Dünyayı demir çelikle ören adam

Mono Steel kurucu ortağı ve CEO’su Mustafa Toprakçeken, profesyonel olarak başladığı iş hayatına, patron olarak devam edenlerden. 2009 yılında ortağı ve kuzeni Murat Özcan ile şirket kuran Toprakçeken, bugün dünyanın birçok prestijli projesine çelik yapılar sağlıyor.
09.05.2022 14:36 GÜNCELLEME : 09.05.2022 14:36

PARA RÖPORTAJ/ İDRİZ ÇOKAL Türkiye, girişimci ruhun yüksek olduğu bir ülke. Dergi olarak da bu girişimci ruhlu iş insanlarının başarı hikayelerini hep sayfalarımıza taşıyoruz. Bu isimlerden biri de Mustafa Toprakçeken. Sakarya merkezli Mono Steel'in kurucu ortağı ve CEO'su olan Mustafa Topçeken, Karabük doğumlu. Her Karabüklü gibi demir çelik tozunu yutmuş bir aileden geliyor. Babası hariç, dedesi ve ailenin birçok ismi, geçmişte Kardemir Demir Çelik fabrikalarında çalışmış. Topçeken'in babasının mesleği ise fotoğrafçılık. Mustafa Toprakçeken lise yıllarında babası ile düğünlerde fotoğraf bile çekmiş. Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği'ni okuduktan sonra çelik sektöründe faaliyet gösteren bir şirkette çalışmaya başlamış. Kısa sürede kendini gösteren Toprakçeken, fabrika müdürlüğüne kadar yükselmiş. Toprakçeken, dört sene boyunca fabrika müdürü olarak görev almış.

Uzunca bir süredir kendi işini kurmak isteyen Toprakçeken, ortağı ve kuzeni Murat Özcan ile ilk şirketini kurar. Önce ticaretle başlayan yolculuk, 2019 yılında üretime dönüşür. Bugün Hem Türkiye'de hem Almanya'da iki üretim merkezine sahipler. Mono Steel bugün, Sakarya ve Stuttgard'taki üretim tesislerinden, Amerika'dan Avusturalya'ya kadar beş kıtaya çelik yapılar gönderiyor. Grand Paris Express, Gotthard Base Tüneli, Seattle Ship Canal Water Quality Projesi, Snow 2.0, Lozan Tüneli ve Münih Metrosu gibi dünyaca ünlü projeler, markaya çelik yapılar göndermiş. Tabir yerinde ise dünyayı demir-çelikle örüyor.

Mustafa Toprakçeken'in ile hem kuruluş hikayesini hem de hedeflerini konuştuk…

Mustafa Bey önce sizi tanıyalım? Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Nerede, kaç yılında doğdunuz? İlköğretim, lise ve üniversite eğitimini nerelerde aldınız?

1981 yılında Karabük'te doğdum. Çocukluk ve gençlik yıllarım Karabük'te geçti. 1999 yılında Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümüne girdim ve Karabük'ten ayrıldım. Mezuniyetimin ardından yine Sakarya Üniversitesi'nde MBA yaptım. Sonrasında da Sakarya'da çalışmaya başladım.

Aileniz ne işle iştigal ediyordu? Baba mesleği ile ilgili bilgi verir misiniz?

Akrabalarımın çoğu, Karabük'teki birçok aile gibi, Karabük Demir Çelik Fabrikası'nda çalışıyordu. Ancak babam fotoğrafçıydı. Ben de çocukken onunla birlikte düğünlere gidip, fotoğrafçılık yapardım.

İlk iş hayatına ne zaman atıldınız? Hangi şirketlerde çalıştınız?

Üniversite eğitimimin ardından, 2005 yılında Sakarya'daki Ata Çelik'te işe başladım ve dört yıl boyunca fabrika müdürü olarak çalıştım. Üniversitede pratikte birçok şey öğreniyorsunuz, ancak Ata Çelik'te çalıştığım dönemde öğrendiklerim ve analiz ettiklerim, şuanda geldiğim noktada bana çok yardımcı oldu.

Patronluğa geçiş süreci nasıl oldu? Sizi patronluğa adım attıran özel bir sebep var mıdır?

Aslında benim için çok radikal bir karar olmadı. Fabrika müdürü olarak gördüklerim ve analiz ettiklerim sayesinde Türkiye'de demir çelik sektöründe birçok açık olduğunu fark ettim. Özellikle de dünyaya açılma ve Türk işçiliğine güven konusunda. Şirketimizi kurarken de aklımızda hep dünyaya açılmak, yabancı markaların kendi iç pazarından ürün tedarik ediyormuşçasına rahat ve huzurlu olmasını sağlamak vardı. Bugün baktığımda, bu hedefe ulaştığımızı görmekten hem kendi adıma hem de ekip arkadaşlarım adına gurur duyuyorum.

