Yapay zekâ (YZ) teknolojileri baş döndürücü bir hızla ilerlerken, insan ile makine arasındaki denge yalnızca teknik bir konu olmaktan çıkıp anlam, etik, güç, duygu ve gelecek tasavvuru gibi alanlarda yeniden tartışılmaya başladı. Tarihçi Yuval Noah Harari'nin "YZ artık hikâye ve anlam üretmeye başladı; bu, insan medeniyeti için bir dönüm noktasıdır." tespiti, dönüşümün kültürel boyutunu gözler önüne sererken; Elon Musk ve Stephen Hawking'in küresel ölçekte dile getirdiği uyarılar, teknolojinin geleceğine dair endişeleri perçinliyor.
Bu kapsamlı dönüşümün Türkiye'de nasıl algılandığını anlamak için Varol Company bünyesinde kurulan RCORA – Yapay Zekâ ve Robot Araştırmaları Birimi, Türkiye'nin ilk geniş ölçekli kuşaklar arası yapay zekâ algısı araştırmasını yayımladı.
RCORA Bu Araştırmayı Neden Yaptı?
Varol Company'nin yenilikçi vizyonu doğrultusunda kurulan RCORA'nın amacı yalnızca teknolojiyi izlemek değil; insan-merkezli bir YZ geleceğini bilimsel çerçevede anlamak, toplumsal değişime ışık tutmak ve kurumların bu dönüşümü doğru yönetmesine katkı sağlamak.
MIT ekonomisti Daron Acemoğlu'nun "YZ verimliliği artırmak yerine gücü birkaç elde toplama riski taşıyor; doğru yönetişim şart" uyarısı ve Klaus Schwab'ın YZ'nin 4. Sanayi Devrimi'nin çekirdeği olduğuna işaret eden değerlendirmeleri, RCORA'nın konumlanışının teorik temelini oluşturuyor.
Bu küresel tartışmalar ışığında ekip şu sorunun peşine düştü:
"Türkiye'de kuşaklar ve cinsiyetler yapay zekâyı nasıl algılıyor? YZ insanların hayatında ne anlama geliyor?"
Türkiye Açısından Kritik Bir Eşik
Genç nüfusu ve hızla dijitalleşen ekonomisiyle Türkiye, YZ dönüşümünde önemli bir konumda. RCORA'nın gerçekleştirdiği çalışma, Z kuşağından Bebek Patlaması kuşağına kadar geniş bir yaş aralığında bireylerin tutumlarını ölçen Türkiye'nin ilk kapsamlı kuşaklar arası YZ algısı nitel araştırma yöntemi olarak yapılan çalışmalardan biri olma özelliğini taşıyor.
Bu bağlamda araştırma, YZ'ye yönelik tutumları, kaygıları ve beklentileri, toplumsal güven ve etik algısını, cinsiyet bazlı duygu ve düşünce farklarını, iş gücü ve İK süreçlerine yönelik görüşleri, Türkiye iş dünyasının YZ'ye hazır oluş seviyesini
çok boyutlu şekilde ortaya koyuyor.
Araştırmadan Öne Çıkan Bulgular
1. Cinsiyetlere Göre YZ Algısı Belirgin Şekilde Ayrışıyor
Kadın katılımcılar, yapay zekâya daha duygusal, kişisel ve ilişki odaklı yaklaşıyor. YZ'yi "arkadaş", "psikolog", "yol arkadaşı" gibi insansı sembolik rollerle tanımlarken; temel kaygıları değersizlik, işsizlik ve duygusal bağın kopması.
Erkek katılımcılar ise YZ'ye daha teknik ve fonksiyonel bir çerçevede yaklaşıyor. "Robot", "makine", "asistan", "araç" gibi mekanik benzetmeler öne çıkarken; kontrol kaybı, etik dışı kullanım ve insanın robotlaşması başlıca kaygılar arasında.
Her iki cinsiyet için de ortak kaygı:
İşsizlik ve insan emeğinin geleceğine yönelik belirsizlik.
2. Kuşaklar Arasında Ortak Endişe: İşin Geleceği
• Z Kuşağı: "İnsana ihtiyaç kalmayabilir" söylemi öne çıkıyor.
• Y Kuşağı: YZ'yi araçtan çok dönüşümün anahtarı olarak görüyor ve etik açıdan inceliyor.
• X Kuşağı: Vicdan kaybı ve insan değerlerinin zayıflaması konusunda daha temkinli.
