Estetik yetmiyor, şimdi hücresel güzellik moda

Artık gençlik ve güzellik için estetik operasyonlar yetmiyor. Hücresel sağlığı temel alan longevity uygulamaları tüm dünyada hızla popülerleşmeye başladı. Kırmızı ışık terapisinden beslenmeye, -110 derecede dondurulmaktan IV terapilere kadar çok çeşitli yeni nesil gençlik güzellik terapisi mevcut.
29.05.2025 12:00 GÜNCELLEME : 29.05.2025 12:00

ÜRÜN DİRİER/ Artık gençlik ve güzellik için estetik operasyonlar yetmiyor. Hücresel sağlığı temel alan longevity uygulamaları tüm dünyada hızla popülerleşmeye başladı. Kırmızı ışık terapisinden beslenmeye, -110 derecede dondurulmaktan IV terapilere kadar çok çeşitli yeni nesil gençlik güzellik terapisi mevcut. Genesis İstanbul Kliniği'nden Dr. Elif İnaç ile uyguladıkları en yeni longevity terapilerini konuştuk.

Longevity son dönemde en sık duyduğumuz kavramlardan biri. Nedir longevity? Temel prensibi nedir?

Longevity, son yıllarda adını sıkça duyduğumuz; sadece uzun yaşamakla değil, sağlıklı, enerjik ve kaliteli bir yaşam sürmekle ilgilenen bütünsel bir sağlık yaklaşımıdır. Bu kavram; kronik hastalıkları önlemeyi, zihinsel ve fiziksel kapasiteyi korumayı, yaşlanma sürecini yavaşlatmayı ve bireyin yaşam süresini daha işlevsel hale getirmeyi amaçlar.

İnsanlık tarihinin her döneminde uzun ve sağlıklı yaşama arzusu vardı, ancak longevity'nin bilimsel temelleri son yüzyılda atıldı. Hücresel biyoloji, genetik, beslenme ve biyoteknoloji alanındaki gelişmeler sayesinde, yaşlanmanın yönetilebilir bir süreç olduğu anlaşıldı. Bugün longevity, yalnızca ömrü uzatmayı değil; hastalıklardan uzak, dinç ve üretken kalmayı hedefleyen bir yaşam tarzı olarak öne çıkıyor.

Bu yaklaşımın giderek daha fazla ilgi görmesinin nedeni, artan yaşam süresine rağmen sağlıklı yaşam süresinin kısalması, kronik hastalıkların yaygınlaşması ve bireylerin sağlığına daha bilinçli yaklaşmaya başlamasıdır. Aynı zamanda kişiselleştirilmiş sağlık çözümleri ve bütüncül yaşam pratiklerinin yaygınlaşması, longevity kavramını daha ulaşılabilir kılıyor.

Longevity'nin temel prensipleri arasında hastalıkları önleme odaklı yaklaşım, hücresel sağlığın korunması, beslenme düzeninin optimize edilmesi, düzenli egzersiz, kaliteli uyku, stres yönetimi ve hormon dengesi yer alır. Tüm bu unsurlar, yalnızca ömrü uzatmakla kalmaz; aynı zamanda o ömrü daha canlı, üretken ve keyifli bir şekilde yaşamanın yolunu açar.


Sizin kliniğinizde dört temel longevity uygulaması var. Bunlardan en popüleri red light therapy. Nedir bu terapi yöntemi, ne işe yarar? Kimler için uygundur?

Kırmızı ışığın tedavi edici etkisi ilk kez NASA tarafından 1990'larda astronotların hücre yenilenmesini hızlandırmak amacıyla araştırıldı. Sonrasında tıpta, cilt sağlığı ve doku iyileşmesi alanlarında kullanılmaya başlandı. Günümüzde red light therapy; estetik, wellness ve longevity kliniklerinde bilimsel temelli, güvenli bir gençleşme yöntemi olarak yerini aldı.

Red light therapy, cildin alt katmanlarına ulaşan düşük dalga boylu kırmızı ve kızılötesi ışıkla hücreleri harekete geçirir. Mitokondrileri uyararak daha fazla enerji (ATP) üretmelerini sağlar. Bu da kolajen üretimini artırır, ince çizgi ve kırışıklıkları azaltır, cilt tonunu eşitler, saç dökülmesini yavaşlatır ve iyileşme süreçlerini hızlandırır. Aynı zamanda uyku kalitesi, ruh hali ve genel hücresel sağlık üzerinde de olumlu etkiler yaratır.

