Türk çelik boru sektörü, yurt dışına yatırım atağında

Yıllık üretimiyle dünyada dördüncü, Avrupa’da birinci olan Türkiye çelik boru sektörü, dünya dikişli çelik boru üretiminin yüzde 5’ini karşılıyor. Sektör 140’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor, dünya ihracatının ise yüzde 10.5’ini gerçekleştiriyor. İçme suyu, sulama, enerji, doğalgaz ve hidrojen boru hattı projelerine odaklanan sektör; ithalat vergileri, ABD ve AB’nin uyguladığı korunma önlemleri gibi sorunları aşmak için yurt dışı yatırımlarına hız veriyor.
04.12.2023 14:13 GÜNCELLEME : 04.12.2023 14:13

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye çelik boru sektörü, yıllık 4.8 milyon ton üretimiyle dünyada dördüncü, Avrupa'da birinci sırada yer alıyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan, Mavi Akım, Şahdeniz, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) gibi birçok önemli projeye attığı imzayla tüm dünyaya "kalitesini ve güvenilirliğini" ispatlayan sektör, dünya dikişli (kaynaklı) çelik boru üretiminin yüzde 5'ini karşılıyor. Üretiminin yüzde 60'ı iç piyasada kullanılan Türkiye dikişli çelik boru sektörünün ürünleri, beyaz eşyadan otomotive, inşaattan enerjiye birçok sektörde kullanılıyor. Sakarya Gaz Sahası'ndaki 540 milyar metreküplük doğalgazı ulusal sisteme aktaran boru hattının kara kısmında Türkiye dikişli çelik boruları tercih edilmişken, Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nda da yerli boru kullanılıyor. 2022 yılında çelik boru sektörü 2.3 milyar dolarlık ihracata imza atan Türkiye; Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Doğu, Türki Cumhuriyetlerde çelik boruya ihtiyaç duyulduğunda ilk akla gelen ülke. Yıllık 20 milyar dolara ulaşan dünya dikişli çelik boru ihracatının 2.1 milyon tonla yüzde 10.5'ini Türkiye gerçekleştiriyor. 140'ın üzerinde ülkeye ihracat yapan Türkiye çelik boru sektörünün hedef pazarları arasında Orta ve Güney Amerika ile Afrika yer alıyor. Kuraklık nedeniyle içme suyu ve sulama yatırımlarında hareketliliğin beklendiği şu günlerde sektör, sulama ve içme suyu altyapı yatırımlarını yakın takibe almış bulunuyor. Orta vadede ise hidrojen boru hatları, sektörün yakın markajında. ABD ve AB tarafından uygulanan korunma önlemleri, ihracat pazarında yaşanan sıkıntılar, hammadde tedariki, finansmana erişim sorunları, yüksek finansman maliyetleri, kur riski ve ithalatta uygulanan vergi oranları sorunları nedeniyle son yıllarda üretim ve ihracat performansında istenen çıkışı yapamayan Türk dikişli çelik boru sektörü, çözümü "pazarda üretim" ile aşmaya çalışıyor. Kalite, marka, büyüklük olarak dünya çapında tanınan Türk şirketleri Avusturya, İspanya, Polonya, Romanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri, Kuzey Afrika, ABD ve dünyanın muhtelif ülkelerinde "yerinde üretim" için yatırım yapıyor.

Çelik Boru ve Profil İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Yalçın, sektörün hızla global oyuncu olduğunu vurgulayarak, üyelerinin şu anda yurt dışında 500 bin ton seviyesine gitmekte olan bir üretim kapasitesine sahip olduğunu dile getirdi. Yalçın, sektörün sorunları devam ettikçe yurt dışına yatırımların hızlanarak artacağına işaret etti.

ÜRETİMDE İLK DÖRTTE

ÇEBİD Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Yalçın, Avrupa'nın en büyük imalatçısı konumunda olan dikişli çelik boru sektörünü, hedeflerini, sektörün sorunlarını ve beklentilerini PARA Dergisi'ne anlattı.

