Savur GYO SPK’ya başvurdu

Mardin Savur kökenli Yıldıran Ailesi’nin, isimleri pek duyulmasa da gayrimenkul ve otel işletmeciliği alanında ciddi yatırımları var. Halka arz için Sermaye Piyasası Kurulu’na başvurduklarını belirten Savur Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Yıldıran, buradan gelecek kaynağı yeni gayrimenkullerin portföye dahil edilmesi ve otel yatırımlarında değerlendireceklerini söylüyor…
28.10.2025 10:26 GÜNCELLEME : 28.10.2025 10:26

Savur markasının temelleri 2008 yılında 90 yaşında vefat eden Fethi Yıldıran öncülüğünde atılmış. Cumhuriyet döneminin yapılaşma sürecinde aktif rol alan Fethi Yıldıran, özellikle 1950'li yıllarda, Menderes döneminde çıkan Kat Mülkiyeti Kanunu ile birlikte bireysel inşaat müteahhitliğine yönelmiş. Apartmanlar inşa ederek daire bazında satışlar gerçekleştirmiş. Fethi Yıldıran, 1976 yılında ise oğulları Mehmet Ali Yıldıran (Savur GYO Yönetim Kurulu Başkanı) ve Mehmet Sami Yıldıran (Savur GYO Yönetim Kurulu Üyesi) ile birlikte şirketleşme yoluna gitmiş ve 'Fethi Yıldıran ve Oğulları Kollektif Şirketi'ni kurmuş. Bu yapı altında; inşaat taahhüt işleri, kereste ve yapı malzemeleri ticareti ile müteahhitlik faaliyetleri alanlarında çalışmış olup İstanbul Teknik Üniversitesi (Maslak Kampüsü) inşaatları, Boğaziçi Üniversitesi altyapı projeleri, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin bağımlılık tedavi merkezi bu dönemde hayata geçirdiği önemli kamu projeleri arasında yer alıyor.

Grubun ikinci büyük adımı ise 1987 yılında atılmış. Aynı yıl, İstanbul'un kültürel dokusuna ve turizm potansiyeline katkı sağlayan 'Savur' oteli açılmış. Bu doğrultuda da 'Savur Otelcilik A.Ş' resmen kurulmuş.

Otelcilik alanına yapılan bu yatırım, grubun yalnızca inşaat alanında değil, hizmet sektörü ve turizmde de derinleşmesini sağlamış. İlerleyen yıllarda ödüllü otel projeleriyle uluslararası tanınırlık kazanmış.

Yıldıran ailesinin ikinci kuşağında bugün iki kız, iki erkek olmak üzere dört kardeş bulunuyor. En büyük kardeş Mehmet Sami Yıldıran (1954), İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü mezunu. Şirketin kuruluşundan bu yana, sahip olduğu mühendislik birikimi ve sektör tecrübesi ile tüm inşaat projelerinin teknik, yapım ve operasyonel süreçlerini yönetiyor. Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu Mehmet Ali Yıldıran (1956) ise şirketin mali ve finans yönetimi ile kurumsal yapılanma süreçlerinden sorumlu. Bir aile şirketi olan ve halka arz için Sermaye Piyasası Kurulu'na başvuran Savur Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Yıldıran ile üçüncü, dördüncü kuşak görev dağılımlarını ve şirketin ileriye dönük hedeflerini konuştuk.

Öncelikle Savur ismi nereden geliyor?

