Fintech sektörünün radarında regülasyonlar var

2025, finansal teknolojiler alanında ciddi bir dönüşümün yaşanacağı bir yıl olmaya aday. Sektörün odağında öncelikli olarak regülasyonlar, açık bankacılık, dijital para birimleri, regülasyon teknolojileri ve mikro hizmetlere geçiş gibi önemli başlıklar yer alıyor…
10.06.2025 11:32 GÜNCELLEME : 10.06.2025 11:32

ÜRÜN DİRİER/ Bu yıl fintech sektörü özellikle ödeme sistemleri, düzenleyici teknolojiler (regtech), gömülü/yeşil finans ve açık bankacılık alanlarında ivmesini yapay zekânın da gücüyle artırarak tüm hızıyla ilerlemeye devam ediyor. Bu dönüşüm yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda kültürel ve stratejik bir değişimi de beraberinde getiriyor. Artık fintech çözümleri sadece operasyonel kolaylık sunmakla kalmıyor, uzmanlara göre finansal kapsayıcılık, güvenlik, sürdürülebilirlik ve veri temelli karar alma kültürünün vazgeçilmez bir bileşeni hâline de geliyor.

Regülasyonların evrimi, 2025'in en kritik gündemi. Hem Avrupa'da DORA ve PSD3 gibi yeni çerçeveler hem de Türkiye'de açık bankacılık ve güvenlik alanlarına yönelik gelişmeler, teknoloji sağlayıcılarını yüksek uyum yetkinliğine sahip çözümler geliştirmeye zorluyor. Diğer yandan Avrupa Birliği'nin DORA gibi düzenlemeleri siber dayanıklılığı artırmaya yönelik baskıyı artırmaya devam edecek gibi görünüyor. Merkez bankalarının dijital para birimleri üzerindeki çalışmaları da bu yıl hız kazanıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılı sonunda Dijital TL'nin pilot kullanımını yaygınlaştırmayı hedefliyor. Bu durum, fintechlerin yeni ödeme yöntemleri geliştirmesini ve kayıt dışı işlemlerin azaltılmasını sağlayacak teknolojilere yönelmesini zorunlu kılıyor.

Türkiye fintech sektörü, güçlü girişimcilik ekosistemi, dijital dönüşüme olan adaptasyon hızı ve genç nüfusu sayesinde büyük bir potansiyel barındırıyor. Önümüzdeki dönemde sektör; yapay zekâ, blokzincir ve dijital ödeme sistemlerinin entegrasyonu gibi teknolojik gelişmelerle dönüşürken; siber güvenlik, regülasyonlardaki belirsizlikler ve kârlılık gibi risk faktörleriyle de karşı karşıya kalacak. Yapay zekâ destekli çözümler, kullanıcı deneyimini iyileştirirken kişiselleştirilmiş finansal hizmetlere olan talebi de artırıyor. Bu da fintechlerin, sadece hizmet sağlayıcı değil, aynı zamanda stratejik çözüm ortağına dönüşmesine imkân tanıyor.

Sektör paydaşlarına göre 2025 yılı, finansal teknolojiler alanında ciddi bir dönüşümün yaşandığı bir yıl olmaya aday. Sektörün odağında açık bankacılık, dijital para birimleri, regülasyon teknolojileri ve mikro hizmetlere geçiş gibi önemli başlıklar yer alıyor. Özellikle Avrupa'da PSD2'nin etkilerinin daha fazla hissedilmesi ve Türkiye'de açık bankacılık ekosisteminin yaygınlaşması, fintech girişimlerine daha fazla fırsat sunuyor. Bankaların sağladığı API'lerle entegre çalışan fintechler, daha kişiselleştirilmiş, hızlı ve veriye dayalı çözümler sunarak fark yaratma şansı yakalayacaklar. Bu gelişme, özellikle KOBİ'lere hizmet veren fintechler açısından önemli bir değer önerisi oluşturuyor. Fintech sektöründen önemli paydaşlar, yıl sonuna kadar sektörün ve kendilerinin radarında neler olduğunu masaya yatırdı…

Koray BAHAR/ Figopara Kurucu Ortağı ve CEO'su

"DeFi tarafında yeni yatırım fırsatları doğuyor"