Türkiye çelik boru sektörünün üretim kapasitesi, bilgi ve tecrübe birikimi, teknoloji ve altyapısı ile her türlü çelik boru üretimini gerçekleştirebilecek kapasitede olduğunu söyleyen Başkan Yalçın, Türkiye'nin yıllık 4.8 milyon ton dikişli çelik boru üretimiyle Çin, Rusya ve Hindistan'ın ardından dünyada dördüncü sırada yer aldığını vurguladı. Sektörün bu üretim ile Avrupa'da ve bölgesinde birinci sırada bulunduğuna işaret etti. Türkiye dikişli çelik boru üretim kapasitesinin 7.5 milyon ton düzeyinde olduğuna işaret eden Yalçın, bu kapasitenin yüzde 90'ının kullanılması halinde Türkiye'nin Çin'den sonra dünyanın en fazla üretim yapan ülkesi olabileceğine işaret etti. Dünya dikişli çelik boru üretiminin 100 milyon ton olduğunu vurgulayan Yalçın, bu üretimin yüzde 60'ını Çin'in tek başına gerçekleştirdiğini, Türkiye'nin payının ise 4.8 milyon ton ile bu üretimin yüzde 5'i olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin dikişli çelik boru üretiminin yurtiçi talebinin çok üzerinde olduğunu vurgulayan Yalçın, fiili üretimin yaklaşık 3 milyon tonunun (yüzde 60) iç piyasada kullanıldığına dikkat çeken Yalçın, üretimin yaklaşık 2 milyon tonluk kısmının ise (yüzde 40) ihraç edildiğini kaydetti.

2.3 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT

Türk dikişli çelik boru sektörü ihracatının küresel belirsizliklere rağmen 2022 yılı sonunda bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 10.6 oranında artarak 2.1 milyon tona yükseldiğini vurgulayan Yalçın, değer bazında ise ihracatın yüzde 24.2 artarak 2.3 milyar doları aştığını kaydetti. Yalçın'ın verdiği bilgiye göre; büyük çaplı dikişli çelik boru ihracatı 2022'de bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 94.6 oranında artışla 321 bin 597 tona, değer bazında yüzde 129 artışla 396.5 milyon dolara yükseldi. Küçük çaplı dikişli çelik boru ihracatı ise bu dönemde miktar bazında yüzde 2.51 artışla 1 milyon 759.6 bin ton, değer bazında ise yüzde 13.5 artışla 1 milyar 923 milyon 39.5 bin dolar oldu. 2022'de ülkeler bazında en fazla ihracatın Romanya, İngiltere ve ABD'ye gerçekleştirildiğini vurgulayan Yalçın, dikişli çelik boru ihracatının yarısını yaptıkları Avrupa ile ABD'nin geleneksel pazarlar arasında olduğunu kaydetti. ABD ve AB tarafından uygulamaya konulan koruma önlemleri sonrasında üyelerinin yeni pazarlar bulma konusunda önemli gayretleri olduğunu dile getiren Yalçın, özellikle Kuzey Afrika'ya yönelik yapılan çalışmalar sonrasında Fas'a ihracatta artış olduğunu belirtti. Yalçın, "Ayrıca, Mısır ile olan ilişkilerin düzelmeye başlaması ile birlikte bu ülkeye olan ihracatta da önemli artışlar yaşanmasını bekliyoruz. Boru talebinin ve ithalatının yüksek olduğu, Türk çelik boru sektörünün daha az girdiği pazarlar ilgimizi çekiyor. Türkiye, neredeyse tek tedarikçi olduğu Orta Doğu, Irak ve Suriye'de siyasi çalkantılar nedeniyle iş yapamıyor. Doğuya doğru gidemediğimiz için yönümüzü batıya çevirdik. ABD ve Kanada'ya satışlarımız vardı. Sektör dürbününü Orta Amerika, Güney Amerika, Afrika'ya çevirdi" dedi.

Bu arada ithalatın oldukça sınırlı olduğunu belirten Yalçın, serbest bölge satışları dahil olmak üzere ithalat miktarının 100 bin ton ile sınırlı kaldığını dile getirdi.

