HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Türkiye tarımına yön verecek "vizyon" belgesi netleşti. Hayvansal üretimden sulamaya, bitkisel üretimden gıda güvenliğine, üretim desteklerinden balıkçılık ve su ürünlerine kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsayan 16 ayrı çalışma grubunda, toplam bin 597 üyenin katılımıyla gerçekleştirilen 4. Tarım Orman Şurası'nın sonuç bildirgesi 14 Mayıs'ta açıklandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Dünya Çiftçiler Günü'nde açıklanan Tarım Orman Şurası sonuç bildirgesinde bitkisel üretimden hayvancılığa, su ürünlerinden ormancılığa 86 karar yer aldı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Şura kararları doğrultusunda eylem planları oluşturulacağını açıkladı. Tarım, orman ve su sektörlerindeki dönüşümü yakalamak için geleceği bugünden planlamaları gerektiğinin altını çizen Yumaklı, 4. Tarım Orman Şurası'nın yeni vizyon ortaya koymanın gerekliliğiyle gerçekleştirildiğine işaret etti. Şura çalışmalarının "politika" seti için her zaman başvuracakları önemli kaynak olacağını dile getiren Yumaklı, "4. Tarım Orman Şura'mızda alınan kararlar, vizyonumuzun temelini oluşturacak" ifadelerini kullandı. Tarım Orman Şura kararlarının titizlikle uygulanması gerektiğini vurgulayan sektör temsilcileri ise tarımda somut çözüm adımlarının hayata geçirilmesini istiyor.
İLK KEZ ATÖLYE ÇALIŞMALARI YAPILDI
Çalışmalarına Eylül 2024'te başlanan ve 30-31 Ocak 2025'te hazırlık çalıştayı yapılan 4. Tarım Orman Şurası, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın katılımıyla 28-30 Nisan'da gerçekleştirildi. Şura'da, 16 çalışma grubu oluşturuldu.
Şura'da 87 üniversiteden 288 akademisyen, 234 STK, oda, birlik ve kooperatiften 417 temsilci, özel sektörden 205 katılımı, kamudan 687 uzman personel olmak üzere toplam bin 597 üye yer aldı. Şura gruplarının çalışmaları kapsamında 148 çevrimiçi toplantı yapıldı.
İlk kez bu Şura'da "Kırsalda sürdürülebilir yaşam, iklim değişikliği sürecinde ormanlar, tarım ekonomisi ve tarım diplomasisi" başlıklı atölye çalışmaları düzenlendi. Atölye faaliyetlerine 3 bin 450 kişi katılım gösterdi. Bu çalışmaların ardından elde edilen çıktılar çalışma gruplarıyla paylaşıldı.
Şurada 373 hedef ve bunlara bağlı 2 bin 977 strateji ortaya konuldu. Bütün bunlar şura üyeleri tarafından oylanarak kabul edildi. Bütün değerlendirmelerin ardından 86 karar sonuç bildirgesinde yer aldı.
