Şarjlı yollar dönemi başladı

İlk kablosuz elektrikli yol, Detroit’te döşenmeye başladı. Artık elektrikli otomobiller, otoyollarda hareket halindeyken, yol boyu döşenmiş şarj mekanizmasından yararlanabilecek. Sistemi tasarlayan ve kuran şirket Electreon’un başkan yardımcısı Stefan Tongur’a göre, elektrik dehası Tesla’nın rüyası gerçekleşti.
23.02.2024 07:44 GÜNCELLEME : 23.02.2024 07:44

PARA OYUN/ ALEV RİGEL Elektrikli otomobiller, atmosferimizi temiz tutmak için ideal araçlar. Ama şarj meselesine bir türlü köklü çözüm getiremediler. En hızlı şarjlarda bile en az bir saatlik bekleme süresinden söz ediliyor. Hiç kimse işe giderken ya da eve dönerken bir şarj istasyonunda bir saat beklemek istemiyor. İşte bu noktada çözüm, ABD'den geldi. İlk kablosuz elektrikli yol, Detroit'te döşenmeye başladı. Artık elektrikli otomobiller, otoyollarda hareket halindeyken, yol boyu döşenmiş şarj mekanizmasından yararlanabilecek. Akşam eve döndüğünüzde aracınızı şarj etmek için sabaha kadar süreniz var nasıl olsa.

Detroit'in 14'üncü Caddesi'nde ilk kez yapılacak deneme, başarılı olduğu takdirde, ülkenin bütün büyük kentlerinin yollarına uygulanacak. Kentin Corktown mahallesindeki şarj yolu, henüz 400 metre. Ama yolun tamamının şarjlı hale getirilmesi gerekmiyor. Evinizden işe giderken düşük bir şarjla yola çıkmış olsanız bile yolda açığınızı kapatacak kadar elektrik olacak.

Yolun altına elektromanyetik bobinler yerleştirildi. Bu bobinler de kentin elektrik şebekesine bağlandı. Bobinler, elektromanyetik alan oluşturuyor. Bu da yol üzerinde hareket eden aracın akümülatörünü besliyor. Sistem, elektrikli diş fırçanız gibi çalışıyor. Fırçanız da yuvasına oturtulduğunda, fişi prize takılıyken, kablosuz şarj olabiliyor. Artık cep telefonlarınız da kablosuz şarj edilebiliyor. Düzenek aynı.

Her elektrikli araç sahibi, evinden yola tam şarjla çıkamıyor. Unutan veya ihmal eden sürücüler için "Şarjım, işyerine gitmeye yetecek mi?" kaygısı, bu yöntemle giderilmiş olacak. Sistemi tasarlayan ve kuran şirket Electreon'un başkan yardımcısı Stefan Tongur, "Kısa zaman öncesine kadar cep teleonları, kablo ile şarja bağımlıydı. Artık kablosuz cep telefonu şarjı dönemi başladı. Biz de bu sistemi neden otomobillere uygulamayalım, dedik. Sistemin başarılı olması halinde her büyük kentin, en işlek caddesine bu kablosuz şarj sistemini yerleştirebiliriz. Elektrikli araçlar, ister hareket halinde olsun, ister park etmiş olsun, kablo olmadan aracın şarj olması, araç sahiplerini fazlasıyla memnun edecektir" diyor.

KABLOSUZ ENERJİ NAKLİ

Las Vegas'ta Tüketici Elektroniği Fuarı'nda sistemi tanıttıklarını kaydeden Tongur, geleceğin, kablosuz enerji nakli üzerine kurulu olacağını, elektrik dehası Tesla'nın rüyasının gerçekleştiğini ifade etti (Sırp asıllı Amerikalı mucit Nikola Tesla, elektrik ve makine mühendisiydi. 1856-1943 yılları arasında yaşamış olan Tesla'nın en büyük rüyası elektriği kablosuz aktarmaktı. Aktif çalışma hayatında, dünyanın en zengin insanı oldu. Ancak yaşamının son yıllarında bir otel odasında beş parasız olarak hayatını kaybetti).

