Enerji depolama sektörünün altın çağı başlıyor-1-

Yenilenebilir enerji, “enerji depolama” yatırımlarıyla altın çağını yaşayacak. Enerji depolama teknolojisi, girişimciler ve yatırımcılar için büyük fırsat yaratacak. Yerli üretim depolama teknolojileri yatırımcıların ilk tercihi olacak. EPDK’ya yapılan depolamalı RES ve GES başvuruları, yan sanayi ve teknoloji yatırımlarıyla sahaya 40-45 milyar dolarlık yatırım olarak yansıyacak. (Birinci Bölüm)
15.05.2023 15:01 GÜNCELLEME : 16.05.2023 00:00

PARA ENERJİ/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Enerji depolama yatırımları, yenilenebilir enerjide çığır açacak. Son yıllarda yatırımcının ilgi odağı olan enerji depolama yatırımlarında büyüme ivmesi, enerji teknolojilerinde küresel yarış içinde olan ülkelerin önemli açılımlara imza atmasıyla artarak devam edecek. Enerji depolama faaliyetlerine ilişkin mevzuat altyapısını tamamlayan Türkiye de bu yarışta yer alacak. Yeni fikirlere, inovatif ürünlere açık olan enerji depolama teknolojisi, girişimciler ve yatırımcılar için büyük fırsat yaratacak. Yerli üretim depolama teknolojileri yatırımcıların ilk tercihi olacak. Depolama sistemlerinin yaygınlaşması ile beraber ortaya çıkacak ihtiyaçları iyi tespit eden; bu ihtiyaçlara yönelik yazılımlar, akıllı geri dönüşüm sistemleri, ürün kullanım ömrünü uzatabilecek yenilikçi ürünler geliştiren girişimciler büyük avantaj yakalayacak. Destekler, depolamalı rüzgâr enerjisi santralleri ve güneş enerji santrallerine ihalesiz, yarışmasız kapasite verilmesi yatırımcıların ilgisini artıracak.

19 Kasım 2022 itibarıyla alınmaya başlanan depolamalı rüzgâr enerji santralleri (RES) ve güneş enerji santralleri (GES) yatırımları kapsamında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na (EPDK) 221 bin MW kurulu gücünde başvuru yapılırken, bu başvurular yapılacak yan sanayi ve teknoloji yatırımlarıyla birlikte sahaya 40-45 milyar dolar düzeyinde yatırım olarak yansıyacak.

Enerji depolama yatırımlarının, rüzgâr türbini, güneş paneli üretiminin yanı sıra batarya teknolojilerinin gelişiminde de büyük bir ivme yaratacağına dikkat çeken sektör temsilcileri, sahaya yansıyan yatırımların istihdama katkı vereceğini, yerli batarya teknolojilerinin gelişiminin ise elektrikli araç sektörünün gelişimini etkileyeceğine işaret ediyor. Sektör temsilcileri, enerji depolama sektöründe Türkiye'de yapılan yatırımlar devam ederken, bu alanda lider küresel oyuncuların Türk firmalarıyla iş birliği arayışları ve mevcut iş birliklerini genişletme çalışmalarının artarak devam edeceğini ifade ediyor. Bundan sonrası için piyasa beklentisi olarak depolama tesisi maliyetlerinin düşmesi, yerli üretimin ve tedarikçi seçeneklerinin artması, proje geliştirme süreçleri açısından izinlerin hızlıca alınması öne çıkıyor.

KÜRESEL KAPASİTE 15 KAT ARTACAK

Küresel enerji depolama kapasitesinin 2030 sonuna kadar 15 kattan fazla artması bekleniyor. Bloomberg NEF'in raporuna göre, 2021 sonunda 27 GW/56 GWh olan küresel enerji depolama kapasitesi 2022'de 43 gigavat (GW)/ 91 gigavat saat (GWh) seviyesine ulaşırken, 2030 yılına ilişkin kümülatif kapasite öngörüleri 508 GW/ bin 432 GWh'a kadar çıkıyor. Aynı rapora göre, 2022'de Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesinde başta Almanya ve İtalya'da olmak üzere konut tipi uygulamalar beklentilerin ötesinde hızla gelişirken, 1 milyar euro düzeyinde yatırım yapılan bu alan sayesinde bölgenin depolama kapasitesinin 2022'de 4.5 GW/7.1 GWh düzeyinde yükseldiği ifade ediliyor. Öyle ki; bölgede hızlanacak kurulumlar sayesinde 2030'da 114 GW / 285 GWh seviyesinde enerji depolama kapasitesine ulaşılabileceği öngörülüyor. Bölgedeki artıştaki en büyük payı ise Birleşik Krallık, Almanya, İtalya, Yunanistan ve Türkiye'nin alması bekleniyor.

3 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM

Türkiye'de depolamalı RES ve GES'ler için ilk önlisanslar verildi. Depolamalı RES-GES yatırımlarıyla Türkiye'nin yerli ve yenilenebilir enerjide altın çağını yaşayacağını söyleyen EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, EPDK'nın iki haftada toplamda bin 400 MW'ı aşan depolamalı GES ve RES kurulu gücü için önlisansı verdiğini belirterek, bunun sahada yaklaşık 3 milyar dolar düzeyinde yatırım anlamına geldiğini kaydetti. Verilen önlisansların Türkiye enerji sektörünün yatırım iştahını göstermesi açısından çok kıymetli olduğuna dikkat çeken Yılmaz, yatırım tutarının katlanarak artacağını ve üç-altı ayda sahada yansımalarının görüleceğini ifade etti. Yılmaz, "Yerli doğal gazımızı üreterek ticaret merkezi hedefinde önemli bir virajı dönüyoruz. Elektrikte de üzerimize düşeni yapacak, yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızdan azami düzeyde yararlanacağız. Depolamalı RES-GES yatırımları da bunun anahtarı olacak" dedi.

