Dünyada değeri yükselen “hazine”

Doğanın zaman kapsülü kehribar, dünyada yeniden trend oldu. Yediden yetmişe hemen herkese hitap eden kehribar, son dönemde girişimcilerin de ilgi odağı. Kolyeden bilekliğe kar marjı yüksek ürünlerin pazar potansiyeli de giderek artıyor.
18.08.2025 11:49 GÜNCELLEME : 18.08.2025 11:49

İREM GÜL/ Ağaçların milyonlarca yıl önce savunma amacıyla salgıladığı reçinenin fosilleşmesiyle oluşan kehribar, hem tüketici hem de yatırımcı nezdinde yeniden ilgi odağı haline geldi. Doğal taşlar arasında kendine has özellikleriyle öne çıkan bu organik mücevher, özellikle son yıllarda küresel çapta artan ilgiyle birlikte Türkiye pazarında da dikkat çekici bir yükseliş gösteriyor. Gerek geleneksel kullanım alanları (tespih, takı ve hediyelik eşya gibi) gerekse manevi ve şifasal anlamda atfedilen değerleriyle kehribar, yerli tüketicinin olduğu kadar yatırımcıların da radarında yer alıyor.

Sektör uzmanlarının değerlendirmeleri, kehribarın Türkiye için önemli bir ekonomik değer haline gelebileceğini gösteriyor. Türkiye'de henüz tam anlamıyla organize olamayan bu pazar, yüksek potansiyeline karşın bazı yapısal sorunları da henüz aşabilmiş değil. Yerli üretimin sınırlı oluşu, çeşitliliğin az olması, sahte/sentetik ürünlerin yaygınlığı gibi faktörler, sektörün sürdürülebilir büyümesini engelleyen başlıca etkenlerden. Sektör uzmanlarına göre, bilinçli yatırım, doğru pazarlama ve daha fazla yerli üretimle Türkiye, kehribar konusunda çok daha güçlü bir oyuncuya dönüşebilir.

UCUZ İTHAL ÜRÜNLERE TALEP FAZLA

Kehribarın çeşitli kullanım alanları sayesinde popülaritesini daima koruduğuna dikkat çeken Alibaba Doğaltaş E-ticaret ve Pazarlama Sorumlusu Ahmet Ziya Ziyrek, özellikle damla kehribar tespihlere ve bebek kolyelerine yönelik ilginin arttığını dile getiriyor. Öte yandan, son yıllarda farklı coğrafyalardan çıkarılan hammaddeler ve Çin menşeli ürünlerin piyasaya girmesiyle birlikte, rekabetin arttığını ve fiyatların zaman zaman düştüğünü belirten Ziyrek, artan rekabet ve ithalatın kolaylaşması nedeniyle yabancı menşeli ucuz ürünlerin öne çıkmaya başladığını söylüyor.

EN ÇOK İTHALAT BALTIK ÜLKELERİNDEN

Ziyrek, kehribar ürünlerinin çoğunu işlenmiş şekilde Baltık ülkelerinden ithal ettiklerini, özel işçilikli tespihleri ise Türkiye'den temin ettiklerini belirtiyor. Ziyrek, aldıkları hammaddenin büyük bir kısmını marka değeri oluşmuş ustalarla imal edip dış ve iç piyasada satışa sunduklarını aktarıyor. Fiyatları en çok etkileyen unsurun hammaddenin kalitesi olduğunu vurgulayan Ziyrek, kehribarın çıkarıldığı bölgeye göre yapısal farklılıkları ve bazı bölgelerdeki nadirliği nedeniyle fiyatların arttığını söylüyor. Hazır ürünlerdeki işçilik kalitesinin de fiyatları etkileyen önemli bir faktör olduğunu ekleyen Ziyrek, "Kehribar ürünlerinin büyük çoğunluğu geçtiğimiz yıllarda Baltık ülkelerinde imal ediliyordu. Çin'de başlayan imalat, hazır ürün fiyatlarında belirsizlik yarattı. Fiyatların belli bir raya girmesi için Çin'de imal edilen kehribarın tam manasıyla piyasaya girmesi bekleniyor" diyor. Özel işçilikli ürünlerin de fiyatları artırdığını belirten Ziyrek, özellikle Türkiye ve Arap pazarında tanınan ustaların tespihlerinin yüksek fiyatlarla piyasada yer bulduğunu ifade ediyor.

Türkiye'den kehribar ihracatının ağırlıklı olarak Arap ve Orta Asya ülkelerine yapıldığını belirten Ziyrek, Orta Asya'ya daha çok kolye, bileklik gibi hazır ürünlerin gönderildiğini söylüyor. Arap ülkelerinde ise marka değeri yüksek yerli ustalar tarafından üretilen tespihlerin talep gördüğünü dile getiren Ziyrek, "Hammadde olarak ithal etmek isteyenler genellikle Litvanya ve Karayipler gibi ülkeleri tercih ediyor" diyor.

