HÜLYA GENÇ SERTKAYA/ 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ve yeşil büyüme vizyonu çerçevesinde hazırlanan Türkiye'nin ilk İklim Kanunu yasalaştı. Şimdi sırada ikincil mevzuatın hazırlanması, Emisyon Ticaret Sistemi'nin (ETS) kurulması, ulusal tahsisatın planlanması, tahsisatların dağıtımının yapılması, iklim değişikliği teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi, Türkiye'nin Yeşil Taksonomisi'nin kurulması ve yürütülmesi gibi birçok adım var. Sosyal tarafların da görüşlerini alarak ikincil mevzuat hazırlıklarına başlayan ve taslak yönetmelikler hazırlayan İklim Değişikliği Başkanlığı, Ağustos ayında gerçekleştirilmesi planlanan Çalıştay'da yönetmelik taslaklarını tüm paydaşların görüşüne açacak. İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, Çalıştay'da Emisyon Ticaret Sistemi Yönetmeliği, Karbon Kredileri ve Denkleştirme Yönetmeliği, Yerel İklim Değişikliği Yönetmeliği, Yeşil Taksonomi Yönetmeliği taslaklarının olgunlaştırılacağını belirtti. Dünyada sürdürülebilir fonların bu yılki bütçesinin 3.3 trilyon dolar olduğuna, global ölçekte yıllık 1.3 trilyon dolarlık iklim yatırım finansmanı açıklandığına işaret eden Hasar, yatırımların çevresel niteliklerini belirlemeye yarayan Yeşil Taksonomi'nin Türkiye'ye uluslararası finansman akışını hızlandıracağını söyledi. Yeşil Taksonomi'nin yürürlüğe girmesinin ardından yeni iş alanlarının da açılacağını dile getiren Hasar, Yeşil Taksonomi beyanlarına uygun olarak raporlama yapacak bir sektörün ortaya çıkacağını kaydetti. Hasar, Yeşil Taksonomi'ye başvuru ücretlerinin yük oluşturmayacak şekilde belirleneceğini ifade etti.
"ULUSAL HEDEFLER ORTAYA KONULACAK"
Yeni dönemin yol haritasını PARA Dergisi'ne anlatan İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, İklim Kanunu'nun Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefine kararlılıkla ilerlemesini sağlayan yasal bir çerçeve sunduğunu kaydetti. Hasar, İklim Kanunu'nun sadece çevreci bir tutum değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik, sosyal ve ekolojik geleceği için atılmış stratejik bir adım olduğunun altını çizdi. Başkanlığın görev ve yetkilerinin daha önce Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile belirlendiğini anımsatan Hasar, İklim Kanunu'nun yasalaşmasıyla, Başkanlığı'n çalışma alanlarının netleştiğini, yasal altyapı eksikliğinin giderildiğini söyledi. Hasar, "Kurumlar arası koordinasyonla ilgili hususlar İklim Değişikliği Başkanlığı nezdinde gerçekleşecek. Faaliyetler, standartlar belirlenecek, gelişmeler izlenecek. Ülkenin ulusal hedefleri ortaya konulacak" dedi.
