GÜZİDE YÜLEK/ Güzellik ve kişisel bakım ürünlerinin son dönemde parlayan yıldızlarından biri de retinol. Çok değil daha 5-6 yıl öncesine kadar sadece dermatoloji kliniklerinde kullanılan bu ürün, bugün e-ticaret ve sosyal medyanın da etkisiyle hemen herkes tarafından bilinir hale geldi. Elbette beraberinde kozmetik dünyasının da lokomotifi oldu.
Dermatologlar retinolü uzun yıllardır akne tedavisi ve anti-aging amaçlı reçetelere dahil ediyordu ancak bugün sadece kliniklerde değil ev bakım rutininde 'olmazsa olmaz' ürünlerden biri olarak öne çıkıyor. Kullanıcı kitlesi ise hayli geniş; 20'li yaşlarda akne problemi yaşayan gençler ile 30 yaş sonrası kırışıklık ve elastikiyet kaybına çözüm arayan güzellik tutkunları aynı üründe buluşuyorlar. Bu çok katmalı talep, ekonomik büyümeyi de sürdürülebilir kılıyor.
NİŞ KATEGORİDEN GENELE
Küresel ölçekte 2025 yılı itibariyle 1.66 milyar dolarlık bir hacme ulaşan retinol pazarı, 2030'a kadar milyar doların üzerine çıkması beklenen güçlü bir büyüme ivmesine sahip. Yıllık ortalama yüzde 4-5 oranında büyüme gösteriyor. Kozmetik retinol tarafında ise büyüme yüzde 9'lara ulaşıyor. Bu da retinolü niş bir kategori olmaktan çıkartıp, genel tüketiciye hitap eden ürüne dönüştürüyor.
Türkiye'de retinol pazarının büyüklüğü tam olarak bilinmiyor ancak firmaların retinol tarafındaki satışlarının yükselişine ve tüketicinin de bu ürüne olan büyük ilgisine bakılırsa pazarın büyüklüğünün oldukça fazla olduğu söylenebilir. Türkiye'de bu kategorideki ürünlerin artış göstermesinde, yerli kozmetik üreticilerinin de bu ürüne yönelmeleri ve böylece daha erişilebilir hale gelmesi.
E-TİCARET POPÜLARİTEYİ ARTIRDI
Hiç şüphe yok ki, Türkiye'de e-ticaretin yaygınlaşması, retinolün ülkemizde popülerliğini artıran en büyük faktörlerden biri. Pazar yerlerinde "en çok satanlar" listelerinde uzun süreler üst sıralarda yer alan ürün, çoğunlukla retinol serumlar oluyor. Elbette bu artışın en büyük itici gücü de sosyal medya. Instagram ve TikTok gibi mecralarda yer alan 'öncesi-sonrası' paylaşımlar çok yaygın. Bu videolar satışları ciddi anlamda artırıyor. Pandemi sonrası cilt bakımına daha fazla önem veren tüketici, bu platformlar sayesinde kolay ulaşabildikleri ürünleri tercih ederek pazarın büyümesini de hızlandırıyor.
Yine sosyal medyada yayılan 'retinol artık bulunmayacak' paylaşımları da tüketicileri birden fazla ürün alarak stok yapmaya itiyor. Ancak bu söylem şimdiye dek piyasada retinole ulaşmayı zorlaştırmadı. Bu söylemin kıtlıktan değil, Avrupa Birliği'nin getirdiği yeni regülasyonlara uyum süreci ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalardan kaynaklanan kısa süreli tedarik sıkıntılarından doğduğu anlaşıldı.
BAŞKA ALANLARDA DA KULLANILIYOR
Her ne kadar serum, krem, maske gibi cilt bakımı ve güzellik ürünleriyle tüketicinin dikkatini çeken ve popülerliği artan bir ürün olsa da retinol, sadece kozmetik değil başka alanlarda da kullanılan bir içerik aslında.
