Coğrafi işaretli ürün pazarı patladı

Coğrafi işaretli ürünler pazarı dünyada 200 milyar dolara, Avrupa’da 60 milyar euroya ulaşırken, Türkiye’de de her geçen gün büyüyor. Bin 630’un üzerinde coğrafi işaret tescilli ürünü bulunan Türkiye, bu alanda dünyada sayılı ülkelerden biri konumunda. Türkiye’nin AB nezdinde tescillenen 28 coğrafi işaretli ürünü bulunurken, bu sayının yılsonuna kadar 29’a çıkması bekleniyor. 60’ı aşkın ürün de AB tescili bekliyor…
09.11.2024 10:49 GÜNCELLEME : 14.11.2024 10:47

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Coğrafi işaretli (Cİ) ürünler pazarı dünyada 200 milyar dolara, Avrupa'da ise 60 milyar euro büyüklüğe ulaştı. Türkiye'de de bu pazarın hacmi her geçen gün büyüyor. 2024 Ekim ayı itibariyle Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından tescil edilmiş bin 639 coğrafi işaretli ürünümüz bulunuyor. 600 başvurunun ise tescil işlemleri devam ediyor. Bu arada Türkiye, zengin kültür ve lezzet mirasını coğrafi işaretli ürünlerle uluslararası arenaya taşıyor. Türkiye'nin AB nezdinde tescillenen 28 coğrafi işaretli ürünü bulunurken, bu sayının yılsonuna kadar 29'a çıkması bekleniyor. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'na Türkiye'den başvurusu yapılan yaklaşık 60 ürünün de tescil süreci devam ediyor. TÜRKPATENT, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) ile AB'de coğrafi işaret tescili alan ürünlerin Avrupa'da markalaşması konusunda ortak proje yürütmeye hazırlanıyor. AB tescilli ürünlerin dünyada tanınırlığını artırarak markalaşmasının sağlanması ve ekonomik değerinin artırılması planlanıyor.

Bu alanda dünya pazarlarında daha etkin yer almak isteyen firmalardan denetimlerin tarafsız bir otorite tarafından yapılması, AB tescilli coğrafi işaretlere desteğin artırılması, Türkiye Coğrafi İşaretler ve Geleneksel Ürünler Enstitüsü'nün kurulması gibi talepler geliyor.

"Hüyük Çileği, "Bursa Siyah İnciri/Bursa Siyahı", "Söke Pamuğu" ve Manisa Mesir Macunu'nun Avrupa Birliği'nde tescil edildiği haberlerinin art arda geldiği bu dönemde, coğrafi işaretler konusunu masaya yatırdık. Ayrıntılar haberimizde.

TECSİLİN YAPILDIĞI ÜLKEDE GEÇERLİ OLUYOR

Önce AB'ye coğrafi işaret tescili başvuru süreçlerine bir göz atalım. Sınai mülkiyet hakları, fikri mülkiyetin korunması amacıyla dünya genelinde her ülkede uygulanan tescil süreçleri aracılığıyla güvence altına alınıyor. Bu haklar sadece, tescilin yapıldığı ülkede geçerli olmakla birlikte ürünlerin uluslararası düzeyde tanınmaları açısından da kritik bir öneme sahip. Bu bağlamda, Türkiye'de tescil edilen coğrafi işaretler (Cİ), yalnızca Türkiye sınırları içinde korunabiliyor. TÜRKPATENT'ten edinilen bilgiye göre farklı ülkelerde koruma elde etmek için ilgili ülkelerin mevzuatı çerçevesinde tescil başvurusunda bulunmak veya uluslararası koruma sağlayan sistemler kapsamında başvuru yapmak gerekiyor. Bu yollardan biri, AB ülkelerinde geçerli koruma sağlayan 2024/1143 sayılı Şarap, Distile Alkollü İçki ve Tarım Ürünleri Hakkında Kalite Terimleri üzerine oluşturulmuş Avrupa Birliği Parlamentosu ve Konseyi Tüzüğü çerçevesinde AB Komisyonu'na başvuru yapmak. AB Komisyonu'na gıda-tarım ürünleri, şaraplar ve distile akollü içkiler ile ilgili coğrafi işaretler için başvuru yapılabiliyor.

ÖNCE TÜRKİYE'DE TESCİL GEREKİYOR

AB nezdinde başvuru yapılabilmesi için öncelikle, ilgili coğrafi işaretin TÜRKPATENT nezdinde tescil edilmiş olması gerekiyor. Başvurular, tescil ettiren veya TÜRKPATENT aracılığı ile AB Komisyonu'na gönderiliyor.

Gıda-tarım, şarap ve distile alkollü içki ürünü olan coğrafi işaretlerin AB'de tescili, 2024/1143 sayılı Tüzük ve bu Tüzüğün yakın zamanda yürürlüğe girmesi beklenen uygulama yönetmeliği uyarınca gerçekleştiriliyor.

Coğrafi işaretler, kaynaklandığı ülkedeki adıyla ve Latin harfleriyle yazılışı ile tescil edilip korunuyor. Başvuruların üretici birlikleri tarafından yapılması gerekiyor. İlgili üretici birliğinin AB tarafından tanınabilmesi için şu şartlar aranıyor:

"Belirli bir hukuki yapıya sahip olması, ürün üreticilerinin yüzde 50'den fazla bir kısmının bu birliğe üye olması veya ürün üreticileri arasında üye oranının belirli bir seviyede olması ve pazarlanabilir üretimin hacminin veya değerinin yüzde 50'den fazlasını oluşturması." Başvurular, AB'nin resmi dillerinden birinde yapılıyor. Gıda-tarım, şarap ve distile alkollü içki ürünü ile ilgili coğrafi işaret başvuruları için AB Komisyonu tarafından mevcut durumda ücret talep edilmiyor.

Başvuru içeriğinde yer alması gereken hususlar ise şöyle: "Başvuru yapanın üretici grubu olduğunu kanıtlar nitelikte belge, tek belge (Single Document), ürün şartnamesi, ulusal tescil belgesi ve çevirisi."

Şunu da not düşelim; TÜRKPATENT'in resmi internet sayfasında, coğrafi işaretlerin AB'de tescil edilebilmesi için nasıl başvuru yapılacağına yer veriliyor.

AB KAPISINI İLK "ANTEP BAKLAVASI" ARALADI

Şimdi de Türkiye'nin AB tescilli coğrafi işaretli ürünlerine bir göz atalım. Türkiye'nin AB nezdinde tescillenen 28 coğrafi işaretli ürünü bulunuyor. Süreç 21 Aralık 2013'te Antep Baklavası/Gaziantep Baklavası'nın tescili ile başladı. Antep Baklavası, AB tarafından tescil edilen ilk Türk ürünü olurken, Gaziantep Sanayi Odası ilk defa bir Türk ürününe AB tescili almayı başardı.

Antep Baklavası'nın ardından AB tescili süreci Aydın İnciri, Malatya Kayısısı, Aydın Kestanesi, Milas Zeytinyağı, Bayramiç Beyazı, Taşköprü Sarımsağı, Giresun Tombul Fındığı, Antakya Künefesi, Suruç Narı, Çağlayancerit Cevizi, Gemlik Zeytini, Edremit Zeytinyağı, Milas Yağlı Zeytini, Ayaş Domatesi, Maraş Tarhanası, Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini, Ezine Peyniri, Safranbolu Safranı, Aydın Memecik Zeytinyağı, Araban Sarımsağı, Osmaniye Yer Fıstığı, Bingöl Balı ile devam etti. Son olarak ise S.S. Bursa Bölgesi Tarım Kooperatifleri Birliği'nce başvurusu yapılan Bursa Şeftalisi, Hüyük İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Hüyük Organik Çilek Üreticileri Birliği'nce başvurusu yapılan "Hüyük Çileği", yine S.S. Bursa Bölgesi Tarım Kooperatifleri Birliği'nce başvurusu yapılan "Bursa Siyah İnciri/ Bursa Siyahı" ve Söke Ticaret Borsası'nca başvurusu yapılan "Söke Pamuğu'nun" Avrupa Birliği'nde tescili yapıldı. Son olarak da haberimiz dergimizde yayınlandıktan birkaç gün sonra Uluslararası Coğrafi İşaret Seferberliği kapsamında TÜRKPATENT olarak başvurusu yapılan, 41 farklı baharatla hazırlanan ve asırlık tarihsel geçmişi olan Manisa Mesir Macunu da AB tescili aldı. İnternette yayınladığımız haberimizi, bu güncellemeyi yaparak yayınlıyoruz.

"SÜREÇ ZORLU, KARARLILIKLA DEVAM EDİLMELİ"

"AB tescil süreci zorlu olmasına, engeller çıkmasına rağmen kararlılıkla devam edilmeli" diyen Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, Antep Baklavası'nın ardından "Araban Sarımsağı" için de AB tescili alındığını anımsatarak, Gaziantep'te AB tescili için daha birçok ürün üzerinde çalışmaların devam ettiğini söyledi. Ünverdi, "Gaziantep'i Geliştirme Vakfı (GAGEV) çatısı altında, belediyelerimiz, oda ve borsalarımız, sivil toplum kuruluşları ve kurumlarımızla birlikte kentimiz kültürel mirasına sahip çıkmak, tanıtmak ve standartlar konusunda belgelendirilmesini sağlayarak korunmasını sağlamak hedefiyle çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

TÜRKPATENT veritabanına göre Gaziantep'in 106 tescilli ürününden 32'sinin başvurusu GAGEV, 45'inin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve 23'ünün de Gaziantep Ticaret Borsası tarafından yapılmış. Başvurulara baktığımızda ise sekiz başvuru ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ilk sırada yer alırken, bunu iki başvuruyla Gaziantep Geliştirme Vakfı, iki başvuruyla Nizip Kaymakamlığı ve bir başvuruyla Gaziantep Ticaret Borsası izliyor.

