Türkiye aşığı bir turizmci

Wyndham Hotels & Resorts, Türkiye’de 124 faal oteliyle uluslararası liderliğini güçlendiriyor. EMEA Başkanı Dimitris Manikis, önümüzdeki 18 ayda otel sayısını 200’e çıkarma hedeflediklerini söylüyor. Avrupa’da hızla büyüyen Vienna House by Wyndham markasını da Türkiye’ye getirmeyi planladıklarını belirten Manikis, gittiği her yerde Diyarbakır’ı anlattığını vurguluyor…
23.06.2025 11:52 GÜNCELLEME : 23.06.2025 11:52

ÖZLEM KAPAR BAYBURS/ Wyndham Hotels & Resorts, 124 faal oteliyle Türkiye'nin en büyük uluslararası otel şirketi konumunu her geçen yıl daha da güçlendiriyor. Dünyanın franchise veren en büyük otel şirketi olan marka, ülkemizdeki otel sayısını artırırken bir yandan da yeni iş birlikleri ile turizme ivme kazandırıyor.

Wyndham Hotels & Resorts EMEA (Avrupa, Orta Doğu, Avrasya ve Afrika) Başkanı ve Genel Müdürü Dimitris Manikis, ülkemize sık sık geliyor ve açtıkları hemen her otelin "ruhunu" bizzat hissediyor.

Yunanistan doğumlu Dimitris Manikis'in Türkiye'ye özel bir ilgisi var. 1990'lı yıllarda bir süre ülkemizde yaşayan Manikis, uzun yıllardır sürdürdüğü görevinde yenilikçi vizyonuyla ve destinasyonlarla kurduğu özel ilişkilerle dikkat çekiyor. Güler yüzlü, samimi ve neşeli Dimitri Manikis'le Wyndham Grubu'nun ülkemizdeki yeni projeleri ve markalarını, iş birliklerini, turizmin genel gidişatını ve dünyadaki seyahat eğilimlerini konuştuk.

Türkiye'nin Wyndham Hotels & Resorts içindeki güncel konumundan bahsederek başlayalım...

Türkiye, tıpkı geçtiğimiz yıl olduğu gibi, dünya genelindeki en büyük beşinci pazarımız konumunda. Ancak burada önemli olan yalnızca ülkenizdeki otel sayımız değil. Asıl dikkate alınması gereken, Türkiye'nin barındırdığı büyük potansiyel ve hem yurt içinden hem de yurt dışından ağırladığı ziyaretçi sayıları. Bu nedenle Türkiye'yi değerlendirirken sadece otel sayımıza bakmak yeterli olmaz. Kaç kişiyi ağırladığımız, sadakat programımıza (Wydham Rewards) üye olan misafir sayısı ve bu üyelerin Türkiye'de programı aktif şekilde kullanarak gerçekleştirdiği seyahatler de büyük önem taşıyor.

Son dönemde ülkemizdeki otel yatırımlarınızda önemli bir artış gözlemleniyor. Bu büyümeyi tetikleyen başlıca etkenler neler?

Öncelikle Türkiye pazarında markasız, bağımsız otellerin sayısı oldukça yüksek. Turizmde dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri olan ülkenize gelen turist sayısı da her geçen yıl yükseliyor. Bu yılki 65 milyon turist ağırlama hedefinizi heyecanla takip ediyoruz. Aynı zamanda Türkiye'yi insan kaynağı açısından da değerlendirmemiz gerekiyor. Burada yetişen çok yetenekli profesyoneller var ve bu kişiler sektörümüze önemli katkılar sağlıyor. Son olarak ve belki de en önemlisi: Biz Türkiye'den hiçbir zaman vazgeçmedik, Türkiye de bizden vazgeçmedi. Ülkenizin bize sunduğu fırsatlar açısından çok müteşekkiriz. Geçmiş yıllar içinde yaşanan zorluklar krizler, hiçbiri; aklımıza Türkiye'den ayrılmayı getirmedi bile, biz her zaman ülkenize sadık kaldık.

Türkiye'de halihazırda kaç oteliniz faaliyet gösteriyor? Bu yıl içinde açılması planlanan yeni oteller var mı?

Şu anda Türkiye genelinde faaliyette olan otel sayımız 124. Bu yıl sonuna kadar 10 yeni otelin daha açılmasını hedefliyoruz. Halihazırda proje stokumuzda 30 otel daha bulunuyor. Her şey planladığımız gibi giderse, önümüzdeki 18 ay içinde toplamda 200 otele ulaşabileceğimizi öngörüyoruz.

Burada özellikle altını çizmek istediğim bir nokta var: Verdiğim rakamlar sadece şu anda açık ve misafir ağırlayan otelleri kapsıyor. Yani "124 otelimiz var" dediğimde, bunlar bu gece gidip konaklayabileceğiniz, aktif olarak faaliyet gösteren oteller. Bazı markalar proje aşamasındaki otelleri de bu sayılara dahil edebiliyor; ancak biz bu konuda oldukça netiz, henüz açılmamış otelleri bu rakamlara dahil etmiyoruz.