2025'te açık bankacılık ve servis bankacılığı en çok konuşulan başlıklar arasında yer alacak. Yeni regülasyonlar ve gelişen altyapılar, birey ve kurumlara daha esnek, güvenli ve kişiselleştirilmiş çözümler sunacak bir zemin hazırlıyor. E-ticaretin büyümesi, e-para kuruluşlarının sunduğu alternatif ödeme yöntemleri ve dijital cüzdan kullanımındaki artış, ödeme sistemlerinin gelişimini desteklemeye devam edecek. Ayrıca geleneksel finansla blokzincir teknolojilerini birleştiren hibrit çözümler, özellikle DeFi (merkeziyetsiz finans) tarafında yeni yatırım fırsatları doğuruyor. 2025 yılı hedefimiz, Türkiye pazarındaki lider konumumuzu koruyarak KOBİ'lere toplamda 1 milyar dolarlık yeni kaynak sağlamak. Halihazırda aylık 2,5 milyar TL'lik işlem hacmi yönetiyoruz. Bu doğrultuda teknoloji altyapımızı güçlendirmeye, kullanıcı dostu ve veri odaklı yeni çözümler üretmeye devam edeceğiz. Bu vizyonla geliştirdiğimiz FigoSkor, yapay zekâ destekli bir risk izleme ürünü. Bu ürünümüzü 2025'te daha da geliştirerek işletmelere finansal karar süreçlerinde daha güçlü içgörüler sunmayı hedefliyoruz.

Bulut ARUKEL/ Moneypay Teknoloji Kurucu CEO'su

"Fintech'in yönü mikro hizmetlere ve B2B modellerine doğru kayıyor"

2025'e doğru ilerlerken; açık bankacılık, dijital cüzdanlar, uzaktan müşteri edinimi ve kimlik doğrulama teknolojileri gibi başlıklar daha fazla kurumsal entegrasyonla derinleşiyor. Diğer yandan Gelir İdaresi Başkanlığı'nın ve Ticaret Bakanlığı'nın dijitalleşme adımları, fintech şirketlerini yalnızca teknoloji sağlayıcı değil, aynı zamanda kayıt dışı ekonomiye karşı mücadelede stratejik partner konumuna taşıyor. Bu bağlamda, 2025 vizyonumuzu üç temel eksen üzerine kuruyoruz: Nakitsiz toplum hedefini destekleyen dijital ödeme ve tahsilat altyapılarını yaygınlaştırmak. Veriye dayalı finansal izleme, fatura takibi, bayi-tedarikçi yönetimi gibi katmanlarla işletmelerin operasyonel yükünü azaltmak ve verimliliği artırmak. Yapay zekâ destekli finansal içgörü sistemleriyle firmalara öngörücü karar destek mekanizmaları sunmak. Global pazara bakacak olursak, fintech'in yönü kullanıcı tabanını büyütmekten çok kârlılık sağlayan mikro hizmetlere ve B2B modellerine doğru kayıyor. Nubank'ın Latin Amerika'da, Revolut'un Avrupa'da izlediği stratejiler bu değişimin önemli göstergeleri. Elbette bu süreç, fintech sektöründe daha fazla regülasyonun da kapısını aralayacak.

Emre GÜZER/ Lidio Kurucu Ortağı ve Mobilexpress CEO'su

"Açık bankacılık ticarileşmiş çözümlerle hayatımıza girecek"

Fintech sektörü için ana gündem maddeleri üç temel başlıkta şekilleniyor diyebiliriz. Bunlar yerelleşen global ödeme çözümleri, açık bankacılığın derinleşmesi ve yapay zekâ destekli finansal servislerin ticarileşmesi şeklinde sıralanabilir. Küresel ticaretin dijitalleşmesiyle birlikte, işletmeler sadece yerel pazarlarda değil, çoklu para birimi ve alternatif ödeme yöntemleriyle global pazarda da ödeme alabilecek altyapılara ihtiyaç duyuyor. Bu dönüşüm, Türkiye'deki fintech şirketlerini iç pazarda rekabet eden yapılardan, global çözümler sunan oyunculara dönüştürüyor. Açık bankacılık ise bu yıl itibarıyla teorik çerçevesinden sıyrılıp daha görünür, ticarileşmiş çözümlerle hayatımıza girecek. Artan API tabanlı iş birlikleri sayesinde, ödeme yalnızca bir son adım değil; finansal deneyimin tamamlayıcı bir parçası hâline geliyor. Türkiye regülasyon ve entegrasyon tarafında hâlen gelişim sürecinde olsa da, bu dönüşümde hızlı hareket edebilecek dinamiklere sahip. 2025'in kalanında, fiziksel dünyaya da güçlü adımlar atıyoruz. Yeni geliştirdiğimiz mağaza içi ödeme çözümlerimiz arasında yer alan Lidio Android POS ve Lidio Yazar Kasa POS ürünlerimizle, hem orta ve büyük ölçekli işletmelere hem de zincir mağazalara özel çözümler sunmaya başlıyoruz.