221 BİN MW KURULU GÜÇ İÇİN BAŞVURU YAPILDI

Bilindiği üzere 19 Kasım 2022 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ikincil mevzuat değişikliklerinin ardından EPDK, depolamalı elektrik üretimi kapsamında başvuruları almaya başlamıştı. Yapılan düzenlemeler çerçevesinde depolama tesisi kurmayı taahhüt eden yatırımcılar, "kuracakları depolama kapasitesi kadar" RES ve GES kurmak için Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) tarafından herhangi bir yarışma yapılmaksızın EPDK'ya önlisans başvurusunda bulunabiliyor. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz'ın açıklamalarına göre, 19 Kasım 2022 itibarıyla alınmaya başlanan depolamalı RES ve GES başvuruları kapsamında EPDK'ya 4 bin 369 adet ve toplamda 221 bin megavat kurulu gücünde başvuru yapıldı. Bu başvuruların 113 bin 500 MW'ı depolamalı RES başvurusu, 107 bin 500 MW'ı ise depolamalı GES başvurusu olarak gerçekleşti.

Yılmaz; sahada kurulum ve yatırım talebi olarak bakıldığında başvuruların 252 bin MW'ı aştığını belirterek, bu rakamın bugün sahip olunan kurulu gücün iki buçuk katı olduğuna işaret etti. TEİAŞ ve ilgili dağıtım şirketlerinden alınan bağlantı görüşleri kapsamında, 403 adet proje için yaklaşık 26 bin 500 MW'lık bir kapasite tahsis edildiğini açıklayan Yılmaz, yapılacak yan sanayi ve teknoloji yatırımlarıyla birlikte sahaya 40-45 milyar dolar düzeyinde yatırımın yansımasının beklendiğini vurguladı.

"2023 YATIRIM YILI OLACAK"

Dünya genelinde gelecek 20-25 yıllık süreçte 68.2 trilyon dolarlık enerji yatırımı planlandığına dikkat çeken ELİN Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Arda Yalı, yenilenebilir enerjinin fosil yakıt üretiminin yerini anlamlı bir şekilde alması için, depolamayla birlikte konuşlandırılması gerektiğini kaydetti. Enerji depolamanın büyük miktarlarda rüzgâr ve güneş enerjisini şebekeye entegre etmek için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Yalı, "5 Temmuz 2022'de Resmi Gazete'de yayımlanan kanun düzenlemesiyle Türkiye'de büyük ölçekli elektrik depolama yatırımlarının önü açıldı. Güneş paneli üretiminin yanı sıra batarya teknolojilerinin gelişiminde Türkiye olarak büyük bir ivme yakalayacağımıza inanıyoruz. 2023 yılı güneş sektörünün enerji depolamayla birlikte yatırım yılı olacak. Enerji depolama projeleri sadece güneşi değil, tüm yenilenebilir enerji sektörünü ateşliyor" dedi.

ÜÇ YILDA YÜZDE 60 ARTACAK

Enerji depolamadaki büyümenin devam edeceğini belirten Yalı, hibrit santral yönetmeliğinin yatırımcıya sunduğu önemli firsatlarla birlikte enerji depolamalı RES ve GES yatırımlarının önümüzdeki üç yılda yüzde 60 artacağını ifade etti. Yalı, "Türkiye güneş sanayisini üretim kabiliyetlerimiz, yetişmiş insan kaynağımız, ülkemizin coğrafi konumundan kaynaklı lojistik ve maliyet avantajlarımız ile dünya standartlarına taşıdık. 2023'te yatırımların önünü daha da açacak regülasyonlar bekliyoruz. Kamu ve özel sektör olarak yatırımları hızlandıracak konulara odaklandık. Avrupa'ya ve tüm dünyaya yenilenebilir enerji teknolojilerinde 'Fotovoltaik panelde dünyada tedarik zincirinde en güvenilir ortağınız Türkiye'dir' mesajı veriyoruz. Fotovoltaik panel üretiminde ELİN Enerji olarak iki fabrikamızda toplam kapasitemizi yıllık 3 GW fotovoltaik panel üretim gücümüz ile Avrupa liderliğine yükselttik" diye konuştu.

BEKLENTİ 30 MİLYAR DOLAR

Müstakil enerji depolama tesislerinin dönüştürülmesi ve yeni yapılması suretiyle toplamda 200 GW'ın üzerinde başvurunun EPDK'ya iletildiğine işaret eden Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü (GÜNDER) Depolama Komisyonu Başkanı, İnovat Enerji Depolama Çözümleri Yönetici Ortağı Can Tokcan, "Bu başvuruların 80 GW'ının güneş enerjisi kapasitesi, 120 GW'ının ise rüzgâr enerjisi kapasitesi olduğu düşünülüyor. Enerji depolama sistemi yatırımları 20 GWh, GES yatırımları 6 GW, RES yatırımları 14 GW. Bunların toplam yatırım tutarı ise 30 milyar dolar civarında olacak. Türkiye sanayisinin yıllık karbon emisyonu salınımının 50 milyon ton olduğu düşündüğünde söz konusu kapasitelere ek olarak fabrikalara entegre santrallerinde kurulacağı ve rakamların buna göre revize edileceği düşünülüyor. Bu yatırımların gelir senaryolarının çeşitlendirilmesi, yan hizmetler tarafında ilave gelir kalemlerinin belirlenmesi ve uzun vadeli finansal öngörünün artması için sürdürülebilir bir enerji satış fiyatı belirlenmesi faydalı olacak. Böylece projeler finans kuruluşlarınca desteklenebilir hale getirilerek, daha hızlı devreye alınacak" diye konuştu.

