Her sektörden insana ilham veren TEDx etkinliklerinden biri olan TEDxReset, 15. yılında "o an" temasıyla katılımcılarla buluşuyor. 18 Ekim Cumartesi günü Grand Pera Emek Sahnesi'nde gerçekleşecek ufuk açıcı etkinlik, izleyicileri hayatın akışını değiştiren anların izini sürmeye davet ediyor. Bu yıl sahnede yer alacak 18 konuşmacı, kendi hayatlarındaki dönüm noktalarını paylaşarak konukları derin ve unutulmaz bir yolculuğa çıkaracak.
"Hayatlarımızın kırılma noktalarını görünür kılacağız"
TED'in "paylaşmaya değer fikirler" vizyonunu benimseyen TEDxReset, TEDx YouTube platformunda 43 milyon üyeye ulaşan, 8 milyar izlenmeyi gerçekleştirmiş küresel bir ilham ağının parçası olarak, İstanbul'dan dünyaya seslenmeye bu yıl da devam edeceklerini ifade eden TEDxReset küratörü Ali Üstündağ, "15 yıl boyunca sahnede duyduğumuz her fikir, aslında bir 'an'ın ürünüydü. Bir bakış, bir cümle, bir karar… Bu yıl 'an' temasıyla, hayatlarımızın kırılma ve dönüm noktalarını görünür kılacağız. Çünkü bazen tek bir an, bir ömre ilham verebilir" diyor.
2025 Konuşmacıları
Bu yılın ilham konuşmacıları Berk Armağan, Ali Sabancı, Nil Venditti, Tunç Vidinli, Burcu Önal, Cihan Buğdaycı, Didem Kalaycı, Dilek Çelebi Tunç, Erdal Uzunoğlu, Fırat Çakır, Hürriyet Munanoğlu, Oğuzhan Özkaya, Ziya Şakir Yılmaz, Ali Rıza Bilal, Hıraç Aslanyan, Ali Mendillioğlu, Yasin Oyanık, Elif Damla Karakolcu olacak.
İltek İletişim Kurucusu Kreatif Direktörü ve TEDxReset Küratörü Ali Üstündağ, ile "O AN" temasını ve etkinliğin geçmişini konuştuk…
-Türkiye'nin ilk TEDx etkinliğini hayata geçiren kişi olarak, o ilk adımı atarken sizi en çok motive eden neydi?
TED'in eski sloganı "Ideas worth spreading", yani "Yayılmaya değer fikirler" benim için çok güçlü bir motivasyondu. Çünkü kurumlar, farklı fikirlerle karşılaştıklarında yeni gerçeklerle yüzleşmek ve beklentilere cevap verebilmek için farklı çözümler üretmek zorunda kalıyor. İşte tam da bu noktada, kurumların beklentilerini karşılayacak çözümler geliştirmek, onlara değer yaratmak benim için en büyük motive ediciydi.
-"Daha iyi bir dünya için iletişim" motto olarak sizin için ne ifade ediyor ve yıllar içinde nasıl şekillendi?
Henüz 17 yaşındayken, "68 kuşağı" öncesinde hayatımın mottosunu buldum: "Communication for a better world – Daha iyi bir dünya için iletişim." O dönem fotoğrafçı olmayı bir kader gibi görüyordum, çünkü fotoğrafın en güçlü iletişim araçlarından biri olduğuna inanıyordum. Bir başka sebep ise savaşın ve çatışmaların insana bıraktığı ağır izleri görmemdi. İletişim kurulamayan her durumda kayıpların ve yıkımların arttığını fark ettim. İşte o an, iletişimin dünyayı değiştirecek en büyük güç olduğunu anladım.
-TEDxReset'in 15. yılı için seçilen "O AN" teması size neyi çağrıştırıyor? Temanın ardındaki ilhamı paylaşabilir misiniz?
Bu tema bir günde ortaya çıkmadı. Her TEDxReset için bir beyin takımı kurarım; onlara yön gösterecek temel soruları sorarım. Bu yılın çıkış noktası şu soruydu: "Geleceği inşa etmek için geçmişe nasıl bakıyoruz?" Bu soruyu ekibimle bir ay boyunca tartıştık. Sonunda gördük ki geçmiş ile gelecek arasındaki sınır aslında "o an". İşte bu kavrayış bizi çok heyecanlandırdı ve oy birliğiyle "O AN" temasına karar verdik.
-Bugüne kadar sahnede sizi en çok etkileyen konuşmacı veya konuşma hangisiydi? Neden?
Beni etkileyen pek çok konuşmacı oldu. 10 yıl boyunca TED'e giderseniz Bill Gates, Al Gore, Jeff Bezos gibi isimlerle tanışma şansınız olur, benim de oldu. Ama en çok etkilendiğim kişi Sir Ken Robinson'dı. Defalarca sahneye çıktı ve en unutulmaz konuşmalarından biri "Okullar yaratıcılığı öldürüyor mu?" sorusuydu. Ne yazık ki cevabı doğruydu. Eğitim sistemine dair bu cesur tespit, benim için unutulmaz oldu.
-Etkinlik tasarımı ve iletişim alanında 15 yılı aşkın deneyiminiz var. Bugünün genç iletişimcilerine hangi tavsiyeleri verirsiniz?
