Turizm ve ihracatta rekor kırdık

Yılın ilk altı ayında turizmde 23.7 milyar dolar gelirle rekora imza atıldı. Temmuz’da Türkiye’nin ihracatı yüzde 13.8 artışla 12.5 milyar doları aştı. Bu performans, en yüksek Temmuz ayı ihracatı olarak kayıtlara geçti. Bu hafta ise gözler, Temmuz ayı enflasyon verisi ve yılın üçüncü enflasyon raporunda olacak…
08.08.2024 12:17 GÜNCELLEME : 08.08.2024 12:17

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye turizmde yeni rekora imza attı. Türkiye'nin turizm geliri 2024'ün ilk yarısında yıllık yüzde 9.3 artarak 23 miyar 660.3 milyon dolar olurken, ülkeden çıkış yapan ziyaretçi sayısı ise yüzde 13.2 artarak 25 milyon 107 bin 974 kişiye ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'nin turizm gideri 2024 yılının ilk altı ayında yıllık yüzde 2.8 artışla 3 milyar 735.5 milyon dolar oldu. Yılın ilk yarısında yurtdışını ziyaret eden vatandaş sayısı da yüzde 9.43 artışla 5 milyon 413 bin kişiyi aştı. 2023'te yıllık bazda Türkiye'nin turizm geliri yüzde 12 artışla 55.9 milyar dolar, ülkeden çıkış yapan ziyaretçi sayısı yüzde 11.2 artışla 57 milyon 77 bin 440 kişi düzeyinde gerçekleşmişti. Turizm verilerine ilişkin açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, açıklanan rakamların 2024 yılı sonu için hedeflenen 60 milyar dolar gelir, 60 milyon ziyaretçi hedefiyle uyumlu olduğunu belirterek, yılsonu hedeflerinin yakalanacağını kaydetti.

TÜİK verilerine göre, Türkiye'nin turizm geliri yılın ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 11.8 artışla 14 milyar 875.5 milyon dolara, ziyaretçi sayısı yüzde 15 artışla 16 milyon 97 bin 884 kişiye ulaştı. Ziyaretçilerin 2 milyon 405 bin 675'ini yurtdışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu. İkinci çeyrekte ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 101 dolar, kişi başı ortalama harcama ise 924 dolar oldu.

İHRACATTAN YENİ REKOR

Türkiye'nin ihracatı Temmuz'da yıllık yüzde 13.8 artışla 22.5 milyar doları aşarken, bu performansla tüm zamanların en yüksek Temmuz ayı ihracat rakamına ulaşıldı. Temmuz ayı dış ticaret verileri Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe'nin katılımıyla Kayseri'de düzenlenen toplantıda açıklandı.

Ticaret Bakanlığı'nın geçici dış ticaret verilerine göre Temmuz'da ithalat yıllık yüzde 7.9 azalışla 29.7 milyar dolar, dış ticaret açığı yüzde 42.3 azalışla 52.3 milyar dolar oldu. Temmuz'da ihracatın ithalatı karşılama oranı yıllık 14.5 puan artışla yüzde 75.7'ye çıktı. Yılın ilk yedi ayında ihracat yüzde 4.1 artışla 148.8 milyar dolar, ithalat yüzde 8.4 azalışla 198.6 milyar dolar, dış ticaret açığı yüzde 32.5 azalışla 49.8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Son 12 aylık yıllıklandırılmış verilerle ihracat yıllık yüzde 3.4 artışla 261.5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

ENFLASYON VERİLERİ AÇIKLANACAK

Bu arada 5 Ağustos'ta Temmuz ayı enflasyon verileri açıklanacak. TÜİK verilerine göre, Haziran'da tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık yüzde 1.64, yıllık yüzde 71.60 artmıştı. TCMB'nin piyasa katılımcıları anketinde, katılımcıların Temmuz ayı TÜFE beklentisi yüzde 2.77 düzeyindeydi. TCMB, elektrik ve diğer yönetilen/yönlendirilen kalem fiyatlarındaki artışların Temmuz'da enflasyona yaklaşık 1.5 puan katkı yapması bekleniyor. Bu arada geçen hafta BOTAŞ Ağustos ayı itibarıyla konutlarda kullanılan doğalgaza toptan satış fiyatında yüzde 38, yıllık doğal gaz tüketimi 300 bin metreküp ve altında olan serbest tüketicilerin elektrik üretimi haricinde kullandıkları doğal gazın satış fiyatında ise yüzde 33.1 artışa gidildiğini bildirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan (EPDK) yapılan açıklamaya göre gaz alım bedelindeki yüzde 38'lik artış Türkiye geneli için konut fiyatları ortalamasını yüzde 24.4, yüzde 33.1'lik artış ise yüzde 28.7 artırdı.