Semih MUŞABAK/ Sipay CEO'su

"Fintech yatırımları arttı"

Yapılan son araştırmalara göre 2025 yılının ilk 3 ayında küresel ölçekte fintech yatırımları yüzde 18 arttı ve 10,3 milyar dolar seviyesine yükseldi. Yatırımcılar, özellikle yapay zekâ destekli finansal teknolojiler, açık bankacılık çözümleri ve sürdürülebilir finans girişimleri gibi alanlara yöneliyor. Yılın geri kalanında da bu ilginin artarak devam etmesini bekliyorum. Şu anda sektörün ana odağında yapay zekâ (AI) teknolojileri yer alıyor. PwC'nin raporuna göre, fintech şirketlerinin yüzde 85'i halihazırda yapay zekâyı temel işlerinin bir parçası olarak kullanırken, finans kuruluşlarının yüzde 77'sinin önümüzdeki üç yıl içinde yapay zekâ kullanımını artırması bekleniyor. Fintech şirketleri AI'ı ürün ve hizmetlerine daha fazla entegre ederken; bankalar ve büyük finans kuruluşları, kendi altyapılarını modernize etmek için fintech startup'larıyla daha fazla iş birliği yapıyor. Tam da bu noktada Banking-as-a-Service (BaaS) ve altyapı odaklı çözümler öne çıkıyor. Blockchain teknolojileri üzerine kurulu yeni girişimler de dikkat çekiyor.

Esad Erkam KÖROĞLU/ TeamSec Kurucusu ve CEO'su

"Türkiye'nin fintech ekosistemi dört temel dinamik ile şekilleniyor"

2025 yılında Türkiye'nin fintech ekosistemi, dört temel dinamik ile şekilleniyor. İlk olarak, yeni lisanslı ve dijital odaklı bankaların hızla ölçeklenmesi, pazarda rekabetin artmasını ve kullanıcı deneyiminde önemli yeniliklerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Bu bankalar, tamamen dijital altyapılarıyla daha çevik hareket edebiliyor ve müşteri ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verebiliyor. İkinci olarak, açık finans ekosistemini derinleştiren genişletilmiş API bağlantıları, hem finansal kuruluşlar hem de üçüncü taraf hizmet sağlayıcıları için veri paylaşımını daha etkin ve güvenli hâle getiriyor. Üçüncü olarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın geliştirdiği FAST sisteminin QR kod altyapısıyla birleşmesi, anlık ödeme çözümlerinin kullanımını hızla artırıyor ve günlük finansal işlemleri daha pratik hale getiriyor. Özellikle KOBİ'ler ve bireysel kullanıcılar için bu altyapının yaygınlaşması, dijital ödemeleri daha da öne çıkartıyor. Son olarak ise, Dijital Türk Lirası'nın ikinci faz pilot uygulamaları, dijital ekonomi için yeni fırsatlar sunarken, finansal katılımın artmasına da katkı sunuyor.

Kenan AÇIKELLİ/ Mükellef Kurucu Ortağı ve CEO'su

"En çok yatırım çeken ikinci sektör"

Düzenleyici kurumların daha esnek ve yenilik odaklı yaklaşımları, sektörün önünü açarken rekabetin ve inovasyonun hızını artırıyor. Startups.watch tarafından hazırlanan Türkiye Girişimcilik Ekosistemi 2025 ilk çeyrek raporuna göre, Türkiye'de 2025'in ilk çeyreğinde fintech sektörü 18,1 milyon dolarlık yatırım alarak oyun sektörünün ardından en çok yatırım çeken ikinci sektör oldu. Bu güçlü performans, fintech'lerin Türkiye girişimcilik ekosistemindeki stratejik konumunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Dijital bankacılıktan dijital cüzdanlara, uzaktan ödeme çözümlerinden mikro finans uygulamalarına kadar pek çok alanda yaşanan yenilikler, bu ivmeyi destekliyor. Genç ve teknolojiye hızlı adapte olan nüfusun etkisiyle dijital finans çözümlerine olan talep artarken, düzenleyici çerçevede yapılan iyileştirmeler de sektöre daha fazla hareket alanı tanıyor.

