“Demiryolları, medeniyetin ulaşım aracıdır”

40 yıla yakın süredir Türk demiryollarının yenileme ve modernizasyon çalışmalarında vazgeçilmez ortağı olan Paris merkezli Thales, yeni projeleriyle ülkeyi demir ağlarla bağlamaya devam ediyor. Şirketin Ülke Müdürü Barış Balcılar, “Demiryolları, medeniyetin ulaşım aracıdır” diyor.
07.07.2023 14:02 GÜNCELLEME : 07.07.2023 14:06

PARA RÖPORTAJ/ ÜRÜN DİRİER Thales, 40 yıla yakın süredir Türkiye'de faaliyet gösteren ve hem konvansiyonel hem de yüksek hızlı demiryolu hatlarındaki önemli modernizasyon projelerine aktif olarak katkıda bulunan Paris merkezli bir şirket. Demiryolu emniyet ve kontrol sistemlerinin tasarlanması, kurulumu, test edilmesi ve işletmeye alınması, bakım, proje yönetimi ve eğitim gibi bir dizi hizmet sunuyor. Şirketin sunduğu teknolojiler, Türkiye'nin yüksek hızlı tren hatlarında ve banliyö ağlarında kilit rol oynuyor. Şirket 1987 yılında yüzün üzerinde çalışanı ile Türkiye'deki ilk ofisini açmış. O zamandan beri de Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) ile çalışıyor.

Merkezi La Défense'da yer alan ve Euronext'te işlem gören şirketin dünya çapında 80 binden fazla çalışanı bulunuyor. Şirket, önceden Thomson-CSF adıyla bilinmekte olup 6 Aralık 2000 tarihinde Racal Electronics plc'yi satın almasıyla günümüzdeki adını almıştır.

Türk demiryollarının yenileme ve modernizasyon çalışmalarında vazgeçilmez ortağı olan şirketin, Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren projesi ve Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'na ulaşan M10 İstanbul metro hattı gibi büyük projelerde imzası bulunuyor.

Şirket, yakın zamanda açılan yüksek hızlı tren hattı üzerinden başkenti Sivas'a bağlayan Ankara-Yerköy hat kesiminde kilit öneme sahip. Başkent Ray'daki sistemlerde üç adet anklaşman, merkezi trafik kontrolü (CTC) ve güncellemeler ile 155 km uzunluğunda sinyalizasyon çözümlerinin yanı sıra Kırıkkale-Yerköy hat kesiminde ETCS L1 ve geçici hız sınırlama sistemleri de sağladı.

Bu yeni işletmeye alma ile Türk demiryolu ağı uzunluğu 13.896 km'ye çıktı. Aynı zamanda, mevcut durumda 2.228 km uzunluğa sahip yüksek hızlı demiryolu ağının da bir parçası.

Demiryolu projesi, Ankara ile Sivas arasındaki hat mesafesini önemli ölçüde düşürdü. (603 km'den 405 km'ye). Kırıkkale, Yozgat ve Sivas istasyonlarının yüksek hızlı demiryolu ağına bağlanması 1.4 milyon vatandaşa fayda sağlayacak. Bu hat, Konya, Eskişehir ve İstanbul gibi şehirlerden gelen yolculara hizmet verecek. Yakın zamana kadar 7 saat olan Ankara-Sivas sefer süresi, yeni Ankara-Yerköy-Sivas hızlı tren hattının işletmeye alınması ile 2 saate indirildi. Ayrıca demiryolu sinyalizasyon teknolojisi ile geçtiğimiz yıl, Gaziray kentsel alanı için banliyö ağının modernizasyonuna da katkıda bulundu. Geçtiğimiz Kasım ayındaki açılışından bu yana, üç banliyö treni ve bir bölgesel tren, merkezi trafik kontrol (CTC) ve Thales sinyalizasyon sistemi ile hatta çalışıyor. Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren hattının Sincan-Köseköy arasındaki hat kesiminde yüksek hızlı tren hattı sinyalizasyon, haberleşme, GSM -R (Demiryolları için Küresel Mobil Haberleşme Sistemi) ve CTC (Merkezi Trafik Kontrol) sistemlerinin bakımından ve bu hat kesiminin bakım işlerinden de şirket sorumlu.

Şirketin Ülke Müdürü Barış Balcılar ile Thales'in Türkiye'deki demir ağlara olan katkısını ve projelerini konuştuk...

