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) onaylı alternatif yatırım fonlarına mobil uygulamayla dijital erişim sunan Fonmap, Türkiye'nin en geniş kapsamlı fon platformu haline geldiğini açıkladı. Şimdi ise herkese yapay zeka destekli kişisel yatırım danışmanlığı hizmetine başladığını bildirdi.

Bankalar ve portföy yönetim şirketleri kişisel yatırım danışmanlığı gibi özel bankacılık hizmetlerinde belli büyüklükte portföye sahip olma şartı ararken, Fonmap'te özel hizmetler için portföy büyüklüğünde sınır bulunmadığını belirten Fonmap Kurucu Ortağı Sami Güzel, Fonmap'ın yapay zeka teknolojisiyle özel yatırım danışmanlığı hizmetinden, portföy büyüklüğü ister bin TL ister 3 milyon TL olsun herkesin yararlanabildiğini söylüyor.

Fonmap'ın kişisel portföy danışmanlığı modülünün, herkes için özel yatırım stratejisi belirlediğini de ifade eden Güzel, böylece yatırımcıların, yüzlerce TEFAS fonu arasında kaybolmadan, kendi risk ve getiri tercihine göre fon önerisine ulaşabildiğinin altını çiziyor.

Fonmap'ın, dijital fon platformu olarak hizmet vermeye başlayalı 15 ay gibi kısa bir süre olduğunu da hatırlatan Güzel, sözlerine şöyle devam ediyor: "Bu sürede Türkiye'nin en kapsamlı fon platformu haline geldik. Toplam yatırımcı sayısı 5.5 milyonu geçen TEFAS fonlarının yanı sıra 400 bine yakın yatırımcının olduğu girişim sermayesi ve gayrimenkul yatırım fonlarına (GSYF ve GYF) dijital erişim sağlıyoruz. Start-up olarak kurulan Fonmap, şimdi başlangıç evresinden, büyüme evresine geçti. Kendi geliştirdiğimiz yerli ve milli teknolojimiz sayesinde tüm kullanıcılarımıza sunduğumuz yapay zekâ destekli yatırım danışmanlığı hizmetimizle büyümemizi hızlandıracağız."

Türkiye'de bir ilk olan fon platformunda yapay zekâ ile özel yatırım danışmanlığı hizmetinden faydalanmak için Fonmap uygulamasında saklama hesabı açmanın yeterli olduğunu da dile getiren Güzel, şu bilgilendirmeyi yapıyor: "Uygulama üzerinden bir anket dolduran yatırımcının risk profili, yatırım amacı, vadesi, risk-getiri tercihi gibi sorularla belirleniyor. Kullanıcı dilerse kendi risk tercihlerini yazarak da sistemi yönlendirebiliyor. Buna uygun olarak her yatırımcıya özel öneriler ekrana geliyor. 5 değişik fondan oluşan öneri, portföy dağılımına göre veriliyor.

Fonmap, bu önerileri hazırlarken profesyonel algoritmaları kullanıyor, makro göstergeleri dikkate alıyor. Böylece yatırımcının kişisel risk seviyesine, hedeflerine ve beklentilerine en uygun strateji üretiliyor. Hem risk-getiri dengesi hem de makroekonomik uyum açısından optimize edilmiş, dinamik bir fon portföyü eşleştirmesi sunuyor. Yatırımcılar da önerilere uygun alım yapmak istendiğinde hemen işlem yapabiliyor. Ayrıca her pazartesi sabahı yapay zekâ tarafından oluşturulan haftalık portföy raporuyla da detaylı yorumlar yatırımcıya ulaşıyor. Dolayısıyla Tefas'ı her yerden alabilirsiniz. Oysa Fonmap kişiye özel sepet önerileri başta olmak üzere kullanım kolaylığı, finansal piyasalar analizi gibi birçok hizmeti tek bir yerde bulunduruyor."