Elbette çalışan olmaktan kendi işinin sahibi olmaya geçiş, o kadar da kolay bir süreç değil. Biz de düştük, kalktık, her düşüşten yeni bir şey öğrendik. Hala da öğrenmeye devam ediyoruz. Ne kadar büyürseniz büyüyün, unutmamak gerekiyor ki dünya ve teknoloji gelişiyor ve yenileniyor.

Bunlar dışında bana göre, biz çok güçlü ve çalışkan bir milletiz. İşlerinizi doğru şekilde yapıyorsanız, dürüstseniz, çalışma azminiz varsa, adım atmaktan ve gelişmekten korkmamak gerekiyor. Ayrıca gelişmeniz ve büyümeniz için devlet teşvikleri var. Bunları da doğru şekilde kullanmak önemli. Yine Eximbank, üreticiler ve ihracat yapanlar için çok güzel seçenekler sunuyor. Bunları da değerlendirip, büyümelisiniz.

İlk şirketi ne zaman kurdunuz? Tek başına mı kurdunuz, ortaklarınız var mı? Varsa ortaklarınız hakkında da kısaca bilgi verir misiniz?

Mono Steel'i, ortağım Murat Özcan ile birlikte 2009 yılında kurduk. Uzun yıllardır da ortaklığımızı devam ettiriyoruz. Ortağım Murat Özcan, tesislerimizin üretim kısmıyla ilgileniyor. Üretim departmanımızın başında ve ekipçe çok güzel işlere imza atıyorlar.

Şirketinizi kurduktan sonra ilk projeniz ne oldu?

Şirketimizi kurduğumuzda sadece Türkiye'de faaliyet gösteriyorduk. Projeler için gereken demir-çelik ürünleri, anlaşmalı olduğumuz tesislerde üretiyor ve projelere gönderiyorduk.

Üretim tesisini ne zaman kurdunuz? Şu anda kaç tane üretim tesisiniz, fabrikanız var? Kapasiteleri hakkında bilgi verir misiniz?

Sakarya- Ferizli'deki üretim tesisimizi geçen yıl kurduk. Şu anda Türkiye'de iki, Almanya'da bir üretim tesisimiz var. Tesislerimizin her biri, ortalama 15 bin metrekare büyüklüğünde.

Bu tesiste neler üretiliyor?

Amerika, Avrupa, İngiltere, Avusturalya, Kanada, Afrika ve Asya pazarları için gereken, GTIP kodunda metal ve metal dışı ürünler başta olmak üzere her türlü sanayi yapıları, tünel ekipmanları, enerji sektörü, yol ve köprü konstrüksiyonları, makine sektörü, spor tesisleri ve konut projeleri için gereken üretimleri sağlıyoruz. Bunun dışında bazı projeler A'dan Z'ye, yani tasarımından projesine, üretiminden inşasına kadar Mono Steel imzası taşıyor.

Mono Steel'i büyüklük olarak tarif etmek isteriz. Ciro, istihdam ve ihracat rakamları hakkında bilgi verir misiniz?

2022 yılının ilk çeyreğine baktığımızda, Türkiye'deki tesislerimizin ihracat rakamı 13 milyon euro. 2021'in son çeyreği ve 2022 yılı tesis yatırımımız ise şu ana kadar 7.5 milyon euro civarında diyebilirim. Yeni yatırımlarımız sebebiyle istihdamımız ise her geçen gün artıyor. Bugün itibariyle istihdamımız 95 kişi. Bu rakamın yüzde 37'si, beyaz yakalı kadın çalışanlardan oluşuyor. Marka olarak kadın istihdamına çok önem veriyoruz. Mayıs ayında açılacak olan yeni bir tesisimiz var. Onun da kapasitesi 55 kişi civarında olacak. Bu tesiste mavi yakalı kadın istihdamı da yaratarak kadın istihdam ortalamamızı yüzde 45'lere çıkarmayı hedefliyoruz.

Yeni yatırımlarınız olacak mı? Detaylarını paylaşır mısınız?

Sakarya-Ferizli'de geçtiğimiz aylarda üretim tesisimizi açmıştık. Geçen hafta, yine Ferizli'de yeni bir tesise daha yatırım yaptık ve gelecek ay onun da hizmete girmesini planlıyoruz. Bu, planda olmayan bir yatırımdı. Ancak bu yılki hedeflerimizin üzerinde talep geldiğinden, yeni bir yatırım daha yapma kararı aldık.

