Tarımsal Ar-Ge’nin kalbi TAGEM’de atıyor

Tarımın geleceği TAGEM’in laboratuvarlarında şekilleniyor. 49 araştırma enstitüsü ile sürdürülebilir tarım için Ar-Ge seferberliği yürüten TAGEM, savaşçı arılardan kuraklığa ve soğuğa dayanıklı tohumlukların geliştirilmesine, kanatlı ve küçük evcilde etçi damızlık geliştirmesinden büyükbaş hayvan araştırmalarına kadar birçok konuya el attı.
25.08.2025 10:45 GÜNCELLEME : 25.08.2025 10:45

HÜLYA GENÇ SERTKAYA / İklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkilerini belirlemek, tarım sektörünü olası değişikliklere uyumlaştırmak için hummalı bir çalışma yürütülüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) bünyesinde yer alan 49 araştırma enstitüsünde ulusal ve uluslararası alanlarda Ar-Ge çalışmaları yapılıyor. Ar-Ge de alt yapı ve kapasiteyi güçlendirmek için enstitüler bünyesinde konu bazlı merkezler faaliyet gösteriyor. Tarımın geleceği bu enstitü ve merkezlerdeki laboratuvarlarda şekillendiriliyor. Ulusal ve uluslararası pazarda rekabet şansı yüksek yerli ve milli çeşitlerin geliştirilmesinden, kuraklığa ve soğuğa dayanıklı tohumluklara, savaşçı arılardan, tarımsal üretim riskini azaltmak için kurak bölgelerde toprak rutubetinin yerinde muhafazası için yöntemler geliştirilmesine, kanatlı ve küçük evcilde etçi damızlık geliştirmesinden tarımda yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin kullanımına kadar birçok konuda çalışmalar devam ediyor. Örneğin; farklı iklim değişikliği senaryoları ve iklim-bitki gelişim modelleri ile Trakya, Ege, İç Anadolu Güneydoğu ve Akdeniz bölgelerinde iklim değişikliğinin buğday, arpa, ayçiçeği, zeytin, üzüm gibi bitkilerde verim, kalite ve tarımsal faaliyete etkileri araştırılıyor.

Etçi tavuk konusunda TAGEM'e bağlı enstitüde 2015'te başlatılan projeyle saf hatlar üzerinde yapılan çalışmalarla ticari etlik piliç üretmek için büyük ebeveyn ve ebeynler elde edilirken, proje kapsamında Türkiye şartlarında en iyi verimi veren ve tescili yapılan ANADOLU-T için sektöre yönelik tanıtım çalışmaları halihazırda devam ediyor. Bir yandan Yumurtacı Tavuk Projesi, Halk Elinde Küçükbaş Hayvan Islahı Ülkesel Projesi, Ülkesel Merinos Geliştirme Projesi gibi projeler yürütülürken, diğer yandan bahçe bitkileri alanında araştırmalar sürdürülüyor. Bahçe bitkileri araştırmalarında, iklim değişikliğiyle artan biyotik ve abiyotik stres koşullarına dayanıklı, verimli ve kaliteli yeni çeşit ve anaçların geliştirilmesine öncelik veriliyor. Özellikle sanayiye uygun, değişen iklim şartlarına uyumlu, yüksek verimli ve kaliteli çeşitlerin geliştirilmesi çalışmaları yapılıyor.

MASTER PLAN REVİZE EDİLİYOR

TAGEM bünyesinde beş yıllık dönemler halinde hazırlanan Tarımsal Araştırma Master Planı, bu yıl küresel ölçekte tarım alanındaki paradigma değişimlerini de dikkate alacak şekilde revize ediliyor. Bu doğrultuda, mevcut temel "araştırma fırsat alanlarına" ek olarak, Bakanlığın öncelik verdiği "üretim planlaması, tarımda yapay zeka teknolojilerinin kullanımı ve iklim değişikliğine uyum ile mücadele" konularına odaklanan yeni bir araştırma vizyonu eylem planı olarak benimsendi. Bu arada TAGEM Ar-Ge Destek Programı kapsamında çağrıya çıktı. Çağrı çerçevesinde yapılacak başvurularda yürütücü kuruluşa göre değişmek üzere destek üst limiti KDV hariç 5 milyon liraya, destek oranı ise yüzde 100'e kadar çıkıyor. Ayrıntılar haberimizde…

49 ENSTİTÜDE ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR

İklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkilerini belirlemek ve tarımı olası değişikliklere uyumlaştırmak için alt yapı geliştirme çalışmaları yapan TAGEM, kurum bünyesinde yer alan 49 araştırma enstitüsünde ulusal ve uluslararası alanlarda Ar-Ge çalışmaları yürütüyor. Bakanlıktan edinilen bilgiye göre, Ar-Ge'de alt yapı ve kapasiteyi güçlendirmek için enstitüler bünyesinde konu bazlı merkezler faaliyete geçirildi. Konya'da Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde 2010'da Bitkisel Kuraklık Test Merkezi kuruldu. Merkez başta Uluslararası Kurak Alanlarda Tarımsal Araştırma Merkezi (ICARDA) olmak üzere uluslararası kuruluşlarla yürütülecek çalışmalara açık olduğundan Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın, bölgenin gıda güvenliğine katkı sağlaması bekleniyor. Bu arada TAGEM'e bağlı 49 Araştırma Enstitüsü'nde toplam 340 laboratuvar bulunduğunu, bu laboratuvarlarda toplam 2 bin 540 araştırmacı personel çalıştığını hatırlatalım.

