Kentsel dönüşümde yeni dönem neler getiriyor?

Yeni düzenlemeye göre; üçte iki olan anlaşma şartı yerine, maliklerin salt çoğunluğu ile alınan karara istinaden kentsel dönüşüm yapılabilecek. Riskli yapı tespiti, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya idarece resen yapılabilecek. Riskli yapı stokunun şehir merkezlerinde kalan kısımları rezerv alan ilan edilebilecek.
18.11.2023 14:19 GÜNCELLEME : 21.11.2023 00:01

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Kentsel dönüşümde yeni dönem başlıyor. "Afet riski odaklı" kentsel dönüşüm uygulamalarına ilişkin süreçleri hızlandıracak, mali kaynak oluşturacak ve kentsel dönüşüm uygulamalarının etkinliğini artıracak yeni düzenlemeye göre; riskli yapı stokunun şehir merkezlerinde kalan kısımları, rezerv alan ilan edilebilecek. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda kabul edilen düzenlemeye göre; rezerv yapı alanını kamunun dışında mülk sahibi olan kişi ya da şirketler de talep edebilecek. Kentsel dönüşüm, üçte iki olan anlaşma şartı yerine maliklerin salt çoğunluğu ile aldığı karara istinaden yapılabilecek.

Riskli yapıların yıktırılması için, bu yapıların maliklerine 90 günden fazla olmamak üzere süre verilecek. Bu süre içinde yapı, malik tarafından yıktırılmadığı takdirde, yapının idari makamlarca yıktırılacağı bildirilecek. Süresinde yıktırılmadığı tespit edilen riskli yapıların yıktırılması için tahliye işlemi mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden kolluk kuvveti marifetiyle kapalı kapıları veya alanların açtırılması suretiyle yapılacak. Deprem bölgesinde yıkım kararlarının iptalinin talep edilmesi nedeniyle yıkılamayan binalarla ilgili yargı süreçleri hızlandırılacak. Yürütülen kentsel dönüşüm uygulamalarının ivedilikle tamamlanması, afet sonrası hasar gören konutların dönüşümünün sağlanması için yapı ruhsatı süreçlerine hız verilecek. Riskli yapı tespiti, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya idarece resen yapılabilecek. Kanun kapsamındaki yapıların yıktırılmasından sonra arsa haline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için dava açılabilecek.

KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞKANLIĞI DÜZENLEMELERİ

"Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair düzenleme TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan "Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'na" yönelik düzenlemelere gidiliyor. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, özel bütçeli idare olarak teşkilatlandırılıyor. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı yönetici kadrolarının mali ve özlük hakları belirleniyor. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nın gelirleri düzenleniyor. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında kullanılmak üzere yeni gelir kaynakları öngörülüyor. Dış finansman imkanlarının Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'na krediye ilişkin anlaşmadaki amaca sadık kalınarak kullandırılmasına yönelik düzenlemeye gidiliyor. Daha önce mülga Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne sağlanmış olunan ve Dünya Bankası tarafından finanse edilen kredinin Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'na tahsisli olarak kullandırılmaya devam edilmesine yönelik düzenleme yapılıyor.

DÖNÜŞÜME KAYNAK OLUŞTURACAK

Bilindiği üzere Türkiye'nin yapı stokunun yenilenmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bağlı faaliyet gösterecek olan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, 16 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kuruldu. Buna göre; Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nın altında, biri Marmara'ya özel olmak üzere üç ayrı genel müdürlük oluşturuldu. Genel Müdürlüklerden birincisi olan Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü, Marmara haricindeki bölgelerde yer alan kentsel dönüşüm çalışmalarına devam edecek. İkinci genel müdürlük sadece Marmara Bölgesi'nin dönüşümünü takip edecek. Üçüncü genel müdürlük ise kaynak temini sağlayacak. Kaynak temini sağlayacak olan "Taşınmaz ve Kaynak Geliştirme Genel Müdürlüğü", kaynak oluşturmak için taşınmazların tarama, planlama, değerleme, geliştirme ve arsa üretim çalışmalarını sürdürecek. Ülke genelinde tescil dışı alanları tarayıp tespit edecek ve hazine adına tescilini sağlayacak. Tescil dışı alanlar ile hazine taşınmazlarını planlayarak satılması ile kentsel dönüşüm sürecine finans katkısı sunacak.