Özgür GERÇEK/ Ozan Elektronik Para CEO'su

"Uluslararası para transferi çözümlerimizi devreye alacağız"

2025 yılının ilk çeyreğinde tüm dünyada parasal sıkılaşmanın işletmeler üzerindeki etkisini daha güçlü şekilde hissettirdiğine, siyasetin uluslar arası ticaret savaşlarını körüklediğine, kotaların, vergilerin ve regülasyonların artarak bazı ülkeler için ciddi dezavantaja dönüştüğüne şahit olduk. Dolayısıyla dünyadaki ticaret döngüsünün sağlıklı şekilde işlemesi finansal teknoloji çözümleri üreten firmaların başlıca konusu olacak diye düşünüyoruz. Türkiye ekonomisinin güçlenmesinde e-ihracat çok önemli bir rol oynayacak, 2025'te bu konuda geliştirdiğimiz ürünler odağımızda olacak. Bu yıl atacağımız en önemli adımlarımızdan biri ise uluslararası para transferi çözümlerimizi devreye almak. Hem bireyler hem de işletmeler için uluslararası para transferlerini çok daha hızlı, güvenli ve düşük maliyetle gerçekleştirebilecekleri altyapıyı devreye alıyoruz.

Erman YAPICI/ Ödüyo Finansal Teknolojiler Genel Müdürü

"Daha sezgisel ve entegre çözümler bekleniyor"

Finansal teknolojiler son yıllarda, ödeme sistemlerinin ötesinde daha kapsayıcı ve kullanıcı odaklı bir yapıya evrilmiş durumda. Kullanıcıların beklentileri, finansal işlemleri yalnızca gerçekleştirmekten çok daha fazlasına odaklanmış durumda. Artık finansal hayatın her anında daha kişiselleştirilmiş, daha sezgisel ve daha entegre çözümler bekleniyor. Ödüyo Finansal Teknoloji olarak bu değişimi yalnızca izlemekle kalmıyor; kullanıcılarımızın ihtiyaçlarına ve sektörün geleceğine yön veren adımlar atıyoruz. Yılın ikinci yarısında sektörümüzü etkisi altına alacak en önemli başlıkların başında yapay zeka destekli finansal çözümler, sınır ötesi gerçek zamanlı ödeme altyapıları, finansal erişim eşitliğini artırmaya yönelik ürünler ve regülasyon uyumu geliyor. Özellikle açık bankacılık ekosisteminin olgunlaşması, fintech dünyasını daha entegre, daha şeffaf ve daha kullanıcı dostu bir yapıya taşıyor.

Ahmet USTA/ Teknoloji Yazarı ve Yönetim Danışmanı

"AB'nin DORA gibi düzenlemeleri baskıyı artıracak"

Operasyonel verimlilik ve kişiselleştirilmiş müşteri deneyimleri için yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) alanındaki ilerlemeler, dijital dönüşümü en çok etkileyen tetikleyeciler olarka karşımıza çıkıyor. Açık Bankacılık ve Gömülü Finans, yan finansal hizmetlerin finans sektörü dışındaki platformlar içinde yer alması, perakende ve e-ticaretin ötesine geçerek yaygınlaşıyor. Sağlık ve emlak gibi sektörler finansal hizmetleri platformlarına entegre etmeye başlıyor. API odaklı çözümler bu entegrasyonu kolaylaştırıyor. Siber Güvenlik ve Dolandırıcılık Önleme alanında AI giderek daha önemli hale geliyor. Davranışsal biyometri, statik doğrulama ile birlikte çok katmanlı güvenlik sistemleri oluşturarak dolandırıcılık tespitini ve müşteri deneyimini iyileştiriyor. Diğer yandan Avrupa Birliği'nin DORA gibi düzenlemeleri siber dayanıklılığı artırmaya yönelik baskıyı artırmaya devam edecek.

