Milyonları ilgilendiren yeni düzenlemeler

Milyonları ilgilendiren düzenlemeler TBMM gündeminde. Ekonomiye yönelik kanun teklifi ile kayıt dışılıkla mücadele, vergi adaletinin güçlendirilmesi, indirim ve istisnaların sınırlandırılmasına yönelik düzenlemeler geliyor. Binek otomobillerin ÖTV oranları ve matrahları, piyasa fiyatlarını etkilemeden güncelleniyor. Arazi taşıtlarında ÖTV oranlarının yüzde 4’ten 50’ye çıkarılmasıyla 14 milyar lira gelir bekleniyor. Yenilenebilir enerjide 48 ayı bulan izin süreçleri 24 ayın altına iniyor.
03.07.2025 11:59 GÜNCELLEME : 03.07.2025 11:59

HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Ekonomiden enerjiye, sağlıktan iklim değişikliğiyle mücadeleye milyonları ilgilendiren düzenlemeler Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündeminde. Geçen hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen ekonomiye yönelik kanun teklifi ile binek otomobillerin ÖTV oranları ve matrahları, piyasa fiyatlarını etkilemeden güncelleniyor. Arazi taşıtlarında ÖTV oranlarının yüzde 4'ten 50'ye çıkarılmasından ise toplam 14 milyar lira gelir bekleniyor. Ulusal güvenlik kuruluşlarının yerli taşıt alımlarına ÖTV istisnası geliyor. İlgili kuruluşların ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte yerli üretimi bulunmayan hafif ticari taşıtlar da hüküm kapsamına alınıyor. Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı'nın münhasıran milli savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için alacakları ve bu amaçla kullanacakları hafif ticari taşıtlar, kamyon, kamyonet, kamyonet grubunda bulunan arazi taşıtları ve motosikletlerin teslimi KDV'den istisna tutuluyor. Binek otomobillerin vergilendirilmesinde Cumhurbaşkanı'na ilave yetki veriliyor. Teklifle, akaryakıt sektöründe faaliyette bulunan bazı mükelleflerden özel tüketim vergisi tutarına isabet eden KDV tutarının ithalat aşamasında alınması düzenleniyor. Teklifle yatırım teşvik belgelerinde indirimli kurumlar vergisi uygulaması, hakkın kullanılabileceği ilk hesap döneminden itibaren en fazla 10 hesap dönemiyle sınırlandırılıyor ve oran yüzde 60 olarak belirleniyor.

EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI ALANLAR DA BEKLEMEDE

Kamuoyunda "süper izin" düzenlemesi olarak bilinen kanun teklifi ile yenilenebilir enerji hedeflerine gecikmeksizin ulaşılmasını teminen, halihazırda 48 ayı bulan izin ve onay süreçleri sadeleştirilerek 24 ayın altını düşürülüyor. Maden Kanunu'nda yapılan düzenleme ile ruhsat öncesi izin süreçleri sadeleştiriliyor, izinlerin dört ay içinde verilmemesi durumunda "izin verilmiş sayılır" kuralı getiriliyor. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne (MAPEG) orman alanlarında yetki tanınırken, kültür varlığı bulunan alanlar için tazminatlı ruhsat iptali öngörülüyor. TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri devam eden İklim Kanunu Teklifi ile yeşil kalkınma vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadele amaçlanıyor.

Bu arada "en düşük emekli maaşına" yönelik düzenleme için ise Haziran ayı enflasyon verisinin beklendiği yorumları yapılıyor. 2015 yılında bin lira taban tutarı ile hayatımıza giren en düşük emekli aylığı uygulaması, 1 Ocak 2025 itibarıyla 12 bin 500 liradan 14 bin 469 liraya çıkarılmıştı. En düşük emekli aylığına, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine Ocak'ta uygulanan yüzde 15.75'lik artış yansıtılmıştı.

KIYMETLİ MADENLERİN RAFİNAJI

Ekonomiye ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. "Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ile kayıt dışılıkla mücadele, vergi adaletinin güçlendirilmesi, indirim ve istisnaların sınırlandırılması, dolaysız vergilerin vergi gelirleri içindeki payının artırılması, ihtilafların önlenmesi ve hukuki belirliliğin artırılması hedeflerine yönelik düzenlemeler yapılıyor. Komisyon'da önergeyle üç maddenin eklendiği kanun teklifiyle, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararları neticesinde oluşacak hukuki boşluğun giderilmesi amacıyla Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu'nda ilgili maddeler yeniden düzenleniyor.

Kıymetli madenlerin rafinaj faaliyetleri, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun kapsamına alınıyor. Teklifle, Cumhurbaşkanına verilen yetkiler daha açık ve güncel ifadelerle yeniden düzenleniyor. Teklife göre, kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması için kararlar alınmasında Cumhurbaşkanı yetkili olacak.

YAPTIRIMLAR NETLEŞTİRİLİYOR

Teklifle, yetkisiz faaliyetlerde bulunanlara ilişkin idari yaptırımlar netleştiriliyor ve tekrarı halinde daha ağır cezai yaptırımlar getiriliyor. Ayrıca faaliyet konusunun yalnızca yetkiye tabi alanlarla sınırlı olduğu durumlarda tüm faaliyetin durdurulması düzenleniyor. Teklife göre; söz konusu bu kıymetlerin, izinsiz olarak yurttan çıkarılması veya yurda sokulması durumunda Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Hükümlerine göre suç veya kabahat oluşturmadığı takdirde, kişi, eşya ve kıymetlerin rayiç bedelinin yarısından iki katına kadar para cezası ile cezalandırılacak. Bu fiilin teşebbüs aşamasında kalması halinde verilecek ceza yarı oranında indirilecek. Yetkisiz faaliyetin idari para cezasına ilişkin idari yaptırım kararının kesinleştiği tarihi izleyen beş yıl içinde tekerrürü halinde idari para cezası üst sınırdan uygulanacak. Yetkisiz faaliyette bulunanların ilan ve reklamlarından veya yaptıkları işin mahiyetinden söz konusu iş yerini, sadece faaliyet izni veya yetki verilmesi gereken faaliyet konularında iştigal etmek maksadıyla açtıkları veya işlettikleri anlaşılıyorsa söz konusu iş yerindeki tüm faaliyetler sürekli olarak durdurulacak ve idari para cezası üst sınırdan uygulanacak. Söz konusu kabahatlerin, aynı kabahate ilişkin idari yaptırım kararının kesinleştiği tarihi izleyen beş yıl içinde tekerrürü halinde verilecek cezalar iki kat olarak uygulanacak.

İZİN ALMA ZORUNLULUĞU

Teklifle, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı çerçevesinde yapılan düzenlemeyle, döviz alım satımı, kıymetli madenler piyasasında faaliyet, rafinaj işlemleri gibi faaliyetlere Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan izin alma zorunluluğu getiriliyor. Ücret tarifeleri ayrıntılı biçimde düzenleniyor. Faaliyet bölgelerine göre ücretlendirme sistemi getiriliyor. Ayrıca, bu izinlere ilişkin tarifeleri artırma veya azaltma yetkisi Cumhurbaşkanına veriliyor. Teklife göre, ticari amaçlı döviz alım satımında bulunmak, Borsa İstanbul Anonim Şirketi Kıymetli Madenler Piyasası'nda üye olarak faaliyette bulunmak, kıymetli maden rafinaj faaliyetlerinde bulunmak, Kimberley Süreci Sertifika Sistemi kapsamında faaliyette bulunmak için Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan izin alınması gerekecek.