GAZİANTEP BİRÇOK ÜRÜN İÇİN AB'DEN TESCİL BEKLİYOR

31 Ekim 2024 itibarıyla Türkiye'den AB Komisyonu'na coğrafi işaret tescilli 63 ürün için başvuru yapılmışken, bu ürünlerin sekizinin Antep Baklavası ve Araban Sarımsağı için AB tescili alan Gaziantep'e ait olduğunu söyleyelim. Bu ürünler; Antep fıstığı, Antep Bulguru/Gaziantep Bulguru, Oğuzeli Nar Ekşisi, Antep Muskası/Gaziantep Muskası, Antep Fıstık Ezmesi/Antepfıstığı ezmesi, Antep Lahmacunu, Gaziantep Koruk Ekşisi, Gaziantep Menengiç Kahvesi/Gaziantep Melengiç Kahvesi.

AB'ye coğrafi işaret tescili başvurularında dikkat çeken illerden biri de Denizli. Denizli'nin Tavas Yanık Koyun Yoğurdu, Tavas Baklavası, Buldan Kestanesi, Denizli Çalkarası Üzümü, Denizli Leblebisi, Kale Biberi ve Denizli Kekiği için başvuruları bulunuyor. Ayaş Domatesi'ne AB tescili alan Ankara'nın Polatlı Soğanı ve Beypazarı Kurusu için AB Komisyonu'na tescil başvurusu bulunuyor.

İLAN AŞAMASI BEKLENİYOR

Aydın İnciri, Aydın Kestanesi, Aydın Memecik Zeytinyağı, Söke Pamuğu için AB tescili alan Aydın'ın, "Aydın Çam Fıstığı ve Aydın Memecik Zeytini" için de AB tescil başvurusu bulunuyor. Bu başvurular, Aydın Kestanesi ve Aydın Memecik Zeytinyağı'nın AB'de tescil ettiren Aydın Ticaret Borsası tarafından yapıldı. Şu anda her iki ürünün başvuru süreçleri değerlendirilmiş olup, ilan aşamasını beklediklerini vurgulayan Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, "Coğrafi işarette özverili çalışmalar sergileyen Borsamız, Aydın Kestanesi, Aydın Memecik Zeytinyağı, Aydın Memecik Zeytini, Aydın Yamalak Sarısı Zeytini ve Aydın Çam Fıstığı'nı Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilledi. Aynı zamanda Aydın Enginarı için Türk Patent ve Marka Kurumu'na coğrafi işaret tescili için başvuruda bulunduk ve tescilini bekliyoruz. Şunu belirtmek isteriz ki; İlimiz, Avrupa Birliği coğrafi işaret çalışmalarında ülkemizde birinci sırada yer alırken, Borsamız da en çok coğrafi işaret tescilli ürüne sahip kurum niteliği taşıyor" dedi.

KIRKAĞAÇ KAVUNU DA LİSTEDE

AB Komisyonu'na Mersin'in Silifke Yoğurdu için, Manisa'nın Kırkağaç Kavunu, Manisa Sultani Çekirdeksiz Üzümü, Manisa Mesir Macunu için, Kayseri'nin Kayseri Mantısı, Kayseri Sucuğu ve Kayseri Pastırması için, Afyon'un Afyon Sucuğu, Afyon Manda Yoğurdu / Afyonkarahisar Manda Yoğurdu, Afyon Pastırması, Afyon Kaymağı için başvurusu bulunuyor.

Gemlik Zeytini, Bursa Şeftalisi, Bursa Siyah İnciri için AB tescili alan Bursa'nın ise Bursa Kestane Şekeri için AB tescili başvurusu var. Milas Zeytinyağı ve Milas Yağlı Zeytini'ne AB tescili alan Muğla'nın Milas Çekişke Zeytini, Fethiye Kaya İnciri, Muğla Çam Balı için de AB Komisyonu'na tescil başvuruları bulunuyor.

AYVALIK ZEYTİNYAĞI DA SIRADA

Balıkesir'in Ayvalık Zeytinyağı, Avşa Ada Karası Üzümü ve Kapıdağ Mor Soğanı için AB'ye tescil başvurusu bulunuyor. Balıkesir'in AB tescilli ürünleri ise Edremit Zeytinyağı ve Edremit Körfezi Yeşil Zeytini.

Edremit Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çetin, Oda'nın başvurusu üzerine 2017'de "Edremit Zeytinyağı'nın", menşe adı koruması ile Türkiye'de tescil edildiğini, 20 Temmuz 2023'te de AB Resmi Gazetesi'nde yayımlanarak coğrafi işaretli ürün olarak tescillendiğini kaydetti. Çetin, "AB Komisyonu'nda Milas Zeytinyağı'ndan sonra tescil edilen ikinci zeytinyağımız Edremit Zeytinyağı oldu. 'Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini', Aralık 2023 itibarıyla Edremit'in ve Ticaret Odası'nın ikinci AB Tescilli ürünü oldu. AB Komisyonu'nda Türkiye'den tescil edilen üçüncü zeytini, Türkiye'den tescil edilen 16'ıncı ürünü olarak kayda girdi. Türkiye'de iki ürününe AB Tescili alabilen kurumlardan biri olmanın gurunu yaşıyoruz" dedi.

Çetin, Edremit Ticaret Odası'nın "Zeytinyağlı Bademli Baklava" için coğrafi işaret başvurusu yaptığı ve sürecin devam ettiğini vurgularken, coğrafi işaret hazırlık süreçlerinin devam ettiği ürünler olduğunu açıkladı.

ÜÇ ÜRÜN AB KOMİSYONU RESMİ GAZETESİ'NDE YAYINLANDI

AB Komisyonu'na tescil başvurusu yapılan diğer ürünler şöyle:

"Sinop Kestane Balı, Urfa Keten Köyneği Fıstığı / Şanlıurfa Keten Köyneği Fıstığı, Erzurum Su Böreği, Maraş Çöreği, Urla Sakız Enginarı, Rakı, Kilis Zeytinyağı, Kütahya Pazarlar Kirazı, Hatay Kaytaz Böreği, Isparta Gülyağı, Geyve Ayvası, Taraklı Uğut Tatlısı, Erzurum Civil Peyniri, Erzurum Küflü Civil Peyniri/Göğermiş Peynir, İpsala Pirinci, Erzincan Tulum Peyniri, Bilecik Serbetçiotu, Hopa Hamsili Ekmeği, Delice Doğal Kaynak Tuzu, Amasya Çiçek Bamyası, Uşak Helvası, Adana Şalgamı Tonya Tereyağı, Karacadağ Pirinci, Sinop Lakerdası, Nizip Nanesi, Sivas Pastırması ve Yenice Ihlamur Balı."

Bu arada; Türkiye'nin başvuru yaptığı coğrafi işaretli ürünlerden üçü AB Resmi Gazetesi'nde ilan edildi. Bunlar sırasıyla Kayseri Pastırması, Gaziantep Menengiç Kahvesi/Gaziantep Melengiç Kahvesi ve Silifke Yoğurdu.

"TİTİZ ÇALIŞMA GEREKİYOR"

Geleneksel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Derneği (GÜCİSDER) Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Özener, AB Komisyonu'nda tescil talebi yapılan her bir coğrafi işaret için çalışmaların titizlikle yapılması gerektiğinin altını çizdi. Özener, başvuru aşamasından ilan sürecine kadar olan hukuki süreç içerisinde ürün ile ilgili coğrafi sınırın net bir şekilde belirlenmesi ve buna bağlı olarak ürünün belirlenen coğrafi alan ile ilgili ekolojik ve beşeri faktörlerin yasalar çerçevesinde anlatılması ve ispatlanması, ürünün coğrafi alan ile bağlantısı kapsamında literatür çalışmalarının yapılması gerektiğini vurguladı. Özener, "Dolayısı ile bu çalışmalar bilgi, donanım, tecrübenin birleşmesi ile birlikte ekip işi. Zira AB Komisyonu'na başvurusu yapılan coğrafi işaretlerin içerisinde 'Antepfıstığı / Antep Fıstığı'nın' başvuru tarihi esas alındığında (21 Temmuz 2017) geçen yedi yıllık süreçte halen başvuru sonrası eksikliklerin tamamlanamadığı görülüyor. Bunun yanı sıra yine ülkemizde mahreç işareti (PGI) olarak korunması sağlanan Uşak Helvası'nın, AB Komisyona 9 Eylül 2024'te yapılan başvurusunda menşe adı (PDO) olarak koruma talep edilmesi ve yine bir başka örnek ise ülkemizde menşe adı (PDO) olarak korunması sağlanan 'Rakı' nın AB Komisyonuna 9 Mayıs 2024'te yapılan başvurusunda mahreç işareti (PGI) olarak koruma talep edilmesi gibi. Dolayısı ile ülkemizde menşe adının AB Komisyonu'nda karşılığının Protected Designation of Origin (PDO) olduğu, ülkemizde mahreç işaretinin AB Komisyonunda karşılığının Protected Geographical Indication (PGI) olduğu hususunda bilgi eksikliklerin olduğu da görülüyor" diye konuştu.

