Turizm gelirinde en yüksek ilk çeyrek

GİRİŞ TARİHİ: 08.05.2025 GİRİŞ TARİHİ: 11:39 SON GÜNCELLEME: 08.05.2025 11:39
Türkiye’nin turizm geliri 2025’in ilk çeyreğinde 9.45 milyar dolara ulaşarak, “en yüksek ilk çeyrek” performansı olarak kaydedildi. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı Mart’ta yüzde 7.9’a geriledi. Bu hafta ise gözler, pazartesi günü açıklanacak Nisan ayı enflasyonunda olacak.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Türkiye'nin ilk çeyrek turizm performansı belli oldu. 2025 yılının ilk çeyreğinde Türkiye'nin turizm geliri yıllık yüzde 5.6 artışla 9 milyar 451 milyon 244 bin dolar, ziyaretçi sayısı yüzde 1.2 artışla 9 milyon 121 bin 152 kişi düzeyinde gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2025 yılı ilk çeyrekte ziyaretçilerden elde edilen turizm geliri 9 milyar 323 milyon 872 bin dolar, transfer yolculardan elde edilen turizm geliri ise 127 milyon 373 bin dolar olarak kaydedildi. Ziyaretçilerin turizm gelirinin yüzde 23.6'sını Türkiye'yi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlar oluşturdu. İlk çeyrekte ziyaretçiler tarafından yapılan harcamaların 8.1 milyar doları kişisel harcamalar, 1.2 milyar doları ise paket tur harcamalarından oluştu. İlk çeyrekte Türkiye'den çıkış yapan 9.12 milyon ziyaretçinin yüzde 24.3'ünü 2 milyon 219 bin 38 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu.

Bu çeyrekte Türkiye'de geceleme yapan ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 99 dolar düzeyinde gerçekleşirken, yurt dışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 67 dolar oldu. Ziyaretçi kişi başı ortalama harcama, ilk çeyrekte yıllık yüzde 4.8 artışla bin 22 dolar oldu. 2024 ilk çeyrekte 875 dolardı.

Yılın ilk çeyreğinde Türkiye'nin turizm gideri yüzde 37.6 artarak 2 milyar 448.2 milyon dolar oldu. Bu çeyrekte yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı yıllık bazda yüzde 6 artarak 2 milyon 596 bin 225 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması yıllık yüzde 29.8 artarak 943 dolar olarak gerçekleşti.

"CARİ DENGEDEKİ OLUMLU SEYRİ DESTEKLİYOR"

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yaptığı açıklamada ilk çeyrek turizm gelirini, "rekor gelir" olarak ifade etti. 9.5 milyar dolar ile ilk çeyrekteki en iyi turizm gelirinin yakalandığına işaret eden Ersoy, ilk çeyreğin 2025'teki 64 milyar dolar gelir hedefine paralel bir sonuçla kapatıldığının altını çizdi. Ersoy, ilk çeyrekte kişi başı gecelik gelirin beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleştiğine işaret ederek, bunun da turizm gelirine olumlu yansımalarının görüleceğini kaydetti. Bilindiği üzere Türkiye'nin 2025 yılında turizmde 64 milyar dolar gelir, 65 milyon ziyaret hedefi bulunuyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, küresel mal ticaretinde artan risklerin hizmet ihracatının önemini daha da artırdığını belirterek, ilk çeyrekte yıllıklandırılmış turizm gelirinin 61.6 milyar dolar, ziyaretçi sayısının 62.3 milyon kişi olduğunu kaydetti. Şimşek, "Turizm gelirleri cari dengedeki olumlu seyri destekliyor" ifadelerini kullandı.

İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 7.9'A GERİLEDİ

Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı 2025 yılı Mart'ta bir önceki aya göre 0.3 puan azalışla yüzde 7.9'a gerilerken, zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı ise 0.3 puan artarak yüzde 28.8 oldu. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı erkeklerde yüzde 6.5 iken kadınlarda yüzde 10.6 olarak tahmin edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, yüzde 7.9'luk işsizlik oranını son 25 yılın en düşük seviyesi olarak açıkladı. Buna karşın atıl işgücü oranındaki artış Mart'ta da devam etti. TÜİK verilerine göre atıl işgücü oranı Ocak'ta yüzde 28.3, Şubat'ta yüzde 28.5 düzeyindeydi. Mart'ta bir önceki aya kıyasla 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi düzeyinde gerçekleşti. Mart'ta bir önceki aya göre, mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı 0.6 puan artarak yüzde 49.2 düzeyinde gerçekleşti. Mart'ta bir önceki aya göre işgücü 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi olarak gerçekleşti. 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı Mart'ta aylık bazda 0.1 puan artarak yüzde 15.1 oldu.

