Enterprise Rent A Car Türkiye SPK’ya başvurdu

Araç kiralama şirketi Enterprise Türkiye’nin bünyesinde 10 binin üzerinde araç bulunuyor. Hisselerinin yüzde 10’unu halka arz etmek için SPK’ya başvurduklarını belirten, Enterprise Rent A Car Türkiye CEO’su Özarslan Tangün, gelirin yaklaşık yüzde 70'ini yeni araç alımı için kullanacaklarını belirtiyor…
25.08.2025 10:59 GÜNCELLEME : 25.08.2025 10:59

1993 yılında, İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'nden mezun olduktan sonra Amerika'ya MBA (işletme yüksek lisansı) yapmaya giden Enterprise Rent A Car Türkiye CEO'su Özarslan Tangün, 1995 yılında Amerika'da hisse senedi analisti olarak çalışmaya başlamış. Daha sonra araştırma bölümünün başına geçmiş. 2002 yılında The Wall Street Journal, Amerika'nın en iyi analisti anketinde birinci olmuş. İlerleyen dönemde bir hedge fund kurup onu yöneten Tangün, 2012'de Türkiye'ye dönerek, Access Turkey'de direktörlük yapmış. Bu şirkette de Yes Oto'da da yönetim kurulu üyesi olarak görev almış. 2013'ün ortasında Enterprise ile anlaşarak 2014 Temmuz ayında Enterprise'ı bugünkü haliyle Türkiye'de yapılandırmaya başlamış. O dönemde filoda yaklaşık 400-450 araç bulunurken bugün araç sayısı yaklaşık 10 binin üzerinde. Kısa dönem araç kiralama alanında dünyanın en büyük mobilite çözüm sunan şirketlerinden biri olan Enterprise'ın, dünya genelinde 2.4 milyon adet aracı var. Geçen sene kiralama cirosunun 38 milyar dolar olduğunu belirten Tangün, "Dünyada en çok yeni araç satın alan firmayız. 95 ülkede 90 binin üzerinde çalışanımız var. Türkiye'de Enterprise, Alamo ve National markalarının ana bayisiyiz. Aynı zamanda Türk Cumhuriyetleri ve Irak'ta da bayilik hakkı bizde. İngiltere'de bir numara. Almanya, İrlanda, Fransa ve İspanya'da bizzat kendisi yer alıyor. Avrupa ülkelerinde de franchise'la operasyonlarını yürütüyor" diyor. Enterprise Rent A Car Türkiye'nin yüzde 10'unu halka arz etmek amacı ile SPK'ya başvurduklarını belirten Tangün ile şirketin hedeflerini konuştuk…

Türkiye'deki Enterprise'ın ortaklık yapısı nedir?

Biz üç ortak Yes Oto ile başladık. Yes Oto'nun iki tane kurucu ortağı vardı. Ben üçüncü ortak olarak geldim. İlerleyen dönemde bu iki ortağın çocukları da ortak oldu. Ortaklarımızdan biri vefat etti. Onun eşi ve diğer çocukları da ortak oldu. Şu anda yedi ortağız.

Sizin bünyenizde bir de Alamo ve National markaları var.

Enterprise'ın globalde Enterprise, Alamo ve National olmak üzere üç ayrı markası var. Biz de Türkiye'de Enterprise, National ve Alamo markalarının temsilcisiyiz ama tabii Enterprise markasını öne çıkarıyoruz. Bizim ofislerimize gittiğinizde de bu üç markayı görürsünüz. Yurt dışından gelen rezervasyonlarda da üç ayrı marka için rezervasyon gelir.

Enterprise'ın faaliyet alanını kiralama dışında nasıl özetleyebiliriz?

Öncelikle ortalama kiralama süresi dört buçuk gün olan kısa dönem kiralamalarımız var. Bu kapsamda günlük, haftalık, aylık kiralamalar oluyor. Bu hem bireylere hem de şirketlere yapılıyor. Zaten filomuzun yüzde 90'ından fazlası kısa dönem kiralamada. Türkiye'de kısa dönem kiralamaya da baktığınızda tabii resmi rakamlar yok ama biz ortalamada 100 bin araçlık bir filonun olduğunu düşünüyoruz. Sezonda bu 150 binlere çıkıyor. Bir de uzun dönem kiralama var. Bu da 12, 24 ve 36 ay olarak gerçekleşiyor. Diğer bir deyişle biz turizme de tamamlayıcı bir hizmet veriyoruz.