En yeni otellerinizden söz eder misiniz? Nerede ve hangi konseptlerde hizmet veriyorlar?

Ramada by Wyndham Gaziantep, Wyndham Alanya, Wyndham Tarsus St. Paul ve Signature Cave Cappadocia, Trademark Collection by Wyndham en yeni dört otelimiz. Kapadokya'da Ramada markamızla bir otelimiz vardı, ama 'mağara otel' konseptiyle ilk otelimiz oldu.

Peki, Türkiye pazarına giren yeni bir markanız olacak mı?

Şu anda Avrupa'da en hızlı büyüyen markalarımızdan biri olan Vienna House by Wyndham'ı Türkiye'ye de getirmek istiyoruz. İlk Vienna House oteli için bu yıl sonuna kadar anlaşma imzalamayı ümit ediyoruz. İstanbul'un Avrupa yakasında çalışma yapıyoruz. Vienna House by Wyndham; modern, şehirli ve Avrupai bir stil sunan, iş ve tatil için uygun, konfor odaklı bir marka. Genellikle şehir merkezlerinde veya iş seyahatine uygun lokasyonlarda konumlanıyor.

Türkiye'nin artık pahalı bir turizm destinasyonu haline geldiği yönünde eleştiriler var. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Bu yıl, geçen yıla göre daha fazla insanın seyahat edeceğini öngörüyoruz. Türkiye fiyat açısından biraz daha pahalı hale gelmiş olabilir, ancak hala turistler için cazip ve rekabetçi bir destinasyon. İnsanlar maliyetler artsa da seyahatten vazgeçmiyor; harcamalarını yeniden şekillendirerek gitmek istedikleri yerlere ulaşmanın yolunu buluyorlar.

Geçmişte de fiyatların hızlı arttığı, dengesizliklerin yaşandığı dönemler oldu ama sektörümüz tüm bu krizleri aşmayı başardı ve her seferinde daha da güçlenerek çıktı. Konaklama sektörünün en dayanıklı sektörlerden biri olduğunu düşünüyorum.

Bu sabah bir otelimizin mutfağından bir personelle sohbet ederken bana geçen yıl domatesin kilosunun 8 TL olduğunu, bu yıl ise 40 TL'ye çıktığını söyledi. Elbette bu, artan hammadde maliyetlerinin bir yansıması. Enflasyonun, fiyat artışlarının ve arz-talep dengesizliklerinin etkisi yadsınamaz. Ancak Türkiye, dünyanın en çok turist çeken 10 ülkesi arasında yer almak istiyorsa, otellerin bu maliyet artışlarını bir şekilde dengeleyip rekabet gücünü koruması gerekiyor.

Sorunuza doğrudan yanıt vermem gerekirse: Evet, Türkiye geçen yıla kıyasla muhtemelen daha pahalı. Ancak yine de benzer pazarlara kıyasla rekabetçiliğini sürdürüyor. Zaten bu yüzden Turizm Bakanınız hala 65 milyon ziyaretçi gibi iddialı hedeflerden söz edebiliyor.

Genel olarak, seyahat trendlerinde şu anda hangi değişimler ve öncelikler öne çıkıyor?

Dünyada şu anda en hızlı büyüyen misafir segmenti, tek başına seyahat edenler. Özellikle bu grubun büyük bir kısmını kadınlar oluşturuyor ki, bu oldukça dikkat çekici bir durum. Hem daha genç hem de daha ileri yaş gruplarındaki kadınlar, seyahat tercihleri açısından öne çıkıyorlar.

Tek başına seyahat eden misafirlerin otelden beklentileri arasında en önemli unsurlar güvenlik, sosyalleşebilecekleri alanlar ve yenilikçi, samimi bir ortam sunulması yer alıyor. Tüm bu ihtiyaçları karşılayan otellerin, bu segmentte başarılı olacağına inanıyorum.

Size göre Türkiye pazarını diğer pazarlardan ayıran temel farklar nelerdir?

Türkiye'yi her zaman çok sıcak, insan dostu bir ülke olarak gördüm. 1993 yılında, bir buçuk yıl kadar İstanbul'da yaşadım. O dönemde de, şimdi de kendimi burada hiçbir zaman yabancı gibi hissetmedim, adeta evimde gibiydim. Sanırım Türkiye'deki arkadaşlarımın sayısı diğer ülkelerdekilerden daha fazla. Türkiye benim için yalnızca iş yaptığım bir ülke değil; aynı zamanda ailemle birlikte geldiğim, kişisel bağlar kurduğum özel bir yer. Konaklama sektöründe çalışmanın en güzel taraflarından biri de insanları birleştirmesi. Bu da benim için çok değerli. Yılın en sevdiğim zamanlarından biri yaklaşıyor. EMEA bölgesindeki tüm ekiplerimizle bir araya geleceğimiz bir telekonferansımız olacak. Orada farklı renklerden, cinsiyetlerden ve inançlardan insanların aynı ekip içinde nasıl uyumla çalıştığını tekrar göreceğim. Bu beni çok mutlu ediyor. Ayrıca yıl sonuna kadar EMEA genelinde kadın-erkek çalışan oranımızın yüzde 50-50 seviyesine ulaşmasını bekliyoruz. Bu da yöneticilik yolculuğumda beni en çok gururlandıran gelişmelerden biri.