YILLIK BAZDA İZLENECEK
Sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine ilişkin ilerlemeleri yıllık bazda izleyeceklerini dile getiren Hasar, "Halihazırda bizim hazırladığımız 2024-2030 yıllarını kapsayan strateji ve eylem planları var. Bunlardan biri 'İklim Değişikliği Azaltım Strateji ve Eylem Planı'. Emisyonların azaltımıyla ilgili. Sektörel bazda emisyon azaltım hedefleri ortaya konuluyor, sorumlu kurum ve kuruluşlar belirleniyor. Biz de takip edeceğiz. Bunu İklim Kanunu öncesinde de yapıyorduk ancak yasal altyapı olmadığı için eksiklik söz konusuydu. İkincisi 'İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı'. Türkiye'de yaşayanların, kamu ve özel sektör kurumlarının iklim değişikliğinin etkilerine karşı hazırlıklı olmasını sağlamak için ekonomik, çevresel, sosyal, kültürel, ekolojik açıdan nasıl daha dirençli olunacağı, iklim değişikliğinden en az nasıl olumsuz etkilenileceği ortaya konuluyor. Eylemler ve sorumlu kurum kuruluşlar belirleniyor. Yeni dönemde de Başkanlık koordinasyonunda iklim değişikliği strateji ve eylem planları hazırlanacak, uygulanacak. Eylem ve stratejileri izleyen, toplu olarak gören bir sistem oluşturulacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı'nın başkanlığında oluşturulan İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu'nda (İDUKK), yapılan bu çalışmalar ele alınacak. Neden bir eylem gerçekleşmediyse, orada açıkça ortaya konulacak. Gerektiğinde ulusal veya bölgesel ölçekte hazırlanan planlar güncellenebilecek. Strateji ve eylem planlarına esas oluşturmak üzere, iklim modelleri kullanılarak sektörel etkilenebilirlik ve risk analizleri hazırlanacak. Yani İklim Kanunu, daha bilinçli, daha kontrollü, daha planlı bir sistem getirecek" diye konuştu.
TÜRKİYE YEŞİL TAKSONOMİSİ KURULACAK
Önümüzdeki günlerde ikincil mevzuat çalışmalarına ağırlık vereceklerini söyleyen Hasar, İklim Kanunu çerçevesinde çıkarılacak ikincil mevzuatların taslak aşamasında olduğuna işaret ederek, 2025 Ağustos'ta gerçekleştirecekleri iki günlük Çalıştay'da yönetmelik taslaklarının olgunlaştırılacağını kaydetti. Bu düzenlemelerden birinin Türkiye Yeşil Taksonomi yönetmelik taslağı olduğunu dile getiren Hasar, Yeşil Taksonomi Yönetmeliği'nin bu yıl yayımlanmasını planladıklarını vurguladı. Hasar, yönetmeliğin yayımlandığı gün itibarıyla yürürlüğe gireceğinin altını çizdi.
Yeşil Taksonomi'nin sadece uluslararası finans akışlarını sağlamakta kalmayacağını belirten Hasar, aynı zamanda yatırımların çevreci bir boyuta yönelmesini de sağlayacağını vurguladı. Yeşil Taksonomi'nin iklim finansmanının hareketlenmesi için başvurulabilecek kılavuz bir doküman olduğunun altını çizen Hasar, "Yaklaşık iki yıldır, Yeşil Taksonomi ile ilgili taslak yönetmelik üzerinde çalışıyoruz. Dünyada Yeşil Taksonomi ile ilgili bütün mevzuatları inceledik. Onların faaliyet alanlarını belirledik, Türkiye'deki faaliyet alanlarıyla karşılaştırdık. Eksiklikleri tespit ettik. Yeşil taksonomide en önemli altı indikatör var. Bunlar; sera gazı emisyonlarının azaltımı, iklim değişikliğine uyum, su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve korunması, döngüsel ekonomiye geçiş, kirliliğin önlenmesi kontrolü, biyoçeşitliliğin ve ekosistemlerin korunması. Bütün faaliyet alanlarında akademiden de destek alarak sektör temsilcileriyle toplantılar yaptık. Taslaktaki eşik değerlerimizi bu çalışmalara göre ortaya koyduk. Çok kapsamlı; 400-500 sayfalık bir eki olan, her bir sektörün kriterlerini tebliğleştiren bir yönetmelik taslağı elimizde var. Görüşe açtık. Bu taslağı bütün kurum kuruluşlara gönderdik" diye konuştu.
FARKLI KAPILAR AÇACAK
Yeşil Taksonomi'nin farklı kapılar açacağını dile getiren Hasar, şunları kaydetti:
"Özellikle kredilendirme sisteminde. Bir yatırımın imtiyazlı krediyle mi, yoksa normal krediyle mi destekleneceğine karar verilecek. O nedenle, yeşil taksonomi yönetmeliğinin bir yandan tüm paydaşlar tarafından kabul görmesi, diğer taraftan da uluslararası standartlarla uyumlu olması gerekiyor" dedi.
