Madencilik biterse dünya en fazla kaç ay dayanabilir?

Madenciliği sona erdirmek demek, bu sektörde çalışan dört milyon kişinin işsiz, aileleriyle birlikte 12-14 milyon kişinin aç kalması demek. Ancak bugünkü modern hayatımızda, mineral ve metaller olmadan hayat durma noktasına gelir. Uzmanlara göre, daha fazla maden açmaya ihtiyacımız var. Madencilik biterse hayat hemen felç olmaz, ama en fazla üç ay dayanır.
05.05.2022 13:07 GÜNCELLEME : 05.05.2022 13:07

ALEV RİGEL Günümüzde herkes, yeni evlerde oturmak, yeni elektronik aletler kullanmak, otomobilini ve cep telefonunu birkaç yılda bir yenilemek istiyor. Ama bunlar, madencilik olmasaydı mümkün olamazdı. Madencilik, modern dünyamızı şekillendiriyor. Çevreye zarar verdiği için de şiddetle eleştiriliyor. Madenciler arasında bir söz var: "Fabrikada üretemiyorsan, toprağı kazar, çıkarırsın." İnsanları ikilemde bırakan bu konu, İngiliz yayın kuruluşu BBC tarafından enine boyuna incelenmiş. Madenler olmasaydı, neler olurdu?

Minerallerin, metallerin, fosil yakıtların çıkarılması, insanlık tarihinin en eski endüstrisi. Eğer orta gelirli bir ülkede yaşıyorsanız, her yıl 17 ton ham madde kullanıyorsunuz demektir. Bu, üç filin ağırlığına karşılık geliyor. 20 yıl öncesinin de iki katı tüketime. Yüksek gelirli ülkede yaşayanlar için bu rakam 26 ton. Yani dört fil ağırlığından daha fazla ham madde.

Topraktan yeni materyaller çıkarmak, fiyatları sürekli düşürüyor. O kadar düşürüyor ki, bu materyalleri yeniden kullanıma sokmanın (recycling) bedeli bile daha yüksek kalıyor. Fakat madalyonun öbür yüzünde alarm veren bir tehlike söz konusu. O da çevre kirliliğine yol açması ve biyo-çeşitliliği tehdit etmesi. Gelelim can alıcı soruya. Toprağı kazmayı bırakırsak ne olur? Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi mümkün değil. Viyana Üniversitesi Ekonomi ve İş Okulu'ndan araştırmacı Victor Maus, son üç yılını, uydulardan çekilen yeryüzü fotoğraflarını inceleyerek geçirdi. Sonuç, kendisini de şaşırttı. Madenlerin yerlerini belirten o kadar çok poligon (çokgen) vardı ki Maus, araştırma raporuna "Rüyalarımda bile çokgen görüyordum" diye başlamıştı. Toplamda 100 bin km2 aktif maden olduğunu hesaplayan Maus, "Kendi ülkem bile 83 bin 880 km2" diyor. Terk edilen maden sahalarını saymamış bile. Üstelik pek çok lokasyonun gizli tutulduğunu ya da bildirilmediğini de notlarına ekliyor.