"TIKANIKLIĞIN ÖNÜNÜ AÇACAK BİR ADIM"

Kentsel dönüşümün hem yönetsel hem de finansal olarak başarıya ulaşabilmesi için mali olarak özerk bir kuruluşa ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı, Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş, bu noktada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bağlı olarak özel bütçeli kurulan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nın yönetsel olarak atılan önemli bir adım olduğunu söyledi. İstanbul'un toplam konut stokunun yüzde 25'ine, ticari gayrimenkullerin en az yüzde 40'ına ve ülke nüfusunun yüzde 20'sine sahip olduğuna dikkat çeken Tanrıvermiş, deprem ve diğer afet risklerinin üst seviyede olması sebebiyle Marmara Bölgesi'nin ayrı bir kentsel dönüşüm süreci yönetimine ihtiyacı olduğunun açık olduğunu kaydetti.

Türkiye'de kentsel dönüşüm süreçlerinin en önemli sorunlarından birinin yeterli finansmanın sağlanamaması olduğunu ifade eden Tanrıvermiş, bu gerekçe ile yeni kurulan Başkanlık altındaki Taşınmaz ve Kaynak Geliştirme Genel Müdürlüğü'nün dönüşüm süreçlerinde yaşanan tıkanıklığın önünün açılması için önemli bir adım olduğunu kaydetti.

MÜLK SAHİPLERİ DE TALEP EDEBİLECEK

Yeni düzenleme ile Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'daki rezerv yapı alanı tanımında değişikliğe gidiliyor. "Yeni yerleşim alanı olarak" ifadesi tanımdan çıkarılıyor. "Rezerv yapı alanı", Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda kullanılmak üzere, TOKİ'nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye Bakanlığı'nın uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanlar olarak düzenleniyor. Yerleşim yerlerinde yer alan parsellerin, rezerv yapı alanı olarak belirlenmesinin önü açılıyor.

Ayrıca rezerv yapı alanını kamunun dışında mülk sahibi olan kişi ya da şirketlerce talep edilebilmesine yönelik düzenlemeye gidiliyor. Düzenlemeye göre; gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince mülkiyetlerindeki taşınmazların rezerv yapı alanı olarak belirlenmesi talebinde bulunulabilmesi için; bu taşınmazların yapılaşmaya esas arsa metrekaresinin yüzde 30'unun mülkiyetinin devrine muvafakat edilmesi veya aynı miktarın değerinin dönüşüm projeleri özel hesabına gelir olarak kaydedilmek üzere Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'na verilmesi gerekecek.

RİSKLİ YAPI TESPİTİ RESEN YAPILABİLECEK

Riskli yapı tespiti, Başkanlık veya idarece resen yapılabilecek. Düzenlemeye göre; riskli yapıların tespiti Başkanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Başkanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacak ve sonuç Başkanlığa veya İdareye bildirilecek. Başkanlık/İdare riskli yapıların tespitini resen yapabileceği gibi süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden de isteyebilecek. Verilen süre içinde maliklerce tespit yaptırılmadığı takdirde, tespitler Başkanlıkça veya İdarece yapılacak veya yaptırılacak. Başkanlık veya idare tarafından yapılan veya yaptırılan riskli yapı tespit, tahliye ve yıktırma masrafları, hisseleri oranında maliklerden tahsil edilecek. Riskli yapı tespiti yapılmasının engellenmesi durumunda; Başkanlıkça/İdarece talep edilmesi halinde, mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izine istinaden yeterli kolluk kuvveti marifetiyle kapalı kapıları/alanları açmak veya açtırmak suretiyle resen tespit yapılacak, yaptırılacak. Riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince 15 gün içinde itiraz edilebilecek. Bu itirazlar; Bakanlığın talebi üzerine oluşturulacak teknik heyetler tarafından karara bağlanacak.