Teklifle bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan mevzuat kapsamında faaliyet izni ve/veya yetki verilen anonim şirketlere ilgili düzenlenmelerde belirlenen amaç ve konulara aykırı faaliyet gösterildiğinin tespiti halinde verilen faaliyet izinlerinin iptal edilebilmesine ilişkin yetki Kanun metnine daha açık dercedilerek yasal dayanak güçlendiriliyor. Ayrıca, yetkili müesseselere ilişkin faaliyet bölgelerinin, şehirlerin ekonomik büyüklüğü, turizm potansiyeli, nüfus yoğunluğu gibi çeşitli faktörlere göre belirlenebilmesini teminen Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki veriliyor.

BÖLGELER ARASINDAKİ FARK KADAR ÜCRET

Yetkili müesseseler, kıymetli maden aracı kuruluşları ve rafinerilere ilişkin izinlerde Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından alınacak ücretlere dair yetki ile usul ve esaslar yeniden düzenleniyor. B grubu yetkili müesseselerin, şube açma yetkisini haiz A grubu yetkili müesseselere dönüşme izinlerinde A ve B grubu yetkili müesseselerin aynı faaliyet bölgeleri arasındaki fark kadar ücret ödeneceği düzenleniyor.

Yetkili müesseselerin merkez ya da şube adreslerinin üst faaliyet bölgesine taşınmasında bölgeler arasındaki fark kadar ücret ödeneceğine yönelik düzenlemeye gidiliyor. Rafinaj faaliyetinde bulunmak üzere her bir kıymetli maden için verilen faaliyet izni ayrı bir faaliyete ilişkin ruhsatı ifade ettiğinden, her bir izin için münferit ücret alınacağı açıkça düzenleniyor. Teklifle, yetkili müesseseler, kıymetli madenler aracı kuruluşları ve rafinerilerin paylarının devrine ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca verilen izinlerde tahsil edilecek ücretler düzenleniyor. Söz konusu faaliyet izinlerinin münferit ruhsatları ifade etmesi nedeniyle birden fazla faaliyet iznine sahip anonim şirketlerin pay devirlerinde her bir ruhsat kapsamında ayrı ücret alınacağı belirtiliyor. Yetkili müesseseler, rafineriler ve kıymetli madenler aracı kurumlarının faaliyet izinlerinde kuruluş izni başvurularının tarihinde, diğer türlerdeki kıymetli madenler aracı kuruluşları ile kuruluş izninde belirtilmeyen kıymetli maden türlerinin rafinajına ilişkin rafineri faaliyet izinlerinde faaliyet izni başvuru tarihinde geçerli olan ücretin tahsil edileceği düzenleniyor. Bu Kanuna ekli ücret tarifelerindeki tutarların iki katına kadar artırılması, yarısına kadar indirilmesi yetkisi Cumhurbaşkanına veriliyor.

ÖTV ORANLARI VE MATRAHLAR GÜNCELLENİYOR

Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na eklenen düzenleme ile ÖTV Kanunu'nun (II) sayılı listesindeki 87.03 G.T.İ.P. kodlu binek otomobillerin ÖTV oranları ve matrahları, piyasa fiyatlarını etkilemeden güncelleniyor. Ayrıca aynı listenin 87.04 G.T.İ.P. numarasında yer alan "- Diğerleri" satırı altındaki kamyonet cinsi araçlardan arazi taşıtı sınıfındaki araçlar için ise ÖTV oranları farklılaştırılıyor.

ÖTV Kanununa ekli (II) sayılı listede yer alan konvansiyonel (içten yanmalı) motoru bulunan binek otomobillerin ÖTV oranı, yüzde 45 ile yüzde 220 arasında olmasına rağmen, matrah güncellemesine ilişkin Kanun'da tanınan yetkinin sonuna gelindiğinden fiilen araçlar yüzde 80, yüzde 150 ve yüzde 220 oranından vergilendiriliyor. Düzenlemeyle, taşıt fiyatlarının güncel ekonomik koşullara uygun şekilde vergilendirilmesinin sağlanması amacıyla en düşük ÖTV oranı yüzde 80'e yükseltiliyor. Piyasa koşullarında oluşan fiyatları etkilemeyecek şekilde ÖTV oranlarının ve matrahların belirlenmesi ile mutlak bir gelir veya gider etkisi beklenmiyor.

Tüm tekerlerinden güç alabilen arazi taşıtlarının yüzde 4 olan ÖTV oranı ise yüzde 50'ye çıkarılıyor. Bu artışın ise yıllık gelir etkisinin toplam 14 milyar lira olması öngörülüyor.

ÖTV İSTİSNASI

Teklifle, Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na yapılan düzenlemeyle, ulusal güvenlik kuruluşlarına, milli savunma ve iç güvenlik maksadıyla alacakları ve münhasıran bu amaçla kullanacakları (Kanunun II sayılı listesinde yer alan) yerli katkı oranı en az yüzde 40 olan taşıtlar ile ilgili kuruluşların ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte yerli üretimi bulunmayan kamyon, kamyonet, arazi taşıtları ve motosikletlerin ilk iktisabında ÖTV istisnası getiriliyor. Komisyonda kabul edilen önergeyle ilgili kuruluşların ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte yerli üretimi bulunmayan hafif ticari taşıtların da hüküm kapsamına alındığını hatırlatalım.

Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 12. maddesinde yapılan değişiklikle, Cumhurbaşkanına tanınan yetki genişletilerek, taşıtların motor silindir hacmi, menzili ve batarya kapasitesi gibi teknik özelliklerine göre farklı ÖTV oranları belirleme imkanı getiriliyor. Böylece, taşıtların sınıflandırılmasında ve vergilendirilmesinde teknolojik gelişmeler ve çevresel faktörler daha etkin şekilde dikkate alınabilecek.

Komisyonda kabul edilen önergeyle, Katma Değer Vergisi Kanunu'nda değişikliğe gidilerek, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı'nın münhasıran milli savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için alacakları ve bu amaçla kullanacakları hafif ticari taşıtlar, kamyon, kamyonet, kamyonet grubunda bulunan arazi taşıtları ve motosikletlerin teslimi KDV'den istisna olacak.

Komisyonda verilen bir diğer önergeyle, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın Araştırma, Geliştirme, Yenilikçilik ve Girişimcilik Faaliyetlerinin Karşılanması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen hükme göre, Türkiye Uzay Ajansı Başkanlığı'na uzay ve havacılık bilimi ve teknolojileri faaliyetlerine ilişkin görevleri kapsamında yürüttüğü çalışmalara yönelik bütçe ile tahsis edilen ödeneklerden 31 Aralık 2025'e kadar ilgili hizmetleri gerçekleştirmek üzere Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na ödeme yapmaya Sanayi ve Teknoloji Bakanı yetkili olacak.

LPG TİCARETİNDEKİ USULSÜZLÜKLERE SON

Teklifle, kayıtdışılıkla mücadele kapsamında, Petrol Piyasası Kanunu'nda daha önce akaryakıt sektörü için getirilen dağıtıcılar arasındaki akaryakıt ticaretine yönelik sınırlamaya benzer şekilde, LPG sektöründe faaliyette bulunanlar için bir düzenlemeye gidiliyor. Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 5. maddesine eklenen hükümle, dağıtıcıların başka bir dağıtıcıdan toptan LPG satın alabilmesi ancak bu LPG'yi başka bir dağıtıcıya satamaması düzenleniyor.