İKİNCİL ÜRÜNLERDEN ENERJİ ÜRETİMİ

Tarımda yenilenebilir enerji kaynaklarını etkin kullanmak adına Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde Enerji Tarımı Araştırma Merkezi 2011'de çalışmalarına başladı. Merkezde gıda güvenliği için tehdit oluşturmayan ikincil ürünlerden enerji üretimi ile ilgili araştırmalar yürütülüyor. Ayrıca güneş pili destekli sulama sistemlerinin geliştirilmesi ile su kaybı ve enerji tasarrufu konularında önemli adımlar atıldı. İklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki olası etkilerini dikkate alarak tohum üretimine yönelik araştırmalar yapmak üzere özellikle tahılların soğuğa dayanıklılığını belirleyecek ve yeni çeşitler geliştirilecek Soğuğa Dayanıklı Test Merkezi, 2017 yılında Erzurum'da faaliyete geçirildi. Ar-Ge kapasite geliştirme faaliyetleri kapsamında; Ankara'da Türkiye Tohum Gen Bankası ve Antalya'da Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Merkezi kurularak faaliyete geçti.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİLERİ BELİRLENECEK

İklim değişikliğine uyumun belirlenmesine yönelik projeler uygulanıyor. Tarımsal üretimde iklim değişikliğine uyumun sağlanması ve üretimin sürdürülebilir kılınması için farklı iklim değişikliği senaryoları ve iklim-bitki gelişim modelleri ile Trakya, Ege, İç Anadolu, Güneydoğu ve Akdeniz bölgelerinde iklim değişikliğinin buğday, arpa, ayçiçeği, zeytin, üzüm, incir, domates ve soya fasulyesi bitkilerinde verim, kalite, tarımsal faaliyetlere etkilerinin araştırılması çalışmaları yürütülüyor. Bu çalışmalar ile iklim değişikliğinin tarıma etkilerine karşı dayanıklılığı artırmada tarım politikalarına destek olunması bekleniyor. Türk tarımında katma değeri ve iklime hassasiyeti yüksek olan diğer ürünler üzerindeki araştırma konuları da programa alındı. İklim değişikliğine uyum kapsamında; "İklim Değişikliğinin Bazı Önemli Tarım Ürünleri Uygunluk Alanları Üzerine Etkilerinin Belirlenmesi" ülkesel projesi ile ülkesel ölçekte iklim değişikliği projeksiyonları ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) iklim senaryoları kullanılarak Türkiye'de yetiştirilmekte olan bazı önemli tarım ürünleri (incir, kiraz, kayısı, portakal, limon, muz, ceviz, fındık, zeytin, pamuk) üzerine iklim değişikliğinin etkilerinin belirlenmesi, yeni olası uygunluk alanlarının haritalarının çıkarılması için çalışmalar tamamlandı. Araştırma sonuçları ile tarım havzalarında bitkisel üretim uygunluk alanları için gelecekteki iklim şartları da göz önüne alınarak en uygun üretim planlamalarına destek sağlanacak.

SERA GAZI ENVANTERİNE VERİ SAĞLANACAK

Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı kapsamında; "Tarım ve Gıda Arzı" başlığında yer alan hedeflere uygun olarak; Türkiye'nin sera gazı envanterine veri sağlamak ve aynı zamanda sulama ve gübreleme, toprak işleme ve işlemesiz gibi tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan ve karbondioksit, metan ve nitroz oksit gibi atmosfere salınan sera gazlarını ölçme izleme çalışmaları Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Ege bölgelerinde başta buğday, mısır olmak üzere pamuk ve çeltik üretimi yapılan alanlarda yürütülüyor. Bu çalışmalar ile hem ülkesel sera gazı envanterine veri sağlanacak hem de düşük karbonlu üretim ve yeşil tarımsal faaliyetlerden kaynaklı sera gazlarının azaltılmasına yönelik politika ve önlemler için temel altlık oluşturulacak.

KURAKLIĞA TOLERANSLI ÇEŞİTLER

TAGEM bünyesinde yer alan Araştırma Enstitüleri'nce kuraklığa toleranslı çeşit geliştirme çalışmalarına da hız verildiğini söyleyelim. Edinilen bilgiye göre, bitki ıslahı/ çeşit geliştirme ve adaptasyonu konusunda yapılan çalışmalar; biyotik (hastalık ve zararlılar) ve abiyotik (kuraklık, sıcaklık ve tuzluluk gibi olumsuz çevre) stres koşullarına tolerant çeşitlerin geliştirilmesi adaptasyonu çalışmaları TAGEM Araştırma Enstitüleri'nde devam ediyor. Buna ilave olarak tarımsal üretim riskini azaltmak için kurak bölgelerde toprak rutubetinin yerinde muhafazası için yöntemler geliştiriliyor.