YURTDIŞINDA POTANSİYELİ YÜKSEK

Ziyrek, Alibaba Doğaltaş olarak bayilik vermediklerini, ancak ticaret yapmak isteyenlere uygun fiyatlarla ürün temin ettiklerini de belirtiyor.

Türkiye'de kehribar alanında katma değerin düşük olduğunu belirten Ziyrek, bunun sebebini tespih dışında üretim yapılmamasına bağlıyor. "Tespih alanında başarılı olsak da tüm dünyaya hitap eden bir ürün değil. Dünya kehribar pazarında tespihin ülkemizdeki şekilde yer etmemesi de bizim tek imal ettiğimiz kehribar ürünü daha farklı coğrafyalara ulaştırmamızın ve ülkemizdeki üretimin daha da artmasının önünü tıkıyor" diyor.

Ziyrek, kehribarın geniş müşteri kitlesi ve yeni müşteri potansiyeli çok yüksek olması sayesinde kârlı bir alan olduğunu, özellikle bebek kolyeleri ve tespihlerin büyük pazar oluşturduğunu vurguluyor. Kâr etmek için dinamikleri belli olan bu pazara akıllıca bir giriş yapılması gerektiğine ve güvenilir ürün sunmanın önemine dikkat çekiyor.

Gerçek kehribarı ayırt etmenin, yapısını tanımaktan geçtiğini söyleyen Ziyrek, Dominik Cumhuriyeti ve Rusya Kaliningrad'dan çıkan kehribarlar arasındaki oluşum yılı farkından dolayı farklı yapısal özellikler ortaya çıktığına değiniyor. Ziyrek'e göre, Dominik kehribarı yaşı ve oluşum şartları nedeniyle daha saydam, daha yumuşak ve daha baskın bir kokuya sahipken; Kaliningrad kehribarı daha yaşlı olduğu için daha sert ve kokusuz oluyor.

Ziyrek ayrıca, basitçe uygulanabilir testlerin de bulunduğunu söyleyerek, UV ışık, tuzlu su ve ateş testleri ile sahte ürünlerin ayırt edilebileceğini aktarıyor.

TÜRKİYE'NİN PAZAR PAYI ÇOK AZ

Konya Doğal Taş Evi'nin Sahibi Mustafa Uysal, kehribara olan ilginin arttığını, faydaları ve özellikleri sayesinde yaş fark etmeksizin yediden yetmişe herkesin kullandığını paylaşıyor. Talebin her geçen gün yükseldiğini, Türkiye'de erkeklerin tespih ve bileklik; kadınların kolye, gerdanlık ve bileklik; bebekler için ise çok fazla kolye tercih edildiğini aktarıyor.

Uysal'a göre, Rusya'dan dünya geneline yıllık ortalama 400 bin ton kehribar ihracatı yapılıyor. "Bu ticaretin içinde Türkiye payı yıllık ortalama 100 ton civarında" diyen Uysal, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Rusya'dan çıkan kehribarın yüzde 90'ını satın alarak işlenmiş ürün haline getirip dünya pazarlarına sunduğunu sözlerine ekliyor.

YATIRIMLIK KEHRİBAR

Uysal, kehribarın her yıl düzenli olarak değer kazandığını söyleyerek bu artışın temel nedenlerini de şöyle sıralıyor: "Yıllık zam oranları, döviz kurundaki yükseliş (kehribarın ithal bir ürün olması sebebiyle) ve artan taleple birlikte rezervlerin azalması."

Uysal'a göre kehribar yalnızca bir aksesuar değil, aynı zamanda bir yatırım aracı. Yatırım için doğru kehribar seçiminin önemine vurgu yapan Uysal, özellikle "Osmanlı Kehribarı"nı öne çıkarıyor. Osmanlı döneminden kalma, Alman bir kimyagerin keşfi olan objeler, tespihler, saatler, kapı kolları gibi hem tarihi değerleri hem de nadir bulunurlukları nedeniyle koleksiyonerler tarafından tercih ediliyor. Bunun da ürünlerin değerini arttırdığını söylüyor. Uysal, Osmanlı kehribarından yapılan tespihlerin gram fiyatının ortalama 2.500 TL civarında olduğunu belirtiyor.

KAR MARJI ÇOK YÜKSEK BİR ÜRÜN

Hem ithalat hem de ihracat yaptıklarını söyleyen Uysal, kehribarın kârlı bir sektör olduğunu dile getiriyor. İşlenmiş ürünleri genellikle Rusya ve Çin'den temin ettiklerini, fiyatların gram bazında ve tür ile kaliteye göre değiştiğini ifade eden Uysal, yurtdışında gramı bir dolar olan bir ürünün Türkiye'de iki ila dört dolara satılabildiğini söylüyor. Bu farkın nedeni olarak vergiler, lojistik ve aracılardan kaynaklanan maliyetleri gösteriyor.