"2023 DURGUN GEÇİYOR"

Yurtiçi ve yurt dışı piyasalarda talep daralması nedeniyle 2023 yılının durgun geçtiğini söyleyen Başkan Yalçın, "Özellikle Türkiye'nin en önemli ihracat pazarlarından Avrupa'da yaşanan durgunluk talebin gerilemesinde etkili oldu. Yurtiçinde başta finansman kaynaklı olmak üzere bazı projelerde yaşanan gecikmeler talebi olumsuz etkiledi. Bir de bu yıla depremin olumsuz etkisi oldu. Şubat 2023'te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde bazı üyelerimizin üretim tesisleri etkilenirken, bölgedeki üreticilerin hammadde girişlerinde sıkıntılar yaşandı" dedi.

Yalçın, yılın ilk altı aylık dönemine ilişkin ihracat rakamlarının da bunu doğruladığını kaydetti. Yalçın'ın verdiği bilgiye göre; Türkiye'nin dikişli çelik boru ihracatı 2023 yılının ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 13.5 oranında azalışla 929 bin 499 tona, değer bazında yüzde 24.5 azalışla 927 milyon 735 bin dolara geriledi. Yılın ikinci yarısının ilk yarıya göre daha iyi olmasını beklediklerini söyleyen Yalçın, hedeflerinin yılı en az 2022 yılı seviyesinde ihracatta ve üretimde kapatmak olduğunu vurguladı.

2022 yılında dünya dikişli çelik boru ihracatının 20 milyon ton civarında olduğunu dile getiren Yalçın, Türkiye'nin 2.1 milyon ton ihracatla küresel ihracatın yüzde 10'unu yaptığını kaydetti.

YURT DIŞINA YATIRIMLAR ARTIYOR

Türk çelik boru üretim sektörü, yurt dışına yatırımlarıyla da dikkat çekiyor. ÇEBİD Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Yalçın, Türk yatırımcıların Avusturya, İspanya, Polonya, Romanya başta olmak üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde, Kuzey Afrika'da, ABD'de, dünyanın muhtelif ülkelerinde üretim yatırımları yaptığını kaydetti. Son 10 yıldır yurt dışı yatırımlarının arttığını belirten Yalçın, bunun gerekçelerinden bazılarını şöyle aktardı:

"Büyük çaplı borularda nakliye/navlun maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle yerinde üretim fizibil olabiliyor. Yurt dışına yatırımlarında koruma önlemleri bunun içindeki en önemli faktörlerden biri. Avrupa'nın Türkiye'nin de dahil olduğu birçok ülkeye koruma kalkanı var. Kotaları aşarsanız vergiler var. Zaman zaman açılan damping soruşturmaları var. Firmalar bu sorunları aşabilmek için kendi stratejileri doğrultusunda yurt dışında yerinde üretim kararı veriyor. Bunlar tek faktör değil. Firmaların büyüklükleri de önemli. Artık Türkiye'nin kalite, marka, büyüklük olarak dünya çapında tanınan ve bilinen firmaları var. Bunlar da doğal olarak o pazarlara gidiyorlar. Sektör artık hızla global oyuncu olmakta."

GÖZLER SULAMA VE İÇME SUYUNDA

Kuraklık nedeniyle son yıllarda sulama projelerinde çelik borunun öneminin daha da ortaya çıktığını söyleyen Yalçın, kaynakla birleştirildiği için çelik boruyla yapılan sulama projelerinde kaçakla karşılaşılamayacağını vurguladı. Çelik boru yerine kullanılacak diğer boru sistemlerinin "ekli" olduğunu, bunun da kaçağa neden olduğunu ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:

"Yapılan açıklamalar hem içme suyu hem de sulama hatlarında kaçak oranının yüzde 30'a ulaştığı şeklinde. Suyun çok değerli olduğu bu dönemde söz konusu kaçağın önlenmesi için çelik boru gibi sistemler önem kazanıyor. O nedenle içme suyu ve sulama yatırımlarında çelik boru kullanımı artıyor. Türkiye henüz sulama ve içme suyu yatırımlarını tamamlamadı. Tamamlasa bile; hangi boru hattını yaparsanız yapın, hepsinin bir ekonomik ömrü var. Tasarımın kriterine göre değişmekle birlikte su ve sulama yatırımlarında boru hattının ömrü 50 yıla çıkıyor. Türkiye büyük bir ülke. Büyük şehirleri var. Su kaynakları kıt. Su kaynaklarının büyükşehirlere uzak mesafelerden getirilmesi gerekiyor" diye konuştu.