SU HASADI ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

Toprak ve su kaynaklarının ekonomik ve sürdürülebilir kullanımına yönelik araştırma projeleriyle, bitkilerin sulama programlarının belirlenmesi, kurak dönemlerde kısıtlı su koşullarında sulama suyunun optimum kullanımı için uygun teknoloji ve sulama programlarının oluşturulması, iklim dostu iyi tarım uygulamaları, mikrobiyal gübre kullanımlarının yaygınlaştırılması, toprakta nem ölçme ve izleme, toprakta karbon tutulumu ve izleme, toprak işlemesiz veya azaltılmış toprak işleme, toprakta nem korunumu sağlayan kültürel ve teknik önlemlerin araştırılması ve su hasadı (yağmur suyu yönetimi) çalışmaları yürütülüyor.

TOPRAKLARIN ÜLKESEL KARBON HARİTASI

Sera gazı emisyonunu azaltarak toprakta karbon tutulumu sağlayan ve Bakanlık yönlendirme politikaları içerisinde yer alan toprak işlemesiz veya azaltılmış toprak işleme uygulamaları tarımsal üretimde kullanılmaya başlandı. Tarımsal üretimden kaynaklanan sera gazı bütçesinin belirlenmesinde en önemli kaynak olan "Ülkesel Coğrafi Toprak Organik Karbon Bilgi Sistemi" kapsamında toprakların ülkesel karbon haritası çıkarıldı ve Bakanlık Tarım Bilgi Sistemi'nde yer aldı. "Orta Anadolu Bölgesi'nde Süne Mücadelesinde Tahmin Uyarı Modelinin Geliştirilmesi" projesi ile Orta Anadolu'da sünenin salgın oluşturma koşulları belirlendi. İlk geniş alan uygulamasına 2020 yılından itibaren Konya'da başlandı.

Yine Ar-Ge modeller ve projeksiyonlar ile bitkisel üretimde gelecek dönemlerde iklim değişikliğinden kaynaklı verim tarımsal faaliyetlerde meydana gelebilecek (ekim, dikim ve hasat zamanları gibi) değişimleri belirleniyor ve öneriler geliştiriliyor.

BİLİŞİM DESTEKLİ TEKNOLOJİK ÇÖZÜMLER

Türkiye'nin, sahip olduğu iklim, toprak, su ve biyoçeşitlilik potansiyeli dikkate alındığında küresel iklim değişikliği ve çölleşmenin olumsuz etkilerini asgari düzeye indirecek dijital sensörler, robotik çözümler, anlık ve hassas veri toplama ve akıllı tarım uygulamaları ile bilişim destekli teknolojik çözümleri de içerisinde barındırıyor. Alınan ve alınacak önlemler; su, toprak ve biyoçeşitlilik gibi doğal kaynakların korunması, sürdürülebilir ve etkin kullanımına yönelik olmak durumunda. Bu nedenle tarım ve gıda sektörü günümüzde ve önümüzdeki dönemde en stratejik sektörlerden birisi durumunda. Bu sektörü sürdürülebilir kılmak ise önemli ölçüde iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirecek uygulamalarla, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına ve yönetimine bağlı.

ETÇİ DAMIZLIK GELİŞTİRME PROJESİ

Şimdi de, TAGEM'in bitkisel ve hayvansal üretimde yaptığı Ar-Ge çalışmalarının detaylarına bir göz atalım. Önce kanatlı ve küçükevcil sektöründe yapılan Ar-Ge çalışmalarına odaklanalım. Bunlardan biri "Etçi Damızlık Geliştirme Projesi". Türkiye tamamen dışa bağımlı iken etçi tavuk konusunda TAGEM'e bağlı enstitüde 2015'te Etçi Tavuk Geliştirme projesi başlatıldı ve saf hatlar üzerinde yapılan çalışmalarla ticari etlik piliç üretmek amacıyla büyük ebeveyn ve ebeveynler elde edildi. Proje kapsamında, Türkiye şartlarında en iyi verimi veren etlik piliç ANADAOLU-T hibrit hattı geliştirildi. Ayrıca ANADOLU-T için Türk Patent Enstitüsü'nce de Marka Tescili ve Ulusal Irk Tescil Komitesi'nce tescili yapıldı. Tescili yapılan bu hat Türkiye'nin ticari önemi olan ilk etlik piliç hayvan hattı. Sektöre tanıtımı devam ediyor.

Yurtdışındaki çeşitli üniversiteler tarafından gelen talepler doğrultusunda yetiştiricilik amaçlı damızlık yumurta gönderilen üniversiteler bulunuyor. Bu iki yıl içinde ANADOLU-T damızlık denemeleri ile üzerinde durulan parametrelerin daha da geliştirilmesi amacıyla çeşitli projeler yürütülecek. Bunlardan biri "Ömür Boyu Yemden Yararlanma Oranı Test Ünitesi" olup TÜBİTAK 1003 kapsamında çalışmalar başladı ve üretimi gerçekleştirilen cihazların Eskişehir'de denemeleri devam ediyor.