Emrah KAYA/ Mars Kurucu Ortağı

"Neobankacılık güçlenecek"

Fintech ekosisteminin belki de en hızlı büyüyen alanlarından biri haline gelen neobankacılık 2025 yılı itibarıyla daha da güçlenecek. Neobanklar, şubesiz bankacılıkla, düşük maliyetlerle hizmet vererek, geleneksel bankacılığın ötesinde bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Neobank müşteri tabanının yüzde 75'ini Y ve Z kuşağının oluşturduğunu görüyoruz. Bu durum, neobankların gelecekteki büyüme potansiyelini ve dijital finansal hizmetlere olan talebin artacağını gösteriyor, aynı zamanda genç nesillerin bankacılık anlayışını köklü bir şekilde değiştireceğini de ortaya koyuyor. Küresel neobankacılık pazarına baktığımızda ise pazar büyüklüğünün bu yıl 262,36 milyar dolara ulaşması ön görülüyor. Bir diğer dikkat çeken önemli nokta ise kadınların, küresel neobanka kullanıcı tabanının yüzde 45'ini oluşturması. Bu durum finansal kapsayıcılıktaki cinsiyet farkının azaldığını gözler önüne seriyor.

Umut YALÇIN/ Bakiyem Kurucu Ortağı ve CEO'su

"Dijital para birimi çalışmaları hız kazanıyor"

Merkez bankalarının dijital para birimleri üzerindeki çalışmaları da bu yıl hız kazanıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılı sonunda Dijital TL'nin pilot kullanımını yaygınlaştırmayı hedefliyor. Bu durum, fintechlerin yeni ödeme yöntemleri geliştirmesini ve kayıt dışı işlemlerin azaltılmasını sağlayacak teknolojilere yönelmesini zorunlu kılıyor. Aynı zamanda dijital cüzdanlar, kart sistemleri ve QR tabanlı ödeme çözümleri de daha fazla ön plana çıkacak. Finansal regülasyonlar tarafında ise daha sıkı denetimlerin ve lisans süreçlerinin geleceği bir dönem bizleri bekliyor. Özellikle ödeme ve elektronik para kuruluşları için lisans sahipliği büyük bir rekabet avantajı haline gelecek. RegTech (regülasyon teknolojileri) çözümleri sayesinde, KVKK, AML ve e-KYC gibi alanlarda hızlı uyum sağlayabilen fintechler sektörde daha güvenilir ve tercih edilir konuma ulaşacak. Aynı zamanda sosyal etki odaklı çözümler de giderek önem kazanıyor.

Murat SICAKKANLI/ Payneos Genel Müdürü

"QR ile ödemeler yaygınlaşacak"

QR ile ödemelerin yaygınlaşacağını öngörüyorum. Özellikle TCMB'nin FAST sistemi ve TR Karekod standartları sayesinde bu alandaki gelişmeler ivme kazanacaktır. Bu sayede doğrudan ödeme imkânı ve işlem hızlarında verim artışı sağlanacağını, hem de farklı katma değerli servisleri tetikleyeceğini söyleyebiliriz. QR ile ödeme kanalı, ticaret dışında bireylerin kendi aralarında da para transferi yapmalarını kolaylaştıracak; bu da yeni çözüm önerileri ve startup fikirlerinin önünü açacaktır. Ödeme alanında bir diğer önemli başlık da banka dışı mobil cüzdanların alternatif bir kanal olarak sektörde avantaj sağlayacak olması. Bu noktada fatura ödemeleri, bilet satışı, sadakat kartları gibi birçok sektörü ilgilendiren akışların doğrudan etkilenmesini bekliyoruz. Ayrıca, NFC ile ödeme çözümlerinin de bu yıl içinde ciddi bir yaygınlık kazanacağını düşünüyorum. Son olarak, gömülü finans çözümlerinin de yaygınlaşmasını bekliyoruz.

