Geleceğin biliminde öncü bir Türk

Biyolog Ali Rıza Akın, ABD’de mikrobiyota ve bakteri bilimi alanında çok sayıda başarılı işe imza atmış olan Türk bilim insanı. Bilimin ulaşılabilir olması için Silikon Vadisi’nde kurduğu şirketi Next-Microbiome ile, sağlık sektörüne yeni bir pencere aralıyor...
30.11.2023 13:39 GÜNCELLEME : 30.11.2023 13:40

PARA RÖPORTAJ/ ÜRÜN DİRİER Temel çalışma alanı insan mikrobiyotası ve probiyotik bakteriler olan Next-Microbiome, ABD Silikon Vadisi merkezli bir bilim şirketi. Çok sayıda makaleye konu olan yeni nesil bakterilerden 'Akkermansia muciniphila' ile çalışan dünyadaki üç şirketten biri. Merkez ABD'de, ancak probiyotik ürünlerin üretimi Türkiye'de yapılıyor. Henüz çok yeni olmasına rağmen hızlı bir büyüme ivmesi yakalayan şirket, 2023'ü 1 milyon euro'nun üzerinde bir ciro ile kapatmayı hedefliyor.

Probiyotikler ve prebiyotikler üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan ve dünyanın önde gelen bilim insanlarıyla beraber "Bacterial Therapy of Cancer" (Kanserde bakteri tedavisi) adlı kitabın yazarlarından olan Biyolog Ali Rıza Akın, Next-Microbiome A.Ş'nin kurucusu ve CSO'su yani baş bilim insanı. Çok takipçili instagram sayfasında bakteri bilimini dünyanın dört bir yanından insana sevdirmeyi başaran Akın, 'Sağlıklı mikrobiyota, sağlıklı insan' felsefesi odağında çalışmalarını sürdürüyor. İnsan vücudunda her bir insan hücresine karşı 10 bakteri hücresi bulunduğunu ve bakterilerle iyi anlaşmamızın bu nedenle çok önemli olduğunun altını çizen Akın, "Mikrobiyotamızdaki bakteriler sayesinde mutluluk hormonunun salgılandığını, hamilelikteki ağız florasında yaşayan bakterilerin çocuklarımızın zekâsını derinden etkilediğini, sağlıklı mikrobiyotanın bizi kanserden koruduğunu; diyabet, depresyon, MS, otizm ile arasındaki derin ilişkiyi insanlık yeni yeni öğreniyor" diyor.

Ali Rıza Akın ile bilimsel çalışmalarını ve Next-Microbiome çatısı altında neler yaptıklarını konuştuk…

-Öncelikle Amerika'da şimdiye dek neler yaptınız, hangi çalışmalar içinde yer aldınız, bahsedebilir misiniz? Kanser mikrobiyotası ve bakterilerle mayın tarama gibi projelerde yer aldığınızı biliyoruz...

Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra bilim hayatıma Kuzey California, Silikon Vadisinde başladım. Son 25 yıl boyunca insan mikrobiyotası, yeni nesil probiyotikler, host-microbe ilişkileri üzerine çalışmalarımı yürüttüm. Özellikle son 10 yılda yapmış olduğum çalışmalarla onlarca yeni nesil bakteriyi dünya üzerinde ilk keşfeden ekibin başında yer almakla beraber yapmış olduğum mikrobiyata çalışmaları, özellikle bakterilerin yüzölçümünün insan sağlığında etkisi, probiyotiklerle iştah kontrolü gibi yaratıcı çözümler geliştirdim.

Dünyanın en önde gelen bilim insanlarıyla beraber "Bacterial Therapy of Cancer" adlı kitabın yazarları arasında bulunuyorum. ABD'deki çalışmalarımı UCLA, Imperial College of London, University of Manchester, University of Groningen, University College Cork, Bill and Melinda Gates Vakfı, Novartis Biyomedikal Araştırma Enstitüsü gibi araştırma merkezleriyle ortak olarak yürüttük. Avrupa, Japonya ve Amerika'da tescillenmiş patentleri ile en son olarak da yeni nesil bakterilerle metabolik hastalıkların tedavisi patentlerinin başvurularını yaptım.

Daha da geçmişe gidecek olursak, 2000'lerin başında Amerika'da mayın taraması işlemi için, ateş böceğinin ışığını bakterilere klonladıktan sonra, mayınların yaydığı barut buharında aktifleşmesini sağlayan bir proje geliştirmiştim. Bu projede, tarım ilaçlama uçağı ile toprağa sprey edilen bakteriler, sadece mayının olduğu noktada ışık saçılmasını sağlıyordu.

