ÜRÜN DİRİER/ Günümüzün en hızlı büyüyen sektörlerinden biri oyun. Bu alanda faaliyet gösteren Türk şirketlerin sayısı da az değil. Hatta mütevazi olmaya gerek yok. Aralarında dünya çapında öne çıkan birçok şirketimiz var. Oyun sektörünün bu denli gelişmesi boşuna değil. Çünkü şirketler geleceğin becerilerini çalışanlarına kazandırmak, yeni çağa ayak uydurmak için farklı çalışmalar ve yatırımlar gerçekleştiriyor. Bazı araştırmalara göre, çalışanlarına oyun temalı etkinlikler düzenleyen kurumlarda çalışan bağlılığı yüzde 47, verimlilik yüzde 50 artıyor. Oyun, problem çözme, takım çalışması ve yaratıcılık gibi becerileri geliştirmede en etkili araç. Üstelik insanoğlu neredeyse doğduğundan itibaren her şeyi oyun oynayarak öğreniyor. Yani oyun oynayarak öğrenmek ve kaynaşmak bizim DNA'mızda var. Bu da oyunun her yaşta ve her türlü eğitim için kullanılabileceğini gösteriyor. İş Yaşamında Oyunlaştırma Raporu 2025'e göre çalışanların yüzde 90'ı oyunlaştırılmış sistemlerin verimliliklerini artırdığını belirtiyor. Deloitte'un 2024 Human Capital Insights raporu, oyun tabanlı öğrenme kullanan kurumlarda çalışan bağlılığının yüzde 47, yetkinlik gelişiminin ise yüzde 36 arttığını ortaya koyuyor.
Geleceğin en büyük farkı, oyunu stratejilerine entegre eden kurumlarla etmeyenler arasında olacak" diyen Öğrenme Tasarımları'nın kurucusu Tuğba Çanşalı, oyunun eğitici gücünü işe dönüştürmüş başarılı bir sosyal girişimci. Neden sosyal girişimci? Çünkü yerli ve yabancı büyük kurumlarla gerçekleştirdiği çalışmalardan kazandıkları paranın yaklaşık yarısını, ekibiyle beraber Anadolu'da oyun bazlı sosyal sorumluluk projelerine harcıyor. "Toplumsal Eşitlik Kiti" ve "Çocuk Hakları Sek Sek" oyunları gibi sosyal projeleri okullara ücretsiz olarak ulaştırıyor. Çanşalı'yı başarılı bir girişimci yapan ise, Avrupa Parlamentosu'na bile oyun danışmanlığı vermiş, UNICEF için sosyal uyum eğitimleri gerçekleştirmiş bir isim olması. Öğrenme Tasarımları şirketi, Türkiye'deki pek çok dev firmanın personel eğitimleri için dijital oyunlar ve masa oyunları geliştiriyor. Bugüne kadar farklı yaş gruplarına ve temalara yönelik, özel ihtiyaçlara göre geliştirilmiş 80'in üzerinde oyun tasarlamışlar. Tuğba Çanşalı ile oyun sektörünü ve çalışmalarını konuştuk…
Şirketi ne zaman kurdunuz ve neler yapıyorsunuz tam olarak?
2015 yılında bir sosyal girişim olarak kurduk. Öğrenme Tasarımları, öğrenmeyi kolay, keyifli ve yenilikçi bir deneyime dönüştüren programlar tasarlıyor ve uyguluyor. Bugün Gençlik ve Spor Bakanlığı, UNICEF, Avrupa Parlamentosu, Turkcell, Yeşilay, TEGV, AÇEV, Doğan Holding, Migros, ARİS, Roketsan gibi birçok farklı sektörden kurumlarla iş birliği yapan, özgün oyunlar, eğitimler, e-öğrenme kursları ve platformları geliştiren bir şirketiz. Pek çok farklı kurumla iş birliği yapan ekibimiz, Gameathon gibi toplumsal fayda odaklı etkinliklerde farklı gruplara yönelik de oyun ve öğrenme maratonları düzenliyor. Tasarladığımız Toplumsal Eşitlik Oyunu ile Gather Programı'na katıldık ve Barış Elçisi seçildik. Deneyimsel öğrenme yaklaşımıyla eğitim içerikleri, dijital eğitim alanında e-öğrenme platformları ve etkileşimli eğitim materyalleri geliştirerek, kurumsal iş birlikleriyle şirketlerin ihtiyaçlarına özel oyunlar tasarlıyoruz özetle.