TEFAS fonlarının yanında başka hiçbir yerde olmayan Girişim Sermayesi ve Gayrimenkul Yatırım Fonlarını (GSYF ve GYF) da içeren Fonmap'ın, Türkiye'de alternatif yatırım fonlarına erişimi dijitalleştiren ilk mobil uygulama olma özelliğine sahip olduğunu da belirten Güzel, "Yatırımcılar, Fonmap uygulaması sayesinde hiçbir evrakla uğraşmaksızın geleceğin unicorn'larına, enerji, fintek, telekom gibi pek çok farklı sektörden şirkete ve getiri potansiyeli yüksek gayrimenkullere erken aşamada yatırım yapabiliyor. Alternatif yatırım fonlarına dijital kolay erişimle sermaye piyasalarında çığır açan Fonmap, bu pazarda likiditeyi de sağlayan hizmet veriyor. Fonmap'ta GSYF ve GYF'lerin pay devri imkanına kavuşan yatırımcılar, 7 yılı bulan uzun süreleri beklemeden paylarını devredebiliyor. Diğer taraftan bu fonlara yatırımı kaçıranlar da yatırım fırsatını yakalıyor." açıklamasını yapıyor.

2024 Haziran ayında hizmete giren Fonmap'ın, aradan geçen 15 aylık dönemde 10 bin kullanıcıya ulaştığını, 20 portföy yönetim şirketinin yönettiği GSYF ve GYF'lere de yatırım imkânı sunduğunu hatırlatan Güzel, "Fonmap yapay zekâ yatırımcıya özel portföy oluştururken çok katmanlı ve profesyonel bir algoritma uyguluyor. İlk aşamada yatırımcının risk profili, vade tercihleri ve yatırım amacı dikkate alınıyor. Ardından, fonların tema, kategori, risk seviyesi ve geçmiş performansları benzer ürünlerle karşılaştırılıyor. Bu süreçte özellikle Sharpe oranı (risksiz varlığa kıyasla performans oranı), Sortino oranı (portföyün gelirleri yatırım hedefine göre puanlamak), ortalama getiri ve volatilite gibi teknik performans göstergeleri esas alınıyor. Böylece yalnızca mutlak getiri değil, risk ayarlı başarı da değerlendirmeye katılıyor.

Makroekonomik boyutta ise fonların son KAP raporundaki varlık dağılımları incelenerek, ilgili varlık sınıflarının ve sektörlerin mevcut makroekonomik görünümü ile eşleştiriliyor. Örneğin, devlet tahvili ağırlığı yüksek bir fon için faiz ve enflasyon trendleri; hisse senedi yoğun portföylerde ise büyüme verileri, sektör bazlı gelişmeler ve küresel piyasa dinamikleri göz önünde bulunduruluyor. Ayrıca, dalgalanmalara karşı hedge stratejileri eklenerek portföyün farklı senaryolara karşı dayanıklılığı artırılıyor" bilgisini veriyor.

"Sektör 2025 yılını fon büyüklüğü açısından tarihi seviyelerde kapatır"

Yönettiği varlık büyüklüğü 1.25 trilyon TL'ye ulaşan Ak Portföy, portföyünde, 1.2 milyon yatırımcı bulunduğunu açıkladı. 25'inci yılını kutlayan Ak Portföy Genel Müdürü Mehmet Ali Ersarı, küresel ve yerel ölçekte yatırım fonları piyasasının hızla büyüdüğünü belirterek "Küresel varlık yönetimi sektörü, son 15 yılda kaydettiği güçlü büyüme ile dikkat çekerken, bu ivme Türkiye sermaye piyasalarına da rekor düzeyde yansıyor. Özellikle son bir yılda 15 trilyon dolar artarak 147 trilyon dolara ulaşan küresel sektörün toplam varlık büyüklüğü, Türkiye'deki yatırım fonlarının ve portföy yönetim şirketlerinin de tarihi bir büyüme yakalamasına olanak sağladı" diyor.

Bugün yatırım fonlarının toplam büyüklüğünün 7.4 trilyon liraya ulaştığını hatırlatan Ersarı, "Portföy yönetim şirketlerinin yönettiği toplam varlık büyüklüğü ise 11 milyar liraya yaklaştı. Son beş yıllık süreçte, yönetilen toplam varlık büyüklüğü dolar bazında tam 5.6 kat artarak 257 milyar liraya yükseldi.