Sizin bir de karavan kiralamaya yönelik hizmetiniz var.

Karavan aslında işimizin çok küçük bir parçası. Karavan düşünüldüğü gibi bir şey olmuyor. İnsanlar hevesleniyorlar kullanmak istiyorlar ama nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar. O yüzden karavanda hasar daha yüksek oluyor. Yani şu anda ciro yüzde 1 bile değildir. Karavan bizim için öyle üzerine gittiğimiz, odaklandığımız bir yer değil. Evet filomuzda var. Birçok filoya göre de daha fazla var ama oradaki kullanım, talep öyle çok yüksek değil. Esas bizim ana ayrımımız; uzun dönem, kısa dönem.

Türkiye'de kaç ofisiniz bulunuyor?

Toplamda 40 ilde 100'ün üzerinde ofisimiz var. Bunların da aşağı yukarı 75 tanesi kendi kurumsal ofisimiz. Geriye kalanı da lisansiye ofisi. Yani biz alt lisansiye de kullanıyoruz, Türkiye'nin yanı sıra Türk-i Cumhuriyetler ve Irak'taki haklar da bize ait.

Şirketin ne kadarını halka açmayı düşünüyorsunuz?

Şirketin yüzde 10'unu halka arz etmeyi planlıyoruz. Bunlar tabii son dakikada değişebiliyor. Ama ek satışlar da olur. Halka arz gelirinin de üçte ikisi şirketin içine girecek, üçte biri var olan ortaklara gidecek.

Neden halka açılma kararı aldınız?

2014'ten bu yana baktığımızda şirkette önemli değişimler oldu. Yani dolar bazında ciromuz çok ciddi bir şekilde yükseldi. Ofis yaygınlığımız arttı. Biz halka arz olmanın bir sonraki adıma geçiş için kritik olduğunu düşünüyoruz. Diğer bir deyişle Türkiye'de kısa dönem kiralamanın potansiyelinin bugün ile karşılaştırıldığında çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Neye göre derseniz; Doğu Avrupa ülkelerine bakıyoruz, bize benzer ülkelere bakıyoruz. Türkiye'deki kişi başı kiralamanın 4 katı, 5 katı fazlası olduğunu ve Türkiye'de de potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle şirketin daha kurumsal olması çok önemli. Sermayenin daha verimli bir şekilde kullanılarak şirketin büyümesinin daha sağlıklı olmasını sağlayacağını öngörüyoruz. Ayrıca halka arz ile daha şeffaf bir sisteme sahip oluyorsunuz.

Yani sizin borç kapatmak gibi bir önceliğiniz yok.

Hayır, bizim borç kapamak gibi bir sorunumuz yok. Halka arz gelirinin yaklaşık yüzde 70'ini yeni araç alımı için değerlendireceğiz. Bizim zaten en büyük yatırımımız yeni araç alımı için oluyor. Geri kalanını da diğer yerlerde değerlendireceğiz ama çok büyük bölümü yeni araç alımı ve büyümeyi desteklemekte kullanılacak.

Sadece araç alımı mı?

Yeni ofislerin yatırımı, yeni ofislerin açılması, bunların maliyetleri araç maliyetine baktığınızda nispeten daha düşük. Araç maliyetleri ise bizim ana yatırım kalemini oluşturuyor. Tabii mobilite çözümleri dünyasına baktığımızda orası ciddi değişen, gelişen bir dünya. Yani bir otomobilin kendisi değişiyor. Eskiden motor şanzıman odaklı bir ürünken şimdi pil yazılım odaklı, yazılımla tanımlanan akıllı cihazlar haline geldi otomobiller ve bu trend de devam edecek. Bununla beraber hem teknolojinin getirdiği hem otomobillerdeki değişimle beraber vereceğiniz hizmetlerde de farklılaşma imkanı oluyor. Biz bugün çok ciddi bir dijitalleşme yaşadık. Örneğin bugün bütün sözleşmelerimiz tabletler üzerinden yapılıyor. Yani dijital kanallar çok önemli. Robotik process otomasyonunu kullanıyoruz ama önümüzdeki dönemde yapay zeka, otonom araçlar geliyor. Bunlar bizim sektörümüzü değiştirebilecek çok önemli yatırımlar. Bunlar için de altyapı lazım. Ayrıca global baktığımızda araç sahipliği, yani kişi başı araç sahipliği, özellikle gelişmiş ülkelerde azalıyor. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde sahiplik yerine kiralama yani kullanıp bırakma, paylaşım ekonomisinin öne çıkacağını görüyoruz. Bu anlamda da tabii kısa dönem kiralama çok önemli bir rol oynuyor. Ve bu değişimin de biz parçası olacağız. Nitekim bizde de yeni nesil sahiplik değil kullanıma, erişime önem veriyor. Onu bir prestij olarak görmüyor. Bu trendlerin hepsi çok önemli ve bizim sektörümüzü de de besliyor.