YATIRIMCININ ÖNÜNÜ AÇAN GİRİŞİMLER

Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Özkök, enerji depolamanın üzerinde çok yoğun çalışıldığı bir konu olduğunu, bu alandaki yasal düzenlemelerin de hızlıca devreye alındığını anımsattı. İklim ve karbon emisyon hedeflerinin de zorlamasıyla çok daha fazla oranda yenilenebilir enerji kurulumu gerçekleştirmesi gereken hükümetlerin bu alandaki düzenlemelere öncelik verdiklerini dile getiren Özkök, "Bu gücün emre amadeliğini artırmak için de depolamanın da muhakkak aynı hızla gelişip yaygınlaşıyor olması lazım. Bu sebeple bu alanda farklı ülkelerde farklı teşvikler ve kolaylaştırıcı mevzuatlar uygulandığını görüyoruz. Türkiye de bundan geri kalmıyor elbette, özellikle son altı aylık dönemde depolama alanında yatırım düşünen planlayanların önünü açabilecek lisanslama, önlisanslama girişimleri devam ediyor. Depolamalı GES ve RES'ler en hızlı ilerlenen alanların başında geliyor. İlgi de büyük. Bakanlık ve ilgili düzenleyici kuruluşlardan yapılan açıklamalar da buna işaret ediyor. Türkiye'de özel sektörün gerçekleştirmekte olduğu büyük yatırımlar var. Polatlı'da büyük bir batarya ve enerji depolama teknolojileri fabrikası inşa edildiğini biliyoruz. Ayrıca kamu tarafında da farklı çalışmalar var. Bu alanda düzenleyici kurumların sektörle yakın iş birliği içerisinde olduğunu söyleyebiliriz" dedi.

DEPOLAMA TEKNOLOJİLERİNDE İVME

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden, her ne kadar son 10 yıldır sıkça gündeme gelse de "enerji depolama" konusunun gündemin tepesine, Covid-19, Rusya-Ukrayna savaşı, küresel yüksek enflasyon ve ekonomik resesyon risklerinin ardından bir anda büyük önem kazanan "enerji arz güvenliği" nedeniyle oturduğunu kaydetti. Bu alanda teknoloji geliştirme çabalarının da Çin başta olmak üzere Uzak Doğu ülkeleri ve Amerika'da gerçekleştiğini dile getiren Erden, "Bu yıl ve önümüzdeki 10 yılda depolama teknolojilerinde müthiş bir gelişme ivmesi bekleniyor. SphericalInsights tarafından yayınlanan bir rapora göre özellikle lityum-iyon pil pazarında küresel büyüklüğün 2030'a kadar 273.8 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu büyüklük yalnızca bir teknolojide geçerli olsa da kapasiteler ve ölçekler hakkında bir fikir verebilir. Ayrıca BNEF tarafından yayınlanan bir rapor da yalnızca 2023'te yine lityum-iyon bataryalarla toplam 28 GW ya da 69 GWh'lik yeni kurulum gerçekleştirileceğini öngörüyor" dedi.

"YATIRIMCI İŞTAHI VAR"

Enerji depolama alanında yerli teknolojilerin gelişmeye başladığını ifade eden TÜREB Başkanı Erden, "Bu alanda kayda değer bir yatırımcı iştahı var, yeni yapılan enerji depolama fabrikaları da mevcut. Yerli teknolojilerde hangi alanda olursa olsun sağlanacak her gelişme ülkemiz lehinedir, dışa bağımlılığı azaltır, ülkemizi güvenceye alır. Dolayısıyla bu alanda da biz giderek daha fazla yerli teknolojiye şahitlik edeceğimize inanıyoruz" diye konuştu.

Yerli üretimin her aşamada çok önemli olduğuna işaret eden GÜYAD Başkanı Özkök, depolama alanındaki girdiler ülke içinde ne kadar çok temin edilirse, cari açığın o kadar kontrol altına alınabileceğini, başka ülkelere bağımlı olunmayacağını vurguladı. Türkiye'nin enerjide yerlileşme alanında kararlılıkla ilerleyen bir ülke olduğunu söyleyen Özkök, bunun enerji depolamada da böyle olacağını ifade etti. Depolama yatırımlarının yenilenebilir enerji sektörünü büyütecek bir alan olduğunu, bu alanda ciddi bir ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Özkök, "Güneş, IEA Başkanı Fatih Birol'un dediği gibi önümüzdeki dönemin kralı olacak, bundaki en önemli faktörlerden biri de depolama teknolojilerindeki gelişme olacak. Bu alanda ciddi bir potansiyel olduğunu söyleyebiliriz" dedi.

İÇ VE DIŞ PİYASAYA YÖNELİK ÜRETİM

"Yeni nesil teknoloji şirketi" olarak tanımlanan, 33 ülkede faaliyet gösteren, sekiz ülkede ofisleri bulunan Kontrolmatik Teknoloji, enerji ve enerji depolama yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Kontrolmatik Teknoloji iştiraklerinden olan Pomega Enerji Depolama Teknoloji A.Ş, bu yılın ikinci çeyreğinde Ankara Polatlı'daki Pomega lityum-iyon pil hücresi fabrikasında lityum demir fosfat pil hücresi ve enerji depolama sistemleri üretimi gerçekleştirecek. İnşaatı tamamlanmak üzere olan bu fabrikada, LFP pil hücresi, ev tipi enerji depolama, LFP batarya paketi, LFP batarya kabineti, konteyner tipi enerji depolama sistemleri ve mobil hibrit enerji üretim üniteleri üretimi yapılacak. Kontrolmatik Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan, fabrikayı ilk etapta 500 MWh/yıl kapasite ile faaliyete geçirmeyi planladıklarını vurguladı. Ankara Polatlı OSB'de 100 bin metrekareyi aşan bir alan üzerine inşa edilen ve üç etapta toplam 3 bin MWh kapasiteye ulaşacak giga kapasiteli tesisin Türkiye'nin ilk özel sektör sermayeli lityum-iyon pil hücresi fabrikası olma özelliği taşıdığını dile getiren Aslanhan, şunları söyledi:

"İlk fazının devreye alınmasıyla 250, diğer fazların devreye alınmasıyla da toplam 600 kişilik ek istihdam sağlayacak olan bu fabrikamızı 'sıfır-atık' prensibiyle inşa ediyoruz. Hem iç hem de dış piyasaya yönelik üretim yapacağız. 2020'de yaklaşık 250 milyon dolarlık pil ve benzeri ürünlerin ithalatı gerçekleştirilmişti. Burada birinci önceliğimiz, üreteceğimiz LFP pil hücresi ve enerji depolama sistemlerimizle ithalatı azaltmak ve özellikle Avrupa, Afrika, Türk Cumhuriyetlere ihracatımızı artırmak. Bu da ülkemizin açığının azaltılmasında önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca Pomega giga fabrikada üretilecek ürünlerle rüzgâr/güneş gibi enerji santralleri ve enerji kesintisine tahammülü olmayan endüstriyel tesisler/fabrikaların yanı sıra kendi konutlarımızda da güneş panelleriyle birlikte tamamen yenilenebilir kaynaktan üretilen ve depolanarak ihtiyaç halinde kullanılan ekosistemler kurulabilecek. Pomega giga fabrikamızda üreteceğimiz enerji depolama sistemlerimizle değil enerji kesintisi, enerji dalgalanmasına dahi tahammülü olmayan fabrikaların enerji altyapısının kalitesini artırırken, uzun süreli ve yüksek güç ihtiyacı olan kesintilerde de üretimin durmamasına destek oluyoruz."

MOBİL ENERJİ ÇÖZÜMLERİ

Halen Ankara Kahramankazan'daki 'Mobil Enerji Çözümler' fabrikasında mobil trafo merkezi, e-house, enerji depolama sistemleri, mobil hibrit enerji üretim üniteleri gibi taşınabilir enerji üretim, iletim ve dağıtım ekipmanları ürettiklerini belirten Aslanhan, şunları söyledi:

"Kontrolmatik bağlı ortaklarından Progresiva şirketimizle de 250 MW / bin MWh kapasiteli müstakil enerji depolama tesisi için 2022 yılında tedarik lisansı almıştık, şimdi de 250 MW'a kadar rüzgâr enerji santrali entegrasyonu için teknik ve idari süreçleri takip ediyoruz. Ayrıca ön lisans almak için de başvuru yaptık."

Enerji ve enerji depolama konusunun yakın vadede büyümeyi bekledikleri alanların başında geldiğinden elektrikli araç şarj ünitelerinin de gündemlerinde önemli bir yer kapladığını dile getiren Aslanhan, "Enerji sektöründe özellikle enerji üretimi, iletimi, dağıtımı ve depolanması alanlarında çalışıyoruz. Rüzgâr, güneş, biyokütle, jeotermal, atık ısı enerji santralleri, gaz-izoleli (GIS) ve hava-izoleli (AIS) trafo merkezleri, enerji iletim ve dağıtım hatları, yeraltı güç kablosu projeleri enerjinin üretildiği yerden tüketildiği yere kadar uçtan uca sağlıyoruz" dedi.

"TÜRKİYE'DE DE DEPOLAMA PAZARINA AKTİF GİRİYORUZ"

Güneş enerjisi şirketi OzEnergy ve Alman enerji depolamaları teknoloji devi "Exide Technologies", Avrupa'da ve Türkiye'de büyük ölçekli enerji depolama pazarına hizmet etmek için birlikte çalışmak üzere stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Şirketler, yenilenebilir enerjiye dayalı enerji depolama geçişini ilerletmek için iş birliği yapacak. İmzalanan protokol ile enerji depolamada hem ürün hem de mühendislik hizmetinin tüm dünyada iş birliğiyle sunulması amaçlanırken uzun vadede ana hedef ise Türkiye'nin "Exide Technologies"in satış ve üretim portfoyünde önemli bir noktaya gelmesi."

Exide Technologies Enerji Sistemleri Satış ve İş Geliştirme Direktörü Francesco Tondo, "Enerji depolama çözümlerimiz, OzEnergy'nin anahtar teslim güneş enerjisi santrali sistemlerinin önemli bir oyuncusu olacak. Bu değerli ortaklığın müşterilerin temiz ve sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşmalarına daha verimli ve daha üstün teknolojilerle ulaşmalarına yardımcı olacağına inanıyoruz. Türkiye'de de büyük ölçekli depolama pazarına aktif olarak gireceğiz ve ortağımızı desteklemek için elimizden gelenin en iyisini yapacağız" dedi.

GİRİŞİMCİLER İÇİN FIRSAT

Enerji depolama teknolojisi, girişimciler ve yatırımcılar için büyük fırsat yaratacak. ASUNİM Yönetim Kurulu Başkanı Umut Gürbüz, enerji depolama alanında faaliyet göstermeyi planlayan girişimcilere henüz satüre olmamış ve yeni fikirlere, inovatif ürünlere açık bu pazarda, depolama sistemlerinin yaygınlaşması ile beraber ortaya çıkacak ihtiyaçları iyi tespit edip; bu ihtiyaçlara yönelik yazılımlar, akıllı geri dönüşüm sistemleri, ürün kullanım ömrünü uzatabilecek yenilikçi ürünler geliştirmeleri tavsiyesinde bulundu.