Bu dönemde yatırım fonları ise dolar bazında 9 kat büyüyerek 178 milyar liraya ulaştı. Aynı dönemde, yatırım fonlarına yatırım yapan bireysel yatırımcı sayısı da yaklaşık 2 katına çıkarak 5.6 milyona yükseldi. 5 yıl önce her bir yatırımcı hesabında ortalama yaklaşık bir adet yatırım fonu bulundururken bugün her yatırımcımızın portföyünde ortalama yaklaşık 2 farklı yatırım fonu yer alıyor. Öte yandan yatırım fonlarına yatırım yapan tüzel müşteri sayısı da son 5 yıllık dönemde yaklaşık 2 katına çıktı" açıklamasını yapıyor.

Sigorta şirketleri, vakıflar ve holdinglerin yanı sıra teşvik alan kurumların da teknoloji odaklı firmalara, girişim sermayesi fonlarına ve sürdürülebilirlik temalı fonları tercih ederek ülkemizin geleceğine yatırım yaptıklarını ifade eden Ersarı, bu gelişmelerle birlikte sektörün yönettiği varlık büyüklüğünün yıl sonunda toplam 12 trilyon liranın üzerinde bir noktaya geleceğini düşünüyor. Sektörün 2025 yılını hem fon büyüklüğü hem de yatırımcı tabanı açısından tarihi seviyelerde kapatacağını dile getiren Ersarı, "Bu gelişmeye Ak Portföy'de büyük katkı sağladı. Ak Portföy bugün 30 milyar dolarlık varlık büyüklüğü ile ülkemizin en büyük özel portföy yönetim şirketi olarak aslında bir yandan da dünyanın en büyük 400 portföy yönetim şirketi arasında yer alıyor. Yönettiğimiz 200'ün üzerinde fonla ülkemizin yatırım kültürünün dönüşümünde öncü rolümüzü sürdürüyoruz" yorumunu yapıyor.

"HİSSE FONLARI RİSKİ KONTROL ALTINA ALIYOR"

Hem Türkiye hem de globalde faiz indirim sürecinin gündemde olduğunu belirten Deniz Portföy Genel Müdürü Haldun Alperat önümüzdeki dönemde, enflasyonun öngörülen şekilde kontrol altına alınması ve faiz indirimlerinin de etkisiyle şirketlerin daha avantajlı kredi koşullarına erişmesinin mümkün olacağını düşünüyor. Bu durumun, ekonomik aktiviteyi desteklemenin yanı sıra borsaya ilgiyi de artıracağını öngören Alperat, "Globalde de hem ticaret politikalarındaki belirsizliğin azalması hem de jeopolitik risklerin gerilemesi, endeksi destekleyecek faktörler arasında sayılabilir. XU100 endeksinin orta vadede dolar bazında yüzde 30 yükseliş potansiyeli içerdiğini düşünüyoruz. Uzun vadede ise Türkiye'deki ekonomi politikaların etkisinin daha fazla hissedildiği ve global ölçekte gevşek para politikasının gelişmekte olan ülkelere daha fazla avantaj sunduğu bir senaryoda, XU100 endeksi için dolar bazında yüzde 90'ın üzerinde yükseliş potansiyeli olabileceğini tahmin ediyoruz" diyor.