Mevsim etkisinden arındırılmamış verilerle ise Mart'ta bir önceki aya göre işsizlik oranı 0.7 puan azalışla yüzde 8, atıl işgücü oranı 0.2 puan azalışla yüzde 29.3 düzeyinde gerçekleşti.

"İŞGÜCÜNÜN ALIM GÜCÜ ARTIRILMALI"

İşgücü verilerini değerlendiren Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Yıldıran, atıl işgücü oranının yüzde 29.3 ile yüksek seyrettiğine dikkat çekerek, işgücünün çalışma isteğinde düşüşün yüksek seviyelerde devam etmesi ve atıl işgücünün istihdama verimlilik yönünden katkı sağlayamamasının sebeplerinin analiz edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Yıldıran, "Türkiye'nin üniversite seçiminde yapılan hatalarının düzeltilmesi özellikle istihdam sürelerinin uzatılarak iyileştirilmesi hem emeklilik sisteminin düzeltilmesine hem de ekonomik verimliliğin artışına katkı sağlaması açısından elzemdir. Ayrıca son yıllarda reel olarak düşen işgücü alım gücünün artırılması da işgücünün istihdama yeniden dönüş eğilimlerine katkı sağlayabilir" dedi.

EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ GERİLEDİ

Ekonomik güven endeksi Nisan'da bir önceki aya göre yüzde 4.2 azalarak 96.6 değerini aldı. Tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirmelerini, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endeks olan ekonomik güven endeksinin 100'den küçük olması genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor.

Ekonomide hane halkı ve bireylerin tüketim davranışlarını makro değişkenlerden daha fazla güven duygusunun etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Yıldıran, "Ekonomik güvenin artması, piyasa aktörlerinin siyasi olaylardan çok ekonomik gelişmelerdeki olumlu değişimlere odaklanmasıyla da mümkün olabilir. Türkiye'de ekonomik siyasi olaylara refleksinin arttığı bu dönemde Merkez Bankası'nın kararlı bir şekilde faiz artırması ve dövize müdahale etmesi bütün tartışmalara rağmen, uygulanan programa sahip çıkılması açısından gelecekte tüketici ve üretici çevrelerinin güvenini olumlu etkileyebilecektir" diye konuştu.

DIŞ TİCARET AÇIĞI ARTTI

Geçen hafta dış ticaret verileri de açıklandı. Önce TÜİK ve Ticaret Bakanlığı'nın işbirliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine bir göz atalım. Buna göre ilk çeyrekte Türkiye'nin ihracatı yüzde 2.5 artışla 65 milyar 323 milyon dolar, ithalatı yüzde 4.5 artışla 87 milyar 811 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, dış ticaret açığı yüzde 11 artışla 22.49 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Mart'ta ihracat yüzde 3.4 artışla 23 milyar 415 milyon dolar, ithalat yüzde 2.2 artarak 30 milyar 610 milyon dolar oldu. Dış ticaret açığı ise Mart'ta yüzde 1.5 azalışla 7.2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı Mart'ta 0.9 puan artışla yüzde 76.5 oldu.

Nisan ayı resmi olmayan geçici dış ticaret verileri ise Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Diyarbakır'da açıklandı. Buna göre, genel ticaret sistemine göre ihracat Nisan'da yüzde 8.5 artışla 20.9 milyar dolar, ithalat yüzde 12.9 artışla 32 milyar 961 milyon dolar, dış ticaret açığı ise yüzde 21.7 artışla 12 milyar 38 milyon dolar oldu. Yılın ilk dört ayında ihracat yüzde 3.9 artışla 86.2 milyar dolar, ithalat yüzde 6.7 artışla 120.8 milyar dolar, dış ticaret açığı yüzde 14.5 artışla 34.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Nisan itibarıyla son 12 ay yıllıklandırılmış ihracat yüzde 2.7 artışla 265 milyar 12 milyon dolara ulaştı.

"YÜZDE 3.18'İN AŞILMASI BEKLENTİLERİ BOZABİLİR"

5 Mayıs'ta Nisan ayı enflasyon verileri, 22 Mayıs'ta yılın ikinci enflasyon raporu, 30 Mayıs'ta ise yılın ilk finansal istikrar raporu açıklanacak. TÜİK verilerine göre TÜFE Mart'ta aylık yüzde 2.46, yıllık yüzde 38.10 artış göstermişti. Enflasyonun Nisan'daki dalgalanmalardan dolayı kısa dönemli bir yükseliş gösterebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Yıldıran, aylık enflasyonun yüzde 3'e yakın bir seviyede gerçekleşmesinin mümkün olduğunu kaydetti. Yıldıran, "TCMB'nin sıkı para politikasına devam etmesi ve tüketici güvenindeki olumsuzluklar talep yönlü baskıları artırmayacağı için enflasyonun Haziran'dan sonra ani değişimler olmadığı takdirde yeniden azalış trendine devam edeceğini gösteriyor" dedi.