Şirketlere verdiğiniz hizmetler neler?
Kurumların eğitimlerini, iş süreçlerini, atölyelerini veya bilgi aktarımını daha inovatif, katılımcı ve oyun tabanlı hale getirmek için her yaş grubuna uygun özel oyunlar geliştiriyoruz. Tasarım sürecinde hedef kitlenin özellikleri, yaş aralığı ve ana konu kurumla birlikte belirleniyor; oyun türü, mekanikleri ve materyalleri ortak çalışmayla oluşturuluyor. Demo uygulamalarla kullanıcı deneyimi test edilerek geri bildirimler doğrultusunda son hali verilen oyun, eğlenceli ve eğitici bir formatta kuruma teslim ediliyor. Eğitimler kurumun ihtiyaçlarına, ilkelerine, katılımcı profiline ve zaman planına göre şekillendiriliyor; çevrim içi veya yüz yüze formatlarda uygulanabiliyor. Bu yaklaşım, kurumlar ve bireyler için öğrenmeyi keyifli, katılımcı ve kalıcı hale getiriyor. Ayrıca dijital öğrenme içeriklerini etkili bir yaklaşımla yeniden düzenleyerek, interaktif çözümlerle zenginleştiriyor ve e-öğrenme kursları tasarlıyoruz. Ardından kurumu tasarladığımız e-öğrenme platformuna entegre ediyoruz. Böylece öğrenenlerin motivasyonunu artıran, verimliliği yükselten ve kurumun hedeflerine uygun özgün e-öğrenme tasarımları ortaya çıkıyor. Oyun tasarlama, oyunlaştırma sistemi kurma, sosyal uyum projeleri, çalıştay ve konferansların oyunlaştırılmış moderasyonu, gönüllü sistemlerinin oluşturulması ve oyunlaştırılması konularında da danışmanlık veriyoruz. Oyun Tasarımı Danışmanlığı ile kurumların fikirlerini hayata geçiriyor veya oyun geliştirme eğitimleri sunuyoruz. Oyunlaştırma Danışmanlığı ile eğitim, program ve müfredatları daha keyifli ve katılımcı hale getiriyoruz. Sosyal Uyum Etkinlikleri Danışmanlığı ile özellikle Suriyeli çocuk, genç ve kadınların topluma uyumunu destekleyen oyun tabanlı ve sanatsal aktiviteler planlıyoruz.
Şirket eğitimlerinde oyunu kullanmak nasıl bir katkı sağlıyor?
Araştırmalar, oyunun artık yalnızca bir eğlence aracı değil, iş dünyasının dönüşümünde güçlü bir araç olduğunu gösteriyor. Günümüzde birçok kurum, öğrenme deneyimlerini yenilerken oyun tabanlı eğitimler ve oyunlaştırılmış e-öğrenme sistemlerinden yararlanıyor. Biz de farklı sektörlerde yürüttüğümüz deneyimsel öğrenme programlarında benzer sonuçlar görüyoruz. Çalışanlar oyun sonrası buna gerçekten ihtiyaç duyduklarını, ekip arkadaşlarını daha iyi tanıdıklarını, iş birliği ve yaratıcılıklarının arttığını söylüyorlar. Oyun gibi kolektif öğrenme ortamları, sadece bilgi aktarmakla kalmıyor, insanların iyi oluşunu, özgüvenini ve yaratıcılığını da destekliyor. Doğru tasarlandığında ise oyun, iş dünyasında yalnızca motivasyon değil, aynı zamanda anlam üretiyor. Bir kurumda oyunun etkisi, onun kültüre dönüştüğü, yani kurumun DNA'sına işlendiği noktada başlar. Oyun bireyi harekete geçirirken, oyun kültürü kurumu dönüştürür. Bu nedenle artık sadece oyunlaştırmadan değil, oyun kültürünü inşa etmekten söz ediyoruz. Eğitimde oyunlaştırma, performans yönetiminde puan sistemleri, iç iletişimde kuruma özel oyunlaştırılmış etkinlikler bu dönüşümün örnekleridir. Gelecekte farkı yaratacak olan, oyunu stratejilerine entegre eden kurumlar olacaktır. Çünkü oyun kültürü, eğlencenin ötesinde, kalıcı öğrenme ve dönüşüm fırsatı sağlar. Oyun; risk almayı, denemeyi, iş birliğini ve sürekli öğrenmeyi birleştirir. Böylece hem bireysel yaratıcılığı hem de kurumların geleceğini besleyen en eski ama en çağdaş öğrenme yöntemine dönüşür."