DÖNERE YEDİ ÜLKEDEN İTİRAZ

AB Komisyonu'nun Resmi Gazetesinde ilan edilen "Döner" başta olmak üzere Geleneksel Baklava / Türk Baklavası, Geleneksel Yoğurt / Türk Yoğurdu, Türk Lokumu, Denizli Tandır Kebabı'nın geleneksel ürün adında koruma talebi bulunduğunu hatırlatan GÜCİSDER Başkanı Özener, söz konusu geleneksel ürün adları içerisinde Türkiye'den AB Komisyonu'na ilk başvurusu yapılan ve ilk ilan kararı alınan ürünün 'Döner' olduğunu kaydetti. Özener, Türkiye'de 13 Mayıs 2020'den itibaren korunmak üzere geleneksel ürün adı olarak tescil edilmiş olan 'Döner'in AB Komisyonu'nda da korunması için 20 Mayıs.2022'de Avrupa Birliği Komisyonu Tarım Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü'ne başvurusunun gerçekleştirildiğini kaydetti. Söz konusu ürün adının 24 Nisan 2024'te AB Resmi Gazetesi'nde ilan edildiğini vurgulayan Özener, ilan sürecinin hukuki olarak üç ay olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti: "Bu süreç içerisinde Almanya başta olmak üzere Romanya, Avusturya, İrlanda, Belçika, Hollanda, İskoçya gibi farklı ülkelerden itirazlar geldi ve hukuki süreçler devam ediyor. Yapılan bu itirazlardan da yola çıkacak olur isek, bu durum tarihsel bir kültür mücadelesi. Zira geçmişten günümüze kadar olan süreçte hiçbir ülke 'Döner' için AB Komisyonu'ndan koruma talebinde bulunmadı. Bunun tek nedeni ise söz konusu ürünün orijinin Türkiye olması. Kültürel entegrasyonun simgesi olan 'Döner', tüm fastfood ekonomisinin iki katını tek başına karşılamakta ve tek başına istihdam sağlamakta önemli bir iş kolu. Bugün 140 ülkede üretimi yapılmakta ve sevilerek tüketimi gerçekleşen ürün adıdır ve orijini Türkiye'dir. Bu arada AB Resmi Gazetesi'nde ilan edilen Kayseri Pastırması'na ise Bulgaristan itiraz etti. Hukuki süreç devam ediyor. Bu itiraza çalışılması gerekiyor."

"YÖNETMELİK İVEDİLİKLE REVİZE EDİLMELİ"

Özener, "Döner"in AB'de geleneksel ürün adında koruma talebinde bulunması ve Resmi Gazete'de ilanı sürecinde, coğrafi işaret kavramından farklı olan geleneksel ürün adının büyük bir anlam karmaşası içerisinde patent koruması olarak nitelendirilmiş olduğunu gördüklerini söyledi. Geleneksel ürün adının, geleneksel olarak 30 yıl süreyle üretim, işleme veya geleneksel bileşiminin kanıtlanan adlar olduğuna işaret eden Özener, "Döner için ülkemizde iki yıl, AB Komisyonu'nda da iki yıllık olmak üzere dört yıl süren önemli çalışmalar sonucunda AB Komisyonu ürün adının ilanına karar verdi. Şunu altını çizmek isterim, bu AB Komisyonu'na tescil talepli yapılan coğrafi işaret korumasından tamamen farklı bir çalışma. AB Komisyonu'na geleneksel ürün adı ile yapılan başvurularda, ürün adının diğer ülkelerde de kullanımı ve yine geleneksel olarak hangi metodu koruma altına alınması talep ediyor ise o metodunun da diğer ülkelerde yapıldığının ispatı gerekiyor. Dolayısıyla Coğrafi işarette belirli bir coğrafi alan üzerinden koruma talep edilir iken geleneksel ürün adı korumasında ürünün sadece orijini olan ülkeler ile bağlantısının kurulması gerektiği için oldukça geniş bir alanda çalışmaların yürütülmesi gerekiyor. Öncelik ile bilinmelidir ki Türkiye'de 22 Aralık 2016'da kabul edilen ve 10 Ocak 2017'de yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri AB Parlamentosu ve Konseyi'nin 1151/2012 Sayılı Tüzüğü ön görülerek hazırlandı. AB Parlamentosu ve Konseyi'nin coğrafi işaretlerin ve geleneksel ürün adlarının korunmasına yönelik tüzük değişikliğine gidildi ve 2024/1143 sayılı tüzüğü yürürlüğe girmiş iken mevcut ülkemizde ki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun uygulanmasına dair yönetmeliğinin yasal çerçevesinin güçlendirilmesi için ivedi şekilde revize edilmesi gerekiyor" dedi.

"MARKALAŞMA ÇALIŞMALARI YAPILMALI"

Özener, AB Komisyonu'na tescili tamamlanan 28 coğrafi işaretli ürün için küresel tanıtım ve ekonomik değer zincirini oluşturmak ve sürdürülebilirliğinin sağlanması adına hikayeleri ve amblemleri ile birlikte ürün adlarının markalaşması çalışmaları için tanıtımlarının yapılmasının ehemmiyet arz ettiğini söyledi. "Şampiyonlar liginde bizde varız" diyen Özener, şunları kaydetti:

"Coğrafi işaretlerin dünyada 200 milyar dolar, Avrupa'da ise 75 milyar euro ticaret hacmi olup, Türkiye olarak bu pazardan hak ettiğimiz payı alabilmeliyiz. Şampiyonlar ligi olarak tanımladığımız AB Komisyonu tarafından tescillenen coğrafi işaretler AB içinde yasal koruma hakkına sahip. İş bu yasal koruma ile coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adları Avrupa pazarında prestij kazanır ve tüketici güvenini artırır. Tüketiciler, coğrafi işaretli ürünleri, kalite güvencesi olarak kabul eder. Ayrıca, bu ürünler AB pazarında yüksek rekabet gücüne ulaşarak küresel ticaret fırsatları yaratır ve hem yerel hem de uluslararası pazarlarda daha yüksek fiyatlarla satılma potansiyelini oluşturur. Bu da üreticilere ekonomik fayda sağlar ve kırsal kalkınmaya katkıda bulunur. Yerel üreticiler için sürdürülebilir bir gelir kaynağı oluşturur."

600 BAŞVURU BEKLİYOR

11 Ekim itibarıyla TÜRKPATENT veri tabanına göre Türkiye'de tescilli bin 639 coğrafi işaret bulunuyor. 600 başvurunun ise tescil işlemleri devam ediyor. (Tescilli ürün sayısının 5 Kasım itibarıyla bin 646 olduğunu hatırlatıp, illere göre tescil ve başvuru sayılarının haberimizde 11 Ekim itibarıyla olduğunun altını çizelim.) Ağrı Doğubeyazıt Ticaret ve Sanayi Odası'nın "Doğubeyazıt Aşure Tatlısı", Aksaray Belediyesi'nin "Aksaray Hasan Dağı Üzüm Pekmezi", Bolu Merkez İzzet Baysal Abant Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin "Abant Kebabı", Bingöl'de Börekçi ve İş Adamları Derneği'nin "Kürt Böreği", Iğdır'da İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün "Süper Domates", Isparta Ticaret ve Sanayi Odası'nın Isparta Kebabı, Kars Ticaret ve Sanayi Odası'nın "Kars Sarı Yağ", Kilis Belediyesi'nin "Kilis Kahvaltılık Toz Zahteri" için mahreç işareti, Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası'nın "Cancur Eriği", Elazığ'da Keban İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün "Keban Biberi", Karabük Ticaret ve Sanayi Odası'nın "Eskipazar Sarı Traverteni", Muş İli Bal Üreticileri Birliği'nin Muş Balı, Sinop'ta Erfelek Belediyesi'nin "Erfelek Kestanesi" için menşe adı başvurusu bulunuyor.

EN ÇOK BAŞVURU HATAY'DAN…

2024 yılında en fazla coğrafi işaret başvurusu yapan il Hatay. TÜRKPATENT veritabanına göre çoğu 35 coğrafi işaret tescilli ürünü bulunan Hatay'ın, çoğu Hatay Valiliği'nce yapılmış olmak üzere 88 ürün için coğrafi işaret başvurusu bulunuyor. Bu başvuruların 36'sının bu yıl yapıldığı görülüyor. Başvurusu yapılan ürünler arasında Antakya Simidi, Belen Tava, Hassa Üzümü, Hatay Antik Cam Üfleme Sanatı, Hatay Serpartin Taşı, Hatay Semirsek Böreği, Hatay Zahterli Çöreği gibi ürünler var. Şu bilgiye de paylaşalım; tescilli ürünlerin 10'u, başvuru aşamasındaki ürünlerin ise yaklaşık 80'inin başvurusu Hatay Valiliği'nce yapılmış. Hatay Valisi Mustafa Masatlı, coğrafi işaret tescili konusunda adeta seferberlik başlatmış. Masatlı'nın 20 Haziran 2023'te Hatay Valiliği'ne atanmasının ardından Cİ başvuruları yoğunlaşmış. Hatay Valiliği'nin başvurusu sonrası Cİ tescili yapılan 10 ürünün ve başvuru aşamasındaki yaklaşık 80 ürünün tamamının da başvurusu Masatlı döneminde gerçekleşmiş.

HATAY KABAK TATLISI İÇİN DE BAŞVURU PLANLANIYOR

Bu arada şunu da ekleyelim, başta Antakya Künefesi olmak üzere Antakya Sürk'ü (Çökeleği), Antakya Küflü Sürk'ü, Antakya Kağıt Kebabı, Antakya Tuzlu Yoğurdu, Samandağ Ney-i, Antakya Carra Peyniri, Samandağ Biberi, Hatay Kabak Tatlısı, Hatay Ceviz Reçeli, Antakya Künefelik Peyniri, Hatay Halhalı Zeytini, Hatay Nar Ekşisi, Hatay Beyaz Balkabağı için coğrafi işaret tescili alan AntakyaTicaret ve Sanayi Odası'nın, Hatay Biber Salçası, Hatay Zahteri ve Hatay Barburi Üzümü için de tescil başvurusu bulunuyor. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Çinçin yaptığı açıklamada, coğrafi işaret başvurusu anlamında öncülük yaptıklarını belirterek, "Tescil edilen ürünlerimiz, bir standart ve kimlik kazanıyor. Tescil ile beraber katma değeri yükselen bu ürünler, ekonomiye can katıyor" dedi. Çinçin, Hatay Kabak Tatlısı'nın AB tecili yapılmasının planlandığını açıkladı.