Thales neler yapıyor? Firmadan bahseder misiniz öncelikle?

Thales çok uluslu bir firmadır. Altı alt gruptan oluşuyor. Bunlardan biride ground transportation dediğimiz ulaşım sistemleridir. Bunun dışındaki gruplar savunma sanayii, uzay, uydu, dijital kimlik ve güvenlik, havalimanları ve uçak üstü sistemlerden oluşuyor. Biz Türkiye'de ulaşımda demiryolu grubuyuz. Ulaşım sistemlerinde hem ana hatları hem metro sistemlerinin yanı sıra sinyalizasyon, haberleşme ve ücret toplama hizmetleri veriliyor.

Ne tür hizmetler veriyorsunuz?

Türkiye'deki demiryollarında ana hatlarda Avrupa tren kontrol sistemi olarak seviye 1 ve seviye 2 sistemlerini veriyoruz. Türkiye'deki ilk hızlı tren projesi ve Avrupa sinyalizasyon sistemine uyumlu sistemi Ankara-İstanbul Projesi'ni Thales gerçekleştirdi. Metro sistemlerinde sibitisi haberleşme tabanıyla ileri teknoloji sürücüsüz sinyalizasyon sistemlerini vermekteyiz. Bu sinyal sistemlerini destekleyen yazılımlar ve sistemlerde oldu. Örnek verecek olursak; bizim demiryollarında 500-600 kilometre hatlarımız var. Bu hatlar üzerinde bir çok ekipman var. Bu ekipmanların uzaktan izlenmesi ve bakımlarının daha hızlı yapılabilmesi için yenilikçi çözümlerimiz bulunmaktadır. Yani tüm sistemin durumunu bir merkezden izleyebiliyoruz. Aynı zamanda yolculuk talep ve yoğunluğunu analiz edecek sistemlerimiz de bulunuyor.

Dünya hızlı bir dijitalleşme sürecinden geçiyor. Demiryolu sektöründe dijitalleşme süreci nasıl gidiyor?

Demiryolu sinyalizasyon sektörü diğer sektörlere göre dijitalleşmeye daha erken safhada başlamış bir sektör. 1990'lı yılların başında başladı. O günden itibaren sinyalizasyon sistemlerinin ön dijitalleşme işleri bulunmakta. Yan sistemlerde özellikle bakım işlerinin dijitalleşmesi söz konusudur. Metro sistemlerinde dijitalleşme 1980-1990'lı yılların başında başladı. Daha ileri teknolojiyle metroların uzaktan izlenmesi gibi sistemler var.

Sürdürülebilirlik son yıllarda pek çok sektörün odaklandığı bir kavram haline geldi. Thales'in sürdürülebilirlik sağlamak için geliştirdiği projelerden bahsedebilir misiniz?

Bir sinyalizasyon sisteminin minimum işletme ömrü olarak 30 yılı ön görüyoruz. Yani sistemin 30 yıl boyunca canlı tutulmasını donanım ve yazılım ihtiyaçlarına göre güncellenmesini bu projede taahhüt ediyoruz. Minimum 30 yıl bir müşteriye teklif etmiş olduğunuz sistemin güncel ve canlı tutulma sorumluluğunu taşıyorsunuz. Sinyalizasyon sistemlerinde sürdürülebilirlik çok önemlidir. Zamanla eskiyen hem ekipman hem donanımların tekrardan yenilenmesi ve yeni sistemlere bağlanması da bu sürdürülebilirlik açısından sinyal firmalarının çalıştığı önemli bir konudur.

Demiryolu trafik ve güvenlik yönetiminde diğer ulaşım sektörlerine göre farklı ihtiyaçlar var mı? Varsa bu ihtiyaçları karşılamak için ne gibi projeler geliştiriyorsunuz?

Sinyalizasyon sistemi diğer ulaşım sistemlerine göre güvenlik sistemlerinin minimum hataya ve hiçbir kazaya sebebiyet vermeyecek şekilde tasarlanır. Bu da sertifikalandırma sürecinden geçmektedir. Bizim tüm sistemlerimizde SIL 4 dediğimiz emniyet güvenlik sertifikası hem metro sistemlerinde hem de ana hat sistemlerinde bulunmakta. Kullandığımız güvenlik kritik ekipmanlarımız için bu sertifikaları sağlıyoruz. Ürünlerimizin bu sertifikaları olmasına rağmen bir proje yaptığımızda proje işletmeye alınmadan önce o hattın güvenlik raporunu veriyoruz. Yani bu sistem çalışırken ne tür konulara dikkat edilmesi gerekildiği, hangi konunun idarenin sorumluluğunda olacağı, nasıl işletme yapacağını, sistemin nelere cevap vereceğini kapsamlı bir rapor altında hazırlıyoruz. Bu rapor idaremiz tarafından onaylandıktan sonra sistemi devreye alıyoruz.