Şirketin borcu var ama.

Biz bir hizmet platformuna sahibiz. Evet şirketin borcu var. Ama şirketin nakdi de var. Diğer bir deyişle kuvvetli bir bilançomuz var. Genel hatlarıyla şunu söyleyebiliriz; en büyük varlığımız araçlar. Ondan sonra borç var ama borç araçlara göre çok daha düşük. Artı elimizde nakit de var. Likiditeyi yönetmek açısından böyle bir tablo var. Bizim sektörde 100 liralık varlığınız varsa 80 liralık borcunuz olur. Oysa bizim borçlanma oranlarımız varlıklarımızın üçte birinden daha az. Sonuçta kredi kullanılan bir iş bu. Öte yandan şirketin zaten çok ciddi bir nakit akışı var. Elindeki varlığı çok likit. Yani bugün araba satmak isterseniz piyasa fiyatı belli. Altın gibi!... Bizim kiralama karlılıklarımız da çok büyük oluyor. İşin özü karlı ve nakit akışı kuvvetli olan bir iş. Aynı zamanda da bilanço yönetiminde de esneklik var. Biz bugün istesek 1000 tane arabayı satarız ve nakde dönebiliriz. İstersek gider borcu öderiz, istersek nakit tutarız.

Enterprise'de halka açıldıktan sonra klasik araç kiralama şirketlerinden farklı nasıl bir yapılanma göreceğiz?

Türkiye'de bugün bizim yaptığımız kısa dönem kiralama, günlük, haftalık ve aylık. Ancak pazar araştırmalarından ofis sayısını, filoyu büyütme dahil bunların üstünde bir potansiyel olduğunu görüyoruz. Bununla beraber kısa süreli ve paylaşımlı farklı ürünler de var. Bunları da inceliyoruz. Verimli, karlı bir şekilde bunları nasıl yaparız bakıyoruz. Tabii Enterprise bu anlamda bizim için çok değerli. Çünkü Enterprise' in 2.4 milyon adet aracı var. Ve bütün bu mekanizmaları farklı ürünleri deniyor, uyguluyor. Buradan çok ciddi bir 'know-how' çıkıyor. Biz bu know-how'dan faydalanıyoruz. Yani biz kendi kendimize gidip deneme yanılma yöntemiyle zarar ederek bir şey yapmıyoruz, yapmayacağız. O anlamda da önümüzdeki dönemde yine kısa dönem kiralama odaklı ama belki daha kısa süreli paylaşımlı diyeceğimiz mekanizmalarla ilgili bazı girişimlerimiz olacak. Öte yandan Türkiye'de ikinci elle ilgili çok büyük bir potansiyel var. Çünkü biz kendi satın aldığımız araçları ikinci elde de satıyoruz. Bununla ilgili kendi perakende kanallarımızı da, esnafları da açık arttırmayı da kullanıyoruz. Burada da önemli fırsatlar var. Bunlarla ilgili de geliştirmeler, yatırımlar olacak.

Şu anda Türkiye'de kaç ilde varsınız?