ASPİLSAN Enerji Genel Müdürü Ferhat Özsoy ise enerji depolama sistemlerinin Türkiye'de önemli bir yatırım alanı olarak değerlendirilebilineceğini vurgulayarak, yatırımın ciddi bir Know-How gerektirdiği noktasından bakıldığında önce insan kaynağının bu sistemlerin üretimi ve geliştirilmesi kapsamında eğitilmesi gerektiğini kaydetti. Hemen yapalım gibi bir yaklaşımın yatırımcıları hayal kırıklığına uğratabileceğini dile getiren Özsoy, "Enerji depolama kolay karar verilecek bir yatırım alanı değil. Bu konuda birikimi olan ASPİLSAN Enerji olarak biz 2018'de Ar-Ge ile başladığımız süreçte 2022'de üretime başladık. Özellikle son dönemde yoğun bir ilgi var ve bu hata yapmaya ve hesapsız risklerin alınmasına neden olabilir. Biz ASPİLSAN Enerji olarak bu konuda ekosistem oluşması yönünde çaba içerisindeyiz. Bu konuda yatırım yapacakların teknolojinin çok hızlı değiştiği bir alana yatırım yapacaklarını bilmeleri ve bu teknolojiyi takip edecek ve geliştirecek insan gücüne sahip olmadan yapacakları yatırımın kısa vadede sorunlar yaratacağını bilmeleri gerekir" dedi.

BAYİLİKLERE BÜYÜK TALEP…

Sektör temsilcileri, bayilik fırsatlarına da işaret etti. Enerji depolamada bayilikleri aşırı talep olduğunu söyleyen Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, özellikle Çinli enerji depolama üreten şirketlere bayi olmak isteyen çok sayıda Türk firması olduğunu ifade etti. Dilek, "Bunun sebebi Çin'de enerji depolama ile ilgili çok fazla alternatif var. Fiyatlarda Avrupa'ya ve Amerika'ya göre daha makul" dedi.

Bayiliklerin temiz enerji ve dekarbonizasyon hedeflerine ulaşmak için doğrudan bir yol sunduğunu ifade eden ELİN Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Arda Yalı, "Hem özel-kamu kurumları iş birliklerinin artması hem de özel girişimler ile enerji depolamada da bayilikler oluşmasıyla potansiyel hem şehir bazlı hem de global olarak artacak. Enerji depolamada Çin, Almanya, Amerika gibi ülkeler üretimde önde. Bu ülkelerin en önemli firmaları da Türkiye'de bayilik işbirliklerine hız verdiler. Artık enerji depolamada en üst segment ürünlerin Türkiye'de artık bayileri de bulunmakta. Tüm kurulum, mühendislik ve verimlilik çözümleri de Türk yenilenebilir enerji firmaları tarafından sağlanmakta. Bu sinerji enerji depolamada üretimin de Türkiye'ye kaydırılmasını sağlayacak. Yerli ve yabancı yatırımcının enerji depolama ürünleri üretimine ilgisi artacak. Enerji depolama ürünlerinde ürün başı maliyet de Türkiye'de üretimle daha ulaşılabilir hale gelecek" dedi. .

GÜNDER Depolama Komisyonu Başkanı Can Tokcan, enerji depolama sistemleri ile bayilik fırsatları olabileceğini vurgulayarak, "Ancak önemli olan yerel hizmetlerin eksiksiz olarak verilmesi ve sistemlerin doğru şekilde işletilebilmesi. Kurulacak olan enerji depolama sistemleri, yangın riski barındıran ve yüksek teknik bilgi gerektiren sistemler. Bunların mühendisliğinin, kurulumlarının ve işletmelerinin zorlukları göz önünde bulundurularak yapılması gerekiyor" diye konuştu.

"HİDROJEN ENERJİSİ GİRİŞİMCİNİN İLGİSİNİ ÇEKİYOR"

Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği Başkanı Yusuf Günay, konut öz tüketimi ve sanayii için hidrojen depolamanın önümüzdeki on yıllarda güneş öz tüketimini en üst düzeye çıkarmak için uygun bir çözüm olacağını kaydetti. 21. yüzyılda enerjinin sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmada oldukça önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Günay, özellikle fosil temelli yakıtların toplumların enerji ihtiyacını karşılamada kullanılmasının önemli ekonomik, çevresel ve sosyal sorunlara yol açtığına dikkat çekti. Bu açıdan bakıldığında hidrojen enerjisinin bu problemlerin çözümünde önemli bir alternatif olduğunu belirten Günay, "Hidrojen, bir yakıt hücresinde tüketildiğinde sadece su üreten temiz bir yakıt. Hidrojen, doğal gaz, nükleer enerji, biyokütle ve güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji gibi çeşitli yerli kaynaklardan üretilebilir. Bu nitelikler onu nakliye ve elektrik üretim uygulamaları için cazip bir yakıt seçeneği haline getiriyor. Otomobillerde, evlerde, taşınabilir güç için ve daha birçok uygulamada kullanılabilir. Hidrojen gaz şeklinde (büyük ölçekli depolamada), sıvı şeklinde (hava ve uzay ulaşımında) veya metal hibrit şeklinde (araçlar ve diğer küçük ölçekli depolamada) depolanabilir. Türkiye'de hidrojen enerjisi çok yaygın olmamakla birlikte teknolojinin gelişmesi ile birlikte girişimcilerin ve enerji sektöründe yer edinen köklü firmaların ilgisi haline geliyor" dedi.

Türkiye'nin yenilenebilir enerjideki potansiyelinin, yeşil hidrojen üretiminde de en değerli avantajı olduğunu dile getiren Günay, kamunun kararlılığı ve hidrojen stratejisinin açıklanmış olmasının çabaları hızlandırdığını kaydetti. Günay, "Dünya hidrojen çağına girmiştir. Üretimden ekipmana, fiyatlamadan mevzuata kadar, elbirliği ile eksiklikleri gidermeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

YAKLAŞIK MALİYETİ 550 BİN DOLAR

Şimdi de depolama maliyetlerine bakıyoruz. Win Solar Kurucu Ortağı Burak Günay, 1 MW'lık depolama teknolojisi yatırımının maliyetinin yaklaşık 550 bin dolar civarında olduğunu vurgulayarak, 250 bin MW'lara dayanmış başvuruların önemli bir kısmını rüzgâr enerji santrallerinin oluşturduğuna dikkat çekti.