İhracatlarını ise Almanya, Kanada, Fransa ve Suudi Arabistan'a yaptıklarını belirten Uysal, toptan satışlarda maliyetin üzerine yüzde 10, perakendede ise yüzde 75'e varan kâr marjları uyguladıklarını söylüyor.

Kehribarın fiyatını; orijinalliği, saflığı, kesimi, şekli, boyutu, kökeni ve fosil içerip içermemesi gibi özelliklerin belirlediğini anlatıyor. Genellikle sarı, turuncu ve kırmızı tonlarda olan kehribarın, Dominik kökenli olanlarının mavi ve yeşil renkte olabildiğini ekliyor. Türkiye'de kehribar ürünlerinin 150 TL'den milyonlara kadar uzanan geniş bir fiyat aralığı olduğunu belirten Uysal, ortalama fiyatları ise şöyle özetliyor: "Yetişkin bileklikleri yaklaşık 1.000 TL, kolyeleri 1.500 TL, bebek kolyeleri ise 500 TL civarında.

Gerçek ve sahte kehribarı ayırt etmek için uygulanabilecek testler

  • UV Işık Testi: Ultraviyole ışıkla yapılan bu test, kehribarın gerçekliğini anlamada en güvenilir yöntemlerden biridir. Gerçek kehribar, UV ışığı altında floresan bir yansıma verirken, sentetik olanlar bu ışığa tepki göstermez.
  • Tuzlu Su Testi: Bir bardak suya bol miktarda tuz eklenip iyice karıştırılarak yoğun bir tuzlu su çözeltisi hazırlanır. Gerçek kehribar bu çözeltiye atıldığında önce dibe çöker, ardından yoğunluk farkı nedeniyle üste doğru çıkar ve suyun yüzeyinde kalır. Sentetik taşlar ise ağırlıklarına göre ya hemen dibe batar ya da yüzeyde kalmaya devam eder.
  • Ateş Testi: Kehribar kontrollü şekilde ısıya maruz bırakıldığında, geriye doğru yanar ve yandığı bölgelerde is lekesi oluşur, çoğu zaman hafif çam kokusu yayılır. Ancak bu koku, yalnızca çam kökenli kehribarlarda ortaya çıkar. Tropikal ağaçlardan oluşmuş kehribarlar farklı kokular verebilir. Ayrıca, bazı sentetik ürünlere çam kokusu eklendiği için bu test her zaman kesin sonuç vermeyebilir.

Ercüment TANDOĞAN / Gemoloji Bilimi Uzmanı

Doğal taşların yükselişi: Estetikten anlama uzanan yolculuk

Yaklaşık 20 yıldır mücevher taşları ve gemoloji alanında aktif olarak çalışıyorum. Bu süreçte, pazarın hem hacim hem de farkındalık açısından ciddi bir dönüşüm geçirdiğine gözlemledim. Özellikle son yıllarda bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ve sosyal medyanın etkisiyle, insanlar artık yalnızca taşların estetik özellikleriyle değil, aynı zamanda kökenleri, özellikleri ve taşıdıkları anlamlarla da ilgileniyor. Doğal taşlara olan ilgi arttı çünkü insanlar hem estetik hem de manevi değer arayışındalar. Özellikle genç nesil, kişiselleştirilmiş ve hikâyesi olan ürünlere yöneliyor.

Doğal taş tercihinde en önemli kriter ise taşın güvenilir, bağımsız bir laboratuvar tarafından sertifikalandırılmış olmasıdır. Alıcıların mutlaka uluslararası akredite bir gemoloji laboratuvarından alınmış sertifikayı talep etmeleri gerekir. Sertifikada yer alan bilgiler, örneğin taşın türü, uygulanmış işlemler, berraklık ve renk sınıfı gibi bilgiler dikkatle incelenmeli ve ilgili laboratuvarın güvenilirliği araştırılmalıdır. Ayrıca, sertifikanın QR kodu ya da seri numarası aracılığıyla doğrulama yapılması büyük önem taşır. Taşın dış görünüşü her zaman yanıltıcı olabilir; bu nedenle belge ve analiz her zaman ön planda tutulmalıdır.

Doğaltaş pazarının geleceği oldukça parlak görünüyor. Sektördeki en önemli yeniliklerden biri, sürdürülebilirlik açısından öne çıkan laboratuvar üretimi taşlardır. Bunun yanı sıra, taşların izlenebilirliğini artıran blockchain teknolojileri de sektöre güven kazandıran gelişmeler arasında yer alıyor. Ayrıca, optik kaplamalar ve nano-teknoloji sayesinde taşların dayanıklılığı ve estetik kalitesi daha da iyileştiriliyor.