Yeşil Taksonomi'de dünyada eşik değerlerin nasıl belirlendiğine yönelik de açıklamalarda bulunan Hasar, "Eşik değerler, ülkeden ülkeye değişiyor. Avrupa Birliği en iyi yüzde 10'un ortalamasını alıyordu. Yüzde 90'ı da ona uymaya çalışıyordu. Bu sistem çalışmayınca, Avrupa Birliği eşik değerlerin belirlenmesine yönelik bir çalışma süreci başlattı. Türkiye'nin uygulayacağı eşik değerler ise Ağustos'ta yapılacak Çalıştay'da belli bir kıvama gelecek" ifadelerini kullandı.
ETS'NİN KURULMASI
İklim Değişikliği Başkanlığı'nın atacağı adımlardan bir diğeri ise ETS'nin kurulması, ulusal tahsisat planlamasının hazırlanması ve tahsisatların dağıtımının yapılması. ETS kapsamında esasları yönetmelikle belirlenen doğrudan sera gazı emisyonlarına neden olan faaliyetleri yürüten işletmelere sera gazı emisyon izni verilmesi, bu izinlerin güncellenmesi veya iptal edilmesi Başkanlık sorumluluğunda olacak. Karbon Piyasası Kurulu'nun sekretaryası Başkanlık tarafından yapılacak. Hasar'ın açıklamalarına göre, tahsisat süreçleri, sera gazı emisyonlarının izlenmesi, raporlama ve doğrulama süreçleri yönetilecek, denkleştirme faaliyetleri düzenlenecek, karbon kredilerinin ETS kapsamında kullanımı belirlenecek, uluslararası düzeyde karbon kredisi ithal ve ihraç etme konularında politika geliştirme ve karar vermeye yönelik iş ve işlemler yapılacak, diğer piyasalarla işbirliği yapılacak, ETS kapsamında karşılıklı tanıma anlaşmaları yapılması için plan ve politikaların belirlenmesi amacıyla çalışmalar yürütülecek. ETS ve gönüllü taahhütler kapsamında yapılacak denkleştirme işlemlerinde kullanılmak üzere, sera gazı emisyonlarının azaltımı veya giderim faaliyetleri ile yutak alanların artırılmasına yönelik faaliyetler aracılığıyla karbon kredisi üreten esasları Başkanlık tarafından belirlenen ulusal bir karbon kredilendirme ve denkleştirme sistemi kurulacak. Kanunda yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklı olarak idari yaptırıma bağlanan fiillere ilişkin denetleme yetkisi ve idari yaptırım kararlarını verme yetkisi Başkanlığa ait olacak. Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenecek.
PİLOT UYGULAMA 2026'DA BAŞLIYOR
Tüm paydaşların görüşlerini alarak hazırladıkları ETS'ye yönelik yönetmelik taslağının da Çalıştay'da ele alınacağını belirten Hasar, bu düzenlemenin de yıl sonuna kadar yürürlüğe girmesini hedeflediklerini kaydetti. ETS'nin 2026 yılında pilot uygulamayla başlatılmasının planlandığını açıklayan Hasar, sistemin altyapısının hazır olduğunu ifade etti. Pilot uygulamada, demir-çelik, alüminyum, gübre, enerji gibi Avrupa'nın Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'na (SKDM) tabii sektörlerin olacağını belirten Hasar, "10 yıldır ETS'ye hazırlık anlamında 800 tesisin sera gazi emisyonlarını izliyoruz. Bu tesislerin SKDM'deki karşılığı yaklaşık 150-200 arasında değişiyor. Yıllık emisyonu salımı 50 bin ton karbondioksun üzerinde olan tesisleri pilot ölçekte sisteme alacağız. Pilot uygulamanın ilk etapta 2 yıl sürmesi planlanıyor. Ancak pilot uygulamanın süresine makro ekonomik analizler sonrasında Karbon Piyasası Kurulu karar verecek. 2026-2027 yılları emisyonlarını kapsayacak olan pilot dönemde kapsamdaki tesislerin sisteme entegrasyonunun sağlanması hedefleniyor. Pilot dönemde cezaların yüzde 80 indirimli olarak uygulanması öngörülüyor. Ne kadar ücretsiz tahsisat dağıtılacağı, tahsisatların ne kadarının ücretli olacağı henüz net değil. 2053 yılında Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği net sıfır emisyon hedefi var. Önümüzdeki 28 yıllık süreçte, zamana bağlı bir planlamayla emisyonlar azaltılacak. Örneğin Avrupa Birliği 2034'de tamamen tahsisatların tümünün ücretli yapacağını beyan etmiş" diye konuştu.