ÇORUM'UN 38 BAŞVURUSU VAR

En çok coğrafi işaret başvuru yapılan illerden biri de Çorum. 20 coğrafi işaretli ürünü bulunan Çorum'un, 19'u Alaca Belediyesi tarafından yapılmak üzere 38 coğrafi işaret başvurusu bulunuyor. Alaca Belediyesi'ni sekiz başvuru ile Osmancık Kaymakamlığı izliyor. Başvuru yapılan ürünler arasında Osmancık Pirinci, Çorum Simidi, Çorum Baklavası, Çorum Şekerlemesi, İskilip Gül Baklavası, Alaca Sütlü Un Helvası, Alaca Sıkma Baklava, Dodurga Kapari Turşusu, Kışlacık Pırasası da yer alıyor.

76 Coğrafi işaretli ürünü bulunan Konya'nın, 36 ürün için coğrafi işaret başvurusu bulunuyor. Başvuru yapılan ürünler arasında Ereğli Beyaz Kiraz Reçeli, Karapınar Koyun Tereyağı, Konya Beyaz Kiraz Reçeli, Konya Gevreği, Konya Tarhanası, Seydişehir Çileği de yer alıyor. 57 tescilli ürünü bulunan Diyarbakır ve 10 tescilli ürünü bulunan Erzincan'ın, 55 tescilli ürünü bulunan Erzurum'un 19'ar ürün için coğrafi işaret başvurusu bulunuyor. 106 coğrafi işaret tescili bulunan Gaziantep'in, halihazırda 14 ürün için TÜRKPATENT'e coğrafi işaret başvurusu var. Bursa ve Muğla da 14 başvurusu olan illerden.

İSTANBUL SİMİDİ DE COĞRAFİ İŞARET ALACAK

İstanbul'un dört ürün için coğrafi işaret başvurusu bulunuyor. Bunlardan biri İstanbul Ticaret Borsası tarafından mahreç işareti başvurusu yapılan "İstanbul Simidi". Başvuru yapılan diğer ürünler "Kemerburgaz Yoğurdu, Selimpaşa Bamyası, İstanbul Manda Yoğurdu, Silivri Yoğurdu."

İstanbul'un Cİ tescilli ürünleri ise Boğaziçi Lüferi, Silivri Yoğurdu, Çatalca Ormanlı Pirinci, Şile Bezi ve Şile Kestane Balı.

İzmir Kumrusu, İzmir Lokması, İzmir Şambalisi ve İzmir Tulumu'nun da aralarında bulunan 44 ürün için Cİ tescili alan İzmir'in başvuru aşamasında "Anneanne Çorbası, Efemçukuru Üzümü, Foça Kaymaklı Yoğurt, Helvacı Kilimi, Karaburun Kopanisti Peyniri, Payamlı Bardacık İnciri, Yarımada Hurma Zeytini (Hurma Zeytini)" olmak üzere yedi ürün bulunuyor.

Kurumlar nezdinde, coğrafi işaret tescili yapılmış ürünlerde en çok başvuru sahibi 598 ile belediyeler olurken, onu 476 ile Ticaret ve Sanayi Odaları izliyor. 140 ile Ticaret Borsaları üçüncü sırada yer alıyor. TÜRKPATENT'ten edinilen bilgiye göre yeni yapılan başvurularda ise en fazla başvuru Ticaret ve Sanayi Odalarından geliyor.

SİSTEMİN GİZLİ KAHRAMANLARI

Şimdi de coğrafi işaretleme sisteminin gizli kahramanlarına değinelim. Bu zamana kadar coğrafi işaret tescili yapılan ürünlere, yapan kurumlara, coğrafi işaret tescilinin kazanımlarına, coğrafi işaretler pazarına odaklandık. Coğrafi işaretli ürünlerin teknik raporlarını hazırlayan uzmanlardan bahsetmedik.

1998'den bu yana coğrafi işaretler konusunda çalışmalar yapan, bu konuda ilk bilimsel yayını 2002'de yayınlayan, bugüne kadar Türkiye'de 30 civarında, AB'ye yapılan tescil başvurularında ise 14 ürün için teknik rapor hazırlayan Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yahya Kemal Avşar, bu gizli kahramanlardan biri.

Türkiye'nin Coğrafi İşaretleme Sistemi ile tanışması Avrupa Birliği Müktesabatına uyum süreci ile 1995'de başlamış olmasına karşın, bu sistemin, anlaşılması ve ülke çapında yaygınlaşmasının 2017 yılı sonrasında gerçekleştiğini vurgulayan Prof. Dr. Avşar, coğrafi işaretleme sistemi konusunda Türkiye'nin başlangıçta bir bocalama dönemi geçirdiğini vurgulayarak, sistemin amacının ne olduğunun geç anlaşıldığı gibi, coğrafi işaret tescili almak için yapılması gerekenler konusunda da doğal olarak acemilik çekildiğini dile getirdi. Avşar, bunun en önemli nedeninin yazılacak teknik raporların içeriğinin ne olması konusu olduğunun altını çizdi.

"YAZILAN RAPORLARIN ÖNEMİ BÜYÜK"

Coğrafi işaretin bir yöre, bölge, alan, ülke adı ile ünlenmiş bir ürünü konu aldığını vurgulayan Avşar, "O nedenle, tescil alan ürün Zile Pekmezi, Kars Kaşarı, Çanakkale Domatesi, Kırkağaç Kavunu gibi bir yöre ismi ile birlikte anılmak zorunda. Burada her ne kadar bir yöre ismi ile ürün anılıyor ise de durum daha karışıktır. Çünkü tescilin özünde, tescili alınacak ürün ile ilgili coğrafya arasında bilimsel bir bağlantının gösterilmesi gerekmektedir. Bu bağlantı ise iki şekilde kurulur. Birincisi ekolojik, diğeri ise beşeri bağlantıdır. Ekolojik bağlantı ile kastedilen o bölgedeki, iklim, toprağın cinsi ve içeriği, topografya, rakım, nem, hatta rüzgârın yönü gibi birçok parametrenin ürün üzerindeki etkisinin bilimsel olarak ortaya konmasıdır. Beşeri bağlantı ile kastedilen ise, ürünün kalitesi ile geleneksel bilgi arasındaki ilişki ortaya konulması. Hatta ürünün tarihçesine inilmesine gerekir. Çünkü, birçok gıda, tarım veya el ürünü geleneksel ürün zaman içerisinde gelişen teknolojiden etkilenmiş ve bazı özelliklerini yitirmiş olabilir veya yeni özellikler kazanmış olabilir. Bu neden ile yazılan raporların önemi büyüktür" dedi.

İLK HATA BİLİMSEL OLMAYAN VERİLERİN KULLANILMASI

Bu tür raporları yazmak konusunda ilk yapılan hataların, internet kaynaklarından bilimsel olmayan bilgilerin kullanılması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Avşar, "Ülkemizde ilk bocalama da bu aşamada gerçekleşmiştir. Oysaki, coğrafi tescil alınacak ürünün nevine göre ürün ile ekolojik bağlantıyı kurabilecek raporu hazırlayan ve ürün ile bu ürünü muhafaza eden toplum arasındaki beşeriyi sağlayacak en az iki akademisyene gerek var. Tarihsel çalışmalar özellikle önem taşıyor. Bu amaçla, Evliye Çelebi gibi geçmişteki seyyahların notlarından veya Osmanlı dönemi belgelerinden faydalanılıyor" diye konuştu.

"İKİ AYRI ÜLKEDEN TALEP OLABİLİR"

Türkiye'de coğrafi işaretler konusunda yaşanan bir diğer sorunun ise, siyasi sınırlar ile coğrafi sınırların farklı olması olduğunu vurgulayan Avşar, "Şöyle ki, bir geleneksel ürün, iki ülkenin sınıra yakın bölgelerinde üretilebilir. Tarihsel süreç içerisinde, sınırların ve toplumların hareketliliği nedeniyle bazı ürünlere iki ayrı ülkeden talep olabilir. Coğrafi işaretli ürünlerimizin bir kısmının stratejik ürün olması ve ihraç hacminin yüksek olması nedeniyle, alınan tescil fiyatlarını arttırdığı için, alıcıya ek masraf getirdiğinden Türk üreticisi için olumlu ama alıcı için olumsuz durumlar ile karşılaşmak mümkündür" dedi.