TARIM ODAKLI TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ
Sonuç bildirgesinde öne çıkan bazı kararlar şöyle:
Tarım Odaklı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile Ar-Ge Merkezleri kurulmalı ve geliştirilmeli, tarımsal sanayide ürün bazında kümelenme teşvik edilmeli. Dijital tarım, yapay zeka ve ileri tarım teknolojileri ile ilgili araştırmaların yürütüleceği ve koordine edileceği bir araştırma enstitüsü görevlendirilmeli. "Tarımsal Blokzincir Altyapısı" başlatılmalı. "Dijital Hal Sistemi" ile meyve-sebze, kuru gıda gibi et ve et ürünleri halleri kurulmalı. Üretici örgütlerinin etkinliği artırılmalı ve ürünün üretiminden tüketiciye ulaşmasına kadar olan tüm süreci kapsayacak şekilde görev almalarını sağlayacak düzenlemeler yapılmalı. Tarımsal üretim planlamasında; bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimi için stratejik ürün listesi genişletilerek uygulanmalı.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, geleceği kurgulamak adına Tarım Odaklı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile Ar-Ge Merkezleri'nin kurulmasının önemli olduğunu vurgulayarak, bunun için üniversite-sanayi-kamu işbirliğinin sağlanmasına yönelik yaklaşımların da ortaya konulması gerektiğini kaydetti. Gülçubuk, "Burada üretim öncelikli mi, sanayi öncelikli bir tercihin olacağı belirsiz. Çünkü ekonomik maliyet ve sosyal tarımsal fayda esasına burada uygunluk gösterilmesi gerekiyor. Ayrıca, sonuç bildirgesinde stratejik ürünlerin belirleneceği belirtiliyor. Stratejik ürün listesi neye göre stratejiktir. Yani gıda güvencesine göre mi, dış ticarete göre mi, ülkenin makro ekonomik göstergelerine göre mi, iklime göre mi ve diğerleri? Burada son yaşanan don olaylarından sonra şöyle bir soru beliriyor: stratejik ürünler gelir güvencesi kapsamına alınacak mı? Çünkü bu ürünlerin her türlü güvenceye alınması gerekiyor" diye konuştu.
"ACİL DURUM PLANLARI HAZIRLANMALI"
Bildirgeye göre, pandemi ve afet deneyimlerinden yola çıkarak, yerli üretimle kritik ürün tedarikini güvence altına alacak acil durum planları hazırlanmalı.
Acil Tarımsal Afet Yardım Risk Fonu'nun kurulmasına yönelik yasal ve kurumsal altyapı, finans mekanizmaları oluşturulmalı, yönetim ve iş süreçleri geliştirilmeli. Tarım sigortası sisteminde uydu teknolojileri ve yapay zekanın kullanımı, afetlerin tarıma etkilerinin azaltılmasına yönelik finansal araçlar geliştirilmeli. İklim krizi, afetler, savaşlar ve salgınlar nedeniyle yerel ve kısa tedarik zincirleri geliştirilerek, küresel ve merkeziyetçi tedarik zincirlerine olan bağımlılık azaltılmalı. İklim değişikliğinin beklenen etkilerine dayanıklı bitki çeşit, tür ve hayvan ırklarının tespiti, geliştirilmesi ve kullanımı sağlanmalı. Jeopolitik değişimler, küresel krizler ve savaşların gıda fiyatları ve arzında oluşturabileceği fırsatlar ve tehditler değerlendirilmeli, bu koşulların ülkenin gıda sistemine yönelik olası tehditlerine karşı önlemler alınmalı.
Acil Tarımsal Afet Yardım Risk Fonu'nun kurulmasının gecikmiş ve aciliyet taşıyan bir politika tercihi olduğunu vurgulayan Gülçubuk, fonun yeterli ve kalıcı bir biçimde bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Tarımsal üretimde fiyat oluşumunun arz-talebe göre oluşan bir olgu olduğunu belirten Gülçubuk, planlamada arz-talep dengesine de dikkat edilmesi ve burada risk planlamasını farklı senaryolarla yapmak gerektiğini kaydetti. Gülçubuk, Şura sonuçlarının bu açıdan yetersizlik gösterdiğini dile getirdi.
Bildirgeye göre, küçükbaş hayvancılığın toplam kırmızı et üretimindeki payı artırılarak yüzde 35 seviyelerine çıkarılmalı ve bu kapsamda destek ve programlar uygulanmalı. Hayvancılık işletmelerinin nitelikli işgücü ihtiyacını karşılamak amacıyla çobanlık için sosyal güvence imkanları sağlanmalı, mesleki yeterlilikleri belirlenmeli, "Çoban Akademileri" ve uygulamalı eğitim merkezleri kurulmalı.