Dünyada nasıl? En çok hangi sektörler oyunlaştırmayı kullanıyor?
Gartner'ın tahminine göre, Forbes Global 2000 şirketlerinin yaklaşık yüzde 70'i en az bir alanda oyunlaştırma yöntemlerini kullanıyor. Bu oran, özellikle perakende ve eğitim sektörlerinde daha da yüksek. Ancak aynı rapora göre, oyunlaştırma projelerinin yaklaşık yüzde 80'i kötü tasarım veya hatalı uygulama nedeniyle başarısız oluyor. Başarılı bir oyunlaştırma süreci ise yalnızca oyun mekaniği bilgisiyle değil, aynı zamanda toplumsal dinamikleri, organizasyonel ihtiyaçları ve bireysel motivasyonları anlayan uzmanların katkısıyla mümkün oluyor. Bu nedenle sadece oyunlaştırma değil, bu gereklilikleri bilen alan uzmanlarının bu süreçlerin tasarımında yer alması çok önemli. Biz Öğrenme Tasarımları olarak, geliştirdiğimiz oyunlaştırma sistemlerinde toplulukların dinamiklerini, hedeflerini ve ihtiyaçlarını dikkate alarak yaşayan, sürdürülebilir sistemler oluşturmayı önemsiyoruz.
Aynı zamanda sosyal girişimci olarak bir gönüllü ağınız da var. Orada neler yapılıyor?
Toplumsal fayda yaratma hedefiyle kurduğumuz gönüllü sistemimiz, 10 yıldır farklı yaş, şehir ve eğitim geçmişine sahip kişileri bir araya getiriyor. Her yıl gönüllü çağrısı yapıyor, başvuruları motivasyon odaklı değerlendiriyoruz. Gönüllüler etkinlik, eğitim ve projelerimizde yer alıyor, katkı sağlıyor, araştırmalar yapıyor ve yerellerinde etki yaratacak faaliyetler yürütüyor. Eşitlik ve şeffaflık, kapsayıcı katılım ve teşekkür kültürü üzerine kurulu bu yapı, bugün 100'den fazla gönüllüyle büyümeye devam ediyor, uygun gönüllülerle yarı veya tam zamanlı çalışma imkânı da sunuyoruz.
Kısa dönem için hedef ve planlarınız neler?