Komisyon görüşmelerinde eklenen önergeyle, dağıtıcıların, bu hükme aykırı davranmaları halinde idari para cezası uygulanacak. Aynı hükümlere aykırılığın, lisans sahibi tarafından iki yıl içerisinde tekrar edilmesi halinde ise dağıtıcı lisansı iptal edilecek.

VERİMLİ YATIRIMLAR TEŞVİK EDİLECEK

Teklifle, yatırım teşvik belgesine bağlı olarak uygulanan indirimli kurumlar vergisi uygulaması, verimli yatırımların teşvik edilmesini sağlamak ve sınırsız bir şekilde indirim uygulamasının önüne geçmek amacıyla, yeni teşvik belgeleri kapsamındaki yatırımlara uygulanmak üzere düzenlemeye gidiliyor. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 32/A maddesinde yapılan değişiklik ile yatırım teşvik belgelerinde indirimli kurumlar vergisi uygulaması, hakkın kullanılabileceği ilk hesap döneminden itibaren en fazla 10 hesap dönemiyle sınırlandırılıyor ve oran yüzde 60 olarak belirleniyor. Teklife göre, kazanç bulunmasına rağmen yararlanılmayan katkı tutarları sonraki dönemlerde dikkate alınmayacak. Ayrıca, toplam katkı tutarının yüzde 50'sine kadar, ilk hesap dönemi dahil dördüncü hesap dönemine kadar diğer faaliyet kazançlarına da indirimli oran uygulanabilecek; bu oran sıfıra kadar indirilebilecek ve Cumhurbaşkanına süre ile oran artırma yetkisi verilecek. Bu düzenleme, yayımı tarihinden itibaren alınan yatırım teşvik belgelerine uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.

Etki analizine göre, yatırım döneminde diğer kazançlarda kullanılabilen yatırıma katkı tutarına ilişkin oranın yüzde 80'den yüzde 50'ye düşürülmesinin yıllık yaklaşık 15 milyar lira gelir artırıcı etkisi olacağı öngörülüyor. İndirimli kurumlar vergisi uygulamasının 10 yıl ile sınırlandırılmasının ise eski teşvik belgeleri için bir sonucu bulunmuyor.

2 MİLYAR LİRA EK GELİR BEKLENİYOR

Teklifle, Ar-Ge personeline uygulanan ücret istisnasına üst limit getiriliyor. Ar-Ge merkezlerinde, teknoloji geliştirme bölgelerinde (TGB) ve araştırma altyapılarında, istihdam edilen Ar-Ge ve tasarım personeli ile belirli oranda destek personeline ödenen ücretler üzerinden kesilen gelir vergisine ilişkin teşvik/istisna ile damga vergisi istisnası uygulamasında, teşvike/istisnaya konu edilebilecek aylık ücret tutarı çalışan başına brüt asgari ücretin 40 katı ile sınırlandırılıyor. (2025 yılında aylık 1 milyon 40 bin 220 lira.) Ayrıca, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile 5746 sayılı Kanun'un 3. maddesinde yer alan asgari geçim indirimi ibareleri bu uygulamanın kalkması nedeniyle madde metinlerinden çıkarılarak asgari ücret istisnasına göre maddelerde revize yapılıyor. Düzenleme sonrasında, bu ücretlerin, asgari ücretin 40 katını aşan kısmı ise söz konusu teşvike ve gelir vergisi/damga vergisi istisnasına konu edilemeyecek. Bu hükümler, düzenlemenin yayını izleyen ayın başında yürürlüğe girecek. 2024 yılında TGB'lerde çalışan ortalama 88 bin 436 hizmet erbabının ücretlerinden 25 milyar lira, Ar-Ge merkezlerinde çalışan ortalama 99 bin 193 hizmet erbabının ücretlerinden 23 milyar lira vergi alınmadı ve işverenlere bırakıldı. Ayrıca, 2024'te araştırma alt yapılarında istihdam edilen ortalama 2 bin 584 çalışanın ücretlerinden istisna uygulaması kapsamında 721 milyon lira vergi alınmadı. Düzenlemenin yasalaşması ve aynı ücretlerin verilmesi durumunda yıllık yaklaşık 2 milyar lira gelir etkisi bekleniyor.

"ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR" UYGULAMASINA SON

Enerji ve maden alanında yatırımların önünü açacak düzenleme TBMM Sanayi, Ticaret ve Enerji Komisyonu'nda 26 saat süren görüşmelerin ardından önceki hafta kabul edildi. Yürütme ve yürürlükle birlikte 21 maddeden oluşan kanun teklifinin bu hafta TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi bekleniyor. Muhalefetin zeytinlik alanda madencilik faaliyetine izin veren geçici düzenleme başta olmak üzere birçok maddesini eleştirdiği, teklifin tümü ve bazı maddelerinin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasını dillendirdiği düzenlemenin, İklim Kanunu teklifinin ardından TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi bekleniyor.

Teklifle, Çevre Kanunu'nun çevresel etki değerlendirmesi düzenlemesinde değişikliğe gidilerek, "çevresel etki değerlendirme (ÇED) gerekli değildir" ifadeleri kanundan çıkarılıyor. Tüm projeler için ortak bir değerlendirme sistemi getiriliyor. Ayrıca ÇED süreci, diğer idari izinlerle birlikte yürütülebilecek, bu sayede yatırımların gecikmesi önlenecek. Teklife göre, ÇED olumlu kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemeyecek, proje için yatırıma başlanamayacak ve ihale edilemeyecek. Ancak, bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmeyecek.

Teklifle, Maden Kanunu'nda değişikliğe gidilerek, "rehabilitasyon, rehabilitasyon bedeli, Kurul ve tahsil dairesi" gibi kavramlar tanımlanıyor. Böylece çevre yükümlülüklerinin ve idari işlemlerin hukuki zemini oluşturuluyor. Kurul'un yapısı ve karar yetkisi de netleştiriliyor. Kurumlar arası ihtilaf halinde IV. Grup ile stratejik veya kritik madenlere ilişkin izinlerin üstün kamu yararı gözetilerek Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlığında ve ilgili Bakanların katılımı ile teşekkül eden Kurul tarafından verilmesi amaçlanıyor. Teklifle ruhsat bedeli tanımında yer alan çevre ile uyum teminatı çıkarılıyor, rehabilitasyon bedeli ayrıca düzenleniyor. Çevre ile uyum faaliyetlerinin rehabilitasyon adı altında tanımlanması, izinler hakkında idareler arasında doğabilecek ihtilafların giderilmesiyle görevli kurul müessesesinin ihdas edilmesi, rehabilitasyon bedeli hesabı ve tahsil dairesi tanımlarının yapılması amaçlanıyor.

"İZİN VERİLMİŞ SAYILACAK" KURALI

Maden Kanunu'nda yapılan düzenleme ile ruhsat öncesi izin süreçleri sadeleştiriliyor, izinlerin dört ay içinde verilmemesi durumunda "izin verilmiş sayılır" kuralı getiriliyor. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne (MAPEG) orman alanlarında yetki tanınırken, kültür varlığı bulunan alanlar için tazminatlı ruhsat iptali öngörülüyor.

Teklife göre, Ormanlar hariç bu alanlarda ruhsat düzenlenmeden önce MAPEG, ilgili kuruma proje hakkında görüşünü sorarak izin talebinde bulunacak. İlgili kurum, değerlendirmelerini tamamlayarak üç ay içinde izin talebine cevap verecek. Bu süre içerisinde cevap verilmemesi durumunda ilgili kuruma MAPEG tarafından bir ay ilave süre verilecek. Bu süre sonunda da karar bildirilmezse izin verilmiş sayılacak. Verilen izin, işletme ruhsatına geçiş veya temdit değerlendirmelerinde o alanda devam edecek ancak idarenin projede veya rehabilitasyon projesinde değişiklik talep etmesi mümkün olacak.

Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine Orman Kanunu hükümlerine göre MAPEG'in talebi üzerine üç ay içinde 24 ay süreyle bedelsiz izin verilecek. MAPEG tarafından talep edilmesi halinde izin süresi 12 ay uzatılacak.

Ruhsat düzenlendikten sonra alan izne tabi hale gelse dahi madencilik faaliyetlerine devam edilecek ancak ruhsat sahasında kültür varlığının tespiti halinde madencilik faaliyetlerine devam edilebilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın uygun görüşü aranacak. Bakanlığın uygun görüş vermemesi durumunda MAPEG tarafından hesaplanan yatırım giderleri tutarındaki tazminat, lehine kısıtlama kararı verilen idarenin bütçesinden ruhsat sahibine ödenecek.

SON SÖZ KURULDA…

ÇED işlemleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülecek. ÇED sürecinde ilgili kurumlar görüşlerini en geç üç ay içinde verecek. Kurumların ilave süre talep etmeleri halinde en fazla bir ay ek süre verilecek. Tüm değerlendirmelerini tamamlayarak bu süreler içinde görüş bildirmeyen kurumun görüşü olumlu kabul edilecek. Hukuki öngörülebilirliğin artırılması amacıyla süreç başında izin vermiş kurumlar ÇED sürecinde olumsuz görüş veremeyecek. Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı alınan madencilik faaliyetleri için, ilgili kurum tarafından varsa mali yükümlülükler alınarak en geç bir ay içinde diğer işlemler tamamlanacak.

IV. Grup ile stratejik veya kritik madenlere izin verilmeyen hallerde; sahanın rezerv potansiyeli, yeri, cinsi ve ekonomiye katkısı gibi hususlar dikkate alınarak Bakanlıkça yapılacak başvuru üzerine izin hakkında nihai karar, üstün kamu yararı çerçevesinde Kurul tarafından verilecek.

Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilen Cumhurbaşkanı Yardımcısının başkanlığında; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı ile izinler hakkında karar vermeye yetkili bakanlıkların bakanlarından oluşan, çalışma usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenen Kurul, madencilik faaliyeti lehine karar verirse ilgili kurum bir ay içinde izin kararını Genel Müdürlüğe gönderecek ve ruhsat düzenlenecek.

RUHSAT İPTALİ YAPTIRIMI GELİYOR

Maden Kanunu'na göre arama döneminde yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde teminatın iradı ve ruhsat iptali gibi yaptırımlar getiriliyor. Üç boyutlu rezerv tespiti yapılmayan sahalarda işletme ruhsatı verilmeyecek, UMREK koduna uygun raporlama yapılmaması durumunda yatırılan bedel iade edilmeyecek. Böylece arama döneminin etkinliği artırılacak. Teklife göre, arama ruhsatının düzenlenmesinden sonraki ilk bir yıl ön arama dönemi olacak. Ön arama dönemini takip eden genel arama dönemi; IV. Grup madenlerde iki yıl, diğer grup madenlerde bir yıl olarak uygulanacak. Genel arama dönemi yükümlülükleri yerine getirilen arama ruhsatı, IV. Grup madenlerde dört yıl detay arama dönemine hak sağlayacak. IV. Grup madenlerde detay arama döneminin, diğer madenlerde genel arama döneminin sonuna kadar üç boyutu ve miktarıyla rezerv belirlenmiş olarak işletme ruhsat talebinde bulunulmaması halinde ruhsat iptal edilecek.

Ön, genel ve detay arama faaliyet raporlarının ilgili dönemin sonuna kadar Genel Müdürlüğe verilmesi zorunlu olacak. Faaliyet raporlarının süresinde verilmemesi veya yönetmelikte belirlenen asgari faaliyetlerin yapılmaması halinde ilgili dönemin sonunda, raporlara ilişkin eksikliklerin Genel Müdürlük tarafından verilecek bir aylık sürede tamamlanmaması halinde ise verilen sürenin sonunda teminat irat kaydedilerek arama ruhsatı iptal edilecek.

PASİF RUHSAT SAHİPLİĞİ UYGULAMASI SONA ERİYOR

Maden Kanunu'nda ruhsat süresi uzatma talepleri için asgari üretim şartı getiriliyor. Üretim yapılmayan veya atıl durumda bırakılan sahaların ruhsatları yenilenmeyecek, böylece kamuya tahsisli alanların etkin kullanımına öncelik verilecek. Bu değişiklikle pasif ruhsat sahipliği uygulaması sona erdiriliyor.

Maden Kanunu'na göre, ruhsatı iptal edilen veya terk edilen sahaların yeniden ruhsatlandırılmasında gruplara göre farklı yöntemler benimseniyor. II. Grup (b) ve IV. Grup madenler için doğrudan müracaatla başvuru imkanı devam ederken, diğer gruplarda ihale usulü zorunlu kılınıyor. Bu ayrım sayesinde hem yatırımcı ilgisi hem kamu yararı dengeleniyor.

ZEYTİNLİK ALANDA MADENCİLİK FAALİYETİNE İZİN

Maden Kanunu'na eklenen geçici madde ile zeytinlik alanlarda ülkenin elektrik ihtiyacına yönelik sınırlı maden faaliyetlerine izin veriliyor. Ancak bu faaliyetlerde zeytin ağaçlarının taşınması veya eşdeğer zeytinlik kurulması zorunlu. Ayrıca, bu alanlarda alınacak rehabilitasyon bedeli iki kat olarak tahsil edilerek çevresel telafi yükümlülüğü artırılıyor.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahibi veya rödövansçı olan gerçek veya tüzel kişiler tarafından ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan bu Kanuna ekli harita ve koordinat listesi sınırları içinde alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda, madencilik faaliyeti yürütülecek kısımdaki zeytin ağaçlarının maden sahalarının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik vermek suretiyle taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilecek.

AYNI SAYIDA ZEYTİN AĞACI DİKİLECEK

Zeytin ağaçlarının taşınmasından kaynaklanan tüm masraf ve taleplerden madencilik faaliyeti yürütmesi yönünde lehine karar verilen kişi sorumlu olacak. Zeytin ağaçlarının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda ise ilgili sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilmesi için, iznin öncesinde aralarında biyolog ve ziraat mühendisinin de bulunduğu uzman kişilerden alınan görüşler doğrultusunda Bakanlıkça belirlenecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek alan ile eşdeğer büyüklükte izin verilecek maden sahalarının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik verilmek suretiyle zeytin sahası tesis edilmesi zorunlu olacak.

Bu fıkra kapsamında zeytinlik olarak kayıtlı alanlar veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlarda madencilik faaliyeti yürütülen her yıl için, bu sahaların rehabilitasyon çalışmalarını temin etmek üzere ruhsat sahibinden işletme ruhsat bedeli kadar ayrıca tahsilat yapılacak. Bu sahalar madencilik faaliyetlerinin öncesinde sahada bulunan zeytin ağacı sayısı ile aynı sayıda zeytin ağacı dikilerek rehabilite edilecek. Zeytin ağaçlarının taşınması ile zeytin sahası tesis edilmesine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenecek. Bu madde kapsamında, yeni tesis edilecek zeytin bahçeleri ile taşınacak zeytin ağaçları için Hazine taşınmazlarına ihtiyaç duyulması halinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nca uygun görülenler, zeytinliği kamulaştırılan taşınmaz maliklerinden talep edenlere rayiç bedel üzerinden 10 yıl süreyle doğrudan kiraya verilebilecek.