Öncelikle kendilerine şu soruyu sormalarını isterim: "Ben bu mesleği neden yapmak istiyorum?" Çünkü benim için iletişim, dünyanın en güçlü silahıdır. İyi kullanırsanız iyilik, barış ve ilerleme getirir; kötü kullanırsanız savaş çıkarır. İletişim bir ikna yöntemidir: iki kişi arasında da olabilir, milyonlara karşı da… Propaganda örneğini düşünün; çoğunluğun aynı şeyi düşünmesi, onu otomatik olarak doğru yapmaz. Bu yüzden iletişimi çok dikkatle, sorumlulukla kullanmak gerekir.
-Sizce bir etkinliği unutulmaz kılan temel unsurlar nelerdir? Katılımcıların "O AN"ı yaşaması nasıl mümkün olur?
Unutulmaz bir etkinliği belirleyen şey, anlatılan hikâyenin ilginçliği ve özgünlüğüdür. Samimi olması, sıcak olması ve bir şekilde insana dokunabilmesi gerekir. Bir macera, bir keşif yolculuğu, bir araştırma ya da merakın tatmini, evreni ya da mikroskobik bir dünyayı keşfetmek… Konular sonsuzdur, önemli olan meraktır. İşte bir etkinliği unutulmaz kılan temel unsurlar bunlardır. Bizim etkinliklerimizde konuşmacıların yaşadıkları "O AN"lar, katılımcıları da kendi hayatlarına dönüp şunu sormaya teşvik ediyor: "Benim o anlarım neler?"
-Sivil toplum ve profesyonel hayatınız arasındaki bağ nasıl bir etkileşim yaratıyor? Bu iki alan birbirini nasıl besliyor?
Sivil toplum kuruluşlarıyla çok çalıştım. Türkan Saylan ile Cüzamla Savaş Derneği, Suna Kıraç ile Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Hayrettin Karaca ile TEMA, Mine Narin ile Tohum Vakfı, ayrıca Bir Dilek Tut Derneği, Toplum Gönüllüleri Vakfı, Türk Eğitim Vakfı… Yıllar içinde birçok vakıfla yolum kesişti. Bunun arkasındaki neden basitti: Topluma iyi davrandığınızda toplum size çok şey veriyor. Bunun karşılığında sizin de bir şeyler vermeniz gerekiyor. Ben de sağlam yapılar kurarak katkı sunmaya çalıştım. Bugün bu çalışmalarla gurur duyuyorum.
-Yurt dışındaki TEDx etkinlikleriyle karşılaştırıldığında, Türkiye'deki etkinlik kültürü hakkında neler söylersiniz?
Türkiye'deki diğer TEDx'ler için konuşamam ama bizim etkinliğimize gelen yabancı konuklar çok beğendiklerini söylediler. Tabii ki Amerika'daki TED kadar küresel ölçekte değiliz ama yerel ölçekte onlarla eş değeriz. Hatta bazı yönlerden daha da güçlü ve iyi olduğumuzu düşünüyorum.
-Teknolojinin ve dijitalleşmenin iletişim dünyasına etkisi sizi nasıl yönlendirdi? TEDxReset bu değişime nasıl adapte oldu?
Aslında bu konu dipsiz bir kuyu! Türkiye'ye döndüğümde internetin doğmasına daha 30 yıl vardı. Araştırma yapmak için yurt dışından kitap sipariş ederdik, Amazon bile yoktu. Doğru kitabı seçip seçmediğinizi, kitap elinize ulaşana kadar bilemezdiniz. Ben ne öğrendiysem kitaplardan öğrendim, kendi kendimi eğittim. Şimdi ise internet sayesinde her şey anında erişilebilir durumda. TEDxReset'e başladığımızda internet zaten hayatımızdaydı; konuşmacıları bulmak için bile gerekliydi. Bu yüzden bir adaptasyon sorunu yaşamadık. Aslında internet olmasa, ne TED ne de TEDx olurdu.
-18 Ekim'de Grand Pera'da gerçekleşecek etkinlikte katılımcıları nasıl bir atmosfer bekliyor? Hangi deneyimler öne çıkacak?
Çok güzel bir soru ve belki en zor soru… Geçen yılın teması biraz acı gerçeklerle yüzleşmemizi sağlamıştı: "Seçim senin, yeniden başla." Bu yıl ise bambaşka bir ruh hâkim. Konuşmacılar umut dolu; kendi pozitif yolculuklarını, hayatlarındaki dönüm noktalarını ve ilham veren anılarını paylaşacak. Katılımcıları hem eğlenceli hem duygusal, aynı zamanda düşündürücü bir atmosfer bekliyor. Güçlü hikâyeler, zengin bir konuşmacı paneli ve salonda yaşanacak samimi diyaloglarla, her anın iz bırakan bir deneyime dönüşmesini hedefliyoruz.
Bence salonda olan herkes, kendi yaşamına dönüp şu soruyu sormaktan kendini alamayacak: "Benim o anlarım neler?" İşte bu nedenle, 18 Ekim'de Grand Pera'da gerçekleşecek bu buluşma sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda hayatımıza farklı bir pencereden bakmamızı sağlayacak bir yolculuk olacak...
