Yüksek volatiliteye hazırlıklı olunmalı

Nihai faiz oranlarının önceden beklenenden daha yüksek olacağına ilişkin açıklama ile FED’e ilişkin faiz tahminlerinin yükseldiği görüldü. FED Başkanı Powell'ın açıklamalarının ardından piyasada, faizde zirvenin yüzde 5.10 ile Mayıs 2023'te gerçekleşeceği fiyatlaması öne çıktı.
09.11.2022 13:11 GÜNCELLEME : 10.11.2022 00:00

ONURCAN BAL ABD Merkez Bankası (FED), geçen çarşamba günü sona eren toplantısında piyasadaki beklentilerle uyumlu olarak 75 baz puan faiz artırımına gitti. 4'üncü kez 75 baz puan faiz artırımına giden FED'in 2022 yılında attığı faiz artırım adımları, FED Başkanı Paul Volcker'ın enflasyonu kontrol altında almak için 1970 ve 1980'lerde yaptığı faiz artırımlarından bu yana en hızlı sıkılaşma döngüsüne işaret ediyor. Karar metninde enflasyonu dizginlemek için başlatılan agresif sıkılaşma sürecinin son aşamasına girildiğine yönelik yönlendirme dikkat çekti. Karar metninde devam eden faiz artışlarına zaman içinde yüzde 2'lik enflasyon hedefine dönmek için yeteri kadar sıkılaştırıcı bir seviye adına ihtiyaç duyulduğu da ifade edildi. FED Başkanı Powell, toplantı sonrasındaki açıklamalarında, sıkılaşmanın ekonomi üzerindeki etkilerini takip ettiklerini, bununla birlikte enflasyondaki yüksek seyir nedeniyle faiz artırımlarının yavaşlayarak da olsa devam edeceği, nihai faiz oranlarının önceden beklenenden daha yüksek olacağı ve faiz artırımlarına ara vermeyi düşünmek için çok erken olduğu mesajını verdi. Faiz artırımlarına ara vermek için çok erken olduğuna ilişkin yapılan vurgu ve sıkılaşma sürecinde başarısız olarak enflasyonun kalıcı hale gelmesine ilişkin endişeler ön plana çıktı. FED toplantısı ve Powell'ın mesajları sonrasında küresel risk iştahı zayıflama kaydetti. Cuma günü ise küresel hisse piyasalarında yeniden toparlanma çabası öne çıktı.