Biz Türkiye'de 40 ilde varız, 40 filoya bakıyoruz. Halka arzdan sonra il sayısında da artış olur. Biz şöyle bir istatistiğe bakıyoruz. Mesela havaalanı ofisi anlamında, hava yolu trafiğinin yüzde 90'ından fazlasını karşılıyoruz. Ama yeni açacağımız iller, ofisler olacak. Ayrıca var olduğumuz illerde yoğunluğumuzu arttırmak daha önemli bir stratejimiz olacak. Bu kapsamda İstanbul'da yoğunluğumuzu arttırabiliriz. Böylece müşteriye daha yakın lokasyonlarda, daha hızlı hizmet verme imkanımız artar. Covid sırasında biz bunu ücretsiz yaptık. Eve, ofise teslim, istediğiniz yerden alma gibi. Şimdi de cüzi bir ücret ile nereye isterseniz arabayı getirip size teslim ediyoruz. Nereden isterseniz arabayı alıyoruz. Tabii büyüme ile beraber araç sayımızı da önümüzdeki 3 senede iki katına çıkarırız diye düşünüyoruz. Tüm bunlara paralel çalışan sayımız da artar.

En önemli varlığımız araçlarımız dediniz. Araç alımında nelere dikkat ediyorsunuz?

Biz araba alırken markalarla daha ölçekli iş yapmaya çalışıyoruz. Yani biz yüzer yüzer 1 tane, 20 tane farklı markadan araba almıyoruz. Tam tersine araba aldığımız markaların Türkiye'de ya birinci ya da ikinci alıcısı oluyoruz. Böylece daha stratejik işbirliği yapma imkanımız oluyor.

Satarken de ikinci el piyasasına bakıyoruz. Bazı araçları özel olarak alıyoruz. Belli markalarla anlaşmamız var. Mesela belli bir marka modeli sadece biz alıyoruz. Bunlar ikinci el piyasasında da daha sağlıklı sonuçlar getiriyor. Ama aynı zamanda biz sürekli takip ediyoruz. Sıfır fiyatı nerede?... İkinci el fiyatı nerede?... Aradaki makas nerede?... Geçmişe göre fiyatlar nerede?... Buna göre esnek bir şekilde daha fazla araç satma, daha fazla araç almaya da dinamik bir şekilde karar veriyoruz. Yani bunu aslında bir varlık yönetimi gibi yönetiyoruz. Bizde sadece finans ekibinde 11 kişi, bir hazineci ikinci elde de 40 kişi var. Yani çok sofistike bir varlık yönetimi yapıyoruz.

Sizi diğer kiralama şirketlerinden ayıran nedir?

Genel olarak müşteriye yakın olma stratejisi, ofis yoğunluğu diyebilirim. Biz Türkiye'de kurumsal ofisi en fazla olan markayız. Bir sonraki rakibimizin de çok üstünde bir sayımız var.

Arabadan anlar mısınız?

Tabii arabadan anlarım ama sizin kast ettiğiniz anlamda; eski bir arabayı al tamir et ya da arabanın orasından bu ses geldi, şu ses geldi kapsamında değil!... Bunlar kolay işler değil. Oraya yetişmeniz onun içinde olmanız lazım. Ama yaptığımız iş gereği tabii ne oluyor ne bitiyor varlık yönetimi anlamında arabadan anlarım. Benim arabadan anlamam ve bakış açım daha farklı.

Sizin arabanız var mı?

Son 10 senedir kendi üstüme arabam yok. Bazen hanıma aldığımız araba oluyor. Çocuklar da mobilite hizmetini kullanıyorlar.

Kullanmak istediğiniz bütün araçlar var sizde değil mi?

Tabii. Bizim şöyle de bir fonksiyonumuz var. Mesela elektrikli araçta sonuçta önemli bir değişimin içindeyiz. İnsanlar satın almadan evvel aracı denemek istiyor. Şimdi test sürüşü 30 dakika sürüyor. Siz 30 dakikada hiçbir şey anlayamazsınız. Hele elektrikli araç. Nasıl şarj oluyor? Kaç km gidiyor? Yani bütün bunlara baktığınızda bizden kiraladığınızda 3-4 gün kullandığınızda arabaya daha net hakim oluyorsunuz. Bir de biz iş birliği yaptığımız markalarla sahadaki arkadaşlarımızı markanın, aracın özellikleri konusunda eğitiyoruz. Müşteriyi de eğitmek, bilgilendirmek çok önemli. Çünkü müşteride elektrikli araçlarla ilgili bir mesafesi endişesi var. Ne kadar gideceğim? Yolda kalır mıyım? Nasıl şarj edeceğim? Biz bu araçla pili bu kadar, normal bir sürüşte şu kadar kilometre gidersiniz, hızlı sürüş yaparsanız o bu kadara düşer, şuralarda şarj istasyonları var diye anlatıyoruz. Bu sayede çok döndürdüğümüz, dönüştürdüğümüz müşterilerimiz oluyor.