İstanbul'u sevdiğinizi söylediniz. Peki, Türkiye'de başka favori bir şehriniz var mı? Sevdiğiniz bir yemek ya da müzik tarzı…

Diyarbakır. Gittiğim her konferansta mutlaka Diyarbakır'dan bahsediyorum. Türkiye'de keşfedilecek o kadar fazla zenginlik, gidilecek o kadar çok yer var ki... Örneğin Alanya'da yeni bir otel açtık, oraya gittim. Ailemle birlikte Kapadokya'yı gezdik, Kayseri'de iki gece kaldık. Gerçekten yapılacak çok şey var.

Yemek konusunda ise baklava favorim diyebilirim. Zaten gastronomi, Türkiye'nin en öne çıkan turizm değerlerinden biri. Müziğe gelince; ben bir Yunan vatandaşıyım ve burada duyduğum melodiler, çocukken Yunanistan'da dinlediğim müziklere çok benziyor. Bu da neden burada kendimi evimde hissettiğimi açıklıyor aslında. Bir başka açıdan baktığımızda, bugün Yunanistan'a her zamankinden daha fazla Türk turistin gittiğini de görüyoruz. İşte bu da turizmin insanları nasıl birleştirdiğine çok güzel bir örnek.

Wyndham Grubu içinde Türkiye ile benzer kulvarda yarışan, rekabet içinde görülen başka hangi ülkeler var?

Türkiye'nin en doğrudan rakipleri, elbette Akdeniz çanağındaki diğer güçlü destinasyonlar. İspanya, güney Fransa, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerle kıyasıya bir rekabet var. Öte yandan Akdeniz'in karşı kıyısındaki Fas ve Tunus gibi ülkeler de güçlü rakipler arasında.

Ancak bu yıl beni en çok şaşırtan ülke Suudi Arabistan oldu. Oradaki potansiyeli yerinde görme fırsatım oldu ve gerçekten etkileyici bir gelişim süreci yaşıyorlar. Aynı şekilde Mısır da son dönemde güçlü bir yükseliş içinde.

Rakamlarla baktığımızda tablo daha da çarpıcı hale geliyor. Akdeniz bölgesinin geneline baktığınızda Türkiye'nin 65 milyon, İtalya'nın 70 milyon, Portekiz'in 35 milyon ziyaretçi aldığı görülüyor. Toplamda Akdeniz havzasında yılda yaklaşık 250 milyon turist hareket ediyor, bu gerçekten inanılmaz bir sayı.

Geleceğe yönelik olarak da bazı ilginç pazarlardan bahsetmek mümkün. Önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde Suriye, Irak gibi kültürel açıdan zengin ülkelerin yeniden turizm haritasına girmesi mümkün olabilir. Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Gürcistan gibi Orta Asya ülkeleri de önümüzdeki yıllarda büyüme potansiyeli taşıyor.

Vurgulamak istediğiniz son bir mesaj var mı?

Son olarak şunu vurgulamak isterim: Başarı sadece para kazanmak değildir; başarı, sevdiğiniz insanlarla birlikte anlamlı bir yolculuk yapabilmektir. Türkiye bu yolculukta bizim için hep çok özel bir yere sahip oldu. Hiç gitmeyi düşünmedik, burada kalmaya ve katkı sunmaya hep kararlıydık. Türkiye'den aldığımızı, fazlasıyla geri vermek için çalışıyoruz, çünkü bu bizim için sadece bir iş değil, aynı zamanda bir gönül bağı.

Türkiye'de bulunan 11 marka:

Wyndham Hotels & Resorts (NYSE: WH), altı kıtada ve 95'in üzerinde ülkede bulunan yaklaşık 9 bin 300 oteliyle, franchise tesis sayısı bazında, dünyanın franchise veren en büyük otel şirketi...

Türkiye'de yer alan 11 markasının isimleri de şöyle: Wyndham, Wyndham Grand, Wyndham Garden, Ramada by Wyndham, Ramada Encore by Wyndham, Dolce by Wyndham, Trademark Collection by Wyndham, TRYP by Wyndham, Days Inn by Wyndham, La Quinta by Wyndham ve Hawthorne Suites by Wyndham

BİZE ULAŞIN