Savur markasının ismi, yalnızca bir ticari unvan değil; aile kökenimizi, kültürel mirasımızı ve vefa duygumuzu da simgeler. Kurucumuz Fethi Yıldıran, Mardin'in tarihi ve kadim ilçesi Savur'da doğmuş ve genç yaşlarında İstanbul'a yerleşmiş. 1950 yılında İstanbul Saraçhane'de inşa ettiği ilk apartmana da, memleketine duyduğu bağlılığı göstermek amacıyla 'Savur' apartmanı ismini vermiş. Bu isim zamanla ailemiz için bir sembole dönüşmüş.1987 yılında aynı apartmanın yerine inşa edilen otelin adı da bu kökene ithafen 'Savur' oteli olmuştur. Bugün Ramada markasıyla faaliyet gösteren otelin işletmecisi hâlâ, kurumsal adını bu gelenekten alan Savur Otelcilik ve Turizm A.Ş.'dir. Markamızın kalbinde, sadece ticaret değil; aidiyet, sadakat ve geçmişe duyulan saygı vardır. Savur ismi hem aile kökenimize duyduğumuz gururu hem de geçmişten bugüne taşıdığımız değerlere olan bağlılığımızı yansıtıyor.

Üçüncü kuşak şirkette görev almaya başladı mı?

Tabii şirketimizin üçüncü nesli, gerek teknik gerekse idari anlamda aktif olarak görev alıyor ve kurumsal dönüşümün lokomotif gücünü oluşturuyor.

Ağabeyim Mehmet Sami Yıldıran'ın kızı Dicle Volkan (1980) Reklamcılık ve Halkla İlişkiler bölümü mezunu. Kariyerine turizm ve hizmet sektöründe başlayıp, uzun yıllar Ramada Otel'in genel müdürlüğünü üstlendi. Bu süreçte özellikle tanıtım, satış ve pazarlama alanlarında uzmanlaşıp, önemli bir yönetim deneyimi kazandı. Şu anda, İV Kandilli projesinin satış ofisinden sorumlu olarak görev yapıyor. Profesyonel satış ekibiyle birlikte grubun tüm gayrimenkul projelerinin satış ve pazarlama süreçlerini koordine ediyor.

İkiz kardeşi Fırat Yıldıran (1980) ise İnşaat Mühendisliği eğitimi aldı. Şirket bünyesinde, özellikle konut projeleri ve karma kullanımlı yapıların inşaat süreçlerinde aktif rol alıyor. Halihazırda, İV Kandilli inşaat projesinin genel sorumluluğunu üstlenmiş olup, bu projenin yanı sıra devam eden tüm inşaat projelerimizin sevk ve idaresini, Mehmet Sami Yıldıran ile birlikte yürütüyor. Fırat Yıldıran aynı zamanda; otel projelerimizin iç mimari uygulamalarında, ikonik binaların yapı güçlendirme ve modernizasyon süreçlerinde, mimariden uygulamaya kadar geçen tüm teknik aşamalarda anahtar rollerden birini üstlenip projenin hayata geçmesinde kritik katkılar sunuyor.

Oğlum Yasin Yıldıran ise (1995) İşletme Fakültesi mezunu olup, kariyerine uluslararası denetim firması Deloitte'ta başladı. Yaklaşık 3 yıl boyunca bağımsız denetim ve finansal raporlama alanlarında edindiği deneyimin ardından aile şirketine katıldı.

Şirket bünyesinde şu anda finans ve mali işler departmanının yönetiminden, bütçe planlaması, nakit akışı takibi, vergi uyumu ve raporlama süreçlerinden sorumlu. Aynı zamanda şirketimizin dönüşüm süreci kapsamında, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) yapısına geçişle ilgili tüm stratejik ve operasyonel süreci yönetiyor. Dolayısıyla üçüncü kuşağa yönelik bu üçlü yapı, Savur GYO'nun hem geçmişe dayanan tecrübesini hem de geleceğe dönük vizyonunu temsil ediyor.

Dördüncü kuşaktan da çalışan var mı peki?

Dördüncü kuşak 6, 9,11 ve 14 yaşlarında henüz çok küçük. Ama en büyükleri Dicle Volkan ve Fırat Yıldıran'ın çocukları aile şirketimizin kültürüne ve değerlerine şimdiden adapte edilmeye başlandı. Yaz dönemlerinde otellerimizde düzenli olarak staj programlarına katılıyor. Böylece hem sahayı tanıyor hem de sektöre dair farkındalık kazanıyorlar.

