Türk savunma ve havacılık sektörü ilk 10'a oynuyor

Türk savunma ve havacılık sektörü, 2023 yılı için orta vadede yıllık 10 milyar dolar ihracat hedefine odaklanıyor. İHA ve SİHA teknolojisinde dünyanın önde gelen ilk üç ülkesi arasında yer alan Türkiye, kendi savaş gemisini yapan 10 ülkeden biri. Ülkemiz, ayrıca savunma ve havacılık sanayinde dünyanın en büyük ilk 10 ülkesi arasında yer alma hedefine koşuyor.
08.08.2023 12:30 GÜNCELLEME : 08.08.2023 12:30

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türk savunma ve havacılık sanayi, 2023 yılında 6 milyar dolarlık ihracat hedefini aşmaya hazırlanıyor. 2023 yılının ilk yarısında 2 milyar 378 milyon dolarlık rekor ihracat seviyesini yakalayan sektör, "daha iyisini üretmek, daha çok pazara erişmek" için hummalı bir çalışma sergiliyor. Geleneksel pazarlar, dost ve müttefik ülkelerin yanı sıra, Asya-Pasifik ülkeleri, Ortadoğu Ülkeleri, Latin Amerika, Kuzey ve Orta Afrika'nın da aralarında yer aldığı hedef pazarlara odaklanan sektör, savunma ve havacılık alanında dünyanın en büyük ilk 10 ülkesi arasında yer alma hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor. Orta vadede sektör ihracatının öncelikle 10 milyar dolar sevilerine çıkartılması hedefleniyor. İnsansız hava araçları (İHA) ve silahlı İHA (SİHA) teknolojisinde dünyanın önde gelen ilk üç ülkesi arasında yer alan, kendi savaş gemisini yapan 10 ülkeden biri olan Türkiye, aynı başarıyı karada, havada, denizde ve (artık) uzaydaki diğer teknolojilerde de göstermeyi hedefliyor.

Türk savunma ve havacılık sanayisinde orta ve uzun vadede uzay teknolojileri, savunma elektroniği, ileri malzeme teknolojileri, yapay zekâ, otonom sistemler, katmanlı imalat yatırım alanları olarak öne çıkıyor. İstikrarlı bir başarı için dengeli büyüyen, Ar-Ge çalışmalarına ağırlık veren bir yol haritasına sahip olan Türk savunma ve havacılık sanayinde, "ortak hedefler için ortak çözümler" sunulması önem taşıyor. Özellikle, 2010'lu yıllardan başlayan sektör kümelenmeleri firmaları bir araya getirdiği gibi, onlar arasında iş birliği ve sinerjinin artmasını sağlıyor. Bütün bu olumlu gelişmelerle Türk savunma ve havacılık sanayi ülke ihtiyacının yaklaşık yüzde 80'inini karşılama noktasına geldiği, 2022 yılı savunma sanayi cirosunun 12.2 milyar dolara, ihracatın 4 milyar dolara ulaştığı vurgulanıyor.

EN YÜKSEK İHRACAT DEĞERİNE ULAŞILDI

PARA Dergisi'nin sorularını yanıtlayan Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSI) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Temel Kotil, sektör ihracatının 2022 yılında yıllık yüzde 36 artışla 4 milyar 365 milyon dolar düzeyinde gerçekleştiğini vurgulayarak, sektörün bu performansla en yüksek ihracat değerine ulaştığını kaydetti. 2023 yılsonu hedeflerinin 6 milyar dolar olduğunu belirten Kotil, "Savunma ve havacılık sektörü ihracatı 2023 yılının ilk altı aylık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22 artış gösterdi ve 2 milyar 378 milyon dolar ihracat değerine ulaştı. İlk altı aylık verilere göre yıl sonunda ihracatımızın 5.5 milyar dolar seviyelerine geleceği görülüyor. Ancak önümüzdeki ikinci altı aylık periyotta özellikle başta İHA olmak üzere platform ihracatlarımızın artış ivmesi ile 6 milyar dolarlık ihracat hedefimize ulaşılabileceği de uzak bir öngörü olmayacak. Orta vadede sektör ihracatının öncelikle 10 milyar dolar sevilerine çıkartmayı hedefliyoruz" diyor.