Red light therapy; cildini yenilemek, yaşlanma belirtilerini yavaşlatmak, saç sağlığını desteklemek, kas iyileşmesini hızlandırmak ve enerjisini artırmak isteyen herkes için uygundur. Masa başı çalışanlar, stresli yaşam sürenler ve kaliteli uykuya ihtiyaç duyanlar için özellikle önerilir.


Bir de Cryotherapy adı altında dondurucu bir terapiniz var. Bu kimler için uygundur ve ne işe yarar?

Soğuğun iyileştirici etkisi binlerce yıldır biliniyor. Antik çağlardan bu yana kullanılan bu yöntem, 1978'de Japon doktor Dr. Yamaguchi'nin geliştirdiği -110°C'lik soğuk hava odasıyla modern tıpta yerini aldı. Önce sporcu sağlığında kullanılan cryotherapy, bugün estetik ve longevity kliniklerinde gençleşme ve iyileşme amaçlı uygulanıyor.

Cryotherapy, vücudu saniyeler içinde -140°C'ye kadar soğutarak kan dolaşımını hızlandırır, bağışıklığı destekler, kas ağrılarını azaltır ve yağ yakımını artırır. Uyku kalitesini ve enerjiyi yükseltirken, ciltte sıkılaşma sağlar. Hücresel onarımı tetikleyerek yaşlanma sürecini yavaşlatır; yani daha sağlıklı ve genç bir beden için çalışır.

Cryotherapy; yoğun spor yapanlar, kronik inflamasyon ve yorgunluk yaşayanlar, stres seviyesi yüksek bireyler, kilo verme sürecindekiler ve genel enerji düzeyini artırmak isteyen herkes için uygundur. Aynı zamanda, biyolojik yaşını yavaşlatmak isteyen, hücresel sağlığına yatırım yapan ve uzun ömürlü bir yaşam hedefleyen herkes için ideal bir longevity aracıdır.


Ozon terapi de yapıyorsunuz. Bu daha çok bilinen bir uygulama uzun yıllardır. Kimler için uygun?

Ozon gazı 1800'lü yıllarda keşfedildiğinde, fırtına sonrası hissedilen o taze hava kokusuyla özdeşleştirilmişti. Gerçek potansiyeli ise I. Dünya Savaşı sırasında, yaraların enfeksiyon kapmasını önlemede kullanılınca fark edildi. 20. yüzyıl boyunca özellikle Alman doktorlar ozonun kan dolaşımını artırıcı, bağışıklığı güçlendirici ve iyileştirici etkilerini araştırdı. Bugün ozon terapi yalnızca hastalıkların destekleyici tedavisi için değil, hücresel düzeyde sağlığı güçlendirmek, toksinleri atmak ve yaşlanma sürecini yavaşlatmak isteyenler için güçlü bir longevity aracı olarak öne çıkıyor.

Ozon, üç oksijen atomundan oluşan güçlü bir moleküldür. Belirli dozlarda ve kontrollü şekilde vücuda verildiğinde oksijenlenmeyi artırır, hücrelerin enerji üretimini destekler ve bağışıklık sistemini aktive eder. Aynı zamanda antiviral, antibakteriyel ve antifungal etkileriyle vücutta iyileşme ortamı oluşturur. Serbest radikallerle savaşır, iltihaplanmayı azaltır ve hücrelerin kendini yenileme kapasitesini artırır. Bu sayede kronik yorgunluk, tekrarlayan enfeksiyonlar, dolaşım problemleri ve stres kaynaklı enerji düşüklüğü gibi birçok durumda etkili bir destek sağlar.

Ozon terapi; bağışıklığını güçlendirmek, vücudunu toksinlerden arındırmak ve daha zinde, enerjik bir yaşam sürmek isteyen herkes için uygundur. Aynı zamanda yaşlanmayı yavaşlatmak, hücresel sağlığı korumak ve uzun vadeli iyilik halini sürdürmek isteyenler için tamamlayıcı ve doğal bir uygulamadır. Uygulama öncesinde kişisel sağlık geçmişi değerlendirilerek en uygun protokol belirlenir.