AB coğrafi işaret tescilli ürünler Avrupa'da markalaştırılacak

Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT), Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) ile AB'de coğrafi işaret tescili alan ürünlerin Avrupa'da markalaşması konusunda ortak proje yürütecek. Açıklama, TÜRKPATENT Başkanı Muhammed Zeki Durak'tan geldi. Türkiye'nin kültürel mirasını, zenginliğini korumak amacıyla coğrafi işaret tescil belgesini önemsediklerini belirten Durak, coğrafi işaretli ürünlerin Avrupa Birliği coğrafi işaret tescil belgesi alması konusunda da önemli adımlar attıklarını vurguladı. Durak, ürünleri AB'de tescil ettirmek için TÜRKPATENT olarak hem başvurular yaptıklarını hem de başvuru yapmak isteyenlere uzmanlarla teknik destek verdiklerini aktardı. Durak, 2022'de sekiz olan AB tescil sayısının bugün 28'e ulaştığını ve bu yıl sonunda sayının 29 olacağını dile getirdi. Coğrafi işaretli ürün sayısını çoğaltmanın yeterli olmadığına ve markalaşmaya ağırlık verilmesi gerektiğine işaret eden Durak, şunları kaydetti:

"WIPO ile AB tescili alan ürünlerimizin Avrupa'da markalaşması konusunda ortak proje yürüteceğiz. Proje, ürünlerin kalite standardından, ambalajından başlayarak markalaşmasına kadar olan bir çalışmayı kapsayacak. AB tescilli ürünlerin dünyada tanınırlığını artırarak markalaşmasını sağlamak ve ekonomik değerini artırmak istiyoruz. Markalaşma konusunda önemli başarı hikayeleri oluşturarak üreticimizin de daha fazla katma değer elde etmesini sağlayacağız."

Türkiye'de coğrafi işaret korumasının başladığı 1995'ten itibaren ilk 10 yıllık dönemdeki tescil sayısının 69 iken bu sayının 2005-2015 yılları arasında 105, 2015-2023 yılları arasında ise bin 328'e çıktığını vurgulayan Durak, 11 Ekim itibarıyla coğrafi işaret tescil sayısının bin 639'a çıktığını dile getirdi. Durak, Türkiye'nin coğrafi işaret noktasında Çin'den sonra ikinci sırada olduğunun altını çizdi. Başvuru aşamasında 600 ürünün bulunduğuna işaret eden Durak, coğrafi işaret tescili konusunda ilgili kurumların topyekun bir çalışma yürüttüğünü kaydetti.

Başvuru ücreti 320 lira

Coğrafi işaret başvuru ücreti mevcut durumda 320 lira. Coğrafi işaret başvurusu ve diğer işlemler için belirlenen ücretlendirme detaylarına https://www.turkpatent.gov.tr/cografi-isaret-ve-geleneksel-urun-adi-islem-ucretleri adresinden ulaşılabiliyor.

Coğrafi işaret başvuruları 1 Ocak 2020 itibarıyla TÜRKPATENT'in elektronik başvuru sistemi (EPATS) üzerinden e-Devlet şifresiyle veya e-Devlet Kapısı Kimlik Doğrulama Sistemi'nde yer alan diğer yöntemlerle (mobil imza, e-imza, T.C. kimlik kartı, internet bankacılığı) giriş yapılarak gerçekleştiriliyor.

Üretici grupları başvurabiliyor

Üretici grupları; ürünün tek üreticisi varsa bu durumun ispatlanması halinde söz konusu üretici; ürünle ilgili kamu yararına çalışan veya üyelerinin ekonomik çıkarlarını koruyan dernekler, vakıflar, kooperatifler; konu ve coğrafi bölgeyle ilgili kamu kuruluşları ve kamu niteliğindeki meslek kuruluşları tescil amacıyla TÜRKPATENT'e coğrafi işaret başvurusu yapabiliyor.

Coğrafi işaret tescili başvurusu TÜRKPATENT bünyesinde bulunan Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanlığı'nda görevli uzmanlar tarafından değerlendiriliyor. İhtiyaç duyulduğu takdirde, konuda uzman bir veya birkaç kurum veya kuruluştan görüş alınıyor. Uzmanlar coğrafi işaret başvurusu dosyalarında bulunan eksikliklerin tamamlanması ve başvuruların ilana hazır hale getirilmesi için başvuru sahipleri ile birlikte çalışıyor. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nda belirtilen koşulları sağlayan başvurular "Resmi Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Bülteni'nde" yayımlanıyor.

Bültende yayım tarihinden itibaren üç ay içinde hakkında herhangi bir itiraz yapılmamış, yapılan itirazlar nihai olarak reddedilmiş veya itirazların değerlendirilmesi sonucunda değişikliğe uğramış başvuru, bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde tescil ücretinin ödenmesi ve ödendiğine ilişkin bilginin aynı süre içinde Kuruma sunulması şartıyla tescil ediliyor. Sicile kaydediliyor ve tescil bilgileri bültende yayımlanıyor.

Cİ tescili, belli bir üne kavuşmuş ürünleri koruyor

Coğrafi işaret belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işaret. Coğrafi işaretler, menşe adı ya da mahreç işareti olarak tescil ediliyor. Gıda, tarım, maden, el sanatları, sanayi ürünleri coğrafi işaret tesciline konu olabiliyor. Bir ürünün, tüm veya esas nitelikleri belirli bir coğrafi alana ait doğal ve beşeri unsurlardan kaynaklanıyorsa bu durumdaki coğrafi işaretlere "menşe adı" deniyor. Ürünün üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tümünün belirlenen coğrafi alanın sınırları içinde gerçekleşmesi gerekiyor. Bu çerçevede menşe adı olarak tescil edilen coğrafi işaretlerin kaynaklandıkları yöre ile bağları çok kuvvetli oluyor. Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibarıyla belirli bir coğrafi alan ile özdeşleşmiş olan; üretim, işleme ya da diğer işlemlerinden en az birinin belirlenmiş coğrafi alan içinde gerçekleşmesi gereken ürünlerin konu olduğu coğrafi işaretlere "mahreç işareti" deniyor. Hammaddesi veya üretim, işleme aşamalarından bir tanesi yörede gerçekleşen bir ürün mahreç işareti olarak tescillendiğinde diğer üretim ve işleme aşamaları kaynaklandığı yöre dışında da gerçekleştirilebiliyor.

En az 30 yıl kullanılması gerekiyor

Menşe adı veya mahreç işareti kapsamına girmeyen ilgili piyasada bir ürünü tarif etmek için geleneksel olarak en az 30 yıl süreyle kullanıldığı kanıtlanan adlar, geleneksel üretim veya işleme yöntemi yahut geleneksel bileşimden kaynaklanması, geleneksel hammadde veya malzemeden üretilmiş olması şartlarından en az birini sağlaması halinde geleneksel ürün adı olarak anılıyor. Türkiye'de tescil edilen geleneksel ürün adları yalnızca Türkiye sınırları içinde geçerli oluyor. Farklı ülkelerde koruma elde etmek için ya o ülkelerin mevzuatı çerçevesinde tescil başvurusunda bulunmak ya da uluslararası koruma sağlayan sistemler kapsamında başvuru yapmak gerekiyor. Bu yollardan biri de Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında koruma sağlayan 2012/1151 sayılı Tarım Ürünleri ve Gıda Maddeleri Hakkında Kalite Tasarısı isimli Avrupa Konseyi Tüzüğü çerçevesinde Avrupa Komisyonu'na başvuru yapmak. AB nezdinde başvuru yapmak için öncelikle TÜRKPATENT'e yapılan başvurunun tescil ile sonuçlanması gerekiyor. Başvurular doğrudan Avrupa Komisyonu adresine posta veya e-posta yoluyla gönderiliyor.

Huriye ÖZENER /Geleneksel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Derneği (GÜCİSDER) Yönetim Kurulu Başkanı

"Denetimler tarafsız bir otorite tarafından yapılmalı"

Tescil edilmiş olan coğrafi işaretlerin denetimlerinin düzenli olarak yapılması, denetimden geçen gerçek/tüzel kişilere ayrıca kolaylıkların sağlanması gerekiyor. Örnek olarak AB Komisyonu'nda tescili gerçekleşen zeytinyağlarımızın (Milas Zeytinyağı, Edremit Zeytinyağı, Aydın Memecik Zeytinyağı) şampiyonlar ligi olarak tanımladığımız komisyonda korumasını sağladığımız coğrafi işaretli ürün olması hasebi ile ülke olarak ayrı kota oluşturulmalı. Özellikle ambalajlı ürün olacak şekilde piyasaya çıkartılması ve markalaşması için denetimden geçen firmalara özel imtiyazlar tanınmalı. Her yıl fındık hasat döneminden önce yapılan rekolte açıklamaları kapsamında belirlenen ürünün fiyat açıklamasında, 'Giresun Kalite' olarak adlandırılan ancak dünyanın kabul ettiği ve AB Komisyonu'nda tescili gerçekleşen 'Giresun Tombul Fındığı'nın özellikle coğrafi işaret adının net bir şekilde vurgulanarak denetimden geçen gerçek/tüzel kişiler göz önüne alınarak bu fiyat açıklamasında üreticilere ayrıcalıklı bir ücret belirtilmesi gerekiyor. Ayrıca iş bu denetimlerde tarafsızlığının sağlanması adına coğrafi işaretleri tescil ettirenin sorumluğundan alınıp tarafsız bir otoritenin denetimleri gerçekleştirmesi gerekiyor. Türkiye Coğrafi İşaretler ve Geleneksel Ürünler Enstitüsü de ivedi olarak kurulmalı. Bu anlamda özellikle AB Komisyonu'nda tescil edilmiş olan coğrafi işaretlere ayrıcalıkların tanınması, ambalajlı ürünlerin oluşturulması, pilot çalışmaların yapılması, ürünlerin kalite özelliklerini ve hikayesini anlatan kamu spotlarının yurt içi ve yurt dışında oluşturulması ile başarıda bir bütünlük oluşturulur.