Deprem sonrasında yeniden inşa ve ihya çalışmalarının da sektörü hareketlendireceğini dile getiren Yalçın, bazı üyelerinin tesislerinin depremde hasar gördüğünü, hammadde tedarikinde sıkıntı yaşandığını hatırlatarak, buna karşın depremin hemen ardından çelik boru üreticilerinin hızlıca üretime geçtiğini kaydetti. Bugün bölgenin yaralarının sarılmasında o firmaların çok büyük katkıları olduğunu söyleyen Yalçın, "Deprem bölgesinde üretim hızla devam ediyor. Sevinçle söylüyorum, deprem bölgesinde yeni yatırımlar yapılıyor" ifadelerini kullandı.

HİDROJEN BORU HATLARI GÜNDEMDE

Yeni çevreci enerji sistemlerinden birinin hidrojen olduğunu vurgulayan Yalçın, hidrojenin boru hatlarıyla iletilebildiğine, ancak mevcut boru hatlarının hidrojeninin taşınması için uygun olmadığına işaret etti. Yalçın, "Hidrojen boru hattında kullanılacak çeliğin biraz daha özel olması gerekiyor. Bunun için de özel üretim sertifikaları olması lazım. Türk çelik boru sanayi de bunu gayet iyi biliyor. Hidrojen boru hatlarına yönelik gerekli hazırlıkları üye firmalarımız yapıyor. Halihazırda hidrojen boru hatları için kullanılabilecek çelik boruları üretmek için hazırlıklarını tamamlayıp sertifikalarını alanlar, üretime geçenler var. Özellikle büyük çaplı boru üreten üyelerimizin sertifikası var. Sertifikalarını almak için hazırlıklarını yapanlar da var. Hidrojen boru hatlarının orta vadede önemli bir konu olacağını düşünüyoruz. Kısa vadede ise hala daha sulama ve enerji, doğalgaz hatları merceğimizde" dedi.

HAMMADDE DÖVİZLE, YURTİÇİ SATIŞLAR TL İLE

Başkan Vedat Yalçın sektörün öne çıkan sorunlarına da değindi. Finansmanın, ülkenin olduğu gibi sektörün de en önemli sorunu olduğunu vurgulayan Başkan Vedat Yalçın, hem finansmana erişimde hem de finansman maliyetlerde sorun yaşandığını kaydetti. Türkiye'nin CDS primlerinin bir miktar düştüğünü dile getiren Yalçın, "Umarım daha da düşer. Üyelerimiz de uygun şartlarda finansmana ulaşabilir. Bizim sektör dolar bazlı konuşulur. Hammaddeyi yurtiçinden de yurt dışından da alsak dolarla ödeme yapılıyor. Buna karşın kamuya ve özel sektöre yaptığımız yurtiçi satışların tümü Türk lirasıyla gerçekleşiyor. Bu da bizi kur riskine maruz bırakıyor. Bunun için de bankacılık ve finans sektöründen belli argümanları kullanarak bu riski minimize etmeye çalışıyorsunuz. Kamu ödemelerinde gecikmeler yaşanabiliyor. Üretim maliyetlerinin yüksekliği de diğer bir sorun. Hammaddenin çoğunluğu yurtiçinden tedarik ediliyor. Türkiye'nin yassı çelik üretimi az, tüketimi fazla. Hammadde tedarikinde sıkıntı yaşanıyor. Sektör şu anda ciddi yatırımlar yapıyor. Bu yatırımlarla önümüzdeki yıllar itibarıyla yassı çelik üretimindeki açık kapanacak. Bu hepimizin beklediği güzel haber. Daha çok üretilebilsin ki biz de ülkemizden alabilelim. Yassı çelik sektöründeki uygulanan korunma önlemleri var. Yüzde 13-15 oranında" dedi.