Savur GYO olarak, aile değerlerimizden ödün vermeden, profesyonel yönetişim ilkeleriyle kurumsal yapımızı güçlendiriyoruz. Her nesilde bilgi, deneyim ve vizyon aktarımını önemsiyor; geleceği inşa ederken geçmişin sorumluluğunu taşıyoruz.

Savur GYO ne zaman kuruldu ve neden GYO?

Savur Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO), Ağustos 2024 tarihinde kuruldu. Kuruluşun en temel amacı, aile şirketimizin kurumsallaşma sürecini tamamlamak ve yapısını daha şeffaf, sürdürülebilir ve denetime açık bir platforma taşımaktır.

Bu kapsamda aile ana sözleşmemiz ve kurumsal yönetim yapımız üzerinde kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Devlet kurumları tarafından denetlenen ve sürekli faaliyet gösterecek bir işletme yapısına geçişi hedefliyoruz. Ayrıca, GYO statüsü sayesinde sağlanan vergi avantajlarından yararlanmanın önemli bir motivasyon olduğunu düşünüyoruz. Finansman konusunda ise dış kaynak yaratmak ve şirketimizin büyümesini desteklemek adına halka arz ve sermaye piyasalarının sunduğu olanakları kullanmayı tercih ediyoruz. Banka kredilerine kıyasla halka arz yoluyla elde edilen kaynakların daha avantajlı ve sürdürülebilir olduğunu değerlendiriyoruz.

Savur GYO'nun portföyünde hangi gayrimenkuller var?

Savur GYO, mevcut gayrimenkul portföyüyle güçlü bir temel üzerine inşa edildi. Portföyümüzde; İstanbul Sefaköy'de stratejik konuma sahip arsa, 2026'da teslim edilmesi planlanan 96 dairelik İV Kandilli konut projesi, Ramada Istanbul Grand Bazaar Hotel, Hotel St.Sophia, Orientbank Hotel, Orient Occident Hotel yer alıyor.

Ramada Istanbul Grand Bazaar, Tarihi Yarımada'nın kalbinde, merkezi bir noktada yer alıyor. Tarihi dokunun içinde modern konforu buluşturan 65 odalı otelimiz, hem turizm hem iş seyahatlerine hitap eden geniş kapasitesi ve profesyonel hizmet anlayışına sahip.

Hotel St. Sophia Sultanahmet'te, Ayasofya'nın hemen yanında 26 odalı butik otel konseptiyle işletiliyor. Orient Bank Hotel Marriott Autograph Collection Sirkeci'de, tarihi ve mimari açıdan büyük öneme sahip eski Deutsche Bank (Alman Bankası) binasında yer alıyor. 36 odalı butik otelimiz misafir memnuniyeti alanında uluslararası ödüllere sahip.

Orient Occident Hotel Marriott Autograph Collection de yine Sirkeci'de tarihi ve çok özel bir binada yer alıyor. O da 40 odalı butik hizmet anlayışı ile misafirlerine özel ve ayrıcalıklı bir konaklama deneyimi sunuyor.

Bu varlıklar, Savur GYO'nun sürdürülebilir büyüme ve değer yaratma stratejisinin temel taşlarını oluşturuyor.

Sefaköy'deki arsanızla ilgili planınız nedir?

Savur GYO portföyünde yer alan Sefaköy'deki arsamız, İstanbul'un gelişime açık, değer kazanan bölgelerinden birinde yer alıyor. Şu anda bu arsa üzerinde herhangi bir yapı bulunmuyor. Ancak bu alan, kısa vadede değerlendirmeyi planladığımız projeler arasında önemli bir yer tutuyor. Konut ağırlıklı, alt katlarda ticari birimlerin de yer alacağı karma kullanım konseptinde bir proje planlıyoruz. Bu projemizde de şirket politikamız doğrultusunda tamamı özkaynaklarımızla ilerlemeyi planlıyoruz. Otelcilik faaliyetlerinden, kira gelirlerinden ve önceki projelerden elde edilen nakit akışımız bu yatırımı destekleyecek güçte.