ADRESTE OLMA ŞARTI ARANMAYACAK

Düzenleme ile uygulamada riskli yapı tespitine ilişkin maliklere ve kiracılara yapılan tebligat konusunda yaşanan problemler, özellikle de yurtdışında bulunan veya adresi tespit edilemeyen maliklere yapılacak tebligatlarda yaşanılan problemlerin giderilmesi ve tebligat sürecinin uzamasını önleyecek düzenlemelere gidiliyor. Düzenlemeye göre; riskli yapılar, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, tespitten itibaren en geç 10 iş günü içinde Başkanlık veya İdare tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirilecek ve ayni ve şahsi hak sahiplerine tebliğ yerine kaim olmak üzere, tespite ilişkin bilgileri ihtiva eden tutanak yapıya asılacak. Maliklere e-Devlet Kapısı üzerinden bildirilecek ve ilgili muhtarlıkta 15 gün süre ile ilan edilecek. Riskli yapı tespit işlemi, muhtarlıkta yapılan ilanın son günü ayni ve şahsi hak sahiplerine tebliğ edilmiş sayılacak. Riskli yapılar, ayrıca Başkanlığın internet sayfasında 15 gün süre ile ilan edilecek.

Bu Kanuna göre uygulamada bulunulan alanlarda yer alan veya Başkanlıkça bu Kanun kapsamında kullanılmak üzere belirlenen tescil dışı alanlar, tapuda Hazine adına tescil edildikten sonra Başkanlığa devredilecek veya Başkanlığın talebi üzerine TOKİ'ye ve idareye bedelsiz olarak devredilebilecek.

Dönüşüm uygulama süresince imar ve yapılaşma haklarının kısıtlanması ve alandaki yapılara verilen elektrik, su ve doğal gaz gibi hizmetlerin durdurulması konularında Bakanlığa verilen görev ve yetkiler, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nca kullanılacak.

"SALT ÇOĞUNLUK" YETERLİ

Düzenlemeye göre; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında hisse satışı, kamulaştırma, hak sahipliği çalışmaları, dönüşüm uygulamalarının yürütülmesi, Kanun kapsamındaki alanlarda ve parsellerde Bakanlığa tanınan hak, yetki ve görevler Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nca kullanılacak. Düzenlemeye göre; 6306 sayılı Kanun kapsamındaki uygulamalarda; yapı ruhsatı alınması da dahil olmak üzere yeni uygulamaların gerektirdiği ve maliklerin tamamının muvafakatiyle yürütülmesi gereken tüm iş ve işlemler, hisseleri oranında maliklerin salt çoğunluğu ile aldığı karara istinaden yapılacak. İdareye paydaşların salt çoğunluğu ile alman karara ilişkin olarak, anlaşan maliklerce imzalı karar tutanağı veya anlaşan maliklere ait vekâletname/sözleşme örnekleri sunulabilecek.

Hisseleri oranında paydaşların salt çoğunluğu ile alınan karara katılmayanların arsa payları, Başkanlıkça rayiç değeri tespit ettirilerek ve bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılacak. Bu suretle paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde bu paylar, riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında tespit edilen rayiç bedeli dönüşüm projesini gerçekleştirecek olan Başkanlık, İdare veya TOKİ tarafından ödenmek suretiyle satın alınacak.

Alınan karar, salt çoğunluk ile karar alan malikler tarafından, salt çoğunlukla alınan karara katılmayan maliklere, noter vasıtasıyla veya ilgili muhtarlıkta 15 gün süre ile ilan edilmek suretiyle bildirilecek. Satış işlemi sürecinde Başkanlıkça veya İdarece maliklere yapılacak tebligatlar da aynı usulle yapılacak.

Yapılan hisse satışı işleminin, yargı kararı ile satış bedelinin eksik hesaplandığı gerekçesiyle iptalinde, satış bedeli ile yargı kararında belirtilen şekilde hesaplanacak bedel arasındaki fark, hisseyi satın alan malik tarafından hissesi satılan eski malike ödenecek.

OTURMA HAKKI TANINACAK

Düzenlemeye göre Başkanlıkça yürütülen uygulamalarda; yoksul veya dar gelirli olarak kabul edilenlere verilecek bağımsız bölümlerin paylı mülkiyet esaslarına göre Başkanlık ile hisseli olması durumunda, hak sahibinin dönüşümden önceki taşınmazının tapu kaydında yer alan ipotek, ihtiyati haciz, haciz ve intifa hakkı gibi haklar ve şerhler tapuda sadece hak sahibinin hissesi üzerinde devam ettirilecek ve hak sahibinin üzerine kayıtlı ikamet edebileceği konut nitelikli başka bir gayrimenkulü yok ise, hak sahibine, hak sahibi evli ise hak sahibi ve eşine bu bağımsız bölüm üzerinde Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre oturma hakkı tanınacak.