Şunu da hatırlatalım, TCMB yılın üçüncü enflasyon raporunu 8 Ağustos'ta Ankara'da açıklayacak. TCMB yılın ikinci enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 36'dan yüzde 38'e çekmişti.

Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Kabaklarlı, Ağustos ayı itibarıyla doğal gaza yapılan zammın enflasyona etkisinin olacağını vurguladı. 2023 yılı Temmuz'da TÜFE'nin aylık yüzde 9.49 artış ile yılın rekorunu kırdığını anımsatan Kabaklarlı, "2024 Temmuz'da baz etkisi ile enflasyonda düşüş trendinin devam etmesi bekleniyor. Merkez Bankası 2024 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 38'e çıkardı. İlk altı ayda gerçekleşen enflasyon yüzde 22.58. Yapılan zamların enflasyona etkisi genellikle doğrudan olur. Ağustos verilerinin de bu etkiyi hissettirebileceği düşünülüyor. Enflasyonda genel bir yükseliş trendi görülebilir, fakat yıllık enflasyon oranının düşmeye başlaması da durumu etkileyecektir" dedi.

DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİ KAPANACAK

TÜİK, 2023 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarını temel alarak nüfus projeksiyonlarını yeniledi. Türkiye'de doğurganlıktaki hızlı düşüş nüfus projeksiyonu sonuçlarında etkili oldu. Nüfusun artmaya devam etmesi için kadın başına düşen çocuk sayısının en az 2.10 olması gerekiyor. Toplam doğurganlık hızı, 2023'te 1.51'e kadar geriledi. Demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryoya göre, 2023'te 85 milyon 372 bin 377 kişi olan Türkiye nüfusunun, 2050'de 93 milyon 774 bin 618 kişiye ulaşması bekleniyor. Türkiye nüfusunun 2100'de 77 milyonun altına düşmesi öngörülüyor. Düşük senaryoya göre ise nüfusun 2100'de 55 milyonun altına düşmesi bekleniyor.

Bağımlı nüfus toplamının, çalışma çağı nüfusunun yarısından az olduğu dönem, "demografik fırsat penceresi" olarak nitelendiriliyor. Projeksiyon sonuçları 2030'un ilk yarısında yaşlı nüfus oranının yüzde 15'i aşacağına ve demografik fırsat penceresinin kapanacağına işaret ediyor.

Prof. Dr. Veysel BOZKURT / İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi

"İnovasyonu artırıcı politikalar geliştirilsin"

TÜİK verileri, Türkiye'nin hızla yaşlanma sürecine girdiğini gösteriyor. Günümüzde doğurganlık oranı 1.51'e düştü. Nüfusun kendini yenileyebilmesi için gerekli olan kritik eşik, kadın başına 2.1 doğum. TÜİK projeksiyonlarına göre, demografik fırsat penceresi 2030'ların ilk yarısında kapanacak. Demografik fırsat penceresi, bağımlı nüfusun (15 yaş altı çocuklar ve yaşlılar) oranının çalışma çağındaki nüfustan düşük olmasını ifade eder. Vasıflı bir işgücüne sahip ülkeler, bu dönemde daha yüksek büyüme potansiyeline sahiptir. Nüfus artış hızının düşmesi beklenen bir durumdu, ancak son yıllardaki gerileme beklenenden daha hızlı gerçekleşti. Türkiye genelinde 1.51 olan doğurganlık oranı, büyük şehirlerde çok daha düşük. Bu durum, doğurganlığın Türkiye genelinde yakın gelecekte daha da düşeceği anlamına gelir. Eğer yapay zeka ve robot teknolojisinde olağanüstü bir gelişme olmazsa, Türkiye'de birçok alanda işgücü açığı yaşanacak. Önümüzdeki dönemde sosyal güvenlik kurumu üzerindeki baskı ve emekli maaşlarını karşılama zorlukları daha da artacak. Ayrıca yaşlanan nüfusla birlikte sağlık harcamaları ve yaşlı bakım hizmetlerine olan ihtiyaç artacak. Bu durumu göz önünde bulundurarak, politika yapıcıların nüfus artış hızını artırmaya yönelik kapsamlı ve tutarlı politikalar uygulaması önemlidir. Ancak teşviklere rağmen doğurganlık oranındaki gerilemenin devam etmesi bekleniliyor. Bu nedenle, işgücünün verimliliğini ve ekonomide inovasyonu artırmaya yönelik politikalar geliştirilmeli; olası sosyo-ekonomik sorunlara hazırlıklı olunmalı.