Uğur YALÇINER / Yalçıner Patent ve Danışmanlık Yönetici Ortağı

"Ekonomiye artı değer kazandırıyor"

Coğrafi işaret korumasının temel amaçları özellikle ve öncelikle kırsal kesimlerde uzun yıllar yöresel koşullar, beşeri unsurlar ve deneyimlerle kendine özgü özellikler/nitelikler kazandırılmış her türlü yiyecek ve içecekler ile tarımsal ve el sanatları ürünlerinin korunmasını sağlamak, belirli coğrafi bölgelere mahsus ürünlerin niteliklerinin bozulmaksızın sonraki nesillerde de üretimlerinin aynı şekilde devam ettirilerek ürünlerin sürekliliğini sağlamak, Kırsal kesimlerin ekonomik gelişmesini yerinde sağlayarak, kentlere göçü önlemek olarak sıralanabilir. Coğrafi işaret korumasının etkin uygulanması ile hem yörelere özgün ürünlerin niteliklerinin bozulması ve kaybolması önleniyor hem de özellikle kırsal kesimlerin üretim ve pazarlama olanakları arttırılıp, ekonomik gelişmelerini mevcut yerleşim yerlerini terk etmeksizin sağlamaları gerçekleştiriliyor. Böylece ekonomiye artı değer kazandırılıyor. Türkiye'de ve sonrasında uluslararası anlaşmalar kapsamında yurtdışında da sağlanabilecek coğrafi işaret koruması ile ülkemize özgün ürünlerin başkaları tarafından değiştirilip, bozularak kullanılması ve değer ve önem kaybetmesi önlenebilmekte ve katma değeri yüksek ürünler olarak daha fazla gelir sağlamakta. Coğrafi işaretlerin Türkiye'de ve özellikle de AB'de tescil edilmesi, ülkemizdeki coğrafi işarete konu ürünlerin öncelikle niteliklerinin ve güvenilirliklerinin kanıtlanması, üreticilerinin ürünlerini daha değişik pazarlara sunabilmeleri ve daha çok kazanç elde etmeleri, üreticilerin korunması bakımlarında çok önemli sonuçlar doğurmakta. Yapılan çalışmalar, coğrafi işaretli ürünlerle ilgili pazarının dünyada 200 milyar dolar, Avrupa'da ise 55-60 milyar euro tutarında bir büyüklüğünün olduğunu gösteriyor.

Prof. Dr. Yahya Kemal AVŞAR / Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi

"AB'ye 'Döner' tescil başvurusu, Almanya ile soruna dönüştü"

Kökeni Türkiye olan, Avrupa ve dünyaya yayılmış olan geleneksel ürünler bulunuyor. Döner bu konuda en bilinenler arasında yer alıyor. Dönerin sadece Almanya'daki tüm fast food ürünlerin iki katı bir ekonomisi bulunuyor. Sektörde 180 bin kişinin çalıştığı ve ekonomik hacminin 3.5 milyar euro'ya ulaştığı tahmin ediliyor. Nitekim, 'Döner'in kökeninin Türkiye olduğuna dair yapılan tescil başvurusu, Almanya ile aramızda bir çözülmesi gereken bir soruna dönüşmüş bulunuyor. Ancak, şunu ifade etmek gerekir ise, 'Döner' konusu Almanya tarafından bir sorun olarak görülüyor. Türk tarafı olarak bunun bir sorun değil, iki toplumu birbirine yaklaştıran kültürel difüzyonun güzel bir örneği olduğu savunuluyor.

Oğuzhan Ata SADIKOĞLU / Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Altı yıldır Türkiye'nin markası; Malatya Kayısısı"

Coğrafi işaret demek tarım ürünlerinde markalaşma demektir. Malatya'mızda üretilen ve ülkemizin marka ürünlerinden olan kuru kayısımız şehrimizde üretiliyor ve 115 ülkeye ihraç ediliyor. 2001 yılında coğrafi işaret tescili alan Malatya Kayısısı için 2014 yılında Malatya Ticaret ve Sanayi Odası olarak Avrupa Birliği Coğrafi İşaret Tescili için başvurmuştuk. 13 Ocak 2017'de askıya çıktı ve 7 Temmuz 2017'de Avrupa Birliği Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlanarak resmiyet kazandı. 6 yılı aşkında AB Coğrafi İşareti olan Malatya Kayısısı şehrimizde yaklaşık 50 bin ailenin ana gelir kaynağı. 250 alt sektöründe doğrudan etkilendiği bir tarım ürünü. Malatya'dan dünyanın dört bir yanına 2024 yılının ilk altı ayında toplam 31 bin 240 ton kuru kayısı ihracatı gerçekleştirdik ve bununla beraber toplamda 186 milyon 361 bin dolar da gelir elde etmiş olduk. Malatya Kayısısı'nın dünya pazarında daha fazla tanınması ve tüketilmesi adına bugüne kadar hem şehrimiz hem de ülke sathında önemli çalışmalar yapıldı. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası olarak tescilini aldığımız Malatya Kayısısı için logo ve sertifika çalışmaları gerçekleştirdik. İhracatçı firmalarımıza sertifika veriyoruz ve ihraç ettikleri ürünlerin ambalajlarında 'Malatya Kayısısı' logosunu kullanmalarını istiyoruz. Yurt dışındaki tüketicisinin Malatya Kayısısı'nın tanıması ve güvenle tüketmesi için bunu önemsiyoruz. Malatya Gastronomisinin daha bilinir ve tercih edilir hale gelmesi için marka tescili önemli. Oda olarak Malatya Kayısısı'nın yanı sıra 2021'de Malatya Kağıt Kebabına, 2022'de de Malatya Peyniri'ne de coğrafi işaret tescili aldık. Coğrafi işaret tescili alma girişimlerimiz devam edecek.

Hakan ÜLKEN / Aydın Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Ekonomik açıdan bölgeye katma değer yaratıyor"

Türkiye, dünyanın kuru ve yaş incir ihracatında birinci sırada ve dünya incir ihracatının yüzde 60'ını Türkiye karşılamakta. Bunun da yüzde 80'ini Aydın karşılıyor. Türkiye ve Avrupa Birliği Coğrafi işaret tescili Aydın Ticaret Odamızca alınmış olan yüksek kaliteye sahip Aydın İnciri AB'de tescilli ikinci Türk ürünü ilk menşe işareti. Aydın İnciri ilimizin en önemli ihraç edilen ürünü. Türkiye ve AB tescili ile birlikte bölgede halk tarafından yemiş olarak adlandırılan ürün, 'Aydın İnciri' adını aldı. Tescil ile incir, ulusal ve uluslararası alanda 'Aydın İnciri' markası yaratarak, kentin tanıtımına da büyük ölçüde katkı sağlıyor. Ürünün tescilli olması üreticinin ürünü daha kolay satabilmesini sağlamakta. Bunun yanı sıra tescil bir pazarlama metodu olarak kullanılarak ürünün satışını ve fiyatını artırıyor. İncirin tescilli olması iç piyasada daha yüksek fiyatlarda satılmasını, ihracatta da raf fiyatının yükselmesine katkı sağlayarak ekonomik açıdan da bölgeye katma değer yaratıyor. Oda olarak bir komisyon oluşturduk. Bu komisyon Aydın il ve ilçelerinde bölgeye özgü üretimi olan ürünlerin belirlenmesine katkı sağlıyor. Oda olarak tescil deneyimimizi tescil başvurusun yapan kurumlara destek sağlayarak sürdürüyoruz. Örneğin tescillenen İncirliova Deve Sucuğu, Dalama Tandırı hala tescil süreci devam eden Köşk Kirpikli Pat Oyası'nın tescil başvurusuna katkı sağladık. Bölgemizin tescilli ürünlerinin çoğunun denetim komisyonunda yer almaktayız.

Osman ÖZKAN / Köy-Koop Bursa Bölge Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

"Hem çiftçimiz hem de ülkemiz kazanıyor"

Türkiye'de coğrafi işaret tescili yaptıran ilk kooperatifiz Coğrafi işaret tescili süreci masraflıydı. Proje yaparak bu masrafların Dünya Bankası'ndan karşılanmasını sağladık. AB'ye coğrafi işaret başvurularımızda ise masraflar Bakanlığımız tarafından karşılandı. 3 Mayıs 2019'da Bursa Şeftalisi Türkiye'de, 15 Temmuz 2024'te ise AB'de tescil edildi. Şeftalimiz korumaya alındıktan sonra hem çiftçimiz hem de tüketicimiz daha sağlıklı ürün tüketiyor. Tescil edildikten sonra pazarlamamız ve fiyatlar artış gösterdi. Kilogram başına Bursa Şeftalisi toptan fiyatı 25-40 lira arasında değişiyor. Gelecek yıllarda pazar alanının daha çok genişleyeceğine inanıyoruz. Üretim miktarı yıllara göre 80-100 bin ton arasında değişiyor. Coğrafi işaret başvurumuz üzerine 'Bursa Siyahı' olarak da ifade edilen Bursa Siyah İnciri 14 Kasım 2018'de Türkiye'de tescil edildi. AB tescili ise 4 Eylül 2024. Bursa siyahı iri, tatlı, gösterişli ve raf ömrünün uzun olmasından dolayı zaten bir pazarı vardı. Türkiye'de ve AB'de tescilinden sonra ünü daha da arttı. Çiftçilerimize fiyat bakımından faydası oldu. Bursa Siyah İnciri'nin toptan fiyatı kilo başına 50-85 lira. Pazarlama yapan firmalarımıza tescilden sonra pazarın büyüdüğünü söylüyorlar. Hem çiftçimiz hem de ülkemiz kazanıyor. Hedefimiz, bu ürünlerin üretiminin artırılması, ülkemize ve dünyaya bu ürünleri tanıtmak, pazarlamak. Ülkemiz ve Bursa adına gurur duyuyoruz ve sevinçliyiz.

