ONURCAN BAL Bankacılık sektörüne ilişkin endişelerle mart ayında küresel risk iştahı ve riskli varlıklarda zayıflama gözlenirken, finans sektörüne ilişkin endişelerin yatışmasıyla mart ayının ikinci yarısında risk iştahında toparlanma kaydedildi. Nisan ayında ise risk iştahında ve küresel piyasalarda dalgalı ve kararsız bir görünüm öne çıkıyor. ABD'deki banka iflasları ve küresel bankacılık sektörüne ilişkin gündeme gelen endişelerin kaçınılmaz bir sonucu olarak kredi koşullarında önümüzdeki süreçte sıkılaşmanın yaşanması bekleniyor. Küresel çapta artan faizler ve kredi koşullarındaki sıkılaşma, küresel ekonomilerde zayıflamaya neden olacaktır. Son dönemde yeniden artış kaydeden resesyon korkuları risk iştahı üzerinde baskı oluşturan gelişmelerin başında yer alıyor. Buna ek olarak küresel çapta enflasyonun yüksek kalmaya devam etmesi ve ücret artışları gibi yukarı yönlü risklerin varlığı önceki haftalarda piyasalarda oluşan faiz indirim beklentilerinin de zayıflamasına yol açıyor. Toparlayacak olursak, merkez bankalarının bir süre daha faiz artırımlarını sürdürerek sıkı duruşlarını koruyacağına ilişkin güç kazanan beklentiler ve resesyon kaynaklı endişeler, gündemdeki ana risk başlıkları olarak takip ediliyor. Özellikle yılın ilk yarısında küresel piyasalarda yükselişleri destekleyebilecek önemli bir katalizör bulunmazken, ekonomilerde durgunluk riski piyasalar üzerinde baskı oluşturmaya devam edebilir. Bu hususta ABD'de yılın ilk çeyreğine ilişkin açıklanan finansal sonuçlar önem arz ediyor. Açıklanan finansallarda şirket kârlılıklarında gözlenebilecek zayıflamalar riskli varlıklar üzerinde ek bir baskı oluşturabilir.
FAİZ ARTIRIM DÖNGÜSÜNDE SON VİRAJ
Önceki yazımızda da belirttiğimiz üzere, 2022 yılında başlayan ve devam etmekte olan küresel çaptaki sıkılaşma döngüsünün artık sonuna yaklaşıyoruz. Bu hususta bu yılın ilk yarısında FED başta olmak üzere birçok merkez bankasının faiz artırım döngüsünü sonlandıracağı düşüncemizi koruyoruz. Ancak küresel çapta enflasyondaki inatçı görünüm ve yukarı yönlü risklerin varlığı, kısa vadedeki önemli riskler olarak karşımıza çıkıyor. Son dönemde FED üyelerinden gelen açıklamalara baktığımızda enflasyonla mücadele vurgusu ön plana çıkarken, genel çoğunluk faiz artışlarında sona yaklaşıldığına işaret ediyor. Ancak üyeler içerisinde faizde tepe noktası konusunda görüş ayrılıkları olduğu da dikkat çekiyor. FED'in mart ayında yayınlanan projeksiyonlarında nihai faiz oranı yüzde 5.1 olarak paylaşılırken, mayıs ayı toplantısında FED'in 25 baz puan faiz artırımına giderek politika faizini yüzde 5.00 – 5.25 seviyesine yükseltmesi ve nihai faiz oranına ulaşması öngörülüyor. Mayıs ayından sonra FED'in faiz artırımlarını sonlandırarak enflasyon başta olmak üzere ekonomik verileri yakından izleyeceğini değerlendiriyoruz. Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyelerinden farklı tonlarda açıklamalar gelirken, ECB'nin önümüzdeki birkaç toplantıda daha 25 baz puanlık faiz artırımlarına giderek yılın ikinci yarısı itibariyle faiz artışlarını sonlandıracağı kanısındayız. İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) ise faiz artırım kararları enflasyonla yakından ilişkili olmaya devam ediyor. Normal şartlarda faiz artış beklentisinin bulunmadığı BoE'nin beklentilerin üzerinde açıklanan ve çift hanelerde kalmayı sürdüren son enflasyon verisinin ardından mayıs ayında 25 baz puanlık faiz artışına gidebileceği beklentileri güç kazandı. Özetle küresel çapta faiz artırımlarında son düzlüğe gelmiş bulunmaktayız. Büyük merkez bankalarından birkaç faiz artırımı daha gördükten sonra yılın ikinci yarısında ekonomik verilerin yakından izlendiği ve faiz artırımlarına ara verildiği bir döneme geçeceğimizi düşünüyoruz. Bankacılık riskleriyle birlikte mart ayı içerisinde piyasalar bu yıl için faiz indirim ihtimalini fiyatlamaya başlarken, son gelişmeler ışığında bu ihtimalin zayıfladığını belirmek gerek. Eğer ekonomilerde endişe edildiği kadar bir yavaşlama yaşanmaz ve enflasyonist riskler yukarı yönlü kalmaya devam ederse, merkez bankaları sıkı duruşlarını korumayı sürdürecektir. Finansal istikrara yönelik risklerin yeniden gündeme gelmesi veya ekonomilerin sert bir şekilde yavaşlaması ise faiz indirim ihtimalini gündeme getirebilir. Son olarak yılın ikinci yarısında da doların küresel çapta güç kaybetmeye devam edeceğini ve bu durumun emtiaları genel olarak destekleyebileceğini değerlendiriyoruz. Emtia cephesinde güvenli liman algısıyla işlem görenler ile talebe duyarlı emtialar arasında da ayrışmalar yaşanacaktır. Talebe duyarlı emtialardaki (petrol, bakır, alüminyum gibi) seyir küresel ekonomilerin performansına duyarlı olacaktır.