Prof. Dr. Esra KABAKLARLI / Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Az turist, daha fazla kişi başı turizm geliri hedeflenmeli"

Turizmde yüksek sezon olarak değerlendirilen yaz aylarını kapsayan üçüncü çeyrek verileri önem taşımakta. İkinci çeyrek verilerinin de iyi gelmesi üçüncü çeyrek verileri için olumlu beklentiler oluşturmakta. Turizm verilerinin ekonomiye ve cari dengeye yansıması birkaç önemli biçimde gerçekleşir: Ekonomik etkileri içinde en önemli etki gelir artışı ve döviz kazandırması. Bunu, Merkez Bankası'nın daha çok yakın zamanda eksi değerde olan swap hariç net rezervlerin toparlanması ile anlıyoruz. 26 Temmuz haftasında swap hariç net rezervler 24.4 milyar dolar oldu. Sürdürülebilirlik, turizm sektörü için de çok önemli. Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkıda bulunurken, cari denge üzerinde de olumlu etkiler yaratır. Ancak, turizmin bu etkilerinin sürdürülebilir olması için çevresel, sosyal ve kültürel dengenin korunması önemlidir. Avrupa'da yerel halkın aşırı turist alan İspanya ve İtalya'da tepki göstermesi, Venedik kentinin aşırı turizmle mücadele amacıyla günübirlik girişleri ücrete bağlaması ve İtalya'nın güneyinde otellerin yaşanan su sıkıntısı ile daha fazla turist kabul edememesi diğer bir boyut. 2024'te Türkiye için 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar gelir hedefi düşünüldüğünde turist başına ortalama harcama hala bin doların altında ve geçen seneye oranla düşmüş durumda. Hedef olarak az turist ve daha fazla kişi başına turizm geliri seçilerek üst gelir seviyesine yönelik sanat turizmi ya da sürdürülebilir odaklı alanlara geçilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Prof. Dr. Mustafa YILDIRAN / Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Dış ticaretteki düzelme enflasyonla mücadeleyi destekliyor"

Dış ticaret dengesinde düzelme devam ediyor. Bu sonuç, dış kaynaklı enflasyonun kontrol almasını kolaylaştırırken, döviz ihtiyacını azaltacağından döviz kurunun ani artışlarına da izin vermeyecektir. Türkiye'de ihracatın yıl sonuna kadar artışı sınırlı da olsa devam edecek. Bu durumda 270 milyar dolara yakın bir ihracata, 350 milyar dolara yakın ithalata ve yüzde 77 seviyesinde ihracatın ithalatı karşılama oranına ulaşılması mümkün görünüyor. Bu sonuç da son yılların en dengeli dış ticaret yapısını gösteriyor. Bu trendi etkileyen bir olumlu bir de olumsuz iki etken söz konusu. Olumlu etken, Avrupa Birliği ülkelerinde düşen enflasyon nedeniyle faiz indirimi sürecine girilmesi dış talebi artıracağı için ihracat artış eğiliminin devam edecek olması. Olumsuz etken ise, kurlardaki değerlenme nedeniyle ithalatın cazibesi artacağından ithalattaki azalmanın hızı kesmesi. Ayrıca küresel ekonomiyi bekleyen en önemli tehdit olan jeopolitik riskler de Türkiye'nin dış ticareti üzerinde gölge yapmaya devam edecek. İhracatçı firmalar açısından izlenen politikanın zorlukları olmasına rağmen, firmaların kur riski yönetimi ve ihracat planlaması gibi yönetim becerileri gerektiren alanlarda da kendisini geliştirmesini gerektirecek. Özetle, Türkiye'de uygulanan dezenflasyon politikası dış ticaret dengesini düzeltici ve dengeli devam etmesi yönünden destekliyor. Dış ticaret dengesinin düzelmesi, enflasyonla mücadeleyi ve kuru dengede tutmayı da kolaylaştırıcı yönde etkiliyor.

BİZE ULAŞIN