"Yeşil Taksonomi ile fon akışları hızlanacak"
İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, dünyada sürdürülebilir fonların bu yılki bütçesinin 3.3 trilyon dolar olduğunu vurgulayarak, bu fonların yüzde 90'ının Türkiye'nin kapı komşusu Avrupa'da olduğuna dikkat çekti. Yeşil Taksonomi'nin hayata geçirilmesinin ardından Türkiye'ye söz konusu fonların akışının daha da hızlanacağını vurgulayan Hasar, "Bu fonları, yeşil yatırımları ülkeye çekmek zorundayız. Yeşil Taksonomi mevzuatıyla, bu fonları çekmeye hazır hale gelmeyi, Avrupa'dan da hızlı hareket etmeyi istiyoruz. Öte yandan, global ölçekte yıllık 1.3 trilyon dolarlık iklim yatırım finansmanı açıklandı. Onun metodolojisi Brezilya COP'taki müzakerelerde oluşacak. Bunun için bütün ülkelerin anlaşması lazım. O nedenle çok net bir metodoloji ortaya konulabilir mi? Göreceğiz. Ancak Türkiye şunu biliyor: Yeşil Taksonomi, bu metodolojilerin ana omurgası. Biz buna hazırlıklı olmalıyız. Yeşil Taksonomi Yönetmeliği'nin bu yıl yürürlüğe girmesini planlıyoruz" dedi.
Gönüllü karbon kredileri ile, yatırımcılar 'temiz yatırımcı' oluyor
İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Hasar, İklim Kanunu'nun getirdiği düzenlemelerden bir diğerinin ise yatırımcıların "temiz yatırımcı" olmasını teşvik eden gönüllü karbon kredileriyle ilgili mekanizma olduğunu vurgulayarak, "Ülkemizin karbon kredi sistemimizi kuracağız" ifadelerini kullandı.
Karbon Kredileri ve Denkleştirme Yönetmeliği'nin de Çalıştay'da ele alınıp olgunlaştırılacağını belirten Hasar, "Ancak karbon denkleştirme sisteminde acelemiz yok. Çünkü zorunlu bir piyasa değil. Burada şirketlerin, tesislerin yapacakları yeşil yatırımlarda ne kadar emisyon azalttıklarına eş değer karbon kredisi temin ediliyor. Bu dünyada çalışan bir sistem. Türkiye'de de karbon kredileri var. Biz bu çalışmayı da hazır hale getirmek istiyoruz. Fakat 2025 yılında bitireceğiz diye bir planlamamız yok" dedi.
Yerel İklim Değişikliği Yönetmelik taslağının da Çalıştay'da iyileştirileceğini dile getiren Hasar, açıklamalarına şöyle devam etti: "Yerelde de il koordinasyon kurulları kurulacak. Bu kurullar, yerelden iklim değişikliği ile mücadelenin yürütülmesine yönelik çalışmalar yapacak. Çünkü her şehrin mevcut meteorolojik, hidrolojik döngüsü, tarım kaynakları farklı. Yerel iklim eylemleri ortaya konulacak.