ŞOK DALGALARI DAHA DA YIKICI

Madenciliği sona erdirmek demek, bu sektörde çalışan dört milyon kişinin işsiz, aileleriyle birlikte 12-14 milyon kişinin aç kalması demek oluyor. Gayriresmî rakamlarla madenci sayısının kaç olduğu bilinmiyor. Madencilikle ilgili yan sanayilerde çalışanların sayısı, Avustralya Queensland Üniversitesi araştırmacısı Eleonore Lebre'e göre yüz milyondan fazla. Bununla kalmayacak. Şok dalgaları daha da yıkıcı olacak. Önce kömür gidecek. Çevreciler için rahatlatıcı bir gelişme. Ama dünyanın hala yüzde 35'i kömürle ısınıyor, kömürle fabrikalarını döndürüyor, kömürle elektrik üretiyor. Yüzde 35'lik ortalama oran, her ülke için geçerli değil. Kömüre bağımlılık Avrupa ülkelerinde yüzde 15, Çin'de yüzde 63, Güney Afrika'da yüzde 84. Bırakın kömür ocaklarının bir gecede kapatılması senaryosunu, İngiltere'de 1970'lerde olan kömür madeni işçilerinin grevini hatırlayalım. Ülkenin üçte biri karanlıkta kalmış, üçte biri de belirli saatlerde elektrik alabilmişti. 1970'lerde elektrik olmayınca insanlar, sadece televizyon seyretme lüksünden yoksun kalmıştı. Günümüzde elektrik yokluğu, iletişimin, internetin, cep telefonlarının devre dışı kalması anlamına geliyor. Bu da bütün ticari mekanizmanın, bankacılık sisteminin felce uğramasına yol açacak bir durum.

GERİ DÖNÜŞÜM MİKTARI AZ

Belçika'nın Louvain Üniversitesi'nden Aurora Torres, "Kum, taş ve çakıl, madencilik alanında öylesine yer tutuyor ki, Birleşmiş Milletler'in hesaplarına göre bu ürünleri yılda 50 milyar tondan fazla çıkarıyoruz" diyor. Üstelik bu materyallerde, geri dönüşüm miktarı ya çok az ya hiç yok. Torres'e göre kullanılmış inşaat malzemesini geri dönüştürürken onları yeni bir inşaatta kullanamıyorsunuz. Sadece yol yapımında işe yarıyorlar. Yeni inşaatlarda yeni malzemeler kullanmak zorundasınız.

Modern topluma, enerji ve inşaatlardan daha çok etki eden bir başka materyal de metaller. Madenlerden çıkarılan metallerin alım-satım trafiği, Londra ve New York'ta yoğunlaşıyor. Bir metalin fiyatı roket hızıyla yükseldiğinde, suç dalgasını da beraberinde getiriyor. Örneğin bakır. Sanayide en çok kullanılan metallerden biri. Bakır fiyatları 2010'larda arttığında pek çok ülkede suç da artmıştı. Binalarda, sokak lambalarında, tren yollarında, kamu hizmetindeki pek çok tesiste bakır, demir, alüminyum, çinko, kurşun, nikel gibi değerli metaller çalınmış, hizmetin aksaması bir yana, halk için tehlike bile arz etmeye başlamıştı.

"HAYAT DURMA NOKTASINA GELİR"

ABD'de Nevada Üniversitesi'nden Simon Jowitt'in görüşü şöyle: "Bugünkü modern hayatımız, minerallere ve metallere yoğun bir şekilde bağımlı. Onlar olmadan hayat durma noktasına gelir. Daha fazla maden açmaya ihtiyacımız var. Madencilik biterse hayat hemen felç olmaz. Ama en fazla üç ay dayanır. Stoklar bittiğinde otomobilden elektroniğe ilaçlardan yapı malzemelerine kadar her alanda faaliyetler sona erer. Petrolde dünyanın en geniş stoklarına (730 milyon varil) sahip ABD bile üç aydan fazla dayanamaz. Petrolle birlikte her tür yakıt, plastik ve asfalt malzemesi ortadan kalkar. Fosil yakıt çağı biter. Burada önemli olan nokta, en zengin yüzde 20'nin, maden kaynaklarının yüzde 75'ini tüketiyor olması."

Ya tarımsal ürünlerde durum ne olur? Besin maddelerimizin yüzde 50'den fazlası, yapay gübrelerle yetiştiriliyor. Yapay gübreler olmazsa üretim, yarı yarıya düşer. Dünyanın pek çok bölgesinde zaten var olan açlık sorunu, bu durumda daha da ağırlaşacak. Sosyo-ekonomik kasırgadan etkilenmeyecek sadece iki ülke var dünyada: İzlanda ve Norveç. Küresel bir kaos yaşanırken bu iki ülkeyi rahat bırakırlar mı dersiniz?