Kent yoksulluğu ve toplumsal dışlanma kentsel dönüşüm süreçlerinde sıkça yaşanan problemlerin başında geldiğini belirten Prof. Dr. Tanrıvermiş, "Düzenleme ile dönüşüm öncesinde dönüşüm alanında bulunan yoksul ve dar gelirli kentsel mekan kullanıcılarına dönüşüm sonrası yalnızca oturma hakkı tanınıyor gibi yorumlarda bulunuluyor ise de konu düzenleme ile dönüşüm sonrası yeterli bütçesi olmayan ve ödeme yapamayacak vatandaşlara esasen paylı mülkiyette konut sahibi olmanın önü açıldı. Düzenleme ile kentsel dönüşüm projelerinde kentsel dışlanma, soylulaştırma tartışmalarının bir nebze de olsa önüne geçilebilmesi, dar gelir grubu kentsel mekan kullanıcılarının proje kapsamında tutulabilmesinin önü açılacaktır" diye konuştu.

ÖN ALIM HAKKI

Düzenlemeye göre; Başkanlığın ön alım hakkı, başkanlığın veya Hazinenin kanun kapsamındaki taşınmazlarda paydaş olup olmadığı ile bu taşınmazlarda paylı veya müstakil mülkiyet olup olmadığına bakılmaksızın, bu taşınmazların tamamen veya kısmen alanda veya parselde malik olanlar dışındaki üçüncü kişilere satışı durumunda kullanılacak.

Düzenlemeye göre; kanun kapsamındaki uygulamalar ile bu uygulamalar için karar alınması ve uygulamaların yürütülmesi konularında Başkanlıkça lisanslandırılacak kuruluşlar faaliyet gösterebilecek. Lisanslandırılacak kuruluşlarda, inşaat mühendisi, harita mühendisi, mimar, şehir plancısı, değerleme uzmanı ve hukukçu istihdam edilmesi mecburi olacak. Lisanslandırılacak kuruluşların haiz olması gereken şartlar, bu kuruşlarda görev alacak personelin sayısı, niteliği, çalışma usul ve esasları ve diğer hususlar Başkanlıkça hazırlanacak yönetmelik ile belirlenecek. Başkanlık bu kuruluşların faaliyetlerini denetlemeye yetkili olacak.

Bu Kanun kapsamındaki yapıların yıktırılmasından sonra arsa haline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre dava açılabilecek. Ancak, ortaklığın giderilmesi için dava açılması, bu Kanun kapsamında hisseleri oranında paydaşların salt çoğunluğu ile karar alınmasına ve bu karara göre işlem yapılmasına engel teşkil etmeyecek.

"2 milyon konutun dönüşümü için finansal çözümler sunulmalı"

Prof. Dr. Ali HEPŞEN / İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi

Kentsel dönüşüm sürecinde yeni bir dönem başlıyor. Depreme hazırlık anlamında olumlu bir gelişme. Önceki uygulamada üçte iki olan anlaşma şartı, artık salt çoğunluk olarak değiştiriliyor. Bu önemli bir gelişme, hatta süreci hızlandırmak anlamında buna e-tebligatı da eklemek mümkün. Ancak ada ve alan bazlı dönüşümlerden ziyade hala parsele odaklanmaya devam ettiğimizi düşünüyorum. Umarım Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ile birlikte daha adil, daha şeffaf, daha hızlı, doğru yönetilen yeni dönem başlar. Diğer taraftan 2 milyon konutun dönüşümü hedefi için finansal çözümler olmadan kanunda ne kadar düzenleme yapılırsa yapılsın hep eksik kalacak. Ben hala sermaye piyasası uygulamalarını da içeren bir düzenleme olması taraftarıyım.