TCMB'NİN NİSAN TOPLANTISI TAKİP EDİLECEK
Yurtiçinde bayram tatilinin ardından yeni haftada 27 Nisan Perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın nisan ayı Para Politikası Toplantısı takip edilecektir. Hatırlanacağı üzere, TCMB yaşanan deprem afeti sonrasında finansal koşulların destekleyici yönde kalması amacıyla şubat ayında 50 baz puan faiz indirimine giderken, mart ayı toplantısında para politikası duruşunun deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğunu belirtilerek faiz oranlarında değişikliğe gitmemişti. TCMB'nin son toplantısındaki yönlendirmeler dikkate alındığında nisan ayı toplantısında da faiz oranlarında bir değişikliğe gitmeyeceğini ve politika faizini yüzde 8.5 olarak koruyacağını değerlendiriyoruz. Son dönemde TCMB'nin faiz kararlarının piyasalar üzerinde etkisinin sınırlı kaldığı görülüyor.
FİNANSAL SONUÇLAR VE SEÇİM DÖNEMİ FİYATLAMALARI
Karsan ve Arçelik'in 2023/03 dönemi finansal sonuçlarını açıklamasıyla yurtiçinde finansal sonuç dönemi başlamış oldu. Yurtiçinde konsolide olmayan finansal sonuçlar 2 Mayıs tarihine kadar, konsolide finansal sonuçlar ise 10 Mayıs tarihine kadar açıklanacaktır. Bankaların ise son finansal sonuç gönderim tarihi 22 Mayıs'tır. 2022 yılında yüksek enflasyonist ortamın da etkisiyle birçok şirketin gelir ve kâr rakamlarında güçlü artışlar gördük. Geçen yıldaki güçlü baz etkisi ve enflasyonun önceki yıla kıyasla bir miktar yavaşlamasıyla 2023 yılında birçok sektör ve şirkette geçen yıla kıyasla gelir ve kâr artışında yavaşlama yaşanacağını değerlendiriyoruz. Bu nedenle bu yıl sektör ve şirket seçiminde daha hassas davranılması ve finansal beklentileri güçlü olan sektörlerin/şirketlerin tercih edilmesi gerektiği kanısındayız. Finansal sonuç döneminin yanında yurtiçinde 14 Mayıs'ta gerçekleşecek seçimlere günbegün yaklaşıyoruz. Seçim belirsizliği yurtiçinde alım iştahı üzerinde baskı oluşturarak dalgalı seyrin devamına neden olabilir. Bir tarafta finansal sonuçlar diğer tarafta seçim süreci yurtiçinde fiyatlamaları şekillendirmeye devam edecektir. Finansal sonuç dönemi boyunca açıklanacak finansallara bağlı olarak hisse bazlı ayrışmaların yaşanabileceği, bununla birlikte seçim tarihi yaklaştıkça yurtiçinde volatilitenin artış kaydedebileceği göz önünde bulundurmalıdır.
BIST-100 Endeksi'nde dalgalı seyir
Nisan ayının ilk yarısında toparlanma eğiliminin güç kazandığı ve 5.000 puan üzerinde kapanışların yaşandığı BIST-100 Endeksi'nde bayram tatili nedeniyle kısalan haftada alım iştahının zayıfladığı ve dalgalı bir seyrin öne çıktığı görüldü. Bununla birlikte çarşamba günü piyasa kapanışına doğru, ABD Yüksek Mahkemesi'nin Halkbank'a ABD'de cezai kovuşturma açılabilmesine olanak tanıyan alt mahkeme kararını iptal ettiğine yönelik haber akışı sonrasında bankacılık endeksinde alımlar güç kazandı. Bankacılık sektöründeki güçlü alımlar endeksi de destekledi. Endekste önceki hafta direnç olarak çalışan 5.200 seviyesi kısa vadede takip edilecektir. Kısa vadeli güçlü direnç konumunda bulunan 5.200 seviyesi üzerinde tutunma sağlanabilirse endekste alımların yeniden hız kazanabileceğini değerlendiriyoruz. Bu durumda 5.300-5.350 bölgesi ile devamında 5.400 seviyeleri test edilebilir. Geri çekilmelerde ise 5.000 seviyesi kısa vadeli ilk önemli destek noktasıdır. Psikolojik olarak öneme sahip 5.000 puan altındaki kapanışlarda 4.890 seviyesi destek olarak önem kazanacaktır. 4.890 seviyesi altında teknik görünümdeki bozulmanın derinleştiği ve satışların hız kazandığı bir fiyatlama yaşanabilir. Bu durumda 4.830 - 4.750 - 4.690 ve 4.601 seviyeleri kademeli olarak gündeme gelebilir.