Memleket özlemi var!...

Ailece seyahat etmeyi, farklı yerleri görmeyi seviyoruz. Ben 20 sene yurt dışında kaldım. Döneli 13 sene oldu ama o memleket özlemi ve memleketin farklı yerlerini görme isteği hala var. Aslen Malatyalıyım. Malatya'ya çocuklarla beraber çok gidip geliyoruz. Türkiye'nin farklı yerlerini görmek de çok keyifli. Yine zamanımız oldukça yurt dışında da farklı yerleri gezmek bizim keyif aldığımız şeyler.

Yaşlılar ekibinde basket oynarım!...

Ben baskete Yeşilyurt Spor Kulübü küçük takımında başladım. Kadıköy Anadolu Lisesi'nde okudum. Kadıköy Anadolu Lisesi'nin de okul takımındaydım. Bu arada Yeşilyurt Spor Kulübü'nde küçük, yıldız, genç takım, hatta A takımda da oynamaya devam ettim. Yani basket benim çok küçük yaştan itibaren hayatımın bir parçası oldu. Sonra Amerika'ya gittiğimde de baskete devam ettim. Şu anda da gerek kendi şirketimizde gerek başka şirketlerden bir araya gelmiş bir 'yaşlılar' ekibimiz var. Ayda en az birkaç kere fırsat buldukça kapalı salonlarda oynamaya çalışıyorum. Ayrıca denizi çok seviyorum. Aslında denizle ilgili her şeyi çok seviyorum. Yelken yapıyorum ama öyle o işin çok ustası değilim. Tüple dalma belgem de var. Farklı farklı yerlerde daldım. Kaş'ta, Kekova'da, Çıralı'da, Bodrum'da.15-20 metreye tüpsüz dalıp zıpkınla balık avlamışlığım vardır. Benim çocukluğum Beldibi ve Çıralı'da geçti. Orada da katamaranımız vardı. Çocukluğumdan beri katamaran yapmaya da meraklıyım.

Hellimli köftem meşhurdur!.

Amerika'da öğrencilik dönemimde yalnız yaşadım. Bu yüzden yemek yapmayı bilirim ve severim. Biz ailece yemek yemeği seviyoruz. Mesela hellimli köftem meşhurdur. Çok iyi pilav yaparım. Normal pirinç pilavı ama onun dışında da mercimekli pilav. Bir sürü farklı şey de yaparım, barbekü, ızgara… Ama sevdiğimiz ve özel olan hellimli köftedir. Onu iyi yaparım. Tabii evlendikten sonra benim yemeklerim hobi oldu.

"Yüzde 40 hisse senedi ve dengeli bir portföy"

Türkiye de ekonomik tahminler yapmanın zor ve ortamın çok hızlı değişebildiğini belirten Tangün, Amerika'nın en iyi analisti anketinde birinci olmuş biri olarak mevcut koşullarda nasıl bir portföy önerirsiniz sorusuna ise "Her zaman dengeli bir portföy tutmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Ben TCMB nin faiz indirimi döngüsüne girdiğini ve önümüzdeki dönemde faiz indirmeye devam edeceğini öngörüyorum. Bu ortam da yüzde 40 hisse senedi, yüzde 20 uzun vadeli tahvil, yüzde 20 Eurobond, yüzde 10 altın ve yüzde 10 TL mevduatta veya para piyasası fonunda olmanın doğru olduğunu düşünüyorum." diyor.

Rahmetli babamdan kalan eski para koleksiyonum var.

Rahmetli babamdan kalan eski bir para koleksiyonum var. Kâğıt paralar, demir paralar, ciddi bir eski para koleksiyonu. Ağırlıklı gümüş paralardan oluşuyor. Seviyorum onlarla ilgilenmeyi. Eksik bir şey oluyor. Onu tamamlamaya çalışıyorum. İçine girince çok keyif alıyorum.

BİZE ULAŞIN