Savur GYO'nun ilk konut projesi olan İV Kandilli hakkında da bilgi verir misiniz?

Haziran 2022'de satın aldığımız arsamız, şirketimizin uzun vadeli stratejik yatırım planlarının ilk adımını oluşturdu. Bu yatırımı tamamen kendi özkaynaklarımızla gerçekleştirdik. Ardından başlattığımız inşaat sürecinin finansmanında ise yine büyük ölçüde mevcut kaynaklarımızı kullanmaya devam ettik. İnşaat yatırımımızın önemli bir kısmı, otelcilik faaliyetlerimizden elde ettiğimiz gelirler, kira gelirlerimiz ve portföyümüzdeki daire satışlarından sağlanan nakit akışıyla finanse ediliyor. Bu yaklaşım, projeyi borçlanma baskısı altında kalmadan, sağlıklı bir sermaye yapısıyla sürdürmemizi mümkün kılıyor. Toplam 96 adet lüks konuttan oluşan bu prestijli projemizi, Haziran 2026 itibarıyla teslim etmeyi planlıyoruz. Satış süreci planlanan takvime paralel olarak başarılı bir şekilde ilerliyor. Halihazırda, toplam konut stoğunun yaklaşık yüzde 30'luk kısmı satılmış olup, kalan ünitelerin satışına devam ediliyor.

Otelcilik alanında edindiğiniz deneyimleriniz dolayısıyla bundan sonra hep otel konseptinde konut projelerine mi yoksa otelciliğe mi ağırlık vereceksiniz?

Otelcilik alanındaki deneyimimiz, bize sadece turizm sektörü değil, aynı zamanda yaşam alanı tasarımı, kullanıcı konforu, hizmet kalitesi ve sürdürülebilirlik gibi pek çok konuda önemli bir birikim kazandırdı. Bu deneyimi, yeni konut projelerimize entegre ederek farklılaşmayı hedefliyoruz.

Ancak bundan sonraki tüm projelerimizin 'otel konseptli' olacağı anlamı çıkarılmamalı. Biz, projelerimizi bulunduğu lokasyonun ihtiyaçlarına, hedef kitlenin beklentilerine ve piyasa dinamiklerine göre şekillendiriyoruz. Bazı projelerde otelcilik deneyimimizi ön plana çıkarırken, bazı projelerde klasik konut ya da karma kullanım çözümleri öne çıkabilir. Kısacası, otelcilik bizim güçlü kaslarımızdan biri. Ama bundan sonrası için odağımız tek bir konsepte değil, 'değer yaratan, sürdürülebilir ve kullanıcı odaklı projeler geliştirmek' üzerine kurulu.

Sadece İstanbul'da mı konut üretmeyi planlıyorsunuz?

Bugüne kadar projelerimizi ağırlıklı olarak İstanbul'da gerçekleştirmiş olmamız, bu şehrin sahip olduğu dinamikler ve yüksek talep potansiyelinden kaynaklanıyor. İstanbul; demografik yapısı, ekonomik canlılığı ve konut talebindeki süreklilik ile yatırım açısından hâlâ Türkiye'nin en stratejik lokasyonu konumunda. Ancak bu, odağımızı yalnızca İstanbul'la sınırladığımız anlamına gelmiyor. Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi büyükşehirler başta olmak üzere, gelişen ve dönüşüm potansiyeli taşıyan diğer şehirlerde de fırsatları yakından takip ediyoruz. GYO yapımız, farklı bölgelerde ölçeklenebilir projeler geliştirmemize imkân sağlıyor.