İHA'LAR SEKTÖR İHRACATINDA ÖNE ÇIKTI

Kotil, son yıllarda insansız hava taşıtlarının sektör ihracatında öne çıktığına dikkat çekti. Özellikle Baykar'ın geliştirdiği ve sahada aktif görevdeki başarısıyla birçok ülkenin ilgisini çeken, 30'un üzerinde ülkeye ihraç edilen TB2 Bayraktar İHA/SİHA aracı ile TUSAŞ'ın geliştirdiği ve ihracatına başlanan ANKA İHA'sı ile birlikte, Türk savunma ve havacılık sanayiine bakışın olumlu yönde değiştiğini belirten Kotil, Türk ürünlerine talebin artmaya başladığını kaydetti. Kotil, şunları kaydetti:

"Sahadaki başarı ile beraber uygun maliyet ve hızlı tedarik de ülkelerin ürünlerimize talebini artırmakta önemli etkenler. İhracatımızdaki ikinci önemli ürün ise zırhlı kara araçları. Özellikle Ortadoğu ülkeleri zırhlı kara araçlarımıza büyük ilgi gösteriyor. Birçok ülkenin envanterinde farklı firmalarımızın ürünleri yer alıyor. Son yıllarda Doğu Avrupa ülkelerinin de zırhlı kara araçlarımıza ilgi duyduğu gözlemleniyor. Önümüzdeki kısa vadede seri üretime geçilmesi planlanan ALTAY tankımız ile kara araçlarının ihracatımızdaki payının artacağı değerlendiriliyor."

ORTADOĞU, KUZEY VE ORTA AFRİKA HEDEF PAZARLAR…

Savunma ve havacılık sektöründe ABD, AB ve İngiltere'nin geleneksel pazarlar olduğunu dile getiren Kotil, bunun yanında başta Azerbaycan ve Katar olmak üzere dost ve müttefik ilişkisi olan ülkelerin de önemli pazarlar olduğunu ifade etti. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile son yıllarda gelişen ilişkilerin bu ülkeye ihracatta artışa neden olduğunu belirten Kotil, "Yine Afrika'da yer alan ülkelere de İHA ihracatımız olmuştur. Asya-Pasifik ülkeleri, Ortadoğu Ülkeleri, Latin Amerika ve Kuzey ve Orta Afrika ise hedef pazarlarımız. SSB öncülüğünde sektör firmalarımızla birlikte öne çıkan ve hedef ülkelerdeki pazar payımızın artırılması için çalışmalara devam etmekteyiz" dedi.

BAZI STRATEJİK ALT SEKTÖRLER ÖNE ÇIKIYOR

Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD) Genel Sekreteri Dr. Ruşen Kömürcü, Türk savunma ve havacılık sanayisinin, son yıllarda büyük bir gelişme kaydettiğini vurgulayarak, milli projeler ve teknolojik yeteneklerin artmasıyla birlikte, bazı stratejik alt sektörlerin öne çıktığını söyledi. İHA, havacılık bakım, onarım ve operasyon (MRO), elektronik harp sistemleri ve roket/füze teknolojilerinin öne çıkan sektörlerden bazıları olduğunu dile getiren SASAD Genel Sekreteri Dr. Kömürcü, İHA teknolojilerinde Türkiye'nin önemli bir ilerleme kaydettiğini ve SİHA'ların askeri operasyonlarda etkin bir şekilde kullanıldığını ifade etti.

UZAY TEKNOLOJİLERİNDE YATIRIMLAR ARTIYOR…

Dr. Kömürcü, gelecekte Türk savunma ve havacılık sanayisinde orta ve uzun vadede öne çıkması beklenen bazı alanları uzay teknolojileri, savunma elektroniği ve ileri malzemeler olarak sıraladı. Türkiye'nin uzay teknolojileri alanında daha da gelişmeyi hedeflediğini ve uydu üretimi, roket fırlatma kapasitesi ve uzay araştırmaları gibi konularda yatırımlarını artırdığını vurgulayan Kömürcü, savunma elektroniği alanında ise elektronik sistemlerin savunma alanında kullanımının giderek artmakta olup, radar sistemleri, haberleşme ekipmanları ve siber güvenlik gibi alanlarda ilerlemeler hedeflendiğini kaydetti.