YUMURTACI DAMIZLIK GELİŞTİRİLECEK

Sektörün en hassas olduğu konulardan birisi olan damızlık temini konusunda tamamen yurt dışına bağımlı iken Enstitü'nün 2001'den bu yana Yumurtacı Damızlık Geliştirme Projesi kapsamında çalışmalar sonucunda Türkiye'ye ait yumurtacı ebeveyn ve hibrit hatlar geliştiriliyor. Türkiye yumurta tavukçuluğu sektörünün damızlık ihtiyacının yurt içinden karşılanması ile yerli ve milli ırkların yeterli olacak şekilde ıslah çalışmaları hızla devam ediyor.

Proje kapsamında, Türkiye şartlarında en iyi verimi veren 2 adet kahverengi (ATAK ve ATAK-S) ve 2 adet de beyaz yumurtacı (ATABEY, AKBAY) olmak üzere toplam 4 adet yumurtacı ebeveyn ve hibrit hat geliştirildi. Geliştirilen hatların Ulusal Irk Tescil Komitesi'nce tescilleri yapıldı, Türk Patent ve Marka Kurumu'nca da marka tescili gerçekleştirildi. Islah çalışmaları sonunda geliştirilen hibritlerin ebeveynlerinin Enstitü tarafından piyasaya yıllık arzı 170 bin adede ulaştı.

Dünyada yaşanabilecek salgın hastalıklar, savaşlar ve siyasi ambargolar gibi olumsuzluklara karşı sektörün etçi ve yumurtacı damızlık ihtiyacını karşılamak, sektörün geleceğini güvence altına almak için TAGEM, damızlıkların geliştirilme çalışmalarına devam ediyor.

Tavuk eti ve ürünlerine yönelik çalışmalar devam etmekte olup kaz, hindi gibi alternatif olabilecek kanatlı üretimi ile ilgili çalışmalar da sürüyor.

BUZAĞI BESLEME ROBOTU

Büyükbaş Hayvancılık Araştırmaları görev kapsamında, buzağı yönetiminin iyileştirilmesine yönelik TAGEM-özel sektör işbirliği ile Yeni Nesil Buzağı Yönetim Sistemi (YBYS 4.0) Buzağı Besleme Robotu geliştirildi. Üretilen ürünün toplam 23 ülkeye 140 adet ihracatı ve yurt içinde toplam 192 adet yurtiçi satışı gerçekleştirildi.

TAGEM-özel sektör işbirliği ile Anadolu Mandalarında Damızlık Seçimi İçin Genetik Tanı Kiti geliştirilerek, erken yaşta damızlık seçiminde önemli bir avantaj sağlandı.

Anadolu Alacası Geliştirme Projesi kapsamında üretilen 729 adet dondurulmuş ticari sığır embriyosu ilk defa üreticilerin hizmetine sunuldu.

Etçi ırk sığırlardan Beefmaster Boğası'ndan Türkiye'de ilk defa 4 bin 250 doz sperma üretildi. Uygulamaya konulan Halk Elinde Anadolu Mandası Islahı Projesi etkisiyle manda sayısında yüzde 91 artış gerçekleştirildi. Süt veriminde yaklaşık yüzde 44 artış bir yaş ağırlığı ise yaklaşık 168 kg'a kadar ulaştı.

Halk Elinde Yerli Sığır Islahı Projesi başlatıldı ve çalışmalar devam ediyor.

Damızlık Değer Tespiti (genomik seleksiyon) projesi çerçevesinde Genomik Test Merkezi kuruldu. İlk Defa 10 bin doz manda sperması üretildi.

YERLİ IRKLARIN VERİMİ ARTACAK

Halk Elinde Küçükbaş Hayvan Islahı Ülkesel Projesi, 2005 yılında 2 ilde, Ankara Keçisi ve Akkaraman Koyunu'nda 8 bin 300 baş hayvan ile başlatıldı. Proje, bugün itibarıyla 50 ilde uygulanıyor. Projede desteklenen işletme sayısı toplam 6 bin 225. Proje kapsamında yer alan ve proje gerekliliklerinin yerine getiren yetiştiricilere bu zamana kadar toplam 2 milyar 54 milyon 676 bin 360 lira destekleme ödemesi yapıldı. Proje ile saf yetiştirme ve seleksiyonla yerli ırkların veriminin artırılması, yerli ırkların genetik potansiyellerinin ortaya konması ve korunması, damızlıkçı nüve işletmelerin kurulması ile Birlik ve yetiştiricilere hayvan ıslahı organizasyonun öğretilmesi amaçlanıyor.