Burak KUTLU/ Payten Türkiye Ülke Müdürü ve Paratika CEO'su

"Satın alma ve birleşmelerde hareketlilik yaşandı"

Türkiye özelinde ilk çeyrekte fintech ekosisteminde satın almalar, birleşmeler ve yeni oyuncuların piyasaya girişiyle birlikte önemli bir hareketlilik yaşandı. Bugün itibarıyla 63 elektronik para ve ödeme kuruluşu ile 25 ödeme kuruluşu aktif lisansa sahip. Bu tablo, sektörün dinamizmini ve rekabet yoğunluğunu açıkça ortaya koyuyor. Yılın geri kalanına dair projeksiyonlara baktığımızda; yapay zekânın kişiselleştirme, operasyonel verimlilik, sahtekârlık önleme ve risk optimizasyonu gibi alanlarda daha belirleyici bir rol oynayacağı öngörüyorum. Açık bankacılıkta ise regülasyonların yön verici etkisi artacak; bu da fintechleri yeni işlevsellikler ve servisler geliştirmeye zorlayacak. Özellikle hesap hareketlerinin takibi ve ödeme başlatma servislerinin yaygınlaşması, bu dönüşümün temel adımlarından olacak. Regülasyon uyumluluğu da sektörün ana gündem başlıkları arasında yerini koruyacak.

Arif FERAH/ Paywall Kurucu Ortağı ve CEO'su

"Avrupa'daki varlığımızı güçlendireceğiz"

Fintech sektöründe hem dünyada hem de ülkemizde hızlı ve dikkat çekici bir dönüşüm yaşanıyor. Finansal enstrümanların çeşitlenmesi, sektörlere özel ödeme çözümlerine olan talebin artması, sahteciliği önleyici teknolojilerin gelişmesi ve yapay zekâ temelli uygulamaların yaygınlaşması bu dönüşümün temel dinamiklerini oluşturuyor. 2025 yılı hedeflerimiz arasında, belirlediğimiz dikeylerde pazar liderliğine ulaşmak amacıyla yeni ürün yatırımları gerçekleştirmek öncelikli konumda yer alıyor. Bu kapsamda, yalnızca mevcut çözümlerimizi geliştirmekle kalmayıp; aynı zamanda sektöre yön veren, yenilikçi bir oyuncu olmayı amaçlıyoruz. Bugün itibarıyla 100'den fazla ülkede ödeme entegrasyonuna sahibiz. Ancak vizyonumuz bunun çok ötesinde. 2025 yılı itibarıyla uluslararası büyüme stratejimiz kapsamında, Avrupa'daki varlığımızı güçlendirmeyi ve şirket hedeflerimiz doğrultusunda ilk yurt dışı ofisimizi Macaristan'da açmayı planlıyoruz.

Orkun BARIN/ Rasyonet Kurucusu ve Genel Müdürü

"Türkiye'de 901 fintech girişimi bulunuyor"

T.C. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından açıklanan Türkiye Fintech Ekosistemi Durum Raporu 2024'ün sonuçlarına göre Türkiye'de fintech sektörü ciddi bir büyüme kaydetti. Türkiye'de 2024 yılında kurulan 19 fintech ile beraber 731'i aktif olmak üzere toplam 901 fintech girişimi bulunuyor. KPMG Türkiye ve Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği (FINTR) iş birliğiyle hazırlanan Türkiye Fintech Araştırması'na göre fintech şirketlerinin yüzde 70'ten fazlası yapay zekayı aktif olarak kullanıyor, ancak yapay zekanın bu denli gündemde olmasına rağmen şirketlerin sadece yüzde 40'ı AB Yapay Zeka Yasası'na uyum sağlamak için adım atmış durumda. İçinde bulunduğumuz 2025 yılında yapay zeka ve siber atak önleme teknolojilerine daha fazla yatırım yapılmasını bekliyoruz. Yine bu dönemde fintech şirketleri ile finans dünyasının geleneksel oyuncuları arasındaki işbirliğinin artacağını öngörüyoruz.

İsmail SEVİNÇ/ Rubikpara CEO'su

"Nicelik kadar nitelik de değişti"

Türkiye'de ödeme ve elektronik para lisansı alan kuruluş sayısı 2020'ye göre ikiye katlanmış durumda. Ancak nicelik kadar nitelik de değişti. Artık sektörde yalnızca startup'lar değil; holding destekli, geniş müşteri tabanına sahip, stratejik oyuncular da var. Biz de Fuzul Holding'in dijital finansal dönüşüm vizyonunu taşıyan bir iştirak olarak, yalnızca ödeme sistemlerinde değil, finansal deneyimin geleceğinde pozisyonlanıyoruz. 2025 yıl sonuna kadar odağımızda şu başlıklar var: Açık bankacılık çözümleriyle kullanıcıların tüm finansal ihtiyaçlarını tek bir çatı altından yönetebileceği entegre sistemler kurmak. Yapay zekâ destekli karar motorları ile dolandırıcılık tespiti, mikro kredi analitiği ve kişiselleştirme alanlarında proaktif çözümler geliştirmek. B2B alanında dijital cüzdan ve tahsilat teknolojilerimizi farklı sektörlere uyarlayarak dikey uzmanlıklar kazanmak.