SSEKTÖRDE 81 BİN 132 KİŞİ İSTİHDAM EDİYOR

SASAD'ın Sektör Performans Raporu'na göre 2022'de bir önceki yıla göre sektör istihdamı yüzde 7.23 artış ile 81 bin 132 kişiye ulaştı. SASAD Genel Sekreteri Dr. Ruşen Kömürcü, sektörün istihdam verilerine ilişkin şu detayları paylaştı: "Bu rakamın yüzde 29'u mühendis iken, yüzde 44'ü teknisyen ve operatör olarak görev aldı. Rakamları daha da detaylandıracak olursak, 2022 yılı toplam istihdamının yüzde 48'i üretimde çalışan personel olup, yüzde 26'sı ürün ve teknoloji geliştirme bölümlerinde çalışıyor. Sektörel olarak istihdam dağılımına bakacak olursak, 2022 toplam istihdamının yüzde 83.81'i savunma, yüzde 12.91'i sivil havacılık, yüzde 1.69'u lojistik destek, yüzde 1.36'sı güvenlik ve yüzde 0.23'ü uzay alanında çalışıyor."

BİRÇOK HAYALİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRDÜ…

TÜRK Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV), 1987'den bu yana savunma sanayinin yerli ve milli olması yolunda birçok hayali gerçeğe dönüştürdü. Uluslararası savunma sanayii devleri arasında yer alan şirketlerin ana sermayedarı olan TSKGV, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin savaş gücünün artırılması yolunda önemli adımlar attı. Kuruluşundan bugüne kadar ulusal savunma sanayii alanında stratejik yatırımlar gerçekleştiren TSKGV, önümüzdeki beş yıllık dönemde savunma, havacılık, uzay ve güvenlik sektörlerinde yapacağı yeni yatırımlarla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin caydırıcılık açısından ihtiyaç duyduğu geleceğin teknolojilerine dayalı sistem ve ürünlerin geliştirilmesine odaklanmaya devam edecek. TSKGV Genel Müdür Vekili Emekli Tümgeneral Sadık Piyade, Vakıf Bağlı Ortaklıklarının (VBO) son yıllarda artan büyüme hızları ve Türk milletinin artan bağış miktarları ile her geçen gün gelirlerini artıran TSKGV'nin, Milli Savunma Bakanlığı'nın projelerinde kullanılmak üzere Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na giderek artan miktarda kaynak aktardığını vurguladı. Piyade, TSKGV'nin modernizasyon projelerine aktardığı kaynaklara ilaveten kuruluş amacı doğrultusunda Vakıf Bağlı Ortaklıklarının gerçekleştirdiği yeni teknoloji yatırımlarına da destek olmaya devam ettiğini kaydetti.

STRATEJİK YATIRIMLAR GERÇEKLEŞTİRİYOR

TSKGV'nin kuruluşundan bugüne kadar ulusal savunma sanayi alanında stratejik yatırımlar gerçekleştirdiğini ve gerçekleştirmeye devam ettiğini vurgulayan Piyade, şunları aktardı:

"TSKGV, yüzde 50'den fazla hissesine sahip olduğu altı VBO, yüzde 50'den az hissesine sahip olduğu dokuz iştiraki, bunun yanı sıra VBO'nun hisse sahibi olduğu şirketleri de dikkate aldığımızda, doğrudan veya dolaylı olarak hisse sahibi olduğu toplam 68 şirket ile ülkemiz savunma sanayisinin geliştirilmesi ve önemli teknolojilerin kazanılmasında oldukça etkin rol alıyor."

Vakfın, kuruluşundan beri en önemli gelir kaynağının büyük Türk milletinin teveccühü ile yapmış oldukları bağışlar olduğunu söyleyen TSKGV Genel Müdür Vekili Emekli Tümgeneral Piyade, bu bağışlar sayesinde VBO olan ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN, İŞBİR ve ASPİLSAN şirketlerinin kurulduğunu anımsattı. Gelinen aşamada Vakfın en büyük gelir kaynağının, etkin gözetim ve yönlendirme fonksiyonun gerçekleştirilmesi neticesinde hisse sahibi olduğu şirketlerden elde ettiği kar payları olduğunu dile getiren Piyade, bunun yanında Vakfın diğer gelir kaynaklarının "bağış gelirleri, fuar gelirleri, kira gelirleri ve finans gelirleri" olarak açıkladı.