ÇOK PAYDAŞLI İŞBİRLİĞİ OLUŞTURULDU

Projenin kazanımlarına bakıldığında, üniversite, yetiştirici birliği ve kamu iş birlikteliği sağlandı. 30 farklı üniversite, 55 ilde sivil toplum örgütü ve kamu teşekkülü ile çok paydaşlı iş birliği oluşturuldu. Projede yer alan işletmelerin kendi ihtiyaçlarını karşılaması için her yıl kaliteli erkek damızlık olarak; 38 bin 400 baş koç, 11 bin 700 baş teke üretiliyor. Proje için her yıl 22 bin damızlık koç adayı üretimi yapılıyor. Proje sayesinde, proje dışı işletmelerin damızlık ihtiyacını karşılamak üzere yaklaşık 150 bin baş erkek ve 350 bin baş dişi materyal sağlanabilecek duruma gelindi. Yerli koyun ve keçi ırkları proje sayesinde koruma altına alındı ve farklı koç teke katımları önlenerek ırkların saf yetiştirilmesi sağlandı. Küçükbaş hayvancılığa olan ilgi artırıldı, azalmaya başlayan Ankara Keçisi gibi yerli gen kaynaklarında hızlı azalışın önüne geçildi.

Öte yandan, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde Hasmer ve Hasak etçi koyun tipleri, Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü etçi bir ırk olarak Bandırma Koyunu geliştirildi. Afyon Kocatepe Üniversitesi ile yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucu Yeni Anadolu Koyunu (Anadolu K), Türk Texel Koyunu (TURTEX), Ramlıç+(RAMTEX), Pırlak + (PIRTEX) geliştirildi.

KÜRESEL TARIMA KATKI SAĞLAYACAK ÇÖZÜMLER

Şimdi de bitkisel üretimdeki Ar-Ge çalışmalarına bir göz atalım. Türkiye'de son yıllarda bahçe bitkileri araştırmalarında, iklim değişikliğiyle artan biyotik ve abiyotik stres koşullarına dayanıklı, verimli ve kaliteli yeni çeşit ve anaçların geliştirilmesine öncelik verildi. Özellikle sanayiye uygun, değişen iklim şartlarına uyumlu, yüksek verimli ve kaliteli çeşitlerin geliştirilmesi amacıyla klasik ve biyoteknolojik ıslah çalışmaları, yetiştirme teknikleri ile hasat, ambalaj ve muhafaza sistemlerinin iyileştirilmesi, örtü altı üretim, topraksız tarım uygulamaları, organik yetiştiricilik ve stres toleransı üzerine yapılan çalışmalar da Ar-Ge faaliyetlerinde ön plana çıkmakta. Bu bütüncül yaklaşım, sürdürülebilir tarım ve ihracata yönelik rekabet gücünün artırılmasına doğrudan katkı sağlıyor. Bu süreçte araştırma enstitüleri, üniversiteler ve özel sektör iş birliğiyle yürütülen projelerle sadece ülke tarımına değil, küresel tarım sektörüne katkı sağlayacak yenilikçi çözümler sunuluyor.

Bahçe Bitkileri Araştırmaları Daire Başkanlığı bünyesinde 78'i yeni başlayan, 242'si devam eden, 87'si ise tamamlanmış olan 407 adet proje görüşüldüğünü hatırlatalım. Ayrıca devam eden 1 adet Ar-Ge projesi (Selekte Edilmiş Zerdali Anaç Tiplerinin in Vitro Koşullarda Çoğaltma İmkanlarının ve Anaçlık Özelliklerinin Araştırılması) bulunuyor.

REKABET ŞANSI YÜKSEK ÜRÜNLER

Bahçe bitkilerinde hem klasik hem de ıslah sürecini kısaltan biyoteknolojik yöntemler ile yüksek verimli ve üstün kalite özelliklerine sahip, hastalık-zararlılara dayanıklı, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak değişen iklim ve toprak koşullarına uygun, ulusal ve uluslararası pazarda rekabet şansı yüksek yerli ve milli çeşitler geliştirmek amacıyla ıslah çalışmaları yapılıyor. Bu ıslah çalışmaları ile günümüze kadar bahçe bitkilerinde bin 68 çeşit tescil ettirildi. Tescilli çeşitleri ile ithalatın azaltılması planlanıyor.

Bitkisel üretimin temel girdisi olan tohumlukta, yerli ve milli tohumculuğun geliştirilmesi için bakanlık araştırma enstitüleri, üniversiteler ve özel sektör ile birlikte sebzelerde olumsuz çevresel koşullara dayanıklı yeni çeşit geliştirme çalışmaları yürütülüyor. Bunlardan biri olan Türkiye'nin kışlık sebzelerdeki yerli tohum kullanım oranını kısa vadede yüzde 30'a çıkarmak için tamamlanan Kışlık Sebze Yetiştiriciliğinde Hat ve/veya Çeşit Geliştirme Projesi ile marul, mor havuç, soğan, brokoli ve kırmızı baş lahana olmak üzere 5 kışlık sebze türünde toplam 57 çeşit adayı ve bin 824 ıslah hattı geliştirildi.