"SEKTÖRDE DAMPİNG SORUŞTURMALARI BİTMEZ"

Yalçın, sektörün en önemli sorunlarından birinin de korunmacılık önlemleri olduğunu söyledi. Bu konuyu zaman zaman Bakanlığa ilettiklerini söyleyen Yalçın, şöyle konuştu:

"Demir-çelik sektöründe damping soruşturmaları, kota uygulamaları bitmez. AB ile malların serbest dolaşımı anlamına gelen Gümrük Birliği anlaşmamız var. Ama muhtelif teknik detaylar nedeniyle engeller çıkarılıyor. Sorun bir türlü çözülemiyor. Gönül istiyor ki; Gümrük Birliği anlaşmasının revizyonu ile bu sorun çözülür. Serbest ticaretin yapıldığı, ihracat açısından haksız rekabetin olmadığı bir pazar bekliyoruz. Hatırlanacağı üzere dünya serbestliğe giderken, 2018'de ABD hükümeti güvenlik gerekçesiyle aldığı koruma tedbiriyle bütün dünyaya demir-çelik ürünlerine yüzde 25 vergi koydu. Sonra da bazı ülkelerle anlaşma yoluna gitti. Türkiye ile de böyle bir anlaşma gündeme geldi. Ancak anlaşma yapılmadı. ABD ile başlayan korumacılık genişledi. AB de aynı şeyi yaptı. Bu pandemiyle perçinlendi. Dünya son yıllarda en korumacı dönemini yaşıyor. Bundan biz de sektör olarak payımızı aldık. Korunma önlemleri nedeniyle Türkiye'nin çelik boru üretimindeki artış yatay seyir izledi. Türkiye'de yoksa verimli üretim yapan, son teknolojiyi takip eden, müşteri odaklı, üretim kabiliyeti yüksek, nispeten işçilik açısından gelişmiş pazarlara göre rekabet şansı yüksek, düşük kar marjlarını kabullenmiş son derece dinamik bir sektör var. Bugün böyle bir korumacılık süreci yaşanmamış olsaydı, Türk çelik boru sektörün yüzde 20 daha yukarıda olurdu. Bu pazarlardaki korumacılık önlemleri elimine edilmediği sürece, sektör zorlanır. Sektör burada imal etmek yerine, yerinde/pazarda imalatın yollarını arar. Bugün hala yurt dışında yeni yatırımlar yapan, yapmaya hazırlanan Türk yatırımcılar var."

50 BİN KİŞİ İSTİHDAM EDİLİYOR

Türkiye dikişli çelik boru sektöründe irili ufaklı 50 firma faaliyet gösteriyor. İSO 500 listesinde her yıl sektörden 10 civarında şirketin yer aldığını ifade eden Yalçın, doğrudan ve dolaylı sektörde 50 bin kişinin istihdam ettiğini kaydetti. Dikişli çelik boru sektörünün, Türkiye ekonomisine üretim katkısının 6 milyar dolar olduğunu söyledi.

Sektörün temellerinin 50'li yıllarda atıldığını dile getiren Yalçın, hem doğalgaz borusu ihtiyacı hem de Türkiye'de yapılan büyük montanlı içme suyu boru hatlarının katkısıyla sektörün 1990'lı yıllarda hızla büyüdüğüne dikkat çekti. Yalçın, "Aynı yıllarda sektör ihracata da hızlı başladı. Avrupa ve Kuzey Afrika'da birçok pazarda ciddi projelere imza attı" dedi.