"YENİ NESİL FİNANSAL ARAÇLAR TASARLANSIN"
Bildirgeye göre, yeni nesil finansal araçlar tasarlanmalı, satın alma garantili modeller, vergisel teşvik, sigorta destekleri ve yatırım kredileri incelenmeli, "Tarımsal Finans Ar-Ge Birimi" kurumsallaştırılarak ulusal tarım finansman stratejilerine yön veren bir merkez haline getirilmeli. Destekleme ödemelerinde rekabet oluşturacak şekilde diğer finans kurumları da sisteme dahil edilmeli. Tarım sektörüne özel "Çiftçi Garanti Fonu" ve "Kooperatif Finansman Fonu" kurulmalı, mevcut fonlara tarım alt bileşenleri eklenmeli.
Türkiye'de son yıllarda çiftçinin en çok konuştuğu konulardan birisinin borçları olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, 100 milyarlarca lirayı bulan borçların çiftçinin üretim kararlarını doğrudan etkilediğini ifade etti. Gülçubuk, "Yıllardır her ortamda önerilen finansal açıdan güçlü 'kooperatiflere' yer verildi. Ama bu yetersizdir. Çünkü, Kooperatif Finansman Fonu'nun hangi kurumlarla, hangi araçlarla gerçekleşeceği hakkında bilgi zayıf ve uygulanabileceğine dair somut kabuller az. İklim Değişikliğine Uyum ve Kuraklık Stratejisi küresel bir olgu ve sorun olması nedeniyle hayati önem taşıyor. Bu süreçte su kullanımı, çiftçi geliri, doğal riskler için yeni politika önerileri ortaya konulmalı" dedi.
"İNSAN ODAKLI YAKLAŞIM EKSİK"
Gülçubuk, Şura'da eksik kalan konulardan en önemli görülenlerden birinin nasıl bir işgücü planlamasının olacağı ve bu konuda yaşanan sorunların hem işçi hem de işveren açısından nasıl aşılacağı konusu olduğunu söyledi.
Gülçubuk, "Şura ile ilgili son ve en önemli değerlendirme 'insan odaklı' yaklaşım eksikliği. Tarım nüfusu yaşlanıyor, gençler tarımdan-kırsaldan uzaklaşıyor, yaklaşık 2 milyon kadın tarımda çalışıyor ve bunların yüzde 90'ından fazlası kayıt dışı çalışıyor, 300 binden fazla çocuk tarım işçisi var. Fakat Şura sonuç bildirgesini oluşturan 86 madde içinde kadın ifadesi 'bir', gençlik ifadesi 'bir', çocuk ifadesi 'sıfır', kooperatif ifadesi 'üç' ve kalkınma ifadesi yalnızca bir yerde geçiyor. Bu nedenle Şura'nın insani kalkınma boyutunda bir eksiklik söz konusudur. Diğer yandan 'köy' ifadesi hiçbir yerde geçmiyor. Türkiye'de yaklaşık 5 milyon tarımsal işgücü var. Bunların yüzde 85'i kayıt dışı çalışıyor. Bu emek kesiminin sosyal güvenceye kavuşmaları sağlanmalı" diye konuştu.
Prof. Dr. Bülent GÜLÇUBUK /Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Üretim, teknoloji, finans, jeopolitik, iklim öncelikleri ön plana çıktı"
Geniş bir paydaş katılımıyla gerçekleşen 4. Tarım ve Orman Şurası, tarımın, gıdanın, ormanın, kırsalın genel durumunu ve sorunlarını da ortaya koyması açısından oldukça ilginç ipuçlarını da kamuoyuna sundu. 