KURAKLIĞA VE SOĞUĞA DAYANIKLI TOHUMLUKLAR

Tarla bitkileri araştırmalarında; 180 türde çeşitli Ar-Ge faaliyetleri, 100 farklı türde ıslah çalışmalarıyla toplam bin 48 tescilli çeşit ülke tarımına kazandırıldı. TAGEM; Araştırma Enstitüleri tarafından yürütülen Ar-Ge faaliyetleri ile bu yıl ise 44 çeşit tarla bitkisi tescil edildi. Bunların dağılımı; 3 ekmeklik buğday, 4 makarnalık buğday, 3 arpa, 2 yulaf, 1 tritikale, 9 ayçiçeği hattı, 3 pamuk, 3 patates, 1 yer fıstığı, 2 tütün, 1 kuru fasulye, 1 nohut, 2 kuru bezelye, 1 mürdümük, 2 ketencik, 1 yem bezelyesi, 1 mavi ayrık, 1 rodos otu, 1 çörekotu, 1 kinoa, 1 zerdeçal şeklinde.

Küresel iklim değişikliği ile ilgili kuraklıkla mücadele ve etkilerini azaltmak için TAGEM Araştırma Enstitüleri'nce kuraklığa ve soğuğa dayanıklı/tolerant 79 adet tohumluk çeşidi geliştirildi. 2024 verileriyle, geliştirilen TAGEM çeşitlerinden 371 adet özel sektörle, 58 adet TİGEM ile olmak üzere, toplam 429 üretim sözleşmesi yapılarak üreticilerin hizmetine sunuldu.

Ar-Ge Destek Programı Proje çağrısı açıldı

Tarım ve Orman Bakanlığı, "Ar-Ge Destek Programı" 20. Proje Çağrısı kapsamında proje başvurularını kabul ediyor. Ar-Ge Destek Programı, Bakanlığın ve tarım sektörünün ihtiyaç duyduğu öncelikli konularda sorunların çözümüne yönelik olarak hazırlanan Ar-Ge projelerinin desteklendiği bir program. Bu Program kapsamında üniversiteler, sektörel bazda sivil toplum, meslek ve çiftçi kuruluşları, kooperatifler, TÜBİTAK Ar-Ge birimleri ve özel sektör tarafından hazırlanan projeler destekleniyor. Çağrıya göre; KDV hariç destek üst limiti üniversiteler, TÜBİTAK Ar-Ge birimleri için (KDV hariç) destek üst limiti 1 milyon lira, destek oranı yüzde 100 olacak. Sivil toplum, meslek ve çiftçi kuruluşlarında destek üst limiti 1 milyon lira, destek oranı yüzde 70, özel sektör kuruluşlarında destek üst limiti 5 milyon lira, destek oranı yüzde 70 olarak uygulanacak. Çağrı kapsamında başvuruda bulunulacak projelerin, belirlenmiş "Ar-Ge Destek Programı 2025 yılı Öncelikli Konu Başlıkları" arasında yer alması gerekecek.

Proje çağrısı kapsamında yapılacak proje başvurularında proje ortaklığı bulunması zorunlu olacak. Ortaklık şartı bulunan projelerdeki ortaklıklara ilişkin kurallar ise şöyle: Üniversitelerin ve TÜBİTAK Ar-Ge birimlerinin yürütücü kurum olarak başvurabilmeleri için destek programına başvurmaya haiz en az bir özel sektör kuruluşu (ticaret siciline tescili yapılmış, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde kaydı bulunan sermaye şirketleri) ile ortaklık yapmaları zorunlu olacak. Bu ortaklık şartı sağlandıktan sonra diğer kurum/kuruluşlar da projede ortak olarak yer alabilecek. Özel sektör, sivil toplum ve meslek kuruluşlarının yürütücü kurum olarak destek programına başvuruda bulunabilmeleri için en az bir enstitü ile ortaklık yapmaları zorunlu olacak. Bu ortaklık şartı sağlandıktan sonra diğer kurum/kuruluşlar da projede ortak olarak yer alabilecek. Çağrı kapsamında 5 Ağustos'ta başlayan başvuru süreci 31 Ekim 2025 saat 18.00'e kadar kabul edilecek.

Önemli miktarda döviz girdisi elde ediliyor

Merinos koyunlarının saf yetiştirme ve seleksiyonla verimlerinin artırılarak ekonomik yetiştiriciliğin sağlanması, bölge çiftçilerine etçilik vasıfları yüksek damızlık koyun materyali tedarik edilmesi amacıyla Ülkesel Merinos Geliştirme Projesi yürütülüyor. Koyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nde Karacabey Merinosu (Alman- Et Merinosları X Kıvırcık), Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde Orta Anadolu Merinosu (Alman Et Merinosları X Akkaraman) çalışmaları yapılıyor. Proje kapsamında her iki enstitüde yıllık olarak elde edilen yaklaşık 500-600 baş arasında kaliteli erkek ve dişi damızlıklar bölge halkının ihtiyaçlarını karşılamak üzere satılıyor.

Yapılan çalışmalar arasında "Atlarda Ebeveyn Tayin Kitinin Geliştirilmesi & Sığırlarda Ebeveyn Tayin Kitinin Geliştirilmesi" de yer alıyor. Çalışma ile geliştirilen kitler yurtdışından ilgi ve talep görmekte olup önemli miktarda döviz girdisi elde ediliyor.