Dolayısıyla, yatırım stratejimizde İstanbul güçlü bir merkez olmakla birlikte, orta ve uzun vadede farklı şehirlerde de projeler üretmek vizyonumuzun bir parçası. Değer yaratma potansiyeli olan her bölgede var olmayı hedefliyoruz.

Yatırım planlarınız arasında yurtdışı da var mı?

Öncelikli hedefimiz, Türkiye'deki güçlü potansiyeli en verimli şekilde değerlendirmek. Yerel pazarda halen ciddi bir ihtiyaç ve dönüşüm alanı bulunuyor. Bu nedenle kısa vadede odağımız, Türkiye'de özellikle büyükşehirlerdeki seçici ve sürdürülebilir projeler üretmek.

Ancak vizyonumuz yalnızca yerel değil. Orta ve uzun vadede, özellikle Türk yatırımcıların ve vatandaşların ilgi gösterdiği yurtdışı pazarlarda fırsatları değerlendirmeyi elbette düşünüyoruz. Başta Avrupa olmak üzere; finansal, hukuki ve operasyonel riskleri iyi analiz ederek, markamıza ve yatırımcılarımıza değer katacak uluslararası projeleri değerlendirmeye açık bir stratejimiz var.

Dolayısıyla bugünkü odağımız yurt içi olsa da gelecekte yurt dışında seçici ve stratejik iş birlikleri veya projeler geliştirme ihtimali gündemimizde olabilir.

Yatırımlarınızı hep özkaynaklarınız ile gerçekleştiriyorsunuz. Peki neden halka açılıyorsunuz?

Evet, bugüne kadar tüm yatırımlarımızı özkaynaklarımızla finanse ettik. Bu, şirketimizin mali disiplini ve sermaye yapısının sağlamlığını ortaya koyan önemli bir gösterge. Ancak bu durum, büyüme hedeflerimizi sadece mevcut kaynaklarla sınırlı tutacağımız anlamına gelmiyor.

GYO statüsü, gayrimenkul yatırımcılığı faaliyetlerimizi daha şeffaf, kurumsal ve vergi avantajlarına sahip bir çerçevede yürütmemizi sağlıyor. Bu yapı hem yatırımcı güvenini artırıyor hem de uzun vadeli gayrimenkul projelerine odaklanmamız için güçlü bir zemin sunuyor.

Halka arz kararı ise yalnızca finansman temini amacıyla değil, daha geniş bir stratejik vizyonun parçası olarak değerlendirilmeli. Bu adım, şirketimizin kurumsallaşma sürecini tamamlaması, yatırımcı tabanını genişletmesi ve sermaye piyasalarının disiplinine entegre olması açısından kritik bir dönüm noktasıdır.

Yatırımlarımızı bugüne kadar özkaynaklarla gerçekleştirmiş olmamız, bizim finansal sağlamlığımızı gösteriyor; ancak halka arz ile daha büyük projelere daha hızlı ve güçlü şekilde ulaşmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda bu adım, yatırımcılarımızla daha şeffaf ve sürdürülebilir bir ortaklık kurmamızın da önünü açıyor.

Halka arzdan gelecek kaynağı nerede değerlendirmeyi planlıyorsunuz?

Stratejik lokasyonlarda yeni gayrimenkullerin (arsa, konut, ticari ünite) portföye dahil edilmesi, turizm ve konaklama sektöründeki başarılı tecrübemize paralel olarak, yeni otel yatırımları veya otel dönüşüm projelerinin değerlendirilmesinde kullanmayı planlıyoruz. Hedefimiz, yatırımcılarımıza düzenli ve sürdürülebilir bir getiri sağlarken; sektöre yenilikçi, çevreye duyarlı ve mimari açıdan değerli projeler kazandırmak.

Kentsel dönüşüm projelerinde de yer alacak mısınız?