YÜKSEK VOLATİLİTEYE HAZIRLIKLI OLUNMALI

FED Başkanı Powell'ın nihai faiz oranlarının önceden beklenenden daha yüksek olacağına ilişkin açıklamasıyla FED'e ilişkin faiz tahminlerinin yükseldiği görüldü. FED Başkanı Powell'ın açıklamalarının ardından piyasada faizde zirvenin yüzde 5.10 ile Mayıs 2023'te gerçekleşeceği fiyatlaması öne çıktı. Piyasadaki genel beklentiler aralık ayında 50 baz puan faiz artırımına gidilmesi yönünde şekillenirken, 75 baz puan faiz artırım ihtimali de masada kalmaya devam ediyor. Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verisi 193 bin kişi artış yönündeki beklentinin üzerinde 261 bin artış kaydetti. İşsizlik oranı ise yüzde 3.5'ten yüzde 3.7'ye yükseldi. Yeni haftada ABD'de açıklanacak ekim ayı TÜFE rakamları küresel piyasaların yakın takibinde yer alacaktır. Eylül ayı TÜFE verisi beklentilerin üzerinde gelerek yıllık bazda yüzde 8.2 olarak gerçekleşmiş ve beklentilerin üzerinde gelen enflasyon rakamı piyasalar üzerinde baskı oluşturmuştu. 10 Kasım Perşembe günü açıklanacak enflasyon rakamları küresel risk iştahı ve FED'e yönelik beklentiler üzerinde belirleyici olacaktır. Aralık ayı toplantısına kadar kasım ayı tarım dışı istihdam verisi ile ekim ve kasım ayı TÜFE rakamları karşılanacak olup, bu verilerin ortaya koyacağına görünüme bağlı olarak FED'in aralık ayında 50 ya da 75 baz puan faiz artırımına gideceğini değerlendiriyoruz. Enflasyon rakamlarında ek bir baskı görmezsek aralıkta 50 baz puan faiz artırımının daha güçlü bir seçenek olduğu kanısındayız. Daha önceki yazılarımıza 2023 yılının ilk çeyreğinde faiz artırım döngüsüne ara verebileceğini değerlendirdiğimiz FED'in son yönlendirmeler ışığında 2023 yılının ilk yarısı boyunca 25 baz puanlık faiz artırımlarına devam edeceğini ve 2023 Mayıs ayı itibarıyla son faiz artışını gerçekleştirerek politika faizini yüzde 5.00 – 5.25 seviyesine getireceğini öngörüyoruz. Merkez bankalarının devam eden faiz artırım süreçleri ve sıkılaşan finansal koşullar ekonomik görünümde zayıflamayı beraberinde getirirken, Avrupa ve ABD ekonomilerinin 2023 yılında resesyona girmesi bekleniyor. Agresif sıkılaşma adımlarının kaçınılmaz bir sonucu olarak küresel çapta yaşanabilecek resesyon, artan borç kırılganlıkları ve jeopolitik gelişmeler risk iştahı ve piyasalar üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek ana risk başlıkları olarak sıralanabilir. Küresel çapta sıkılaşma adımları sona ermeden ve resesyon fiyatlaması tam olarak gerçekleşmeden küresel risk iştahı ve piyasalarda zaman zaman satış baskısının artış kaydedebileceğini ve oynaklığın genel olarak yüksek seyredebileceğini değerlendiriyoruz.

ENFLASYON YÜKSELİŞ EĞİLİMİNİ SÜRDÜRDÜ

Yurtiçinde açıklanan ekim ayı TÜFE rakamı, piyasadaki beklentilere paralel bir şekilde aylık bazda yüzde 3.54 artış kaydetti ve yıllık TÜFE yüzde 85.51 olarak gerçekleşti. Enflasyon böylece 24 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Üretici fiyatlarında hızlı yükseliş, ekim ayında da devam etti. Yurtiçi ÜFE enflasyonu ise kurdaki sakinliğe karşın, artan enerji maliyetlerine bağlı olarak aylık yüzde 7.83'lük artış gösterdi ve yıllık bazda yüzde 151.5'ten yüzde 157.69'a yükseldi. Kurlarda son dönemdeki sakinliğe karşın, yurtiçi ÜFE enflasyonunun yükselişini sürdürerek yüzde 158'e ulaşmış olması, maliyet yönlü baskıların devam ettiğine işaret ediyor. Mevcutta yüzde 99 seviyesindeki gıda enflasyonunun da önümüzdeki ay üç haneli seviyelere ulaşmasını bekliyoruz. Bu gelişmelere bağlı olarak TÜFE enflasyonu kasım ayında da yükselişini sürdürerek yüzde 86 - 87 civarlarına ulaşabilir. TÜFE enflasyonu aralık ayından itibaren ise çok güçlü baz etkisinin yardımıyla düşüşe geçebilir. Hatırlatmak gerekirse, TÜFE enflasyonu geçen aralıkta yüzde 13.6, ocakta ise yüzde 11.1 olarak gerçekleşmişti, ki bu rakamların şimdi serilerden çıkması yıllık enflasyonda düşüş olmasını sağlayacak. Halihazırda sene sonu TÜFE enflasyonu tahminimiz yüzde 72 olarak şekilleniyor.