Hisse piyasalarının doğası gereği belirli oranda risk içerdiğini de ifade eden Alperat, bireysel yatırımlarda, tek bir hisseye yapılan yatırımların piyasa riskinin yanı sıra şirkete özgü riskler de barındırdığının altını çiziyor. Ayrıca hem piyasa hem de şirket özelinde gelişmeleri yakından takip ederek doğru zamanda aksiyon almanın, getiriyi belirleyen kritik bir unsur olduğunu hatırlatan Alperat, hisse fonu almak isteyenlere şu önerilerde bulunuyor: "Hisse fonları ise uzman portföy yöneticilerinin doğru hisse seçimi ve zamanında yaptıkları portföy değişiklikleri sayesinde, bireysel yatırımlara kıyasla riski kontrol altına alarak getiriyi artırma imkanı sunuyor. Hisse fonlarında dikkat edilmesi gereken en önemli konu, portföyün içeriği. Getirinin hangi portföy dağılımı ile elde edildiği, sürdürülebilirliğini belirliyor. Farklı sektörleri bir araya getiren ve koşullara göre dağılımı değiştiren fonlar olduğu gibi, yalnızca belirli bir tema ya da sektöre yatırım yapan fonlar da mevcut. Özellikle ikinci türde yatırım yapmadan önce, mevcut ekonomik ortamı göz önünde bulundurmak önem taşıyor. Dolayısıyla fon seçimi kadar, değişikliklerin zamanlaması da yatırımcı açısından önem taşıyor. Deniz Portföy olarak Deniz Portföy Hisse Senedi Fonu – DAH, ağırlıklı olarak BIST 100 şirketlerine, Deniz Portföy BIST- 100 Dışı Şirketler Hisse Senedi (TL) Fonu DTL ise BIST-100 dışı şirketlere yatırım yapıyor. Fon portföyleri, değişen ekonomik koşullara uyum sağlayacak şekilde sektör dağılımı açısından düzenli olarak güncelleniyor. Yurt içi hisse piyasalarındaki potansiyelin değerlendirilmesine imkan tanımak üzere ise DAH ve DTL fonlarımız takip edilebilir."

BORSA ŞİRKETLERİNDE NELER OLDU?

DOĞAN BURDA: Şirket, unvanını Big Medya Teknoloji A.Ş. olarak değiştirdiğini açıkladı. Değişiklik tescil edildi, Borsa kodunun da yeni unvana uygun şekilde güncellenmesi için başvuru yapıldı.

EGE GÜBRE: Şirket, 16.3 milyon dolar tutarındaki iskele kapasite artışı kapsamında alınan vinçlerin kurulumunun tamamlandığını ve tam kapasiteyle operasyona geçtiğini açıkladı.

GÜR-SEL TURİZM TAŞIMACILIK: Şirket, ABD Delaware merkezli Gürsel Mobility Corp. unvanlı yüzde 100 bağlı ortaklığının kuruluş işlemlerinin tamamlandığını açıkladı. Yeni şirket otonom mobilite hizmetleri alanında faaliyet gösterecek.

HEDEF GİRİŞİM: Şirket, kayıtlı sermaye tavanını 2 milyar TL'den 10 milyar TL'ye yükseltme kararı aldı. Yeni tavanın geçerlilik süresi 31 Aralık 2029 olarak belirlendi.

UZEY BORU: Şirket, Amasya Aydınca Barajı CTP boru alımı ihalesini 47.8 milyon TL bedelle kazandığını duyurdu.

LİLA KAĞIT: Şirket, Erzurum'daki yatırımına ilişkin mevcut 144 bin metrekarelik arsa tahsisine ek olarak yeni alan tahsisi aldığını açıkladı. Toplam tahsis edilen alan 168 bin metrekareye yükseldi. Arsa tescil işlemleri tamamlandıktan sonra yatırım planlarına dair gelişmeler kamuya duyurulacak. Öte yandan şirketin Bitlis/Ahlat'ta 28.6 MWp kapasiteli arazi GES projesi için bağlantı anlaşması TEİAŞ tarafından onaylandı. Proje, üretim tesislerinin enerji ihtiyacının bir kısmını karşılamayı hedefliyor. Bu arada şirket, Romanya'da hijyenik kâğıt ürünleri üreten bir şirketin paylarının olası alımı veya iş birliği için bağlayıcı niyet mektubu imzaladı. Süreç finansal ve hukuki incelemelerin ardından şekillenecek.

MANAS ENERJİ YÖNETİMİ: Şirket, yüzde 200 bedelli sermaye artırımı kapsamında 331.1 milyon TL sermaye artışı için SPK'ya başvurduğunu açıkladı. Artırım sonrası sermaye 496.6 milyon TL'ye yükselecek.

ÖZDERİCİ GMYO: Şirket, sermayesini 650 milyon TL'den 1 milyar TL'ye çıkarmaya yönelik yüzde 53.85 bedelsiz sermaye artırımı için SPK'ya başvurduğunu açıkladı.