Michigan Ulaşım Departmanı'nın 1.9 milyon dolarlık maddi desteğiyle gerçekleşen projede amaç, bu tür yolları mümkün olduğu kadar uzatmak. Michigan Valisi Gretchen Whitmer, 2050'ye kadar sıfır karbon bir kent havası oluşturma çabası içinde olduklarını söylüyor. Projede zorluklardan biri de eski kablolu elektrikli otomobillerin, kablosuz olarak şarj edilmesini sağlayacak küçük elektronik düzenlemeler yapmak, Detroit gibi zengin otomotiv mirası olan bir kenti, yine bu alanda öncü bir merkez haline getirebilmek.

MALİYETİ YÜKSEK

Yine de projede bazı çekinceler var. Bir yolun bir millik bölümünü, gizli şarj istasyonu haline getirebilmenin maliyeti iki milyon dolar. Yüz millik bir yol için maliyet astronomik seviyelere çıkabiliyor. Tongur, maliyet konusunda da oldukça iyimser. Teknoloji olgunlaştıkça maliyetin 1.2 milyon dolara düşeceğine neredeyse kesin gözüyle bakıyor. Yine de düşük sayılmaz. Harvard Üniversitesi'nden ekonomist Ashely Nunes, "Her şey kağıt üzerinde mükemmel gözüküyor. Ama uygulamadan o kadar emin değilim. Zamanla düşecek olan maliyet, yeterli düzeyde olmayacak. Elektrikli araç sahipleri için de pratik bir yöntem olarak kabul edileceği yönünde ciddi endişelerim var" diyor. Tongur'un cevabı ise hazır: "Bu teknolojinin her yolda olması gerekmiyor. Araç akülerinin yüzde 100 dolması şart değil. Örneğin yüzde 10'a düşmüş akümülatörleri, birkaç 10 millik yolda yüzde 60-70'e çıkarmak yeterli. Bu kapasite, şarj sistemi olmayan yollarda aracın kilometrelerce gitmesini sağlayabilir. Bu avantaj, özellikle otobüs ve kamyonlarda çok işe yarayacak. Çünkü eski sistemde kamyonun durup saatlerce şarj istasyonunda kalması, teslim edeceği malların yerine ulaşması açısından son derece sakıncalı" diyor.

250-300 kilometrelik bir şarjlı yolda otomobil, kamyon ve otobüslerin, 200 bin tondan fazla karbon dioksit emisyonu sıfırlanmış olacak. Bu da çevre ve temiz hava için azımsanmayacak bir miktar. Son derece akıllı bir plan yapıldığında elektrikli araçlar, ülkenin bir ucundan diğerine, bir şarj istasyonunda beklemeden gidebilecek. Yolun tamamının da "şarjlı yol" olması gerekmeyecek.

AVRUPA DA KONUYU TARTIŞIYOR

Fikir Avrupa'da da ilgi uyandırdı. İsveç, Almanya ve Fransa, bu alanda araştırma ve maliyet hesapları yapıyor. Fransa'nın 8 bin 500 kilometrelik elektrikli yol projesi bulunuyor. Şimdilik tartışılan konu, şarj düzeneğinin yol altına mı, yoksa elektrikli tren gibi yol üstüne mi alınacağı yönünde. Her durumda, 2035 yılından önce uygulamaya geçilemeyeceği tahmin ediliyor.

Avrupa ülkeleri, Electreon'un tecrübesinden ve bilgisinden yararlanmaya çalışıyor. Şirket, Alman otobanlarında bir pilot bölgeyi şarj yolu haline getirmek için anlaşmaya vardı. Projeye ilgi duyan söz konusu Avrupa ülkeleri, bu projenin yanı sıra, motorlu araçlarda daha az yer kaplayan ve daha hafif olan akümülatörlerin geliştirilmesini de bekliyor. Toyota, BMW ve Ford gibi büyük üreticilerin projeye ilgisi yoğun. Fakat yine ABD'deki bir gelişme, kafaları bulandırdı. Elektrikli araç üreticisi Tesla, kablosuz şarj konusunda uzman şirketlerden Wiferion'u önce satın aldı sonra tekrar sattı. Her şeye rağmen dönüşümün, engellenemeyecek bir yolda olduğunda herkes mutabık. ABD'de federal hükümet, bu teknoloji için milyarlarca dolarlık ödenek ayırmış durumda. Hükümet bunun için "Ulusal Elektrikli Araç Altyapı Programı NEVI (National Electric Vehicle Infrastructure) ile "Şarj ve Yakıt Altyapısı" (Charging and Fueling Infrastructure) programını başlattı. Biden yönetiminin hedefi, 2030'a kadar ülkede 500 bin şarj istasyonu kurmak ve kablosuz şarj yolları projesinde aktif rol oynamak. ABD, hava kirliliği nedeniyle en çok eleştirilen ülkelerden.