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, depolama yatırımlarının maliyetinin ürün menşeine, ölçeğine, teknolojisine bağlı olarak yurtdışında 4 bin 300 dolar/kWh ile 8 bin 500 dolar /kWh arasında değiştiğini vurgulayarak, "Yerli yatırımların, önümüzdeki süreçte tedarik zincirinin düzelmesi, hammadde üretiminin artması ve fiyatlarının düşmesi durumunda maliyet açısından avantajlı olabileceği düşünülebilir. Burada önemli olan nokta bu yatırımlar yapılırken güncel ve gelecek teknolojileri yakalayarak, dünyadaki uygulanan teknolojilerin gerisinde kalmadan fiyat avantajı yaratabilmektir. Yerli depolama teknolojisi yatırımları ile ilgili olarak ülkemizde umut veren yatırımlar yapılmaktadır" dedi.

HANGİ TEKNOLOJİLER TERCİH EDİLMELİ?

Sektöre ilişkin merak edilen konulardan biri de kendine yetebilen binalar, sanayi tesisleri için depolamada hangi teknolojilerin tercih edilmesi gerektiği. Sektörde en çok tercih edilen ve diğer teknolojilere oranla gelişimi daha hızlı devam depolama teknolojisi modelinin lityum iyon bataryalar olduğunu söyleyen Win Solan Kurucu Ortağı Burak Günay, şunları kaydetti:

"Geldiğimiz nokta itibarıyla müstakil evlerden şebeke ölçekli MW'lar mertebesindeki depolama sistemlerine kadar yatırımcıların ihtiyacı olduğu sistemlere erişimleri mümkün. Yatırımcılara ekonomik fayda sağlayacağı gibi enerji arzını düzenli hale getirerek enerji yönetimini kolaylaştıracak. Demir-çelik, savunma sanayii, tekstil, otomotiv, gıda, seramik ve cam üretimi gibi elektrik tüketimi yüksek sanayilerin enerjide yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandı. Elektrik ihtiyaçlarını GES ve RES'lerden sağlamak için kendi santrallerinin kurulumlarını da artık depolamalı çözümler ile gerçekleştiriyorlar. Yeni pil türleri ve daha uzun ömürlü piller de dahil olmak üzere enerji depolamadaki gelişmeler, sektördeki yenilikleri yönlendiriyor. Kullanımdan kaldırılan elektrik üretim santralleri, depolama alanları olarak yeniden tasarlanıyor. Tüm dünyada artık konut, ticari ve endüstriyel (C&I) sektörleri, elektrik güvenilirliği ve dayanıklılığı için depolamaya yöneliyor" diye konuştu.

Küresel enerji depolama pazarının, yenilenebilir enerji santrallerinin büyük ölçüde artmasıyla uyumlu olarak büyümeye devam ettiğini dile getiren Burak Günay, GES ve RES'lerden gelen enerjiyi depolayan pil enerjisi depolama sistemlerinin, elektrik şebekesini dengelemeye yardımcı olmak ve diğer yardımcı hizmetlerle birlikte daha fazla güvenilirlik ve dayanıklılık sağlamak için kullanıldığını kaydetti. Kendine yetebilen binalar için, sanayi tesisleri için enerji depolama çözümlerini de "Win Storage" markası adı altında sunacağız" dedi.

"ŞEBEKE YOKKEN, BİNANIZIN ENERJİSİNİ KULLANABİLİRSİNİZ"

Aha Teknoloji Satış Direktörü Elvan Aygün, acilen kendine yetebilen ekolojik binalara ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, kurulacak enerji depolama sistemleriyle site, apartman hatta villa bazlı olarak enerji depolamanın çok kolay olduğunu söyledi. Aygün, "Tüm mahalle ya da şehirde enerji şebekesi kesildiğinde, enerji depolama sistemi bulunan apartmanlar her daim enerjiye erişebilirler. Konut anlamında bu sistemler çok büyük yatırımlar gerektirmiyor. Ev tiplerinde kullanılabilecek rüzgâr türbinleri ve daha hafif olan flexible paneller var, bunları tercih edebilirsiniz. Şebeke hiç yokken kendi binanızın enerjisini sağlayabilirsiniz. Enerji depolama sistemi, güneş ve rüzgâr enerji sistemi ile sorunsuz çalışacaktır" diye konuştu.

Hem yenilenebilir enerji santrali üreticileri için ilgi odağı durumunda olması hem de son kullanıcının kendi enerjisini yenilenebilir ve enerji depolama sistemi ile birlikte kullanmak istediği için enerji depolama sistemlerinin yaygınlaşan bir pazar grafiği söz konusu olduğunu dile getiren Elvan, en doğru yatırımın çöpe gitmeyen yatırım olduğunu, yatırım yaparken iyi araştırmak gerektiğini kaydetti. Elvan, tüketicilere yatırım yaparken iyi araştırma yapmalarını, güvenilir ve gerçekten ürünü olan, 'mış' gibi yapmayan firmalarla çalışmalarını önerdi.

"BATARYALAR 2030'A KADAR PİYASAYA HAKİM OLACAK…"

Şimdi de depolama teknolojilerine yoğunlaşıyoruz. GÜNDER Depolama Komisyonu Başkanı Can Tokcan, enerji depolama dünyasında pek çok farklı teknolojinin hali hazırda kullanıldığını ve bir takım teknolojilerin geliştirildiğini dile getirdi. Orta vadede baskın olan teknolojinin lityum-iyona dayalı enerji depolama teknolojilerinin olacağını ifade eden Tokcan, "Hem teknik hem de ticari avantajları bakımından bu şekilde. Uzun vadede ise hidrojen temelli teknolojilerin yaygınlaşacağı düşünülüyor. Uzun yıllar boyunca enerji depolama ve özellikle de e-mobilite alanında talebin yüksek seyredeceği düşünüldüğünde maliyetlerin hızlı bir şekilde aşağıya gelme ihtimali düşüktür" dedi.