Bir A vitamini türevi olan retinolün daha güçlü türevleri de var; tretinon, isotretinoin gibi. Dermatolojide akne, sedef hastalığı, egzama gibi bazı cilt sorunlarının tedavisinde kullanılıyor. Ayrıca A vitamini eksikliğine bağlı gece körlüğü gibi durumların önlenmesinde de retinol ve türevleri önemli rol oynuyor. Bu tıbbi kullanım tarafı. Yanı sıra A vitamininin aktif formu olduğu için vitamin ve takviyelerde de bulunuyor. Multivitamin preparatlarında, özellikle çocuk ve yetişkinlerde bağışıklık sistemi ve göz sağlığını destekleyici olarak yer alıyor.
Hayvan sağlığı için de kritik olarak görülen retinol türevleri, hayvan yemi katkı maddesi olarak da karşımıza çıkıyor. Bu segmentte retinol, büyüme ve bağışıklık desteği amacıyla tavukçuluk ve büyükbaş hayvancılıkta besin katkısı şeklinde pazara giriyor.
Daha küçük ve niş bir alan olan biyoteknolojik araştırmalar ve kimyasal sentezlerde de kullanımı yaygın. Özellikle cilt hücre yenilenmesi üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda hammadde olarak değerli görülüyor.
Tüm bunlar bir yana tüketici talebinden dolayı en hızlı yükselen kategori olarak kozmetik tarafı öne çıkıyor. Retinol, Türkiye'de yalnızca güzellik tutkunlarının değil, ekonomistlerin de dikkatle izlediği bir segment. Küresel pazardaki milyar dolarlık büyüme ve Türkiye'de dermokozmetik harcamalarındaki yükseliş bu alanın yatırımcılar için yeni fırsatlar barındırdığını da gösteriyor. Ürünlerin sadece serum ile sınırlı kalmayıp kapsüllenmiş olması ya da bitkisel alternatiflerle geliştirilmesi pazarı daha da büyütüp rekabeti artıracak gibi görünüyor.
Dr. Öykü Maraşoğlu ÇELEN / Uzman Dermatolog
"Dozu dermatologlar tarafından belirlenmeli"
Retinol, özellikle cildin kendini yenileme hızını arttırdığından; anti-aging, akne ve akne skar tedavisi, gözenekli ve yağlı ciltlerin tedavisinde altın standart bir etken maddedir. Ancak retinolün birçok formu vardır; cilt tipine göre hangi formun kullanılabileceğini belirlemek çok önemlidir. İnce, aşırı hassas ciltlerde kullanımı dermatologların kontrolünde olmalıdır.
Retinol, antiaging amacıyla 30'lu yaşlarda kullanılabilir. Ancak aktif aknesi, çok yağlı ve gözenekli cildi olan kişilerde de 18 yaşından sonra dermatolog kontrolünde kullanılabilir. Hatta gerekirse 18 yaş altı ciddi akneli cilt tiplerinde de başlanabilir.
Retinoller özellikle ağızdan alındığında anne karnındaki bebek gelişiminde olumsuz etkilere neden olabilir. Teratojenik etki dediğimiz bu durum bilimsel yayınlarla da kanıtlanmıştır. Bu sebeple cilt üzerine sürülerek kullanımı da onaylanmaz. Süte geçip geçmediği ile ilgili net kanıtlar olmasa da risk olabileceği için kullanımı önerilmez. Retinol cildin kendini yenileme hızını arttırır. Bu sebeple gereğinden fazla kullanıldığında ya da uygun olmayan ince ve hassas cilt tiplerinde kullanıldığında; ciltte kızarıklık, tahriş, yanma ve batmalara neden olur. Ayrıca güneş ışınları ile etkileşimi olduğundan, yaz mevsiminde gündüz kullanılırsa ciltte lekelenmeye sebep olabilir. Retinol içerikli ürünler, uygun içerik ve dozları uzman dermatologlar tarafından belirlenerek kullanılmalıdır. Çünkü her retinol içerikli ürün, her cilt tipine uygun olmayabilir. Ayrıca bu ürünler daima gece kullanılmalıdır; gündüz güneş ışınları ile etkileşim olduğundan lekelenmelere sebep olabilir. Son yıllarda retinol içerikli ürünlerin uzman dermatologların önerileri doğrultusunda kullanımı arttı. Bu sebeple bu trend gelecek yıllarda daha az yan etki ve maksimum faydalı etkileri ile toplumda yer edeceğine inanıyorum.