Yıldıran, yılın ikinci enflasyon raporunda TCMB'nin 2025 yılı sonu enflasyon tahminlerini yüzde 30'a yakınsayacak şekilde yükseltmesini beklediğini dile getirdi.

Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Mangır, Nisan ayında ücret ve vergi ayarlamaları, hizmet fiyatlarındaki katılık ve Ramazan ayı etkileri gibi unsurların enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı yaratmış olabileceğine dikkat çekti. Mayıs ve Haziran aylarında yaşanan baz etkisinin yıllık enflasyonda sınırlı bir gerileme ortaya çıkartabileceğine değinen Mangır, "Ancak baz etkisinin yol açtığı gerileme sınırlı olabilir ve ikinci çeyrek sonunda yıllık enflasyon tekrar yükselebilir. TCMB, 22 Mayıs'taki Enflasyon Raporu'nda yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü güncelleyebilir. Enflasyon hedefinin gerçekleşmesini riske atan faktörler ikinci yarıya ait çekirdek enflasyon oranı ve kur-petrol şoklarının dolaylı etkileridir" dedi.

3. Göz Danışmanlık CEO'su Hikmet Baydar ise, Nisan ayı enflasyonunda kur yansımalarından kaynaklanan fiyat hareketleri dışında, Tarım ÜFE'deki aylık yüzde 6.91'lik, yurt dışı üretici fiyat endeksinde aylık yüzde 4.06'lık artışın yansımalarının da görülebileceğini kaydetti. 2024 Nisan'da tüketici enflasyonunun yüzde 3.18 olduğuna işaret eden Baydar, piyasa katılımcılarının beklentisinin ise yüzde 3.07 olduğunu hatırlatarak, "Çok ince bir çizgide gidiyoruz. Eğer yüzde 3.18'i aşılırsa, psikolojik beklentileri bozabilir."

TCMB'nin Olağan Genel Kurulu yapıldı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 93. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurulu geçen hafta gerçekleştirildi. Bilindiği üzere 15 Nisan'da Resmi Gazete'de yayımlanan TCMB'nin 31 Aralık 2024'te sona eren 93. hesap dönemi bilançosuna göre, Banka'nın 2024 dönem zararı 700 milyar 354 milyon lira oldu. Genel Kurul'da açıklamalarda bulunan TCMB Başkanı Fatih Karahan, Bankanın temel amacının kar olmadığını, zarar etmesinin de başarısızlık göstergesi niteliği taşımadığını vurguladı.

Karahan, Mart ve Nisan'da yurt içi ve dışı finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerin, finansal varlıklarda değer kayıplarına neden olduğunu belirterek, bu gelişmelerin makroekonomik görünümü bozmaması için parasal aktarım mekanizmasını destekleyen ilave adımları ivedilikle attıklarını söyledi. Karahan, enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunu sürdüreceklerini vurguladı.

Prof. Dr. Mustafa YILDIRAN / Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Düşen petrol fiyatları, kısa dönem için Türkiye'ye fırsat"

Türkiye'nin Trump'ın gümrük vergi politikasında olumsuz etkilenmeyeceğinin anlaşılması ve euro değerindeki yükseliş ihracat artışına olumlu yansıyacaktır. İhracat artışı devam edecektir. Ancak ithalat artışı da yüksek oranda gerçekleşebilir. Asıl sıkıntının yabancı sermaye beklentilerinin gerçekleşmemesi nedeniyle cari açık konusunda olması muhtemeldir. Türkiye'nin kısa dönemli tahvil faizlerindeki yükseliş de borç kaynaklı yabancı sermaye girişlerinin maliyetini artırıcı bir faktör olacaktır. ABD büyüme verisi, Trump politikalarını sürdürülemez olduğunu gösteriyor. Bu nedenle gelecekte Trump'ın ticaret savaşını kızıştırıcı söylemlerinden vazgeçeceğini öngörmek zor değil. Bu verinin FED tarafından faiz indirimine gerekçe oluşturması da mümkün. Böylece, Trump'ın baskısı dışında ekonomik durgunluğun önlenmesi için FED faiz indirimine yönelebilir. Bu gelişmeler Türk ekonomisini kısa dönemde olumlu etkiyecektir. Özellikle gümrük tarifleri nedeniyle Çin'e konulan yüksek maliyetler, Türkiye'nin kısa dönemli dış ticaret gelişmelerini olumlu etkime potansiyeline sahip. Ayrıca tarifelerin arz yönlü baskıları artırması nedeniyle düşen petrol fiyatları da Türkiye açısından kısa dönemli fırsat verebilir. Türkiye açısından önemli bir fırsat penceresi de Trump'ın baskısıyla artacak Almanya ve diğer ülkelerin askeri harcamaları. Savunma sanayi harcamalarındaki bu artış, Türkiye'deki savunma sanayiini olumlu etkileyecektir.