TSKGV'nin bu faaliyetler ile eş zamanlı olarak, önemli ve geleceğin teknoloji yatırımlarına da kaynak sağladığını vurgulayan Piyade, buna örnek olarak askeri ve sivil enerji sistemleri alanında faaliyet gösteren İŞBİR ve ASPİLSAN'ın Türkiye'ye yeni teknolojiler kazandırmak üzere gerçekleştirdiği yatırımlara son yıllarda çok önemli destekler sağlamasını verdi. İŞBİR'in, Balıkesir Organize Sanayii Bölgesi'ndeki üretim tesisi yatırımı ile Türkiye'de ilk kez bir firma "yerli ve milli seri alternatör üretimi" yeteneği kazandığını dile getiren Piyade, bu tesisin Türkiye'nin enerji alanında yerlileşmesine güzel bir örnek olduğunu belirtti. ASPİLSAN'ın ise, 2022 yılında faaliyete geçen üretim tesisi ile Türkiye'de ilk lityum iyon pil üretim tesisini kazandırdığını vurguladı.

"DIŞA BAĞIMLILIĞI EN AZA İNDİRMEYİ HEDEFLİYORUZ"

Şimdi de kümelenme çalışmalarına bir göz atalım. Eskişehir Havacılık Kümelenmesi (ESAC) Yönetim Kurulu Başkanı, TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI) Genel Müdürü Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit, Eskişehir Havacılık Kümelenmesi'nde bulunan ana sanayi şirketlerinin, yerli teknolojilerin geliştirilmesi ve ülke geneline yaygınlaştırılması konusunda birçok proje yürüttüğünü kaydetti. Kümelerinde özellikle havacılık sektöründe kullanılan özel alaşımlı havacılık metallerinin işlenmesi konusunda proses ve programlama eğitimleri verilmesi, bu proseslerde kullanılacak kesici takım ve uçların seçilmesi gibi konularda ortak çalışmalar yürütüldüğünü vurgulayan Akşit, "Kümemizin önder firmalarından TEI tarafından havacılığın bütün Türkiye sathındaki gençlerimize sevdirilmesi ve havacılık motorları konusunda temel teknolojilerin gençlere tanıtılması amacıyla 'TEI Havacılık Motorları Okulu' aracılığıyla ücretsiz eğitim veriliyor. Biz TEI olarak kuruluşumuzdan bu yana uçak motor parçası üretimi adına edindiğimiz tecrübeleri 2000'li yılların başından itibaren Eskişehir'deki ve ülkemizdeki havacılık sektörüne emek veren firmalarla paylaşarak onların da sektöre giriş yapmalarına öncülük ettik. Eskişehir Havacılık Kümelenmesi'nin hedeflerine paralel olarak hâlihazırda çalıştığımız firmaları tedarikçi olarak değil paydaş olarak görüyor ve tüm bilgi birikimimizi onlara aktarıyoruz. Verimliliklerini artırmak için birlikte mühendislik çalışmaları yürütüyoruz. Ayrıca özgün motor projelerimizde kullanılan birçok alt sistemin geliştirilmesinde de birçok firma ile iş birliklerimiz bulunuyor. Böylelikle firmalarımızın hem altyapılarını geliştiriyor hem de tasarım yeteneklerini artırıyoruz. Bu çalışmalar neticesinde ülkemizin dışa bağımlılığını en aza indirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.

MİLLİ MOTOR ALT SİSTEMLERİNDE İŞ BİRLİĞİ

ESAC'ın Avrupa Havacılık Kümeleri Ortaklığı (EACP) üyesi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Akşit, EACP organizasyonu çerçevesinde geçen yıl düzenlenen "Speed-Match Uluslararası İkili İş Görüşmeleri Programı" kapsamında üyelerinin Avrupa'da faaliyet gösteren havacılık firmaları ile B2B iş birliği görüşmeleri gerçekleştirmesini sağladıklarını söyledi. TEI olarak toplam iş hacminin hatırı sayılır miktarını yıllardan beri Eskişehir'de yer alan diğer yan sanayi firmalarıyla paylaştıklarını, birçok temel imalat aşamasını iş birliği ile tamamladıklarını belirten Akşit, şunları söyledi:

"Çalışma yaptığımız tüm firmalarımızı yalnızca birer tedarikçi olarak değil aynı zamanda birer paydaş olarak görüyor; tecrübemizi onlarla paylaşıyor, verimliliklerini artırabilecek çalışmalar yürütüyoruz. Millî motor projelerimizde kullandığımız alt sistemlerin geliştirilmesi ve üretilmesinde de yine şehrimizdeki firmalarla iş birliği yapıyoruz. Kümelenme üyelerinin sektöre yönelik çeşitli teşvik projeleri kapsamında bilgilendirilmelerini de sağlıyoruz. Aynı zamanda hem teknik hem idari alanlarda yararlanabilecekleri eğitim programları organize ediyoruz. Firmaların yurt dışı pazarlara daha rahat açılmalarını sağlayabilecek pazarlama çalışmalarına destek vermeyi sürdürüyoruz. Firmalarımızın küresel havacılık ve savunma sanayisi sektörleri içerisinde kalıcı birer ihracatçı olmalarına giden meşakkatli yolda her zaman yanlarında olmaya devam edeceğiz. Hem şehrimizin hem ülkemizin ekonomik ve stratejik hedeflerinin gerçekleşmesinde iş birliği halinde çalışmanın ve firmalarımızın ortak noktalarda birleşerek beraber hareket etmelerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kümelenmemize üye olan ve ekosistemimiz içinde yer alan tüm firmalarımızın ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayacak başarılı çalışmalar içinde yer alacaklarına da gönülden inanıyorum."

YARI MAMÜL ÜRÜN DESTEĞİ DE VERİYOR

Bursa Uzay Havacılık Savunma Kümelenmesi (BASDEC) firmaları, SSB ve sektörün öncü kuruluşlarına hizmet veriyor. BASDEC Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Hatipoğlu, Türk savunma ve havacılık sanayinin, kendi Ar-Ge'sini yapabilen, teknolojisini üretebilen bir duruma geldiğini vurgulayarak, burada devletin savunma ve havacılık ana kuruluşlarına verdiği doğrudan desteklerin çok büyük rolü olduğunu kaydetti. "Kendi Ar-Ge ve ürün geliştirmenizi, gerektiğinde kendi tasarım değişikliğinizi (design review) yapabilmek, sürekli model geliştirebilmek, rakiplerle atbaşı gidebilmek demektir. Bu ise ihracat potansiyelini sürekli arttırmak anlamına gelir" diyen Dr. Hatipoğlu, Türk savunma ve havacılık sanayinin bu performansı yakaladığının altını çizdi. Bu kabiliyetlerin üretime dönüşmesinde kümelenmelerin, üye firmalarının üretim kabiliyetlerini organize ederek ana sektöre çok büyük katkıda bulunduğunu belirten Dr. Hatipoğlu, "Kümelenme firmalarımız artık ana sektöre proses desteği vermekten ziyade yarı mamul ürün desteği de verebilme durumuna gelmiştir" dedi.

ELEKTRONİK MAYIN DEDEKTÖRÜ ÜRETİMİNE BAŞLANDI

BASDEC firmalarının halen; Savunma Sanayi Başkanlığı, TUSAŞ, TEI, ROKETSAN, ASELSAN, THY-TEKNİK, ASFAT (Askeri Fabrikalar), Deniz Kuvvetleri, FNSS ve MKEK'a hizmet verdiğini söyleyen Dr. Hatipoğlu, "BASDEC içinde beş firmanın oluşturduğu COMIT Konsorsiyum Şirketi, TÜBİTAK/TTO ile bir anlaşma yaparak TÜBİTAK/BİLGEM tarafından geliştirilen Elektronik Mayın Dedektörü'nü üretmeye başladı. Ürünün ihracatı için çalışmalar başlatıldı. Yeni bir konsorsiyum kurarak, ROTAX-914 muadili Hafif Uçak ve İHA Motoru Geliştirme Projemiz devam ediyor. Bu proje için TÜBİTAK/TEYDEB Desteği alınması planlanıyor. Kümelenmemiz içinde, 'lazer silahı' gibi dünyada az örneği olan yüksek teknoloji üreten, helikopter fren sistemlerini üreten üyelerimiz de var" dedi.