Sosyal olarak şu anda özellikle akran zorbalığı, yetkinlik gelişimi, kapsayıcı ortamlar ve topluluk içinde iyileşme gibi kritik konulara odaklanıyoruz. Bu alanlarda oyun tabanlı ve deneyimsel öğrenme tabanlı içerikler, rehberlik araçları ve eğitim modülleri geliştiriyoruz. Amacımız yalnızca bilgi aktarmak değil; davranış değişikliği, empati gelişimi ve toplumsal bağ kurma süreçlerini desteklemek ve dönüşümsel öğrenmeyi sağlamak. 2026 hedefimiz, kurumların insan kaynakları ve kurumsal sosyal sorumluluk birimleriyle daha fazla iş birliği yaparak sosyal etki odaklı öğrenme deneyimlerini daha geniş kitlelere ulaştırmak. İçinden geçtiğimiz değişim ve dönüşüm çağında, kurumların öğrenme dinamiklerini daha inovatif hale getirmeyi ve çalışanların yetkinliklerini güçlendirmeyi planlıyoruz. Bu noktada birçok şirketin ihtiyacı olan iyi oluş hali, yapay zekâ okur-yazarlığı, kritik, stratejik ve yaratıcı düşünme becerileri, şiddetsiz iletişim, kendine liderlik gibi konularda çalışmalarımızla yenilikçi birçok şirket ve kurumla iş birliği yapmayı bekliyoruz. Gündemimizde çok dilli içerikler ve sosyal etki odaklı uluslararası oyunlar geliştirmek, özgün projelerimizi daha geniş sahalara ulaştırmak ve kamu kurumları, şirketler ve STK'larla yeni ortaklıklar kurmak var. Uluslararası iş birlikleriyle oyunlarımızı ve eğitim programlarımızı farklı ülkelerde yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.
Uzun vadeli hedefleriniz?
Uzun vadeli hedefimiz ise, nitelikli eğitimi herkes için erişilebilir ve etkili kılmak. Oyunlaştırma temelli öğrenme araçlarımızla sosyal etkiyi çoğaltmak, farklı yaş ve ihtiyaç gruplarına uygun içerikler üretmek ve bu içerikleri hem dijital hem fiziksel ortamlarda yaygınlaştırmak istiyoruz. Hem Türkiye'de hem dünyada; kurumların içinde, şehirlerin dokusunda, müzelerde, okullarda, oyun tabanlı alanlarda ve tasarımsal öğrenme ortamlarında yer almayı amaçlıyoruz. Oyunlaştırılmış sistemler ve mekânsal öğrenme deneyimleriyle, eğitimin sadece içerikle değil, ortamla da şekillendiği yapılar kurmayı hedefliyoruz. Bu tür sistemleri inşa eden, sürdüren ve yaygınlaştıran bir yapı olarak global ölçekte etkimizi artırmaya devam edeceğiz.
Tuğba Çanşalı kimdir?
Akdeniz Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunu olan Tuğba Çanşalı yüksek lisansını Amerika'da Uluslararası Eğitim alanında yapıyor, şu an tez aşamasında. Uzun yıllardır deneyimsel öğrenme ve yaratıcı eğitim yöntemleri üzerine çalışıyor. Avrupa Konseyi, Avrupa Komisyonu, Romanya, Norveç ve Türkiye Ulusal Ajansı ve çeşitli Kalkınma Ajansları bünyesinde yapılan farklı eğitimlerde, eğitmen ve koordinatör eğitmen olarak görev alan Çanşalı, Avrupa Konseyi'nden Türkiye'de ilk kez "Avrupa Konseyi Gençlik Merkezi" etiketi alan Avrupa Akdeniz Gençlik Merkezi'nin eğitim koordinatörlüğünü yürüttü. Erasmus ve diğer AB programlarında proje koordinatörlüğü yaptı. T.C. Dışişleri Bakanlığı Ulusal Ajans'ın ilk ve uzun yıllardır çalışan eğitmenlerinden birisi olan Çanşalı, Avrupa'nın birçok ülkesinde organize edilen Toolfair adlı metot ve oyun fuarının Romanya ve Türkiye Koordinatörü oldu. 2015'te sosyal girişim olarak Öğrenme Tasarımları'nı kuran Çanşalı, öğrenme süreçlerini daha katılımcı ve yaratıcı hale getirmeye odaklanıyor. Eğitimde yenilikçilik ve yaratıcılığı geliştirme vizyonuyla çalışarak, kurumların ihtiyaçlarına özel oyunlar tasarlıyor ve sosyal uyum konusunda UNICEF ve birçok sivil toplum kuruluşuyla eğitimler yürütüyor.