Haftanın kulisleri…
İDRİZ ÇOKAL/ Ora'da neler oldu? Köy odalarının kitabını yazacak… Ar-Ge'si Türk mühendislere emanet… Çinlilere Türk mutfağı dersi!
Ora'da neler oldu?
İstanbul Bayrampaşa'da 6 milyon metrekarelik Ferhatpaşa Çiftliği arazisi içinde 150 bin metrekarelik alana Ora AVM inşa edilmişti. 2011 yılında açılan Ora AVM içinde, Ora Convention, Ora Arena, Ora Temalı Park, Ora Outlet ve Ora Otel gibi farklı fonksiyonları birleştiren projede restoran ve kafeler, 500 kişilik açık hava tiyatrosu, 4 bin metrekarelik büyük meydan ve 3 bin araçlık kapalı otopark da bulunuyordu. 400 milyon dolara malolduğu belirtilen projenin 60 milyon dolar ciro sağlaması, yılda 13.5 milyon ziyaretçisi olması öngörülüyordu.
Ancak Ora İstanbul Gayrimenkul Yatırım ve Geliştirme A.Ş. ve Ora AVM için işler pek de yolunda gitmedi. Sadece 1 yıl açık kaldıktan sonra mağazalar hedefledikleri satışa ulaşamayınca bir bir kira sözleşmelerini iptal etti. 2012 yılında şirket iflas erteleme talebi ile mahkemeye gitti. Karar, 2013 yılının son aylarında çıktı ve iflas kararı verildi. Ancak yatırımcı şirket kararı Yargıtay'a taşıdı ve iflas kararı bozuldu. Yeniden görülen dava neticesinde Ora AVM için bir kez daha iflas kararı çıktı. Yaklaşık 13 yıldır konu hep mahkemelerde. İflas kararları çıkıyor, sonra kaldırılıyor. Geçmiş davalar 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmüştü. 2022 yılında durum değişti. Şirket bu kez konkordato talebiyle mahkemeye gitti. Dava dosyası da İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görüldü.
Bu süreçlerle ilgili sayfalarımızda sık sık haberlere yer verdik. Neredeyse her aşamasını aktarmaya çalıştık. En son bu konuda yaklaşık bir yıl önce haber yapmıştık.
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde yapılan konkordato tasdiki davasında kararlar çıkmıştı. Mahkeme heyeti konkordato tasdik talebinin reddine karar vermişti. Tüm tedbirler kaldırılmış ve konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmişti. Sonra bu dava İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne taşındı. Burada görülen davada tekrar konkordato kararı çıktı. Yaklaşık bir yıldır da konkordato süreci devam ediyordu. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nden geçtiğimiz hafta karar çıktı. Mahkeme heyetinin kararında, "Davacı konumunda olmayan borçlu tarafından ileri sürülen konkordato talebinin reddine, adı geçen borçlu şirket hakkında mahkememizce verilen tüm mühletlerin ve tedbirlerin kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine; borçlu hakkında iflas kararı verilme şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir" deniyor. Mahkeme tedbirleri kaldırmış ve iflasına da gerek olmadığı hükmüne varmış. Bu karar sonrası Ora'da bakalım nasıl bir hareketlilik olacak…
Köy odalarının kitabını yazacak
Konya'nın yemek kültürünü tanıtmak üzere yola çıkan, memleketinde toplamda 600 kişilik iki Lokmahane lokantalarıyla hizmet veren şef Harun Reşit Dönmez, bu aralar bir kitap yazıyormuş.
Bazılarının sandığının tersine, şef Dönmez 'in yazacağı kitap, çeşidinin 400'e ulaştığı belirtilen Konya yemekleri üzerine olmayacakmış. Arkadaşımız Kerem Köfteoğlu'nun duyumlarına göre kitapta, bir dönem Anadolu'nun birçok bölgesinde bulunan, günümüzde sayıları epey azalan; yaran, delikanlı teşkilatı, adam olarak da anılan "köy odaları" işlenecekmiş. Şef Dönmez'e göre, misafirperverliğin ilk örnekleri olan köy odaları, turizmin başlangıç noktalarıymış. Köy odalarının günümüzün turistik tesislerinden tek farkı ise burada yemek ve barınmanın hayır amacıyla bedava verilmesiymiş. Köy odaları toplantı, eğlence ve dini ritüellerin sosyal dayanışmayı beslediği ve önemli bir kamusal mekânlarmış.
"Bulunca paylaşırız, olmayınca şükrederiz" ilkesini benimsemiş olan şef Dönmez, kitabı yazma amacının unutulmaya yüz tutmuş, Dede Korkut Masalları'nın anlatıldığı köy odalarını yeni nesile tanıtmak olduğunu söylüyor. Kitabında özellikle bayramlarda halkın buluşma noktası olarak öne çıkan köy odalarında sunulan yoğurt çorbası, yahni, sarma, katmer ve künbe gibi lezzetleri kültürleriyle birlikte anlatacakmış. Bu arada şef Dönmez, unutulmak üzere olan aromatik kokulu tarhun bitkisinin yeniden yetiştirilmesi için bir girişimde bulunmuş. Bazı çiftçileri tarhun yetiştirmeye teşvik edip ürettiklerinin hepsini kendisi alıyormuş. Bu tarhunların bir kısmını da çorba yapıp restoranına gelen yerli-yabancı müşterilere satıp, dileyenlere kavanoz içinde satıyormuş.