TEMİNAT BİR YIL İÇİNDE YATACAK

Teklifle, Maden Kanunu'na eklenen geçici 46. maddeyle çevre ile uyum teminatlarını teminat mektubuyla vermiş olan yatırımcılara, bu teminatı bir yıl içinde nakden yatırma zorunluluğu getiriliyor. Süre sonunda yükümlülüğünü yerine getirmeyen yatırımcıların teminat mektupları nakde çevrilerek rehabilitasyon hesabına aktarılacak. Karşılığı nakden ödenen ruhsatlara ait teminat mektupları ruhsat sahiplerine iade edilecek. Çevre ile uyum teminatı ödenmeyen ruhsatlara ilişkin talepler, teminatlar nakden yatırılana kadar değerlendirilmeye alınmayacak. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce tahsil edilen ve bu madde kapsamında tahsil edilecek çevre ile uyum bedeli ve nakdi çevre ile uyum teminatları rehabilitasyon bedeli hesabına aktarılacak. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan ruhsatların çevre ile uyum ve ruhsat bedellerinin hesaplanmasında ve tahsilinde, bu maddenin yürürlük tarihinden önceki ilgili hükümler 1 Ocak 2026'ya kadar uygulanmaya devam olunacak.

Bu arada, Maden Kanunu'nda yapılan düzenleme ile arama ruhsatı başvurularında proje bedelinin yüzde 5'i oranında yatırım teminatı alınması zorunlu hale getiriliyor. Bu sayede mali yeterliliği olmayan firmaların sektöre girişi engellenerek kamu kaynakları korunacak.

YATIRIM SÜRECİ HIZLANDIRILACAK

Teklifle, Mera Kanunu'nda değişikliğe gidilerek, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) projelerinde mera tahsis amaç değişikliği için ÇED raporu şartı aranmayacak.

Böylece tahsis işlemleri yarışmadan önce yürütülebilecek, yatırımcıya hazır ve temiz alan sunulabilecek. Bu düzenleme ile yatırım süreci hızlandırılırken kamu kurumları arasındaki koordinasyon da güçlendirilecek.

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımına İlişkin Kanun'da yapılan değişiklikle, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerine yönelik uygulanan izin, kira ve irtifak işlemlerindeki yüzde 85 indirimin süresi işletmeye girecek tesisler için 31 Aralık 2025'ten 31 Aralık 2030'a kadar 5 yıl süreyle uzatılacak.

Teklife göre, orman vasıflı taşınmazlarda rüzgar veya güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulabilmesine ilişkin izin süreci şu esaslar çerçevesinde yürütülecek:

"Önlisans belgesine istinaden, süre uzatımları dahil olmak üzere, önlisans süresi kadar izin verilebilecek. Üretim lisansı aşamasına geçilememesi halinde bu izin önlisans süresi sonunda resen sona erecek. Üretim lisansı aşamasına geçildiğinin EPDK tarafından ilgili idareye bildirilmesi durumunda, ön lisansa dayalı izin, üretim lisansı süresi sonuna kadar uzatılacak. İzin başvuruları, başvuru tarihinden itibaren azami 60 gün içerisinde sonuçlandırılacak. Rüzgar veya güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesislerine ilişkin proje tanıtım dosyası veya ÇED raporu hazırlanması süreçlerinde, rüzgar projelerinin ana kuş göç yolları üzerinde, güneş projelerinin ise ana kuş göç yolları üzerindeki darboğazlarda olması halinde ornitolojik gözlem yapılması zorunlu olacak. Diğer alanlardaki rüzgar ve güneş projeleri için ornitolojik gözlem yapılması gerekmeyecek; ancak bu projeler için yatırımcı bu hususta ilgili idare tarafından talep edilen tedbirleri almakla yükümlü olacak.

Sahada daha etkin denetim

Saha denetimine çıkacak personel sayısı ve fazla çalışma ücreti artırılıyor. Vergi Usul Kanunu'nda yapılan değişiklikle Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı personeline ödenen fazla çalışma ücretinin hesaplanmasında esas alınan gösterge rakamı 160'tan 300'e çıkarılıyor ve bu ödemeden yararlanabilecek personel oranı yüzde 20'den yüzde 40'a yükseltiliyor. Ödenecek ücretlerin ve sahada görevlendirilecek personele ilişkin üst limitin artırılmasına yönelik bu düzenlemeyle sahada daha etkin denetim hedefleniyor. Bu maddenin, kanun teklifinin Resmi Gazete'de yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe girmesi düzenleniyor. Etki analizine göre, Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı kadro ve pozisyonlarında bulunan toplam memur ve sözleşmeli personel sayısı 40 bin 353 olup, mevcut düzenleme kapsamında bu personelin yüzde 40'ının (16 bin 141 kişinin) denetimlerde görevlendirilmesi ve fazla çalışma karşılığı olarak her bir personele ayda en fazla 8 bin 100,4 lira yerine 15 bin 188,34 lira ödenmesi durumunda, aylık en fazla 179 milyon 784 bin 767,94 lira gider etkisi olacak.

Mazbut vakıfların taşınmaz satışları KDV'den muaf olacak

Katma Değer Vergisi Kanunu'na eklenen düzenlemeyle, Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesindeki vakıflar ve bu kurum tarafından yönetilen ve temsil edilen mazbut vakıfların mülkiyetinde bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV'den istisna ediliyor. Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kemal Aran'ın verdiği bilgiye göre, 62 bin tane mazbut vakfa ait taşınmaz bulunuyor, bunun 9 bini aşkın kısmının satışı gündemde. 2024 yılında 96 taşınmaz için Vakıf Meclisi kararıyla satış kararı alındığını belirten Aran, 79'una talip bile çıkmadığını kaydetti. Bu düzenlemeyle, söz konusu taşınmazların satışında avantaj yakalanması bekleniyor.

Teklifle, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 21'inci maddesinde değişikliğe gidilerek, akaryakıt, LPG ve bunların türev ürünlerinin ithalde teminata bağlanan ÖTV tutarlarının KDV matrahına dahil edilerek kayıt dışılığın önlenmesi amaçlanıyor. Bu maddenin de, kanun teklifinin Resmi Gazete'de yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe girmesi düzenleniyor.

Serbest bölgelere vergi istisnası geliyor

Teklifle, Serbest Bölgeler Kanunu'nda değişikliğe gidilerek, serbest bölgede üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bulundukları serbest bölge içine veya diğer serbest bölgelere yaptıkları ürün satışlarından elde ettikleri kazançlarının da gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmesi sağlanıyor. Bu düzenleme, 1 Ocak 2026'dan itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.

Bu arada serbest bölgelerden yurt içine yapılan satışlardan elde edilen kazançlar ise anılan istisna kapsamında olmayıp, bu hüküm aynen korunuyor. Etki analizine göre, 2024 yılı verilerinden hareketle tahmini vazgeçilen gelir etkisi 700 milyon lira olarak hesaplandı.

Organize Sanayi Bölgeleri Kanunda yapılan değişiklikle, OSB tüzel kişiliğine tanınan vergi, resim ve harç muafiyetinin kapsamı netleştiriliyor. İlgili işlemlerde tanınan vergi, resim ve harç muafiyetinin, banka ve sigorta muameleleri vergisini

kapsamadığına yönelik açıklayıcı düzenleme yapılıyor. Anayasa Mahkemesi kararlarıyla uyum sağlanıyor.