Şu an yeni nesil probiyotiklerin en ünlüleri olan Akkermansia muciniphila ve Christensenella ailesi üzerine geliştirmiş olduğum sistemler ve yeni nesil probiyotiklerle açlık hormonlarının kontrolü, insülin direncinin yok edilmesi, kilo verme, stres-depresyon eliminasyonu ve adet dönemi sancılarının ortadan kaldırılması için yüksek etkinlikte ürünleri dünyada ilk olarak Türkiye'de çıkarmakla beraber, ABD'de de yine 2022 yılı içinde özel sağlık sigortaları tarafından kullanıma sundum. Son projem, yüzlerce yeni nesil probiyotik suşunu aynı konsept içinde olacak bir ürün çalışmasıdır. Bu çalışma ile dünyada fekal transplantasyonu (FMT- sağlıklı bireylerden alınan gaitanın çeşitli işlemlerden geçirilerek hasta bireyin intestinal lümenine verilmesi işlemi) sona erdirmeyi hedefliyorum.

-Bağırsaklarımızda milyarlarca bakteri yaşıyor. İnsan, bakteri türleri için bir konak mıdır? Konaklarımızı nasıl kendi işimize yarar hale getirebiliriz? Bunun en pratik yöntemi nedir?

Dünya üzerindeki en büyük biyokütle ağaçlar ve çalılar, hemen ardında da bakterilerdir. Bunun anlamı şudur; bakteriler, dünya üzerindeki her canlıyı konak olarak kullanmaktadır. Arılar da buna dahildir, bitkiler de ve biz insanlar da… İnsan vücudunda 1 insan hücresine karşılık 10 bakteri hücresi yer almakta. Sadece sayılara da bakmayın, bakteri hücrelerinin fonksiyonları da çok daha fazla. Mesela 1 insan hücresi sadece birkaç işlem yapabilirken, bakteriler İsviçre çakısı misali düzinelerce görev yapabiliyor içimizde. İnsanoğlu bünyesinde barındırdığı bakterileri ne kadar çok çeşitli tutarsa, o kadar çok işini onlara yaptırabilir. Böbrek taşını yiyen bakterilerden tutun kolesterol seviyesini aşağı indiren bakterilere, hatta mutluluk hormonunun üretilmesini tetikleyen bakterilere kadar çok sayıda görev yapan bakteri var. Bu bakterileri işimize yarar halde kullanabilmemizin en pratik yolu ise bol lifli, bol renkli yeşilliklerle beslenmek.

-Blue Zone Halkı diye bir kavram var. Dünyada en uzun yaşayan insanların bulunduğu beş bölgeden bahsediyorsunuz. Buralar nereler ve neden daha uzun yaşıyorlar?

Blue Zone, Okinawa adasında yaşayan ve yaşadıkları uzun ve sağlıklı ömürleriyle belgesellere konu olan insanların mikrobiyatasında, yüksek oranda Akkermansia muciniphila yer alıyor. Blue Zone'da yer alan diğer lokasyonlar; Sardunya'nın Barbagia bölgesi, Ikaria, Yunanistan, Nicoya Yarım Adası, Kosta Rika, Loma Linda ve Kaliforniya.

-Next Microbiome'un kuruluşu nasıl oldu? Hangi idealle yola çıktınız?

Temel çalışma alanı insan mikrobiyotası ve yeni nesil probiyotik bakteriler olan Next-Microbiome, ABD-Kuzey California'daki Silikon Vadisi'nde kuruldu. Mikrobiyotanın sağlığımız için hayati bir öneme sahip olduğunu biliyoruz. Mikrobiyotanın sağlıklı bir şekilde korunması, bağırsaklarımızdan başlayarak tüm vücuda yayılan genel bir 'iyilik' hali oluşturur. Next-Microbiome olarak biz buna 'içten gelen iyilik' diyoruz ve tüm çalışmalarımızın odağına, bu iyiliği çoğaltma amacımızı koyuyoruz. 'Sağlıklı mikrobiyata, sağlıklı insan' düşüncesiyle; probiyotikler, prebiyotikler ve modern hayatla birlikte uzak kaldığımız kadim bitkilerin etkili formülasyonlarıyla geliştirdiğimiz Next-Microbiome ürünleri, mikrobiyatada hedeflenen iyileşmeye doğal olarak ulaşmak için kullanıcılarını desteklemeyi amaçlıyor.

