Görünmezi görünür kılan teknolojiler geliştiriyor

Geliştirdiği gerçek zamanlı takip teknolojileri ve kritik sektörlere yönelik iş güvenliği sistemleri ile yurt dışında birçok ödüle layık görülen Wipelot, madenler gibi tehlikeli bölgeleri Nesnelerin İnterneti’yle güvenli hale getiriyor.
18.01.2022 11:50 GÜNCELLEME : 18.01.2022 11:51
PARA RÖPORTAJ/ ÜRÜN DİRİER Geliştirdiği gerçek zamanlı takip teknolojileri ve kritik sektörlere yönelik iş güvenliği sistemleri ile yurt dışında birçok ödüle layık görülen Wipelot, madenler gibi tehlikeli bölgeleri Nesnelerin İnterneti'yle güvenli hale getiriyor.

İş güvenliği ve gerçek zamanlı takip teknoloji üzerine çalışan yerli teknoloji firması Wipelot, madencilik sektörü için geliştirdiği IoT uygulamasıyla RFID Journal 2021 Awards'tan birincilik almıştı. Phoenix Arizona'da birincilik ödülüne layık bulunan teknoloji, madenlerde personel ve ekipman yönetiminde güvenlik ve verimlilik artışı sağlıyor. Cirosunun yüzde 20'sini ihracattan elde eden firmanın ana faaliyet alanları ise, IIoT (Industrial Internet of Things-Endüstriyel Nesnelerin İnterneti), RTLS (Real Time Location System-Gerçek Zamanlı Konum Belirleme Sistemi), RFID (Radio Frequency Identification-Radyo Frekansı ile Kimliklendirme), UWB (Ultra Wide Band-Ultra Geniş Bant) teknolojileri ve ISG (İş Sağlığı ve Güvenliği). Alanında dünya lideri olmayı hedefleyen firmanın müşterileri ise, global şirketlerin yanı sıra, Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasında yer alan şirketler. Otomotiv, beyaz eşya, metal, enerji, gıda, sağlık, ilaç, kozmetik, madencilik, inşaat, havacılık ve savunma sanayine yönelik nokta atış teknolojiler geliştiriyor. Covid-19 pandemisine karşı geliştirdiği sosyal mesafe izleme ve uyarı sistemi ile bir başarıya daha imza atan Wipelot, İngiltere'nin önde gelen ileri teknoloji ve yenilik merkezi Digital Catapult'un yaptığı araştırmada, dünyadaki pek çok firma arasından gerekli koşulları sağlayan 6 firma arasında yer aldı.

Sahadan alınan gerçek zamanlı verilerden yola çıkarak analizler gerçekleştiren Wipelot, personel, araç, iş makinası, ekipman ve ürünleri, riskli çalışma ortamlarının sıcaklık, nem, gaz, ışık gibi değerlerini anlık olarak takip ederek verimlilik ve iş güvenliği sağlıyor, kaza anlarında ilgili birimlere uyarı sinyali gönderiyor. Personellerin ve motorlu/motorsuz ekipmanların konumlarını anlık olarak takip ederek hangi saatte nerede bulunduğunu, hangi alanda ne kadar vakit geçirdiğini anlık ve geçmişe dönük olarak takip edebiliyor. Yaptıkları işi 'görünmeyeni görünür hale getirmek' olarak tanımlayan ve 2020 yılını pandemiye rağmen yüzde 50 büyüme ile tamamladıklarını belirten Wipelot Kurucu Ortağı ve CEO'su M. Rifat Ok ile neler yaptıklarını ve hedeflerini konuştuk.

Yaptığınız işi herkesin anlayabileceği bir dille anlatabilir misiniz?