SABANCI HOLDİNG: Şirket, bağlı ortaklığı Sabancı İklim Teknolojileri'nin sermayesinin 2.11 milyar TL artırılarak 9.87 milyar TL'ye çıkarıldığını açıkladı. Artırılan sermayenin 528 milyon TL'si ödenirken, kalan tutarın 24 ay içinde ödeneceği belirtildi. Böylece Sabancı Holding'in bu şirkete bugüne kadar yaptığı toplam sermaye katkısı 361.9 milyon dolar olarak bildirildi.

TURKCELL: Şirket, BTK tarafından düzenlenen 5G frekans ihalesinde 160 MHz frekansı 1.22 milyar dolar bedelle kazandı. Frekans kullanım hakkı 31 Aralık 2042'ye kadar geçerli olacak. Turkcell böylece Türkiye'deki toplam 949.2 MHz spektrumun yüzde 42'sine erişerek en geniş frekans portföyüne sahip operatör konumuna geldi. Frekans bedeli 2026–2027 arasında 3 taksitte ödenecek.

TURCAS: Şirket geçen hafta hem kar payı hem kar payı avansı olarak 1.06 TL brüt temettü dağıttı.

ARSAN TEKSTİL: Şirket, yüzde 27.5 iştiraki Akedaş Elektrik Dağıtım'ın kullanacağı 1.15 milyar TL tutarındaki banka kredisine, payı oranında 316.3 milyon TL kefalet verdi.

DOĞAN HOLDİNG: Doğan Holding, 3Ç25 finansallarını 6 Kasım tarihinde açıklayacağını duyurdu.

EBEBEK: Ebebek, 3Ç25 finansallarını 23 Ekim tarihinde açıklayacağını duyurdu. Öte yandan şirket geçen hafta pay başına 0.5 TL brüt temettü dağıttı.

EKOS TEKNOLOJİ: Ekos Teknoloji, Cezayir'de yerleşik bir müşteri ile 15 set Kompakt Transformatör Merkezi üretimi kapsamında toplam 3.7 milyon euro tutarında sözleşme imzalandığını açıkladı.

EKSUN GIDA: Şirketin 11.9 MW kapasiteli projesi için yatırım teşvik belgesi alındı. Belgeye göre toplam yatırım tutarı 439 milyon TL, bitiş tarihi 19 Ağustos 2028 olarak belirlendi. Destekler arasında yüzde 60 vergi indirimi, yüzde 30 YKO, ayrıca KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti yer alıyor.

ESENBOĞA ELEKTRİK: Yüzde 25 iştiraki Naturel ChargeN Elektrik, yenilenebilir enerji portföyünün yönetimi ve piyasa faaliyetlerinin genişletilmesi amacıyla EPDK'ya toplayıcılık lisansı başvurusunda bulundu.

FONET BİLGİ TEKNOLOJİLERİ: Şirketin yüzde 550 oranındaki bedelsiz sermaye artırımı SPK tarafından onaylandı. Bedelsiz pay alma hakkı 20 Ekim'de başlayacak.

KOÇ HOLDİNG: Koç Holding'in yüzde 77, bağlı ortaklık Aygaz'ın yüzde 20 oranında pay sahibi olduğu EYAŞ, 5 milyar TL tutarında nakit avans kâr payı dağıtımı gerçekleştirdiğini açıkladı.

MEKA GLOBAL MAKİNA: Şirket, bağlı ortaklığı aracılığıyla 2.2 milyon euro tutarında kırma eleme tesisi siparişi aldığını açıkladı.

ORÇAY: Yönetim kurulu, sermayenin 80 milyon TL'den 240 milyon TL'ye çıkarılmasına karar verdi. Artış yüzde 200 oranında bedelli olarak yapılacak.

PASİFİK GMYO: Şirketin gerçek kişi ortakları, tahsisli sermaye artışı kapsamında 1.5 milyar TL ek sermaye avansı yatırdı. Böylece toplam sermaye avansı tutarı 2.5 milyar TL'ye ulaştı.

