Dericiler tanıtım atağına geçti

Türk derisini tanıtmak üzere 2005 yılında Deri Tanıtım Grubu (DTG) kuruldu. Birçok ülkede tanıtım yapıldı. Sektör 2008 yılında yaklaşık 350 milyon dolarlık ihracatla rekor kırdı. Ancak DTG’nin faaliyetlerine o yıl son verildi. Deri konfeksiyoncular, eski günlerine dönmek için şimdi yeniden ayakta. İhracatçı birlikleri ve İTO gibi kuruluşlarda hummalı çalışmalar var…
25.11.2025 14:29 GÜNCELLEME : 25.11.2025 14:29

ÖZBEY MEN/ Deri ve deri mamulleri sektöründe dünyanın önemli üreticilerinden biriyiz. Tabakhanelerden oluşan koskoca organize sanayi bölgelerine sahip dünyada kaç ülke var ki? Üstelik hepsi de iyi teknolojiyle donatılmış. İşin konfeksiyon kısmı da öyle. Zeytinburnu binlerce imalatçıyla dolu. Hem de her biri kendi tasarım ve koleksiyonlarını dünya pazarlarına sunuyor.

Ancak gelin görün ki deri konfeksiyon ihracatı bir türlü ilerlemiyor. Türkiye'nin deri konfeksiyon ihracatındaki en yüksek seviyeye 2008 yılında ulaşıldı. O yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 10.5 oranında artış kaydedilerek 345.9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Ancak, bu dönem sonrasında sektörün ihracatı sürekli baş aşağı gitti. 2013 yılına kadar bu kan kaybı devam etti. 2013 yılında önceki yıla kıyasla yüzde 19.1 oranında artış kaydedilse de genel eğilimdeki azalış devam etti.

Bilindiği gibi Türkiye'nin deri ve deri mamulleri sektörünü uluslararası pazarlarda tanıtmak, Türk derisinin kalitesini ve tasarım gücünü öne çıkarmak amacıyla 2005 yılında Deri Tanıtım Grubu (DTG) kuruldu. Grup; defile organizasyonları, reklam kampanyaları ve sektörel tanıtım filmleriyle Türk derisini "kalite ve tasarımın birleşimi" olarak konumlandırmak amacıyla Rusya, Almanya, İtalya, Fransa, İspanya, İngiltere, ABD, Çin ve Güney Kore olmak üzere birçok ülkede tanıtım çalışmalarına yöneldi. Ancak DTG'nin çalışmalarına daha sonra son verildi.

ÜNLÜ BLOGGER VE İNFLUENCERLAR KULLANILACAK

Deri konfeksiyoncular Türk derisini dünyaya tanıtmak için yeniden harekete geçmiş durumdalar. Bu konuda öne çıkan isimlerden biri de İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi ve Luigi Deri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Musa Evin. Organik Giyim Sanayicileri Derneği Başkan Yardımcısı da olan Evin, aynı zamanda Türkiye Judo federasyonu As Başkanı. Türk derisini dünyaya tanıtmak için yıllardır mücadele eden Evin, İTO Deri Kürk Meslek Komitesi'ne yeni bir proje hazırlamış. Proje kapsamında dünyaca ünlü blogger ve influencerlara deri kürk ürünlerini giydirerek sosyal medyada tanıtım yapacaklarını belirten Evin, "Ticaret artık sosyal medya üzerinden dönmekte. Daha önce Deri Tanıtım Grubu'nun sloganı olan TURKISH LEATHER THERE IS NO BETTER sloganını kullanacağız. Bunun yanında Türk dizileri dünyada en fazla izlenen ve ihracı olan diziler. Bu dizilerdeki oyuncuların deri kürk giymeleri yanında bence daha önemlisi derinin doğal bir ürün olduğunu anlatmaları. Bu yolla derinin çevreci bir ürün olduğunu da anlatacağız. Deri Tanıtım Grubu'nun kasasında bulunan 8 milyon TL'lik kaynak Türkiye Tanıtım Vakfı'na aktarılmıştı. Bu kaynağın da Türk derisinin tanıtımı için harcanması gerekiyor" diyor.