Muammer DUMANER / Safranbolu Esnaf ve Sanatkârlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Safran için farkındalık çalışmalarımız var"

Safranbolu Safranı, 21 Mayıs 2009'dan itibaren korunmak üzere 18 Mart 2011'de menşe adı koruması ile Türkiye'de tescil edildi. Safranbolu Safranı, şifalı bitkiler arasında en pahalı baharat olarak biliniyor ve kırmızı altın olarak adlandırılıyor. Kullanım alanı çok geniş. 18. yüzyıldan günümüze uzanan süreçte Türkiye'nin safran üretimiyle ilgili yegane merkezi Karabük ilinin Safranbolu ilçesi oldu. Oda olarak 'Safranbolu Safranı' coğrafi işaretin ekonomik, sosyal, kültürel, turizm açısından da farkındalık oluşturmak ve sürdürülebilir bir çalışma olması adına Avrupa Birliği Komisyonu'nda da tescilinin sağlanması için 11 Ağustos 2022'de AB Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü'ne başvuru yaptık. 17 Ocak 2024'te tescil edildi. Dolayısıyla ülkemizde AB Komisyonuna tescili yapılan ürünlerimiz içerisinde baharat kategorisinde koruması sağlanan ilk coğrafi işaret olarak kayıtlarda yerini aldı. Zira AB Komisyonu'nda baharat kategorisinde 116 ürün yer almakta olup bu ürünlerden çay ve kahveyi ayrıştırdığımızda sadece baharat üzerine çalışma yapan birinci sırada yer alan Çin'dir. İkinci sırada Türkiye yer aldı. Safranbolu Safranı'nın coğrafi işaret ile korunmasıyla ilçede 2018'de 28 dekar alandan 11.7 kilogram safran elde edildi. 2019'da 20 çiftçi, 40 dekara yakın alanda safran yetiştiriciliği gerçekleştirdi. 2021'de de 30 kilogram üretim yapıldı. Günümüzde en geniş ekim alanı Yukarıçiftlik köyü (33 dekar civarında) olup 2023'te Safranbolu ilçesinde ortalama 50 kilogramlık 'Safranbolu Safranı' üretimi yapıldı. gastronomi dünyasında da safran için farkındalık çalışmalarımız var.

Hüseyin ARSLAN / Taşköprü Belediye Başkanı

"Maliyetler nedeniyle rekabette zorlanıyoruz"

'Taşköprü Sarımsağı'nı diğer sarımsaklardan ayıran en temel özellik diğer sarımsaklarda olmayan selenyum maddesini içerisinde barındırması. Kükürt ve fosfor oranının ise benzerlerinden çok daha yüksek olması. Taşköprü Belediyesi olarak bizlerde 34 yıldır ulusal ve uluslararası alanda Taşköprü sarımsağının tanınırlığını arttırmak ve ürünümüze katma değer sağlamak amacıyla Uluslararası Kültür ve Sarımsak Festivali'nin yanı sıra Tarım Fuarı düzenliyoruz. Taşköprü sarımsağımıza 2010 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan coğrafi işaret belgesi, 2021 yılında ise ülkemizde AB tescili yedinci ürün olarak AB Coğrafi işaret belgesi aldık. Coğrafi işaret belgesi alındıktan sonra Taşköprü Sarımsağı'nın uluslararası alandaki rağbet artmış olup, sarımsak tesisi olan birçok işletmemiz AB ülkelerinden siparişler almaya başladı. Ancak özellikle iş gücü maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle yabancı menşeli sarımsak üreticileriyle rekabette zorlanıyoruz. Coğrafi işaret belgeleri alındıktan sonra gross marketlerin Taşköprü sarımsağına verdiği önem ve ayırdıkları reyon oranlarında artış olmasının yanı sıra fiyatında da üreticisinin emeğinin karşılığını alma oranı arttı. Taşköprü Belediyesi olarak Taşköprü sarımsağının yanı sıra gastronomi alanında büyük bir öneme sağlayan Taşköprü kuyu kebabımıza 2016 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan coğrafi işaret belgesi aldık. Tarımın yanı sıra hayvancılığa da katkımız olduğunun bilincindeyiz.

Fevzi ÇONDUR / Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı

"Tescil sonrası ürünlerimizin değeri yükseldi"

Aydın Ticaret Borsası, ilimiz tarımsal ürünlerinin ulusal ve uluslararası pazarda katma değer sağlaması adına coğrafi işaret çalışmalarına önem veriyor. Bu hususta Borsamız, coğrafi işareti alınan ürünlerimizin Avrupa Birliği'nde de tescil edilmesi noktasında başvurularını gerçekleştirdi. Kendine has özellikleri ile yetiştirilen Aydın Kestanesi 24 Eylül 2020'de Aydın Memecik Zeytinyağı da 5 Şubat 2024'te Avrupa Birliği coğrafi işaret tescilini aldı. Aydın Kestanesini ve Aydın Memecik Zeytinyağını AB'de tescil ederek bu ürünlerimizin kalitesini ve orijinini korumuş oluyoruz. Üreticilerimiz açısından bakıldığında, ürünlerinin belli bir standarda sahip olduğunu belgelemek, onlara daha geniş pazarlara açılma fırsatı sunuyor. Özellikle AB tescili, bu ürünlerin uluslararası tanınırlığını artırarak hem iç hem de dış piyasada önemli bir fark yaratmış oluyor. Fiyatlar açısından baktığımızda, tescil sürecinden sonra hem iç hem de dış pazarda bu ürünlerin değerinin daha da yükseldiğini söyleyebiliriz. Coğrafi işaretli ürünlerin sağladığı prestij, tüketicilerin bu ürünleri tercih etmesine neden olurken, üreticilerin gelirlerini de olumlu yönde etkiliyor. İlimizin tarımsal ürünlerinin hak ettiği değeri korumak, kalitesini daha geniş kitlelere tanıtmak, ulusal ve uluslararası pazarlarda ürünlerimize hak ettiği yeri kazandırmak ve üreticilerimizin emeğini en iyi şekilde değerlendirmek adına Aydın Ticaret Borsası olarak kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Hikmet ÇİNÇİN / Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"AB tescili, ihracat potansiyelini artırdı"

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası olarak Antakya Künefesi'nin coğrafi işaret olarak tescillenmesi ve özellikle AB'de bu önemli başarının elde edilmesi, hem üreticilerimiz hem de şehrimiz için büyük bir dönüm noktası oldu. AB tesciliyle birlikte, künefe üretiminin standardizasyonu ve kalitesinin artması için yeni bir teşvik unsuru ortaya çıktı. Üreticilerimiz, coğrafi işaretin getirdiği prestij ve koruma sayesinde daha titiz çalışmaya yönlendi. Bu durum, hem ürünün kalitesini yükseltti hem de üretim süreçlerindeki verimliliği arttırdı. Antakya Künefesi, üretiminin standardizasyonu ve kalitesinin artmasıyla birlikte, üretim süreçlerinde daha fazla iş gücüne ihtiyaç duyuldu. Özellikle hammadde temini, üretim, paketleme aşamalarında yeni istihdam olanakları yaratıldı. AB tescili, Antakya Künefesi'nin uluslararası arenada tanınırlığını önemli ölçüde arttırdı. Avrupa ülkelerinde künefemiz, coğrafi işaretli bir ürün olarak tüketicilerin dikkatini çekmekte ve tercih edilmekte. Coğrafi işaret, künefeyi taklit eden ve haksız rekabete yol açan ürünlere karşı güçlü bir koruma sağladı. AB tescili, künefemizin ihracat potansiyelini önemli ölçüde artırdı. Avrupa Birliği pazarına giriş engellerinin ortadan kalkmasıyla birlikte, künefe üreticilerimiz yeni pazarlara ulaşma imkanı buldu. Özellikle Avrupa'daki Türk restoranları ve marketlerde Antakya Künefesi'ne olan talep hızla artmakta. Ayrıca; Suriye, Lübnan ve Ürdün gibi bölge ülkelerde künefe, Türk mutfağına yakınlığı nedeniyle zaten biliniyordu. Ancak, Antakya Künefesi'nin coğrafi işaret tesciliyle birlikte bu ülkelerde künefenin daha da yaygınlaşmasını sağladı. Bunun yanı sıra, ABD ve Kanada'da yaşayan Türk ve Arap kökenli nüfus, künefenin bu ülkelere taşınmasında önemli bir rol oynadı.

Adnan ÜNVERDİ / Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Ürünlerin bilinirliği ve katma değeri artıyor"

Gaziantep 106 coğrafi işaretli ürün ve bir geleneksel ürün ile zengin bir coğrafi işaret envanterine sahip. Gaziantep'in Antep Baklavası ve Araban Sarımsağı olmak üzere AB Cİ tescilli alan iki ürünü bulunuyor. Antep Baklavası, AB tarafından tescil edilen ilk Türk ürünü. Gaziantep Sanayi Odası olarak, Antep Baklavası'nın coğrafi işaret tescilini aldıktan sonra uluslararası tescili için AB'ye başvurduk ve dört yıllık bir sürecin sonunda AB tescilini 2013 yılında aldık. AB tescili ile 'Antep Baklavası'nın tüm dünyada bilinirliği ve katma değeri arttı. Gaziantep Sanayi Odası olarak daha sonra yine geleneksel tatlılarımızdan ve kentimizle özdeşleşen lezzetlerden birisi olan 'Antep Katmeri'nin coğrafi işaret tescilini (Aralık 2017) aldık. Gaziantep'in mutfağı kadar değerli olan geleneksel 'Antep Kutnu Kumaşı'nın tarihi 16. yüzyıla kadar dayanıyor. Gaziantep'te yüzyıllardır üretilen ve kullanılan kutnu kumaşı, genellikle çözgü sateni veya bez ayağı örgü ile dokunan, boyuna çizgili desenlerden oluşan bir tür atlas kumaş. Gaziantep Sanayi Odası'nın, Antep Kutnu Kumaşı'nı korumak ve gelecek nesillere aktarmak adına gerçekleştirdiği coğrafi işaret başvurusu, 2016'da onaylandı ve tescillendi. Coğrafi işaret tescili alınan ürünlerin bilinirliği ve katma değeri artmakta olup, ülkemiz ekonomisine önemli katkılarda bulunuyor.