"KOBİ'LERİMİZE DESTEK OLUYORUZ"

Savunma ve havacılık sanayinde kümelenmelerin yeri ve önemine değinen OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yarsan, Türk savunma ve havacılık sektörünün özellikle son 20 yılda devletin de destekleri ile birçok ürünü yerlileştirdiğini, ithal ikame sağladığını ve gelişen teknolojileri bu ürünlere adapte ederek bir adım öteye taşıdığını kaydetti. Yarsan, gelinen noktada kazanılan kabiliyetler ve ortaya çıkarılan ürünlerin, barındırdığı yüksek teknoloji ve kalite sayesinde dünyanın birçok bölgesinde tercih edilen markalar olmaya başladığını ve Türkiye'nin savunma ve havacılık ihracatında bir rekor beklentisi içerisine girilmesini sağladığını vurguladı. Özellikle yerlileştirme çalışmalarına büyük katkılar sunan alt yüklenici KOBİ'lerin çalışmalarının da hem yazılım hem de üretim alanlarında devam ettiğini belirten Yarsan, ayrıca üretilecek ürün ve platformların prototipleme süreçlerinden seri üretim süreçlerine kadar OSSA üyelerinin tüm kabiliyetlerini ihtiyaç makamlarının hizmetine sunduğunu dile getirdi.

Yarsan, sektörün en önemli gündem maddelerinin başında finansmana erişim ve nitelikli insan kaynağı azlığının geldiğini vurguladı. Özellikle alt yüklenici KOBİ'lerin büyümesinin sektörel projelerin hedeflerine daha hızlı ulaşması açısından büyük önem taşıdığını belirten Yarsan, KOBİ'lerin üretim süreçlerinin yanı sıra ürün sahipliğine geçiş yapması ve kendi ürünleri ile ihracat gerçekleştirebilmesinin hem ülke hem de kendileri adına dar boğazların aşılmasını kolaylaştıracağını söyledi. Yarsan, bunun da tesisleşme ve Ar-Ge'ye ayrılan payın artırılmasına ve daha yüksek teknolojili ürünlerin ortaya çıkmasına olanak sağlayacağını kaydetti. Yarsan, "Devletimizin ve ana yüklenici firmalarımızın finansmana erişim noktasında KOBİ'lere teşvik ve destekler ile yardımcı olması, KOBİ'lerimizin ihtiyaç duyduğu sistem alt yapılarının kurulması, ilgili alanlarda eğitimler ve danışmanlıklar ile sorunlara çözümler üretilmesi ve üye firmalarımızın ürün ve hizmetlerinin sahip olduğumuz geniş yerli ve yabancı networkümüz ile paylaşılması konusunda kümelenme olarak yürüttüğümüz faaliyetlerimiz ile KOBİ'lerimize destek olmaya çalışmaktayız" dedi.

SAVUNMA SANAYİNİN KALBİ İSTANBUL'DA ATTI

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nın (TSKGV) yönetim ve sorumluluğunda 1993'ten bugüne iki yılda bir icra edilen IDEF'23 16'ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, 25-28 Temmuz'da İstanbul'da gerçekleştirildi. Bu yıl 30'uncu yılını kutlayan IDEF'23 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'na, savunma, güvenlik, denizcilik, havacılık ve uzay sanayii alanlarında faaliyet gösteren 55 ülkeden yerli ve yabancı bin 461 firma katıldı. 81 ülkeden 189 heyeti fuarda ağırlandı. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Milli Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım AŞ. organizatörlüğünde gerçekleştirilen IDEF 2023'te, önceki yıllarda olduğu gibi Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen birçok ürün ilk kez sergilendi. Daha önce geliştirilen çeşitli ürünlerin yeni versiyonları fuarda tanıtıldı. Fuarda; zırhlı muharebe araçları, taktik zırhlı araçlar, insansız kara, hava ve deniz araçları, silah sistemleri, roketler, güdümlü füzeler, piyade silahları, askeri simülatörler, elektronik harp çözümleri, güç grupları ve patlayıcı madde imha ekipmanlarının aralarında bulunduğu birçok ürün yer aldı. Fuarın açılışına video mesaj gönderen Başkan Recep Tayyip Erdoğan, savunma sanayi ihracatında bu yıl 6 milyar dolar hedefinin çok üstüne çıkılabileceğini kaydetti. Erdoğan, "Yıllardır kararlılıkla yürüttüğümüz milli teknoloji hamlemizin meyvelerini farklı alanlarda toplamaya başladık. Kara, hava ve deniz araçlarında kendi ihtiyaçlarımızın hemen tamamını yerli ve milli imkanlarla karşılayabiliyoruz. İHA ve SİHA teknolojisinde dünyanın önde gelen üç ülkesi arasında yer alıyoruz. Kendi savaş gemisini yapan 10 ülkeden biri olan Türkiye, aynı zamanda bu alanda önemli bir ihracatçı konumunda. Dünyanın ilk SİHA gemisi diyebileceğimiz TCG Anadolu'yu donanmamızın hizmetine verdik. Akıncı ile başladığımız TİHA hamlemizi insansız savaş uçağımız KIZILELMA ile şimdi çok farklı boyuta taşıyoruz. KAAN ismini verdiğimiz beşinci nesil Milli Muharip Uçağımızın tanıtımını yaptık" dedi.