MADEN NOTLARI

* Madencilik ilk kez, MÖ 8700 yıllarında başladı. Çıkarılan madenler altın ve bakırdı. İkisi de paslanmaz. Arkeologlar, Orta Doğu'da 3 bin 500 yıllık, hiç bozulmamış bakır borular bulmuştur.

* Bir akıllı telefon, ortalama 60 elemandan oluşur. Bunlar içinde altın, nikel, silikon, potasyum ve alüminyum da vardır. 1980'lerdeki ilk mobil telefonlar, 20 kadar elementten yapılıyordu. Uzak Doğu'da kullanılıp atılmış cep telefonlarından bu metaller çıkarılıp tekrar kullanılmaktadır. Bu, milyonlarca dolarlık bir sektördür.

* Yeni doğan bir bebek, hayatı (75 yıl diyelim) boyunca;

- 350 kg kurşuna,

- 300 kg çinkoya,

- 700 kg bakıra,

- Bin 600 kg alüminyuma,

- 15 bin kg demire,

- 13 bin kg tuza,

- 600 bin kg taş, kum, çakıl, kile ihtiyaç duyar.

* Bir Amerikalı her yıl 18 bin kg mineral kullanır. Bu minerallere tuz ve vitamin haplarındaki çinko bile dahildir. Ayrıca altı binden fazla değişik ürün içinde petrol vardır.

* Asteroidlerin çekirdeklerinde tonlarca platin bulunur. 2011 yılında dünyanın 24 milyon km uzağından geçen bir asteroidin, 90 milyon ton platin içerdiği hesaplanmıştır. Değeri, 5.4 trilyon dolardır. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA'nın, bu asteroidlerin dünyaya çarpıp çarpmayacağını hesaplamaktan başka yapabileceği bir şey yoktur. Ama bir gün bunlar yakalanıp değerli cevherleri, azalan kaynaklarımızın yerini alacaktır (Asteroidler, Mars ve Jüpiter arasındaki kuşakta yer alan küçük gök cisimleridir).

* Avustralya'nın batısındaki, halk arasında "Süper Çukur" olarak bilinen Kalgoorlie altın madeni, o kadar büyüktür ki, uzaydan bile görülebilmektedir. 3.5 km uzunluğunda, 1.5 km genişliğindedir. Açık bir madendir. Derinliği sadece 600 metredir.

* Güney Afrika'nın Mponeng Altın Madeni, dünyanın en derin madenidir. Yüzeyden dört kilometre derine uzanır. Çalışma ortamında sıcaklık 50 dereceyi geçebilir. Ortam, buzlu su pompalanarak 30 dereceye kadar düşürülür. Asansörler, madencileri bu derinliğe bir saatten uzun bir sürede indirir. Maden asansörleri hızlıdır. Saniyede 15 metre hızla hareket ederler. Bina asansörlerinin hızı saniyede iki-üç metredir. Bina asansörü kullanılsa bu süre, beş-yedi saat arası olurdu. Mponeng'in kârlı olabilmesi için bir ton toprak ve kayadan 10 gram altın çıkarılması gerekir. Bu maden, beklentileri fazlasıyla karşılar.

* Polonya'nın güneyindeki tuz madeni Wielichzka, dünyanın en sanatsal madenidir. İçindeki galerilerde tuzdan yapılmış heykeller, sanat eserleri, kiliseler, dev avizeler, yeraltı gölü ve konser salonu bulunur. 1996'ya kadar aktif kalmıştır. Buzdolaplarının yaygınlaşması, tuz fiyatlarının düşmesi, kapanmasına neden olmuştur (Eskiden tuz, altından daha değerliydi. Yiyecek maddelerini bozulmadan saklamanın tek yolu, tuzlamaktı). Günümüzde turistik bir tesistir. Her yıl bir milyon 200 bin kişi ziyaret eder. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı UNESCO'nun da Dünya Mirası kapsamında koruma altındadır.

BİZE ULAŞIN