Yükümlü tesislere sera gazı emisyon izni zorunlu
Şimdi de Türkiye'nin ETS sisteminin nasıl işleyeceğine bir göz atalım. Planlanan Türkiye'nin (TR) ETS kurgusunda; TR ETS kapsamındaki sektörler Karbon Piyasası Kurulu (KPK) kararları doğrultusunda Yönetmelik ile belirlenecek. Bu sektörlerdeki belli eşik değer üzerindeki işletmeler TR ETS kapsamında olacak. Kanuna göre, yükümlü tesisler sera gazı emisyon izni almakla mükellef olacak. Ancak Kanunda 3 yıl süreyle izinden istisna hükmü bulunuyor. Yükümlü tesisler, piyasa işletmecisi ve Takasbank ile sözleşme imzalayıp TR ETS piyasasına kayıt yaptıracaklar. Yükümlü tesisler yıllık sera gazı emisyonlarını ve üretim miktarlarını TÜRKAK tarafından akredite edilmiş doğrulayıcı kuruluşlara doğrulatarak Nisan ayı sonuna kadar Başkanlığa sunacak. Başkanlık, üretim miktarları ve emisyonlar doğrultusunda, her bir üretim grubu için özel emisyon kıyas değerlerini ve bir önceki yıla ait TR ETS'de piyasaya arz edilecek tahsisat miktarını (TR ETS üst limit) içeren Ulusal Tahsisat Planı hazırlayarak KPK onayına sunacak. Ücretsiz tahsisat oranları sektör bazında KPK tarafından belirlenecek. Kıyas değeri ile düşük emisyonlu üretim yapanın teşvik edilmesi hedeflenmekte. Üst limitin bir sonraki yıl açıklanması ise üretimin azalmasına engel olmak için. AB'de üst limit önceden açıklanıyor ve dileyen firma üretim yapmıyor. Türkiye'de ise böyle olmayacak. KPK tarafından onaylanan plan Resmi Gazete'de yayımlanacak. Planda kıyas değerleri ve ücretsiz tahsisat oranları da yer alacak. Danışma Kurulu, her aşamada KPK'ya tavsiye kararı metinlerini iletebilecek. Ücretsiz tahsisatlar için yükümlü tesisler, Başkanlığa başvuru yapacak. Başkanlık tarafından ücretsiz tahsisatlar yükümlü tesislerin hesabına aktarılması için piyasa işletmecisine iletilecek. Piyasa işletmecisi nezdinde devamlı TR ETS piyasası işleyecek. Yükümlü tesisler tahsisat alım satımını yapacak. Uzlaştırma işlemleri Takasbank tarafından yapılacak. Yükümlü tesisler, bir önceki yıla ait sera gazı emisyonlarına karşılık gelen tahsisatı piyasadan toplayıp Kasım ayı sonuna kadar Başkanlığa aktaracak. Piyasa gözetimi ve denetimi devamlı yapılacak. Yükümlülüğünü yerine getirmeyen tesisler için Kanunda öngörülen yaptırımlar uygulanacak, bu döngü her sene bu şekilde devam edecek.
"Yeşil dönüşümü teşvik edecek finansman mekanizmalar geliştirilecek"
Başkan Hasar, İklim Kanunu kapsamında finansal kaynakları iklim değişikliği ile mücadele yatırımlarına yönlendirmeyi kolaylaştırmak üzere yeşil dönüşümü teşvik eden finansal mekanizmaları geliştireceklerini söyledi. Hasar, "Sanayide, imalat sektöründe, proses değişimlerinden, enerji verimli sistemlere kadar, bunların hepsinin üretildiği ve planlandığı bir sistem olması gerekiyor. Yeşil dönüşüm sadece temiz enerji kaynaklarına geçiş değil, aynı zamanda teknoloji üretimidir. Teknoloji transferinden ziyade, teknoloji üretimi tarafında yer alma noktasında irade ortaya koyan bir ülkeyiz" diye konuştu.