Depolama teknolojilerinin hızlı geliştiğine dikkat çeken Hidroelektrik Santralları Sanayi İşadamları Derneği (HESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Amir Arman, batarya teknolojisinin gelişmesinin bataryalı depolama sistemlerini öne çıkardığını, bunda maliyetlerinin düşmesi, kurulumun hızlı olması, mevzuat ve teşvik mekanizmalarındaki düzenlemeler gibi faktörlerin de etkili olduğunu kaydetti.

Yeni teknolojik gelişmelere bağlı olarak hidrojen, basınçlı hava ve termal enerji gibi birçok kaynağın depolamada kullanılması için yoğun çalışmalar olduğunu belirten Arman, bunların çoğunun, bataryalara kıyasla daha uzun kullanım süresi sağlayabildiğine dikkat çekti. Bununla birlikte bataryaların, büyük ölçüde fiyat rekabet gücü, yerleşik tedarik zinciri ve önemli geçmiş performansları nedeniyle en azından 2030'lara kadar piyasaya hâkim olmasının beklendiğini dile getiren Arman, çok eski yıllardan beri kullanılmakta olan pompajlı tesislerin ise pahalı olmalarına rağmen farklı teknik etkileri ile sektördeki yerini koruduğunu belirtti.

ÖNE ÇIKAN TEKNOLOJİLER

Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, öne çıkan depolama teknolojileri ve future trendlere değindi. BloombergNEF "2H2022 Enerji Depolama Piyasası Görünümü" tahminine göre, enerji depolama kurulumlarının 2030'un sonuna kadar küresel düzeyde kümülatif 411 GW (veya bin 94 GWh) kapasiteye ulaşacağını vurgulayan Dilek, bunun, 2021'in sonunda çevrimiçi olan depolama kapasitesinden (27 GW veya 56 GWh) 15 kat daha fazla olduğunu dile getirdi. ABD ve Çin'in, 10 yılın sonunda dünya çapındaki küresel depolama kurulumlarının yarısından fazlasını temsil ederek en büyük pazarlar olmaya devam edeceğini dile getiren Dilek, şunları kaydetti:

"Lityum iyon pillerde enerji depolama, en verimli olanlardan biri olarak kabul edilir. Piller, en ölçeklenebilir şebeke ölçekli depolama türüdür ve pazar son yıllarda güçlü bir büyüme gösterdi. Diğer depolama teknolojileri, basınçlı hava ve yerçekimi depolamayı içerir, ancak mevcut güç sistemlerinde nispeten küçük bir rol oynarlar. Bölgesel olarak Asya Pasifik, Çin'de hızla büyüyen pazarın sağladığı ivmeyle 2030 yılına kadar MW bazında depolama inşasına öncülük edecek. Ancak ABD'deki depolama tesisleri genellikle daha fazla depolama saatine sahip olduğundan, Amerika kıtası MWh bazında daha fazla kapasite ekleyecek. BNEF'te bir enerji depolama çalışanı ve raporun baş yazarı Helen Kou, şunları söyledi:

"Enerji depolama endüstrisi artan sancılarla karşı karşıya. Ancak yüksek akü sistemi fiyatlarına rağmen talep net. 2030 yılına kadar 1 terawatt-saatin üzerinde enerji kapasitesi olacak. Çin, ABD, Hindistan ve AB gibi dünyanın en büyük enerji piyasalarının tümü, enerji depolama dağıtımlarını teşvik eden yasalar çıkardı. Ortak yerleşimli yenilenebilir enerji artı depolama projeleri ve özellikle güneş artı depolama projeleri küresel olarak yaygınlaşıyor."

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI PAZARI YÖNLENDİRİYOR

Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa'daki enerji depolama dağıtımları üzerinde açık bir etkisi olduğunu söyleyen Dilek, "Rekor elektrik fiyatları, tüketicileri yeni enerji tedarik biçimlerini düşünmeye zorlayarak yakın vadede konut depolama pazarını yönlendiriyor. 2025'ten itibaren dünya çapında beklenen önemli kamu hizmeti ölçeğinde depolama ilaveleri olacak. Tahminlere göre, 2025'ten 2030'a kadar Avrupa genelinde iki kattan fazla enerji depolama konuşlandırılması öngörüyoruz. ABD temiz enerji teknolojileri için 369 milyar dolardan fazla finansman sağlama kararını 'ABD Enflasyon Azaltma Yasası'nda yayınladı. Rusya'dan gelen gaza bağımlılığı azaltmak için iddialı hedefler belirleyen Avrupa Birliği'nin 'REPowerEU' planında da 'temiz enerji' ve enerji depolama konusu en ön plandaki konuların başında geliyor" diye konuştu.

"TEŞVİK SİSTEMİ FAYDALI OLUR"

Türkiye'nin güvenilir bir şebeke için büyük ölçekli enerji depolamanın öneminin farkında olduğunu dile getiren Murat Dilek, Türkiye'nin orta vadede, kayıplardaki azalma ve yenilenebilir enerji sayesinde elde edilecek ekonomik faydaları göz önüne alarak enerjide dışa bağımlılığın azaltılması bakımından enerji depolamada uygulanacak bir teşvik sistemini getirmesinin faydalı olacağını öngördüklerini söyledi. Pandemi ile ilgili tedarik zinciri sorunlarına ek olarak, enflasyon, yüksek nakliye maliyetleri ve hammadde fiyatları, pil hücrelerini geçen yıl boyunca daha pahalı hale getirdiğini aktaran Dilek, "Bu arada projeler finanse etmek, geliştirmek ve devreye almak için uzun hazırlık süreleriyle karşı karşıya. 2022'de tedarik zinciri aksamaları, daha düşük kamu hizmeti ölçeğinde depolama ilaveleriyle sonuçlandı ve bu baskıların çoğu gelecek yıl hafifleyebilirken, 2030'da 2021'e göre neredeyse 11 kat daha fazla gigawatt-saat eklemesi beklenen bir pazar için ölçeklendirme kesinlikle gerçekleşecek" dedi.

