Haftanın kulisleri…
İDRİZ ÇOKAL/ Dünyanın en büyük sütçüsü Türkiye'de fabrika bakıyor… İbrahim Ülker'in sessiz yürüyüşü… Türkiye'nin en büyük yetkili servis merkezi…
Bir süredir Avrupa merkezli süt ürünleri üreten bazı firmalar piyasada nabız yokluyor. Daha açık bir ifade ile satın alma yapmak için iş insanları ile görüşme halindeler. Türkiye'de satın alma yoluyla pazara girme arayışında olan firmalar içinde Almanya merkezli dünyanın en büyük süt ürünleri üreticisi DMK Grubu da var. Söz konusu şirket milyarlarca liralık cirosu ile alanında çok önemli bir oyuncu. Bu firmalar fiyat yükselmesin diye görüştükleri yerli üreticilerle gizlilik sözleşmeleri yaparak ilerliyorlar.
Peki kimler mi masada?
Duyduğumuz hatta bildiğimiz firma isimleri var var olmasına ama o topa şimdilik girmek istemiyoruz. Daha önce bu köşeden bazı dev süt ürünleri firmalarının satılabileceğini yazmıştık. Onlar da 'hayır biz satılmıyoruz' diyerek bize geri dönüş yapmışlardı. Bu kez fiyat pazarlıklarında tarafların elini zayıflatmamak için konuşulan isimleri yazmayacağız. Ancak bu Avrupa merkezli alıcıların masada görüşme halinde olduğu yerli üreticiler içinde çok sayıda ünlü markanın olduğunun altını çizelim. İlave olarak da bugün yarın çok ünlü, bilinen markalardan bir tanesinin el değiştirdiğini okursanız sakın şaşırmayın deriz.
Bakalım piyasanın beklediği bu dev satın alma ne zaman gerçekleşecek. Bu arada Fenerbahçe'nin yeni sponsoru Chobani markasının sahibi Hamdi Ulukaya'nın da bir sürpriz yaparak satın alma üzerinden pazara girebileceği konuşulanlar arasında...
İbrahim Ülker'in sessiz yürüyüşü…
Malum Ali Ülker, bir süre önce yönetiminde bulunduğu Ülker Grubu'ndaki aktif görevlerini bıraktı. Bu haberi ilk kez Para dergisinin kulis sayfalarında okumuştunuz. Şimdi yazacağımız haberin Ali Bey'le ilgisi ve bağı çok yakın. Birinci derece bağlantılı diye bir cümle kursak biraz teşbih, biraz gerçeklik payı olarak haksız sayılmayız. Keza yazacağımız bu haber de basında yine ilk olacak.
Bu kez haberin odağında Ali Ülker'in oğlu var. İsmi; İbrahim. Kendisi çok sessiz sedasız büyüyen bir girişimci. Dünya devi firmaların olduğu bir alanda üretim yapıyor. Hem de kendi markası ile. Markası Venado. İspanyolca geyik demek. Bu ismi koymasında babasının avcılık merakının payı var mı, ya da ne kadar var bilemiyoruz. Ancak gördüğümüz üzere şirket ufak ufak pazarda iddialı hale geliyor.
Devam edersek; İbrahim Bey kahve işinde. Özellikle de kapsül kahvede çok iddialı. Hani bu makinelere takılan ve pazarı çok hızlı büyüyen kapsüllerden. Ünlü Nespresso gibi bir mamul. İbrahim Ülker bu işe önce en başından, yani ticari tarafından girdi. Sonra yine sessiz sedasız İstanbul Tuzla'ya bağlı Aydınlı'da bir fabrika kurdu. Şimdilik çok büyük bir tesis değil. Ancak piyasada ağırlığını giderek artırıyor. Fason üretimi de var. Hem de küçümsenmeyecek boyutlarda. (Bu noktada anne tarafından dedesinin BİM'in, baba tarafından ise Şok'un patronu olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. ) Özellikle türk kahvesinin yok sattığı söyleniyor. Bu ürün Şok'da mevcut. Diğer bir ürünü expresso ve kapsül kahveler ise BİM markası File'de reyonlarda mevcut.
Konunun yeni haber tarafı ise duyduğumuza göre İbrahim Ülker ticarette çok yeni olmasına karşın tesisi büyütmek için çalışıyormuş. Kısa süre içinde üretim çeşitliliğine de gidecekmiş. İbrahim Ülker henüz çok genç. Girişimcilikteki geleceğini şimdiden okumak falcılık olur. Ancak İbrahim Bey'in kökeni olan Ülker ve Topbaş ailelerinin piyasadaki durumunu göz önüne aldığımızda sessiz yürüyüşünün burayla sınırlı kalmayacağını düşünüyoruz.
Türkiye'nin en büyük yetkili servis merkezi
İstanbul'da bazı binalar vardır. Kabası bitmiş, ancak bir türlü faaliyete geçememiş, kaderine terk edilmiş binalar. Bazısı ruhsat sorunlarından bazıları miras kavgalarından metruk hale gelmiş. Bunlardan en meşhuru İstanbul'un göbeği Zincirlikuyu'da yer alan Tat Towers'tır. Burası ile ilgili çok şey yazıldı çizildi. Aradan onca zaman geçmesine rağmen halen faaliyete geçemedi. Kulisimiz Tat Towers ile ilgili değil. Bu kadar büyük olmasa da başka bir yapıdan bahsetmek istiyoruz. Burası İstanbul Sultanbeyli'de TEM Otoyolu Ankara istikametinde Sultanbeyli kavşağında bir yer. 17 katlı binanın kaba inşaatı tamamlanmış ancak bir türlü faaliyete geçememişti. Nereden baksanız 10 yıldır boş duran bir bina. Geçenlerde buradan geçerken binadaki hareketlilik gözümüze çarptı. Binaya Intercity logosu giydirilmiş. Hummalı bir çalışma başlamış durumda. Biz de merak ettik. Yıllardır boş duran bu binaya ne yapılacak diye araştırdık.
Öğrendiğimize göre, iki bloktan oluşan binanın önemli bir kısmını filo araç kiralama şirketi Intercity satın almış. 30 bin metrekare kapalı alana sahip günlük 400 araca hizmet verebilecek bir servis merkezi kurulacakmış. Hem Intercity'nin kendi araçlarına hem de diğer araçlara bakım onarım hizmeti verilecekmiş. Bu merkezde yaklaşık 300 kişi istihdam edilecekmiş. Daha da önemlisi ünlü elektrikli araç markası Tesla'nın da yetkili servisi burada olacakmış. İntercity bu proje için ciddi bir bütçe ayırmış. Öğrendiğimize göre sadece binanın içine, servis, showroom ve ofis bölümlerine yaklaşık 20 milyon dolar yatırım yapacakmış. Burası Türkiye'nin en büyük, süper modern ve şık araç bakım-onarım ve satış sonrası hizmet merkezine dönüşecekmiş. Yıllardır atıl bir durumda duran binanın önemli bir merkeze dönüşecek olmasını biz de önemsedik…