Geliştirdiğimiz bütünsel mikrobiyota destek ürünlerimizde; Akkermansia Munciniphila gibi yeni nesil probiyotiklerin yanında Bifidobacterium ailesinin üyelerini de formülasyonlarımıza ekleyerek çeşitliliği artırmayı hedefliyoruz. Her bir ürünümüzde, probiyotiklerin uyum içinde çalışmasına özen gösteriyoruz. Formülasyonlarımızı probiyotiklerin beslenmek için ihtiyacı olan prebiyotikler ve insanlığın on binlerce yıldır kullandığı kadim bitkiler ile destekleyerek, özel içerikler geliştiriyoruz.

Şu an Probiome, Fiberbiome, Homebiome ve Wells kategorilerinde ürünleri bulunan markamızın toplam 10 ürünü piyasada yer alıyor. NextMicrobiome'un ürün yelpazesi kapsül, çiğneme tabletleri, spreyler ve yakında piyasaya sürülecek kremleri içeriyor. Ürünler hem kendi web sitesinden hem de eczane kanalıyla satışı yapılıyor.

-Akkermansia muciniphila bakterisi nedir?

Modern hayatla beraber hayatımıza giren kronik hastalıkları sentetik kimyasal ilaçlarla çözmeye çalışan insanoğlu; son 10 yılda, yaşamış olduğu kronik hastalıkların tedavisinin yeni nesil probiyotikler ve akıllıca seçilen prebiyotikler sayesinde bağırsaklardan başladığını anlamaya başladı. Son yıllarda tıp dünyasında 'mucize çocuk' olarak adlandırılan Akkermansia muciniphila bakterisi, insan sağlığı, mutluluğu ve fiziksel performansı üzerinde mucizevi etkileri bulunuyor. Ve en önemlisi bu bakteri, hiçbir şekilde gıdalardan alınamıyor.

Akkermansia muciniphila; gastrointestinal sistemde doğal olarak bulunan eşsiz ve yeni nesil probiyotik bakteri. Akkermansia muciniphila, diğer bakterilerden farklı olarak oksijensiz ortamda yaşayabilir ve insan vücuduna bütünsel yaklaşarak bağırsak mikrobiyotasındaki bozulmuş dengenin yeniden sağlanmasına ve bağırsak geçirgenliğinin onarılmasına katkıda bulunur. Endüstriyel beslenme ve kimyasalların hayatımıza yavaş yavaş girmesiyle bakterilerin çeşitliliği de zaman içerisinde azaldı ve birçok hastalık artış ivmesine geçti. Bu ivmeyi tersine çevirmek için yeni nesil probiyotiklerden olan Akkermansia muciniphila'dan faydalanmak mümkün.

Akkermansia muciniphila; gastrointestinal sistemde doğal olarak bulunan eşsiz ve yeni nesil probiyotik bakteri. Diğer bakterilerden farklı olarak oksijensiz ortamda yaşayabiliyor ve insan vücuduna bütünsel yaklaşarak bağırsak mikrobiyotasındaki bozulmuş dengenin yeniden sağlanmasına katkıda bulunur. İnsan sağlığı, mutluluğu ve fiziksel performansı üzerinde mucizevi etkileri bulunan Akkermansia muciniphila bakterisi, hiçbir şekilde gıdalardan alınamıyor.

-Dünyada rakipleriniz var mı? Bu mikrobiyota 'sektörü' ne durumda?

Next-Microbiome, Akkermansia muciniphila bakterisiyle probiyotik alanında çalışan öncü bir marka. Dünya çapında bu bakteriyle çalışan yalnızca üç firmadan biri olarak büyümemizi sürdürüyoruz. Şirketin büyüme stratejisi, niş ürünler üzerine kurulu ve bu alandaki başarısını giderek artırıyor. Bağırsak mikrobiyotasının yanı sıra, ağız mikrobiyotasi, cilt mikrobiyotasi ve ev mikrobiyotasina yönelik ürünlerimiz var. 2022 rakamlarına göre global probiyotik pazarı 60 milyar dolar ve bu rakamın 2030 yılına kadar 120 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

-Kronik hastalıkların ve otoimmün hastalıkların temelinde yatan en önemli sebebin ne olduğunu düşünüyorsunuz? Mikrobiyotadaki bakterileri eğiterek hastalıkları iyileştirmek, gelecek tıbbında sizce mümkün olacak mıdır?