Bu bulgular, yapay zekânın artık yalnızca bir teknoloji değil, toplumsal anlam arayışının bir parçası hâline geldiğini gösteriyor.
Bulguların Stratejik Yansımaları
1. Pazarlama ve Marka Yönetimi
• Kadınlar için duygusal, kişiselleştirilmiş YZ deneyimleri markaya bağlılığı artırıyor.
• Erkekler için verimlilik, hız ve bilgi odaklı fonksiyonel YZ çözümleri daha etkili.
2. İnsan Kaynakları
• Kadınlar: Empati, psikolojik güvenlik, anlam odaklı YZ uygulamalarına sıcak bakıyor.
• Erkekler: Süreç optimizasyonu, teknik şeffaflık ve kontrol mekanizmalarını önceliyor.
• İşverenler için üretimde ve çalışan maliyetinde inovatif bir fırsat olarak yorumlansa da çalışan Z kuşağı için endişe verici bir durum olarak yorumlanmaktadır.
• Y kuşağının YZ konusunda etik kaygıları ön plana çıkmıştır.
• X kuşağı, vicdan kaybının giderek arttığını söylüyor bu yüzden şirketler vicdani ve insani unsurların daha ön plana alındığı bir yol haritası izlemek durumundadır. Şirketteki otomasyonlar arttıkça daha fazla çözümler aramak durumunda kalacaklar.
3. Danışmanlık Sektörü
Başarılı bir YZ entegrasyonu ancak hibrit modelle mümkün:
Teknik analiz + duygusal/kişisel hizmet tasarımı bir arada sunulmalı.
4. Teknoloji Şirketleri
Ürün tasarımında cinsiyetin şekillendirdiği fayda beklentileri dikkate alınmalı:
Kadınlar duygusal bağ, erkekler fonksiyonel performans bekliyor.

Araştırma Ekibi
Araştırma, Varol Company'nin yenilikçi araştırma birimi RCORA'nın uzman kadrosu tarafından yürütüldü:
• Yaşar Görkem Varol — Proje Yöneticisi, Pazarlama & Deneyim Tasarımı Uzmanı
• Şeyda Aydın — Araştırma Direktörü
• Seray Varol — Araştırma ve Veri Analizi
• Osman Çağrı Gülşen — Araştırma ve Veri Analizi
İnsan – YZ İlişkisi: İş Birliği mi, Asimptot mu?
Yapay zekâ iş dünyasında otomasyon, hız ve verimliliğin motoru olurken; insan zekâsı hâlâ anlam üretme, sezgi, yaratıcılık ve değer inşasında rakipsiz bir konumda.
Peki bu iki zekâ formu tam bir ortaklığa ulaşabilir mi?
Yoksa matematikteki asimptot çizgileri gibi birbirine yaklaşsa da asla kesişmeyen paralel bir yol mu izlenecek?
RCORA'nın bulguları, Türkiye özelinde hem ortak kaygıların hem de cinsiyet ve kuşaklara özgü farklılaşmaların olduğunu gösteriyor. Bu nedenle YZ–insan ilişkisi ne yalnızca "araçsallaştırılmış bir teknoloji", ne de tamamen romantize edilmiş bir ortaklık düzleminde ele alınabilir.
Bu dinamiği belirleyecek olan, ülkelerin eğitim düzeyi, teknolojik olgunluk seviyesi, iş dünyasının adaptasyon kapasitesi ve toplumsal dönüşüme dair vizyonudur.
Türkiye'nin YZ Dönüşüm Haritası
RCORA tarafından hazırlanan bu rapor; iş dünyasına, kamu kurumlarına, akademiye, start-up ekosistemine ve teknoloji girişimlerine yeni bir perspektif sunmayı amaçlıyor.
İnsan ile yapay zekâ arasındaki ilişkinin geleceğini anlamak, bu büyük dönüşümde güçlü bir pozisyon almak isteyen her kurum için kritik önemde. YZ iş süreçlerini dönüştürürken, insan zekâsı da anlam, duygu ve yaratıcılık gibi benzersiz nitelikleriyle bu dönüşümde vazgeçilmez bir rol oynamaya devam ediyor.
Bu nedenle geleceğin iş dünyası, ne tamamen insanın ne de tamamen yapay zekânın hâkimiyetinde olacak:
Asıl belirleyici olan, bu iki zekânın nerede, nasıl ve hangi oranlarda birleşeceğini belirleyen stratejik vizyon olacaktır.