RAL YATIRIM HOLDİNG: Bağlı ortaklık Ral GYO, Ankara Çayyolu'nda bulunan 27.615 metrekare büyüklüğündeki taşınmaz için 3.1 milyar TL bedelle kazandığı ihalenin satış sözleşmesini Özelleştirme İdaresi ile imzaladı. Proje, yüzde 20 Ral GYO, yüzde 31 Best Trend Gayrimenkul ve yüzde 49 Üçüncü Proje GYF ortaklığıyla yürütülecek. Taşınmaz üzerinde Central markasıyla konut ve ticari proje geliştirilecek.

TERA YATIRIM HOLDİNG: Şirket, İstanbul merkezli Tera Turizm ve Ticaretin kurulduğunu açıkladı. Yeni şirketin sermayesi 250 bin TL. Öte yandan

şirket, Tatilsepeti.com'un sahibi DLT Turizm ve Ticaret paylarının devralınmasına yönelik sürece ilişkin olarak Rekabet Kurumu'na başvuru yaptı. Görüşmeler sürerken, işlemin ilerleyen aşamalarına dair gelişmeler kamuoyuyla paylaşılacak.

TURCAS PETROL: Turcas Petrol, yüzde 30 oranındaki iştiraki Shell & Turcas Petrol A.Ş.'nin gerçekleştirdiği Olağanüstü Genel Kurul toplantısında şirketin geçmiş yıllar kârlarından karşılanmak üzere 1 milyar TL tutarında kâr dağıtımı kararı aldığını açıkladı. Turcas payı olan 300 milyon TL'nin 16 Ekim 2025 tarihinde şirket hesabına geçmesi bekleniyor.

SASA: Şirket, rafineri ve petrokimya yatırımı kapsamında rafineri konfigürasyonuna yönelik teknik ve ekonomik fizibilite çalışması için ihale sürecine başlandığını açıkladı. Bu kapsamda iki uluslararası firmadan teklif alındı ve müzakerelere başlandı.

EMLAK KONUT GYO: İstanbul Esenler Atışalanı 4. Etap gelir paylaşımı ihalesinin 1. oturumu gerçekleştirildi. İstanbul Beşiktaş Senfoni Etiler projesinde yapılan revizyonla konut sayısı 175'ten 205'e, toplam bağımsız bölüm sayısı ise 185'ten 215'e çıkarıldı. Tadilat ruhsatları 13 Ekim'de alındı.

EUROPOWER ENERJİ: Şirketin bağlı ortaklığı Peak PV Solar Teknolojileri'nin kayıtlı sermaye sistemine geçiş başvurusu SPK tarafından onaylandı.

GÖKNUR GIDA: Şirket geçen hafta pay başına 0.36 TL brüt temettü dağıttı.

GSD HOLDİNG: Şirket, Japonya'da inşa edilecek bir adet ultramax tipi kuru yük gemisi alımı için niyet mektubu imzaladı.

LIDER TURİZM: Şirketin 165 milyon TL olan sermayesi geçen hafta yüzde 400 bedelsiz artışla 825 milyon TL'ye çıkartıldı.

MIA TEKNOLOJİ: Şirketin iştiraki Tripy Mobility, Çin merkezli Voltraware Semiconductor ile paylaşımlı mobilite araçlarında kablosuz şarj altyapısı geliştirmek üzere niyet mektubu imzaladı. Proje, Türkiye'de pilot uygulamalarla başlayacak ve bölgesel ölçekte genişletilecek.

PLATFORM TURİZM: Şirket geçen hafta pay başına 0.38 TL brüt temettü dağıttı.

TEKNOSA: Teknosa, 3Ç25 finansallarını 30 Ekim tarihinde açıklayacağını duyurdu.

TURCAS PETROL: Turcas Petrol, yüzde 30 iştiraki RTG'nin (Denizli 800 MW Doğal Gaz Santrali) sahasında 20 MW'lık hibrit GES için nihai yatırım kararı alındığını ve üçüncü tarafla sözleşme imzalandığını; KDV hariç yaklaşık 8 milyon dolar bütçeli projenin RTG iç kaynaklarıyla finanse edilerek 2026 ortasında devreye alınmasının ve toplam kurulu gücün 820 MW'a çıkmasının planlandığını açıkladı.

BİZE ULAŞIN