Electreon'a göre 300 kilometrelik bir yolda sürücüler, aylık 800-1.000 dolar arası bir ücret ödeyecekler. Sürücüler bunu ekonomik bulacaklar mı? Ya da güzergahlarının kısa bir bölümünde şarjlı yola gireceklerse, ücret ödemeye değecek mi? Bunu uygulamada görecekler.

SEÇENEKSİZ AMERİKALI

ABD'de Teksas'ın Arlington kenti, hiçbir kamu ulaşım aracının olmadığı nadir kentlerdendir. Nüfusu oluşturan 400 bin kişi, kendi ulaşımını sağlar. Otomobili, motosikleti veya bisikleti vardır. Belediye otobüsü de yoktur, tramvayı da taksisi de. Aracınız yoksa ve sizi markete götürecek bir komşunuz da yoksa işiniz zordur. Öyle bir sistem kurmuşlardır ki, "car sharing" (araç paylaşım/birkaç kişinin aynı araca doluşması) dedikleri bir yöntemle ihtiyaçlarını karşılarlar. Diğer ulaşım imkanları olmayan pek çok kentte, motorlu bir araç sahibi olmak, hareket ve seyahat özgürlüğü anlamına gelir. Aksi halde işiniz kolay değildir. Bir tramvay veya tren hattı olsa bile tarife yoktur, aracın beklediğiniz istasyona ne zaman geleceği belirsizdir. Bir otobüs durağında bir saatten fazla bekleyebilir, yine de ortada bir otobüs göremeyebilirsiniz. Çünkü ülkede sistem, özel araçlar üzerine kuruludur. Dolayısıyla çevre kirliliğinin tek sebebi, özel araçlardır. Ülkenin, 2030 yılında egzoz emisyonlarını, 2005 düzeyinin yarısına indirmesi ya da 2050'de sıfırlaması son derece zordur. Otomobil kullanımının roket hızıyla artması, bireysel sürücülerin hatası değildir. Bu nedenle elektrikli araç kullanmak, hem yönetimler hem de vatandaşlar için tek çaredir. Kaliforniya Üniversitesi'nden öğretim üyesi Ethan Elkind, "20'nci yüzyılın ortalarından beri bütün federal bütçeler, karayolları gibi altyapıya ayrıldı. 1950'lerin ortalarından beri yayalar, bisikletliler ve kamu taşıma araçları adeta hiç düşünülmedi. 2019 yılına gelindiğinde bile çalışanların dörtte üçü, işlerine gitmek için kendi özel araçlarını tek başlarına kullandı" demiştir.

ABD, elektrikli araçlara fazla önem vermeyen ülkelerden. 2022'de satılan otomobillerin sadece yüzde 2'si elektrikliydi. Oysa Norveç'te bu oran yüzde 75. Bu, satılan her dört otomobilden üçünün elektrikli olduğu anlamına geliyor. Uzun mesafeli seyahatler için de ABD gerilerde kalıyor. Amerikalıların uzun yolculukta tercihi uçak. Oysa uçaklar, yüksek hızlı trenlerden yedi kat daha fazla karbon salıyor. Günümüzde 20'den fazla ülke, saatte 200 mil (320 kilometre) hızla giden trenler kullanıyor. Bir örnek vermek gerekirse Kalifornya Yüksek Hızlı Tren Sistemi, onlarca yıllık gecikmeden sonra inşa edilebildi. San Francisco-Los Angeles arasında sefer yapıyor. Trenin hızı da saatte en fazla 190 kilometre. Ama federal hükümet, karayollarına demiryollarından daha cömert. ABD'de motorlu araçlar için iki milyar park yeri olduğu tahmin ediliyor. Bu da her araca, sekiz park alanı düşüyor demek.

BİZE ULAŞIN