"Savaşçı arılar" iş başında

İklim değişikliğinin etkileri, bitki sağlığını doğrudan ve dolaylı yollarla tehdit ediyor. Zararlı organizmaların yayılım alanlarını, yaşam döngülerini ve etkileşimlerini önemli ölçüde değiştiriyor. Bu durum, geleneksel mücadele yöntemlerinin yetersiz kalmasına neden oluyor. Bitki sağlığı alanında bilimsel temelli, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Bu çerçevede, iklim değişikliğine uyum sağlayan dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi, zararlıların erken tespiti ve etkin mücadelesi için biyoteknik, biyolojik ve dijital temelli Ar-Ge çalışmaları ön plana çıkıyor. TAGEM tarafından "kokarca" mücadelesi kapsamında; 2025'te 40 ilde parazitoit Samuray Arısı üretildi, salımı gerçekleşti. Akdeniz meyve sineği için 45 ilde popülasyon takibi yapılıyor, mücadelede pestisit kullanımını azaltmak için geliştirilen steril böcek tekniği ile Ege ve Akdeniz kıyı şeridinden başlanarak tüm ülkeye uygulanması hedefleniyor. Ayrıca, Akdeniz meyve sineğine karşı yerli imkanlarla besin cezbedicisi ve tuzak geliştirilmiş olup, ruhsata esas denemeler devam ediyor. Turunçgil üretiminde Candidatus Liberibacter bakterisinin neden olduğu turunçgil yeşillenme hastalığı ve onun vektörleri olan Asya turunçgil psillidi ile Afrika turunçgil psillidi tehdidine karşı "Turunçgillerde Yeşillenme Hastalığı ile Vektörü Asya Turunçgil Psillidinin Varlığının Araştırılması ve Bölgesel Farkındalık Çalışmalarının Yürütülmesi" ülkesel projesi geçen yıl başlatıldı. Turunçgil yeşillenme hastalığı vektörü Asya turunçgil psillidi ile mücadele kapsamında parazitoit Tamaraks Arısı'nın doğaya yerleştirilmesi amacıyla Adana-Mersin-Osmaniye-Hatay illerinde sahil şeridi boyunca İl Müdürlükleri işbirliğinde, 3 Araştırma Enstitüsü'nce parazitoit üretilerek salımlar gerçekleştirildi.

Basınçlı sulama çeltik alanlarında da yaygınlaştırılacak

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın, iklim değişikliği konularıyla doğrudan ve dolaylı ilişikli olarak uygulamaya alınan önemli destekleme politikaları içerisinde yer alan "su tasarrufu sağlayacak modern sulama sistemlerinin desteklenmesi" programının bir sonucu olarak basınçlı sulama yöntemlerinin (yağmurlama, damla ve yüzeyaltı) kullanımı yaygınlaşıyor. Suyun tasarruflu kullanımı için çeltik üretimi yapılan farklı bölgelerde "Çeltikte Damla Sulama Sistemlerinin Kullanım Olanaklarının Araştırılması" ülkesel projesinden elde edilen sonuçların uygulamaya aktarılması ile basınçlı sulama yöntemlerinin kullanımı çeltik üretim alanlarında da yaygınlaşacak. Toprak ve su kaynaklarının ekonomik ve sürdürülebilir kullanımına yönelik olarak özellikle baklagiller üretim alanlarında kimyasal gübre yerine mikrobiyal gübre kullanımı yaygınlaşıyor ve böylelikle kimyasal gübre kullanımının çevreye vereceği zarar minimize ediliyor.

Tarımsal risk haritaları üretiliyor

Tarımsal kuraklığın uzaktan algılama veri ve yöntemleri ile izlenmesi dünyada yaygın bir yöntem olarak kullanılıyor. Türkiye'nin küresel iklim değişikliğinin potansiyel etkileri açısından, risk grubu ülkeler arasında yer alacağı, daha sıcak daha kurak iklim kuşağı etkisinde kalacağı öngörülüyor. Geçmişte Türkiye'de yaşanan tarımsal kuraklıklar, küresel ısınma ve iklim değişiklikleri ile gelecekte daha yoğun tarımsal kuraklıklarla karşı karşıya kalınacağına işaret ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Strateji ve Eylem Planı (2023-2027) hedeflerine uygun olarak Türkiye'de tarımsal kuraklığı belirlemek ve izlemek için "Ülkesel olarak Tarımsal Kuraklık Risk Haritalarının Çıkarılması ve Tarımsal Kuraklığın Web Tabanlı olarak İzlenmesi" Projesi yürütüldü ve proje 2025 yılında tamamlandı.