86 maddelik sonuç bildirgesi hem geleceğe ışık tutması, hem de şimdiye kadar eksik kalan, yapılmayan icraatların bir yansıması gibi duruyor. Üretim, teknoloji, finans, jeopolitik, iklim öncelikleri ile ön plana çıkan Şura sonuç bildirgesi, tarımın, gıda sektörünün daha fazla pazar odaklı ele alınması ile kendisini gösteriyor. Tarım, gıda, kırsal yaşam ve üretim açısından en önemli göstergeler 'Tarım Sayımları' ile ortaya çıkar. Maalesef son 20 yıldır sürekli yapıldığı, yapılacağı söylenen genel tarım sayımının 10 Mayıs 2025'te yayınlanan yönetmelik ile yapılacağına dair karar Şura sonuç bildirisinin okunmasından önce önemli bir hamle olarak kabul edilebilir. Genel tarım sayımının yapılacak olması kadar belirli periyotlarla tekrarlanması ve herkese açık olması da önemli. Genel tarım sayımı ile bir anlamda tarımın-kırsalın 'MR'ı çekiliyor olacak. Dünyada artan belirsizliklere, fırsatlara ve risklere Şura'da yer verildi. Burada özellikle çiftçinin gelirini ve tüketicinin satın alma gücünü dikkate alan önleyici politikaların geliştirilmesi önem taşıyor. Önceki Şura'lardan farklı olarak daha fazla teknolojiye, pazarlara, dijitalleşmeye, finansa, iklime ve diğerlerine yer verildi. Bu aynı zamanda ülkemiz tarımının, kırsalının ne kadar çok sorun ile de karşı karşıya olduğunun bir göstergesi. Şura'da bir 'vizyon' noksanlığı var. "Beş yıl sonra nasıl bir 'Türkiye tarımı ve kırsalı' göreceğiz?' sorusu ortada. Bir sonraki Şura'da 86 madde yerine 15-20 madde görmek sorunların çözüldüğü ve tarımın-kırsalın güçlendiği anlamına gelebilir.
Mehmet Ali ÜNAL / Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği (TZYMB) Genel Başkanı
"Ulusal Tarım Planlaması hayata geçirilmeli"
Geniş bir katılımla gerçekleştirilen Tarım Orman Şurası'nda alınan kararların, yerinde ve zamanında uygulamaya geçirilmesi için yetkililer gerekli adımlar atmalı. Eylem planları hayata geçirilmeli. Küresel rekabette ileriye gitmemiz için çağımızın teknolojilerine geçişte ve verimlilik için (Tarım 4.0-Tarım 5.0-AkıllıTarım-Dijital Tarım-yapay zeka), arazi parçalılığı ve dağınıklığının uygun parsel ve işletme büyüklüğüne geçilmesi elzem. Bu konuda 'sınırların kaldırılması','birleşik tarım', 'arazi bankacılığı' gibi tedbirlerin alınması ve kanuni düzenlemeler yapılması, mülkiyet hakkı yerine 'kullanım hakkı' esas alınmalı. İklim değişikliği su yönetimini önemli kılıyor. Sulama yatırımları süratle tamamlanmalı, açık sulama kanalları kapalıya dönüştürülmeli. Basınçlı sulama sistemlerine geçilmeli ve en önemlisi zengin su havzalarından fakir su havzalarına su transferi, ulusal su yönetimi genel projesi ele alınmalı. Çayır- mera potansiyelimiz bölge bölge tespit edilmeli. Korunup ıslah edilmeli. Kapalı süt sığırcılığı işletmelerinin en azından kaba yem üretecek sulu araziye sahip olması sağlanmalı, hayvan bakıcı ve çobanlık sorunu çözülmeli. En önemlisi kısa ve orta vadede önce kendine yeterli, arkasından ihracat yapacak şekilde tedbirler alınmalı. Tarımda, üretim planlaması uygulamaya geçti. Bizim önerimiz 'Türkiye'nin Tarımı' planlaması aşamasına geçmesi gerekir. Tarım ve gıda ürünlerinin üretimden tüketime tüm zincirin halkalarında (üretim/depolama/işleme/dağıtım vs) ilgili bakanlıklar kurum ve kuruluşların koordinesiyle bilgi-işlem teknolojisi ile 'Ulusal Tarım Planlaması' hayata geçirilmeli.