Mesut ŞEN / Bayramiç Ziraat Odası Başkanı

"AB ülkelerinde Bayramiç Beyazı yerini alacak"

İlçemizin en önemli tarım ürünlerinden olan Bayramiç Beyazı coğrafi işaret tescili 17 Eylül 2010'dan geçerli olmak üzere 12 Ekim 2011'de ilan edildi. Başvurumuz sonrası, Bayramiç Beyazı AB tescil işlemi 16 Nisan 2021'de gerçekleşti. Türkiye'nin Avrupa'daki tescilli yedinci ürünü Çanakkale'mizin de tescilli birinci ürünü oldu. 27 Avrupa Birliği ülkesi raflarında Bayramiç Beyazı yerini alacak. Türkiye nektarin üretimi ortalama 1 milyon ton olup, bunun da ortalama yüzde 25'i Çanakkale ilinde üretiliyor. Çanakkale ilinin nektarin üretiminde ilk sırada yer almasında ekolojik koşulların uygun olması, üreticilerin tüketici isteklerine göre yeni çeşitleri pazara sunması ve Bayramiç Ziraat Odası tarafından alınan Coğrafi İşaret tescili etkili oldu. Bölgede Bayramiç Beyazı geleneksel tarım yönteminin katkıları ve yılların tecrübesi ile yetiştiriciliği yapılmakta olan bir ürün. Bölgenin iklim özelliklerinden kaynaklı sadece bu bölgede en iyi kalite özelliklerine sahip olarak yetiştirilmekte olan Bayramiç Beyazı Coğrafi işaret tescili almasıyla birlikte tanınırlığı giderek arttı. Bayramiç Beyazı Avrupa Birliği ülkelerine Rusya, Yunanistan, Bulgaristan'a deneme için gönderildi. İhracat yolu açık olup, ihracat yapılmasında hiçbir sıkıntı yoktur. Bayramiç Beyazı dışında odamıza ait üç coğrafi işaretli ürünümüz daha var. Bunlar; Bayramiç Elması, Bayramiç Zeytinyağı ve Bayramiç Tahin Helvası. Planlarımız bu ürünlerimizin tanınabilirliğini ve ihracatını arttırmak yönünde olacak.

Sait ÇENET / Osmaniye Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı

"Yer Fıstığımızın verimliliği çok yüksek"

'Osmaniye Yer Fıstığı', 2002 yılında Osmaniye Ticaret Borsası tarafından Coğrafi İşaret tescilini aldı. Odamızın başvurusu üzerine ise Avrupa Birliği'nde 2024 Temmuz'da tescil edildi. Avrupa Birliği coğrafi işareti, bölge insanımızın emeğine, ürünümüzün tanıtımına ve imajına değer katmak için çok önemli bir faktör. Coğrafi işaretli ürünler dünyada 200 milyar dolar Avrupa'da ise 75 milyar dolar ticaret hacmine sahip. 'Osmaniye Yer Fıstığı'mızın Avrupa zincir marketlerinde coğrafi işaretli ürünler reyonunda yerini alması ve 75 milyar dolar ticaret hacmi olan coğrafi işaretli ürünler arasından payını almasını temenni ediyorum. 2024 yılı verilerine göre Türkiye'de 560 bin hektar alanda 226 bin ton yer fıstığı üretimi yapılıyor. Dekar başına verim 404 kilogram. Osmaniye'de ise 126 bin dekar alanda 56 bin ton yerfıstığı üretimi gerçekleştirilirken, dekar başına verim 450 kilograma çıkıyor.

Özden ÇAKIR / Gemlik Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı

"Coğrafi işaretli ürünlere destek artmalı"

Gemlik Ticaret Borsası olarak 16 Haziran 2023'te Gemlik Zeytini'nin AB tescilini aldık. AB Tescilli Coğrafi İşaretli Gemlik Zeytinimizin üretim ve üreticinin ürününün korunması ve tanınırlığı Hologramlı Karekod sistemi takibi ile tüketicilere güven vermekte olup kaliteli ürün sofralarda yerini alıyor. Gemlik Zeytini, AB logosuyla satılacağı için dünya çapında hukuki olarak korunacak. Gemlik Zeytini adının sahte ürünler üzerinde kullanılmasının önüne geçilip haksız kazanç önlenecek. Gemlik zeytini coğrafi işaretli AB tescili sayesinde yurtiçi ve yurtdışında kolayca tanınacak ve Gemlik'in yöresel bölgesel ve ulusal alanda kalkınması, pazarlanması açısından avantaj sağlayacak. AB tescilli satılacağı için emsalleriyle rekabet edebilme gücü daha yüksek olup fiyatı artacak. Tercih edilen AB tescilli coğrafi işaretli ürünlere destek daha fazla olmalı. Kamu spotları hazırlanmalı. Yaptığımız çalışmalar da coğrafi işaretli ürünleri öne çıkarmak için festival, fuar ve toplantılar da sürekli önemini gündeme getirip daha da çok ihracat edilmesine ve denetimlerle kontrolünü sağlamaktayız.

Ahmet ÇETİN / Edremit Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Sahtecilik ve haksız rekabet önlendi"

AB tescil süreçleri zorlu bir yolculuk olup, ciddi bir emek ve sonuç gerektiriyor. Kurumumuzun bu zorlu süreçleri ekip olarak tamamlaması üreticilerimiz ve marka sahiplerimiz için gelecek vadede olumlu sonuçlar doğuracak. AB coğrafi işareti, o bölgeye özgü ürünlerin taklit edilmesini ve başka yerlerde üretilen düşük kaliteli ürünlerle karıştırılmasını engelliyor. Bu sayede, sahtecilik ve haksız rekabet önleniyor. Yaklaşık bir yıl önce onaylanmış olan AB onayı ile etki ve sonuç analizi yapmak çok mümkün değil. Ancak; AB coğrafi işaretine sahip olmak, ürünlerin uluslararası pazarlarda tanınırlığını artırıyor. Özellikle AB üyesi ülkeler arasında, coğrafi işaretli ürünlerin ticareti daha kolay ve karlı hale geliyor. AB'nin coğrafi işaret sistemine sahip ülkelerle yaptığı ticaret anlaşmaları da bu ürünlere ek koruma ve avantajlar sağlıyor. Bu kazanımları ile bu süreçte coğrafi işaretli ürün markalarımız arttı. Kaliteli ve tescile uygun üretim yapan üreticilerimiz sayıca çoğaldı. Firmalarımızın pazar çalışmaları hız kazandı ve ürün marka değerleri arttı. Güvenilir gıda çatısı altında büyük uluslararası marketlerde yer almaları hız kazandı. Marka sahiplerimiz bu ürünlerinde fiyat politikalarında iyileştirme yapabildi. İhracat ile ilgili bazı üreticilerimizde çalışmalar oldu ve yurt dışı piyasasında yer edinmeleri kolaylaştı. AB onayı ile yurtdışından bazı marka sahipleri tarafından kurumumuzun coğrafi işaretli ve AB tescilli ürünlerine talep artmış olup kendi markaları ile başvuruları gerçekleşti ve böylelikle ihracat kanalları arttı.

Reşit ÖZER / Milas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Birçok yeni fabrika kuruldu"

Milas, zeytin ve zeytinyağının Başkenti. TÜRKPATENT'ten 2014'te coğrafi işaret tescilini aldığımız Milas Zeytinyağı'nın AB tescili için Kasım 2017'de başvurduk. Üç yıllık bir sürecin ardından Aralık 2020'de Milas Zeytinyağı'na AB tescilini aldık. Türkiye'de 2019'da coğrafi işaret tescilini aldığımız Milas Yağlı Zeytini'nin AB tescilini de yaklaşık üç yıllık bir çalışma sonrasında Eylül 2023'te aldık.

AB tesciliyle birlikte zeytinyağında daha önce 20-25 civarında olan marka sayımız 2020 yılında 50-60'lara, yeni tesislerin kurulumuyla fabrika sayısı 70-80'lere çıktı. Milas Yağlı Zeytini'nin coğrafi işaret tesciliyle marka sayımız 90'ı aştı.

Coğrafi işaretli bu ürünlerimizde daha önce yüzde 20'ler civarında olan pazar payımız yüzde 25-30'lara çıktı. AB tescili markaya ve üreticiye çok değer kazandırdı. Yurtiçi ve yurtdışında ciddi bir talep oluştu. Migros, Makrocenter, Metro gibi zincir marketlerde zeytinyağlarımız, zeytinlerimiz satılıyor. Aynı şekilde yurtdışında büyük zincir marketlerde de markalarımızı görmek mümkün. TÜKRKPATENT'ten Mayıs 2022'de coğrafi işaret tescilini aldığımız "Milas Çekişke Zeytini" için, Mayıs 2023'te AB'ye tescil başvurusunda bulunduk. Bu yıl sonunda onun da AB'de tescil edilmesini bekliyoruz. Bugüne kadar TÜRKPATENT tarafından 13 ürünümüz tescillendi. Coğrafi işaret tescilini aldığımız Milas Zeytinyağı Sabunu'nun AB'de tescil edilmesi için başvurumuzu yapacağız.

BİZE ULAŞIN