Dilek, dünyada çeşitli amaçlarla kullanılan enerji depolama sistemlerinin, elektrik şebekelerine birçok hizmet sunmakla birlikte, mali tasarruf da sağladığını vurguladı.

"ELEKTRİK ENERJİSİ KURULU GÜCÜ TEST EDİLDİ"

Gelelim afetlere ve kesintisiz enerjinin önemine…Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta yaşanan 7.8 ve 7.7 büyüklüğündeki depremlerin, Türkiye'nin elektrik enerjisi kurulu gücü için adeta bir test işlevi gördüğünü vurgulayan Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, depremin merkez üssündeki Afşin-Elbistan Termik Santrallerinde yaşanan hasar nedeniyle 2 bin 800 MW'lık kurulu gücün devreden çıkmasına rağmen, deprem etkisi dışında kalan illerde elektrik kesintisi yaşanmadığına dikkat çekti. Kalaycı, "Deprem bölgesinde başta rüzgâr enerjisi santralleri olmak üzere dikkate değer büyüklükte yenilenebilir enerji yatırımları bulunuyor. 10 ilimizde devrede olan 963 MW RES, bin 736 MW GES olmak üzere toplam 2 bin 700 MW kurulu gücünde santralimiz üretimlerini kesintisiz sürdürüyor. Ülkemizin enerji kaynaklarını çeşitlendirmedeki başarısının ne kadar önemli olduğunu, bu büyük felakette tecrübe etmiş bulunuyoruz. Her türlü afet durumunda lokal yaşanan sıkıntıların dışında bir ülkenin enerji sisteminin devrede kalması hayati önem taşıyor. Bunun için özellikle jeotermal enerji gibi dış etkilerden bağımsız çalışabilen santrallerin sayısının ve kurulu gücümüz içerisindeki payının artması çok önemli" dedi.

"BEŞ YILDA KENDİNİ ÖDEYECEK"

OzEnergy Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Serkan Albayrak, afet zamanlarında mobil olarak her bölgeye enerji depolama sistemi getirip ayrıca mobil güneş enerjisi santrali kurulduğunda, elektrik ihtiyacının gündüz güneşten, gece de depolamadan karşılanabileceğini vurguladı. Özellikle elektrikli araçların Almanya'da çok yaygınlaştığını, mobil konteyner sistemler çıktığını dile getiren Albayrak, "Enerji depolama teknolojileri ile Türkiye'de afet anında kesintisiz elektrik sağlanması için bu altyapı ve hizmetlerin de sağlanması elzem. Enerji depolama ve elektrikli araçlar yenilenebilir enerjide yeniliklere yol açacak. Özellikle enerji depolama maliyeti beş yılda kendini geri ödediği için tüm dünyada ve Türkiye'de çok sayıda yatırımcı tarafından tercih edilecek bir teknoloji olacak" dedi.

KESİNTİSİZ ENERJİ ÖNEMLİ BİR ZORUNLULUK

Kesintisiz enerjinin özellikle afet durumlarında önemli bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Aha Teknoloji Satış Direktörü Elvan Aygün, kesintisiz acil iletişimin ikinci, çok hızlı müdahalenin ise üçüncü sırada yer aldığını kaydetti. Kesintisiz enerji olmadığında diğer müdahalelerin yapılamayacağını dile getiren Aygün, "Enerji depolama sistemleri çok önemli. Yenilenebilir enerji kaynaklarından ürettiğimiz enerji depolama sistemlerinde depolayarak acil ihtiyaçlarımızı buradan karşılayabiliriz. Hem bireysel olarak kesintisiz enerjiyi ev tipi uygulamalarla sağlamak mümkün hem de şebeke yöneticilerince yüksek güçte enerji depolama sistemleri kurularak birçok dezavantaj avantaja çevrilebilir. Hibrit sistemlerle, (RES+GES+enerji depolama) bu zorlukları aşmak artık çok daha kolay" dedi.

"AFET SONRASI İÇİN CİDDİ AVANTAJ SAĞLAR"

Enerji arz güvenliği konusunun şu anda ulusal stratejilere de yön veren, stratejik öneme haiz konuların başında geldiğini vurgulayan GÜYAD Başkanı Cem Özkök, yalnızca deprem değil, sel, diğer aşırı iklim olayları veya altyapıyı olumsuz etkileme gücüne sahip benzeri durumlarda enerji arzını stabil tutabilmek gerektiğini kaydetti. Özkök, "Burada da güvenceniz kaynaklarınız fazla iken üretip sonra ihtiyacınız olduğunda kullanmak üzere depolayacağınız enerjidir. Bu bir değer zinciri…Bu zinciri ne kadar güçlendirebilirsek stabilizasyonu da o kadar sağlarız" diye konuştu.

TÜREB olarak 6 Şubat depremlerinden hemen sonra bölgedeki RES'lerin kapasiteleri ve mevcut durumları hakkında hızlıca bilgileri toparladıklarını söyleyen İbrahim Erden, santrallerde üretimin önüne geçecek bir hasarın meydana gelmediğini, enerji kesintilerinin daha çok iletim altyapısında ortaya çıkan ağır hasarlar nedeniyle ortaya çıktığını kaydetti. Erden, "Bu alanı iyileştirmenin yanı sıra daha fazla yenilenebilir kaynaktan daha çok enerji üretimi yapıp bunu da depolama ile daha sürdürülebilir hale getirebilirsek afet sonrası dönemlerde enerji alanında ülke olarak ciddi bir avantaj kazanırız. Bu, ayrıca bölgesel iyileşmeleri ve yeniden kalkınma planlarını da hızlandırabilecek bir unsur olur" dedi.

BİZE ULAŞIN