Endüstri Bölgeleri Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, endüstri bölgelerine yeni alanların ilave edilmesi ya da endüstri bölgelerinden alanların çıkarılmasına Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı karar verecek, buna ilişkin karar Resmi Gazete'de yayımlanacak.

Yoklama fişlerinden imza şartı kaldırılıyor

Teklifle, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın sahada yoklama faaliyetinin yürütülmesi sürecinde karşılaştığı bazı zorluklar ortadan kaldırılıyor. Vergi Usul Kanununun 131. maddesine eklenen hükümle, elektronik ortamda düzenlenen ve konum/fotoğraf içeren yoklama fişleri bakımından polis, jandarma, muhtar gibi kişilerin imzası şartı kaldırılıyor. Bu sayede, dijitalleşmenin getirdiği imkanlardan faydalanılarak sahte belge düzenlemeleriyle mücadele etkinleştiriliyor.

Teklifle, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'na eklenen geçici maddeyle, konusu suç teşkil etmemek kaydıyla, 31 Mayıs 2025'e kadar toplu sözleşme veya Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarına aykırı olarak kamu görevlilerine giyim, kıyafet, koruyucu giyim yardımı, koruyucu giyim malzemesi, koruyucu donanım malzemesi yardımı yapan kamu kurumlarındaki sorumlular hakkında idari ve mali işlem yapılamayacağı ve başlamış işlemlerin ise sona erdirileceği düzenleniyor.

Stratejik madenler tanımlanıyor

Maden Kanunu'na eklenen yeni düzenleme ile stratejik ve kritik madenler tanımlanıyor. Teklife göre, arz kesintisi veya yüksek fiyat artışı halinde ciddi ekonomik sorunlar veya güvenlik zafiyeti doğurabilecek, sanayi üretiminin temel girdilerinden olan ve yüksek arz riski taşıyan madenler, kritik maden olarak kabul edilecek. Ulusal güvenlik ve ekonomik refah için yüksek öneme sahip olan ve iç veya dış etkenler nedeniyle arzı kısıtlanabilecek madenler, stratejik maden olarak kabul edilecek. Stratejik veya kritik madenler Milli Savunma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri alınarak Bakanlık tarafından tespit edilecek. Stratejik veya kritik madenlere ilişkin madencilik faaliyetleri için Kamulaştırma Kanunu hükümleri doğrultusunda acele kamulaştırma yapılabilecek. Bir önceki yıldaki üretim miktarının yüzde 10'unu geçmemek kaydıyla stratejik veya kritik madenlerin belirli bir oran veya miktarda ruhsat sahiplerince stoklanmasına Cumhurbaşkanınca karar verilebilecek. Böylelikle düzenleme sayesinde başta nadir toprak elementleri olmak üzere kamu menfaatleri açısından özel öneme sahip madenlere ilişkin özel bir hukuki çerçeve ve yönetim usulü oluşturulacak.

İşletme ruhsat bedellerinin yüzde 70'i genel bütçeye aktarılacak

Teklifle rehabilitasyon bedeli, ruhsat bedelinden ayrıştırılıyor. Rehabilitasyon bedelinin tamamının, ruhsat bedelinde olduğu gibi her yıl ocak ayı sonuna kadar yatırılması gerekecek. Tahsil edilecek işletme ruhsatı bedelinde yapılan indirimin genel bütçe gelirlerinde sebep olacağı azalmayı telafi etmek amacıyla ruhsat bedellerinin genel bütçeye gelir kaydedilecek payı yüzde 50'den yüzde 70'e çıkarılacak. Ruhsat ve rehabilitasyon bedelinin tamamının ocak ayının sonuna kadar yatırılmaması halinde yatırılmayan kısmın o yıl haziran ayının son gününe kadar gecikme zammı oranında artırılarak yatırılacak. Aksi halde ruhsat iptal edilecek.

Teklife göre, rehabilitasyon bedeli, işletme ruhsatı bedeli kadar olacak. Tahsil edilen bedeller vadeli hesapta nemalandırılacak. Rehabilitasyon bedeli ve nema geliri; sadece rehabilitasyon için kullanılacak, haczedilemeyecek, rehnedilemeyecek, temlik edilemeyecek. Nemalandırmaya ilişkin diğer hususlar Bakanlık tarafından yönetmelikle belirlenecek. Ayrıca rehabilitasyon çalışmalarının masraflarını karşılayacak tutarda rehabilitasyon bedeli belirlenmesi, rehabilitasyon bedeli hesaplarında saklanan tutarın reel değerinin korunması amacıyla nemalandırılması ve bedellerin ödenmesine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde madencilik faaliyetine son verilmesi öngörülüyor. Teklifle, ayrıca rehabilitasyon bedelinin kamu kurum ve kuruluşları haricindeki hammadde üretim izin sahibinden de alınması ve rehabilitasyon bedellerinin nemalandırılması, bedellerin ödenmesine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde idari yaptırımlar düzenleniyor.

Yerli kaynaklara dayalı üretim desteklenecek

Elektrik Piyasası Kanunu'nun geçici 4. maddesinde yapılan değişiklikle, 2030 yılı sonuna kadar devreye alınacak yerli kömürle çalışan üretim tesisleri ve bu tesislere ait enerji nakil hatlarında 15 yıl boyunca yüzde 85 oranında bedel indirimi uygulanacak.

Teklife göre, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ön lisans veya üretim lisansı bulunan üretim tesisleri için gerekli olan özel mülkiyete konu taşınmazların temini amacıyla Kurul tarafından 31 Aralık 2030'a kadar acele kamulaştırma kararı alınabilecek. Bu süre Cumhurbaşkanı'nca bir defaya mahsus beş yıl uzatılabilecek.

Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen diğer bir geçici madde ile yapı ruhsatı veya yapı kullanım izni olmadan işletilen lisanslı üretim tesislerine geçici uygunluk imkanı getiriliyor. Teklife göre; yapı ruhsatı ve/veya yapı kullanma izin belgesi olmadan tesis edilerek 31 Aralık 2024'ten önce kısmen veya tamamen işletmeye girmiş olan lisanslı elektrik üretim tesisleri ve bunların zorunlu altyapı unsurları için, imar planlarına işlenmiş bulunmak ve üretim lisansı sahibi tüzel kişilerce bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde müracaat edilmek şartıyla; gerekli belgelerin sunulması durumunda Bakanlıkça bedeli mukabilinde üretim tesisi uygunluk belgesi düzenlenecek. Üretim Tesisi Uygunluk Belgesi, elektrik üretim tesisi ve elektrik üretiminin zorunlu altyapı unsurları kapsamındaki tüm yapılar için tek bir belge olarak düzenlenecek ve iş yeri açma ve çalışma ruhsatı yerine de geçecek. Üretim Tesisi Uygunluk Belgesi bedeli olarak, ilgili tesis türü için Kurum tarafından belirlenen güncel birim yatırım tutarı ile hesaplanan toplam yatırım tutarının binde 1'i genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Bakanlıkça tahsil edilecek.

Teklifle, İmar Kanunu'nda sayılan istisna hükümleri saklı kalmak kaydıyla, rüzgar ve güneş enerjisine dayalı yenilenebilir enerji tesislerinin imar planları ve yapı ruhsatı işlemlerinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından da yapılabilmesine kanuni dayanak oluşturuluyor.