UR-GE PROJELERİ YÜRÜTÜLÜYOR

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Karaca da geçen yıl deri konfeksiyon sektöründe 106.8 milyon dolar, kürk konfeksiyon sektöründe ise 86.5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini belirtiyor. Bu yılın Ocak–Eylül dönemine bakıldığında ise, deri ve kürk konfeksiyon sektörünün geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19.4 oranında artışla 162.5 milyon dolarlık ihracata ulaştığını söyleyen Karaca, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Bu göstergeler ışığında bu seneyi de geçen senenin biraz üzerinde kapatmayı hedefliyoruz. Türkiye deri konfeksiyon sektörü, uzun yıllardır özellikle Avrupa, Rusya ve Orta Doğu pazarlarında kalite, işçilik ve tasarım gücüyle tanınan bir konumda bulunuyor. Ancak küresel rekabetin hızla değiştiği günümüzde, Türk derisinin potansiyelini halen tam anlamıyla yansıtamadığımızı üzülerek söylemeliyim. Sektörümüz; sürdürülebilir üretim, çevre dostu

tabaklama teknikleri ve moda odaklı tasarımlarıyla dünya trendlerine yön verebilecek bir seviyede. Birlik olarak önceliğimiz, Türk derisini yalnızca bir tedarikçi olarak değil, tasarım ve inovasyon markası olarak konumlandırmak. Bu farkındalığı güçlendirmek için tanıtım, iletişim ve markalaşma çalışmalarımızı uluslararası düzeyde sürdürüyoruz. Mevcut güçlü olduğumuz pazarların yanı sıra ürünlerimizin ABD, Kanada, Güney Kore, Japonya ve Körfez ülkeleri gibi yüksek gelirli, moda odaklı pazarlarda daha görünür hale gelmesi gerekiyor. Birlik olarak bu amaçla UR-GE projeleri, sektörel ticaret heyetleri, alım heyetleri ve uluslararası fuar katılımları düzenliyoruz. Ayrıca dijital tanıtım ve sosyal medya çalışmalarıyla Türk derisinin sürdürülebilir, yenilikçi ve yüksek kaliteli yönünü öne çıkarmaya çalışıyoruz. Yeni dönemde hedefimiz "Made in Türkiye" markasını deri ve moda alanında daha da güçlendirerek Türk deri konfeksiyonunun küresel pazarlarda bilinirliğini kalıcı kılmak."

"NİŞ ÜRÜNLERE ODAKLANMAK ZORUNDAYIZ"

Türkiye İhracatçılar Birliği Muhasip Üyesi, İDMİB eski Başkanı ve Giorgio Rotti firma ortağı Mustafa Şenocak da, Türkiye'ye gelen turistlerin yıllarca alım yaptığı 3 sektörden birinin Türk derisi olduğunu hatırlatarak söze başlıyor. Türk deri konfeksiyon ürünlerinin uzun yıllardır Avrupa, Rusya ve Orta Doğu'da kalite ve işçilik gücüyle tanındığını ifade eden Şenocak, "Ancak potansiyelimizin tamamını küresel ölçekte yansıttığımızı söylemek güç" diye konuşuyor. 2024'te dünya deri konfeksiyon ithalatının 2.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini kaydeden Şenocak, Türkiye'nin bunun yüzde 4.5'ini karşılayarak 115 milyon dolarlık ihracat yaptığını vurguluyor. Bu oranın Türkiye'nin dünya ticaretinden aldığı payın neredeyse 4 katına tekabül ettiğinin altını çizen Şenocak, açıklamalarını şöyle sürdürüyor:

"Yaşanan küresel ekonomik kriz ve ardından lokomotif pazarlarımızda yaşanan siyasi sıkıntılar sektörümüzü derin bir şekilde etkiledi. Avrupa pazarlarında talep daralması ve artan üretim maliyetleri nedeniyle ihracatımız geriledi. Moda ve tüketim alışkanlıklarındaki değişim de sektörü etkiledi. Bugün sektör, tasarım, markalaşma, sürdürülebilirlik ve yeni pazarlar odaklı bir dönüşüm sürecinde. Küresel pazarda çevre dostu, hafif ve tasarım odaklı ürünlere ilgi artıyor. Türk üreticileri bu trende hızla uyum sağlayarak özellikle Avrupa ve ABD pazarlarında kalite–fiyat dengesinde güçlü bir konumda yer alıyor. Biz de bu dönüşümü desteklemek için üreticilerimizi tasarım, sürdürülebilirlik ve markalaşma ekseninde güçlendirmeye odaklanıyoruz. Ülkemizde üretim maliyetlerinde yaşanan astronomik artışlar sebebiyle basic ürün yapma şansımız kalmadı, ülke olarak üretim stratejimizi katma değerli ve niş ürünlere odaklamak zorundayız."

ABD, KANADA, İNGİLTERE VE İSKANDİNAV ÜLKELERİ

Boy Deri kendisine ait Boni Pelle markasıyla deri ve kürkten kadın ceketi, kaban ve manto üretiyor. Yıllık kapasitesi 5 ile 10 bin adet arasında. Diğer dericilerin olduğu gibi bu firmanın da en büyük pazarı Rusya ve Ukrayna idi. Boy Deri Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çakmak, bunun yanında Türk Cumhuriyetleri ve Amerika'ya da ihracat yaptıklarını belirtiyor. Katma değeri yüksek ürünler ürettiklerini vurgulayan Çakmak, sektör olarak son 10 yılda moda ve tasarım alanında çok büyük mesafeler kat ettiklerinin altını çiziyor. Ancak Rusya-Ukrayna savaşından sonra yeni pazarlara girme konusunda sıkıntı yaşadıklarını ifade eden Çakmak, özellikle karlılığın düşük olmasının finansal olarak kendilerini zorladığına işaret ediyor. Çakmak, "Yaşanan savaşlar ve bölgesel çatışmalar nedeniyle işlerimiz azaldı. Kârlılığımızın da çok düşmüş olmasından dolayı uluslararası fuarlara katılım konusunda sorun yaşıyoruz. Ürünlerimizi dünya pazarlarına yeterince sunamıyoruz. Oysa bu fuarlara katılıp yüksek moda ürünlerimizi tanıtmamız lazım. Amerika, Kanada, İngiltere ve İskandinav ülkeleri bizim için çok değerli pazarlar. Çünkü iklim açısından çok uygun. Bu ülkelerde tanıtıma ciddi ihtiyaç var. Mevcut müşterilerimiz bizdeki maliyet artışından dolayı rakip ülkelere kayıyor. Şu anda moda ürünler ürettiğimiz için rekabet edebiliyoruz. Ancak gelecekten çok ciddi endişeliyiz" diyor.

"MISIR PAZAR OLARAK ÖNE ÇIKMAYA BAŞLADI"

Yine Zeytinburnu'nda faaliyet gösteren Banessi Fur Deri ve Tekstil, Türkiye'nin yanı sıra Afrika'dan Moldovya'ya dünyanın birçok bölgesinden ithal ettiği değerli çiftlik kürklerinden ve astragan denilen koyun türlerinden çeşitli renk ve baskılarda onlarca çeşit deri ceket üretiyor. Üretim kapasitelerinin geçen yıla göre yüzde 50 oranında gerilediğini belirten firma sahibi Bahadır Şahin, bu yıl ancak 3 bin adet ceket üretebileceklerini söylüyor. Rusya-Ukrayna savaşından sonra bu iki pazarla birlikte çevre ülkelere de ihracatlarının gerilediğini hatırlatan Şahin, bu yüzden Arap ülkelerine yöneldiklerini vurguluyor. Ucuz olması nedeniyle turizmin son dönemde Mısır'a kaydığını ifade eden Şahin, bu ülkenin kendileri için de iyi bir pazar haline geldiğini aktarıyor. Deri konfeksiyon sektörünün işçilik, enerji maliyetleri ve artan kiralar yüzünden sıkıntıya girdiğini dile getiren Şahin, "Bu maliyetler bizi çok zorluyor. Üretimi bırakanlar var. Yeni pazarlar bulmak zorundayız. Türk deri ürünlerinin özellikle Amerika, Güney Kore ve Japonya'da tanıtımına ihtiyaç var. Çünkü buralar bizim için büyük pazarlar. Deriye dünyanın her yerinde talep var. Deri her zaman bir şekilde moda oluyor. Fakat önemli pazarlarda tanıtımı şart" diye konuşuyor.