Ar-Ge'si Türk mühendislere emanet
İspanya merkezli Amadeus, 190'dan fazla pazarda seyahat endüstrisinin tamamına hizmet veren küresel bir teknoloji şirketi. Havayolları, oteller, havalimanı işletmeleri, yer hizmetleri ve destinasyon yönetim ofisleri gibi birçok noktayı ileri teknoloji çözümleriyle uçtan uca birbirine bağlıyor. Bu ekosistemi kusursuz şekilde yönetmek için de Ar-Ge Amadeus için öncelikli bir konuma sahip. Son beş yılda gelirlerinin ortalama yüzde 20'sini Ar-Ge'ye yatırdı. 2024'te bu rakam 1,4 milyar Euro'ya ulaştı. Bu yılın ilk yarısında yapılan yatırım ise 727.3 milyon Euro. Avrupa yazılım sektöründe en büyük Ar-Ge yatırımcılarından biri olan İspanyol Amadeus, Türkiye'yi, ticaret ve dijital inovasyon açısından stratejik öneme sahip bölgesel bir merkez olarak görüyor. Bu stratejiyle de Türkiye'deki 30 yıllık varlığını geçtiğimiz yıl yaptığı Ar-Ge Merkezi yatırımıyla pekiştirdi.
İstanbul Ar-Ge merkezinde 500 Türk mühendis çalışıyor. Geliştirdikleri en yeni nesil çözümler ABD, Avrupa ve Asya genelinde kullanılıyor. Yani bu merkez Türkiye'den yazılım ihracatı yapıyor. Türk mühendislerinin sahip olduğu yetenek, dil becerisi ve yazılım vizyonu Amadeus'un beklentileri açısından son derece kıymetli. Şirketin Seyahat Birimi Başkan Yardımcısı ve EMEA Bölgesi Genel Müdürü Maher Koubaa, mühendis sayısını 2026 sonuna kadar 600'e çıkarmayı hedefliyormuş. Koubaa, "Geleceğe baktığımızda, Amadeus Türkiye'de yatırımlarını arttırmak ve daha fazla proje geliştirmek istiyor. Bu kapsamda, yerel programlara doğrudan katılmayı, kamu kurumları, yerel teknoloji şirketleri ve üniversitelerle iş birliğini derinleştirmeyi hedefliyoruz. Birlikte, dijital kimlik, sınır kontrolünde biyometrik sistemler, finansal teknolojiler, havalimanı operasyonları, havayolu perakendesinde dijital dönüşüm ve akıllı turizm çözümleri gibi öncelikli alanlarda ilerleme kaydedebiliriz. Türkiye, turizm alanında son yıllarda yaşanan küresel zorluklardan her zamankinden daha güçlü çıktı ve 2024'te rekor seviyelere ulaştı. Amadeus olarak, ortak yatırım, ortak geliştirme ve bilgi transferi konularında kararlıyız. Amacımız, teknolojiyi Türkiye'ye getirmekten öte, Türkiye'den dünyaya teknoloji üretmek" diyor.
Amadeus yönetimi Türkiye'yi bölgesel bir merkez olarak görüyor. Yatırımlarını da bu çerçevede yapıyorlar. Ar-Ge Merkezi'ni de bu çerçevede büyütmeyi planlıyor. Bu çerçevede de işbirliği anlaşmaları imzalıyorlar. Bu merkez, dijital teknoloji alanında Türkiye ve İspanya arasında iş birliğini güçlendirmek için de çalışıyor. Amadeus Ar-Ge Merkezi, halihazırda Türk üniversiteleriyle yedi teknoloji projesinde iş birliği yürütüyor. Türkiye'deki seyahat startup ekosisteminin, Amadeus'un küresel programı Amadeus Ventures'ın bir parçası haline gelmesi için çalışıyormuş.
Çinlilere Türk mutfağı dersi!
T.C Pekin Büyükelçiliğimiz, düzenlediği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliğine destek verenlere birer plaket verdi. Plaketlerden birini de girişimci Sedat Karakaş aldı…
Bu girişimcimizi merak eden arkadaşımız Kerem Köfteoğlu, kendisiyle ilgili ilginç bilgiler edinmiş. Meğer söz konusu girişimcimiz, Çin'de 8 Sultan Restoranı ve 6 Mado şubesinin sahibi Sezer Grup'un yöneticilerindenmiş. Günümüzde Pekin'deki Sultan Restoran'ın genel müdürlüğünü yürüten Karakaş, kısa süre önce Pekin Üniversitesi'nden de bir teşekkür belgesi almış.
Bu belge, üniversitenin içinde, günde yaklaşık bin kişinin yemek yediği Ginkgo Restoranı'nın çoğu da öğrenci olan çalışanlarına 10 çeşit Türk yemeğini öğrettiği için verilmiş. Kulağımıza gelen bilgilere bakılırsa, üniversite yönetimi 1 haftalık kursa katılan Ginkgo Restoran çalışanlarına öğrendikleri Türk yemeklerini pişirip menüye ekleme talimatı vermiş. Dolayısıyla artık bu restoranda Türk yemekleri de satılacakmış.
Bu arada Çin'de gerçekleştirilen etkinliklerin büyük bir kısmına destek veren Sezer Grup, ülkedeki yatırımlarını büyütme planları yapıyormuş. Kulislerde grup yönetiminin önümüzdeki Mart ayında balık restoranı, Nisan'da Şanghay ve Hangzhou şehirlerinde yeni yerler açacağı, Pekin'de ise ikinci şube için görüşmeler yaptığı konuşuluyor. Görüşmelerin olumlu sonuçlanması halinde grubun Çin'de sahip olduğu restoran sayısı 20'ye ulaşacakmış. Darısı Çin'deki diğer girişimcilerimizin başına…