Farklı sektörlerden firmalara gerçek zamanlı kişi, ekipman ve ortam izleme alanlarında yazılım, donanım ve danışmanlık hizmetleri veriyoruz. Bunu yapay zekâ ve makinelerin birbiriyle haberleşmesini sağlayan IoT, yani Nesnelerin İnterneti aracılığıyla yapıyoruz. Bizim işimiz işletmelerde görünmeyeni görünür kılmak. Bu tam olarak şu demek; bir faaliyet sahasında işçi veya ekipmanın hangi bölgede olduğu, ne kadar süre çalıştığı, hangi alanda ne kadar vakit geçirdiği, verimli çalışıp çalışmadığı, bir kaza ya da sorun yaşayıp yaşamadığı gibi verileri topluyoruz. Bu verilerden yola çıkarak iş gücü ve zaman kaybını önlüyoruz. Çalışma ortamının güvenliğini ve kontrolünü sağlayacak sistemlerle de işçinin çalışma anında durumunu gözetim altında tutuyor, kaza geçiren işçinin bulunduğu bölgeyi bildiriyor ve işçiye müdahale süresini kısaltarak çalışma ortamını güvenli hale getiriyoruz. Aynı zamanda geliştirdiğimiz teknolojilerle acil durum anında işçi yoklaması yapılmasına da olanak sağlıyoruz.

Hangi sektörlere hizmet sunuyorsunuz?

En çok madencilik, havacılık ve inşaat sektörlerinde öne çıkıyoruz. Aynı zamanda beyaz eşya ve otomotiv sektörüyle de çalışıyoruz. Bunların yanı sıra savunma sanayii, enerji, gıda, sağlık, tekstil, kozmetik, ilaç gibi sektörlerde faaliyet gösteren sayısız firmanın dijital dönüşüm süreçlerine çözüm ortaklığı yapıyoruz. Özetle her sektöre nokta atışı çözümler sunuyoruz. Müşteri portföyümüzü genellikle global şirketler ve Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu konumundaki firmalar oluşturuyor.

En son madencilik sektörü için geliştirdiğiniz IoT uygulamasıyla RFID Journal 2021 Awards'tan birincilik aldınız. Bu uygulamanın önemini ve işlevini anlatabilir misiniz?

2021'de Phoenix, Arizona'da 15'incisi düzenlenen ve RFID alanında yenilikçi çözümlerin yarıştığı RFID Journal 2021 Awards'tan birincilikle döndük. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu ödül, söz konusu uygulamaların yenilikçi yönü, firmalara kazandırdığı katkı ve faydalar göz önüne alınarak veriliyor. Madencilik operasyonlarının sayısallaştırılması ve görev dağılımı uygulamasıyla yarışmada "En İyi RFID Uygulaması (Diğer Endüstri)" kategorisinde en iyi uygulama seçilmemizin arkasında da tam olarak bu argümanlar yer alıyor. Dünyanın en tehlikeli iş sahaları arasında yer alan madenlerde, personel ve ekipman yönetiminde güvenlik ve verimlilik artışı sağlayan bu uygulamamız, Wipelot ekibinin titizlikle yürüttüğü Ar-Ge donanım ve yazılım çalışmaları sonucunda geliştirildi.

Takip teknolojileri dendiğinde akla daha çok distopik senaryolar geliyor. Bu teknolojileri insanı cendereye almak değil de insanın faydasına kullanmak için nelere dikkat etmek gerek?

Geleceğin üretim sistemlerinde yapay zekâ ve insan iş birliğinin olduğu hibrit bir anlayışın hâkim olacağı aşikâr. Wipelot olarak biz de yapay zekâ destekli teknolojilerin iş birlikçi olacağını düşünüyor, dost mu düşman mı tartışmalarında yapay zekâyı 'iş arkadaşlarımız' olarak görüyoruz. İnsan kaynakları sürecinde büyük bir iyileşme sağlayacak olan yapay zekâ özellikle de insan iş gücünün yetersiz geleceği noktalarda ortak çalışmanın önünü açacak. Artık en basit süreçlerde bile rol alan yapay zekâ, çok karmaşık ve kompleks yapıdaki iş süreçlerinde çok önemli görevler üstlenecek diyebiliriz. Bu durum özellikle iş dünyasında da köklü değişimleri beraberinde getirecek ve iş gücündeki roller paylaşılacak. Eğer teknolojiyi doğru alana kanalize eder ve işinize, hayatınıza değer katan bir araca dönüştürürseniz o zaman gerçek bir güce dönüşür. Dolayısıyla teknoloji şirketleri; hayatı kolaylaştıran, denetleyen değil kontrol altında tutan, insan iş gücünü değerli kılan, güvenli hale getiren, insan potansiyeline rakip olan değil o potansiyeli açığa çıkaran teknolojilere yatırım yapmalı.

Yurtdışına teknoloji ihracatı gerçekleştiriyor musunuz?