2024-2028 STRATEJİK PLANI HAZIRLANIYOR

Karada, denizde, havada ve artık uzayda …Savunma sanayinde gerçekleştirdiği stratejik yatırımlarla Türk ordusunun savaş gücünün artırılması, yer ve milli savunma sanayinin geliştirilmesine öncülük eden Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV), önümüzdeki beş yıllık dönemin stratejik yol haritasını hazırlıyor. TSKGV'nin 2024-2028 Stratejik Planı'nın hazırlıklarına yeni bir bakış açısıyla devam ettiğini vurgulayan TSKGV Genel Müdür Vekili Emekli Tümgeneral Sadık Piyade, açıklamalarına şöyle devam etti: "Bu çerçevede önümüzdeki dönemde etkin ve profesyonel tanıtım ve halkla ilişkiler faaliyetlerine devam edilerek sayıları 250 bini aşan bağışçılarımızla ilişkilerimiz geliştirilecek ve Türk milleti ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında var olan gönül bağı güçlendirilecek. Diğer taraftan hisse sahibi olunan şirketlerin gözetimi, yönlendirilmesi, aralarında iş birliği ve koordinasyonun etkinleştirilmesine devam edilecek. Bu çerçevede savunma, havacılık, uzay ve güvenlik sektörlerinde yapacağı yeni yatırımlarla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin caydırıcılık açısından ihtiyaç duyduğu geleceğin teknolojilerine dayalı sistem ve ürünlerin geliştirilmesine odaklanılmaya devam edilecek. Bunun yanı sıra şirketlerin en önemli varlığı olarak değerlendirdiği insan kaynaklarının ücret, yan haklar, eğitim, kariyer planlaması vb. her açıdan geliştirilmesi sürdürülecek. Bu ve benzeri yenilikçi konular 2024-2028 Stratejik Planımıza yansıtılacak."

"TEK GÜNDEMİMİZ DAHA İYİSİNİ ÜRETMEK, DAHA ÇOK PAZARA ERİŞEBİLMEK"

Prof. Dr. Temel KOTİL / Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSI) Yönetim Kurulu Başkanı

Bizler, istikrarlı bir başarı için dengeli büyüyen, Ar-Ge çalışmalarına ağırlık veren bir yol haritasına sahibiz. T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi gibi kurumlarla ve diğer ihtisas birlikleriyle birlikte ortak çalışmalar yürütmekte, ortak hedeflerimize ortak çözümler ortaya koymaktayız. Çevik yapımız ve her türlü olumsuz koşula karşı hazırlıklı olma yaklaşımımız ile 'savunma ve havacılık alanında dünyanın en büyük ilk 10 ülkesi arasında yer alma' hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Bu nedenle 2023 yılı için hedefimizi, ihracatta 6 milyar doları aşmak olarak belirledik. Sanayimizin İHA konusunda sahip olduğu yetenekler tüm dünya tarafından biliniyor, yakından takip ediliyor ve takdir görüyor. Bununla birlikte sanayimizin ihraç ettiği askeri kara, hava ve deniz araçları, silah, mühimmat ve füze sistemleri, hava taşıtlarının aksamları ve parçaları başta olmak üzere birçok ürün grubu ve servisi bulunuyor. Sektörümüz, tek vücut olarak savunma ve havacılık alanında dünya pazarındaki payımızı artırmak, daha fazla ihracat yaparak ülkemize daha fazla değer katabilmek ve dünyanın bu konuda önde gelen ülkeleri arasında daha üst sıralarda yer alabilmek için var gücüyle çalışıyor. Tek gündemimiz daha iyisini üretmek, daha çok pazara erişebilmek.

BİZE ULAŞIN