KÜÇÜK ÇAPLI BORU ÜRETİMİNİN PAYI YÜZDE 88'LERDE

Dünyada çelik boru üretimi dikişli (kaynaklı) ve dikişsiz (kaynaksız) olarak ikiyi ayrılıyor, Türkiye'de dikişli çelik boru üretimi yapılıyor. ÇEBİD Başkanı Vedat Yalçın'ın verdiği bilgiye göre; kaynak teknolojisi geliştiği için dünyada dikişli çelik boruya talep her geçen gün artıyor, pazar payı büyüyor. Dikişli çelik borular; çaplarına, kullanım alanlarına ve üretim teknolojilerine göre ayrılıyor. Sektörde temel olarak dikişli çelik borular "büyük" ve "küçük" olmak üzere çaplarına göre sınıflandırılıyor. Türkiye'de "büyük ve küçük" olmak üzere her iki boru türünden yaklaşık 4.8 milyon ton üretim yapılırken, bunun yüzde 88'ini küçük çaplı çelik borular oluşturuyor. Geçmişten günümüze üretim verileri analiz edildiğinde, Bakü-Tiflis-Ceyhan, Mavi Akım, Şahdeniz ve TANAP gibi birçok önemli projenin yapıldığı yıllarda büyük çaplı çelik boru talebi ve üretiminin arttığı görülüyor. Örneğin, TANAP'ın hayata geçirildiği yıllarda büyük çaplı boru üretiminin toplam içindeki payının yüzde 25'lere çıktığı dikkat çekiyor. Türkiye dikişli çelik boru üretiminin yüzde 4.9 arttığı 2022 yılında, büyük çaplı borularda artışın yüzde 46.7'yi bulduğu görülüyor. Bunda da Sakarya Gazı'nın sisteme verilmesi için yapılan boru hattının etkisi olduğu ifade ediliyor. Büyük çaplı dikişli çelik borular temel olarak petrol ve doğalgaz boru hatlarında, içme suyu ve sulama yatırımlarında, ayrıca iskele ve rıhtımların inşasında kazık olarak kullanılıyor. Başkan Yalçın, büyük çaplı çelik boruların kullanıldığı sulama yatırımlarına İstanbul'un suyunu temin için hayata geçirilen Melen Projesi'ni örnek verdi. TANAP'ta 1.6 metre, Melen Projesi'nde üç metre çaplı dikişli çelik boru kullanıldığını dile getiren Yalçın, Türkiye'de üç buçuk metre çapına kadar her ölçekte boru üretimi yapıldığının altını çizdi. Yalçın, küçük çaplı çelik borunun ise özetle otomotiv, beyaz eşya, makine, petrol endüstrisi, mobilya, inşaat, çelik konstrüksiyon ve çelik yapılar başta olmak üzere birçok alanda kullanıldığını kaydetti.

KARADENİZ DOĞALGAZINA "TÜRK" BORUSU

ÇEBİD Başkanı Vedat Yalçın, küçük ve büyük çaplı çelik boruların kullanıldığı gündemdeki bazı projelere de değindi. Bunlardan ilkinin Sakarya Gaz Sahası'ndaki 540 milyar metreküplük doğalgazı ulusal sisteme aktaran boru hattının kara kısmına döşenen boru hatları olduğunu söyleyen Yalçın, boru hattının karadaki kısmında kullanılan dikişli çelik boruların yurtiçinden temin edildiğini söyledi. Türkiye'nin dikişli çelik boru ihracatının oldukça sınırlı olduğunu dile getiren Yalçın, Karadeniz doğalgazının taşınması örneğinde olduğu gibi denizin altında döşenen çelik boruların ithal edildiğini kaydetti. Yalçın, son beş-altı yıldır büyük çaplı dikişli çelik boru üretimi yapan yerli üreticiler arasında denizaltında kullanılacak boruların üretimini de yapmaya başladığını sözlerine ekledi. Diğer bir projenin ise Ankara'daki 19 Mayıs Stadyumu olduğunu söyleyen Yalçın, bu projede küçük ve büyük çaplı olmak üzere tasarıma göre yaklaşık 15 bin ton dikişli çelik boru kullanıldığını kaydetti. Yurt dışında büyük gökdelenlerin, sanayi yapılarının çelik borudan yapıldığına işaret eden Yalçın, deprem bölgesi olan Türkiye'de çelik yapıların yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizdi.

BİZE ULAŞIN