Ürettiğimiz yüksek teknoloji IoT ürünlerini iş ortaklarımızla birlikte ABD, Fransa, Suudi Arabistan, Kanada, Hindistan ve Katar başta olmak üzere birçok ülkeye ihraç ediyoruz. İhracatımızın ciromuz içindeki payı yüzde 20 oranında. İhracat oranımızı her yıl ikiye katlama hedefimiz var. Önümüzdeki yıl itibariyle ihracat cirosunun iç pazar cirosunu geçeceğini öngörüyoruz. Yurt dışı pazarlarda gerekli olabilecek özel sertifikasyon süreçlerini tamamlıyor hem de şirket yapılanmamızı güçlendirerek altyapımızı sağlamlaştırıyoruz.

Bir Türk teknoloji firmasının yurt dışında ne gibi avantajları ya da dezavantajları var sizce?

Burada ortaya koyduğunuz somut fayda ve ileriye dönük çözümler belirleyici oluyor. Biz Wipelot olarak kurulduğumuz yıldan itibaren dünyadaki gelişme ve dinamikleri gözeten, evrensel değerlere açık, hem lokal ve hem de küresel düşünebilen ve rotasını inovasyonla şekillendiren bir teknoloji şirketi olduk.

Yurt dışına açılmak isteyen genç girişimcilere tavsiyeleriniz olur mu?

Girişimciler faaliyetlerini yurt dışına taşımadan önce ürün/hizmet olarak hedeflenen pazardaki rekabet durumunu, talep düzeyini, pazarın doygunluk seviyesini, farklılaşmak gereken noktaları tespit edebilmeli ve yol haritalarını bu değişkenlere göre şekillendirmeli. Diğer bir önerim ise global değerlere açık olmak. Yerel bir işletme olarak kendi pazarınızda ne kadar iyi olsanız da her ülkenin kendine ait farklı dinamikleri olduğu unutulmamalı. Sadece kültür, satın alma alışkanlığı, beklentilerden de öte o ülkenin yasal prosedürlerini, yazılı olan ve olmayan kurallarını, potansiyel fırsatlarını ve tuzaklarını çok iyi öğrenmekte fayda var. Bu konuları çözmek girişimcilerin uluslararası büyümenin getireceği bu karmaşık süreci yönlendirmelerine yardımcı olacak. Buna ek olarak global pazarda kalite parametreleri ve standartların korunması önemli bir kriter. Dolayısıyla girişimcilerin yurt dışı pazarlarda gerekli olabilecek özel sertifikasyon süreçlerini tamamlamaları gerekiyor.

Teknoloji sektöründe dünyada, sizin tecrübe ettiğiniz veya duyduğunuz ne gibi hassasiyetler mevcut? Yurtdışına açılmak isteyenlere ayak bağı olabilecek hassasiyetler mevcut mudur?

Global olarak teknoloji sektöründe endüstriyi domine eden çok büyük şirketler pazar payının önemli bir kısmını alıyor. Pastanın geriye kalan payı içinse çok büyük bir rekabet var. Bu zorlu rekabet yapısı içinde yer edinebilmek için gerçek manada standart bir hizmet anlayışının dışına çıkmak ve ek değer yaratmak gerekiyor. İnsan kaynaklarına ve Ar-Ge çalışmalarına yapılacak yatırımın önemsenmesi şart. İnovasyon olmadan adım atmak ise neredeyse imkânsız. Yurt dışında sektör birlikleri çok güçlü bir konumda. Dolayısıyla işlerini büyütmek isteyenlerin bu birliklerle yakın temasta bulunması hem yurt dışında konumlanmalarını kolaylaştırabiliyor hem de sektör dinamiklerini yakından takip edebilme fırsatı sunuyor.

M. RİFAT OK KİMDİR?

1976 yılında Diyarbakır'da doğdu. Çocukluğumdan beri teknolojiye düşkün biri olarak, kariyer planını mühendislik üzerine inşa etti. Lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Atmosfer Bilimleri ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü'nde tamamladı. Aynı bölümden yüksek lisans derecesini aldıktan sonra, birçok AB 6. Çerçeve ve ITEA (Information Technology for European Advancement) Ar-Ge projesinde görev aldı. 2005 yılında ise Wipelot'un kurucu ortaklarından biri oldu.

BİZE ULAŞIN