Bunun dışında 2023 yılının başında yine Sakarya'da üçüncü OSB'de bir fabrika daha açmayı planlıyoruz. Bu tesisin çalışmalarına, bu yılın başında başladık. Geçtiğimiz aylarda aldığımız bir kararı doğrultusunda da ana üretim tesisi olarak sadece Türkiye'deki tesislerimizi kullanacağız. Son iki yıldır hem Türkiye'de hem de dünyada gelişen ekonomik dalgalanmalar nedeniyle bu kararı aldık diyebilirim. Bu sayede ekonomimize katkı sağlamaya, Türkiye'de devam edeceğiz. 2023'te ayrıca Almanya'daki üretim tesisimizi de genişletme planımız var. Pandemi sebebiyle son iki yıldır o tesisimizden istediğimiz verimi alamadık. Amerika ve Avrupa'da da 2023 sonunda yatırımlarımız olacak, ancak onları daha çok transfer merkezi ya da depolama alanı olarak kullanmak istiyoruz. Bu yatırımlar için çalışmalarımız devam ediyor.

Tüm bu yatırımlarımızın haricinde Ferizli'de, şu andaki iki tesisimize yakın, başka bir tesis daha planlıyoruz. Onu da 2023 yılı ortasında çalışır duruma getireceğiz. Ama bu tesis, dünyada eşi benzeri olmayan bir proje için inşa edilecek.

Mono Steel'i, son dönemlerde büyük projelerde adını duyuyoruz. Şimdiye kadar hangi projeleri yaptınız? Hem Türkiye'de hem dünyada içinde olduğunuz projelerden bahseder misiniz?

Şu anda sadece yurt dışı bazlı çalışıyoruz. Ancak üç yıl öncesine kadar Türkiye'deki birçok nitelikli projede yer aldık. Bunlar arasında; Ford Otosan Boya Üretim Tesisi, Toyota Üretim Tesisi, Hyundai Boyahane, TOKİ Samsun Stadyumu, Rixos Tema Park gibi önemli projeler de var. Dünyada ise beş kıtada, 70'den fazla ülkede projeler yaptık, yapıyoruz. Bu projelerin her biri, bizim için büyük ya da küçük fark etmeksizin önemli ve değerli.

Mono Steel'in şimdiye kadar yaptığı projelerin hacmi nedir?

Kurulduğumuz günden bugüne büyük-küçük birçok projeye imza attık. Son üç yıldır yurt dışında 30'un üzerinde projenin üretimlerini gerçekleştirdik. Hala devam eden, üretimlerini sürdürdüğümüz projelerimiz var. 2022 yılının başından bu yana da beş yeni proje için anlaşma sağladık. Bunlar arasında Malta ve İngiltere gibi ülkeler de var. Bu yılki ciro hedeflerimize yılın son çeyreği itibariyle ulaşacağımıza inanıyorum. Gelecek yıl için hedefimizde ise ciromuzu ve üretimimizi iki, hatta üç katına çıkarmak var.

Yeni projelerinizden bahsedebilir misiniz?

Malta'daki projemizi yeni imzaladık ve detayları önümüzdeki haftalarda netleşecek. İngiltere'deki projemiz ise High Speed Railway Projesi yani HS2 Projesi. HS2; Londra, Birmingham ve Manchester arasındaki seyahati daha hızlı hale getirecek bir tren yolu sistemi. Ancak yerel otoriteler tarafından alınan karar doğrultusunda projenin mevcut rayları ve otoyolları engellememesi, ekolojik ve çevre dostu olması gerekiyor. Bu sebeple, hafriyatların ve üretilen malzemelerinin özel taşıma köprüleriyle taşınması gerekiyor. Biz de tüm taşıyıcı köprüler ve çelik konstrüksiyonları tasarlayıp, üreteceğiz. Projenin bu taşıyıcılar için planlanan yatırım maliyeti 1.5 milyon euro civarında.

Kanada'da konut projesinden bahsetmiştiniz. Gayrimenkul sektörüne mi girdiniz ya da gireceksiniz? Bu projeden bahseder misiniz?

Daha önce yurt içinde ve yurt dışında birçok konut ve iş merkezi projesinde, proje bazlı olarak yer aldık aslında. Kanada'da yapılan projede ise proje ortağı olarak yer alıyoruz. Ancak gayrimenkul sektörüne girme konusunda bir planımız yok. Projedeki ortağımızla Kanada'da başka projelerde de çalışmalarımız sürüyor. Bu sebeple bize bu teklifle geldi. Biz de projenin niteliklerini (çevreci olması, mimari artıları gibi nedenlerle) analiz edip, ortak olmaya karar verdik.