Projede uzaktan algılama tabanlı bitki indekslerinden oluşturulan kuraklık indeksleri ile tarımsal kuraklık risk haritaları üretildi ve tarımsal kuraklığın ülkesel boyutta 7 günlük periyotlar halinde izlenmesine olanak veren Web Portal oluşturuldu. Söz konusu Web Portalı 2025 yılı başı itibarıyla aktif hale getirilmiş olup haftalık düzeyde üretilen ülkesel, il ve ilçe ölçeğinde yakın gerçek zamanlı tarımsal kuraklık haritaları ile birlikte il ve ilçe ölçeğinde aylık kuraklık serilerini içeren grafikler talep edilmesi durumunda Bakanlığa bağlı konu ile ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşılıyor.

TAGEM Buluş Kataloğu yayınlandı

TAGEM'in Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirilen ve patent başvurusu yapılan buluşlar, TAGEM tarihinde ilk kez Temmuz 2025'te TAGEM Buluş Kataloğu olarak yayınlandı. Halihazırda katalogda 33 buluşa ait bilgiler yer alıyor. Yeni buluşların eklenmesiyle katalog düzenli olarak güncellenecek. TAGEM, yürüttüğü Ar-Ge faaliyetlerinin çıktısını yalnızca bilimsel yayınlarla değil, aynı zamanda katma değerli ürünlerle de topluma sunuyor. TAGEM bünyesindeki Enstitü Müdürlükleri tarafından yürütülen araştırma ve geliştirme çalışmaları sonucunda ortaya çıkan bitkisel ve hayvansal ham maddeler işlenerek; propolis, reçel, bitkisel yağ gibi gıda ürünlerine dönüştürülüyor, ayrıca mikrobiyal gübreler ve bitki koruma ürünleri gibi tarım girdileri de üretiliyor. Bu ürünler, yine TAGEM tarihinde ilk kez TAGEM Ürün Kataloğu olarak yayınlandı. Katalogda, TAGEM'in farklı enstitülerinde üretilmiş 250 civarında ürün yer almakta olup düzenli olarak güncellenmeye devam edecek.

Bitki sağlığına yönelik 215 proje

Bitki sağlığı araştırmaları alanında; 669 zararlı organizma ile mücadele olanaklarına yönelik 215 adet proje yürütülüyor. Araştırma projeleri Türkiye'de yetiştiriciliği yapılan tüm ürün gruplarına yönelik olup, bitki sağlığı çalışmaları, insan sağlığını ve çevreyi koruyan uygun zirai mücadele metotlarının araştırılması, kaliteli ve güvenli ürün elde etmek için ihtiyaç duyulan teknolojilerin üretilmesi ve bitki sağlığı politikalarının geliştirilmesine katkıda bulunmak için faaliyetlerine devam ediyor.

Sertifikalı tohum üretiminin yüzde 27'si TAGEM'den

Türkiye'de tarla bitkileri alanında 1.3 milyon ton sertifikalı tohumluk üretiminin (2024) 350 bin tonunu (yüzde 27'sini) TAGEM çeşitleri oluşturdu. 2024 yılı itibarıyla Türkiye'de sertifikalı tohum üretiminin tahıl grubunda yüzde 45'ini, baklagil grubunda yüzde 60'ı TAGEM'e bağlı Araştırma Enstitüleri tarafından geliştirilen çeşitlerden oluştu. 2024 yılı sertifikalı tohumluk üretiminde TAGEM çeşitlerinin bazı türlerde payı ise şöyle:

"Buğdayda yüzde 40, arpada yüzde 48, tritikalede yüzde 68, yulafta yüzde 94, çeltikte yüzde 30, nohutta yüzde 70, mercimekte yüzde 54, pamukta yüzde 23, fiğde yüzde 80, yoncada yüzde 53."

2025 Yılı Yatırım Programı

2025 Yılı Yatırım Program'ında yayımlanan Yatırım Projeleri kapsamında TAGEM tarafından 21 Ana Proje ve 41 alt proje yürütülüyor. Bu projelerden bazıları şöyle:

*Bitkisel Üretim ve Tarımsal Ekonomi Araştırmaları Projesi

*Bitkisel Üretim Araştırma Altyapısının Geliştirilmesi Projesi

*Ulusal Gen Bankasının Modernizasyonu ve Kriyo Bankanın Kurulması Alt Yapı Projesi

*Hayvancılık Tesisi Modernizasyonu

*Sulama Sistemleri Modernizasyonu

*Toprak Düzenleyicisi Ar-ge Tesisi Modernizasyonu

*Biyolojik Mücadele Ar-Ge Tesisi Rehabilitasyonu

*İklim Akıllı Tarımsal Araştırma Çalışmaları Projesi

*Hayvansal Üretim ve Hayvan Hastalıkları Araştırma Kapasitesinin Desteklenmesi Projesi

*Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Islahı ve Adaptasyonu Projesi

*Su Ürünleri Araştırma Kapasitesinin Desteklenmesi

*Su Ürünleri İleri Ar-Ge Merkezi

*Bitkisel Biyolojik Çeşitlilik ve Korunması Projesi

*Glutensiz Ürünler Ar-Ge Merkezi

*Et ve Et Ürünleri Ar-Ge Merkezi

*İleri Meyve-Sebze İşleme Teknolojileri Ar-Ge Merkezi

*Ülkesel Gıda ve Yem Araştırmaları Programı

BİZE ULAŞIN