Savur GYO olarak öncelikli iş modelimiz, stratejik lokasyonlarda arsa satın alarak üzerine katma değerli projeler geliştirmek. Bu model, yatırım sürecini daha kontrollü yönetmemize ve projeleri en başından itibaren vizyonumuza uygun şekilde şekillendirmemize olanak tanıyor. Ancak bununla birlikte, kentsel dönüşüm tekliflerine de sıcak bakıyoruz. Özellikle; merkezi konumda bulunan, teknik, hukuki ve sosyolojik olarak uygunluk taşıyan, gerçek anlamda dönüşüm ve değer yaratma potansiyeli olan alanlarda kentsel dönüşüm projelerinde yer almaya açığız ve bu alanı gelecekteki büyüme stratejimiz içinde değerlendiriyoruz. Amacımız, sadece bina yenilemek değil; o bölgeye sosyal, mimari ve ekonomik değer kazandırmak.

Otelcilikte uluslararası alanda kazandığınız ödülleriniz hangileri?

Aldığımız ödüller ve gördüğümüz uluslararası takdirler tamamen Türkiye sınırları içinde, kendi bünyemizde geliştirdiğimiz projelerle elde edilmiştir. Bu başarılar, ülkemizi uluslararası platformlarda en iyi şekilde temsil etmenin gururunu bizlere yaşatıyor.

Söz konusu ödüllerimizi, Orientbank ve OrientOccident Hotels markalı projelerimizle kazandık. Bu projeler, işletme kalitesiyle ve misafir memnuniyeti alanında öne çıkarak yurt dışında yaklaşık 10.000 otel arasında otorite ve jüriler tarafından ödüle layık görülmüştür.

"1976 yılında babam kasanın anahtarını bana verdi"

İstanbul doğumlu Mehmet Ali Yıldıran, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu. Henüz öğrenci iken ağabeyi Mehmet Sami Yıldıran ile birlikte iş hayatına atılmış. Böylece 1976 yılında 'Fethi Yıldıran ve Oğulları Kollektif Şirketi'ni birlikte kurmuşlar. O günden bu yana, yaklaşık yarım asırdır tüm grup şirketlerinin mali, finansal ve idari süreçlerinden sorumlu olarak çalışıyor.

İşe gitmenin, çalışıp üretmenin ve işini ileriye taşımanın en büyük hobisi olduğunu belirten Yıldıran, "1976 yılında babam (Fethi Yıldıran) bana kasanın anahtarını verdi ve bugünden sonra bütün mali işler sana ait dedi. O günden beri hesap kitap işleri benden sorulmaya başladı. O kasa ve klasör dolabı benim hala masamın bir parçası. Halbuki artık her şey bilgisayarda ama kasam ve klasör dolabım hep yanımda olmalı" diyor. Yıllar içinde şirketin mali disiplinini, kaynak yönetimini ve büyüme stratejilerini oluşturmaya katkıda bulunan Yıldıran, bugün geldiğimiz noktada Savur GYO'yu kurarak kurumsal yapısını daha sağlam temellere oturtmak, halka arz sürecini başarıyla yönetmenin kendisi için önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade ediyor.

Eski bir squash oyuncusu!..

Yoğun iş hayatının dışında kendine de zaman ayırmaya gayret eden Yıldıran tenisten squash'a geçtiğini ve eski bir squash oyuncusu olduğunu söylüyor. Squash'ın çok hareketli ve tenisten 3 kat daha zevkli olduğunu ancak iş yoğunluğundan dolayı devam ettiremediğini de dile getiriyor. Artık daha çok yüzmeyi tercih etiğini, özellikle yaz aylarında denizde vakit geçirmenin en büyük keyfi olduğunu belirten Yıldıran, "Kitap okumayı, müzik dinlemeyi de çok seviyorum. Klasik Türk müziğinden caza kadar müzik konusunda oldukça geniş bir zevkim olduğunu söyleyebilirim" diyor.

BİZE ULAŞIN