Dr. Elif İNANÇ / Genesis İstanbul Longevity Kliniği
"Ev tipi retinol, düşük konsantrasyonlu"
Retinol, bir A vitamini türevidir. A vitaminin en aktif formlarından biri olan retinol, cildin hücre yenilenme hızını artırır. Bu sayede cilt dokusu daha pürüzsüz, lekelerden arınmış ve daha canlı bir görünüme kavuşur. Cilde topikal krem-serum formunda ya da profesyonel klinik uygulamalarla verilebilir. Evde kullanılanlar düşük konsantrasyonlu ürünlerdir, düzenli kullanımda etki gösterir ancak daha hızlı ve kontrollü sonuç için klinik ortamda uygulanan profesyonel protokoller tercih edilmeli. Genesis İstanbul'da retinolü genellikle medikal cilt bakım protokolleri içinde kullanıyoruz. Cildin ihtiyaçlarına göre konsantrasyon ve uygulama süresi belirliyoruz. Bazı durumlarda retinolü, leke tedavileri ve anti-aging protokollerin bir parçası olarak entegre ediyoruz. Sadece olgun ciltlerde değil erken yaşlardan itibaren (20'li yaşların ortasından) yaşlanma karşıtı bakımda ve akne tedavisinde güvenle kullanılabilir. Ev kullanımında genellikle haftada 1-2 kez ile başlanır, kademeli olarak sıklık artırılır. Profesyonel uygulamalarda ise 4-6 hafta aralıklarla uygulanır. Ana prensip cildin tahriş olmadan düzenli kullanımıdır. Mezoterapi, altın iğne gibi uygulamalarla kombine edildiğinde etkisi artar. Bu kombinasyonlar mutlaka cildin ihtiyacına ve iyileşme süresine göre planlanmalıdır. Retinol, ciltte geçici kuruluk, hafif pullanma ve hassasiyet yapabilir. Bu yüzden mutlaka yoğun nemlendiriciler kullanılmalı ve cilt bariyeri desteklenmelidir. Uygulama sonrası da mutlaka güneşten korunmak gerekir. Tüm yüze uygulanabilir ancak özellikle alın, göz çevresi, dudak üstü ve yanak bölgesindeki ince çizgiler için etkilidir.
Volkan ARGIN / GlowOn Kurucu Ortağı
"Yapay zekayı kullananlar hızlı büyüyecek"
Retinol, değerli etken maddelerden birisi. Kolajen üretimini arttırarak, hücre yenilemesini destekler. Ciltte bulunan ince kırışıklıklar gibi yaşlanma belirtilerini azaltır, sivilceleri iyileştirir. Cildi nemlendirerek, güneşten kaynaklı pigment görünümünü azalmasını sağlar. Böyle faydaları olan bir etken maddenin cilde sağladığı etki tartışılmaz boyutta. Son yıllarda sosyal medya kaynaklı kozmetik satın almada artan bir trend var. İnsanlar sosyal medyada gördükleri kişiler gibi olmak istiyorlar. Bu sadece kadınlara özgü bir durum değil. Erkekler de kendi için ilham aldığı kişiler gibi olmak istiyor. Bu durumda kozmetik ürünlerine pozitif yansıyor. Retinol, ağırlık olarak yaşlanma belirtileri ile savaştığı için kullanım trendi 2-3 yılda arttı. Sadece orta yaş grubu da değil, genç olarak tabir edeceğimiz grupta da bir artış eğilimi gözlemliyoruz.