Mert AĞACAN/ Kobe Kurucu Ortağı

"Dönüşümün merkezinde yer almayı hedefliyoruz"

Küresel trendler bize şunu söylüyor: Fintech sektörü artık sadece ödeme veya kredi çözümleri sunan bir alan değil; bütünsel bir finansal sağlık altyapısı sunan platformlara doğru evriliyor. Araştırmalar gösteriyor ki birçok küçük işletme kısa ömürlü oluyor ancak bu işletmeler kısıtlı kaynaklarını doğru kullandıklarında gerçek bir verim artışıyla büyüyebiliyorlar. Pek çok işletmenin verim bazlı değil, hacim bazlı büyüdüğünü gözlemliyoruz. Oysa katma değerli bir ekonomi inşa etmek için işletmelerin verimlilik odaklı büyümesi kritik öneme sahip. Bu noktada, akıllı çözümler sunan fintech şirketlerinin hem genel ekonomik büyümeye katkı sağlayacağına inanıyoruz. Kobe Finansal Teknoloji olarak bu dönüşümün merkezinde yer almayı hedefliyoruz. Misyonumuz, işletmeler için ödemeden finansmana kadar tüm finansal hizmetleri tek bir platformda sunmak. Platformumuz yalnızca işlemleri kolaylaştırmayı değil, aynı zamanda finansal okuryazarlığın artırılmasını da hedefliyor.

Erman PEKER/ Pulse Finansal Teknolojiler Yönetici Ortağı

"Yapay zeka pazaryeri ekosistemi kuruyoruz"

Sektörde yapay zekâ, açık bankacılık, dijital varlıklar ve regülasyon teknolojileri başlıkları gündemin en üst sıralarında yer alıyor. Yatırımcı.AI olarak biz de bu dönüşümün merkezindeyiz. Yapay zekâ tahmin algoritmalarımızla hisse senetleri, fonlar, pariteler ve emtiaların gelecek değerlerine dair yatırımcılara güçlü içgörüler sunuyoruz. Aynı zamanda farklı aracı kurumlardaki hesapların tek platformdan yönetilebilmesini sağlayan altyapımızla, yatırım süreçlerini sadeleştiriyoruz. Sektör genelinde kişiselleştirilmiş yatırım önerileri ve gerçek zamanlı işlem kabiliyeti önem kazanıyor. Bunun yanında regülasyonlara uyum sağlayan, güvenli ve şeffaf sistemler geliştirmek artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldi. Bizim ajandamızda da önemli bir adım var: Yıl sonuna kadar devreye almayı planladığımız "Yatırımcı.AI: Yapay Zeka Pazaryeri" ile kullanıcıların kendi algoritmalarını geliştirebileceği ve farklı yapay zeka çözümlerine erişebileceği bir ekosistem kuruyoruz.

Hadi RUBACI/ Architecht Ana Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

"Regülasyonların evrimi, 2025'in kritik gündemi"

Yapay zekâ ve hiper-otomasyon, 2025 yılında da sektörümüzün en önemli gündem belirleyicisi konumunda olacak. Fintechlerin odağında artık dijitalleştirmeyle beraber akıllı otomasyon ve karar destek sistemleri de var. Regülasyonların evrimi, 2025'in bir diğer kritik gündemi. Hem Avrupa'da DORA ve PSD3 gibi yeni çerçeveler hem de Türkiye'de açık bankacılık ve güvenlik alanlarına yönelik gelişmeler, teknoloji sağlayıcılarını yüksek uyum yetkinliğine sahip çözümler geliştirmeye zorluyor. Bu noktada regtech çözümleri öne çıkıyor ve fintechlerin sadece yenilik değil, aynı zamanda denetim ve uyumluluk sağlayıcısı rolü de artıyor. 2025 itibarıyla özellikle AppWys gibi low-code platformlarımızla, finans kuruluşlarının regülasyonlara uyum içinde dijitalleşmesini mümkün kılmayı ve pazara çıkış sürelerini kısaltmayı hedefliyoruz.

BİZE ULAŞIN