Devlet Demiryolları ile birlikte yakın gelecekte Türkiye'de gerçekleştirmeyi planladığınız projeler var mı?

Şu an bir çok projeyi Devlet Demiryolları ile birlikte yapıyoruz. Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi'nin Doğançay-Geyve ve Projesi, Ankara-Sivas hattının birinci fazında Yerköy hattına kadar projemize devam ediyoruz. Gaziray Projesi son safhada devam ediyor. Başkentray Projesi'ni tamamlamak üzereyiz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın hızlı tren için bir çok yeni projesi var. Çoğunun yapım işleri ihale edildi. Bizde bu projelerde sinyal tedarikçisi olarak bulunmak istiyoruz. Yeni projeleri yakından takip ediyoruz. Projelerin sinyal tedarikçilerinin 1-2 ay içerisinde belirleneceğini düşünüyorum.

Sinyalizasyon sistemlerinin demiryolu taşımacılığı için hayati bir önem taşıdığını biliyoruz. Thales olarak kullandığınız sinyalizasyon sisteminden bahsedebilir misiniz?

Türkiye'de 2000'li yıllardan sonra özellikle yolcu taşımacılığı üzerine Devlet Demiryolları ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından birçok atılım yapıldı. Özellikle hızlı tren projelerine odaklanıldı. Biz bu projelerde vardık. Bununla ilgili Avrupa tren kontrol sistemi çözümlerimizi seviye 1 ve seviye 2 olarak idaremizde uyguladık. Yük taşımacılığı hızlı tren hatlarından yapılmadığı için konvansiyonel hatlarda da aynı sinyalizasyon sistemlerini önermekteyiz. Buralarda hız ve dizi aralığı daha düşük olmasına rağmen yine de yük taşımacılığında aynı sinyalizasyon güvenlik sistemlerini kullanıyoruz.

Türkiye'de hangi demiryolu projelerinde yer aldınız?

Thales olarak Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi, Marmaray Projesi'nin haberleşme sistemlerinde, Cumaovası-Tepeköy Projesi'nde, Başkentray Projesi, Gaziray Ankara-Sivas hattının birinci kısmında yer aldık. Metrolarda da Kadıköy, Kartal, Sabiha Havalimanı'nım sinyalizasyon sistemini biz tedarik ettik.

Demiryolu ulaşımının ekonomik faktörler ve sürdürülebilirlik açısından avantajlarından bahsedebilir misiniz?

Demiryolları medeniyetin ulaşım aracı olarak nitelendiriliyor. Buradaki amaç bir arabayla maksimum 4-5 kişi, otobüsle 50 kişi taşırsınız. Trenle ise neredeyse 500 kişi uzunluğuna göre de belki bin kişiye kadar taşıyabilirsiniz. Yolcu konforunu çok büyük bir şekilde etkiliyor. Yapılan istatistiklere göre yolcuların 4 saate kadar uzun mesafeli yolculuklarda tren konforunu tercih ettiğine dair dünyada ve Avrupa'da çalışmalar var. Öncelik ilk olarak yolcu konforu ve diğer ulaşım araçlarına göre daha ekonomik olması önemlidir. Demiryolları elektrik sistemleri kullandığı için çoğu enerjinin yenilenebilir olması da enerji verimliliği açısından bir önem taşıyor.

Yakın zamanda açılan Ankara-Yerköy-Sivas hattı projesinde yer aldınız. Bu projeye hangi teknolojilerinizle katkıda bulundunuz?

Ana hat sinyalizasyon sistemlerimiz var. Bu sistemler tüm idarelerin ihtiyaçlarını toplayıp en son geliştirilen ray devresidir. Geçmişte birçok firmanın ray devresi vardı. Genellikle Thales'in seviye 1 ve seviye 2 sistemini bu ray devreleri ve ekipmanlarıyla kullanıyoruz.

BİZE ULAŞIN