Biz besinlerimizi tüketiyoruz ve bakteriler de bu besinlerden metabolitler üretiyor. İnsanoğlu da bu metabolitler sayesinde hayatına sağlıklı bir şekilde devam edebiliyor. Sonuç olarak tüketmiş olduğumuz besinler ve bu bakteriler sayesinde sağlıklı, huzurlu, mutlu bir hayat yaşayabiliyoruz. Bu bakterilere verilen herhangi bir zarar ise tüm düzenin bozulmasına ve insan sağlığında çok büyük sorunlara yol açabiliyor; kanser ise bunların başında yer alıyor. Özellikle son 10 sene içinde kişisel olarak yapmış olduğum sayısız mikrobiyota çalışmalarımda ve araştırmacı yazarlarından biri olduğum 'Bakterilerle Kanser Tedavisi' adlı kitapta da defalarca mikrobiyotanın kanser tedavisinde ve kanserden korunmada çok önemli rol oynadığının bilimsel olarak tespit edildiğinden bahsediyoruz.

Tüm bilim dünyasındaki konsensüs bu yönde ve tüm büyük ilaç firmaları da bu yönde çalışmalarını sürdürüyor şu an. Kanserden korunmak veya kansere karşı savaşmak konusunda mikrobiyotaya destek olmak birincil önem taşıyor. Sağlıklı mikrobiyota için lifli besinlerle özellikle koyu yeşil sebzelerle beslenmenin ve bunun yanında fonksiyonları ve uyumları bilimsel olarak kanıtlanmış probiyotikler ile bu probiyotiklerin kansere karşı etkisini güçlendiren prebiyotikler, insan vücudunu kansere karşı koruduğu gibi; kanser tedavilerinde kemoterapinin ve akıllı ilaçların da etki gücünü artırıyor. Bu çözüm önerilerinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise paketli gıdalar ve endüstriyel gıdalardan mümkün oldukça uzak durmaktır.

Öte yandan, özellikle kansere karşı savaşan bakterilerin yanı sıra bu özel savaşçı bakterilerin ön klinik çalışmalarda tümör oluşumunu da durdurduğu gözlemlenmiş ve üzerlerindeki anti-tümör çalışmalarının hızlı bir şekilde sürdürülerek insanlığın hizmetine sunulması planlanıyor.

-Mikrobiyotanın bozulması başka nelere yol açar?

Mesela modern hayatın kimyasalları mikrobiyotamıza zarar veriyor ve dengesini kaybetmiş olan mikrobiyota yüzünden de serotonin hormonu üretilemiyor; sonuç ise depresyon, uykusuzluk, anksiyete, panik atak ve huzursuz bağırsak sendromu ve çeşitli kalp hastalıkları. Serotonin insan sağlığı için çok önemli bir hormondur ve bu hormonun düzgün bir şekilde salgılanmasını sağlamak için mikrobiyotamıza gereken desteği nasıl verebiliriz sorusunun cevabı önce yeşilliklerle beslenme ve hemen ardından da fonksiyonları belli bilim insanları tarafından tasarlanmış prebiyotik, probiyotiklerdir. Yeniden hatırlatmak isterim ki depresyon ve anksiyeteyi sağlıklı mikrobiyota ile yenmek mümkün.

-Mikrobiyota sağlığı, otizm ile de ilişkilendiriliyor. Bu konuda ne dersiniz?

Otizmli çocuklarımızın mikrobiyotası farklıdır ve buna bağlı olarak bağırsaklarının çalışması da farklılıklar gösterebilir. Otizmli insanların mikrobiyotasına dışarıdan takviye olarak verilecek probiyotik ve prebiyotik desteklerle daha sağlıklı çalışması sağlanarak; sosyalleşme, algı ve uyum konularında daha pozitif olmaları sağlanabilir. Mikrobiyotaya verilecek birbirleriyle uyumlu probiyotikler ve bu probiyotiklere destek olacak prebiyotiklere, diyetimizle de kesinlikle destek olunması gerekir. Otizmin de kendi içinde farklılıkları olduğu için gelişi güzel probiyotikler kullanmak yerine mikrobiyota uzmanı ve diyetisyenlerden mutlaka destek alınmalıdır. Uzmanların değerlendirmeleriyle otizmli kişinin durumuna en uygun probiyotik, prebiyotik ve diyet programları kişinin mikrobiyotasını daha sağlıklı hale getirerek; sosyalleşme, uyum ve algı konusunda daha etkin sonuçlar alınabilmektedir.