Prof. Dr. Fatih MANGIR/ Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Türkiye yüksek katma değerli ürün skalasını geliştirmeli"

Yılın ilk üç ayında dış ticaret açığında sınırlı bir azalma gözlemlense de ihracat görülen artış istenilen seviyeye ulaşamadı. Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı raporlara ait veriler, ilk dört ayda mevsimsel bir iyileşme sinyali olsa da, ithalat rakamların da yüksek seviyeden dolayı cari denge üzerinde olumsuz etki yaratıyor. ABD'nin Çin'e yönelik gümrük tarifelerini artırması, Türkiye'yi 'ikame tedarikçi' konumuna taşıyabilir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ifadesiyle bu, 'fiyattan bağımsız ilave talep' anlamına gelir. ABD merkezli firmalar, Çin ekonomisine alternatifler ararken Türkiye'ye yönelebilir. Bu olası eksen kayması Türkiye için dış ticarette yeni fırsatlar sunacaktır. Ancak, bu potansiyeli realize etmesi ve fırsata çevirmesi için Türkiye'nin lojistik sektörü altyapısına yatırım yapması ve yüksek katma değerli ürün skalasını geliştirmesi gerekiyor. Gümrük tarifelerinin Türkiye dış ticaretine etkisi kısa vadede pozitif olabilir, orta vadede ise sürecin Türkiye lehine devam etmesi için jeopolitik riskler, küresel tedarik zincirlerindeki kırılganlıklar ve iç maliyet baskıları ile birlikte dikkatli bir şekilde yönetilmesi gereken bir politikaya işaret ediliyor. Ticarette gümrük savaşları, Türkiye ekonomi yönetiminde dış ticarette çeşitlenme stratejilerinin ve ikili ticaret anlaşmalarının hızlandırılması gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Hikmet BAYDAR / 3. Göz Danışmanlık CEO'su

"Türkiye ABD'ye ihracatta avantaj yakaladı"

ABD'nin açıkladığı gümrük vergileriyle, Türkiye Amerika'ya ticaretinde avantaj yakaladı. Ancak Türkiye'nin ihracatında ABD'nin payı düşük. Türkiye'nin Mart'ta 23.4 milyar dolarlık ihracatının yaklaşık 1.4 milyar doları ABD'ye. Bu süreçten ABD'ye ihracatımız olumlu etkilenecek. Ancak geri kalan 22 milyar dolar ihracatımızda ise oldukça terleyeceğiz. ABD'nin gümrük vergisi düzenlemeleri nedeniyle başta Çin, Hindistan olmak üzere ABD'ye satış yapmakta zorlanan ülkeler, daha rekabetçi fiyatlarla bizim ihracat yaptığımız ülkelere girmeye çalışacaklar. Dolayısıyla Amerika'ya ihracatta gümrük vergisinin bize verdiği avantajdan daha kötüsünü Amerika dışı piyasalarda hissedeceğiz gibi görünüyor. Bu da bizim toplam ihracatımıza olumsuz yansıyabilir. TÜİK verilerine göre ilk çeyrekte ziyaretçi kişi başı ortalama harcama yüzde 4.8 artışla 975 dolardan bin 22 dolara çıktı. Ancak Türkiye'de turizm sektöründe fiyatlar genellikle euro bazlı verildiği için, bunun temelinde euro-dolar paritesindeki artış var. Geçen sene euro/dolar paritesi 1.03 iken bu sene 1.13'lerde. Veriler, Türkiye'nin daha üst gelir seviyesindeki turistleri çekecek politikaları üretmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Turizm geliri içinde yeme içme harcamalarının payı yüzde 24.7 olarak açıklandı. Yıllık bazda artış hızı yüzde 15.7. Ziyaretçilerin 'yeme-içmesi' yurt içinde gıdaya talep anlamına geldiği için enflasyona da negatif bir etkisi söz konusu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.