Prof. Dr. Mehmet Emin ÇİFTÇİ / İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi

Kehribarın korunması ve bakımı

Kehribar, organik kökenli bir polimerdir ve yapısı gereği nispeten yumuşak ve hassastır. Olumsuz çevresel koşullara maruz kaldığında zamanla bozulabilir. Bu nedenle kehribarı korumak için aşırı ışık, ısı ve düşük nemden kaçınılmalıdır. Özellikle uzun süreli UV ışınlarına maruz kalmak ve yüksek sıcaklıklar, kehribarın kararmasına, çatlamasına ya da parçalanmasına yol açabilir. İdeal olarak, kehribar objeler düşük ışıkta ya da karanlık bir ortamda saklanmalıdır. Kimyasallarla temas kehribar için oldukça zararlıdır; çözücüler, alkol, parfüm ve ev temizlik ürünleri yüzeyine kalıcı hasar verebilir. Aynı şekilde yağlar ve parlatıcı maddeler de önerilmez. Temizlik işlemi nazikçe yapılmalı; sadece hafif sabunlu su ve yumuşak bir bez kullanılmalıdır. Ultrasonik temizleyiciler ve aşındırıcı malzemelerden mutlaka kaçınılmalıdır. Kehribar, yapısı itibariyle kolayca çizilebildiği için, diğer sert değerli taşlar veya metallerle temas etmeden ayrı şekilde saklanmalıdır. Müzeler, özellikle içinde böcek kalıntısı gibi önemli içerikler barındıran kehribarları oksidasyon ve fiziksel hasardan korumak amacıyla şeffaf epoksi reçine içinde stabilize edebilirler. Uygun şekilde muhafaza edildiğinde kehribar, uzun yıllar boyunca yapısını koruyarak sıcak ve doğal parlaklığını sürdürebilir.

Kehribar Türleri ve En Popüler Çeşitleri

Kehribar, jeolojik kökeni ve kimyasına göre her biri farklı jeolojik yaş ve özelliklere sahip çeşitli türlere ayrılır. İşte bazı çeşitleri:

Baltık Kehribarı (Süksinit): Polonya, Litvanya ve Kaliningrad bölgesinden elde edilen, yaklaşık 44 milyon yıllık Eosen kehribardır. Dünyadaki kehribarın %90'ını oluşturur. Yüksek süksinik asit içeriği, altın-turuncu rengi ve göreceli olarak bol bulunabilirliğiyle en popüler ve ticari açıdan önemli kehribardır.

Dominik Kehribarı: Dominik Cumhuriyeti'nden Miyosen kehribardır. Genellikle saydamdır ve böcek gibi fosiller içerebilir. Bazı örnekleri UV altında mavi floresan gösterir. Baltık kehribarından daha az bulunur ve koleksiyoncular arasında değerlidir.

Birmanya Kehribarı (Burmit): Myanmar'ın Hukawng Vadisi'nde çıkarılan Kretase kehribardır, yaklaşık 99 milyon yıllık bir türdür. Kırmızımsı kahverengi rengiyle mücevher ve araştırmalarda kullanılan en eski kehribardandır. Dinozor tüyleri ve erken kuşlar gibi fosiller içermesi nedeniyle bilimsel açıdan çok önemlidir.

Diğer Türler: Meksika, Çin, Japonya, Kanada, Romanya ve Sicilya gibi bölgelerde de kehribar yatakları bulunur.

Faydaları ve kullanım alanları

  • Süs ve Ticaret: Neolitik'ten bu yana mücevher, oymalarda ve sanat eserlerinde olarak kullanılmış, özellikle Baltık kehribarı antik "Kehribar Yolları" boyunca ticareti yapılmıştır.
  • Bilimsel Değer: İçinde fosiller barındıran kehribar, tarih öncesi canlıları ve ekosistemleri incelemede eşsiz bir kaynaktır. Baltık kehribarı bu alanda en zengin örnekleri sunar.
  • Kültürel Önemi: Antik çağlardan beri mistik ve sembolik anlamlar yüklenmiş; tütsü, muska ve saray süslemelerinde yer almıştır. Uzak bölgelerde bulunması geniş ticaretin kanıtıdır.
  • Tıbbi Kullanım: Halk arasında ağrı ve iltihaba karşı kullanılmış, bebekler için diş çıkarma kolyesi olarak popüler olmuştur. Ancak bilimsel etkisi sınırlı, buna rağmen tarihsel tıpta yer bulmuştur.
  • Elektrik Bilimi: Kehribar, Thales'in sürtünmeyle elektriksel çekimi fark ettiği ilk maddedir. "Elektrik" kelimesi de Yunanca kehribar (elektron) kökenlidir.
BİZE ULAŞIN