"Dönüşümün başarısı için daha yapılması gerekenler var"

Prof. Dr. Harun TANRIVERMİŞ / Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı

Milli dönüşüm, yenileme ve güçlendirme çalışmalarının sadece Hazine arazileri, kamu kurum ve kuruluşlarının arazileri ve tescil dışı arazilerin geliştirilmesi ile sağlanması mümkün değil. Öncelikle dönüşümün finansmanı için yeni finansal araçlar geliştirilmeli ve özkaynak kapasitesi güçlendirilmeli. Bu amaçla emlak vergisine yüzde 10 dönüşüm payı eklenmesi, yabancıların gayrimenkul edinimlerinde ilave yüzde 8 ile yüzde 15 arasında pay alınması ve dönüşüm sonrası proje alanı ve çevresindeki gayrimenkul değer artışının bir kısmının kamuya döndürülmesi yararlı olacaktır. Bunun dışında hızla birçok kentte gayrimenkul sertifikası ihracı için proje geliştirilmesi, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının kurumlar vergisi ve diğer vergi kolaylıklarının devamı için dönüşüm projelerine yönelmeleri ve kiralık konut üretmelerinin zorunlu olması ve gayrimenkul yatırım fonlarının dönüşüm projelerine inşaata başlanmadan yatırım yapabilmesinin önünün açılması gerekiyor. Bunun dışında belediyeler dönüşüm projeleri için arsa üretmeleri ve dönüşüm projelerine katılmaları zorunlu olmalı ve yeni kurulan Başkanlık ile işbirliği yapmalı. Ayrıca, Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası başta olmak üzere sürdürülebilir şehircilik, afet risklerinin azaltılması ve iklim değişikliği ile mücadele kredileri ve hibe programlarından yararlanmaya özen gösterilmesi ve bunun için de Taşınmaz ve Kaynak Geliştirme Genel Müdürlüğü'nde bu süreci yönetecek gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının istihdamı özel ve işlevsel öneme sahip.

İSTANBUL'DAKİ DÖNÜŞÜMÜ HIZLANDIRACAK

-Düzenleme ile özellikle İstanbul ilindeki dönüşümü hızlandırmak bakımından başlatılan yarısı bizden kampanyasının uygulanabilmesi için, 6306 sayılı Kanun kapsamında hak sahiplerine yapım için mali yardım yapılabileceği, yapım için yapılacak yardımın usul ve esaslarının Cumhurbaşkanınca belirleneceğine yönelik hükümler getiriyor.

-Düzenlemeye göre; riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esas olacak.

-Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine, kiracılarına ve yapıda ikamet etmek şartıyla sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı ve yapım için yardım yapılabilecek.

-Yapım için yapılacak yardımın usul ve esasları Cumhurbaşkanı'nca belirlenecek.

-Uygulamanın gerektirmesi hâlinde, Kanun kapsamındaki yapıları kullanmakta olan kişilere de geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı ve yapım için yardım yapılabilecek.

ACİL DÖNÜŞTÜRÜLMESİ GEREKEN 2 MİLYON KONUT VAR

-Türkiye'de yaklaşık 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan toplam 36 milyon bağımsız konut bulunuyor. Bunun 6 milyonunu, risk altındaki konutlar oluşturuyor.

-Genel olarak bu riskli binalardan 2 milyon bağımsız birimin acil olarak dönüştürülmesi gerektiği ifade ediliyor.

-2012'den bugüne kadar 2 milyon 200 bin bağımsız bölüm dönüşümü tamamlanırken, 400 bin bölümün dönüşümü devam ediyor.

-Yapılan açıklamalara göre; 2012'den bugüne kadar kentsel dönüşüm projeleri çerçevesinde 480 milyar lira yatırım yapıldı.

RİSKLİ BİNALAR, UYGULAMA PROJESİ ARANMAKSIZIN İHALEYE ÇIKARILACAK

Düzenleme ile yıkılacak derecede riskli olan yapıların bulunduğu alanlar ile kendiliğinden çöken veya zeminin kayması, heyelan, su baskını, kaya düşmesi, yangın, patlama gibi sebeplerle ağır hasar gören veya ağır hasar görme riski bulunan yapıların bulunduğu alanlardaki dönüşüm uygulamalarının aciliyeti gözetilerek, yürütülen uygulamalarda "uygulama projesi" aranmaksızın ihaleye çıkılabileceği yönünde maddeye hüküm eklendi. Riskli yapı tespiti ve tahliye işlemlerinde engellemeler ile karşılaşılması durumunda, mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden yeterli kolluk kuvveti marifetiyle kapalı kapıların veya alanların açtırılması suretiyle tespit ve tahliye yapılacağı düzenlendi.