DÖNEMİN SONUNA YAKLAŞIYORUZ

Yurtiçinde ekim ayının ikinci yarısında başlayan 2022/09 finansal sonuç açıklama döneminin sonuna yaklaşıyoruz. Borsa şirketlerinde konsolide olmayan finansal sonuçların açıklama süresi 31 Ekim itibariyle sona ererken, konsolide finansalların son açıklanma tarihi ise 9 Kasım'dır. Bankalar için ise konsolide olmayan finansalların son açıklanma tarihi 9 Kasım, konsolide finansalların son açıklanma tarihi 21 Kasım'dır. Bu sürece kadar açıklanan banka ve banka dışı finansal sonuçların genel olarak güçlü bir performans ortaya koyması, artan gelir ve kâr rakamları; Borsa İstanbul'u destekleyen ve yurtdışı piyasalara kıyasla pozitif bir ayrışmayı beraberinde getiren bir etken oldu. 4 Kasım tarihine kadar açıklanan banka bilançolarında sektörün toplam kârı 2021/09 dönemine kıyasla yüzde 372 oranında oldukça güçlü bir artışla 117.072.544.000 TL oldu. Bankacılık dışı sektörde de toplam kâr gelişimi güçlü bir görünüm ortaya koydu. Bankacılık dışı sektörün 4 Kasım tarihine kadar açıklanan finansal sonuçlardaki toplam kârlılık rakamı 2021/09 dönemine kıyasla yüzde 185 oranında artışla 270.623.928.991 TL seviyesine yükseldi. Elbette bu tarafta olumlu ayrışan sektörler olduğu gibi zayıf bir görünüm ortaya koyan sektörler de yer aldı.

BIST-100 Endeksi güçlü görünümünü koruyor

Ekim ayından itibaren genel olarak güçlü bir görünümün etkili olduğu ve zirvelerin yenilendiği BIST-100 Endeksi, kasım ayının ilk haftasında da yukarı yönlü seyrini ve zirve yenilemelerini devam ettirdi. Yurtdışı piyasalara kıyasla pozitif bir ayrışma ortaya koyan ve önceki hafta güçlü bir direnç olarak izlediğimiz 4.000 puan seviyesinin aşılmasıyla alımların güç kazandığı BIST-100 Endeksi, geçen haftayı yüzde 8.71 oranında güçlü bir değer kazanımıyla 4.216,98 puandan tamamladı. Tarihi zirvenin 4.233,58 seviyesine taşındığı endekste kısa vadede 4.100 ile daha önce güçlü bir direnç olarak izlediğimiz ve aşılmasıyla birlikte güçlü bir destek konumuna geçen 4.000 puan üzerinde kalıcılık korunduğu sürece yükseliş eğiliminin ve pozitif havanın korunabileceğini değerlendiriyoruz. Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz üzere, TCMB'nin faiz indirimleri ve kurdaki sıkışık seyrin etkisiyle yurtiçinde Borsa İstanbul'a olan ilginin yılın son bölümünde de devam edeceği ve son çeyrekte endekste pozitif seyrin etkisini sürdürebileceğine ilişkin görüşümüzü koruyamaya devam ediyoruz. Yeni haftada 4.250 seviyesinin aşılması halinde endekste 4.300 seviyesi ile devamında 4.350 - 4.400 aralığını direnç olarak takip edeceğiz. 4.400 üzerindeki tutunmalarda ise 4.500'e doğru bir hareketin önü açılacaktır. Yaşanan güçlü yükselişlerin ardından kısa vadeli olası düzetme hareketlerinde 4.150 – 4.100 - 4.055 ve 4.000 seviyeleri takip edilecek ilk destek noktalarıdır. 4.000 puan altına sarkılmadğı sürece geri çekilmeler kısa vadeli bir düzeltme hareketi olarak yorumlanabilir ve alım fırsatı olarak değerlendirilebilir. 4.000 puan üzerinde kalındığı müddetçe mevcut pozisyonlar korunabilir ve yeni pozisyon denemeleri yapılabilir. 4.000 puan altında ise düzeltmelerin hız kazandığı ve 3.900 ve 3.800 seviyelerinin gündeme geldiği görülebilir.

BİZE ULAŞIN