Çelik dışında yeni bir sektör olacak mı?

Demir-çelik dışında şu anda başka bir sektöre yatırım yapmayı planlamıyoruz, ancak 2023 yılında kuracağımız yeni bir tesisimiz var. Bu tesis, üretim tesislerimizden çok farklı bir proje için. Yakın zamanda bu konuda patent başvurunda bulunduk ve patentini almadan da çok fazla detaya giremiyorum. Ama şunu söyleyebilirim: Türkiye yakın zamanda dünyadaki tüm demir-çelik markalarının Ar-Ge ve lojistik merkezi olacak. Bu konuda Mono Steel olarak dünyada bir ilke imza atacağız.

Şirkette aile bireylerinden çalışan var mı? Şirket anayasası veya aile anayasası var mı?

Şu anda benimle birlikte şirkette üç aile bireyi var. Ancak aile bağı olsun ya da olmasın, çalışanlarımız bizim için çok değerli. Herkesin, ben de dahil olmak üzere, bölüm yöneticileriyle şeffaf bir şekilde konuşmasını; önerisini, derdini, fikrini söylemesini teşvik ediyoruz. Şirket anayasamız, şeffaflık ve huzur üzerine kurulu.

"BÜYÜK PROJELERDE YER ALIYORUZ"

Devam eden en büyük projelerimizden biri, Seattle Ship Canal Water Quality Project. Bu projede yer alan tek Türk firmayız. Projenin amacı Seattle Kanalı'na akan yağmur ve kanalizasyon sularının bir depoda toplanması ve rehabilite edilmesi üzerine. Üç yıl sürecek projede, şehri yeraltından sarmalayacak devasa tüneller ve depolar için gerekli çelik yapıları üreteceğiz. Bu proje için Amerika'nın mega projesi diyebiliriz.

Avrupa'da ise geçtiğimiz yıl tamamlanan Gotthard Base Tüneli, 57 kilometre uzunluğu, 2300 metre derinliğiyle dünyanın en uzun ve en derin demiryolu tüneli olarak tarihe geçti. Bu proje için tünelin çelik yapılarının neredeyse büyük bir bölümünü biz yaptık.

Yine Paris'in mega projesi olarak tanıtılan, banliyölerle şehri birbirine bağlayan Grand Paris Express için 165 tona yakın üretim yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Münih metrosu, Lozan tüneli, Stockholm metrosu gibi projeler, Avrupa'da devam eden projelerimiz arasında.

Baltık ülkelerinin ilk alüminyum üretim hattının inşasını da yakın zamanda bitireceğiz. 10 bin metrekarelik bu tesisin A'dan Z'ye tüm çelik konstrüksiyonlarını biz üretiyoruz.

Avusturalya'nın en önemli hidroelektrik santrali olan Snowy 2.0'nin ilk etabını geçtiğimiz yıl bitirmiştik. Bu yıl inşası başlayacak olan 2. etap çalışmaları için de Snowy ekibi bizi tercih etti. Geçtiğimiz ay, 2. etap için de el sıkıştık.

Yine Afrika'da birçok projede yer aldık, almaya da devam ediyoruz. Son olarak Tanzanya'daki bir üniversite yurdunu projesi için anlaşma sağladık. Proje; tasarımından inşasına kadar A'dan Z'ye bize verildi.

"UMUYORUM BİR GÜN FOTOĞRAFÇILIĞA DA DÖNEBİLİRİM"

"Şu anda kendime o kadar vakit ayıramıyorum. Üretim tesislerimiz Sakarya'da, ben İstanbul'da oturuyorum. Sabah dört-beş gibi evden çıkıp, akşam yedi-sekiz gibi eve gidebiliyorum. Çok sık yurt dışına seyahat etmem gerekiyor. Bu sebeple özellikle hafta sonlarımı eşim ve çocuklarımla geçirmeye çalışıyorum. Evet iş çok önemli, ama aile de bir o kadar değerli benim için. Eşim Eda da bu konuda bana inanılmaz destek oluyor. Ben de eşim, oğlum ve kızımla elimden geldiğince vakit geçirmeyi, hafta sonları onlarla olmayı seviyorum.

Hobi olarak yapabildiğim tek şey; spor… Haftada en az dört gün spora gitmeye çalışıyorum. Hatta yurt dışında da otelimi ona göre seçiyorum. Bunun dışında umuyorum bir gün fotoğrafçılığa da dönebilirim… Bununla ilgili eğitimler alıp, hobi olarak fotoğrafçılık yapmak, dünyayı gezip fotoğraflamak istiyorum. Sanırım bu hayalimi emekli olduğumda - olabilirsem – yapabileceğim."

BİZE ULAŞIN