Buna göre; hak sahipliği çalışmaları, hak sahibinin mevcut taşınmazının değeri ile yeni yapıda hak sahibine verilecek konut veya işyerinin değeri gözetilerek veya Başkanlıkça karar alınması halinde kat karşılığı, hasılat paylaşımı vb. usullerle yürütülecek. Hak sahibinin borçlanmasının gerekmesi durumunda, borçlanma bedeli üzerinden hak sahibi ile sözleşme yapılacak ve borçlanma bedelinin tamamı ödenmeden tapuda ferağı verilmeyecek.

Düzenleme ile hak sahibine düşecek bağımsız bölümün teslim alınmaması durumunda, hak sahibinin bu bağımsız bölüm üzerindeki hakkı sona ereceğinden; hak sahibinin dönüşümden önceki taşınmazının değeri hak sahibine ödendikten sonra Hazine adına kayıtlı bu bağımsız bölümün yapım maliyetini karşılayan Başkanlığa devredileceği düzenleniyor.

YARGILAMA SÜREÇLERİ HIZLANDIRILIYOR

Düzenleme ile Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, bu depremlerin ve sonrasında meydana gelen depremlerin etkisiyle oluşan hasarlarla bağlantılı olan ve hak sahipliğine ilişkin işlemler hariç olmak üzere, hasar tespit raporları esas alınarak tesis edilen idari işlemlere karşı açılan iptal davaları bakımından yargılama süreçleri hızlandırılıyor. Düzenlemeye göre;

-10 gün içinde ilk inceleme yapılacak ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılacak. Savunma verme süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 15 gün olacak; bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla 10 gün uzatılabilecek.

-Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılacak.

-Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilen kararlara itiraz edilemeyecek.

-Keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gereken hallerde, dosyanın tekemmülünden itibaren 15 gün içinde keşif yapılacak. Tarafların hak ve menfaatlerinin korunması bakımından zorunluluk bulunan hallerde keşif ve bilirkişi incelemesi, ilk incelemeyi müteakiben de yapılabilecek.

-Duruşma yapılması, tarafların istemine ve mahkemenin kararına bağlı olacak. Duruşma davetiyeleri, duruşma gününden en az 15 gün önce taraflara gönderilecek. Bu davalar dosyanın tekemmülünden veya ara karar, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gereken hallerde bunların tamamlanmasından itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanacak.

-Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde istinaf yoluna başvurulabilecek.

-İstinaf dilekçeleri 10 gün içinde incelenecek ve tebliğe çıkarılacak. İstinaf dilekçelerine cevap verme süresi 15 gün olacak.

-İstinaf istemi en geç iki ay içinde karara bağlanacak.

DÖNÜŞÜM PROJELERİ ÖZEL HESABI 2025'TE KAPATILACAK

Düzenlemeye göre; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında açılan dönüşüm projeleri özel hesabı 31 Aralık 2025'te kapatılacak. Bu tarih itibarıyla söz konusu hesapta bulunan nakit tutarları bir yandan Başkanlık bütçesine öz gelir, diğer yandan mevcut veya yeni açılacak bütçe tertiplerine Başkanlıkça ödenek kaydedilecek. Özel hesaba ilişkin hak ve yükümlülükler Başkanlığa devredilecek.

AFET BÖLGESİNDE BİLİRKİŞİ İHTİYACI KARŞILANACAK

Yeni düzenleme ile 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde 1 Ocak 2028'e kadar, adli ve idari yargı mercilerinde depremlerle bağlantılı olarak görülmekte olan iş, dava, soruşturma ve kovuşturmalarda bilirkişi ihtiyacının ivedi şekilde karşılanabilmesi amacıyla 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununa geçici madde ekleniyor. Düzenleme ile maddedeki asgari şartları taşıyan ancak ilgili bilirkişilik bölge listesinde ve/veya listelerinde yer almayan bilirkişilerin, ilgili kanunlardaki usule tabi olmadan görevlendirilmesine imkân tanınıyor.

BİZE ULAŞIN