Nihat ÇELİK / Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı
"Uygulama süreci titizlikle takip edilmelidir"
Tarım Orman Şurası kararları hem bitkisel hem de hayvansal üretim için tarımın geleceğini şekillendirecek boyutta ve oldukça önemli kararlar. Ancak Şura kararlarının uygulama sürecinde titizlikle takip edilmesi son derece önemli. Sektör olarak sürekli gündeme getirdiğimiz talep ve beklentilerimiz şura kararları içerisinde dile getirildi. Bu kararlardan, üretimin artırılması noktasında belki de en önemlisi toplam kırmızı et üretimindeki küçükbaş hayvancılığın payının yüzde 35 e çıkarılması için yeni destek ve programların hayata geçirilecek olması. Bu kararla sağlanacak olan üretim artışının faydasını hem yetiştiriciler hem de tüketiciler görecek. Şura'da alınan bir diğer karar gereğince 'hayvansal üretimde yerli üretimin hem miktar hem kalite açısından güçlendirilmesi ve yerli hayvan ırklarının korunması' sektörümüze büyük bir ivme kazandıracak. Öte yandan, çobanlık için sosyal güvence imkanlarının sağlanması, mesleki yeterliliklerinin belirlenmesi ve ayrıca 'Çoban Akademileri' ve uygulamalı eğitim merkezlerinin kurulacak olması, küçükbaş hayvancılığın çoban sorununa çözüm olabilecek en önemli kararlardan birisi oldu. Şura kararları içerisinde sektörümüze sağlanacak faydalardan birisi de küçükbaş hayvancılığın en önemli yem kaynağı olan meraların korunması ve işgallerin engellenmesi ile mera ıslahına yönelik iklim değişikliği ve benzeri güncel gelişmelere göre yeni bakış açıları ile yeni projelerin uygulamaya konulacak olması. Bu kararı da sektörümüz adına oldukça değerli buluyoruz. Ayrıca küçükbaş hayvan yetiştiricilerin yoğun olduğu kırsala yönelik olumlu kararlar ile göçer hayvancılığın yeniden düzenlenmesi gibi kararlar da sektörümüz için önem arz ediyor.
Baki Remzi SUİÇMEZ / TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı
"Somut çözüm önerisi yok"
Kamu yönetimi ciddiyetiyle, alınan şura kararları uygulanmalı. 1997, 2004, 2019 sonrası, 4. Tarım ve Orman Şurası, 2025 yılında çok kısa bir hazırlık süresi sonu toplandı ve 373 hedef, 2977 strateji, 86 karar, 'edilmeli, belirlenmeli, yapılmalı…' diyerek kamuoyuna açıklandı. Genel Tarım Sayımı'ndan iklim açısından yutak alan meraları korumaya, kaçak ve ucuz göçmen işgücünden çoban akademisine, arazi bankacılığından dijital hal pazarına kadar 86 maddede, tarımın ve gıdanın yaşanan sorunlarına somut çözüm önerisi getirilmedi. 4. Tarım ve Orman Şurası, neden yapıldığını kamuoyuna anlatamadı. Yerli ve milli üretimimiz ve üreticilerimizi korumaya yönelik girdi maliyetlerini azaltıcı, destekleri artıran ve zamanında ödeyen, çiftçi lehine kredileri düzenleyen, alım fiyatlarını maliyet üzerinde açıklama, girdi ve ürünlerde dışa bağımlılığı kaldırma, ülkemizde üretimde sürekliliği sağlama ana sorunlarını göz ardı eden bu kararlar, iyi niyet söylemlerinden oluşuyor.
Su kanunu altyapısı tamamlanacak
Tarım Orman Şurası sonuç bildirgesine göre, su tasarrufu ve verimliliği artırılarak 2030 yılına kadar kişi başı günlük su kullanımı 150 litreden 120 litreye düşürülmeli. Açık kanal sulama sistemleri kapalı basınçlı sistemlere dönüştürülmeli ve sulama randımanı 2030 yılına kadar yüzde 60'a çıkarılmalı. Ülke genelinde sektörel su tahsisi çalışmaları tamamlanmalı, takibi ve güncellenmesi sağlanmalı. Nehir havzalarının tamamında "Ulusal Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi" kurulmalı ve etkin bir şekilde yönetilmeli. 2030 yılına kadar içme suyu şebekelerindeki kayıplar yüzde 32'den yüzde 25'e indirilmeli. Su Kanunu" ve "Taşkın Kanunu" mevzuat altyapısı tamamlanmalı.