Güven KARACA / İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

"Türkiye sektördeki dönüşüme hızla uyum sağlayan ülkelerin başında geliyor"

2008 küresel ekonomik krizi sonrası özellikle Avrupa pazarlarında yaşanan talep daralması, ihracat rakamlarını doğrudan etkiledi. Türkiye'nin en büyük alıcılarının bulunduğu bu pazarlarda tüketiciler daha uygun fiyatlı ürünlere yönelmeye başladı. Ancak dünyada deri konfeksiyon ürünlerine olan talep, son yıllarda moda trendleri, sürdürülebilirlik bilinci ve tüketici alışkanlıklarındaki değişimlere paralel olarak yeniden şekilleniyor. Geleneksel olarak Avrupa ve Kuzey Amerika pazarlarında güçlü olan klasik deri mont ve kaban talebine ek olarak, artık hafif yapılı, fonksiyonel ve tasarım odaklı ürünler öne çıkıyor. Ayrıca geri dönüştürülmüş deri, bitkisel tabaklanmış deri gibi çevre dostu malzemelerle üretilmiş ürünlere olan ilgi giderek artıyor. Türkiye bu dönüşümün farkında olan ve buna hızla uyum sağlayan ülkelerin başında geliyor. Türk deri konfeksiyon sektörü; yüksek işçilik kalitesi, esnek üretim yapısı ve tasarım gücü sayesinde Avrupa modasının güvenilir tedarikçisi konumunda. Özellikle İtalya, Fransa, Almanya, Rusya ve ABD gibi pazarlarda Türk ürünleri hem kalite hem de fiyat performansı açısından tercih ediliyor. Birlik olarak biz de bu eğilimi desteklemek için üreticilerimizi tasarım, sürdürülebilirlik ve markalaşma ekseninde güçlendirmeye odaklanıyoruz.

Cengiz SARIGÜL / Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

"Sektörümüz dünya trendlerine yön verebilecek kapasitede"

Ülkemiz deri konfeksiyon alanında özellikle Avrupa, Rusya ve Orta Doğu pazarlarında kalite ve işçilik gücüyle bilinen bir ülke. Ancak küresel ölçekte hala potansiyelimizin tamamını yansıttığımızı söylemek zor. Bu farkındalığı güçlendirmek için fuar katılımı ve iletişim çalışmalarımıza hız kesmeden devam etmek üzere TDKD olarak elimizden geleni yapıyoruz. Bu çalışmalarımızdan en yakın tarihlisi de Aralık başında deri konfeksiyon alanındaki Türk firmalarımızın temsilcilerini yurt dışı pazarların temsilcileriyle bir araya getireceğimiz Leather&Fur Fashion Show Fuarımız. Mevcut güçlü olduğumuz Rusya ve Avrupa pazarlarının yanı sıra artık ABD, Kanada, Japonya, Güney Kore ve Körfez ülkeleri gibi yüksek gelirli pazarlarda daha fazla görünür olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Dernek olarak düzenlediğimiz Leather&Fur Fashion Show'a bu ülkelerden de ziyaretçilerimizin olması adına davet çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Deri konfeksiyon ürünlerine ilgi giderek artıyor. Son yıllarda değişen iklim koşulları ve moda trendleri doğrultusunda hafif ve fonksiyonel deri ürünlere olan talep yükseliyor.
Ayrıca sürdürülebilirliğin ön plana çıkmasıyla da tasarımın yanı sıra çevre dostu ürünlere olan ilgi artıyor. Türk deri sektörümüz dünya trendlerine yön verebilecek kapasitede.

BİZE ULAŞIN