Not: Ali Rıza Akın'ın bilimsel yayınlarına aşağıdaki linkten ulaşılabilir: https://alirizakin.com/tr/publications

İyiliği çoğaltmak için, iş insanı ağabeyi ile birlikte çalışıyor

Aynı zamanda ortağı olan Next-Microbiome şirketi CEO'su Kor Kurt Akın'dan da söz eden Ali Rıza Akın, ağabeyinin projeye nasıl dahil olduğunu söyle anlatıyor:

"Ağabeyim Kor Kurt Akın, şirketimizin Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su. Malta'da inşaat şirketi var ve İtalya'da enerji yatırımları bulunuyor. Kendisine zaman zaman bahsediyordum ve çalışmalarımı yoğunlaştırıp başarılı sonuçlar elde edince, bunu daha fazla insana ulaştırmalıyım diyerek ağabeyimden Next Microbiome ürünlerini kullanmasını istedim. Sonuçlarını birlikte birebir gördük ve daha çok insana iyilik götürmek için birlikte çalışmaya karar verdik. Şirketimizin merkezi ABD'de Silikon Vadisi'nde; buna ek olarak Malta, Almanya, İngiltere ve Türkiye'de aktif olarak operasyonlarımız devam ediyor. Next-Microbiome ürünlerinin üretimini Türkiye'de yapıyoruz, fakat hammadde Silikon Vadisi'ndeki merkezimizden.

Soldan sağa: CEO Kor Kurt Akın, CSO Ali Rıza Akın, COO Ozan Demirdöven

Hedef, 2023'te 1 milyon euro'dan fazla ciro

Şirketin ciro ve büyüme hedefleri hakkında da bilgi veren Next-Microbiome CSO'su Biyolog Ali Rıza Akın, "Next-Microbiome, uluslararası satış da yapıyor ve bu yıl totalde 1 milyon euro'nun üzerinde ciro hedefliyoruz" diyor. Önümüzdeki sene satışların iki ya da üç katına çıkmasını planladıklarını belirten Akın, hedef ülkeler arasında sırasıyla ABD, Almanya olmak üzere tüm Avrupa Birliği, İngiltere ve Singapur bulunduğunu belirtiyor.

Mikrobiyata neden önemli?

İnsan vücudu, çoğunluğunu bakterilerin oluşturduğu mantar, virüs ve diğer tek hücrelileri içeren çeşitli mikroorganizmaları barındırır. Bu mikroorganizmalara "Mikrobiyota" denilmektedir. İnsan vücudundaki mikroorganizmaların büyük çoğunluğu, başta bağırsak olmak üzere deri, üreme organları ve solunum sisteminde bulunur. Bağırsaklarımız, vücudumuzdaki en yoğun ve en çeşitli mikroorganizma topluluğunu barındırmaktadır.

Next-Microbiome CSO'su Biyolog Ali Rıza Akın, mikrobiyotanın sağlığımız için neden hayati bir öneme sahip olduğunu şöyle anlatıyor:

"Mikrobiyotanın sağlıklı bir şekilde korunması, bağırsaklarımızdan başlayarak tüm vücuda yayılan genel bir 'iyilik' hali oluşturur. Next-Microbiome olarak biz buna 'İçten Gelen İyilik' diyoruz ve tüm çalışmalarımızın odağına, bu iyiliği çoğaltma amacımızı koyuyoruz. Mikrobiyotamızdaki bakteriler sayesinde mutluluk hormonunun salgılandığını, hamilelikteki ağız florasında yaşayan bakterilerin çocuklarımızın zekâsını derinden etkilediğini, sağlıklı mikrobiyotanın bizi kanserden koruduğunu; diyabet, depresyon, MS, otizm ile arasındaki derin ilişkiyi insanlık yeni yeni öğreniyor. Bir insanın mikrobiyotası daha doğmadan, anne karnında oluşmaya başlıyor ve anne adayının kullanmış olduğu her antibiyotik ve/veya endüstriyel besin çocuğunun mikrobiyotasını, dolayısıyla tüm hayatını derinden etkiliyor. Akkermansia muciniphila, insanın savunma sisteminin eğitiminde profesör konumundadır ve savunma sistemine kimin düşman, kimin dost olduğunu, üretmiş olduğu metabolitler sayesinde immün sisteme öğreterek insan sağlığında bütünlüğün oluşmasını sağlar ve vücudun kendi kendine saldırmasını engeller."

BİZE ULAŞIN