Değerli madenlerde devlet hakkı oranı artırılıyor

Teklif ile ruhsat sahiplerinin işletme ruhsat bedeli kadar rehabilitasyon bedeli ödemesi zorunlu hale getiriliyor. Mevcut düzenlemede çevre ile uyum bedeli ruhsat bedelinin bir payı olarak tahsil edilmesi nedeniyle ruhsat bedelinde yüzde 30 oranında indirim yapılması öngörülüyor. Madde ile tahsil edilecek işletme ruhsatı bedelinde yapılan indirimin devlet hakkı gelirlerinde azalmaya sebebiyet vermemesi için mevcutta en az işletme ruhsat bedeli kadar alınan "asgari" devlet hakkı miktarı da ruhsat bedelinin yüzde 50 fazlası kadar artırılıyor. Ayrıca krom madeni Londra Metal Borsasında işlem görmediğinden, özel hükümlerden çıkarılıp genel hükümlere tabi hale getiriliyor. Devlet hakkının oluştuğu döneme ait Londra Borsası ortalama değeri esas alınacak. Devlet hakkının oluştuğu döneme ait Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ortalama döviz kuru değeri, Borsa'da işlem görmeyen madenler için Bakanlıkça açıklanan fiyatlar esas alınacak.

Teklifle, altın gibi değerli madenlerde devlet hakkı oranı artırılıyor. Halihazırda Maden Kanunu'nda devlet hakkı oranı 2.101 ons ve üzeri rakamlar için yüzde 15 olup, 12 Haziran 2025 tarihi itibarıyla 2025 yılı ortalaması ons fiyatı 3.073,50 dolar seviyesine eriştiğinden, bu fiyata denk gelen devlet hakkı oranı da yüzde 15 olarak uygulanıyor. Küresel ekonomik belirsizliklerin sürmesi altın fiyatlarının değişkenlik arz edeceğini ortaya koyuyor. Bu sebeple ons fiyatı 2.101 dolar ve üzeri fiyatlar için devlet hakkı artırılıyor. Ayrıca, 3 sayılı tabloda yer alan diğer metalik madenler yönünden de aynı çerçevede beklentiler oluştuğundan, bu tablodaki diğer madenler

bakımından da güncellemeler yapılmasına ihtiyaç bulunuyor. Bu kapsamda Ek 3 sayılı Tabloda yapılan değişiklikle devlet hakkı kayıplarının önüne geçilmesi amaçlanıyor.

"Dengeli bir düzenlemeye dönüştürülmeli"

Madencilik Platformu, sektörü yakından ilgilendiren düzenlemeler içeren teklifte yer alan bazı düzenlemelerin, sektörün uzun süredir dile getirdiği yapısal ihtiyaçlara kısmi de olsa yanıt verdiğini vurguladı. Madencilik Platformu Sözcüsü Mehmet Yılmaz, şunları kaydetti:

"ÇED süreçlerinin daha öngörülebilir hale getirilmesi, izin başvurularının belirli süreler içinde sonuçlandırılmasına yönelik yaklaşım ve stratejik-kritik maden tanımlarının yasal bir çerçeveye oturtulması sektörümüz açısından olumlu gelişmelerdir. Ayrıca, ihale usullerinde sürecin kısaltılması da yatırım ortamının şeffaflaşması bakımından yerinde adımlardır. Öte yandan aynı teklifte yer alan bazı maddelerde iyileştirmelerin yapılması gerektiği düşünülüyor. Özellikle; ruhsat bedelinin yüksek olması, devlet hakkı oranlarındaki artışların diğer ülkelere göre çok yüksek olması, IV. Grup bir ruhsat sahasına, birden fazla üst üste ruhsat verilmesi, ruhsat temdit edilme kriterlerinin yönetmelikle belirlenmesi, arama ruhsatlarında yatırım teminatı zorunluluğu ve ağırlaştırılmış iptal gerekçeleri, zeytinlik düzenlemesinin yalnızca belirli sahaları kapsaması, tüm orman alanlarının özel alan kapsamına alınması gibi konuların madencilik sektörü yararına yeniden gözden geçirilmesi isabetli olacaktır. Maden Platformu olarak beklentimiz; bu teklifin hem kamu yararını hem de yatırım iklimini gözeten dengeli bir düzenlemeye dönüştürülmesidir. Sektörümüz, ülkemize daha fazla katma değer sağlamak ve sorumlu üretim ilkeleriyle hareket etmek için her türlü katkıyı sunmaya hazırdır."

"Yatırımları hızlandırması bekleniyor"

Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, enerji ve maden alanlarında yapılacak yeni düzenlemelerin, Türkiye'de yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandıracağını ve kurulu güç hedeflerini destekleyeceği görüşünde. Özkök yaptığı açıklamada, yenilenebilir enerji yatırım süreçlerinde karşılaşılan idari zorlukların giderilmesi, izin ve ruhsat prosedürlerinde öngörülebilirliğin artırılması ve uygulama birliğinin sağlanmasına duyulan ihtiyacın, TBMM'de görüşülen kanun teklifiyle karşılık bulduğunu belirtti. GÜYAD olarak enerji sektöründe yatırımcıların karşılaştığı uygulama engellerine yönelik kapsamlı tespit ve çözüm önerilerini ilgili kurumlarla sürekli paylaştıklarını aktaran Özkök, "Ulusal emisyon hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerji kurulu güç artışını hızlandırmayı hedefleyen yasal düzenleme, enerji politikaları açısından önemli bir adım. Enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren kanun, Türkiye'nin yenilenebilir enerjide yatırımlarını hızlandıracak ve kurulu güç hedefleri yakalanabilecek" dedi.

TÜRMOB'dan iki öneri

Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne yönelik bir rapor hazırlayan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), kıymetli madenlerin rafinajı faaliyetlerinin 1567 sayılı kanun kapsamına alınması ve bu faaliyetlerin de Cumhurbaşkanı iznine tabi tutulmasının, hukuki belirliliğin ve öngörülebilirliğin sağlanması adına olumlu bir düzenleme olarak değerlendirdi. Teklifle belirli durumlarda yoklama fişlerinde polis, jandarma, muhtar veya ihtiyar meclisi üyelerinin imzasının aranması zorunluluğunun kaldırıldığının anımsatıldığı raporda, dijital gelişmelere bağlı olarak yapılan, uygulamada kolaylık getiren ve iş yükünü azaltan bu tür düzenlemelerin daha da yaygınlaştırılması ve vergi kanunlarının günün değişen koşul ve ihtiyaçlarına göre revize edilmesi gerektiğinin değerlendirildiği kaydedildi.

Teklifle, akaryakıt ve benzeri ürünlerin ithalinde ÖTV tutarı üzerinden hesaplanması gereken KDV tutarının tahsilini sağlamak amacıyla teminat karşılığı ithal edilen malın teminatının hesaplanmasına esas özel tüketim vergisi tutarının ithalatta KDV matrahına dahil edildiğine dikkat çekilen raporda, bu düzenlemenin ÖTV tutarı üzerinden hesaplanan KDV'nin Hazineye intikali açısından önemli olduğu vurgulandı. İndirimli kurumlar vergisinin son derece karmaşık, takibi zor ve hata yapmaya müsait bir uygulama haline geldiğine işaret edilen raporda, uygulamayı daha sade, basit ve herkes tarafından anlaşılır bir hale getirecek düzenlemelere gidilmesi gerektiğinin altı çizildi.