Hammadde sağlayan firmalarla görüştüğümüzde ürün termini konusunda bir sıkıntı yaşamadık. İstediğimiz zaman hammaddeye ulaştık. Avrupa Birliği'nin retinol kullanımını azaltma konusunda bir eğilimi son yıllarda var. Bunun farklı boyutları olduğunu düşünüyoruz. Bu hammaddeye bu kadar eğilim olunca, diğerlerinin satışı negatif etkileniyor. O yüzden bir dağılım yapılmak isteniyor bence. Öncelikle genel olarak Türkiye pazarı büyüyor. Bu da hammadde kullanımına yansıyacaktır. Özellikle sosyal medya kullanımının artıyor olması ve satın alma kararlarında influence eden profillere göre karar almamızdan ötürü pazar büyüyecektir. Pazar büyürken müşterilerinin geri dönüşlerini doğru okuyan firmaların pastadan daha çok pay alacağını düşünüyorum. Özellikle yapay zekayı kullanıp, zamanın ruhuna göre ürünler sunan firmalar daha hızlı büyüme sağlayacaklardır. Bunları yapmayan firmalar kendi pazarını büyütemeyip, aynı zamanda müşteri gamında kayıplar yaşayacağını düşünüyorum."
Lilliana BERBER / Cilt bakım uzmanı-İçerik üreticisi
"İlginin azalacağını düşünmüyorum"
Yaklaşık 5 senedir aktif retinoid kullanıcısıyım. Bu süre içinde çok farklı retinoid formları deneyimim oldu. En belirgin etki düzenli kullanıldığında ciltte pürüzsüzlük, dolgunluk, sıkılık, ince kırışıklıkların görünümünde azalma etkisi. Retinol ve türevlerini çoğu kişi hala cilt bakım rutinine nasıl ekleyeceğini bilmiyor veya yan etkilerinden korkuyor. Takipçi profilim daha çok 30-50 yaş arası olduğundan hem leke hem de yetişkin akne sorunlarına yönelik olarak paylaşımlarım ilgilerini çekiyor. Tek aktifle bunlarla çalışabilmek büyük avantaj. Doğru form ve oranda kullanıldığında çok başarılı sonuçlar görülebiliyor. Piyasada retinol bulmakta zorluk yok çünkü artık ulaşılabilir fiyatta da çok iyi formüle edilmiş retinoid içeren ürünler var. Her keseye göre ürün bulmak mümkün. Trend olmasında bunun da etkisi var. Yoksa yıllar önce sadece belli çevrelerin bilip kullandığı bir aktifti. İnsanlar bilinçleniyor, kullandığı ürünlerden gözle görülür sonuç almak istiyor. İlginin bu nedenle azalacağını düşünmüyorum. Bana göre krem formlar çok ilgi çekiyor çünkü daha kullanışlı, tek başına kullanılabilen bir ürün ve kullanımı kolay. Serum formda olanların hangi nemlendirici ile tamamlayacağını, diğer aktiflerle arasında bir sorun olup olmayacağını bilmemek zorlayabiliyor. Hamileler, emzirenler, aşırı hassas ciltliler, bazı cilt hastalıklarına sahip olanlar kullanamadıklarından retinoidlere alternatif arayışına giriyorlar. Ancak alternatif olanların etkisi yaklaşsa bile retinoidler kadar kapsamlı çalışmıyor.
Yasin ÇÖREKÇİ / Sinoz CEO'su
"Kalite standartlarımızı en üst seviyede tutuyoruz"
Retinol pazarı son yıllarda globalde de Türkiye'de de ciddi bir büyüme trendi gösteriyor. Bir dönem tedarik konusunda sıkıntılar yaşanabileceği yönünde endişeler olmuştu, bunun yanı sıra retinolün stabilizasyonunu sağlamak oldukça zor. Fakat biz Sinoz olarak güçlü tedarik zinciri iş birliklerimiz sayesinde bu süreci sorunsuz yönettik. Retinol hammaddemizi uluslararası sertifikalara sahip güvenilir üreticilerden temin ediyoruz ve kalite standartlarımızı en üst seviyede tutuyoruz.
Sinoz olarak retinol pazarının önümüzdeki yıllarda da büyümeye devam edeceğini öngörüyoruz. Bu alanda hem tüketici bilinçlenmesi hem de klinik sonuçların daha fazla kişiye ulaşmasıyla pazarın genişleyeceğini düşünüyoruz. Biz de inovatif ar-ge yaklaşımımızla, tüketicilerin beklentilerini karşılayacak yeni formüller geliştirmeyi sürdüreceğiz.