Canlı kan analizi de yapıyorsunuz. Bununla hangi sorunlara ışık tutulabiliyor?

Canlı kan analizi, parmak ucundan alınan bir damla taze kanın özel bir mikroskop altında canlı halde incelenmesiyle yapılır. Bu yöntem, 20. yüzyılın başlarında karanlık alan mikroskobu teknolojisinin gelişmesiyle tıpta yerini almıştır. Bugün fonksiyonel tıbbın ve longevity uygulamalarının önemli bir parçası olan bu analiz, vücudun hücresel düzeyde nasıl çalıştığını gerçek zamanlı olarak görme imkânı sunar.

Uygulama sırasında kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin durumu, toksin yükü, kandida ya da parazit varlığı, pH dengesi, oksidatif stres seviyesi, vitamin-mineral eksiklikleri ve besin emilim sorunları gibi birçok önemli gösterge canlı olarak izlenir. Bu bilgiler klasik laboratuvar testlerinde görülmeyebilen, mikro düzeydeki dengesizlikleri ortaya çıkarır. Böylece kişiye özel bir beslenme, takviye ve yaşam planı hazırlanabilir.

Özellikle kronik yorgunluk, sindirim problemleri, bağışıklık sistemi zayıflığı, uyku bozuklukları ya da "kendini iyi hissetmeyen ama sebebini bilmeyen" bireyler için son derece yol göstericidir. Canlı kan analizi, hücresel sağlığa yatırım yapan, vücudunu tanımak ve sağlıklı yaş alma yolculuğunu bilinçli bir şekilde yönetmek isteyen herkes için güçlü bir rehber niteliğindedir.


IV terapi adı altında çok sayıda uygulama var. Bunlardan da bahseder misiniz? Hangi dertlere deva oluyor ve neler yapılıyor?

IV terapiler, vitamin, mineral, aminoasit ve antioksidanların doğrudan damar yoluyla verilmesini sağlayan, hızlı ve etkili bir destek yöntemidir. ğun çalışan, sık seyahat eden, bağışıklığını güçlendirmek ya da enerjisini artırmak isteyen birçok kişi tarafından tercih ediliyor. Hızlı etki göstermesi, kişiye özel planlanabilmesi ve klasik takviyelere göre daha yüksek emilim sağlaması en büyük avantajları arasında.. Genesis İstanbul'da uygulanan başlıca IV terapiler şunlardır:

  • Myer's Cocktail: Bağışıklık sistemi desteği, yorgunluk giderici.
  • NAD+: Yaşlanma karşıtı etki, beyin fonksiyonları ve enerji metabolizması için destek.
  • Glutatyon: Karaciğer detoksu, cilt aydınlatma ve anti-aging.
  • Fat Burning Cocktail: Metabolizmayı hızlandırır, yağ yakımını destekler.
  • Immun Plus: Enfeksiyonlardan korunmak ve bağışıklığı artırmak için ideal.

Kendini sık yorgun hisseden, bağışıklığı zayıf olan, stres altında çalışan ya da genel olarak "iyi hissetmek" isteyen herkes IV terapiden fayda görebilir. Aynı zamanda uzun vadeli sağlığını korumak ve hücresel gençliği desteklemek isteyenler için de etkili bir longevity aracıdır.


Son olarak dünyada uygulanan ama bizim henüz bilmediğimiz, Türkiye'de olmayan longevity uygulamaları var mı?

Dünyada longevity alanı, biyoteknoloji ve genetik biliminin gelişimiyle birlikte devrim niteliğinde ilerlemeler yaşıyor. Henüz Türkiye'de rutin olarak uygulanmayan fakat uluslararası alanda konuşulan bazı örnekler şunlar:

Young plasma therapy (genç donörlerden alınan plazmanın kullanımı),

Senolitik ajanlar (yaşlanan hücreleri hedef alan takviyeler),

Mikrobiyom transplantasyonu (bağırsak florasını gençleştirme),

Genetik düzeyde anti-aging terapiler,

Ve CRISPR gibi gen düzenleme teknolojileri...

Bunlar halen araştırma aşamasında ya da sınırlı erişime sahip olsa da, gelecekte sağlıklı yaş alma sürecini kökten değiştirecek potansiyele sahipler.

BİZE ULAŞIN