TÜRMOB ayrıca, SMMM ve YMM'lerin ilgili vergi kanunları ve beyanname, bildirim ve formlar ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda sayılan mali belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde düzenlenmeleri amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı'nca yapılan veri paylaşımlarından katılma payı adıyla ücret alınmasına ilişkin düzenlemenin 1 Ocak 2025'ten itibaren kaldırılmasına ve serbest muhasebeci mali müşavirlik stajı yapacak sigortalıların staj süresi döneminde prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak uzun vadeli sigorta primi işveren ve sigortalı hisselerinin tamamının Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca karşılanmasına yönelik önerilerini de rapora ekledi.

"Sağlıkta yeni dönemin kapılarını aralayacak"

Sağlık alanına yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifinin, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda görüşmeleri devam ediyor. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu'nun "sağlıkta yeni bir dönemin kapıları aralanacak" ifadelerini kullandığı "Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ile organ bağışında dijital olarak da başvuru imkanı getirilecek. Bağışçı kararının esas alındığı yeni bir yapıya geçilecek. Organ bağışında, bağışçının sağlığında açıkladığı irade esas alınacak. Organ bağışı beyanları, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na uygun olarak Sağlık Bakanlığı merkezi kayıt sistemine kaydedilecek. Organ bağışı beyanları, beyan esnasında bağışçı tarafından belirlenen kişilere bildirecek ve bu kişiler haricindekilere beyin ölümü tespitinden önce açıklanamayacak. Teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle alınması gereken muvafakat elektronik ortamda da alınabilecek. İlaç tedarik zinciri ve tıbbi cihaz alanlarında denetimler artırılarak bir dizi yeni güvenlik adımı hayata geçirilecek. Özel sağlık tesisleri için tanıtım ve bilgilendirme sınırını aşanlar ile yanıltıcı, aldatıcı, insan sağlığını tehlikeye düşüren veya haksız rekabet ortamı yaratan fiillerde bulunanlar hakkında idari para cezası uygulanacak. Sağlık Bakanlığı'nca belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak tıbbi cihazların satış, reklam, dağıtım veya pazarlamasını yapan kişiler ile teknik servis hizmetini sunanlar ve sahte tıbbi cihazları piyasaya arz eden, piyasada bulunduran ve hizmete sunanlar hakkında idari para cezası uygulanarak vatandaşların güvenli ürünlere erişimi artırılacak. Tabipler, diş tabipleri ve uzman tabipler en fazla iki sağlık kurumunda çalışabilecekler ve yalnızca 5510 sayılı Kanunun 4/a kapsamında sigortalı olarak istihdam edilebilecekler. Teklifle, ecza ticarethanelerinin, beşeri tıbbi ürünler ve özel tıbbi amaçlı gıdaların tedarik zinciri hareketlerini takip sistemine bildirme yükümlülüğü getiriliyor ve bu yükümlülüğe aykırı hareket edilmesi halinde idari para cezası ve ruhsat iptali yaptırımları öngörülüyor. Sözleşmeli aile hekimliği uzmanlık eğitimi süresi en az beş yıl, sözleşmeli aile hekimliği yapanlar için dört yıl olarak düzenleniyor.

Suç gelirlerinin kripto işlemleriyle aklanmasına yeni önlemler

Hazine ve Maliye Bakanlığı, başta yasa dışı bahis ve dolandırıcılık olmak üzere suç gelirlerinin kripto işlemleriyle aklanmasına yönelik yeni adımlar atmaya hazırlanıyor. Bu adımlar, kripto varlık platformlarının, aracılık ettikleri işlemlere konu para ve diğer fonların kaynağına ve kripto varlık transferlerinin amacına ilişkin bilgi edinmelerini kapsıyor. Bu çerçevede tüm kripto varlık transfer işlemlerinde, işlemi gerçekleştiren müşteriden en az 20 karakterlik işlem açıklaması alınması zorunlu olacak. Bakanlığın açıklamalarına göre, yasa dışı bahis ve dolandırıcılık gibi suçlardan elde edilen gelirlerin, kripto varlık hesapları kullanılarak aklanmasının engellenmesi amacıyla seyahat kuralı (travel rule) uygulanmayan kripto varlık çekim işlemleri için zaman sınırı getirilecek. Yapılacak düzenlemeye göre anılan işlemler, bu varlıkların alım, takas veya yatırma işlemlerinden en erken 48 saat sonra gerçekleştirilebilecek. Bir hesaptan ilk kez yapılacak kripto varlık çekim işleminde bu süre, en az 72 saat olarak uygulanacak. Şüpheli fonların, hızlıca sistem dışına çıkarılmasının ve izinin kaybettirilmesinin önüne geçilmesi hedeflenirken, yasa dışı bahis ve dolandırıcılıktan elde edilen gelirlerin aklanması da önlenecek.

Bu amaç doğrultusunda "stabil kripto para" adıyla bilinen, değeri bir başka varlığın değerine sabitlenmiş kripto paraların transferlerine de ilave kısıtlamalar getirilecek. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin açıklamasında, kripto varlık ekosisteminin doğasına uygun olarak kripto varlık işlemlerinin gözetim altına alınmasını sağlayan düzenlemelerle, suç gelirlerinin hızlı bir biçimde yurt dışına transfer edilmesinin önlenmeye çalışıldığını bildirdi. Finansal sistemin bütünlüğü korunarak meşru kripto varlık faaliyetleri için hareket alanının muhafaza edildiğine işaret etti. Şimşek, yeni düzenlemelere uyum sağlamayan platformlar hakkında idari yaptırımların yanı sıra, lisans verilmemesi ya da iptali dahil olmak üzere çeşitli hukuki ve mali yaptırımlar da uygulanabileceğini vurguladı.

Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi kurulacak

TBMM Genel Kurulu'nda geçen hafta, Türkiye'nin ilk İklim Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine devam edildi. Yeşil kalkınma vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlayan teklif, iklim değişikliği ile mücadelede esas olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri ile planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetimi ve bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını kapsıyor. "Adil Geçiş", "denkleştirme", "gönüllü karbon piyasaları"; "iklim adaleti", "Emisyon Ticaret Sistemi" gibi 39 terimin tanımlandığı kanun teklifinde, iklim değişikliğiyle mücadelede uyulması gereken temel ilkelere yer veriliyor. Teklife göre, ulusal bir Emisyon Ticaret Sistemi kurulacak. Sistem tamamen devreye girene kadar "pilot" uygulama yapılacak. Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları hazırlanacak. Haberimiz yayına hazırlanırken, teklifin Genel Kurulda kabul edilen maddelerinden öne çıkan birkaçı şöyle:

"İklim değişikliğiyle mücadele faaliyetleri belirleniyor. Sera gazı emisyonları, Ulusal Katkı Beyanı, net sıfır emisyon hedefi ve İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından yayımlanan veya güncellenen strateji ve eylem planları doğrultusunda azaltılacak. Ulusal Katkı Beyanında sektörel bazda belirtilen sera gazı emisyonlarının azaltım faaliyetleri, ilgili kurum ve kuruluşlara mevzuatla verilen görev ve sorumluluklar dahilinde gerçekleştirilecek.

Ulusal Katkı Beyanında yer alan sektörel politikaların uygulanması ve hedeflere ulaşılması amacıyla ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda ilgili kurum ve kuruluşların mevcut görev ve sorumlulukları gözden geçirilecek. Bu kapsamda Bakanlığın ve ilgili kurumların görüşü alınarak Ulusal Katkı Beyanı ve net sıfır emisyon hedefi çerçevesinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca düzenleme yapılabilecek."

BİZE ULAŞIN